13 Eylül 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

13 Eylül 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Asker görüş iki milyonluk Alman ordusu harbe nasıl hazırlanıyor Yakında 16 yaşındaki gençler de askere alınınca bu yekün iki bu "Almanyanm mütemadiyen silâh - lanması meselesi bütün Avzupayı dö- Tin derin düşündüren, devletler sra- Sında büyük silâh yarışın €h büyük meseledir, Alm: barbe girecekmiş gibi ha: Ye dakika kaçırmadan hazırirklarını tamamlamağa bakmaktadır. Almanya son günlerde askerlik hizmetini iki misline çıkarmağa ka - Tar vermiş, bu suretle Alman ordusu, hem kemiyet, hem keyfiyet bakımın- dan, azami derecede büyümüş ve kuv Vetlenmiştir. Bu ordu yüzbinlerden değil, milyonlardan müteşekkildir. Bugün Almanya iki milyonluk bir or duya maliktir. Bu ordunun nasıl teşekkül ttiğini İzah edelim: Bu ordunun 850,000 as-| keri Relehvehr diye tanılır. Ve kâmli- len muallem ve tecrübeli askerlerden müteşekkildir. Bugünkü Alman ordu Bunun küçük zabit kadrosunu da bunlar teşkil edeceklerdir. Bundan başka 1914 - 1915 senelerinde doğ - Muş olan 1,100,000 genç vardır. Bun larin hepsi de talim görecek ve hepsi de asker olacaktır; Saydığımız bu kuvvetlere, askerileştirilmiz teskil - ta mensup 400,000, mecburi hizm tâbi 300 bin kişiyi ilâve eders Milyona varırırz. Hattâ geçeriz bile. Fakat Almanlar bunu da kâfi gör Müyorlar... Çok yakında askerlik ça- Er on altı yaşında başla , Bu Yetle ordünun mikdarı iki buçuk Yona varacaktır. Daha şimdiden Almanya baştan başa Üniforma içinde olarak göze Şârpmaktadır. Küçük köyler ve en de ta yerlere kadar her taraf askerle do Vudur. Manevralar ayr olan de her tarafta hümmalı bir faaliyet var.. Or talıkta üdeta askerden başka birşey Börünmüyor. Polonya hudutlarmdan Çekoslovakyaya, Ren kıyılarından Baltık denizine kadar her taraf ordu Bâh halinde... O güzel Sonobede Holl şehrinde Bokâklarda askerden geşilmiyor.. Mu tiki yurdu Boyreuth bile askerileğti - tilmiştir. Hamburgda da herkes ayak İn... Geçen gün Friderikin 150 inci se Bi devriyesi münasabetile ihtiyar Ma Teşal Makenzen ile Harbiye Vekili Ve Başkumandan Von Blomberg'in atşısında yapılan resmi geçitin he - Yecanı hâlâ yaşıyor. * » * Almanların yaptıkları yollar, baki- Kâten bir harika sayılsa yeridir. Bu Yollar dünyanın bir tarafımda mevcut Slmıyan birşey... Bu yollar bir tenis Orta gibi tertemizdir. Onun gibi te- eli beton, tstü çimentodan yapıl - Miştır, Lüks otomobiller gibi kamyon | Mar bile bu yolların üstünde kolaytık- * 70 - 80 kilometre yapabilirler. Yol ** zaman harbin ruhu olmuştur. Almanlar umumi! harbin derslerini Wutmamışlardır. Verdun'u kurta - âmll o meşhur “Mukaddes yol" le Due'dü. Bu güzel yolların üzerinden her ten birlerce otomobil geçiyor. Bir Rün-bunların hepsi her halde işe yara kyk. Almanlanda bütün memle- #lerinde mevcut olar bütün otomo- lerin mikdarını biliyorlar. Çünkü “nlar kontrol eden bir hususi teşki Mt var, Alman tağyir ii halledi İyecek bir muamma teşkil eder. Almanyanm en hafifinden en ağır M kadar... binlerce, ve binlerce tay- Alman ordsunda 7 Bir hava manevrası yaresi olduğu söyleniyor... Zaten dün yada kısmen Amerika müstesna, Al GA ağır hava bataryaları man ordusu kadar her bakımdan mo törleşmiş başka bir ordu yok gibi - İdir, Bu motörlü vasıtaların bemen hep si de yenidir... Hepsi de fabrikalardan henüz çıkmış gibidir. Mahrukst meselesi de halledilmiş- tir. Bu muazzam İşi kismen oAlman İkimyagerleri, sun'i petrol keşfederek | başarmışlardır. Alman otomobillerinin şekli de baş b başma tetiike değer bir iştir. Ka- pal: otomobilden ziyade açık otomo- bile tesadüf etmek kabildir. Soğuk ve yağmurlu bir memlekette buna rast- gelmek tuhaf değil mi? Sonra otomo billeri en ağır eşyayı tşıyacak tarz - da yapılmıştır. Bunlar cephane san-| dıkları, ve bombaları ne güzel taşıya | bilir... . Bütün Alman ordusu bir gaye için hazırlanmıştır. O da: Az zamanda a-| zami mesafeyi katedebilmek... Napoleon yüz şu kadar sene evvel gâlebenin sırrını bir cümle İle anlat- mıştı: Dilşmandan daha seri hareket eden ve edebilen taraf kazanır!.. Almanya bugün, bu gayeye vâsıl olmuş gibidir. i —— İspanya dir. Yarın da “ Kahramanca “Gözünüzü açın!. Bugün bize, yarın sis. nın Jandarkı: LA PASIONARIA “Dikkat ediniz! Bugün sıra bizim- gelmiyor, top ve tayyare lâzım, sizin olacak. ,, dövüşmek kâfi Kimse onun asıl İsmini tanımaz dersek caizdir. Fakat La Pasionaria denilince herkes hürmetle iğilir. Bu, Jandark gibi asker bir kadın mıdır? 'Tarihlerde bahsedilen süvari kadm- lardan birisi midir?” Hayır. Dolores İbarruri sadece bir halk kadınıdır. Ispanyanm sağ - sol mücadelesin- de büyük bir mevkii olan ve sollarm (fabrika kurulacak İ mizdan biri olan şeker endüstrimizin İ şema ve tablolarla canlandırmıştır. İketlerde adam başma şeker istihlâki- İnin kilogram olarak nispetlerini gö-| N Şeker istihlâkimiz artarsa 4 yeni İzmir fuarmda zarif bir paviyon kuran Şeker Şirketi, milli davaları. inkişaf seyirleri ve yurt iktısadiyatın da oynadığı faydalı rolü, bu köşede Bu tablolardan bezi manalı rakam - ları kaydedeli:m Pancar ekilen sahalarda 1927 se - nesinde 6504 köylü çalışırken 1929 da 12,444, 1932 de 22,755 ve 1935 te 51,907 köylünün çalıştığını öğreni - yoruz. Pancar ekim ve istihsali de her yıl inkişaf etmiş ve 1926 da 5710 ton İs- tihsal olunmuşken, 1929da 53518, 1932 de 178,780, 1985 te 334,177 to- nu bulmuştur. Ekilen saha da bü in- da 2655 hektar iken 1029da 5494, 1982 de 16755, 1935 te 25649 hektara varmıştır. Diğer bir tabloda başlıca memle - rüyoruz. Meselâ bu nispet İngiltere- de 52, Danimarkada 52 tanda 11, iken bizde ancak 4,9 dur. Fakat şeker fiatın indirilmiş olms- sı bizdeki şeker istihlâkinin artması- na âmil olmuş ve zamanla bu istih- lâkin ehemmiyetli miktarda artacağı ümidini vermiştir. Bü münasebetle Ismet İnönüün fuarda şeker paviyo- | "nunu ziyareti sırasında Celâl Baya- rin muhterem Başvekile işaret ettiği bir noktayı yazmadan geçmiyelim. Celâl Bayar diyordu ki: — Bizde şeker istihlâki bir misli artacak olursa, dört fabrika daha kurmak lâzım. İktısat ve ziraat bakımından şeker k Uşak şeker fabrikasının harlet görünüşü endüstrisinin faydaları gözönünde tutulacak ve yeni fabrikaların bilhas sa şark vilâyetlerinde kurulacağı dü- şünülecek olursa bu ihtiyacın en yakm zamanda başgöstermesini te- menni etmek lâzımdır. Üniversitede imtihanlar "Üniversite fakültelerinde bu aym on beşinde ikmal imtihanlarına baş- lanacaktır. Ayın sonuna kadar imti- hanlar bitecektir. 1 Teşrinlevvelde derslere başlanacaktır. Edebiyat, Ta- rih fakültesinde ihdas olunan meskü- kât ve asarratika dersleri için bir program hazırlanmıştır. Kıymetli bir saat bulundu Şişlide kıymetli bir kol saati bulun- muştur. Saatin üzeri pırlantalı ve plâtinlidir. Saati bulan, satmak is - terken yakalanmıştır. Beyoğlu kay - makamlığnda mahfuz tutulan saat, Selânik, 8 (Hususi muhabirimiz yazıyor) — Yunan Veliahdi Prens Pol tarafından açılan Selânik sergi- si, iki gün zarfında binlerce kişi ta- rafmdan ziyaret edilmiştir. Serginin açılış günü, Prens Pol ve başvekil Metaksas küşat merasiminden sonra ik olarak Türk paviyonunu gezmiş» ler, her kısının önünde tevakkuf ede- rek komiserimizden izahat almışlar- dır. Prensle başvekilin en fazla tevak- kuf ettikleri ve meşgul oldukları yerler, deri ve şeker sanayii kısmı olmuştur. Kendisine, milli şeker is- tihsalâtınm 70 bin tona yaklaştığı haber verilince başvekil, takdirle karışan hayretini gizlememiş, hele bilhassa Ege mahsullerinin ihzar ve tertibindeki güzelliği çok beğenmiş. tir. iz Türk pavyonunun hususiyeti Türk paviyonu kapıdan içeriye gi- rince tam karşıdadır. Ortada Ata - türkün büstü vardır. Ve paviyonun en karakteristik hususiyeti, hemen bütlin sanayi maddelerimizin hepsi- nin teşhir edilmekte bulunuşudur. delerin teşhir tarzları da tekni- ğe uygundur. 'Turizm ve istatistik kısmındaki memleket manzaraları, grafikler, cetveller, serginin hiçbir peviyonunda görülmiyen çok kıymet- Hi eserlerdir. Cümhuriyeti takip e- den yılların herbirinin neticelerini İ gösteren grafikler, ticari muvâzene ve ithalât ihracat tabloları, münev- ver ziyaretçilerin tetkik gözlerini ü- zerine çeken (o bariz birer malümat hazinesidir, Teşhir edilen maddeler Paviyonda zirai maddeler, hubu - bat, kuru yemişler, yün, pamuk, ya- Şergi heyeti, Selânik konsolasım ws ve. muhabirimizle bir arada Selânik sergisindeTürk 'paviyonu takdir edildi kişaf nispetinde genişlemiş ve 1926) İlk olarak Türk pavyonunu gezen YunanBaşvekilinin takdirkâr sözleri Türk paviyonunun başka bir görünüşü deler, inhisar maddeleri, pamuklu ve bez mensucat, ipek, ipekli ve yünlü kumaş, deri işleri, cam, aluminyum İ ve emaye ile demir sanayiine müte- allik karyola, çivi ve teller teşhir edilmektedir, Hereke, Kayseri ve Is- partanın muhtelif cins halıları, Kü tahya çini ve vazoları, itriyat, Kızıl. ayın öl ve trikotaj işleri de en zarif ve çok temiz birer san'at eseri olâ. rak derin bir alâka ile binlerce ziya- retçi tarafından tetkik edilmiştir. Pavyonumuzun - birinciliği oihraz edebileceği kananti hemen hemen umumüidir. Teşhir edilen eşya zen - gin, tertip teknik ve metodiktir. Ba bakımdan, Türk pavyonunu hazırlı « yan komiser Baha ile dekoratör Tes sam Hakkınm adlarını takdirle an- mak bir borçtur. pağı ve tiftik, şeker ve şekerli mad- sahibi olduğunu İspat edene verile - cektir. ca gibi Üşüşen gazeteciler ona bin bir sual soruyorlardı: — Evli misiniz? — Çocuklarınız var mı? — Kaç yaşındasınız? — Kaç defa hapse girdiniz? — Frahkoyu elinize geçirirseniz ona ne yaparsınız? O, biltün bu suallere cevaplar veri- bir yarı ilâhe gibi tanıdıkları Pasio- naria son intihapta halk cephesin - den mebus çıkşnıştır. Bu kadın, mec- Viste en nafiz unsurlardan birisidir. Mensup olduğu grupun asli değilse de, tabii ve hakiki reisidir. Onun her teklifi derhal kabul olunur. La Pasionaria hürriyetlerini feda etmek, ölmek istemiyenlerin feryat - larmı cihana duyurmak üzere Fran- saya gitti ve orada, indiği otelde, matbuatı kabul etti. Etrafına karın- yor, bir taraftan tebesstim ediyordu. Ve sonra yanmdakilere dönerek di- yordu kiz z — Muhakkak beni Maurice Cheva- Her sandilar, Parise gittiğinin akşamı, Onu, Fransiz gazetecilerinden Madeleine Jacob görmüş. Mülâkatmı şöyle anla- tıyor: Sabahki mütebessim çehre yerine, şimdi, alnmda derin çizgiler vardı. — Bir an evvel, dedi, dönmek istü- yorum. İstiyorum ki bu seyahat ça- buk bitsin, İspanyol kütlelerinin oy- nâdıkları bu facia sona ersin. Orada, beni bekliyorlar. Bana ihtiyaçları var, Ve asabi, çalışan kadınlara mah- uzaklarda, arkadaşlarını düşünüyor- du. Ertesi gün, La Pasionaria, Fransız halka bir nutuk © #öyliyecekti. Ve- lodrome d'Hiver'de kürsüye çıktığı ve karşısında kırk bin — kişinin hep kendini dinlemeye hazırlandığını gö- rTünce, birdenbire doğruldu, gençleş- ti, titredi. O, bu kırk bin kişiyi tanı- mıştı, bunlar halktı. İlk sözleri gun- lar oldu: — Paris halkı, Bastil fatihleri, si- Bana ze müracaat ediyorüz. Badajozdaki #us iri ve sert ellerini sıkıyor, gözleri | Şakir Rasim ÇEÇEN Sergideki “Türk pavi yonu ve ziyaretçiler | asiler bütün halkı katliam ettiler. Baenada 500 nüfustan 270 i katledil- di. Köylerde evler petrol dökülmek suretiyle birer meşale haline getiril di. Asi general Güepo de Llano, Tad- yo İle yaptığı beyanatta, askerlerini filân köye götürmek istediğini, zira o köyün kadınlarının güzel olduğunu bildiğini söylemekten çekinmiyor. İs- panyol milletine yardım etmek lâ- zım., Son sözleri de şu oldu: — Dikkat ediniz. Bugün sıra bi- zim, yârın dn sıra sizin olacak! Kah- ramanca döğlşmek kâfi gelmiyor. Biz hürriyeti müdafaa ediyoruz: Top tayyare lâzım. Bütün salon, kırk bin kişi ayağa kalkıyor. Şimdi o susmuştur, fakat yüzünün etrafmda eydmik bir hale var gibi

Bu sayıdan diğer sayfalar: