9 Mart 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

9 Mart 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— 9.3.0; KUMANDANLAR HATIRALARI LR G. Halil anlatıyor: (1) ve (52) nci fırkalarla Van Böl ve Fyrat arasındaki sahayı iş- e ettim. 36 ncı fırkayı, Van gö- ie Genubunda Vandan gelecek Rus © Ermeni kuvvetlerine karşı ti- Kâzun Beyin seyyar jandarma prima, Muşta kolordu ihtiyatı o- arak bulunuyordu. Bu sırada, cep- ide Rusların sol cenahmı teşkil #den Abbesiyef kolordusu vardı. B taarruzlara rağmen, İyi ye- Üsmiş, pişkin kıtalarmız önünde Vaffuk olamıyordu. o Rus kolor- , hatırı sayılır derecede ezil- MİStİ. Düşmanım zayıf düştüğünü #nlâr anlamaz, üçüncü orduya OMahmut Kâmil paşa kumandasın- » Merkezi Erzurum) bir teklif yaptm; ordu cephesinde ufak te- ek Bösterişler yapıldığı takdirde, ben karşımdaki düşmanı ezerek €ski hudut gerisine atacak vaziyete olduğumu bildirdim. Teklitim kabul edildi. 9 uncu kolordu, bir nümayiş ta- Arruzuna geçti. Biz de bu fırsattan ie ederek, mühim kuvvetlerle cuma kalktık. Düşmanı Malaz- > İstikametinden o Karakiliseye © Oradan da eski hudutlar gerisine Attık. O sırada Miralay Kâzım Bey (Kili Müdafaa Vekili General Kâ- m Ozalp) de fırkasiy'e ileri ha- Pakete geçerek Van, Erciş, Bargiri- Yİ İğesl etmiş, bu kadarla da kal- yayarak, düşmanı Ağrı dağlarma #dar takip etmiye muvaffak ol- Muştu, i u kolordu, üstüste yaptığı U arada,size bir hatıramdan bahsedeyim: İrandan Bitlis gelip tiçtincü ör. eye" £ cenakmda kolordu teşkil İğimizi Ruslar, haber almamış ©lâcaklardı ki, siperlerimizi yapıp, İeşmemizi müteakip, Van gölü Barbında bir Rus alayr, mevzileri Mize taarruz etti, Taarruz eden alaym üç taburumu Sephe ateşimiz altında erittik. Sün- BÜ ile kat; hücum yapan bir tabur “olduğu gibi, ileri hatlarımıza © Sir düştü, Rus taburunun yaralı kumanda. Min: çadırrma getirdiler. Kendisine “SY, konyak ikram ettim. Adamca- » p0k şaşalamış bir halde idi, Konyağı çekince biraz kendine Beldi Benimle öteden beriden ko- Büşmiya boyladı. ı us taburu kumandanı, tip,» “simdiye kadar, her yap- gç ları taarruzda, karşılarında in- 1, ainsiz bir takım çeteler bulduk- arımı, bunların beş'on dakikalık ten sonra darmadağın oldukla- Tar görerek ümide düştüklerini bu Meler, vine kayıtsızlıkla ilerlerken, ulmadık bir mukavemet karşı- #nda kalarak, neticede bu felâke- Uğradıklarnı bana yana yakıla Al attz, İçtiği çaym, bilhassa fazlaca ka- ği konyağın tesirile neşelenen başı, karşılarma çıkan Türk a- Yinm kumandanı ben olup ol » | Iğimı sormuştu. si Hayır! Alay kumandanı ben Bilim, Fakat, o alay benimdir! dedim, Hayret etti: > O halde karşımızda bir fırka Var! Siz, bu fırkanın kumandanı isimiz ? KUPON i a Basradaki Harekât Karsısında Ge Keleklerin nakil kabiliyeti oz olduğ u için efrat ve ağırlıklar Dicle üze. rinde kısım, kı sım faşınıyordu YAZAN: Salâhaddin Güngör — Hayır!"dedimi; fırka Kümân- danı ben değilim, Fakat,o firka-be- nimdir? Ben, böyle söyleyince, adamca- gız büsbütün şaşaladı: — O halde karşımızda bir kolor- du var! — Evet! Cevabmı verdim. uslarda, Kolordu kuman- danmm mevkii çok büylük- tü Tabur kumandanı, benim kol. ordu kumandanı olduğumu anla - yınca hemen ayağa kalktı ve a8- keri vaziyet alarak: — Kiminle müşerref oluyorum ? y Halil! derdemtz, Rus binbaşı, hemen de ihtiyarsız de « hecek bir vaziyette haykırdı: — Niolavimino Halii?,, Bunun Rusça, “ele avuca sığmaz bir Halil,, demek olduğunu sonra- dan öğrendim. Rus tabur kumandanmm beni ele avuca sığmaz diye tarife kal kışması sebepsiz değildi. Cephede benim adımı taşıyan i- ki “kuvvei seferiye,, vardı. Bu iki kuvvei #eferiye, ilk zamanlarda, biribirlerinden çok uzak mesafe - lerde idiler. Ruslar, çok muhtemel ki, benim bu iki fırkaya da ayni za- i sarmış olacaklardı. Ele avuca sığmaz, bir bakıma da Civa Halil adımı tak - maları, işte bu zandan İleri gel - mişti. Rus binbaşı, kendi kendine Rus. ça söyleniyordu: — Abbasiyef kKolordusu, mahvoldu, demektir! artık inbaşmm bu sözlerinden ân- ladığım hakikat şu idi ki Rus karargâhmm, bizim 18 inei »den haberi ! No. aaa 2 Numaralı resmin ait olduğu darbimesel ; Son vaziyette, 18 inel kolordu, gediğinin şarkında Karakili- li hattı tutuyor, 9 uncu kol ordu da bizim sol cenahımızda, Kı- lç gtdiğini işgal ediyordu. (Arkası var) sa İsi ülfü ârus—Türkiye ile Suriye yemahsus ve bilhassa Hatayı mızın bahçelerine mahsus kıymetli bir çiçektir. Avrupaya memleketi. mizden gönderilmiştir. Harbi u - İ mumiye kadar meçhul kalmış olan bu çiçeğe İstanbulda Salyangoz çi- çeği derler. Güzel kokulu, mor ve beyaz krem renklerile karışık na. zik bir çiçektir. Bakla fasilesinden- dir. Sarılıcı ve so dl Tohum ve soyanı ile yetiş! gibi dal. larından camekânlarda kumlu yap rak çürüğü içinde ilkbaharda çelik yaparak ta arttırılır. Tohumu eki- lirse birinci sene sovanlanır, ikinci seneden itibaren çiçek açar. Tohu. mu Nisanda ekilir, Kıştan korkar, Rütubetten sovanı çabuk çürür Bundan dolayı Sonbaharda yap- rakları döküldükten sonra sovan - larını topraktan çıkarıp toprağını sildikten sonra yeşil rengini muhs- faza eden dallarını 10 — 20 santim bırakarak kesmeli ve bu sovanları bir sepet içine koyarak rütubetsiz ılık havalı bir yere asmalıdır. So- Büyük Müsabakamız Liralık Şu resim hangi darbıme- sele aittir ? Resim Numarası si, a Burada her gün böyle bir resim göreceksiniz ve bu re simler otuz tane olacak. Siz 60 darbımesellik listedebu resmin darbımeselini bulup numarasını o günkü kuponun (da: ne yazacaksınız. esel numarası) hanesi- Otuz resim bitince bu kuponları ayrıca resim numaraları ile darbımesel numaralarını karşılıklı gösteren bir liste yapıp sarih isminiz ve adresinizle ve mümkünse bir de fotoğra- #nızla birlikte 20 Nisana kadar idarehanemizde müsabaka bürosuna göndereceksiniz. (Nasreddin Hoca müsabakaları için gönderilmiş eski fotoğ- rafların muteber olmadığını ve yeniden fotoğraf gönderilme si muvafık olacağını hatırlatırız.I Mevsim Kember Nefis bir salkım Yeni 60 darbımesei kara gün içindir. 3 — Anlıyana sivrisinek saz, parmak yalar, 7 — Bedava sirke baldan tatlıdır. 8 — Beş parmak bit olmaz. 9 — Bir turem ot deveye bi 10 — Bülbülün çektiği di belâsıder 1i — Dalmasını bilmiyen ördek başın bırakıp kıçından dalar. 12 — Damdan düşen halden bilir. 13 — Davulün sesi uzaktan boş gelir. M4 — Demir tavında gerek 15 — Demze düşen yılana sarllır, 16 — Doğru söyliyei dokuz köyden kovarlar 17 — El elden üstündür. 18 — Baki tarak eski tan 19 — Evdeki pazar çarşıya uymaz, 20 — Eyreti ata binen çabuk iner. 21 — Gülme komşuna gelir başına. 22 — Gülünü seven dikenini de sever. 23 — Hamama giren terler 24 — Her höroz kendi çöplüğünde öter 25 — Her gun papan pilâv yemez, 26 — Her koyun kendi bucağından asılır 27 — Horoz ölür. gözü çöplükte kalır 28 — Horoz çok olan yerde sabah geç olur. | 29 — İh ürür, kervan yürür. 30 — İtle dalaşmadan, çalıyı dolaşmak evlâdi 31 — Kel başa şimşir tarak. 32 — Kendi düşen ağlamaz. 33 — e kabına zarar. 34 — | 35 — Mahkeme kadıya milk olmaz. 36 — hart içeri, pire dışarı 37 — Minareyi calan kılılmı hazırlar, 38 — Mızrak çuvula sığmaz. 39 — Mum dibine aşık vermez. 10 — Öfke ile kalkan rararla oturur, 41 — Parayı veren düdüğü çalar. 42 — Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. 43 — Sel gider, kam kalır. 44 — Serçeye çubuk beredir. / 4$ — Su testisi su yolunda kırılır. 46 — Sütten ağır yanan yoğurdu Üfliye. rek yer 47 — Taş yerinde ağırdır. 48 — Tencere yuvarlanmış, kapağını bul muş. 49 — Testiyi kıran da bir. sa getiren de. 50 — Tilkinin dönüp dolaşıp gideceği yer kürkcü dükkâinidir. 51 — Ummadık taş, baş ya $2 — Ürümesini bilmiyen it sürüye kur! etirir. 53 — Üzümlünü ye de bağ sorma. S4 — Üzüm üzüme baka baka kararır. $$ — Yalıncmın mumu yatsıya kada s— n yapıdan kalmaz. s7 — tekmesi pek olur. se — at yemini arttırır 8) — Zenginin parası züğürdün çenesini yorar. 80 — Züğürt olup düşünmekten, uyar meyva | turun olup kaşımak evlidir. Ve çiçekleri nasıl yetişir Yazan: Lütfi Arif vanları da Nisanda dil vanlarmın şekli genç İ ce killr bir şalgamr andırır. Yaş landikça havuç gibi kalınlaşır. Bu nebat sarılıcı olduğundan sarma- şık gibi çardakları, balkonları, per gulaları, muhtelif şekilde yapılmış bahçelere mahsus heykelleri, du - var, şemsiye, çadır, küre şeklinde eşyayı sardırı iyi gelir. İstan- bulda tohum verir. Fakat tohum- larm pişmesi için kâfi derecede de sıcaklık bulamadığından tohumlar kemale erişemez. Adalardaki bah. çelerde Sonbahar sıcak gittiği se- nelerde tohum bağlamakta oldu- ğundan oralardan tedarik olunabi- lir, Ecnebi memleketlerin katalok- larında bü nebata rast gelinmez yalnız Fransanın cenup kısmındaki bahçelerde 5 — 6 senedenberi ye- tiştirilmiye başlanmıştır. Fenni is. mi Faseolüs Karakalla” dır, FIDAN a bir zamanda limon, man- dalina, portakal, turunç fi. danı yetiştirmek istiyenlere cn ko- lay usul bu saydığımız meyvala- rın çekirdekli cinslerinden ve en iyi lerinin arasından çürümüş olanla'- rmı seçmelidir. Seçilen çürük mey vaları büyücek karanfil | veya li- mon saksısızın içine ve olduğu gibi gömmelidir. Bu saksılar evvelden bir kısım ince dere kumu bir kısım çürümüş ve çok eskimiş beygir Ve» ya koyun gübresi übresi kullanm ren toprağı, yarım kısım yaprak veya kestane çürüğü, yarım kısım çok İyi çürümüş ve eskimiş tavuk veya güvercin gübresi dolduruln ol. malıdır. Toprağı saksılara doldur- madan evvel dibine 15 — 20 tane küçük çakıl taşları sıralamalıdır. Gömülen m erine hiç olmazsa 4 — 5 santimetre kada toprak gelmelidir. Böylece hazırlanan saksılar bol- ca Bulanır ve bu sulama her 3 — günde bir defa yapılır. Saksılar lo. doslu, çok güneş gören bir yere ve- ya limonluk ve seralara, soğuktan muhafazalı yerlere alınarak dalma gözden geçirlir. 20 — 40 günde meyvalar çürümlş ve içlerindeki başlamış Çimlenen tohumların yeni ve körpe kökçükleri topraktan gi. çekirdekler çimlenmiye olurlar, da almıya başlamadan evvel çürü- 'umuşak bir gıda membsi olu çürük meyvanın besleyici mad. müş ve delerini emerler ve kuvvetlendik- ten sonra toprağa saplanır ve daha kuvvetli olarak beslenmiye başlar. lar. Bu âyda ekilecek limon, portakal, ve mandalinanın Haziran sonuna kadar 30 — 50 santimetre boylanmış fidanları yetişmiş bulu- nur, Bu fidanları bir sene sonra A. ğustos nihayetine kadar iyice bak» malı ve o zaman İstenilen çeşitler» den aşı güzü alarak aşılamalıdır. Aşılanmamış olsalar bile bu fidan. danlar yine meyva verirler. Fakat içlerinden ancak yüzde 40 — 60 ka darı nesillerinin evsafmı muhafaza eder ve diğerlerinin evsafı bozula- rak yabani fidan gibi meyvası kü. çük kalır. Fakat saksılarda yetiş- tirilecek olan bu fidanlar kuvvetli gübre şerbeti ile sulanarak büyü- tülürse aşılamıya lüzum kalmıya- cak kadar iyi meyvalar da verebi» lirler,

Bu sayıdan diğer sayfalar: