18 Mart 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

18 Mart 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ş EN esl TAN Sündelik Gazete BAŞMUHARRIRI Emin YALMAN TAN» kim hedefi; Haberde, fi Tün, her şeyde temiz, dü- İpe, Samimi olmak, kariin Mts N olmıya çalışmaktır. iltere - İtalya Mabeti İN tk açıktan ağa gi dünya nüfuzunu paylaşmak İtalyan tayyarâleri uçur. r toprakları üzerinde tec. Ye Mısır önlerinde donan. bir nümayiş manevrası yap - bu hareketlerde hedefi İn - karşı kuvvetini göstermek, mü, yani İngiltereyi dünyanm h, E*x bir devleti gibi bilen bizle. ağ lay ilere ile boy ölçüşmiye İş 881 biraz mübalâğalı bir hare . Day gözümüze çarpıyor. Fakat ğ esnasmda İtalya garip görünüyor. İtal tk e kafa tutmadı ve muvaf . mi?, iç Stmayalım ki, İtalya yeni doğan k alist devlettir, İngiltere aya, ibetle ihtiyarlamış sayılır. deyi de genç bir imparatorun © iy İngilterede kuvvetine emin Kayan gevşekliği görülüyor. Mu. ş » eesaret veren, onu İngiltere MR Gr ea en iy arkasında Almanyayı, ce - İ a, | İspanyayı görüor. Bu muaz Vet karşısmda İngilterenin Viga harbi göze alamıyacağı. or ve alabildiğine yürüyor. ye kadar ve ne vakte kadar? iy, * bilemeyiz .Belki İngiltere si - ha, anar bitirineiye, belki İngil . k,, “ünyaya kuvvetini hissettirmek w duyduğu zamana kadar. ; bize $u yeni hakikati öğret. İtalya İngiltereyi müstemle halen ayırmıya ve islâm hâmili. baParak islâm milletlerini İngilte.. h,,, Seyhinde kullanmıya karar da, diinya siyasetinde yeni bir Açacak kadar mühimdir , sonra gençlik eseri gös. h alk. diye gtileriz. i insan kırkından sonra ol . ve eser vermiye başlar, Kır. hı pmu çağmım eseri, gençlikte Ai, 8 getirilen eserlerden daha olur , Ko Sinan en büyük şaheseri Sü - / Kagan en büyük keşiflerini yet. sonra yaptı. i Anj 89 hâlâ ği Möneğil yaşında hâlâ eser ya ton. 29 yaşmda intihabat karışmış, 83 yaşında baş. ştu. Hindenburg Cihan Tancaberg zaferini kazan » an 67 yaşmda idi. Hülâsa Adamlarm çoğu en güzel eser. olgunluk çağda vermişlerdir. ve Mtiyartık bizim ruha - r. Kendimizi hiç bir zaman h, , İğ eline brrakmazsak, dalma Kalabilir, dalma eser verebiliriz. İİ halde Musolininin Trablus | an “krrkmdan sonra saz çalmı. | | Mia v7 yaptığı saman seksen ya| PR anım en büyük © heykeltraşı| F ükümetle ekseriyet fır- kası bir tarafta olarak, muhaliflerle bu çarpışma, hatı- rımda kaldığına göre on beş gün kadar sürdü. Muhalifler, Kanunu Esasinin 35 inci mad- desinin tadili teklifinden, mem. leket namına değil, Meclisin feshinden soura tekrar intihap olunamıyacakları (o korkusile kendi hesaplarına; fevkalâde heyecan ve telâşa düşmüşler. di, # kinci defa olarak umumi | müzakereyi mecliste inkiş taa uğratmaktan da bir şey gıka- ramıyacsklarını görünce, bu defa asıl tadil teklifini tehire duçar edecek meseleler — mesaili müs- te'hire — ihdasma kalktılar, Tayin esami ile reye konulmak üzere ri- yaset makamına iki fırkadan da biribiri arkasına takrirler verilmiş ti. Muhalifler, bü takrirlerinde: “İ- kinci vükelâ heyetinin bazi sebep- lerle bir iki âzası değişen eski he- yetten başka bir teşekkül olmadı. Zını,, iddia ediyorlar ve “tarafla- rından yapılan « obstrüksiyon - ile mecliste umumi müzâkcrenin açılmasına meydan. bırakmamala- ema matim — tadil ipalelifinm karşı red mânası vermesini; ve a- rada bir ihtilâf çıktığı yolunda te lâkkiye düşmesini doğru bulma. dıklarından bu, biribirine uygun olmıyan anlayışların “tefsir,, ta- rikiyle âyan meclisinde halledil. mesini,, istiyorlardı. B öyle yapmakla muhaliflerin hakiki hedefleri, işi uzat - mak, ve her geçen günde mecliste ağır sözler ve ithamlar, ve muha- lif gazete sayfalarında da bir sürü yazılarla ekseriyet fırkasın; daha ziyade zâfa düşürmekti fakat hükümet, ortada tefsire muhtaç bir şey görmüyordu. Ekseriyet fırkası tarafından "Müzakere ruz. namesinde her $€Ye takdimen 35 Inci maddenin tadili müzakere- si mevcut olduğundan bahisle mü- zakereye devam edilmesi,, yolunda verilen takrir, Sadrâzamm talebi- le reye kondu, ekseriyetle kabul edildi. Muhalifler, kendi takrirlerinin de reye konulmasını istediler, bu takrir kabul olunursa, yukarıda İ- zah eylediğim sebeplere binzen İş, âyan meclisinin tefsirine havale edilecek, ve 35 inci maddenin ta- dili teklifine ait asıl Müzakere mu- haliflerin arzusu veçhile bir müd- det geriye bırakılacaktı. Muhalif. ler, tahminlerinde aldandılar, Tak» rirleri reye konulduğu zaman, a- detçe fark az olmakla beraber, e- kalliyette kaldıklarını öğrendiler, imdi umumi müzakereye devam için ortada bir en- gel kalmamıştı, Bundan &onraki meclis içtimaımda celse açıldığı za- man muhaliflerin, yine durmayıp meclis sıraları arâsında biribirle- riyle hararetli hararetli görüştük. leri görülüyordu. Bundan yine müzakereyi tehire düşürebilmek için daha ne gibi bir sebepbu- lup ortaya atabileceklerini araş- tırdıkları anlaşılıyordu. Bu, sefer . de hürriyet ve itilâf fırkasnın meşhur relsi Gümülcine mebusu İsmail, ortaya atıldı. Hiç kimse- nin, hattâ diyebilirim ki, kendi fır. kası azalarınm çoğu da dahil ol - duğu halde hemen bütün mebusla- rm nasılsa hiç sevemedikleri bu a- dam fena bir çehre ve maksatla; “— Rels bey.. Sadrâzam nere- Koparıyor de? diye Reisin, “VükelA heyeti burada duruyor,, diye mukabelesi kâfi gel medi. Yine Gümüleineli bağırmak- ta devam etti: “.— İyi amma. Vükelâ reisi yok, bize bu maddeyi cebren ve kahren mi kabul ettireceksiniz? Eehemehal vikelâ heyeti reisinin huzuru lâzımdır. Bu. kanunvesasi Ahmet Rıza, Alfa: Babon zode İsmail Hakkr tadilidir, hukuku millet vardır!. diye bir sürü söz söyledi. Reis, yine cevap verdi: — Kanunuesaside Sadrizamm huzuru şarttır, diye bir yazı var mu? İşte vükelâ heyeti burada, ümüleineli müzakereyi ge- riye bırakmak için eline bir ip ucu geçtiği zanniyle itira- zında israra kalktı, verilen cevap- ları dinlemedi; bu defa da; “— Hukuku milleti payimal edi- yorsunuz, “Hukuki şahaneye,, ta- allük eden bir meselede şeyhislâ mın imzası bulunmazsa nas ©- lar? Şehislâm nerede, hani maz- batada imzası7,, diye söylenmiye ve patırdı yapmıya başladı, Reisin “gürültü etmeyiniz,, diye vaki olan ihtarma da: « — Gürültü yok, hak ve haki- kat var, Şehislâmm ne İmzası, ne de kendisi var; Sadrâzamı da gör- müyoruz. Nasıl müzakere yapı- yorsunuz? Allahtan korkmalı ya- hul/ diye bir yaramaz çocuk gibi olduğu yerde âdetâ çırpmıyor, te- piniyordu. Reis, ilk tadil teklifi meclise geldiği zaman mazbatada şehisli- mın imzası mevcuttu. İkinci vü. kelâ heyetinde şebislâmlık maka- mına getirilen Abdürrahman Ne - #ip Efendi, memuriyeti mahslli o- lan Mısırdan henüz avdet etmedi. ği için israr mazbatasında imzası bulunmazdı. Fakat mesul vükelâ heyeti hazırdır, yolunda tekrar cevap vermek mecburiyetinde kal- dı. akat muhaliflerden o biri — Bu işte alâkadar olan Sad râzam Salt O Paşadır. Halbuki kendisi burada yok diye ortaya güya yeni bir fikir atmak istedi. Hoca Sabri de “Sadrâzam — obs- trüksiyon — yapıyor, diye istih - zaya kalktı, Maarif Nazırı Emrullah Efen- di merhum, kabine namma &on sözü söyledi: “— Efendiler, Sadrâzam Paşa- Tekrar Konuşmak İstiyor İnegöl okuyucularımızdan biri, A F. A. imzasiyle bize gönderdiği mektupta derdini şöyle anlatıyor: “— Yaşım 19 dur, Bundan bir se ne evvel 18 yaşında bir kızla sevi - şiyorduk. Kızı ailesinden istedim, vermediler. Bunun Üzerine ben de bu aşktan vazgeçtim. Fakat şimdi kızı ailesi vermek istiyor; ve kızda tekrar benimle konuşmak istiyor. ne yspayım?.,, nın fikri bizimle beraberdir. Ken- disi bu celsede bulunmasa de ©- labilir. Fakat kabine namma va- ki olan teklifimizi izaha, ve siz- lere cevap itasına hazır vükelâ he- yeti İşte buradadır, Vükelâ relsi- nin vazifesi, bizim tarafımızdan yapılacaktır. Müzakereden neye kaçıyorsunuz? diye muhaliflere meydan okudu. Muhalifler, hâlâ Sadrâzam ile şehislâmı istiyorlar, bunlar hazır olmadıkça müzakere yapılmasını | protesto ediyorlardı. Reis niha- | yet, “Efendiler susunuz, Sadri. zam Paşa da gelse yine gürültü edecek değil misiniz ?,, demiye mec bur kaldı. Ve Bağdat mebusu “Ba- banzade,, İsmail Hakkı Beye söz verdi. abanzade İsmail Hakkı B. merhum kanünuesasi en- cümeninde mazbata muharririy. di. Tadil teklifine ait encümen cğ- babı milelbe lâyihası.kendi kale- minden çıkmıştı. Bu sıfatla ken- disine söz verilen İsmail Hakkı B. meclis kürsüsüne çıkmış, bu mese- le etrafında çok ilmi esaslara da- yanarak meşhur nutkuna o başla- maştı. İsmail Hakkı Bey merhum, bütün ailesi erkânı gibi yksek ze- kâ ve irfan ile temayüz etmis, âli tahsilini Hukuk mektebinde bitir- miş, geniş karihası, kudretli ka - lemiyle sayılı muharrirler arasın. da mevki almıştı. Meşrutiyetten evvel çok yakın. dan tanımak fırsatına nail oldu- ğum İsmail Hakkı Bey, 324 tem- muz inkılâbını takip eden günler- de İkdam gazetesi sayfalarında çıkan yüzılariyle bütün * İstanbul münevverlerinin yüksek teveccüh ve muhabbetini kazanmıştı. Hakkı Bey, bu yazılarında meş- rutiyetin içaplarmı, hürriyetin hu- dudunu, milletle hükümetin hak ve vazifelerini tahlil ve izah ederek halki sükün ve itidale davet edi- yordu. O günlerin fazla taşkın lıkları üzerinde, bu samimi yazıla- rin her halde iyi tesir yapmış ol- maktan hali kalmadığına eminim. Sonraları İsmail Hakkı Bey, gün lük matbuatımızın, baş sayfaların- da çok kiymetli yazılariyie memle - ketin her köşesinde halkın her ta- bakasında, diyebilirim ki, bilâ is- 6 rr GUNU —-IKRASI Çoçuğunu lâcezeye Götürmedin? Çocuğunu neye Darillâcezeye gö . türmedin? , Bir mahkemede, bir hâkim, çocu Bunu sokağa bırakmakla suçlu bir kadına soruyor; — Çocuğunu beye Darülâcezeye , Bu hükimle samimi bir hasbihal edetim: Bu meseleyi daha çeçen gin yazmıştım. Mevzularımı hayattan al dığım için, her gin bu mevzu karşı - ma çıkıyor. Bu meseleyi bir daha, bir hukukçu ile konuşmak faydalı olur, Sanırım , s Darülâcezenin bir nİzamnamesi var: Anası, babası hayatta olan ça. cuklar, ihtiyaçları sabit dahi olsa, mücettecye kabul edilemezler. Bu bir vükin ihtiyacın yüzüne karşı kapa - almış bir kapıdır. Fakat öte yanda, zaruret yüzümden ,içtimai bir hicap Füzünden, gayri meşru denen çocuk. lara balımıyan analar var, Ben bu mevzularis hergün nasıl karşılaşı , yorsam, matikemeler birkat da. ha bu davaların halliyle meşguldür . ler. Mahkeme dosyalarına geçen ka . i rarlar ,beraet veya ceza ne olursa ol. sun, bü cürümlerin | tekerririne mâni olmıyor. Demek ortada kökün. den halledilmesi icap eden bir mese. le var, İçtimai zaruretin önüne geçe. meyiz, Gayri mesru çocuğa karsı ce. miyetin duyduğu kin ve nefreti de bir hamlede © kökünden kazıyama.. yu. Binsenaleyh bu İki zaruret karşı smda kalan analar, çocuklarını 80. kağs bırakmak mecburiyetindedir. ler. O halde: — Çocuğunu Darül; götürmedin? - yl — Sunli cevapsız kalmıya mahküm - dur.. Eğer bu kadın, götürdüm, fa. kat almadılar, dese, cürml hafifi . yecek mi? Hayır.. Çocuğu sokağa br. rakmak suçtur. Hâkim, kanunun icap (larını icra edecek, | Fakat hukuk ve kanın ebedi bir müeyyide değildir. Zaman ve ah. kâm ile kanunlar da değişir. Daha | henüz, Esas Teşkilât kanunu değişi. yor. Kanunun bu maddesinde bir yanlışlık var gibi geliyor, bana... Ya Darülâceze veya diğer bir müessese kapısını bu çocuklara açar, çocukla - rm oraya götürmek külfetine katlan myan analar kanunen cezalandırı - lir, eğer bu mümkün değilse, böyle mühim iki içtimai zaruret karşısmda bu kadmı cezalandırmak vicdani ol - İ maz. Hukuk ta, nihayette içtimai vicdana, içtimai zaruretlere Hitiba mecburiyetindedir. Kanunun bu mad. desi değişmez mi? Kanunları değiş - tiren, mücerret fikirler değil, hayatın içindeki zaruretlerdir. Biz günden güne çoğalan içtimai bir zaruretle karşı karşıyayız. ADSIZ YAZICI Kasımpaşala OB. Güner imzalı karle : Verdiğiniz mevruu Omaatteessiif kullanamıyacağım. Böyle bir mlina - tisna derin bir mühabbet ve tevec- cühe mâzhar olmuştu. Evlenmekten gaye, bir saadet yu. vasi kurabilmektir. Eğer bu izdiva - cın size aradığınız hayat arkadaşını kazandıracağına eminseniz, aradan bir sene geçmiş olmasnın bir mah - zur teşkil #tmiyeceğine kanliz. Kı. Zin konuşmak teklifini kabul ediniz, kaşaya girişmiye imkân yoktur. ADSIZ YAZICI ——— > ğiyle gelir . . Lisan Öğrenmek İçin Kâdıköyden Emin Acar imzesile mektup gönderen okuyucumuza : “— Mekteplerimizde takip edilen Fransızca metot kitaplarından birini intihap edip, üzerinde çalışabilirsiniz. Samimi ve muntazam bir mesai 'le, bir seng içinde okuyup yazabilecek bir vaziyete gelebilirsiniz. Bu müd- det için mümkün olduğu kadar bu li. sanı konuşan muhitlerde yaşamağa ve onlarla konuşmağa güyret ediniz, İlk zamanlarda çat pat, ve kusurlu da olsa, konuşmağa devam ediniz. Bir gün pürüzsüz bir dille derdinizi an- latacak kadar ilerlemiş olduğunuzu göreceksiniz... Va kendisiyle etraflıca konuşunuz. Geçen sene verdikleri red cevabının başka sebepleri olabilir. Saadet insana bazan, kendi aya - e Bursa Yeşilönder sokağı , Hüseyin Selik Atillânm adresi (Beşiktaş Ça- va Marka) dır. sim Yad İleri ei eledi Me ii emen kene İn ei küle nk ÜNE İLİĞİ 1 LZ İİİ MÜĞ İİ Lİ b öld Bellek? Sİ vk ön ea ği im LAZ die

Bu sayıdan diğer sayfalar: