- TAN Mahkemelerde Suçlusu için sahte deli raporu verilen dava Eminönü varidat kâtibi iken Beyoğlu belediye tahsilâtına memur edilen ve 6079 lira ihtilâs etti ği için tevkif olunan Nadinin dün ağır cezada mahkemesine devam edildi. Nadi hakkında Tıbbı adli baş kâtibi tarafından de li olduğu hakkında mahkemeye sahte bir rapor verildi- ği iddia edildiği için mahkeme salonu çok kalabalıktı. Celse açılır açılmaz, reis, emrazı akliye ve asabiye has tanesinin Nadi hakkında verdiği 5 Mart 937 tarih ve 880 numaralı rapor okundu. Esasen Nadi bir haftadan beri Bakırköy akıl hastanesinde müşahede altında bu. lunduruluyordu. Bu raporda Nadinin ne halen, ne de cürüm esnasında akli bir hastalğı bulunmadığı bildiri. liyordu. Bundan sonra reis suçluya söz verdi. O: — Bay reis, dedi, ben kırk senelik ömrümde ne mah keme, ne tevkifhane ve ne de tımarhane gördüm. Bir haftadan beri Bakırköy tımarhanesinde deliler arasm- ğn .kaldım. Amudufıkarimden su aldılar. Perişanım, hiçbir şey söyliyecek halde değilim. Müsaade ederseniz vekil tutacağım. Bundan sonra belediye avukatı Bay Rami söz aldı Beyoğlu Noterının muhakemesi ün ağır cezada 26987 lira ihtilâs ettiği iddia edilen Beyoğlu noteri Salâhaddinin muhake- mesine devam edildi. Ehli vukufun hazırladığı ra- pora göre, noterin hesaplarında ancak beş bin 28 liralık bir noksan olduğu anlaşılmaktadır. Müteba- Ki 21930 liranın da resen tanzim edilen kontırato pullarından noksan olduğu bildiriliyordu. Suçlunur. avukatı mahkemeye bir istida verdi. Çıkarılan 5 bin küsur liralık zimmetin 3 bin lı- rasının da emlâk ve eytam bankası namına tanzim edilen kontıratolarına yapıştırdığı ve belediyenin hesaplarına güvenilemiyeceğini, “esasen belediye- den gelen cevapta da hesap defterlerinin kaybolau ğunu bildirdiğini söyledi. Mahkeme bu talep üzerine emlâk ve eytam ban- *kasındaki kontıratoların tetkiki için âzadan Muh - lisi naip seçti ve muhakemeyi talik etti. Mes'ut bir nikâh yan Emine Şükranla Bay Saim Semih'in | evlenme memi | ederiz. İş Bankası İstanbul şubesi müdürü Bay Yusuf Ziya Öniş'in baldızı Ba- nikâhları luğunda icra edilmiş tir. Her iki tarafa saadetler temenni Bugünkü program İstanbul: yvadi$ 12,30 Plâkla Türk musikisi 12.50 HSS7 13,0$ Muhtelif plâk neşriyatı 1400 ” 17,00 İnkılâp dersleri UmverllîG len Yusuf Hikmet Bayur. 18,30 Plâ giref musikisi. 19,30 Spor musahehd“:âo ef Şefik 20,00 Türk musiki heyeti 200 yedia Rza tarafından Arabça söylev. ?0. eti isi Rıza ve arkadaslar tarafından Tüfko rkestfâ ve halk şarkıları Saat ayarı. 21,15 ertesi gü 22,15 Ajans ve borsa haberleri V€ “Gperl nün programı. 22,30 Plâkla sololar ve operet parçaları. 23,00 Son. * Günün program özü Senfonik Konserler: MAf 21 Bratislava: Senfoni (Petrzelkâ z-s, Stolzer vs.) Hafif Konserler: * 13,10 Bükreş: Plâk kenseri. ı7.30:;;'5ı Eğlenceli parçalar. 17,55 Bükı'":,Er ysi kız korosu. 19,00 Berlin Hafif Piyiya (Becherini, Bethoven, Rosoini). 20" St dün Beyoğlu BUGÜN matinelerden başlıyarak İ P E K g sinemasında 2 1-Sevişmek Arzusu Baş rollerde: MARLENE DİETRİCH ve GARY COOPER 2 -Bülbüller öterken Büyük şaheser na: Örkestra, Koro. 21,00 Breslavi gA ra ve solistler. 21,15 Varşova: aBh "db:çot kil. (Arap musikisi) Bu pro-gram '“ıüi' Avrupa radyolar taafından nıkled%.",ıı 22.00 Berlin: Askeri bando. 22 35 estf Kros konseri, 22. 40 Brüno: Novak' lerinden parçalar, 22,:5 Budapeşt€! musiki, 23. 30 Berlin: Opera musi 23.30 Hamburg: eGce musikisi. Operalar, Operetler: 21 Brüno: Janaçek'in “Ölülerin evi” simli opera piyesi, Oda M $ birden 19,10Bükreş: Triyo (Çaykovski)- Resitaller: DA — Pi gzz ei Ve şunları söyledi: , — Bay reis, bir haftadanberi İsz- tanbul matbuatmda bir dedikodu var, Ben de Tan gazetesinde bunu günü gününe takip ettim. Tevatüren BöÖy. lendiğine göre, suclu Trbbradlinin ver diği rapordan başka mahkemeye mu- sanna, rapor getirmiş ve tamülakil olduğu halde kendisine cezai ehliyeti selbedecek hastalık * bulunduğunu iddia etmiş, ben de gazetelerdeki neş- riyat üzerine davava muttali oldum ve buraya geldim. 'Prbbradliden sorul masmı rica ederim. Müddeiumumi de bu hususta mat. buatı tenvir etseler çok iyi olur. Bundan sonra söz alan müddeiu- mumi Kâşif, muhakemenin suçlunun avukat tutması icin talik edilmesini Ve 26 kânunusani 937 tarihli asıl Trb- Aksakallı ihtiyarı nasıl dolandırmışlar Meşhut suçlara bakan asliye dördüncü ceza mahkemesinde ak sakallı davacı Yusuf anlatıyor: — Ben bu sabah Sultanahmet camiine Hayri Hocanın zaâzını dinlemeye gidiyordum. —Suçlu Vehbiyi göstererek — Önüme şu adam çıktı. Ben Romanyalıyım. Guya Romanyadan geilmş, akra balarımıza msafir.olmuş. Bu vesile ile de benim hal ve hatırımı so Tuyormuş. Kendisine teşekkür ettim ve ayrıl- mak üzere idim. Yerden bir çanta al- muzu isbat edeceğiz, dediler. Reis Fa- zıl çıkıştı: MARTHA Baş rolde: EGGERTH ,00 18,25 Budapeste: Macar şırklll”'o':ak Paris P. 'T. T.: Keman resitali. 2 3 TT res: Piyano konseri. 21,15 aPris Md. Şarkılar 22. 30 Viyana: Viyolensel Kadın hekimleri aylık toplantısı Türk Ginekologi Kurumu bu ayın toplantısmı Doktor Orhan Tahsinin başkanlığı altında yaptı. Bu celsede: Ahret Asım Onur, Yu murtalık ve yumurtalık yolu iltihabı arazlarını veren müteaddit böbrek ta şı vakasını takdim ve ameliyatla çıka rılan piyesi ve buna filimleri göster. di, Bu vak'anm münakaşasına Orhan Tahsin, Ahmet Asım Onur ve ürülog YEN, NEŞRİYAT Yen.iA Türk — İstanbul Eminönü halkevi tarafından ayda bir çıkarılan bu mecmuanın 51 inci sayısı intişar etmiştir. Yeni Milâs — Milâsta intişara baş layan bu mecmuanın beşinci sayısı da çıkmıştır, Uyanış — 2117 — 432 sayılı son nüshası çıkmıştır. Adalar Sulh Mahkemesinden: Hey beli sanatoryomunda ölen Ahmet oğu 21,10 Hamburg. — Mısır Kredi Fonsiye 'l'ıh"uwi Kahire, 17 (A.A.) — Yüzde 3 18it li ve ikramiyeli Mısır kredi tonsiğ tahvillerinin dünkü çekilişinde! 581 1903 senesi tahvillerinden 6089" numara 50,000 1911 senesi mhvil“ rinden 214,074 numara 50,000 fr#P* ikramiye kazanmışlardır. Antepte Konferınılal'_ yhnl Gazıantep, (TAN) — Halkevi Yöğe sete konferanslarma bBaşlamış, YA Ebndi taporunün Hir suretinin Tıbbr. g; Çanta buldum. İçinde para var, de yara Şu akxllıan hapishanede mi öğ- kAhdmî;u?r ktîmkıe'ttl'.“—-———v-——— l TUT Halik b Zeynen, Niyazi, İaet Tce eeei vi z v,[l' — Aadli müessesesinden getirtilmesini is- | © ğ rendiniz. O (ispatımekân) kaflünları | Nüti Süleyman, bazı- hususiyetler | AliFehmi, Osman Nuri, Hamdi, Hü. | bir konterans vermiştir. Baştâ F Ben de hükümete teslim et evlâdım, | şimdi yok.. gösteren bir pyosalpinx vakası atılat olmak üzere buradaki bütün ask tedi. Mahkeme, bu istek veçhile da- vayı talik etti Müddeiumumilik adlı tıp işleri mü- dürlüğü başkâtibi Raif tarafmdan ve- rildiği iddia edilen sahte rapor hak- kmdaki tahkikatı derinleştirmek için mahkeme dosyasındaki asıl ve doğ- diyorum, Bu sırada adınm Dimitri ol- duğunu söylemiş ve şimdi burada is- minin Sabri olduğunu öğrendiğim şu adam geldi. Hemen Vehbiye bir tokat aşketti. “Çantamı çalmışsın,, dedi. Sonra da beni aramak istedi. Arat- tım, fakat sonra bir de baktım ki, Suçluların beşer, altışar defa do- landırıcılıktan, hırsızlıktan hapisha - neye girip çıktıkları anlaşılıyordu. Mahkeme kendilerini tevkif etti ve şahitlerin çağrılması için muhakeme- yi talik etti. tı ve ameliyatla elde ettiği piyesi tak dim etti. Bu vaka, Kenan Tevfik, Or han Tahsin, Ahmet Asım Onur, Ha- di İhsan, eZki Tektaş ve Nuri Süley. man tarafından münakaşa edildi. seyin kızı Hacer, Mustafa kizı Fatma, Süleyman oğlu Selâmi, Mehmet Süley man, Ânti ve Şaziyenin eşyaları, 27-3-37T cumartesi günü saat 10 an itibaren Heybeliada çarşısında satı lacağından talip olanların mahalli ve sivil erkân ve bir çok münev 4 bayanlar konferansta hazır bulun muşlardır. ÜT l ŞEHİR TİYATROSU DRAM KISM Bu aksşam temsil yoktur ru raporla sahte raporu almıştır. Ve ç E b t k: henüiz tahkikat ikmal edilmemiştir. | Santamdaki 55 lira ile 5T Romanya Posta Memuru Hadi İhsan, Bir kordon anomalisin | mezkürda hazır bulunacak alâkadar HL L sî üpü L ıLevıkuçn'ıuş, ş;ıe;ııııı;n pısl_kagrtk patrça.- den ve bunun doğumda yaptığr ilti.| memurlara müracaatları ve bunlar - m m KRA L' Lİ R arı konmuş, polise koştum. şe habından bahsetit, Bu vaka hakkın- 3 z BIRSAHTE RAPOR Fotoğraflardan bunları tanıdımı. Muşahadede ÜaKi igüttemüleke GEhari Teti Or. dan Ahmet oğlu Tevfik, Halit kızı “ Yazan: Reis, bundan sonra suçlulara sor-| Brenköyüne gönderilen iki bin li- ğ Zeynep, Niyazi, Ali Fehmi, Hamdi, YN W. Shake! DAVASI 'Dün Asliye üçüncü ceza mahkeme du: — Onlar biz sabhıkalıyız. Böyle bir hâdise olunca polis hep bizi yakalar. ralık bir grupu kaybettiği için tev- kif edilen İstanbul postanesi nakliye hna Tahsin, Ahmet Ası mOnur, Zeki Tektaş ve Hadi İhsan katıldı. Cemiyet önümüzdeki Nisanın seki- Osman Nuri, Hüseyin kızı Hacer ve Reşitten alacak iddiasında bulunanla Türkçesi: Seniha Bedri Göknil Bu akşam saat — KİRSETETETE SEEEESTCETİ EEEECETTESEETE E O RE. ir s « n memuru Orhanın evrakı ikinci istin- | . » i ğ m n dı %;cîîğtfd;îp%'da;asğîr;“ O dakikada biz başka yerde olduğu- (tak hâkimliğine Vverilmişti. Orhan, | Z0Ci Perşembe. akşamı, onuncu yıl| rn bir ay ve veraset iddiasında bulu D l W L hastı; olmadığı haldegıâokîor Anîîî saralı olduğunu iddia etfiğ'l için dün' dönümünü kualuyacağından, o günü u:anlarAm da üç ay zarfında, vesikala.| SA Z.CAZ ı — Varam, hasta raporu vermiştir. Suç- | miştir. Zorla Zetirtilmesi için muha-| Adli Tıp işleri Mmüşahadehanesine | Yapılacak tören programı kararlaştı| riyle Adalar Sulh Mahkemesine mü-| Yazan: Ekrem Reşit lulardan Miığirdic Serviyan gelme -| keme talik edildi. gönderilmiştir. rılmış Ve toplantıya son verilmiştir. racaatları ilân olunur. (31103) | Besteliyen: Cemal Reşit — BSabriye, Sabriye., — Ne var? — Kuzum, in aşağıya.. Haydi çabuk ol, koş. Onun her bir sözüne, çavuşunu seven bir er gibi memnuniyetle itaat eden Sabriye, koşarak merdiven- lerden aşağıya iniyor. Sarı saçlarını ensesinde bağlamış. Yüzünün büyüklüğü yanında pek ince olan boynu üstünde; saçları arkaya sımsıkı bağlanmış başı; bir Büngü ucuna geçirilmiş kesik bir kafaya benziyor. O da ayakkaplariyle, çoraplarını çıkarmış. Müte- madiyen ayak üstü durmaktan yassılaşmış olan çıp- lak ayakları ne kadar çirkin.. Kapıdan girer girmez, bir adım geri çekiliyor: — A, kız senin utanıp arlanman kalmamış galiba. Nedir bu hal. Böyle anadan doğma, çılde'din mı? — Gürültü etme be.. Tatsızlığın lüzumu yok. Ne oldun? Haydi git, bana kuyudan iki kova su çek.. Haydi kuzum ne olur. Ben soyundum. Şurada, mut- fakta üstümden dökersin. Biraz serinlemek istiyo- Tum, Öteki, sadık bir köle veya bir köpek gibi Nazlının her dileklerini hemen yapıyor: — Ayol, benim de canım çıkıyor. Ben de yorgu- num, Dur, dur; çatma kaşlarını, Gidiyorum. Ve çıplak ayaklarla toprak aralıktan malta taşla- riyle döşenmiş küçük mutfağa ve oradan bahçeye doğru gidiyor. Bahçe, mini mini amma, evin üs - tüne sarılan yaprakları güneşten sararmış ve toz- lanmış bir asması, yeşil ve tozlu yaprakları arasın- dan mor mor erikler sallanan bir meyva ağacı, ke- narda iki fesliğen saksısı, ve bir de çıkrıklı eski bir kuyusu var. — Çekiyor musun suyu?.. — Dur Allah aşkımma biraz.. İşte çekiyoruz. Ve makarası boşanan çıkrık, sür'atle dönlüyor. Kovanın kuyudaki suyun sathıma kuvvetle çarptığı duyuluyor. y Son a dolu bir kovanın yukarı doğru çekildiğine No. 8 bir ses, başka bir kaba boşanan Su sesi.. t Ayni sesler bir kere daha tekrar etti. Ve nihayet Sabriye bağırdı: — Nazlı, gel artık. Nazlı odadan çıkıyor, bir tavşanm hafif koşuşiyle toprakların üstüne basarak mutfak vazifesini gören küçük aralığa giriyor: — Onh, kovalar hazırlanmış. — Hazır ya.. Sabriye kovalardan birini kaldırıyor; Nazlının ür- kek bakışları arasında başından aşağı döküyor. Yanan tenine su değdikçe yarı ürkekliğinden, ya- rı zevkinden, hafif, hafif bağıran Nazlı, yine şimdi, bir kumsal düşünüyor. Toz gibi yumuşak bir kumsal ve al hareli filizi bir “deniz, — Öteki kovayı da dökeyim mi?. — Dök şekerim, dök.. Dünyanın bütün denizlerini üstümden boşaltsan, ben bu akşam suya doyamıya- cağım. Gözlerini kısıyor, su omuzlarından aşağıya doğru inerken dalgalar tahayyül ediyor. Beyaz köpüklü lâci vert dalgalar. — İnsan denizde olmalı be!.. Şimdi yine dört köşe odanm bir tarafındaki ke- revetin üstünde uzanmış, hâlâ çıplak olarak arka üstü yatıyor. Vücudunu kuruladığı peştemal bumburuşuk, ke- revetin bir tarafma atılmış. Kızkardeşine soruyor: — Melek! Moruk nerede? Yine zıkkımını içmeğe NID Yazan: SUAT DERVİŞ yap vermiyor: ? — Hey, bizim köylü, sana soruyorum. Kulağını kiraya mı verdin? Hasta kız, yumuşak bir sesle: — Babana moruk deme, abla! Diyor. Nazlı şiddetle yerinden kalkiyor, genç vu- cuduna, soğuk su; eski zindeliğini ve çevikliğini verdi: — Sarhöş herifi nasıl çağırayım? Ne emrediyor- sun?.. Diye alayla soruyor. Hasta kız, bakışlarımı sak- lamak için gözlerini örtüyor. Fakat, hiç kavga ara- mıyan tatlı sesiyle konuşuyor: . — Babaya küfredilmez, günahtır. — Hoş geldin imam efendi! Şimdi de bizi vââz ile mi traş edeceksin? Bizim böyle sözlere karnımız tok, Günahmış!.. Neden günah. Baba imiş. Baba olduğuna bin şahit ister. Bu boya geldim, belki kur- sağıma bir lokma ekmeği düşmemiştir. Baba olmuş ta babalığından bir hayır mı görmüşüz? Baba ol- muş ta babalığını mı bilmiş? Söylesene. Baba ha!.. Baba değil o, şam babası. On sekiz yaşındaki kızı- nın alnının teriyle kazandığı parayı, utanmadan dö- ve, söve elinden alıyor. Onunla zıkkım içiyor. Gü- nahmış. “Moruk,, demek günahmış. Benim yaptı- ğım, benim dediğim günah. Ya onun yaptığı günah değil mi? Sarhoş olmağı Allah mı emretmiş? Ben sabahtan akşama kadar ecel teri dökerek o parayı kazanıyorum. Tezgâhımın önünde, eğile, kalka, bel ağrılı oldum, bu yaşımda.. Sonra da elimden bütün paramı alıyor, beni işe aç yolluyor. Niçin? İçmek için ? Sana sorarım imam efendi, içki 1_çm_e_k sevap Hasta kız hep aiçak sesle konuşuyor: — Onun efkârı var abla. Onu sız anlamıyorsu” nuz. Babam fena adam değildir. — Maşallah, maşallah pek iyi adamdır. Adamla” rın en iyisi, Yalnız karısının üstüne bir sokak SÜP” rüntüsünü alıp senin gibi bir belâyı annemin bâşi” na musallât ettiği için ona evliya desen, peygamw desen azdır. — Annem sokak süprüntüsü değilmiş, abla! A” nem hiç kimseye bir fenalık yapmamış. Genç Y” şında ölmüş bir kadından alınacak başka ne hın$ kalır?,. — Fenalık yapmamış mı? Anamt görmüyor mü” sun; kadın ne halde? Buna sebep nedir? Sebep ? karının büyüleri. Yatakta yatan sarışım çocuk: — Büyü olur mu hiç? diyor, sevgi bu, sevgie Babam, anneme sevdalanmış. Bana Sadberk tey7Z? hepsini bir, bir anlattı. Babam anneme sevdalal” miş. — Annen neymiş? Peri padişahının kızı mı imi$: Hanım sultan mı? Vezir yavrusu mu imiş, ne İ te, anamın üstüne babam ona sevdalanmış? — Annem öksüz, kimsesiz bir dilenci kızı imi amma, güzelmiş abla! — Ananın güzelliğini de yine Sadberk teyze Mİ anlattr? Ne zaman anlattı? — Evet, o anlattı. Annem işte olduğu zamaânı ben yalnızken, Sadberk teyzenin işi olmazsa, benili yanıma geliyor. Onunla annemden konuşuyoru”* Annemden konuşmasını seviyorum. Sesi heyecanla titriyor: — Sadberk teyze biliyor, Sadberk teyze !'ıe!î'h'ı söyledi. Zaten onu bu mahallede hep tanırlarmış Beş yaşmda anasız, babasız kalmış. Bir teyzesi VAT” mış. Fakir bir kadm. Sonra günün birinde teyzesi * nin gözlerine bir hastalık gelmiş. Iki gözü birdt? kör olmuş. O zaman kör kadın, ekmek parası — — — — » n » — ezs - z a c