AÇAN [& 19.3.937 TAN Gündelik Gazete BAŞMUHARRIRI Met Emin YALMAN -AN’"I hedefi: Haberde, fi- ?ii.:' er şeyde temiz, dü- hı;* samimi olmak, kariin | ç:ılmıya çalışmaktır. GUNUN MESELELERİ “hsada Kaynıyan Ozan l.î'ruıl büyük bir buhranm arife- Taşy Unan bir memleket manza- M iyor, hv;..:*ot içinde sosyalist ve faşist Son haddini buldu. Hi âfğ-fr 7 A e A Wî;:ı"d' parti kavgası ötedenberi K tte ve siyasette istikrara mâ- Vvgaları tasfiyeye uğrıya uğ- bir tepheye inhisar etti. Sağcı- ler de, aralarında fikir ihti- bakmıyarak, müşterek bir « NCi cephenin mümessili olarak ©ti idare etmektedir. Müfrit h"o rı ortadan kaldırınağa ça- Tlar. Buna mukabil de sağcılar ü"—“ hürriyet memleketi ve ha Zlar Büyük İhtilâlin çocukla- ı..ı Ukları için, bu kavga biçbir h—tl“kette görülmiyocek şekilde ser kiş, Tütemadiyen bulandırıyor ve i- İarafı da Körüklüyor. Onun için ::;: evvelki gün kavga sokaklara Ti Ve iki taraf barikatlar yapa - n Blum zeküsı, vukufu ve ka- hapiş. / Sayesinde hem dahili, hem k, erkenden önüne geçilemez bir H“Dbilir ve Fransayı görünmez like k Sepheyi bozmak için cok uğrastı- %'lk& muvaffak olamadılar. Sol Müştur. Fakat son senelerde bu Parti halinde cephe aldılar. Vücude getirdiler. Leon Blum, bu fırsattan istifade ederek hk devirmeğe uğraşryorlar. Olduki Vüğy tereyan ediyor. Bu serbesti ha- hvh Kgünden güne şiddetleniyor, ni- L::Pplsmğa mecbur oldular , Mı':i harbi idare etmese bu kavga h ( ölere sürükliyebilirdi. Sağcılar * busünkü kuüvvetini muhafaza %h; sağcılarm muvaffak olmaları 1 da azdır. L M*ldrif'l'en Sonra ıt"'Ylnlarbı Alman'ar, ne pahasıno qmmolsun, İspanyada hir fasist Yap kurmağa karar verdiler. Al- Tp Ya ve İtalya, General Fronkoyu | y..;:"a-k etmek için ellerinden gelen l_ mı yapmaktan çekinmiyorlar. İtay Madrit — taarruzuna — dört deç N fırkası bilfill iştirak etti. Ge- N::: Franko ile birlikte yapılan bir hg"ı göre, bir taraftan Madride ze- Razle hücum edilecek, öte ta- Yaziş İspanya sahillerind? kontrol €si gören Alman ve İtalvan harp Na L güya asayişi muhafaza ve- *Sİle, Barselonu bombardıman ede- MO vakit hükümetçiler iki ateş B da kalacak ve şaşıracaklardı. n Plân meydana çıktı. Madrit önün- uy_:uyınlır mağlüp oldu, fakat va- henüz aydınlanmış değildir. Tam bu sırada Almanların Çekos- :;"'Ylyı karşı hazırladıkları taar- Plânı hakkında ifşaat başladı. H;:;nnyı garp cephesinde beton fa , GAmlar yapıyor. “Maksadı bura- q“" bir kuvvetle Fransız kuvvetle- N"hlhnı.ktır. Öte taraftan bütün quuımle Çekoslovakyaya saldıracak. lı,_:ı” bulunan A'man ve naziler de "Hn. ederek müstevli Alman ordu- * YA yardım edecek ve Çekoslovak- O Pir hafta içinde istilâ edilecektir. 'dan sonra Macaristanda bir darhsi Tej imetle Alman taraftarları iktidar kiline getirilecek ve Alman ordu- Romanyava sarkacaktır. bık“ plân hakkında bucün gelen el gazetelerinde tafsilât vardır. "Mek ki Madridden sonra gözlerini lap dikmişlerdir. Ve faşist devlet- " evvelâ iktısadi nlifuzları altma al- 'l:âğ“ calıştıkları Orta Avrupa dev- 'i:""" bu swretle filen işgale-de ka- Vej z — ai İnsan Kaçakçılığı Yapmakla Suçlu Bir Bulgar Hapiste R30fya, 18 (TAN) — Geçen sene .f;wk kazasından 9 Türkü, bir yük *ik Onunda saklı fümes hayvanları €tile gayri resmi bir surette Tür- & *ye sevketmek istiyen komisyon- ” gar Dim, İlkof 3 ay hapse ve MEKTEP - TALEBE - PEDAGOJİ İLKOKULLAR İCİN YENİ PROGRAMİIİN SAKAT TARAFLARI VAR MI? Muharrir diyor ki: Yeni program, iddia ettiği şeyleri yapmamıştır. Toplu tedris yap- mak için nelerden vazgeçmeli ? Çocuğun tekâmülü ile sınıf teşkilâtı arasında müna- sebet yoktur. İmtihan an'anesi gayri ilmi ve gayri insanidir. Y eni ilkmektep programı- nın en büyük zâfı teca- nüssüzlüğüdür. Yeni program eski progfama karşı çıktı. Bu işte haksız değildi. Eski yi beğenmediği için ortaya çıktı. Eski program tahlilci idi, dağmık bilgi veriyordu, topluluktan mahrum idi. Ye- ni program toplu bir program olmak iddiasındadır. Pek açık- ça görüyoruz ki yeni program bu topluluk - yolunda adımlar atmıştır. Fakat o kadar, yapı- lan - bütün iddialara rağmen - adımlar atmaktan ibarettir. Y eni program iddia ettiği şe- yi niçin yapamamıştır? Bu nun iki sebebi olabilir. Birincisi yeni programı yapanlar “toplu tedris” ne olduğunu hakkile anlı. yamamışlardır. BU de pek Müsu- kündür. Çünkü toplu tedris te'âk- kisi en yeni ve en sentetik bir te- lâkki olduğundan bunun her pe- dagoji tahsili gören memurun de- ğil, her pedagok geçinenin de ko- layca anlıyabileceğini düşünemi- yorum, İkinci sebep, bir korku olabilir: eski dağınık müfredat şek- linden büsbütün uzaklaşarak tec- rübesiz öğretmeni yıldırmak kor- kusu, Bu sebeplerin hangisi bilmi- yoruz. Çünkü bu programı yapan- lar ne, Maarif vekili merhum Necati nin zamanında bizden istenen mü- talea üzerine verdiğimiz cevapta yaptığımız itirazlara, ne de “toplu tedris” bahisleri Üzerine Yeni A- dam sayfalarında çıkan makaleler- de yaptığımız itirazlara cevap ver- miş ve münakaşayı kabul etmiş değildirler. Bir ilkmektepte yavrularımız ee 44 44444 A AAA AAA AAA Yazan: ; İsmail Hakkı mahsulüdür. Çocuk için smıf yok; tekâmül merhaleleri vardır ve her çocuğa göre de bir türlü olur. Hal- buki yeni program mütesanit bu- lunduğu tekâmül anlayışına da- yanarak bu eski sınıf ananesine hizmet ediyor. alebenin iş ve tatil zaman- larını tayin edecek olan şey Ssaattir ve dakikalar değil, mevzuun verdiği alâkanm derece- si ve şiddetidir. Halbuki program ders zili çaldı diye paydos ediyor ve zil çaldı diye başlatıyor. Eski programda şikâyet ettiğimiz bu yapmacık, zihni çalışma saatleri bölmeleri, yenisinde de var de. mektir. Demek ki yeni program yeni içinde en eskiyi sürüklüyor. İlk devre denilen birinci, ikin. ci ve Üçüncü smıflarda bütün dersler bir mihver etrafında top- “de olsa, birliklerini landığı halde dördüncü ve beşinci sınıflarda bu mihver bir tarafa bırakılıyor bütün dersler “ilânı is. tiklâl,, ediyor, toplu tedris fikrin. den, yahut davasından sanki vaz- geçiliyor. Kendi kendinize soru. yorsunuz: Acaba neden? Tabii bu. na makul bir cevap bulamayınca şaşırıp kalıyorsunuz. B unun sebebi pek açık. Ta ilk saatlerdenberi toplu tedris olsun diye suni bir şekilde biribirine bağlanan dersler sınıf ileriledikce artık suni bir şekilde muhafaza e. demiyerek kopuyorlar, dağılıyor- lar. Bir hakikat: “Toplu tedris” dediğiniz şey tabii bir hale uygun sa bu tabiilik sonuna kadar var- dır. 5 inci sınıfta çocuğun tabi olduğu psikoloji kanunları başka değildir ki sistemi de değiştire- lim. Demek ki toplu tedris siste- mi sonuna kadar iyice anlaşılmış ve hazmedilmiş değildir. * |k mekteplerde imtihan an. l anesinin yaşaması bile bi. zi ürkütüyor. Bugün imtihanı ak- len olsun müdafaa edebilecek ye- ni bir terbiyeciye rastlamazsınız. Her şeye rağmen bu Aananenin yaşaması çocuk ve onun tekâmü- lü hakkındaki fikirlerimizin ne kadar sağlam eski kök - lere bağlı olduğunu gösteriyor. İmtihan mekteplerimizde kontrol vasıtası olmaktan çıkmış, kendine kâfi bir gaye olmuştur. Gerçek ,ilk mektep çocuklarını kendilerine, sosyetelerine değil, imtihana ha- zırlıyoruz! arip şeylerden biri de şu- dur: Öğretmenin eline bir müfredat programı vererek ondan sene nihayetinde sayılı fikirleri çocukların kafalarına sokmuş ol- masını bekliyoruz. Halbuki öğret- menden beklenilecek şey bu değil kolayca kitap okumak, düzgünce mektup yazmak, serbestçe söz söy lemek, muntazam çalışmak, not almak haritadan anlamak gibi sos yal adamın belli başlı itiyatları- dır. Eğer öğretmen elinde bulu- nan sonsuz imkânlardan yararla- narak çocukta sosyal şahsiyeti in- şada muvaffak olmuşsa memleke- te karşı vazifesini yapmış demek- tir. Müfredatın bu türlüsü ezber. letir, nihayet öğretir; istenilen mil li şahsiyetleri yetiştirebilir mi bil- mem!... iz her iki ihtimali de varit farzederek cevaplarımızı verelim. —Toplu tedris programı ancak şu suretle vücuda getirebil- mek için yalnız mektep program- larında değil, asıl mektebin haya- tında bir takım değişiklikler yap- mak lâzımdır. Bunun için: 1 — Sınıfları kaldırmak lâzımdır.. 2 — Günün, ders saati üzerine taksi- mi usulünü kaldırmak lâzımdır. 3 — Derslerin müfredat şeklinde ayrılması usulünü kaldırmak lâ- zımdır. 4 — Sual cevap şeklinde imtihan usulünü kaldırmak lâzım- dır. 5 —Öğretmeni yazılı müfre- dat ve kitap ile takyit etmek u- sulünü kaldırmak lâzımdır. AMERİKAN KARİKATÜRÜ * şte mektepte Önce hunlar ' yapılmadıkça ve bu deği- şikliklerin lüzum ve zarureti haz- medilmedikçe “toplu tedrisat” di- ye bir değişiklikten bahsetmek tu- haf olur. Halbuki yeni program- da hep bunların aksi vardır. Bi- Di rincisi sınıflar. Sınıf teşkilâtı muh Na K ! telif çocukların ayni tekâmül mer- halelerini ayni yıllarda ve ayni ; ) A ;m]liwm lWı wnl üddet içinde geçirebileceği hak- , AM leva ağır para mahküm tur SAiR S a Dd edÜl S ç a YST Üümle z kındaki eski, yanlış kanaatin bir Avrupa, örs ile çekiç arasında! MEY N Okuyucu Mektubu Çürük Çıkan İskarpin Kumkapıda Saraçishak mahalle. sinde Uysal sokakta, 2 numarada o. turan bayan Rahmiye matbaamıza müracaat ederek şu şikâyetini söyle- di: “— Bahçekapıda bir mağazadan dört liraya iskarpin aldım. İskarpin, daha ilk giydiğim gün üzerinden çat. ladı. Geri götürdüm. “Çatlaklığı ta . mir ederiz.,, dediler, Üzerine mum sıvayıp bana iade ettiler, Tabii yine Biyer giymez çatlaklığı sırrtıverdi ve açıldı. Hemen mağazaya koştum. Vaziyeti anlattım. Bu sefer “iki lira bırakım da o kısmın derisini tama - men değiştirelim.,, dediler. İşin bütün mes'uliyeti kendilerine nit olmak lâzım geldiği halde üstelik beni zarara sokmak istiyorlardı. Ka. bul etmedim, onlar da değiştirmedi. ler. Bu vaziyet üzerine Ticaret Odası- na müracaat ettim. Onlar, “biz bu işe karışmayız. Karışacak bir ma. kam olduğunu da zannetmiyoruz.., Harp Çok Kazançlı Bir İştir Ingilterede, mühimmat sanayii ya- pan 7 firma 1931 den, 1936 ya kadar teslihat işine koydukları sermayeye karşılık 23,180,722 sterling safi kâr sermayelerine yüzde iki yüz kâr al- mışlar. 1937 de silâhlanma yarışı en son sürat ile ilerliyor. Bu firmaların bundan sonraki kârlarını okuyaca- ğız. 1908 den 1914 e kadar olan silâh- lanma yarışı neticesinde bu firmalar kârlarını şişirmiş, yeni milyonerler, harp zenginleri ortalığı sarmıştı. Fa- kat harp, bu firmaların kasalarına milyon kârları indirirken, milletlerin zarar hanesine milyonlarla insan ölü- sü yazmıştı. Bu yedi firmanın elde ettiği kârların arkasına saklanan ölü- lerin adedini, bize yeni patlıyacak bir harp verecektir. . € Yeni bir harhin önüne geçmek için, silâhlanma yarışı kadar kuvvetli ar- zular, fakat mühimmat fabrikaları- nn kârları kadar kat'i bir aciz var. Harp İspanyada bilfiil patlamıstır. Teslihat fabrikaları dünya mikyasın- da geceli gündüzlü işliyor, mühim- mat tröstleri devletlerine harp kre- disini büyütüyor. Her gün tersane- lerden yeni zırhlılar denize iniyor, Gökyüzünü — karga sürüleri gibi tay yareler sarıyor. 1914 harbi Sırbistanda bir arsşidü- kün ölümü ile patlamıstı. Bu harp hangi arşidükün ölümile patlıyacak bilmiyoruz, e Fakat şurasmı çok iyi biliyoruz ki, bu gelmekte olan harp, teslihat fir- malarmın kasalarma bu milyonları indirirken, yeryüzünde sulh ve selâ- metin en büyük müdafii halk kütle- leri, sulh sever milletler, büyük dev- letlerin bu yarışında yine mısır ko- çanı kemirecekler, yine milyonlorla ana evlâdını, çocuk babasmı, millet- ler en zinde ve ümit beslediği ordu- larla gencini kaybedecektir. Milli müdafaa borçları kabaracak, iktısa- di buhranlar, açlık ,sefalet, ölüm mül- letlerin başı üstüne siyah kanatlarını gerecek, fakat yine sonunda müh'm- mat sanayi tröstleri hissedarlarma milyonların üstünde, milyonları saft kâr, insan kanının bedeli harp kârı olarak dağıtacaktır. Görüvorsunuz ki, harp çok kazançlı bir iştir. Adsız Yazıcı Sırkecide ölümle biten bir facıa Dün sabah, Sirkeci rihtirm manevra hattında bir kişinin ölümü ile net.ce lenen bir tren kazası olmuştur. Kaza nm tafsilâtı şudur: Makinist Tevfiğin idaresindeki 1 numaralı lokomotif, manevra yapmak üzere rıhtım manevra hattına girmiş- tir. Süratle ilerlemekte olan lokomo tife bu sırada makasçı 45 yaşlarında Bursalı Mustafa atlamak istemiş, fa- kat buna muvaffak olamadan kaya- rak basamaklardan düşmüştür. Bu düşme, çok feci olmuş, Mustafanın sağ ayağı dizinden tamamile kopmuş sol ayağı da parça parça ezilmiştir. Sıhhi imdat otomohilile Cerrahpa- şa hastanesine kaldırılan zavallı ma- kasçı, bütün tedaviye rağmen, fazla kan kaybettiğinden ölmüştür. Hâdi- seye müddei ilik el koymuştur. Makinist Tevfikle ateşçisi Ömerin İ- fadeleri almmıştır. Vaka yerinde ay- rıca bir de keşif yapılmıştır. Tahki- kat derinleştirilmektedir. Bir çocuk tehlikeli surette yaralandı Yenişehirde oturan Bayan Eftimi. yanm 12 yaşındaki ocuğu Vasil, bal- kondan aşağıya sarkarken müvazene sini kaybederek düşmüş ve tehlikeli surette yaralanmıştır. vurdum, Aldığım cevap ayni oldu. Şimdi öğrenmek istiyorum: Benim vaziyetime düşenlerin şikâyet edebi. lecekleri bir makam yok mudur? Hâ. disede başından sonuna kadar ben haklıyım? Bu hakkımı teslim ederek müessese sahibini cezalandıracak ve zararımı ödetecek bir mürakabe bü- dediler. Kunduracıların | cemiyetlerine baş ö ? rosu bulur nni eli