h ae 6_'—_—— ——— TAN ( sPOR ) Milli Küme Güneş - Galatasaray, Fener « Beşiktaş - Çarpışıyorlar Milli kümehin ilk maçları pazar günü başlıyor. Milli küme fi kıstürünün İzmir mıntakasında hemen tatbik edilip edilemiyeceği henüz malüm değildir. Çünkü İzmir klüplerinin azaltılması he nüz kat'i şeklini almamıştır. Fakat Ankara ile İstanbul maçlarının bu pazar yapılacağı muhakkaktır. İstanbulun ilk haftasına yine çetin iki maçla giriyoruz. Fenerbahçeliler Beşiktaşla, Güneş liler de Galatasarayla çarpışacak - lar... Dostluk turnuvası müsabaka - larmda bundan on gün evvel karşı- laşmış olan bu dört klübün, 'dostluk kupası maçlarındaki neticeleri milli kümede de almaları pek beklenemez. Oradaki neticeler, gol farklarını de- ğiştirmiyerek aksine çıkabileceğin - den milli küme oyunları dolayısile |' takımları bir daha gözden geçire - lim: Fenerbahçe hakkındaki düşüncele rimi bundan evvelki bir yazımda an- latmıştım. Fenerliler bu haftaki ra - kipleri olan Beşiktaşlılardan, kale ön lerine kadar daha kuvvetlidirler. Ka- le önlerinden takımım umumi göste - rişinin hakkettiği kadar gol çıkara - mıyorlar. Fenere epey zamandır ârız olan bu aksaklık öyle birkaç gün içinde giderilemez sanırım. Fener - bahçenin milli küme maçlarının her- hangi birinde tesadüflerin uygun düşmesile çıkaracağı büyük farklı bir neticede fazla gol atma kabiliyet lerini hemen Fenerlilerin elde ettik - lerine delâlet etmez. Bu itibarla Beşiktaştan haylı üs- tün telâkki ettiğim halde Fenerbah - çenin bu haftaki galibiyetini, bir ve - ya ikiyi geçmiyen bir farkla elde e- deceğini tahmin ediyorum. Beşiktaşa gelince; açık söyliyeyim, ben Beşiktaşın son zamanlarda tut- turduğu oyun tarzile bir şeyler ya- pacağını pek ummuyorum. Eskiden en istikrarlı maçlar çıkaran beyazlı siyahlılara bir şeyler oldu. Nefesleri, takatleri ve iktidarları yetişmemiye başlayınca işi serbest güreş ve boksa döküyorlar, O sistem, taraftarlarının tezahü - rat tarzı mülâyim olan takımlar kar- şısında ve bazı hükümlerle belki sö- ker. Fakat Fenerbahçe taraftarları gibi, sarı lâcivert aleyhindeki en kü çük hareketlere karşı hakemlerin gözlerini faltaşına çevirecek sesler çıkaranların önünde hiç geçmez. Çünkü favullü hareketleri hakem görmese bile halkın çıkaracağı müt hiş uğultu ile kaçırdığı favulü ilk fırsatta ödetmek üzere hep Beşiktaş hıları kollar. Beşiktaşa eski oyun tavrını verebilecek, müdafaaya tesir etmese bile hücum tarzlarını mülâ - yimleştirecek Nazımı yine — merkez mühacim mevkiine getirirlerse, fut - bol derecelerinde de kâr etmiş olur- lar kanaatindeyim. İhtimal Nazımda bazı kusurlar bu- lan Beşiktaşlılar çoktur. Bana kalır- sa, Beşiktaşım bugünkü elemanları içinde merkezde takımı için en fayda l çalışmayı yine o küçük gövdeli Nazım yapar kanaatindeyim. Galatasaray - Güneş maçı Bu iki klübün karşılaşması herhal de birkaç aydanberi devam eden sa- mimi dostluk havası içinde cereyan edecektir. İki klüp idarecilerinin ar- zu ettikleri bu dostluğun tekrar baş lamasında benim de biraz rolüm ol - du. Onun için,aklımdan geçen şeyleri yazarak maç yapacak çocukların a- kıllarında bazı fikirleri uyandırmış olmamak için şimdilik susmayı iki klüp nâmına daha doğru buluyorum. .. . İkinci Küme Lig Maçları T. S. K. İstanbul Bölgesi Futbol Ajanlığından: 21-3-1937 pazar günü yapılacak liğ maçları Şeref stadı: alan gözcüsü Halid Ga lip Ezgü Doğan - Ortaköy A. takrmları sa at 13 hakem Ahmet Adem Göğdün ga A DA acları PAZAR MAÇLARINI ECNEBİ HAKEM İDARE EDECEK T. S. K. İstanbul Futbol Ajanlığından: 21-3-937 tarihinde icra edilecek Güneş - Galatasa- ray ve Beşiktaş Fenerbahçe maçlarını beynelmilel ha - kemlerden Bay Kaçef idare edecektir. Yan hakemler: Güneş - Galatasaray. Sa - mim Talü, Feridun Kılıç Be- şiktaş - Fenerbahçe. Bürhan Atak, Şazi Tezcan Sekiz Klüp Turnuva Bu Milli küme haricinde kalan sekiz klübün kendi arasında bir devrelik müsabakalar yapacağını evvelce yaz mıştık. Aralarından seçtikleri- üç kişilik komite maçların yapılacağı alâkadar saha sahiplerile temas ederek en mü- sait şerait dermiyan eden Şeref sta dında maçların yapılmasına karar vermişlerdir. Müsabakalar şimdilik bir devrelik olarak başlıyacak ve lüzum görülür- se ilerde bir devre daha yapılacaktır. Yedi hafta sürecek olan bu maçlara 28 martta baş'enacaktır. Milli Küme Maçları İçin Kararlar T, 8. K. Futbol federasyonundan: Milli küme maçları için oyunculara ve bu maçları idare edecek hakem- lere tamim: Hakem raporları: Her milli küme ertesi günü hakem raporları ait ol- duğu ajan vasıtasile futbol federas- yonu adresine gönderilecektir. Maçın teferrüatı bütün tafsilâtile hakem raporlarmda yazılacaktır. Raporlarımı noksan yazan hakem- ler mesul tutulurlar. Ihtar cezaları: Bir maçta hakem- den ihtar alan oyuncunun siciline, al- dığı bu ihtar tarihile kaydedilir. ve maçlarda sık sık ihtar almağı itiyat haline getiren oyunculara federaryo- nun tayin edeceği muhtelif cezalar verilir. Oyundan ihraç ve boykot cezaları: Hakem tarafından oyundan çıkarı - lan oyuncu takımmın yapacağı mü- teakıp ilk maçta oynayamaz. Cezaların tatbiki: Maçtan men ve boykot cezalarını federasyon oyun - cunun mensup olduğu ajanlıklara teb liğ eder. Mıntaka ajanları ve klüpler federasyonun tebliğlerini ehemmiyet- le takip ve tatbika mechurdurlar. Mıntaka ajanları federasyonun ver diği cezaları, cezaya çarpan oyuncu- lara ve diğer klüplere bildirmek su- retile ilân ederler. Federasyonun ver- diği cezalar kat'i ve gayri kabili iti- razdır. Altınordu - Fener Yılmaz A, takım ları saat 14,30 hakem Adnan Akın Kasımpaşa - Galata Gençler A. ta kımları saat 16 hakem Halid Galib Ezgü Hâlâ gençlik formunu muhafaza eden Beşiktaş kaptanı Hüsnü ve beyaz siyahlıların takımı Arasındaki Ayın Yirmi Sekizinde Başlıyacak Yunan lakımları lurnuvada Atina (TAN) — Yunanistanın A- pollon takımı bu ayın sonlarına doğ ru Mısıra giderek muhtelif yerlerde maçlar yapacaktır. Ayni takım Ni - sanda Frencvaroş takımile karşılaş- mak üzere Macaristana gidetek ve daha sonra da Avrupada bir turna yapacaktır. Selânik Aris takımı diğer klüpler den aldığı oyuncularla takviyeli bir ekip halinde Filistine gidecektir. A- ris Filistinde altı maç için kunturat imzalamıştır. İzmir Klüplerinin Birleşme Meselesi Izmir klüplerinin birleşmesi me - selesini mahallinde tetkik etmek, icap eden tedbirleri alâkadarlarla görüş- mek ve son şekilleri tesbit etmek Ü- zere İzmir sporcuları tarafından ça- ğırılan Türk Spor Kurumu ikinci re- isi Bay Halit Bayrak bu sırada An- karadan İzmire gidemiyeceğinden ye. rine umumi kâtip Bay Nizameddini göndermiştir. İzmir klüplerinin birleşmesi mese - lesi ve adetleri bu ziyaretten sonra kat'i şekilde tesbit edilmiş olacaktır. Top Kupası Top spor mecmuası tarafından se kiz klüp arasında tertip edilen kupa maçlarma pazar günü sabahleyin Şeref stadında devam edilecektir Fikstüre nazaran bu hafta Topka- 1 - Arnavutköy, İstanbulspor - Şiş- li kararlasacaklardır. İzmir Kız Enstitüsünde Ziyafet İzmir, (TAN) — Cümhuriyet kız sanat enstitüsünün bir yıllık mesaisi- ni göstermek maksadile enstitü direk- törlüğü tarafından İzmir vilâyet u- mumi meclisi azalarına enstitü bina- sında bir çay ziyafeti verilmiştir. Zi- yafeti müteakıp mektep ve sipariş a- telyeleri gezilmiş, talebenin bir yılda vücude getirdikleri eserler gözden geçirilmiştir. Vali Fazlı Güleç söyle- diği kısa bir nutukta mektebin faali- yetinden ve talebenin muvaffakıye- tinden sitayişle bahsetmiştir. 19.3-937 — (iki günlük hikayel HIR edi yaşlarında bir çocuk, tarak, fırça, sabun, para çantası gibi muhtelif şeyler satan bir satıcınım işportası etrafında çoktandır dönüp duruyordu. Satı- cı, alacakları malı ehemmiyetli bir çehre ile gözden geçiren iki deli- kanlıya bir para çantası satmakla meşguldü. Delikanlılar, satıcınım ikna edici sözlerini biraz itimatsız- lıkla dinliyorlardı. Çantanın açılıp kapanacak yerini münave2be ile kurcalıyorlar, bazan da çantayı tâ burunlarına kadar kaldırarak ışık- ta muayene ediyorlar, sonra da kat'i bir sesle: — Kırk kapik! Fiyat veriyor, çantayı te«rar işpoftaya Bırrakıyorlardı. Delikan- imar âdeta. biribirlerini taklit edi- yorlar, en ufak teferrülatına kadar biribirlerinin hareketini mimikleri ni tekrarlıyorlardı Satıcı çatık bir çehreyle: — Kırk kapik mi? Amma da yaptmız ha!.. Ben onu kendim alt- mış kabiğe almıştım, diyordu . Sonra onları durdurarak ilâve ediyordu : — Durun hele, elli beş kapik ve- riyor musunuz? . Alrerlar âdeta bir ağızdan: — Kırk kapik!, . Sözlerini tekrar ediyorlar. ve böylece pazarlık yeniden başlıyor- du.... akat uzun boylu; kırmızı saç lı, hilekâr bakışlı, çengel gi- bi parmaklı bir adam olan satıcı bütün meşguliyetine rağmen, bir göziyle çocuğun her hareketini dik katle takip ediyordu.. İşportanım yanında, alış veriş € den iki delikanlıdan başka bu alış verişi seyreden üç kişi daha vardı. Küçük çocuk bunların arasmd% dolaşıyor, satıcının hareketlerini gözlüyordu. Çocuğun ayakları çıplak, üstü başı yırtıktı.. Ayağında, bir za - manlar dikişli olan, fakat şin'd! torbaya benziyen kemersiz bir don vardı. — Yüzü, kirli, yanmış vğ çopur idi. Kül rengindeki gözleri cür'etle parlıyordu. Bakışları ha- risti, Alıcılardan biri, kat'i bir hare- - ketle elini sallıyarak : — Kırk beşe de vermiyor. mu- sun? dedi. i Diğeri de bir aksiseda - gibi ar- kadaşmı takip etti * — Kırk beş!. a İkisi de bekler bir vaziyette göz- lerini satıcıya diktiler. Satıcı, aCI bir gülümseme ile gikâyet etti : — Çocuklar, ben zararıma, mı çalışayım?. Benim de canım var. Ben de yeyip içiyorum.. Karı, co- cuk besliyorum.. Ben de bir kapik olsun kazanmıyayım mı?, Alıcılar: — Canm isterse!. . Diyerek işportadan çekildiler.. Seyirciler de onlarm peşi sıra ora- dan ayrıldılar. Bu kaynaşmadan istifade aden çocuk eğildi ve iki de , SİIZ Yazan . Maksim Gorki Çeviren: B. Tok likanlı arasından, birdenbire, elini ileri uzattı. İşportanın üzerinde du- ran bir kalıp sabunu yakaladı ve... kendini gerisin geriye toprağın ü- zerine attı. — — İsportacı müraffor hir sesle: — Dur oğul, dur, diye bağıraı. ocuğu bacağından tutmuş, toprağın üzerinde kendine doğru sürüklemiye — çalışıyordu. Satıcı onu, aşağıdan, işportanın al- tından yakalamıştı. Çocuk kıvrı- larak elleriyle kaldırımlara sarılı- yordu , Serbest kalan bir ayağmı sallı- yor, korkudan kıpkırmızı olmuş çehresiyle karnı üzerinde işporta- nm altına doğru kayıyordu. İşte, kızıl saçlı mujik, çocuğun öbür a- yağını da yakaladı. Onu kendine doğru çekti. —Küçük, bu hareket esnasında çenesini kaldırım taşla- rima çarpmıştı. — Nihayet kendini satıcı ile yüz yüze buldu. Satıcı, çocuğu bacakları arasma simsıkı kıstırmış, çengel gibi par- maklariyle de omuzlarmdan tut- muştu. Küçük, bir taraftan patla- mış dudağını emiyor, diğer taraf- tan da kanla karışık salyalarını bir yana tükürüyordu. Ellerini vücudundan aşağı, yan- larma sarkıtmış, avuçlarını satıcı- nın dizlerine koymuştu. Mütevek- kilâne bekliyordu. Satıcı, gözlerin- de derin bir hazla, gür ve kızıl sa- kalı arasından dişlerini göstersrek sırıtıyordu . Çocuğu sükünetle gözden geçiriyordu. — Ağlebi ihti mal hırsız için bir ceza düşünüyor- du , Hırsızm küçücük göğsü gayri muntazam hareketlerle inıp kalkı- yor, omuzları sarsılıyordu Çopur yüzünde korku, keder ve intizar okunuyordu. Satıcı, kaşlarmımı çata- rak ve dişlerini gıcırdatarak söze başladı : — E... Söyle bakalrm, ben şimdi sana ne yapayım?.. Ha!.. Çocuk omuzlarını kaldırıp indir- di. — Seni kodese mi tıkayım, yok- sa bir âlâ ıslatayım mı? Beğen, bakalım bunlardan birini! Haırsız, kederli bir sesle mırıl - dandı : — Affet beni amcacığım. . — Seni affetmek mi? Bak sen!. 'Ananm akıllı oğlu sen misin? Ben seni nasıl affederim? Sen hırsız - sm! Benim malımı çaldım!. Bu- nun için de seni kodese tıkmak lâ- D zım.. Ben senin gibi bir hmnbif federsem, bir diğeri de başkâ hırsıza merhamet ederse, O Söy' hapisanede kimler yatacak?- le bakalım!.. Çocuk, yaşlı gözleri ve Ü":î:: dudaklariyle yavaşçacık mıiril di : — Amcacığım, bir daha yar | — Ben bunu yutmam. Hayff L sen bana şunu söyle: Hırsızlar! federlerse — karanlık zındanl kimler yatacak? !öi ocuk sessizce ağlıyor. nde yaşları yanakları üzer” izler birakarak akıyordu. - Satıcı çocuğun kulağını çekt * rek hiddetle bağırdı: 2 — Cevap ver, hapisanede Kİm ler yatacak? . Çocuk, — hıçkırıklarmı yavaşça cevap verdi: Bu îıe?;iı_ s;ttılcamrm pek hoşur* gitmiş olacak ki, kahkahayla dü: — Seni külhani, seni! Kestir?” bir cevap değil mi? Haydütı”; Sen çok açık gözsün! Sen £ boylamalısın!.. Şimdi cevap , bakayım: Sabunu neye aşırdın ”| Küçük, çıngıraklı bir sesle & vap verdi: » — Amca, vallahi bir daha 74? mam. Billâhi bir daha hiç bif | man yapmam... PŞ — Susss... Gürültü istemef | Belki ben seni affederim, & böyle gürültü yapmakta devam dersen polis gelir. İşte o zaf ) işin iştir. Seni alrp kodese tıkâ Orada fareler, kurbağalar, yil gi lar gırla.. Ayrıca, her gün de Gi bir âlâ ıslatırlar.... tutar 'ı. ocuğun omuzları uıitll'?: bir hareketle sarsıldı. GX», leri korku ile açılıp kapandı. bir hareketle satıcının bacaklaf? rasından fırladı. Fakat satıci vetli parmaklariyle hırsızın O M larmı sımsıkı yakalamıştı. Çor | ğun alnma bir tokat vüurdu : ge — Açıkgöze bak... Kıaı;acllkt demek ha?! Sen şimdi cevap V 'ı sabunu ne yapacaktın? . Çocuk mütevekkilâne cevap yef” di: — Satacaktım. — Demek satacaktm... Peki, p" raları ne yapacaktın?. ş — Bir funt (1).. ekmek.. 31 caktım... — Daha ne alacaktın?. y > a (2) — Yarım şişe.. Bavbiyera kvas'ı . Tüccar güldü: çal — Bak sen!.. Daha ne alâ tm?. g5 — Daha başka bir şey almım Ve içini çekerek ilâve etti: ik — Sabuna — yalnız sekiz kap veriyorlar.. . 18 — Vay... Demek ki, sen ilk de 6 çalmıyorsun!. Sen bu kadar fenf' 4 da ben şimdi seni nasıl bır! ) (Arkası VA ZLT : eli 1 İt (1) Funt : Dörtyüz gramlık bir K (2) Kvaş: Şiraya benzer bir nev p? hammir içbidir EIG';'::: T