22 Mart 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

22 Mart 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8m 10 si Rüstemin Destanı Hikâyesi Mart tarihi nüshamızda neşrettiğimiz ve (Burhan Felek) in tertip ettiği (Rüstemin destanı) ismindeki bilmeceli spor hikâyesinin, vadettiğimiz gibi bu. gün hal şeklini dercediyoruz. Bu hikâyede bilmecenin halline muvaffak olan karilerimizin he - men hemen hepsi bir spor müsa, bakasını haksız kazanmakla elde &dilen zahiri muvaffakıyetin doğ- ruluk ve fazilet önünde hiç bir kıy. meti olamıyacağını heyecanin İfa - de etmeleri sporcu ve gençlik küt. Jesinde fazilete, hakka ve doğrulu- ğa karşı olan ateşli aşkı göstermiş olması itibariyle cidden sevinecek bir şeydir . Rüstemin destanmı okumuş o. lanlara bir daha ayni şeyi okut- mamak, okumamış olanlara zevki, hi kolayca tattırabilmek için hikâ- yenin tam olarak intişar etmiş o Jan kısmını hulâsa olarak ve bil - meceli kısmını da aynen yazıyo» ruz: p stanbul Üniversitesi spor I Klübü kaptanı Rüstem Pa. risteki (© beynelmilel Üniversite güreş müsabakalarma (giriyor. Kendisiyle beraber orada Lütfi isminde hir de federasyon idareci- si vardır. Lütfi 79 kilodaki bütün rakiplerini yeniyor ve Kebek isim. Ni bir Estonyalı ve (Hunyadi) a- dında bir Macar güreşçisi ile bir. kte o sikletin birinciliğine namzet oluyor. (Rüstem) in İstanbulda (Zehra) adında bir de yavuklusu Var, Bu kız Rüsteme yazdığı bir mektupta mutlaka şampiyon ola- rak dönmesini istemiş, yoksa o- Bunla evlenmiyeceğini anlatmış... tır. 79 kilonun şampiyonluğu Rüş- ten, Kebek ve Huuyadi arasındaki güreşlerin neticesine bağlı, Rüs . tem Kebek ile Hunyadiye sayı he- #abiyle galip geldi. Evvelce bir de Alman güreşçisine sayiyle galip geldiğinden güreş kaideleri muci. bince 3 fena sayısı var. OKebek Rüsteme sayiyle yenildiğinden o- Yun da 3 fena sayısı var. Hunyadi nin Rüsteme mağlübiyeti hikem - lerin ittifakiyle değil de ekseri - yetile olduğu içinonun 2 fena sayısı var, Lâkin Kebek ile Hunyadi güreş. memişlerdir. Onlarm güreşinin ne- tcesi Rüstemin şampiyonluk va - ziyetini tesbit edecek. Lâkin her- kes Rüstemin şampiyon olacağı - na kanidir. Zira Estonyalı Kebek > sert ve kuvvetli bir güreşçi- Nasıl olsa Macar Flunyadiyi hâkkedecektir i şte bu hava içinde Kebek İle Hunyadi güreşiyorlar, » Kebek son derece faik güreşiyor, © Mücarı âdeta paçavra ediyor. Lâ- kin son dakikada Macarın mahira © me bir oyuniyle Kebekin sırtı bir » an İçin yere geliyor .Orta hâkemi pek iki göremediği tüş kararmı ver mek için yan hâkemlerine milraca- at ediyor, Hâkemlerden birisi tuşu görememiş. Çünkü kendinden u- zakta cereyan etmiş, Asıl güreş © kendi önünde olan ikinel hâkem de federasyon idarecisi o(LAtfI)- dir, Minder hakemi Lâtfiye tuş o lup olmadığını soruyor , K > Görmedim!. cevabını “verince Ristem urtadaki hakemin müsabaka hakkmdaki kararını beklemeden eğilip Lütfinin kula - ğma : — Bu kararmı verirken, milleti- min şerefini düşünmedin mi? Göz. göre göre bu şerefi nasıl ayak al- tm aldm! dedi ve doğru jüri heye fi reisi Danimarkalı (Oesen) in yanma koştu ve kısaca şöyle konuş. tu: — Reis efendi! Şu şimdiki biten müsabakanm neticesinde eğer Es- a V tonyalı, (Kebek) e galip gelseydi, “ben şampiyon oluyordum . Hakikaten belki netice öyle ilân “edilecek, Çünkü hakemlerin üçü de facar Hunyadinin onu yendiği. derini sö! Halledilmiş Şekli Veriyoruz dan birisi benim vatandaşlarım - dandır. Bu hakem, hâdise gözünün önünde cereyan etmiş olmasma rağmen zannediyorum &i benim şampiyonluğum mevzuu bahsolan bu güreşte tam bir müşahede ber raklığı muhafaza dolayı yanlış bir karar verdi ve Kebekin yenildiğini görmediğini söyledi. Lâkin bu işde ilk alâka, dar olan ben Kebeke tuş olduğu - nu gördüm, Bunu gördükten son . ra bile bile başkasınm hakkı olan şampiyonluğu nasil kabul edebili- rim ?. Binaenaleyh bu son müsa , bakanın neticesini dediğim şekilde tasrih etmezseniz kararmızı red - detmek ve jüriye karşı koymak zaruretinde kalacağım; çirkin bir şey olacak, dedi. sırada, minder hâkemi de (Kebek) i arıyordu. Fakat Estonyalı ortadan kaybolduğu için bulunamadı. Diğer ringte yapıl - makta olan yarı ağır siklelin son müsabakası da bittikten sonra jü- ri heyeti yan odalardan birinde iç. tima etti. Rüstem, Kebek ve (Hunyadi)- yi çağırdılar. Heyet reisi Oesen “(Kebek) e, Rüstemin sözlerini tekrar etti ve onun sporculuk na - müusuna hitap ederek sordu : — Omuzlarmız yere deydi mi? Kebek, Hunyadiyo yan gözle baktıktan sonra ; : — Evet! Dedi ve doğru gitti. (Rüstem) in elini sıktı. Rüstem de Hunyadiyi tebrik etti. Çünkü Ke- beki tuşla yenmekle Hunyadinin fena sayısı ikide kalmış ve şampi, yon olmuştu. Heyet bu açık iddia ve itiraf karşısında kanaatleri zaten değiş- miş olan (Kebek — Hünyadi) ma. çı hâkemlerinin muvafakatiyle 79 kilonun neticesini şöyle tesbit et- tü: 1 — Hunyadi — 2 fena sayı 2 — Rüstem — 3 fena sayı. 3 — Kebek — 6 fena sayı. 79 kilonun galibini ilân için Hum. yadiyi ringe çıkârdıkları zaman diğer güreşçiler Rüstemi ellerinin üstüne alıp üç defa: —Hurra, hurra hurra! diye se- limladılar. Rüstem bu hareketile orada o kadar yiiksek bir fazilet nümunesi göstermiş oldu ki her - &es onun önünde kendini küçül » müş hissediyordu. Yalnız hakem Lütfi onun bu hareketini bir türlü hazmedememişti, Ona : — Be çocuk! Sen deli misin?. Elindeki gül gibi şampiyonluğu ne diye âleme hediye ettin? diye soru yordu : R Üstem, Lütfiye dik dik bak. tıktan sonra şu cevabi ver- di: fi diye tanısalardı, belki susabi - lirdim. Fakat bu yabancı memle. kette isimlerimizle değil, sadece 'Müirk diye tanmdığımız için yaptı- ğın hatayı ancak şampiyonluğu sa hibine bırakmakla Türklük namı. na tashih edebilirdim. Benim için tek yol bu idi. Sen, senin olmıyan bir malı bana nasıl bağışladın?. — Ben hâlâ senin iddia ettiğin gibi tuş olduğuna kei değilim, Anlaşamadılar. Ertesi günü gazeteler büyük harflerle: (Türk Rüstemin büyük zaferi) (Rüstemin kazandığı emssisiz) şeref) . Gibi başlıklar altnda çocuğun gösterdiği hakikt sportmenliği tak dir ediyorlardı. li Paris — Soir makale- , bitiriyordu * İŞE sad anket et. “ik, yiğitlik ve ahlâk dürtmtlüğünü — Eğer burada seni yalnız LAt, Ti rişmiştir. Her fazilet âşıla için bu genci ve onu yetiştiren milleti teb. Tik etmek bir borçtur. , Rüstem memlekete döndüğü za- man rıhtımda kalabalık bir kütle tarafmdan karşılandı. Üniversite rektörü, klüp, matbuat namma kendisine büketler verildi. Ve göz. leri mütemadiyen oyaşaran mut. tasıl gülen ve bir düziye elindeki mendiliyle gözlerini, burnunu ve 2. vuçlarının içini silen Zehra da bu kalabalık içinde avazı çıktığı kadar bağırıyordu : — Rüstecccm! Buradayım, bu- rada... » Mahçup çocuk bu güzel karsta. nişa cevap olarak sadece : — Vazifemi yaptım, demekten başka söz bulamıyordu Bir hafta sonra, Üniversite klü- bünün lokalinde Üniversite rektö. rü ve profesörlerin ve iki tsrafm ebeveyninin ve dostlarmn huzu - runda Rüstemle Zehra nişanlan - dı. . (Rüstemin destanı) hikâyesinin bilmecesi İçin karilerimize Şu sual- Veri sormuştuk :- “1 — Minder hâkeminin sualine karşı yan hâkemi Latfi ne dedif, Ne demeli idi? . 2 — Lütfinin cevabma göre Rils tem ne yaptı? Ne yapmalı idi? . $ — Bütün bu maceralara na. zaran Rüstem şampiyon oldu mu? Mükâfat Alanlar unlara, aslmı bugün meşret- B tiğimiz hikâyenin eşhası. na ve vak'anm mantığına bakarak doğru cevap verenler arasında &- şağıda isimleri yazılı on okuyucu - muza vadettiğimiz küçük hediyeler isabet etti : 4 inci — Sultanahmette İshak- paşada 33 numarada Bay Adnan bir kol saati, 2 inci — Yoğurtçuda erkek 6. kul sokağında mühendis Bay Ne- cati bir mürekkepli kalem. 3 üncü — Sıvas muallim mek. tebi son sınıf talebesinden 259 Bay Feyzi Sayın bir mürekkepli kalem. 4 — üncü Edirne Yanıkkışla dü zeltim evi A, Güney Han bir ma- kineli kurşun kalem. 5 inci — İstanbul hukuk fakül. tesinde Bay Muzaffer bir makine li kurşun kalem. 6 ncı — Kadıköy Santral cadde si 45 numara Bayan Müjgân bir makineli kurşun kalem, 7 'nci — Beşiktaş Şair Nedim caddesi Çatalmektep sokağı 1 nu mara Bay Turhan Sızmaz bir çakı. 8 inci Yakacık Sanatoryomu Bay Nâzım Sabri bir çakı, 9 uncu Kadıköy Karadut sokağı Bay Kadir bir çaki, 10 uncu Eskişehir Vural sokağı 23 unmara Bayan Muzaffer bir ça kı, ,.. İsimleri yukarıda yazılı karileri . miz yarından itibaren bir ay zarfın da matbaamıza müracaat ve hüviyet lerini isbat ederek hediyelerini alabi- Tirler. Avrupa Maçları Almanya 4 - Fransa O Diln Almanyanın Stüdgrat şeh - rinde 75 bin kişinin önünde yapı. lan Almanya — Fransa milli ma- çmı Almanlar ezici bir oyundan sonra, Fransızları 4 — O mağlüp etmişlerdir . Avusturya - İtalya Maçı Yarıda Kaldı Dün Viyanada yapılan Avustur. ya — İtalya milf takım maçı A - vusturyanın 2 —0 lehinde iken bir htil urıda kalmıştır. AN BAŞMAKALEDEN MABAT Kömür İnkılâbı (Başı 1 incide) güzel bir antre var. Duvarlara, ser giye iştirak eden devletlerin armaları alçı le kabartılmış. Büyük salonda camlara kömüre ait canlı resimler ye. Pılmış, Bay Ratıp Tahir, üç güzel tabloluk bir seri hazırlıyor: Serginin yaratmı- ya hizmet edeceği yeni şartlardan ev- velki âlemi birinci tabloda görliyoruz. Ormanda yaşıyan, canlı, yeşil, güzel bir ağaca karşi caniyane bir suikast hazırlıyan birkaç köylü... Ikinci tablo da yeni bir devrin hazırlanmasına ait çalışmaları görüyoruz Üçüncü tablo- da kömürün hâkim olduğu yüksek s1. nal hayaf kendini gösteriyor. Her şey var Mt katta ve yeni yapılan bina da her yer dünyanm büyük firmaları tarafından tutulmuştur. Teş hir edilecek eşya kısmen gelmiştir. Burada kömüre ait her geyi bulaca- ğız. Bilhassa evimizdeki ateş meselesi hakkında çok yeni şartların unsuris- riyle karşılaşacağız. Memleketin ormanlarını kurtarmak ve yeni orman yetiştirmek lâzım.. Orman, en mühim milli işler srasm. da yer aldı, etraflı bir kanun yapıldı... Fakat diğer taraftan vatandaş ısma- cak, yemeğini pişirecek, Isınmak için bugün birçok yerler de odun, kömür de bulamıyor. Koku- #una, pisliğine dayanarak tezek hazır. iyor ve yakiyor. Anadoluda bir #e- nede üç, dört milyon ton tezek yakıl- dığı tahmin ediliyor. Demek ki gübre olacak maddeler, tezek halinde heba oluyor. Köylü bu- nu hazırlamak, kurutmak için pislik içinde uğraşıyor. Sonra bu pis koku. Tu s#smma maddesi küçük, havasız yu- vası içinde, sthhatini bozuyor. Hem ormanı kurtarmak, hem tezek devri- nl kapamak lâzm... Nasıl?. akat neile,nasıl? Zonguldak- tan ve memleket harlcinden gelen kömür ve kok pahalıdır. Uze. rine pek çok nakliye biner. Orman kanununu kurtarmak, tezek devrini kapamak için bundan istifedemiz 82- dır. Ankara kömür sergisi bu boşluğu dolduracak, memlekette Linyit devri. ni kuracaktır. Memleketin her köşe- sinde İyi cins Linyit vardır. Bugün Avrupanm Macaristan gibi bir kısım memleketlerine kömür girmiyor. Bü- tün ihtiyaçlar yerli Linyit ile karşıla- Bıyor. Anadoluda Linyitin tonunu safi o- larak 2 liraya çıkarmak mümkündür. Bu sayede odundan ucuz ve kuvvetli bir madde ele geçmiş olacaktır. Lin- yit yakan sobalar, Anadolu teshin sisteminde bir inkılâp yaratacaktır. Ev ekonomisi ömür sergisinde ısınma mesö. lesi hakkında ev ekonomisi bakımından yeni bir âlemle karsıle- sacağız. Bugün evimize bir soba alır ken, boyuna, şekline, süsüne baka” vız, İsitacak yer İle soba arasında mü. nasebet aramak hatırımıza gelmez. Bunuri için bazı sobalar. bulunduğu yeri cehennem gibi ısıtır ve israfa yol açar, bağları da hiç ısıtmaz. Sergi bize yalnız bu hususta ölçü- ler öğretmekle . Tsım- mak, su ısıtmak ve yemek pişirmek gibi faaliyetleri için ayni steş kay - nağndan istifade etmek hususunda yeni yollar gösterecek ve bunun can. I: vasıtalariyle bizi karşılaştıracak” tır, Ismet Inönü hükümetini ve İktısat Vekili Celâl Bayarı hazırlanan bu gü- zel eserden dolayı tebrik ederiz. Ü- zerine aldığı işleri büyük bir bilgi ile yapan maden arama idaresi tatbikat- ta büyük bir muvaffakiyet göster” miştir. Sadrettin Enver, Suat Şakir ve serginin güzel bir Türk eseri ol- ması için geceli gündüzlü çalısan di- ğer arkadaşları, her takdire lâyıktır. lar, örmeli Hera leke hayatın. Bi tam bir intibah uyandın ması için vatandaşlar bunu gelip görmeleri lâzımdır. Ali Çetinkaya Bs yındırlık Bakanı olduktan sonra ta- mamiyle yeni bir ruh kurmuş ve W- cuz bilet usuliyle memlekette cok ha- yırlı bir hareket ve faaliyet uyandır. , Çek kaynat ayi Milli Küme Maçları Dün Başladı (Başı 6 mcıda) Beşiktaşın golü eşiktaş haf hattından kopan uzun bir pasın üzerine fırlı- yan Beşiktaşın sağiçi Rıdvan ilk golü kaydetti, Bu golden sonra Fenerbahçenin âdeti veçhile oynıyadağını herkes gibi biz de bekledik. Sarı - Lâci. vertlilerin bu golle enerjilerini bu- lacağını umanlar yanıldıklarını beş dakika geçmeden hissettiler. Gol yedikleri zaman sahayı yırtar gi- bi oyruyan Fener muhacimleri bu sefer mağlübiyete razı olmuş vazi- yette aldırış etmeden uyuyan oyun ları içinde, hiç müessir olamadan a- ralarında top değiştirip durdular. İkinci geli evrenin bitmesine on üç da- kika kala yine uzun bir pas- la sağiç mevkfinden bir gol daha çıkaran Beşiktaşlılar magm mukad deratını tayin etmiş oldular. Devre- nin sonuna kadar iki taraf ta baska bir şey çıkaramadılar. İlk devre Beşiktaşın 2 - 0 gulibiyetiyle niha. yetlendi. İKİNCİ DEVRE R üzgür altmda başlıyan Be- şiktaşlılar havadan oyna. dıkları için rüzgirm aleyhlerine çevirdiği topları kendi nısıf sahala- rında sik sık görmiye başladılar. Sekizinci dakikada sağaçık Ni- yazi topu sürdükten sonra ortaladı. Muzaffer yetişerek sıkı bir şütle Fenerin ilk golüinli yaptı. Bu gol. den sonra İçlerine emniyet giren Fenerliler biraz daha hızlı oynamı- ya teşebbüs ettiler, Fakat muha- cimlerin yalpalı ve ateşsiz oyunları «cekrar başladı. Beşiktaşm merkez muavini Hak- kı da en güzel oyunlarından birini çıkardığından tehlikelerin bir ço. ğunu kale ağzımdan çok evvel ön- Hüyordu. . açın sonlarma doğru, Beş't. taş topları taca atarak mü- dafaaya başladı. Rüzgür altıma bir tehlikeye düşmektense temin edilmiş 2 . 1 galibiyeti daha ziyade sigortalamak istiyen Beşiktaşlılar maksatlarında muvaffak oldular. Hakem Kaçef, maçın son düdü- mek zevki içinde seyirciler tara- fmdan omuzlarda taşınarak saha. dan çıktılar, İkinci Küme Maçları emi kümenin tehire uğra- miş son üç maçı dün Şeref stadında yapıldı. Doğanspor . Or- taköyle 1 — 1 berabere kaldı. Al tmordü . Feneryılmazı 3 —İ mağlüp etti, Son olarak yapılan Kasıppaşa — Galatagençler maçı 2—i1 Kasımpaşanm galibiyetiyle devam ederken ortalığın kararma- 8! yüzünden 23 dakika (kala hâkem tarafından tatil edildi. Çok iddialı olan bu maçta her iki taraf Top Kupası opspor Mecmuası tarafm » “N dan 5 Klüp arasında tertip edilen kupa maçlarına dün Şeref stadında devam edilmiştir. kanımızın kömür sergisi münasebe- tiyle hususi kolaylıklar temin ettire- ceğine şiiphe etmiyoruz. Bir gün kal- mak Üzere memleketin her tarafından Anksraya halk trenleri tertip edilme. lidir. Meselâ İstanbuldan üçüncü mev- Xi gidip gelme ili, tüç lirayı geçme- melidir. Bu sayede halk hemi sergi den İstifade eder, hem de bütün ec5e- bilerin hayretle bahsettikleri yeni Ankarayı görmek imkânını bulur. Her vatandaş Ankera kömür ser- Bİsİni ziyarete hazırlanmalıdır. Zah- © Ahmet Emin YALMA Gin biçin Atina Röportajları; Dost Yunanista” da Sahne, San'df N İ maz dan Mabaat Hayatı fek ince, zarif bir kadn j Yüzünde çok kuvvetli bir s8b”* makiyajı var, Ellerinin her Pp mağı rengârenk yüzüklerle cidden zarif ve temiz bir ipekli telli elbisesi var. Başında kır bir perok görülüyor. 4 Rol itibarile bu kraliçe Elissbit fakat hakikatte Madam Yanma beş kişi giriyoruz. M mandarımız Minotto ile çok 88” | bap, pek samimi konuşuyorle”” i Türk gazetecileri diye bizi tıyor. Bizimle beraber olan Romi” yalı Bay ve Bayan Dragu da TÜK Fazetecisi zannediliyör. Ve Pİ. hüsnü kabulü görüyor. Onlar i memnun b vaziyetten tekzip etmiyorlar, Ve söze karı” yorlar. Bayan Kotopuli Yunanifii nm Sara Bernar': diye meşhur, B$ rikülâde bir facia artisti, Tiystr” nun sahibi ve konservatuvarda BÜ allim. Cidden tanrtmıya lâyik mmetli bir san'atkâr... DA 4 ki sene evvel İstanbula Bİ İ iş, Ertuğrul Muhsin ' Neyyire Neyyirden sitayişle bah” setti, j Sonra kendisine ait sorulan #” allere candan cevap verdi. Ağ” dan çıkan bir cümleyi ben yavsf”, | ça aynen kâğıda kaydetmiştim: — Her oynadığım rollin en gö i zel olduğunu zannederim. ğım zaman dilnyarm en büyük 8” tisti olduğumu farzederim. kendi kendimden utanırım, Bu her halde mahviyetini ği bir cümle, fakat nekadar şe” patik... Birkaç yeni piyes hazırlamek!? meşgul imiş. Bunlar Şekspirin Zendiğiniz gibi) İsmini taşıyan PU yesi, iç Yunanca piyes:Terst! Todora ve Prens ve Prenses... odora, Bizans kratiçesinin nı sahnede canlandıracaktır. 4 Bayan Kotopuli ile daha birk#f saat konuşmak cidden zevkli Dİ”. şey olacaktı. Kendisi mük: Fransızca ve İngilizce konuşuyO” Amerikada ve Avrupanm mü” telif memleketlerinde temsiller Vİ miş. e İnce bir zil sesi ve odanm b köşesinde yanıp sönen bir ampil perdenin açılacağını haber veri 1 yor. Teşekkür ederek veda ettik. Bİ ve Bayan Dragu bir çeyrek içi” Türk gazetecileri rolünde pek mi” vaffak oldular. Üçüncü bir kısmını da seyrettik, Gözleri * mizin aldığı zevke kulaklarınız if tirak etmiyordu. Çünkü rumesi anlıyamıyorduk. Yalniz sahnedeki : san'atkârların hareketlerinden W t ; tavırlarından çok muvaffak ları belli idi. BB Eotopal üirosunda inen kalmış olacağız ki, dİ ğer bir iki tiyatroya gidinciye &* dar temsil bitmiş her taraf kara” kik olmuş ve ahali dağılmışt... Maksime gidip numara seyret * mekten başka çaremiz tu, Atinada bar numaraları on İİ Mi den sonra başlıyor. Bundan mi miyetle ayni artistler ğ Bale Mak bazan İstanbulâ? numaralarını yapıyorlar. Maksi barının binası çok güzel ve herhangi bir Avrupa şehrinin bi” barmdan farklı değildir. Aziz ar” kadaşımız Minotto artik memnun” du. Bize Yunan san'atkârlarınd?” en mühimmini tanıtmış, Onu bö Hendiğimizi ve bu Zİ ten çok mesanun kaldığımızı göre rek seviniyordu. Atinada geçir” #imiz en güzel gecelerden birisi de şliphesiz bu gece olmuştur. Af kadaşlar bundan mahrum kaldi lar, Buna mukabil onlar da AK” polda mehtap seyrettiklerini y Wyerek bizi kıskandırmıya çalı” m

Bu sayıdan diğer sayfalar: