13 Mayıs 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

13 Mayıs 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İri. Hi 7 | 1 I i Ee z ! f j ? ui i j ; ; 4 / il / i ; £ ; 7 İf! i | ; E i : # ii ri 7 okuyucunun AZ IE, / : EE | i il İ bir kabul etmez görü. TAN Kültür, Terbiye işlerimiz YENİ REJİM İCİN YENİ ikmektep müfredat pro- l gramını adım adım ta- kip ediyorum. Her cümle, hat. tâ her kelime üzerinde durup düşünüyorum. Haksız bir hü- *İ kümden korkuyorum, fakat sakat, ilmi kanaatlere uymaz bir hükmünü gördüğüm za- man olanca kuvvetimle tenkit etmekten de hiç çekinmiyo- rum, Mevzuumuz tenkit, yani akıl mevzuudur, kutsiyetle alâkası yoktur, Proğramın 25 inci sayfasında “alâka” dan bahsediliyor. Pedago- ji ile uğraşmiyanlar bu “alâka” nın ne olduğunu bilmezler. Bu “a. lâka” yeni terbiyecilerin FEYLE- SOF TAŞI'dır, Her şey odur, her şey ondan çıkacaktır!.. İşte program da çocukları alâ- kalandırır, alâka iyidir, alâka ne. şe getirir, diyor. Hepsi güzel, an- cak 30 yıl pedagoji öğretmiş, ve programı yapanlardan da bilgisi ve kudreti ya bir derede aşağı, va hut ta bir derece yukarı olan nim gibi bir adam bü “alâka, alâ- ka" sözü üzerinde elbet biraz du- Tur ve haklı olarak her şeyden ön. ce “bu alâkadan anladığınız ne- dir?” diye sorar. Bu gâyet tabii- dir. rogram alâka İşini, kendi. Pp ne göre halletmiş. Bakın Gazetemizde geçenlerde emlâk sa. biplerinin bazı talepleri hakkında bir yazı çıkmıştı. Prenköyde emlâk sa. İ hiplerinden Bay Mustafa Reşit More. li, bu mevzu hakkında bize gönderdi. ği bir mektupta emlâk sahiplerinin görüş tarzmı müdafaa ederek diyor ki; z “Vergi vermek için o mülkten İsti fade etmek lâzımdır. Almadan ver - mek Allaha mahsustur, Sonra bizde yanlış bir zihniyet var. Herkes em - lâk sahiplerine garez olur. Mal sahi bi olmak bir kabahat midir? Nasil bir sanatkâr, bir tüccar bi rsermeye 0. kuyup çalışıyorsa mal sahibi de hem şehri imara ve süslemiye hizmet edi. yor, hem de bir nevi ticaretle meş - gul oluyor. Hükümet içinde gözle gö rülür, elle tutulur bir irat membar te min ediyor, Bu vaziyet varken, emlâkinden irat alan adamla almıyan adamı bir tut. mak doğru mu? Yeni apartımanların meneğilmesi “ meselesine gelince gerçi herkes arsa sı üzerine bina yaptırmakta serbest tir. Fakat Üsküdara tramvay yapılın ca oraya otobüs İşletilmesi menedil- miştir. Sonra eczaneler çoktur diye miktarları tehdit ediliyor. Bunun gi bi mevcut apartımanlar ihtiyaçtan ” | fazla iken ve boş dururken yeni apar “İtıman yapılmasını ve ticarette ve sa- . İirede kullanılabilecek paranm lüzum- suz yere taşa ve toprağa tahvilini tah -| dit etmek, müdafaa kabul eder bir » İorensivtir.,, Yazan: İsmail Hakkı Sabık Terbiye Profesörü 45 inci sayfanın Gnc Tıxranmda coçuklarr”bir mevzva; bir Tasliyez te karşı alâkalandırmak için öh- Tarın insiyaklarından İstifade e©t. melidir, diyor. Şimdi tekrar 80- ruyorum: Bu İnsiyaklar nedir? Program sayıyor: Kolleksiyon in- siyakı, inşa etmek, oyun, hareket, rekor kırma (*). birlikte iş görme. Gördünüz mü, bunlar, Eğer EA Emlâk Sahiplerinin Görüşleri Uç Milyon Meselesi | Çemberlitaşta Yabancı Diller ve Ri- Yaziye dersanesi direktörü Ziya Çe- tinkaya imzasile aldığımız bir mek * tupta, elektrik şirketinin iade edece Zİ üç milyon lira ile şirketin satın #- Unması teklif edilmektedir. Okuyucu müz diyor ki; “— Bu para ilk taksit olarak şir “ kete verilmeli ve geri kalanı da mu- ayyen taksitlerde ödenmeli. Şebeke - nin işletilmesinden elde edilecek kâr, şehrin en mübrem ihtiyaçlarına ter- kedilebilir, Bugünün üç milyonu, ya- mmm 300 milyonluk ihtiyacına karşi lık bir servet doğuracaktır., © . Kırılan Şişeler Rumelihisarında oturan Ekrem 1 minde bir okuyucumuz, limba şişe - rinin çürüklüğünden şikâyet ediyor: “— Bir ay içinde tam 35 şişe pa * Tası verdim.Son aldığım şilere de ön sekiler gibi dağrieriyor. Acaba bu - nun #ebebi nedir?,, le durup dinlenmeden kırılıyorsa çö- rüklüğünden başka bir şeye hamlet - miye Imkfin yok. Kullanışta da dik Maamfih, bir defa da başka bir yerden şişe alarak tecrübe etmelisi niz. Her tarafta satılan lâmba şişele- rinin de bu çeşitten olmasına imkân yok Yük, ders, öğretmen bunlara müracast eder, bunları harekete getirirse her şey olup bitiyor, Bunları okuduktan, ve proğra. mi “çocuk hayatı” hakkındaki telâkkisini öğrendikten sonra şe- şırdım doğrusu! Demek ki 80 yıl 'dönberi bu “alâka pedagojisi” n. 30 yıl önce Gen kurtulamamışız. de bu memlekette terbiyeden bah- sedenler, tedrisatı azami, cazip bir hale getirmek istemişlerdi. Hattâ şurada: O günküler de, bu- günküler de yanlış, hem de çok fahiş yanlış olarak şöyle (düşü. nüyorlar: Çocuk bir makine. onun zenbereği var, adı alâka, dişarı- dan, biri bu zenbereğe bastı mu ço- cuk harekete gelir, işte öğretme- nin vazifesi!... iz de önceleri böyle düşün. müştük sonra bu sakat dü. şünceleri iskolastik pedagojinin mezarma gömdük. Öğretmen okul. larında yepyeni yetişen, çiçek gi- bi taze olan genç kültür'nesline belki bir hizmetim olur diye söy . lüyorum, Daha doğrusu yıllardan beri söylediklerimi ve yazdıkları. mı burada birkaç cümle içine si- kıştırarak tekrarlıyorum: Bu alâ- kâ telâkkisi yanlıştır, bu telâkki insanı doğru yola götürmez. Doğ. Tu olan anlayış şudur; Çocuğu, bir zenbereği harekete getirir gibi dışarıdan alâkalandır. | mak mümkün değildir. Çocuk an- cak içinden harekete gelebilir. Böy Je bir kımıldama olması için, ço. cuğun kendi tekâmül şartlarına uygun bir çevre içine konulması kâridir. Zora, gayretkeşliğe lüzum yoktur. "Tıpkı büyllme hâdisesi gir bi. Büyüme tabiatinde olan bir canlıyı büyütmek için ne yapılır? Onu büyümesine uygun olan ha- va, güneş, yaş, gıda, muhiti içine konur. O, bu şartları bulunca ken. di kendine, bir başkasının zoruna müdahalesine lüzum görmeksizin büyür. Zaten böyle bir normal muhit içinde büyüme zaruri bir e- mir olur. per muharrirleri çocuk- ları alâkalandırmadan ön. ce ellerini ilim vicdanları Üzerine koyup şu suali sormalıdırlar;: Bu- günkü mektep çocukları öğren- mek. öğrendiğin! de hazmetmek i, çin müsait ve tabit bir muhit İ- çinde bulunuyorlar mı, bulunmu- yorlar mı? Sonra başka bir nokta: Bugün öğretmenin en çok şikâyet ettiği şey nedir? Talebenin alâkasızlığı, çalışmaması, oyuna, tova, sinema. MEKTEP LAZIM Muharrir şöyle diyor: Çocuğu, bir zembereği harekete getirir gibi dışarıdan alâkalandırmak mümkün değildir. Çocuk ancak içinden harekete gelebilir. Böyle bir kımıldama olabilmesi için çocuğun kendi #ekâmül şartlarına uygun bir çevre içine konulması kâfidir. ya, zabıta romanlarma düşkün ol- ması değil mi? Halbuki bünun böyle olması en tabii sebeplerle 0- Tuyor. Talebenin tembel ve ihmal. ci olması nasıl zaruretlerin eseri ise, çalışkan ve dikkatli olması da öyle zaruretlerin eseridir. Öyley. se tek çare var: Telebenin seve, seve öğrenmesini, çalışmasmı za- ruri kılacak şartları tesis etmek. ence mekteplerimizin en bü. yük kusuru, hakiki haya- ta karşı gösterdiği alâkasızlıktır. Derslerin mezuları yalnız kitap. lardadır. Talebe bunları ders di. ye ve İmtihan için okuyor, Bunla- rı resimler, haritalar yahut mi- sallerle ayan! ve müşahhas bir hs. le getirmek neye yarar? Hakiki sosyete hayatiyle yakm alâkaları olmadıktan sonra. Koskoca bir İtalyan . Habeş harbi oldu. Kaç coğrafya öğretmeni bu münase- betle coğrafya tedrisatınm resmi seyrini değiştirdi. Devletin demir ve çelik, hava, fabrika siyaseti her gün gazetelerde sütunlar dol- duruyor, kaç mektep bu meseleler Üzerinde aylarca durdu? Bundan önceki makalelerimde ekle Bibi, mektebin tedris usul. ni önce 0 nunu ya lizme göre, Insan yaratıcı olmalı. dır. Bugünkü mektep bu Yaratıcı terbiyeyi veremiyor. Yeni rejim (. Hâdiselerin Mânası Gece saat on... Vapurun salonun- daki siyah tahtaya radyodan aldık. ları havadis bültenini astılar, İtal yanca, Yanımdaki alman kadını fran. sizcaya terelime ediyor. Alman Hin. denburg Zeplininde bir iştiai vuku bulmuş. 80 ölü, 60 yaralı varmış. İş. tiali kırmızılar yapmış, Alman kadı müteessir, İkincisi iyi bir havadis diyor, İs. panyada o hükümetçiler büytik bir mağlübiyete uğramışlar. 500 ölü, 1500 yaralı varmış, Alman kadını memnun p Yapurun İtalyan garsonu bilteni bir diğer yolcuya tercilme ediyor. BL. rincisi iyi bir havadis diyor, Alman Zeplinini kırmızılar yakmış. Bütün dünyayı böyle yakacağız. Garson memnun, İkincisi fena bir havadis... İspanyada htikümetçiler kaybetmiş, Garson müteessir, . Uzun boylu, sarışm bir İngiliz pipo. Sunu tüttürerek, yanmdaki Rus kadı. nma tercüme ediyor, Zeplini kırmızı. lar yakmış, diyorlar. Bu yalan. Al, manyada kırmızıların bu İşl yapma « sına İmkân yok... Bu dahili bir mese. le..Doktor Eggerth'le hükümet arasın da ihtilâf vardır. Bana kalırsa bu İşte dahili bir sapotaj var. İspanyada ht kümetçiler kaybetmiş. Sanki kazan. salar ne olacak ?, İngiliz piposunu tit, türerek yürüyor. e Hâdiselerin mânası şahıslara göre nasıl değişiyor, Alman kadınını mem- nun eden havadis garsonu müteessir ediyor. Ben Zeplini kırmızıların yak , ğı a »E şiyo > rum. Relehstaşı da kıtmızılar yaktı de diler de ,sonra bütün dünyanın gözü önünde cereyan eden muhakemede bü Iddia, ne gülünç bir fiyesko vermişti, Aspanyolların Okayıbma O havadisin membamdan şiphe etmekle beraber üzülüyorum. İngiliz omuzlarını silkip gin yeni mektepler lâzımdır. geçiyor , ADSIZ YAZICI KANUN KARŞISINDA VAZİYETİMİZ : KİRA EVİNDEN KİRACILARI ÇIKARABİLİRLER Mi? u veya bu apartımanı bir sene müddetle kiraladım, gibi cümleleri daima duyarız. Kon- tratı yaptıktan sonra, müsterih, bir sene beğendiğimiz yerden bizi kimse çıkaramaz, farzederiz. OE. vet, kiralıyan bizi çıkaramaz, fa. kat, dün henüz tanımadığımız bir kimse: — Bu apartımanı, ben satm aldım. Sen eşyalarını topla ve bir an evvel çık git deyebilir, Biz de çı kıp gitmek meeburiyetinde kalırız; günkü, borçlar kanununun “254, tüneli maddesi mucibince icranm ak | tinden sonra, mecur, mücir tara. fından ahara temlik edildiği tak - dirde, miistecir, mecurun ahiren maliki olan Üçüncü şahıstan ancak kabulü şartı ile Joranm devamı is teyebilir “Çık,, İhbarı ancak müsait bir zamanda yapılabilir. Meselâ, kışın ortasında, naklin çok müşkül oldu. Zu bir zamanda yapılamaz. Fakat, müsalt zamandan sonra, yeni sa . hip kontratımızı tamamlamakta serbesttir Biz, kanunun, ayni maddesinin diğer bir fıkrasına istinat ederek, İlk mal sahibinden tazminat istiyo. biliriz. o Bw hakkımız mahfuzdur, ——......, Yazan: Dr. İ. Kemal Elbir (istanbul avukatlarmdan) seeaaaeeaeeeersezeeee Fakat, mahkeme kapılarında koş. maktan ise, birçok defalar bu hak, kımızı istimal etmemeyi tercih ede. rİz; ve yeni bir yer aramıya, çarnâ. gar, koyuluruz. Bir senelik İcarlarda, mesele pek mühim değildir. Fakat, bazan 10, hattâ 20 seno müddetle hanların, depoların kiralandığı vâkidir. Böy. le uzun müddetlerde, vücuda gele, bilecek bu gibi müşkül vazlyetlerin © önüne geçmek kabil değil midir? Kanunu koyan, o ciheti de düşün. müş ve borçlar kanununun “255,,.. inci maddesi ile bir gayri menkullin Icarında Âkit tapu siciline kaytediL. diği takdirde, yeni sahip; kontratı aynen kabul etmekle mükelleftir, diyerek meseleyi halletmiştir. Demek oluyor ki, bir apartıman da, kati surette kontratımızm s0. nuna kadar kalmak İstersek, bu hususun tapuya tescilini (hmal et. wememiz icap eder ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: