21 Haziran 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

21 Haziran 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Harabe Daha Doğdu y ag “ Dün sabah itfaiye yangın yerinde son kıvılcımları sön dürmiye uğraşıyordu İ | BEŞİKTAŞ YANGINININ ACIKLI BİLANÇOSU; © Su bulamadı Evvelki gece Beşiktaşta, koca bir mahalleyi yalıyan yangın, bize, eski Hocapaşa, Cibali, Fatih ve buna benzer diğer büyük alev facia- larını korku ile hatırlattı. Ve maalesef bu son faciayı dün ilk defa olarak dünkü “TAN,,da © okudunuz. Otuz iki evin #anmasile, bir veriyoruz: Pvvelki gece saat ikiyi 49 dakika geçe Beşiktaşta Uzuncaovada Türkali mahallesinde bir yangın facı- ası olmuş ve alevin amansız dili, Asmalıkahve go- İM kağındaki bütün evleri yalayıp yutmuştur. bir ölüm, 3 yaralanma, 32 evin yanması 150 ailenin Mİ açıkta kalması ve on binlerce liralık eşyanın yan- masile kapanan bu facitnm genişlemesinde, yangi- il nm ancak dört ev yandıktan sonra Verilmesi ve o semt evlerinin tamamen tahtadan ya- pılmış olması gibi mühim sebepler âmli olmuştur. - Sabah saat yediye kadar devam e- den yangın Uzuncaoya mahallesinde- İri 14 numaralı tahta evden çıkmıştır. Kapıcı Mehmetle hissedarlarının 88- hip bulundukları bu evin alt katında bamal Ahmet, orta katında İnhisar İmemurlarmdan Hüseyin, üst katın- maktadır. Polisin ve müddelumumili. hi gin yaptığı tahkikata göre, yangın evin orta katında tahta bölmeye br- İakılan ve Üzerinde yemek tenceresi bulunan mangaldan saçılan kıvrlerm. | İlan çekmıştur. Bu evin ve içerdeki ki. Mi racılarm eşyasının sigortalı olmadı ği da anlaşılmıştır. Tabanca sesleri İİ Mahalle bekçisi yangını ancak iki Mev yandıktan sonra görmüş ve bun- nh sonra tabancasını atmak suretile halkı uyandırmış ve söndürmiye da- İvet ettikten sonra karakola koşarak Mitfaiyeye haber vermiştir. Halbuki Beyazıt yangın kulesi yangını daha evvel görüp Beyoğlu itfaiyesini ba- İberdar etmiştir. Söylendiğine göre, İtfaiye grupu hâdise mahalline biraz Bundan ayrı olarak itfaiye ilk lede terkos borularmda kâfi mik- su bulamadığı gibi, yolların dar yokuş olmas: yüzünden de arazöz. er vangm yerine kadar sokulams- işlardır. Bunun üzerine grup bir arafta Istanbul itfaiyesinden var im İstemekle bereber bir taraftan denize kadar hortum uzatmak su- ile su temin etmek mecburiyetinde ilmıstır. Esasen itfaiye yetiştiği zu- dört ev tamamen yanmış ve it. Misalindeki ahşap evler de tutuşmuya slevler arasında kül olmasile neticelenen son facia hakkında “TAN,, muharriri mahallinde tahkikat yaptı. Şimdi sözü muharririmize kadıncağızın ilânçosu itfaiyeye haber Kadıncağız İlk gören Facianm genişlemesinde susuzluk kadar yangının geç haber verilmiş olması da müessir olmuştur. Yangını ilk defa, ayni mahallede ve yanan ©- vın civarında oturan Ilyas görmüş tür. liyas diyor ki: — Geceleyin odanm içini fazla ve coşkun bir ışıkla dolmuş gördüm. Rüya görüyorum sandım. Kafan pencereden çıkardığım zaman karşı- İmizdaki iki evin çayır çayır yandığını İ gördüm. Sokaklarda kimse yoklu Be- nim feryadım Üzerine bekçi yetişti Itfaiye de dört ev yandıktan sonra geldi. Itfaiye bütün kuvvetini ve tes kilâtmı yangın yerinde teksif etmis olmasına reğmen suyun azlığı, ve av- lerin çıra gibi tutuşmıya müstait ol- ması yüzünden facianın önüne geçe- memiştir. Üç yaralı Söndürme devam ederken Istanbul itfaiye grubu âmirlerinden 251 numa. ralı Mehmedin hortumun fazla tar. yikli suyundan görü, 225 numaralı | Hamdi de çöken bir binadan etçrayan taşla eli ve yangını seyretmiye gelen Ihlamurun Bakkal sokağında 1 sayılı evde oturan Tayfurun da sıçrayan bir cam parçasile eli yaralanmıştır. Yarahlar hastaneye kaldırılmışlardır. Uçünün de srhhatleri iyidir. Kadın yok Polis ve itfaiye bir taraftan yangı» nı söndürmiye çalışırken bir tarsf- tan da yangın sahasma giren evlerin eşyasını boşaltıyordu. Bu «rada nö- betçi müddelumumisi Ahmet Remzi de hâdise yerine gelmiş ve tahkikata el koymuştur. Yangınm en şiddeti zamanında feryatlar göklere çikar- ken birisi, Asma sokakta İslâmm ' Zengin ve İhtiyar Bir Kadın İle 32 Ev Yandı Geç haber verildi | İtfaiye gelince enkaz arasından kırık bi leğen kurtarabilmişti 26 numaralı evinde oturan 80 yaşın- da Naiş isminde bir kadının ortada olmadığını polise ve müddelumumiye haber vermiştir, Nâiş, malül bir kadındır ve muhi- tinde zengince tanınmıştır, Kadınca. iz, uyandığı zaman evin tutuştuğunu görmüş ve sakladığı yerden parasını çıkarmıya çalışırken de etekleri tu- tuşmuş ve cayır cayır yanmıştır, Kömür gibi Zavallı kadınım yandığı evvelce tahmin edilememiş ve bir tanıdığı ta- rafından kurtarılarak misafir edildi- ği sanılmıştı. Polis kadıncağızı arat- mış ve bulamayınca da dün sabah e vinin ankazı araştırılmış ve zavallı arm bir kömür kütüğü halinde cesedi çıkarılmıştır. Naiş'in elleri, kolla ve ayakları kül olmuş, yalnız ve barsaklar kebap halinde Polis, p müracaat ederek ceset hakkında ya- pılacak muameleyi sormuş ve müdde umumilik gömülmesine izin vermiştir. Kızılay yardımda Bir gazete, o semtin bekçisi ve dev- iriye polisi hakkımda takibat yapıla. cağını yazdı. Emniyet nöbetçi müdü- rü bu haberin doğru olmadığını ve tahkikat evrakının henüz gelmediği. ni söylemiştir. Açıkta kalan aileler Kızılayın yardımile yerleştirilmişler. dir. Muhtaç olanlara dün yemek te miştir. Yangının dikkatsizlik yü. zünden çıktığı anlaşıldığı için o evde oturanlar nezaret eltına alınmışlar. dır, Müddelumumi muavini oAhmet Remzi tahkikata devam etmektedir. Feci liste Yanan evlerin listesi şudur: Beşiktaş Türkali mahallesinde Az. malt sokakta Seyit Ömerin 1, Emine TAN i (Spordana Mbaat) | © Gençlerbirliği © Galatasaray (Başı 6 ncıda) Penaltı | irminci dakikada, Haşim iç- | te oynadığı bir derinlemesine akan Galstasaray'ı ları durdürmak üzere atılan Anka. ra musvinine doğru bir şüt çekildi. tı. Bunda Kadrinin katiyyen kaadi yoktu. Böyle olduğu halde hakem penaltı vermeyi münasip gördü. Çektiler, ikinci golü kaydettiler. Beklemedikleri bir zamanda ve ummadıkları bir vaziyette penaltı cezasına çarpılan Ankaragüçlülerin o dakikadan sonra gayretleri de çarpıldı. Beraberlik ümidinin dahi çok uzakta olduğu kanaati çocuk lert hayli şaşırtmıştı. Maamafih birkaç hücum yaptı. lar. Üç tane korner de kazandılar. Oyunun nihayetlenmesine on beğ dakika kala Gençlerbirliğinin siki bir hilcumu daha açıldı. Ortadan ka. le ağana kadar dayanan bu hücum esnasmda çekilen ilk şüt, gayrikas- di olarak Galatasaray oyuncusunun koluna dokundu. Hakem düdük çal. İ madiğından oyuna devam eğildi, Bir saniye sonra bir şüt daha çektiler. | O da yandan ele çarptı. Hakem öy. le vaziyetlerde kast olmayınca pe- nalı verilmiyeceğini farketmişti. Amma, ayni şekilde Gençlerbirliği aleyhine penaltı vermiş bulunuyor. du Hakemin o dakikada doğru düşü. nüşünün gağrine uğrıyan Gençler- «birliği oyuncuları maçın sonuna ka. dar başka mühim bir fırsat elde €- demeden çalıştılar. Hakem son dü- düğünü çaldığı vakat Galatasaray. ular 2 — 0 galip vaziyette idiler. BEŞİKTAŞ Dlin Beşiktaş A, B ve genç ta- | komları Beykoza giderek Beykoz | takımları İle oynamışlardır. Ne öcede 2-3 Beykoz galip gek miş, B takımları 2-2 ye ve genç takımlar da 1-1 berabere kal- mışlardır. Dünkü Atletizm Istanbul Atletizm Ajanlığı tere- fından tertip edilen #eri müsuba- kalardan ikincisi dün Taksim sta- dında milli küme maçından evve, sant İt te yapılı. Pistin çok bozuk olması yüzün den alman derecelerde bir fevkeli delik olmamakla beraber neticeyi yanyoruz: 100 Metre: 1 Halük (G8) 115 11 Kâzm (G.S) etre: I Cevdet (1S) 2.7-4.5 TI Hakkı (F.B) 1500 metre: TArtin (B.S) 42325 TI Vitali (G.S) Yüksek atlama: Galatasaraydan Polatla, Fenerbahceden Necdet 1,32 ile birinci oldular. Bir Tank Fabrikası Tesis Edilecek Haber aldığımıza göre, Milli Mü. dafaa Vekilimiz Genersl Kâzm Özal pin tebşir ettiği yeBi milli müdafaa tesisatımız bu yakmlarda inşaya vw. zedilecektir. Memleketimizde tank malâtı için, hazırlıklar Ikmal edilmek üzeredir. Bu iş için, kurulacak fab. rikalara tahsisat ayrılmıştır. Ayrıca son sistem cepane İmalâtı için de mil- li Müdafaa emrine 2.150,00 lira tah- sis edilmiştir. ——————— nin 12, Mahmudun İf, Hanifenin 16, Makbulenin 15, Kerimenin 20, A. rifin 22, Neşetin 24, İslâmın 26 (bu evde Naiş kadının cesedi bulunmuş- İtur), Kadrinin 23, Zekiyenin 30, yüz | başı Salâhattinin 32, kaptan Şevkinin 34, Fevzinin 38, Mustafanın 38, Os. manin 40, Alinin 1, Ali ve yumurtacı Musanın 3, Senihanm 5, Halil, Emine ve varislerinin 7, Osmanın 9 numaralı evlerile Çeşme sokağında Hasanm 2, Ahmet ve damadının 4, Fevzinin 6 kömürcü Nurinin 8, Osmanın 10, U. zumcaoya caddesinde kapıcr Mehmet ve vereselerinin 14, İffetin 16, Fev- zinin 20 numaralı evleri tamamen Ne dimin 3 ve 11 numüralı iki evi de kıs- KITA 21-6-931 PLAR Son gün! erin eser- leri nelerdir? (Başı 7 ncide) tır, Dokuz sene zarfında Lâtin harflerile basılan tercümeler kemi. ve keyfiyetçe ondan evvelki an senelik tercüme külliyatı. na yaklaşmaktadır. Muhtelif Avrupa dillerinden çev- rilen edebi eserler bu neşriyatm en büyük kısınmı teşkil ediyor. Fran- sız edebiyatı mahsulleri hâlâ ekse- riyeti teşkil etmekle beraber İngi- z, İtalyan ve bilhassa Rus edebiya tındann tercümelerin de çoğulmesi memnuniyet verici bir şeydir. Bu sonuncuların çoğu fransızct ÜZ€- rinden dilimize geçiyorlar, Edebi e- serlerin terelimesindea bu cihet ha- tırı sayılır bir mahzur olmakla be- raber bu yoldan itina İle yapılmış çevirmelerden daha çok zaman İS- tifade etmeğe mecburuz. apılan tercümeler muvaffa- kiyet dereceleri itibarile çok mubhteliftir. İyileri, iyiceleri v& kö- tüleri vardır. Fakat istisnasız hep- si hiç yoktan iyidirler. Edebi yazı- ların ve bilhassa şaheserlerin ter» climesinde mütercimin her iki dile tam vukufu birinci şarttır. Fakat yegâne #art değildir. Onun kendi diline mevzuu bahs eserin tarz ve üslübunda mükemmelen tasarruf etmesi lâzımdır. Çünkü edebi eseri kendine maledecek, müellifin yer diği sanat unsurlarını muhafaza et mekle beraber onu kendi sanatkâ- Tane muhayyilesinde eriterek yeni bir dil kalıbına dökecektir. Şahe- serler bu mütercimi bazan uzun müddet, bazan asırlarca bulamaz- lar, Buna rağmen her dile, her ş- kilde terelime edilirler. Ve birçok defa tercüme edilirler, tâ kendi mütercimlerini buluncaya kadar. Ondan sonra o dile mal olurlar. Büyük edebi eserler muhtelif dil lere on, on beş yirmi defa çevril- mişlerdir: — . Biz bugün İçin dilimize geçmemiş büyük ve mihim garp eserlerinin en kötü tercümelerinden de müs- tağn! olamayız. Netoçka Nezvanova Dostoievski, çeviren Mus tafa Nihat (fransızca dan). Remzi Kitabevi İs” tanbul 1937 ustafa Nihat Dostolevski'- M nin genişçe bir tercümei hali ve eserlerinin bir listesile bir- likte bu eserin türkçeye tercümesi" ni bize veriyor. Netoçka Nozvano- va büyük romancının gençlik eser- lerindendir. Az muvaffak olmuş- tur, Yalnız mütercimin kaydettiği gibi içindeki artist tipi çok dikkate değer. Mustafa Nihadın bu terciimesi bir müddet | Gorkiden tercüme ettiği “Stepte” olduğu gibi olduk- ça muvaffakıyetsizdir. Çok kıymet 4 eserler vermiş olan Mustafa Ni- hat, biraz muakkat olmakla bera- ber haddi zatında İyi yazar, Fakat tarihçinin ve filoloğun çalışma tar zı dolayısile içine düştüğü bir titiz liği vardır ki bu, tercimelei inde de yazının zarara olarak hüküm sü- rer, Eler kelimeye hakkını vermek hiçbir teferruatı ihmal etmemek, ir şekil ve ifade tarzını deği$- tirmemek gibi. Bu titizlik tercüme de şivesiz'ikler, yersiz tervicler, 2- ğır ve müselse) rabıtalar mey getirmekle de kalmıyarak türkçe- nin “Concordance destemps” fili ze manlarınin mutabakati kaidelerini ihlâle kadar variyor. Sığıntı Gabriel D'annunzio, Çevi- ren Nasuhi Baydar (fran- sızcadan) . Remzi Kita bevi, İstanbul 1937 annun gonun bü güzel roma- rı müellif hakkında isa bir mukaddime ile birlikte takdim edil mektedir. Bu tercümede üzlüp iyi- dir.. Mütereimin (L'homme, cel- inconnu) İsimli eserin terelimesinde yaptığı hatâlar ortaya çıkarılmış i men yanmıştır, ve bu hâdise dolayısile çıkan mü- nakaşa devam etmekte bulunmuş” tur. Doktor Vedaş bu yanlışlar gösteriyor. Ancak kendisi de doğ” ru, fakat güzel olmıyan tercümeler yapıyor, Nasuhi Baydarm hatalari dikkatsizlik eseri gibi görünmekte” dir. So ntercümesi hakkımda şu da“ kikada (o tahkikine Oimkin buls madığımız bu ciheti bir tarafa bie rakıp şurada tesbit edelim ki mü- tercim bu işle uğraşanların pekço- ğundan daha iyi birkçe yazıyor. Za ten bir roman için küçük tercü ırı bir ilmi eserde olduğu ka- m olmazdı. dar mül BAŞAKALEDEN ABI Dünya Sesimizi Duymalı X (Bası 7 incide) bilirdi. Bunu yapmadı. Bilâkis iki senedenberi başlıyan ıslahat ve teda” vi hareketine tem bir azimle devem etti, Gerilik ve şakavet namma hükü met otoritesine karşı durmağa cüret edenlere karşı da dünyada esi görül“ memiş bir insanlıkla davrandı. uralarda bir imha hareketi yapmak işten bile değildi. Hükümet, medeniliğin gerilikle çar” İpışmasmda karşılaştığı fertlere bir İdtşman göziyle bakmadı. Zavallı bir İhasta göziyle baktı. Mümin olduğu kadar az kan dökecek Surette hare“ ket etti. Türk askerini: smm hayatmı da son hadde kadar KO rudu. Tabiatin en çetin tabii kalele- rinden biri, araziyi iyice bilen silâh» ii derebeylerinin elinden alınırken, A8 keri kuvvetlerdeki şehitlerin beş, 98 si kişi.teinde kalması, hareketlerin M8“ kadar esaslı ve insanca bir plânla i8 kişaf ettiğine en açık bir delildir. Sonra ortada Kürtlük meselesi den eser yoktur. Dersimin bazı kısın ları derebeylik menfaatlerinin tazyi" kıyle son bir, iki nesil içinde Kısmen kürtçe öğrenmiştir. Fakat esas bakr- mından burası öz Türk bir sahadır. Memlekette geriliğin son ijtica yeri" ne karşı olan büyük ve cüretli sav» letin dünyanın her tarafına olduğu &ibi aksettirimesinde büyük menfâ- atlerimiz vardır. Hükümet, böyle bir zamanda mutlakâ hariç için resmi bir tebliğ neşrederek meselenin hakik3- tini bildirmeliydi. Ajansımız işin taf- silâtmı her tarafa duyurmalı, idi. Memlekette bulunan ecnebi ajans ve gazete mümessillerine en salâhiyet « tarlarımız etraflı izahat vermeli ve harice ancak hakikatin saf havası 2k settirilmeli idi, pa yerde çirkin şekik de bir efsanenin dünyaya yer yıldığnı duyuyoruz. Bunun büyük bir iktisadi kalkınma halinde bulur nân, bugün için de, yarın içinde bü tün dünyanın tam emniyetine sahi İolmakta mefaati bulunan bir meml€“ kete elbette zararı vardır. Sebep arayınca meler göreceğiz! Anadolu Ajansının harice telgraf ve" recek tahsisatı az... Ecnebi muhabirleri Istanbulda. Bunlar dünyanm her yerinde olduğu İgibi bir cenebi muhabirleri cemiyeti sfatile karşımızda bulunmuyor. 18 * tanbulda kendilerile teması idame İ- cin tam vasıta ve imkânlara malik bir mümessillik yoktur. Sonra mühim hâdiselerde sesimizi Santi saatine harice duyurmak ibti- yacı, ker.nedense esaslı bir iş diY€ zihniyetimiz içinde yer almamıştır” Kimse bunu üstüne almıyor ve İş © dinmiyor, iz öyle temenni ediyoruz Kİ Hatay tecrübesinden sonr tekerrir eden bu Dersim messlefir İbu neviden son fena tecrübemiz ol sun. Umumi hayatımızda noksanliği sabit olan tegkeilâtımızı o şekilde KU ralım ki memleketimizde iyilik y9" Tunda bile bile atılan şuurlu bir adım harici âlem, birden bire kopmuş Dİ isyan şeklinde görmesin, mahiysÜ derebeylik olan mevzii bir vaziyeÖ Kürtlük diye bir mâna vermesin. Ahmet Emin YALMAN

Bu sayıdan diğer sayfalar: