25 Haziran 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

25 Haziran 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İSTANBUL "MOSKOVA - Sovyet Rusyada Çocuk Meselesi ve Çocuk Müzesi abah saat on... Voks'un bir memuru beni şehirde gezdir- mek için gelmiş. Telefonla aşağı - dan haber verdiler. Odama çıkma- sını rica ettim. Biraz sonra kapı vu ruldu, içeri siyah mantolu, siyah paltolu Sir kadın girdi.. Kendisini bana'tanıttı. Fevkalide güzel fran- sızca konuşuyor. Çok sevimli, nazik ve ktllttirlü bir kadm.. Bana ne gör mek istediğimi soruyor. Müzeleri mi, galerileri mi, neyi gezeceğiz? — Ben, turist değilim, diyorum, müzeleri, gelerileri, tarihi binaları değil, evvelâ yeni hayatı, Sovyet- lerin hayatmı, Sovyetlerin yaptığı enstitüsyonları görmek istiyorum, Beni kendi memleketimde de en fazla slâkadar eden şey çocuk ve anne meselesidir. Çocuk ve anne- Yi alâkadar eden bir şey görmek İs terim. Burada âz kalacağım için her şeyi görebileceğimi zannetmi - yorum, Bir Amerikalı turist gibi çok görmek değil, hiç olmazsa bir meseleyi etraflı anlamak emelin » deyim, ey rehberim biran dü - şündü: — Çocuklarin Sovyetlerde nasıl yaşadığını, onlara nasıl bakıldığını görmek ğin gezilecek birçök ens- titüsyonlarımiz “var. Fakat, bu müesseseleri ziyaret etmek için da ha evvelden müessese müdürleri - ne telefon edip bir randevu almak Jâzımgelecek, dedi. Fakat bugün İ- şe başlamış olmak için sizi anne Ye çocuk müzesine götüreyim. Bu müze dediğim sey daimi surette açık olan bir nevi ekspozisyondur. Burada bir anneye gebeliğin muh- telif devrelerinde yapacağı sıhhi tedirler gösterilir. Nasıl giyinece- nasıl yiyeceğine, Nasıl egzer- #iz yapacağına dair resimler veyâ yazıları malümat verilir. Sonra doğan çocuğu nasıl bakacağı, onu sıhhatli ve gürbüz ve zeki yetiş- tirmek için neler yapacağı yine bu rada resimler, maketler vasitasiy- İe gösterilir. Bugün oraya gide- lim. İster misiniz? — Hay, hay, dedim, hem de hiç vakit kaybetmeden. ibni addeye çıktık. Karşımızda - ki köşede takriben yüz, yüz elli kişilik bir insan kalabalığı erka, arkaya dizilmişler. Bir şey almak için nöbet bekliyorlar, Her halde ecnebi gazetelerinde #ik, sık okuduğumuz gibi Moskova halkı bir parça tereyağı veya bir kilo ekmek almak için böyle saatlerce kuyruk yapmak mecburiyetinde, Rehberime soruyorum. — Buradtı yiyecek vesika ile mi veriliyor? Bu halk acaba dbu- rada ne bekliyor? Muhatabım: — Sabah gazetesini almak için höbet bekleşiyorlar, diyor. — Nasi? Gülüyor: — Halkım burada en büyük me- Takı okumaktır, diyor. Şu basit gö. Teceğiniz işçi kalabalığı, şu önlük- Yü kadm, şu köylü kızı veya Şu eli çantalı erkek hep, hep arka arkaya bunun İçin dizilmişlerdir. Saabh gazetesini almak için. Gazete- lerimizin tirajı i milyondan çok yük 6ek olduğu halde halkın ihtiyac ma kâfi gelmez ve bir gazete bul- mak için birçok köşelerde böyle Beklenilir. Hakikaten gazete imiş satılan gey. Köşeyi dönünce gördüm. Her kes bir gazete satm alıyor. Ve 8- ır almaz gideceği yere kadar sab- Petmeden orada açıyor okuya, oku TAHRAN SEYAHAT NOTLARI: 6 Yazan: Suat ! Derviş İmama # rana Moskova sokaklarında izci çocuklar Bir meydana geldik, Arkadaşım Sağı işaret ediyor: — Bir tiyatro binasi, Bu da bü- yük tiyatro, Burada ope Oyis- nır... İşte bu da çocuk tiyatrosu, Dün de yine buradan geçtik ga- liba.. Binanın üstünde Stalin Yol- daşm, bir çocuğu kucaklamış gös- teren muazzam bir resmi var, Rehberim bir başka binayı daha işaret ediyor; — İleride gördüğünüz bu muaz- zam binalardan bir tanesi Yeni ya- pılan bir otel, ötekisi, bir komiser. lik. Soldaki şu kırmızı bina Lenin müzesi. İlerdeki de kızıl bina.. Biz şu karşıya gidiyoruz, Metreye. Birkaç zamandanberi Mosko. vada yapıldığını duyduğumuz bir yeraltı trenlerinin temiz, güzel bir istasyonuna geldik. Gişeden reh- berim bilet aldı, Yanyana birkaç merdivenden aşağıya doğru indi Biraz sonra ufak ve temiz büfeler de limonata, sandoviç, şokola s4” tılan geniş bir holdeyiz.. Ve kar şımızda müteharrik o merdivenler var., Bu merdivenlerden aşağı doğ ru İnenin Üstüne atladık, Şehrin üstünde olduğu kadar, altında da faal bir gidiş geliş var. Şimdi perondayız.. Etrafa baki riyorum. Güzel taştan dahili tezyinatının güzelliği ile üs- löbu ile içindeki teneffüs edilen havanın temizliği ile velhasıl, her şeyi, bey şeyi İle bu istasyon şim- diye kadar başka memleketlerde gördüğüm metroların fevkinde. Meselâ, hakikaten çok iyi olan Ber lin yeraltı trenleri istasyonu bu istasyonlerm yanmda zevksiz, çok eski ve çok iptidai sayılıyor. Esa sen diğör memleketlerdeki eşleri- nin fevkinde olduğunu bildikleri i- çin Moskovalılar da bundan büyük bir gurur duyuyorlar, Tren geldi. Küçük geniş ve te- miz vagonların içine atıldık. Va- gönün İçinde bulunanların yüzde sekseni gazete okuyorlar. Hepsi basit giyinmiş insanlar, vagon d0- lu biz ayakta kalacaktık. Genç bir işçi yerinden kalktı, bana yerini verdi, Bir başka delikanlı da örka- daşım için ayakta kalmıya katlan- dı. Ss ergiye geldik. Burası iki katlı bir bina. Kapıdan gi- rince yanımıza verilen bir yaşlı ka- dın bize burasmı gezdirmeye başla dı. Evvelâ, büyük bir salona girdik. Soldan başladık. Burada alttan ışık verilen resimlerle eski devirde kadı nm ne olduğu gösteriliyor. Koca- sından kırbaç yiyor, İşinde dokuz aylık kermir çalışıyor, gayri meş- Tu çocuğu olduğu zaman bu çocuk bütün hayat haklarmdan mahrum oluyör. Bugün hâlâ bir sürü metü- leketlerde öyle. İşçi kadın, gebeli. ğinin sonlarına doğru eğer çalışamı yacağını söylerse İşinden kapıdışa- ri ediliyor. Fakat Sovyetlerde ev- velâ gayrimeşru çocuk yok. Bir in- sanm hayata gelişi haddi zatında ©- nu diğer, insanlar gibi meşru ya. pan birşey.. Çocuk doğunca, diğer çocuklar gibi cemiyetten ve ebe- veyninden bütün hakları isteyebili- yor. Sonra işçi kadınm doğumdan eski veya üç ay evvel, ve yine o ka- dar bir müddet sonra tam gündeli. ğine imezüniyet hakkt.. Burası tabii rejimin kendi halkı, na propaganda yaptığı kısım.. Şim di karşı taraftayız. Karşıda kava- nozlar içinde çocuğun hayata daha gelmeden evvelki muhtelif devirle- ri gösteriliyor ve büyük yazılı ve resimli levhalarla gebeliğin muhte- lif zamanların müstakbel annelerin neler yapmak ihtiyacında olduğu ya zilmış. Doktor muayeneleri, egzer. sizler, korseler, bütün sıhhi tedbir. ler, hattâ bebeklerin üzerine giydi- rilmiş elbiseler var. Bunlar gebe ve emzikli kadınlarm giyebileceği elbiselerin modeli. Kadınlar gebeli- ğin artmasile tedricen karmları bü yüdükçe düğmeleri tedricen gev - şetilerek açılan elbiseler, soyun- madan göğsü meydana o çıkabile- cek pratik ve syni zamanda zarif Kılıklar.. İsteyen anttelere bu mo- dellerin patronu da veriliyormuş. Işte şimdi karşımızda çocuk takımları var, Bir çocuk doğduktan sonra nasıl yıkanır, gözlerine ne damlatılır? Nasıl şırınga yapılır, nasıl pudralanır ve nasıl giydirilir? Arkadaşım: — Biliyorsunuz, diyor, Sovyet- ler Birliği tebaası yüz yetmiş küsur milyonu geçer. Bunların içinde he- DÜZ çok iptidaileri de vardır. Mem- İeketimizin her tarafından grup grup gelen annelere, en basit ka- dmlara burası gezdirilir. Bütün bu gördükleri şeyler elvette onlarda bir intiba yapar ve kendi çocukla- rma da ayni geyi tatbik etmek is. terler, Görenler üzerinde yapılan yüzde beş bir tesir bile faydadır, değil mi7 Halbuki bu tesir çok da- ha büyüktür. Şimdi, kenarda bazı maketler görüyoruz. Bunlar çocuk kreşle- rinin, çocuk polikliniklerinin, ço- cuk bakım evlerinin, çocuk bahçe. İ| raftık haricine mi B. Sabiha Gökçen En yüksek vasıfta Pilotu Akrobasi ünyanm ilk askeri kadın pilotu bizdeğir.,, diye acaba milli bir gurura mı kapılıyoruz? Bayan Sabiha Gökçenin Atatürkün manevi kızı olması, aca- ba kadın tayyarecimizin kıymetini ölçmekte bizi bita- acaba nedir? irüyor? Sabiha Gökçenin ya- A| bancı bir gözle ve tam tayyareci ölçüsüyle kıymeti Eskişehire ayak bastığım zaman herşeyden evvel bu #uallere cevap aramak ve okuyucularımın fikrini aydmlatmak ihtiyacmı duydum. Bütün dünya, Sabi- hü Gökçenden alâka ile bahsediyor.. Bizim de tam ha. kikati bilmemiz ve kavramamız mutlaka lâzımdır. Eskişehir Hava Okulunda tek bir ecnebi öğretmen vardır ki o da akrobasi 6, retmeni B. «Dumas,, tır. Eskişehirde kendisini aradım, buldum. Dedim ki: — Bayan Sabiha Gökçen hakkında akrobasi pilo- tu sıfatile ne düşünüyorsunuz? Bizim milli gururu- muzu okşamayı düşünmiyerek, kadm olduğu için müsamabaya da kapılmıyarak bana doğruyu söyler misiniz? — Bayan Sabiha Gökçen bence 'dünyanm en yük- şek vasıfta kadın akrobasi pilotudur, Havacılık âle- minde iki tanmmış akrobasi pilotu vardı: Biri Elen Bosehe isminde bir Fransızdı, Diğeri de Alman pilo- tu Lizelbaktır. 1933 te iki pilot Paris civarmda Vensende bir mü- sabaka yaptılar, Fransız kadını kazandı. 1934 te mü- sabakayı tekrar ettiler. Bu defa da Lizelbak üstün çıktı. Lizelbak iyi çalışmıştır. Fakat ben Sabiha Gökçende daha üstün meziyetler B”” Sabiha Gökçen ile 27 sa. at çifte kumandalı akrobasi uçuşu yaptım. İlk zamanlarda te- rakki biraz yavaş oldu. Fakat Ba- yan Sabiha çok muntazam çalıştı. Büyük süples gösterdi. Bu Kızın a- sabileştiğini, yorulduğunu hiç gör. medim. Hiçbir zaman heyecana ka. pılmaz. Mizacında sıkı bir ittirat vardır. Her pilotun aksilik günleri tutar. Leviyede, manevralarda sert hareketlere kapılır. Bayan Sabiha Gökçende bu hal yoktur. Iki saatlik en sert akrobasilerden sonra halin- de hiçbir fark, hiçbir yorgunluk gö rülmez. Müsaade etseler ve tayya- resinde bol benzin bulunsa sabah- tan akşama kadar zevk diye akro- basi yapibilecek ve eminim ki yine yorulmıyacak., Bir talebemin akrobasiden sonra ne halde olduğunu sormam. Tayya. reye binmezden evvel ve tayyare- den indikten sonra yüzüne bakarım ve aradeki farkı ölçerim. Hemen her pilotun yorgunluktan yüzü kı- rışır, Halinde bir sinirlilik görülür. Bayan Sabiha akrobasinden #onra daima sakindir ve heyecansızdır. görüyorum. Bu hususta pek nadir bir istisna teşkil etmektedir. krobasi Profesörünün sözleri- ni aynen yüzdım. B. Dumas, Bayan Sabiha Gökçenin dünyanm her tarafımda akrobasi pilotu sıta- tiyle dikkat ve alâka celbedeceğini tekrar tekrar teyit etti, Dünyada başka kedm askeripilot bulunup bulunmadığını sordum. Rusyayı bilmediğini, dünyanın başka mem. leketlerinde kadın askeri pilot tanı- madığını söyledi, Bundan sonra Hava Okulu Ko- mutanından Ve öğretmenlerinden malimat topladım. Bana verilen malümat şudur. — Bayan Sabiha uçucul giddetli arzu, şevk ve gayreti vazidir. Acemilik devrinde bir ha. tası gösterildiği zaman o hatayı tek- rar ettiği görülmemiştir. Vazife ba- şma geç geldiği vaki değildir. Yal- niz bir gün 25 dakiks geç gelmiş ve ihtara maruz ıstır, Bayan Sa- biha geç kaldığından dolayı teessür göstermiş ve ihtara itiraz etmemiş. lerinin ufak nümüneleri, Karşıda salonun tam ortasında yuvarlak camlı bir dolap. Bu camekânlarda annelere çocukları neden tç saatte bir emzirmek lâzımgeldiği öğretili. yor. Ve onlara büyüdükçe verilecek gıdaların nümünesi gösteriliyor. kumak, yazmak bilmiyen en basit bir insan bile bun- lara bakmcâ çocuğuna muhtelif za manlarda verilecek gıdayı görebilir ve camdan yapılmış mideler içinde bir çocuk emsirildikten yarım saat sonra midenin henüz daha nasıl do- lu olduğunu ve boşaldıktan sonra ancak bir daha emzirmenin doğru olduğunu anlayabilir. Yukarı kat, daha büyüyen çocuk larm nasıl oynatılabilecekleri, On- lara hangi aydan itibaren hangi 0- yuncaklar verilmesinin doğru oldu. ğunu gösteriyor. Çünkü oyuncaklar bir çocuğun eline lâalettayin verile mez. Çucuklar bunlarla oynarlarken hem bazı adalelerinin kuvvetlenme #ine hâdim olmalılar, hem de dima- ğı inkişaflarına yardım etmeli. Her bir oyuncağın çocuğun fikri veya bedeni inkişafında bir yardımı var, — Bunlar çok güzel amma, di- yorum, her anne kendi yavrusuna bunları tedarik edebilir mi? Her ba sit eve bu oyuncaklar girebilir mi? — Bizim memleketimizde buna hâcet yoktur, diyor, biliyorsunuz ki bizde kreşler vardır. Çocuk ri vardır, Mektepler vardır. Çalışmıya mecbur olan an neler gündüzleri çocuklarımı yasla. rma göre bu müesseselere bıralkır- lar ve akşamları bu müesseselerden alırlar. Tecrübeli, malümatlı çocuk bakıcıları elinde çocuklar bakılır. Akşamları anne çocuğunu eve gö- türdüğü zaman esasen istirahât zü- manıdır, DIGER KATA ÇIKIYORUZ B u katta daha fazla çocuk maketleri gösteriliyor. Ve köylü annelere de en basit şeylerle, meşlâ patatesle, sigara paketi ve. ya kibrit kutusu, ufak bir odun par gas: veya bir ceviz kabuğiyle evde bahçele ceğini öğreten nün Mütevazi ve basit evlerde güzel ço- cuk köşeleri yapılabileceğini öğre- ten maketler de pek güzel, Arka- daşımı — Bütün bu »ümüneler pek gü. zel, diyorum, şimdi müesseseleri ılarn hayat. diye şimdiden seviniyorum. Biz sergiden çıkarken renkli men dillerle başlarmı bağlamış köylü kattmlarndan bir grup içeri giri- yor. Arkadaşım. — Kolhozlu anneler, sergiyi gez- meğe geliyorlar, diyor. Dünyanın ilk kadın askeri pilotu Bayan Sabiha Gökçen resmi kıyafetile tir. Ancak geç kalmanm sebebini sorduğumuz zaman şu izahatı vepe miştir: — Otobüs yolda gelirken bir ço- cuğa çarptı. Hastaneye getirdik, Geç kalmamın sebebi budur. ayan Sabiha Gökçen ilk uçuşa başladığı gündenberi bu mes leğe büyük bir heves göstermiştir. Bıraksalar sabahtan akşama kadar tayyareden inmiyecek, yemek, ig» mek aramıyacak. Günde üç tip tay. yare değiştirerek uçuşlar yaptığı çok görülmüştür. Meselâ ayni gün de mektepte akrobasi uçuşları, tax lim taburunda harp tayyareleriyle uçuş, alayda bir kişilik avcı tayya. relerile uçuş yapar. Bir pilot acemilik devresini geçis dikten sonra şımarır. Kendine fazla güvenir, Usul ve kaide haricinde u. çuşlar yapmayı bir marifet sayar, Çocuklarm boy atma hastalıkları olduğu gibi bu şımarıklık ta pilots luk mesleğinde tabii bir hastalıktır. Kendisine ihtiyat tavsiye edildiği zaman içinden şöyle düşünür; — Beni çekemiyorlar. Kendileri yapamadıkları için benim yapmamı çok görüyorlar. Böyle yanlış düşünen pilotlar çoğu şımarıklık hastalığının cezâ- smı mutlaka çekmişler ve ihtiyat pilotlukta ilk şart olduğunu netice- de anlamışlardır. Memnuniyetle söyliyebilirim ki Bayan Sabiha Gökçen şımarıkiğ hastalığından da uzak kalabilmiş. tir. Alçak irtifalarda oçmamak, g8 hir üzerinde akrobasi yapmamalg; ihtiyata riayet etmek nevinden m8) söylenmişse harfiyyen riayet etmez yi vazife bilmiştir. Bayan Sabiha nın bu meslekte istikbaline güvene memizin başlıca sebebi budur ,, ayan Sabiha Gökçen ile bera ber Tuncelinde bulunan tay yareciler, dünyanın ilk kadın askezii ri pilotundan iftiharla bahsediyor& lar, Diyorlar ki: — Bayan Sabiha kendisine verişi len askeri vazifelerden iri erkek arkadaşlarından katiyyen gerği ri kalmamıştır. Bir gün bir bomba dıman vazifesinden dönüşte aByaniği Sabihanm rüset sıfatile bulunduğu tayyarenin önü kapanmıştı. Arkasi âsilerin bulunduğu sahalardı. Ons de kesif bulutlar, şiddetli bir elejği gekler çakıyordu. Fırtınayı yarmağiiı ta tehlike vardı. Pilol tereddüt ei ti, Râsıtıyla danışmak ihtiyacını du (Arkası 10 uncudaji dil ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: