5 Temmuz 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

5 Temmuz 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— 5.1.907 < N Gündelik o Gazete BAŞMUHARRIRI ,. Ahmet Emin YALMAN TAN”ın hedefi: Haberde, fi- kirde, her şeyde temiz, dü| rüst, samimi olmak, kariin gazetesi olmıya çalışmaktır. GÜNÜN MESELELERİ İspanyayı Kontrol “Kontrol,, kelimesini, böyle turnak de kullanmak lâzım. “Ademi mü. dahale,, tâbirini keza. Çünkü Ispanya hâdisesi patlak verdi vereli, manen ve maddeten, Avrupanm bazı devlet. ri Valene'ı bazıları da Burgus'u tuf- muşlardır. Ispanyaam içinde, her iki tarafta da, on binlerce gönüllü vardır. Silâh verilmiştir, cephane verilmiştir, gıda verilmiştir, para verilmiştir. Bü- tün bunlardan başka, her iki taraf, diplomatik ve askeri istihbaratını, kendine dost olan devletlerin istihba- ratından istifade ederek yapmakta. dır, Oyle ki, “kontrol, ile “ademi mi. dahale,, Ispanyada harbeden iki tara fı, gerçekten tek başlarına bırakmak üzere değil, Avrupada bir harbin pat lak vermemesi göz önünde tutularak alınmış tedbirlerdir. anbala, câasen geniş bir ölçü üzerinden yapılmıştır. içerisi, diplo. matik ve askeri ajanlar, casuslar ve propagandacılar ile doludur. “Kon- dan maksat, aralarmdan biri müdahalesini daha fazla arlırmasın diye, büyük devletlerin, biribirlerini kontrol etmesidir. Yani, gerek “ade- mi midahale,, gerek “kontrol, for- miilleri, alâkadar dört büyük devle- tin, aralarındaki menfaat tazyiklerini ve şokları hafifletmek üzere, üzerin. mutabıli kaldıkları Kompromls u. sulleridir. Eğer zawan zaman, buna rağmen tehlikeli bir ihtilâf zuhur e- diyorsa, bu harbin taliini tayin ede- eek olan rakkusın kâh Valence kâh Burgos tarafma meyletmesindendir. Rakkas, böyle tehlikeli bir meyil de “kontrol, förmünde Komp Payı kalıyor ve devletler arasmdaki menfaat ayrılığı, derhal, bu kl for. mülün dısma taşıyor, Daha doğrusu, Ispanya meselesi, Ispanya meselesi ak, Berlin — Koma ve Paris — Londra grupları arasındaki aat ayrılıklarının müş'iresi olu. de ? Bugün, yani Leipzig hâdisesi ile Al manya ve Italyanın kontroldan çekli- meleri üzerine bu hâd ve tehlikeli va- #iyetlerden birisi karşısında bulunu- yoruz, Anlaşmazlık henüz ortadan kalkmamıştır. Fakat Londrada gayet ehemmiyetli bir Avam Kamarası top- lantısı olmuş, Fransada da kabine, bu mesele ile de alâkadar sebepler Yü- Zünden çekilerek yerini enerjik hare- ketler için daha kalifiye bir kabineye terketmiştir. i Son gelen telgraflardan, “ademi müdahale, prensipinin olsun “kon- trol, işinin olsun bir mikdar daha © lâstikiyete mülehammil oldukları wi. tasılmaktadır. iyi niyetlerden, mutedil davranmaktan bahsedilmek- tedir, Minorka önünde, meçhul bir do- banmanın pasifik bir mümayişinden bahsedilmektedir. Kimbilir, “izseti- hefis” , belki gene kurtulmuştur ve “Almanya ile Italya, kontrol safında lerine belki de dönecek- boş kalan ye erdir, BR ma M. Kemalpaşada Buğday Mahsulü M. Kemalpaşa, (TAN) — Bu yıl İlçemiz ve civarında bi mahsu- lü fevkalâde iyidir. Başaklar temiz| ur, Arpa ve çavdar mah- ereketlidir. Yalnız, ağmur yağına son haftalar içinde Yi dığından bazı yerlerdeki misıriar şim halde cılız kalmışlardır. Erik, armut, vişne gibi meyvalar pek bol ve ucuzdur. Eriklerin &ilosu mutların kilosu 40 pa- Burada >oilaş- » kadar di 20 paraya, raya kada sebzeler h Mya satılmaktadır. Niksarda Yıkılan Evler Belediye, maili Niksar, (TANI o Bu inhidan evleri tesbit etmektedir. kabil evlerin yürü geçeceği ve yıktı” rılacağr tahmin olunuyor. Filistinde yeni müesseselerden: Arkeoloji müzesi FİLİSTİN VE SİNA ÇÖLÜ O Koskoca Çöl Takattan Düşen Aslanlara Dönmüş Ççorrerersana NAAR, , M ısırdan Filistine trenle yahut otomobille git. mek kabildir. Eskiden İsrail oğullarını yeniden din ve ima na getiren yabut fatihleri ür. kütüp durduran Sinâ çölü, bu- gün, sineklerini bile kovamı- yan ihtiyar aslanlara dönmi tür. Lokomotif düdüğü il klâkson, çölün kulağı tozunda, bir şamar gibi şaklamakta, mu- zaffer insan ve muzaffer tek- niğin bir nârası gibi çmlamak- ta ve çöl, dövülmüş, ürkek bir hayvan gibi sinmektedir. Daha olmazsa, insan aklınınen son sentezi tayyare, nabzı 500 vu- rarak, motörlerini homurda- arada bir a küneki Sind'an dirbir oynatmaktadır. Eğer Musa, benim gibi, El - Ma. zâ (1) meydanından bir üç mo- törlüye atlıyarak, bir buçuk saat yazmıya Yakit bı mev'uf' une bi tasvir edebilirdi, He keti,, nin K | Terkos şebekesi, eskiden, ha- Tır. Daha birkaç yıl evveline ge» linciye kadar meflâç ihtiyarlara benziyordu. Gecenin ve gündü- zün herhangi bir saatinde, mus- luğu açarsınız, fakat aksiliğe ba. kın ki su gelmez, Bu meflüç ih» tiyarm nefesi kesilmiştir. Terkos belediyeye geçeliberi, şebeke kismen genişledi, suyun tasfiye işi ciddileşti. Eskiden ve- rem mikrobu, tifo mikrobu gibi ölüm ecinlileri yaşıyan bu suyun bugün mikropsuz olduğunu res mi ağızlardan, fenni raporlar ha- linde İsittikçe seviniyor ve itimü- dımız artıyor, Fakat, ne çare ki, belediye re- isinin kuvvetli sözlerine rağmen Istanbulun mühim bir kısmı bu sudan mahrum yaşıyor. Belediye relsi demisti ki: “Terkos çok zengindir. Değil bugünkü Istan- bulun, iki milyon oüfuslu bir şeh- rin bile su ihtiyacını bol bol te- lâfi eder, Ve bu söz çok hoşa gidecek bir ümit armağanıdır. Fakat ne çare ki, bugünkü Istanbulun bir çok semtleri, bu mikropsuz suya henüz kavusmamıştar, Meselâ, Besiktas... Bu koca Yazan: Burhan Belge e kriininind da işliyen büyük yolcu tayyaresi- nin iç tane biribirinden flegmatik İngiliz pilotiyle seyahat etmiş olsa idi. Bunlar, bir kısa don bir höki gömlek idi. Üçü de, İkisi dümende oturuyor birisi, telsizle havayı din- liyordu, Musa, olsa olsa bu olabi- lirdi, Fakat bu da, “evamiri aşere,, sini göklere ait olmakla beraber göklerden deği) aşağıdaki rasat İs, onlarından alıyordu. izler ise, Kanalın ve İsmaili» yenin Üzerinden geğçiyor- duk, Kanal bir gümüş şerit, üze. tn Belediyenin İlk Vazifesi Şehirliye Hizmettir! O Halde Terkos İstiyoruz! semtin mühim bir kısmma ter- kos şebekesi henüz uğramamış tır. Bu semtte Cihanniima ma» hallesinin yüzlerce evi ihtiva e- den büyük bir parçasında bir katra bile terkos suyu bulamaz- sanız, Bize yana yakıla anlattılar: “— Biz cihannüma mahallesi- nin “Gazi Refik,, sokağında otu- ruyoruz. Geçende mahalleden im- za topladık, belediyeye basvura- rak bizim evlerimize de terkos suyu verilmesini istedik. Fakat isteğimize kuru cevaptan baska bir nesne alamadık. “Siz, dediler, bu vaziyette bu suya daha bir çok seneler kavu. şamıyacaksınız.,, Hayretle sorduk: “— Fakat niçin?,, Cevap verdiler: rindeki vapurlar birer sinek gibiy- di. İsmailiyenin Avrupa! hendese- si, bana yine sopasını vurarak çöl, de göz açan Musayı hatırlattı Mısır ile Fülstin arasındaki kara ve deniz vaziyetinde on binlerce yıldan beri hiçbir değişiklik olma- muştı. Değişen ne idi ki, eskiden, bir memleketten'bir memlekete a- damları geçirmek için bir pey. gambere ve bir sihirbaz sopasma ihtiyaç olduğu halde, şimdi işini bi- len Üç flegmatik İngiliz kâfi geli yordu? m | “— Çok basit. Evvelâ, terkos #lmayı taahhiit eden evler bize a- rildiği takdirde abone olacağı mızı taahhüt ettiğimiz halde ter- kos idaresi bizden, denizde ba- Uk pazarlığına girişerek, pesin para istiyor.,, Bize bu müracaati yapanlar, yana yakıla soruyorlar; “Terkos, düne kadar insafsız bir ticaret müessesesinin kür Kay | DAĞI idi. Bagiin ise terkos, şeh- re mal edilmiş, şehirlinin malı | olmuştar ve şehirli kendi suyun- dan istifade etmek için etek do- lusu para dökmek mecburiyetin. | dedir. O hakde, belediyenin şe - hirliye hizmet etmek gayesi ne oluyor?,, Bu sunlde, yerine getirilmek lâzım gelen bir haklem azameti. | ni görüyoruz. Belediye sular idn- | resi, paradan evvel, şehirliye niz- metten ibaret olan esas vazilesi- ni gözönünde bulundurmalı ve Is- tanbulun terkostan mahrum bn- | j Kanun karşısında 3 Karı veya Koca Nasıl Miras Alırlar ? Karı veya koca, diğerinin ölümünde mirasçı olabilmesi için evvelâ, ölüm zamanında aralarmda evlilik rabıta. sının bulunması icap eder; yani ölüm. | den evvel boşanmıya karar çıkmışsa, Ismailiye üzerinden Port — Sa. ide doğru süzüldük. Fakat buraya uğramadık ve denizin Üzerinden uç- mıya başladık. Sağımızda, çöl, id- rakimizi yutarcasma genişliyece. Zine, gözümüzün istihkarma bile liyakat gösteremiyerek küçülüp giliniverdi. | nsan yine ayni insandı. Çöl I ayni çöl, mesafe hep yine kendisi, Ve hiç şüphe yok ki, bir tayyareyi tahrik için lâzım olan maddeler İistesi ile bir iki fizik kanunu, Musa zamanında da mev- cuttu. Ve aransaydı, arayan olsay- dı, Mstedeki maddeler gibi hikmet kanunlarını da bulmak kabildi. De. mek tarihin o karanlık ve acsyip günlerinde, sopasını yakın $ir su tabakasına dokundurmak bir ke. ramet sayılırmış. Bugün halbuki, tayyareyi kimin icat etmiş olduğu- mu bilmemek cehaletine bile mesağ vardır, Akıl istiklâlini alınca, ke- ramet iflâs etmiştir, Denizin üze- rinde Üç çeyrek saat kadar uçtuk. Birden, altımızda, yeşil, bereketli ve meskün bir toprak peyda oldu: Arzı — Mev'ud. Musayı bir kere daha hatırladım. Altımızda, ayni ırktan olan Araplar ile beraber Musanın getirdiği dinden olan hat- tâ Tevrattaki dili konuşan Yahu- diler yaşadığını ve bu ekilmiş top- raklarm bunlara ve onlara ait ol duğunu, daha yere inmeden "bili yorduk, H attâ, biliyorduk ki, şu dağı- nik ve şekilsiz duran yeşil yerler Araplara ve bu cetvelle çi- zilmiş gibi hendesi şekiller göste- ren yerler de Yahüdilere aittir, A- sağıdaki kavganın da mahiyetini biliyorduk. Arzı — Mev'ud hikâ. yesi, altımızda devam edip gidi. yordu. Aramızda Musa olsaydı, in. sanlarr iyi yapmak için bulduğu hikmetlerin bu kadar fena ve aksi neticeler vermesine Üzülerek ken. dini aşağı atardı. Bizler, fakat, Lüd'de Filistin top-| | rağına ayak basmış olduk. Sıkı bir gümrük kontrolü sayesinde, çan- tamdaki kolonya şişesinin bir dos- «ta aldığım pipo tütününe kadar her şeyi ıslattığnı görmek kabil oldu. Üzerinde “polis, yazılı bir pazubent taşıyan bir delikanlı ile konuşuyorum. Türkçe biliyor. Ati- nalı olduğunu söylüyor. Konuşma: sından, Rum olduğu beili. Filistin polisinde Rum... Mısırdan beri bu gibi şeylere &- lıştığım için, Lüd'den Kudüse kaş saatte gideceğimizi sordum. 80.90 kilometre kadar birşey. Bir saste yakın. sürliyormuş, & Kahireden Lüd'de bir buçuk saatte gelip, 80 - 90 kilometre için bir saatlik oto- mobil yolculuğu yapmak, attan İnip eşeğe binmeye benziyor. Otomobil hareket ederken, he- nüz orada duran Bağdat tayyare- sine bir kere daha bakıyorum. Al- tımızdaki yol, asfalt, Araba yeni ve temiz. Sürat tablosu 70 göste riyor, Buna reğmen, ötekinde bir Arap atınm asaleti ve serkeş Pro- metenin yaradılışımdan aşırılmış bir hal var. (1) Mısırm ekonomik, sosyal ve politik vaziyetine ait olan bahis. ler, hazırlamakta olduğum bir ki. tabın mevzuunu teşkil ettiğinden, seyahatimin Filistin — Lübnan — Suriyeye ni ola kısımlarına geçi, yorum. — B. B, (ll) Kahirenin tayyare meydan, (MI) Lüd, Yafa ile Kudüş arasın dadır. diğer taraf karı veya kocasmın Mi- rasçısı olamaz. Olen, farzedelim ki kocu olup mis rasçı olarak dört çocuk ile bir de kâr bırakmış olsun. Karısı ae şekilde mir rasa İştirak edecektir? Bu iştirkin | iki şekli vardır: Bu şekillerden birini tercih karmın arzusuna bağlıdır. Ka rı İsterse terekenin dörtte birinin mülkiyetini, isterse yarısının intifa hakkını alır, Türk Kanunu Medenisinisi (444) üncü maddesi bu hususu anlatmakta dır. Bu maddenin birinci fıkrası: üteveffanın karı veya kocasi; füru' ile içtima ettikte muhayyerdir. Dilerse terekeden yarısının intifa bak kını, dilerse dörtte birinin mülkiyeti” si alır, Diyor. Terekenin dörtte birinin mülkiyeti. ni almak İle, karı hissesine düşen kis min tamamını almış ve hesip ii böylece kapanmış olur; fakat mülki” yet hakkı istemeyip te, intifa hakki ar tercih edecek olursa, mesele başka türlü cereyan eder: Tereke ikiye a9* rılır. Bunun bir kısmı, yani yarısı iü tifa etmesi için karıya tesilm olunuz Karı ülünciye kadar bu mallardan İ- tifa eder. Ancak kendisi öldükten sonra, bu miras hissesini mülkiyeğ İ sahibi olan çocukları alır. Çocuklar zaten babaların ölümünden itibaren bu malların maliki idiler. Analar, yalnız malların gelirinden istifde et” ti, meyi tercih etmişi eve İİ Şimdi ayni meseleyi ile anlatayım. Farzedelim ki ölen kos ca (100.000) liralık bir apartıman biz rakmış olsun. Karı isterse dörtte bi- ri olan (25,000) Tiralık kısmının dam mülkiyetini alır, yani bu kısmın sahis bi olur; veyahut ta arzu ederse, yari» sının, yani (60,000) liralık kısmının intifa hakkından istifade eder. Eğer dörtte birinin mülkiyetini tercih eder. se, bu kasım üzerinde dilediği gibi ta. sarruf eder. İsterse, kendi hissesini ipotek eder, veya satar. Fakat, Yarı, sının İntifa hakkını tercih ederse, yal, nız n yarısını varidatı, nı alır; fakat bu kısım üzerinde hiçbip tasarrufta bulunamaz. Meselâ, apar. tımanı satamaz; çünkü bu kısmın sa, hibi değildir. Ancak apartımanın va, ridatının yarısını ölünceye kadar aj. mıya hakkı vardır. Eğer ölen koca olmayıp ta karı ola. cak olursa, mesele gene ayni şekilde halledilir. Memleketimizde, umumiyetle, mi, rasçı olan koca veya karı, intifa hak, kı istemeyip terekenin dörtte birinin İ millikiyetini terelh etmektedirler, İsmail Kemal Elbir (istanbul Barosunda Avukat) Fğ——..— ği, kuyucu mektubu Cevap İstiyen Bir Okuyucumuz İmzasının saklı tutulmasını istiyegi bir kariimiz, Istanbul vilâyeti vasıtasi sile Dahiliye Vekâlet gönderdiği istidanm 118-904 tarih ve 3796/4 İsayılı derkenarla © t işleri gi mum müdürlüğüne havale edildiğiğ ğini, fakat oradan henüz cevap ali dığını bildirerek nazarı dikkati Ges betmemizi istemektedir. . Susuz Çeşme Maçkadan bir okuyucumuz Yağ yor: Maçkada Teşvikiye camii yanında merhum binbaşı Saiğin bir hayır eseri olarak yaptırdığı Hamidiye Geşmesine bir haftadanberi ihtiyner karşılıyacak su verilmemektedir, Yas zın Pek sıcak olan şu günlerinde ahas Jinin ihtiyacı nazarı dikkate alınarak kâfi mikdarda su verilmesinin temis mine himmet buyurulacağını alâkasi dür makamlardan temenni ederiz. . Bir Soruya Ceva Mahmutpaşada Çorapçı hanında Sİ numarada çorapcı Bay Kadriye: “Arnavutluğa giden muharririslik. henüz buraya dönmedi. Arkadaşım8 bugünlerde Istanbula gelecek Ar vutluk hakkındaki intibalarını net? başlıyacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: