5 Temmuz 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

5 Temmuz 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Lenin Mezarı VE Lenin Müzesi Mayısı karşılamak için Moskova şehri nasıl süsleneceğini, nasıl donanaca- mı bilemiyor. Caddelerin iki yanındaki evlerin hepsi al bayraklarla kapandı. Bütün camekânları Her bir sokak yirmi seneye yaklaşan Sovyet rejiminde başarılmış olan işleri gösteriyor. sokaklarda dükkân R ş ı Bunu göslermek a 15... Şehrin k Leninin, Lehi gür resmini bina büyüklüğünde yan, yana Marks, Engeli, Lenin, Stalin ve Voroşilof resimleri hep eyni büyüklükte.. Başka bir yerde Leninin gölge halindeki profili yanında Stalin, da- ha ötede Lenin, Stalin, Voroşilof ve bütün halk komiserlerinin res mi. Başka bir binanın üstünde Marks, Engels, Lenin, Stalin, Tel man, Pasyonarya, ve Dimitrofun resimleri konulmuş. peranım önündeki meydanda (0) kocuman Sovyet Birliğinin yeni arması yapıldı. Ve daha ar- kaya biriiğe dahil olan Cümhuri- yetlerin armaları konuldu, Bir Me- yıs gecesi bunlar projektörlerle aydnlanscakmış, Diğer meydanla- rın ber tarafına mızıka yerleri ya- pıldı. Panayır eğlenceleri kurul. du, büfeler açıldı. Halk, gimdiden bir bayram hâ- vası içinde yaşıyor. ugün bir Mayıs bayramı ari- fesindeyiz. Bütün enstitüs- yonlar, bütün müesseseler tatil yaptılar. Teşekkilileri gezmiyece- Biz, yalnır müzeleri; o da galiba bazılarını gezmiye müsaade var. Biz buğün Leninin mezarımı geze- ceğiz. Büylik bir meydanı geçtik, İki kırmızı binanın ortasındaki yoldan ilerledik. Bu iki binanm içinde Le. nın müzesi, âsârı atika müzesi ve Puşkin sergisi varmış, Vaktimiz 0- lursa bugün Lenin müzesini de ge- z. Şimdi Kızıl maydana çık» i meydan da yarmki bay- rama hazırlanıyor. Tahtalar sırik- ler, kizil bezlerle Kız meydan: Büslemiye çabalıyorlar. Solda kır. Ruzi tuğladan bir duvar erkâsinda Kremlin * sarayının yalnız ön üst katının pencerelerini ve binanm da- mitu, kubbelerini görüyoruz. Erem Bin, Moskova şehrinin ortasında Sürlarının arkasında tek başına bir Daska şehir gibi... TA karşımızda Moskovanm en üzel bir kilisesi yaldızlı ve MO Zayıklr çan kuleleri kubbeleri ren- #ürehk cephesi ile günesin altında ân İabii istalisi fikler, desenler ve istihsalâlın nümuneleri, ya sembolik veya mealist maketler var. Büyük binalar Daştan aşağı bayraklarla bir tarafında Marksın kocaman, onun ranmda daha küçük olarak Engelsin biraz daha kü- n daha ufak olarak Stalin'in nıslar, diğer bir tarafta beş katir bir Kızılmeydanın tam ortasında büyük bir âbide: Lenin'in mezarı İSTANBUL - MOSKOVA - TAHRAN ç “SEYAHAT NOTLARI: 10.-.-- a a Yozan: Uras unusuu as donandı. kler, gra süslen- bir oyuncak gibi yatıyor, Sağda, tem meydanm ortasında “arkasını Kremlin duvarma vermiş bir âbi- de. Kizil talşarla yapılmış, ilk ba- şamağı ve kapısınm üstü siyah bir cevre İle çevrilmiş bir âbide. bidenin önünde Kizl o: askerlerinden ikisi nöbet bekliyorlar. Ağır adımlarla yaklaş. tım. Lenini ziyarete gelen valrız biz değiliz. Önümüzde ve arkamız- da dahe bir sürü insan var. İçeri girdik, Serin bir Joşluk İçinde duvarları galita renkli mer merlerle süslü dehlizlerde ilerii- yoruz. Galiba renkli mermerlerle süslü diyorum, çünkü doğrusu ben âbidenin teferruatiyle meşgul de. gilim. Merdivenlerden indik, bir sa» lona geldik, Salonun içine hâkim olan renk- ler muhakkak ki siyahin lurmuzi.. Amma siyah nerede kırmızı ne te- rafta göremiyorum. Yalnız gü güm şey etrafı kırmızı kadife kor- donla çevrilmiş hir cam tabut.. Ta- but, tam Bu salonun ortasında du- ruyor. İçinde yine kızıl ve siyah renkler içinde hir adam yatıyor. Yüzü balmumundan yapılmış bir bebek Yüzlü gibi sapsarı, gözleri en sakin bir uykuda imiş gibi büyük bir huzur İfadesile kapanmış, yü. zünün biç Dir çizgisi fena ve ıst- raplı bir ölüm maskesi takınma- mış, Saçları seyrek, kızıl telli sn- kalında beyaz kıllar da var, Üstü. nü göğsüne kadar örtmüşler. Elle- ri bu örtünün Üstünde duruyor. Leninin tabutunun yanından zi- varetciler teker. teker gecivorlar, Kimse durmuyor. Bu bir resmi ge- git gibi Her günün her saatinde Leninin tabutu etrafinda bir resmi geçit var gibi.. enin müzesi. Muazzam bir müze, sayısız salonları var, Bu salonlarda ihtilâlci, Alim ve dev. let. sefi, Leninin havatınm bütün Günün her saatinde Lenin'nin tabutu etrafında bir resmigeçit var gibi Suat Derviş / # 4 N , merhelelerini görebilir ve etüdiye eder, onun mesaisini ve mesaj ar kadaşlarnı tanıyabilirsiniz. ük salon Ler çocukluğunu ster Annesinin, babasınm n resmi, Leninin doğ” resmi, Leninin mektep Idığı numara cetvelleri, Oku. in yavaş, y& o or. te duğu kitaplar. kuduğu jimnazyumun re fn resmi, kendisiyle mektebi bitiren arkadasları, yal movzulara karşı ilk düyduğü alâkalar. İlk mesaj arkadasları, | ilk okuduğu Marksist eserler. İlk yazdığı eserler, Gizli teşekküller» de çalışmıya başlayışı. Polisin Le- nin halıkında yaptığı raporlar. İlk tevkif edilişi, hapisanede olduğu zaman ekmekten hokka yapıp İçi" ne süt doldurarak ve süte beyaz Zil üzerine yazdığı ve ateşe tutü- lunen okunan yesikalı Lenirin mesaisini adım, adım takip edebi: I irde kendi resmi- i arkadaşlarımın beraber 805. tün teferruatile bütün rı ile çal mlerile hâdi- selerin g lerin resimlerile, © vakaları canlandıran tablolarik takip odiyoruz. Bu suretle de Le ninin hayatını nirken Stalin, ve Vorosilof gibi ihtilâlellerin es. kidenberi nasıl çalıştıklarını öğre- niyoruz. eninin on yediden sonrski hayatımı ve faaliyetini göt teren salonlardan geçiyoruz. Müze müdüriyetinin yanımıza koyduğu teretiman büyük bir bilgi ve tüken. mez bir sabırla bize m. at veri- yor, Arkadaşım söylenilen sözleri Fransızcaya teretime ediyor, tam bu sira yanımıza şişman kısa boy- lu esmer bir kadınla, zayıf ve ufak İMize koyması yeni bir kaza mail Habip, Cümhuriyet matbaası, İstanbul 1937 İ B u kitap muharririn milli müca- İ esnasında. (920-923) muh- telif Anadolu gazetelerinde yazdığı makaleleri topluyor, Ismail Habip mücadele senelerin. de .n ıstırabını ve kürtülma manmı haykıran sayılı yazıcıdarımı- zın yanıbaşında yer almıştır. Genç muharrir milli teşkilâtm icinde bu. İunmuş ve 6 devrin felâketini, ilmit- yeni bir doğuşun saadeti. İni, eli kalem tutan bir vatanperver tile Ismail Habip zafere kadar geçen seneler zarfında hitap ettiği muhitlerde halkın imanm! kuvvet- İlendirmiye ve o mukaddes ve müt. hiş heyecanı gayeye tevcih etmiye çalışmıştır. Zeferden sonra da onu, bir kürtulüş savaşından bir tasfi ve inkılâp safhasına doğru akan hâ diseler arasında müsbet fikirlerin İbir yardımcısı ve yapıcısı olarak gö- A bu willi obizmeti takdir edilmiş veya edilecek $ir. Paket yazılarının vesika olarak ta Kiymeti olduğunu burada tebarüz ettirmemiz gerektir. Mili Mücadele esnasında bu emsalsiz tarihi hâdise. hin maddi ve manevi şeraitini can- landıracak pek çok şey yazılmış de dildir, bilhassa mahallinde ve o ha- Vayı içinden teneffüz edenler tara. fından, O devir tarihte uzaklaştıkça yeni münekkit nesiller bu mahdut vesikaları çok arıyacaklardır. Isma- il Habibin kolleksiyonları bile kalma mış Anadolu gazetelerindeki makale ni bir kitap halinde kütüphane. r. Bu Jmeme- Sibi negirlerde alın değişti 5İ de ne kadar iyi ve lüzumlu bir u. Suldür. Velut bir muharrir olan Ismall Habip o zaman yeni tanmıyor. Bu Yazılarmı toplu bir şekilde elimize almakla onun edebi şahsiyetinin te- şekkülü hakkımda da bir fikir edin. mek fırsatını buluyoruz. Makaleleri arasında derin bir maşeri heyecanm kuvvetli ifadelerine tesadüf edilmek tedir. Bazılarını mektep kitapları i- sin de tavsiye edebilirdim. ncak muharririn de mukad. demesinde tavazula kaydet- tiği gibi bunlar kuvvetlerini o heye. candan almaktadırlar, Tâve edelim: Onsuz kusurlu ve sıkicı olacaklardı. Ismail Habip zamanmın genç dili- Rİ, milli edebiyat lisanını kullanıyor. Fakat nesri yer yer Serveti Fünun cümlelerile yamanmış bir tanzimat nesrine benziyor. Bu yazılar kelime bolluğile yüklüdür, lüzumsuz kelime ve malümat bolluğu. En kuvvetli bir fikri, en boşanmış bir heyecanı ve en âni bir intibar en kısa yoldan ifa- de etmesi icabettiği zaman bile mu- harrir sizi yığın yığın tarihi fıkralar ansiklopedik hatıralar ve mütetabi tefek iki insan yanaşıyor, Erkek: (Arkası 10 uncuda) teşbihler arasından dalaştırır. Diyebiliriz ki bu başlayış İsmail sevgilimle “tek mi çift ——. Telifler ve . Tercümeler Arasında YAZAN: TAHSİN BANGUOĞLU (Dil ve Tarih Fakültesi Doçentlerinden) Kitap neşriyatı arasınd a münekkit gözile dolaşan arkadaşımız, son on beş günün neşriyatın tetkik etmiştir. Münekk d atlerini şu sütunlar ı da dikkatle okumuş, it arkadaşımızın kana- da okuyacaksınız. “ Habibin kati üslübuna istikamet ver dık, Bana “tek mi istersin çift MİŞ miştir ve o bunlardan hiçbir zaman dedi. Ben de “seninle çift olmak W8 tamamile sıyrılamamıştır. Edebiyat bütün âlemde tek kalmak isteriniş tarihindeki edebi parçalar bu nesrin daha mazbut ve son yazıları daha müteazz! ve münakkah nümuneleri- dir. Tercümeler Mevlânanm rubailerinden manzum tercümeler. Hüseyin Rifat, Nümune mat- baası, Istanbul 1987 Ü stadın Hayyam rubailerini her- kes tanır. İşte bu defa Hüseyin Rifat Mevlânanın rubailerinden seç- tiği 50 kadarını ayni tarzda kıt'a larla türkçeye oçevirmistir. Bunlar yine ayni şekilde muhtelif Acem şa- iİrlerinden tercüme edilmiş bir o ka- dar rubaf ile birlikte küçük bir kitap teşkil etmektedirler, Büyük Türk şair ve füozofunun gubailerini ilk defa Hasan Âli top- layıp bize tanıttı (Mevlânanın rubai- Hasan Ali, Istanbul 1932). En üyük Acem şairlerinin eserleri a yarda olan bu nefis şeyleri, şairin anadiline maletmek Türk şairlerinin borcudur. Bunun için bu yolda ilk tecrübeyi yapan Hüseyin Rifatin himmeti takdirlerle karşılanmağa lâ- yıktır. Tercilmesi en güç olan edebi eser şiirdir, n güç” tercüme edilen şiir de rubai olsa gerektir, Rubaf gümüş- ten bir mücevher mahfazası, akik- ten, fildişinden bir amber hokkası- dır. Dışını işlemek, minelemek ve içi- ni mezç ve terkibetmek için san'at- xâr bütün yaratıcr o dehasile günler ve haftalarca bu küçücük nesnenin üzerinde oynamıştır. Bu dört misra bir fikir, renk ve ahenk meksifesi- dir. Onu ayni kuvvette, başka bir dile çevirmek © imkânsız gibi görü- nür. Filhakika muvaffak olmuş ru- bai tercümeleri olarak yalnız “Pitz- gerald,, ın Hayyam tercümelerini ta- Biyoruz, Hüseyin Rifat Mevlâna rubailerin- den bir çoğunu mana itibarile mısra isra sığdırmıştır. H. A XLIV hk ği J KU * , İç Sd vi e H.R VN Ruhumun göklere doğru uçarak git- tiği gün Karu toprakta harap olduğu anda şu beden Kabrime “kalk!, diye parmak ile yazsan güzelim Yeniden canlanarak fırlar idim ben de hemen Bazılarında ise mazmunlar zede- lenmektedir: H.A LXXXIX GE Gi; İLA sal 2) YP - us bl vi l Tercemesi Alemde tek olan eşi bulunmıyan Mİ?,. oyna. dedim. H.R, XLVE Tek mi çift mi oynuyorduk dün gös o canin ile, “Tek mi çift mi var elimde bili, des di hasna meleği Ben dedim ki: “Sen ve ben her Yel de çift olmak, faka Senden ayrıldıkça kalmak isterim HER yerde teki (Hasan Ali bu scemce ruballeri BİZ zim telâffuzumuza göre Türk alfabes siyle yazmıştır. Bunları bir Iranli © kusa hiçbir şey arlamazdı. Bunlör için ya acem alfabesini muhafaza Gis memiz yahut acem telâffuzuna göre Mâitin alfabesini kullanmamız dır.) İzlârda Balıkçısı Pierre Loti, çeviren Hi yin Cahit, Remzi Kitabe, Istanbul 1937. ierre Loti'nin şaheseri addedileyi bu roman vaktiyle Serveti Füğ nunda —bildiğimize göre— Hüseyiği Cahit tarafmdan tercilme edilmiş ogi ra da kitap şeklinde basılmıştır. (Ig2 landa balıkçısı, müellifi Pierre Lotij Matbaai Ahmet Ihsan ve Şürekâsı Tg tanbul 1319) yeni tabı bu tercümenin gözden geçirilmiş ve bugünkü dile uy. durulmuş şeklidir. Mütereimin pg metni, aslıyla yeniden mukayese rek ve esaslı tashihler yaparak vüçye de getirdiği anlaşılıyor. Fakat Hiüagi yin Çahidin çok daha iyi tercülmeleyği ni gördüğümüz için bu kitaptaki ip, desine bir türlü ısmamıyoruz. Biz Gi nun tereilmede terviç ettiği Frangızi edasında bazı cümlelerine alışkınız. dır. Fakat Pierre Loti'nin kısa cü Ki ifadesine rağmen bu tercümede nın akıcılığını bulamıyoruz ye nünde eski bir tercümenin bulunuşu! mütercimi takyit mi etmiştir, düşünüyoruz. vir itabn başında Pierre Loti BENİ kında Jules Lemajtre'den BUR lâsa edilmiş çok şayan (dikkat BE mukaddime vardır. Loti'yi hakkiğiği tanımak İstiyenlere bu sahifeleri BİS hassa tavsiye ederim, Fiaddizatıni Rezginci bir zevkperest olan ve dÜNEİ Yanın dört köşesinde gördüğü Gi #otik manzaraları zarif üslübile çig mesini bilen Loti her ırktan İnsanlğe rıda tanımağa ve sevmeğe Muvağsj fak olmuş bir adamdır. O, bunun meşhurdur ve sevilir, Bizi de bü kilde sevmiştir. Loti'yi Türk bir mütefekkir sanan münevv miz bunun için sukutu hayale muşlardır. O bize her Fransız SI kadar yabancıdır. Biz de ona iyi Fransız romancisını — sevgi kadar severiz. Poil de Carotte Jules Renard, çeviren Ha- lit Fahri Ozansoy, Remzi Kitabevi İstanbul 1937 M Üeltifin hayatı ve eserleri haks kında bir mukaddime İle Ves (Arkası 10 ucuda)

Bu sayıdan diğer sayfalar: