2 Eylül 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

2 Eylül 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

: İçine Konulan Paraları! Çoğaltan Bir Makine! "Para Çoğaltma ve Doğurtma Mütehassısı,, İle Arkadaşı Yakayı Ele Verdiler Asliye ikinci ceza mahkemesi, dünJ — Azizim üç gün makineye el sür. bir para yumurtlatma davasına baş- | miyeceksin, dördüncü günü ben g ladr. Davanm Hasan ve Ali adlı iki | ceğim beraber açacağız. Yedi yüz Ji suçlusu vardı. Hasan mevkuftu. Ali | ranız bin yedi yüz lira olacaktır, de- serbest olarak mahkemeye gelmişti. | miş ve paraları makineye yerleştirir. Kiremit mahallesinde oturan Bay Hil | ken yavaşça aşırarak yerine helvacı mi de davacı idi. Fakat mahkemeye muştur. Hilmi üç günü gelmemişti. iple çekmiş, dördüncü günü Karabeti “Bir sır açacağım ama, beklemiş, Gelmemiş, ertesi gün de güvenemiyorum. gelmeyince Hilminin kalbine şüphe Davanım mevzuu şu idi: kurdu girmiş ve makineyi açmış, İ- Karabet müstear adını takman Ha- | SİNĞ8 helvacı kâğıtlarını görünce jtir, : Meşhur Rejisör Howard Hughes Emellerine Kavuştu Dünyanm en bahtiyar adamı ol- mak kolay iş midir? Bu, daha ziyade tesadüflere bağlı bir şey olsa gerek, diye düşünürüz. | Yalan değildir. Fakat asıl pürüzsüz saadet çalışarak elde edilen saadet. | a EYLE RR ş rejisör Howard Hug- | hes buglnkü lekesiz bahtiyarlığı böy- | le, didinerek ve çalışarak elde etmiz- Howard Hughes'in babası öldüğü zaman, kendisine 100 milyonluk bir servet ve bir o kadar da şaşkınlık bi- Tg Tepebaşı Bahçesinde") | ()Duhuliye serbesti Suçlu Nahiye Babasını Yaralıyan Çocuk Küçük Daniel Dün Serbest Bırakıldı Babası Samueli yaralıyan 12” Idaki Danlele ait tahkikat ileri tedir, Çocuğun babasmı ne ile dığı henüz anlaşılamamıştır. Çocuğun annesi Mazalto, döl disile görüşen bir muharririmifi. dise etrafmda şunları söyle y *— Samuelin metresiyim. rısı ve çocukları vardır. Ben iken, Samüelin tatlı sözlerine “e dım. Kocamı terkederek SF | beraber İstanbula kaçtım. F dan aylar geçti, Aramız †gün karısı evime kadar geldi let çıkacaktı. Samuelin işi de ” muştu. Kazandığı çok az parofi Bu akşam 3üncü Balkan | Festivali SonMüsameresi ROMANYA YUGOSLAVYA BULGAR YUNAN TÜRK Gruplarınm MILLI DANSLARI «4 Konsumasyon mecburidir, Be Müdürünün Muhakemesi #anla Ali Hilminin paralı bir adam olduğunu öğrenmişler ve kendisini takip etmiye başiamışlar. Temas ro- çlünü Ali üstüne almış. Her yerde Hil minin önüne çıkmış ve namuslu, mü. tedeyyin bir adam gibi görünmüş. Camide nemaz kılmış, Yuşa tepesine horos adamış ve nihayet birgün Hil- miye: — Sana bir sir açacağım ma güvenemiyorum, demiş. Hilminin 1s- rarma rağmen o gün kendisine bir #ey söylememiş ve onu böylece bir gün heyecan içinde bıraktıktan sonra baygınlıklar geçirmiş ve polise mi racaat etmiştir. vil memurlarından bir polis şahit ola ruk dinlendi, o da şunları söyledi: ketle Fenerden Şüphelendim. Merkeze götürdüm, Pa ketin içinden üstü delik bir kutu çık- tı. rar makinesidir. Ons göndereceğim Şahit memur ne diyor? Dün mahkemede Fener merkezi gi- — Bir gün bu Hasant elinde bir pa geçerken gördüm. Bunu sordum: O; — Hemşirem Anadoludadır. Bu es dedi, Biz bumu kaçakçılık bürosuna gönderdik. Bunun esrar makinesi de. Zil, Dızdız Abdi olduğunu öğrendik- Esasen kendisi sabıkalı dızdızcılar - dandır, Bundan üç gün sonra Hilmi - nin şikâyetini dinledik. Hasan bu ma kincisini Hilminin evinde bıraktıktı sonra dolandırıcılığa devam ed mek için yenisini yaptırmıştı. Onu da biz müsadere ettik, ikinci günü yine rolünü tekrarlamış ve: — Bir şey söylemek ve seni Karun kadar zengin yapmak isterim.. Fa - kat... Sana güvenemiyorum. Demiş, miş. Hilmi yemin edince Ali de anlat - miş: — Azizim. Ben Karabet adl bir rakmıştı, Oyle ya birdenbire 100 mil- yon dolar sahibi olan bir genç, nasıl şaşırmaz. Fükat Howard bu şaşkınlığı çabuk atlattı, Evveldenberi zekâsı İyi işler- di, Burnunu sokmadığı iş kalmamış- tı. Mobörden, tayyareden, radyodan, hemen her şeyden biraz anlardı. Ken di kendine radyo makineleri yapmış, hattâ seri motörbotlar inşa etmişti. Babasmın ölümünden sonra bir gün, birdenbire sinemaya merak &âr dırdır. Bütün sinema gazetelerine abo- ve oldu, Bütün filmleri seyre başladı. bir kız takdim et rine Hepburn imiş, Hayli tabil ve bo- Asliye birinci ceza mahkemesi, dün rüşvet aldığı iddiasile tevkif edilen Yeniköy nahiyesi müdürü Bay Alğ- ettin hakkındaki muhakemeyi bitir. miştir, Müddelumumi İhsan, uzun bir iddianame söyliyerek suçun sabit ol duğunu ileri sürmüş, ve suçluya Ce- zâ Kanununun 213 üncü maddesine | göre ceza kesilmesini istemiştir. Bay Alâettinin avukatı Nail, çok uzun sü ren müdafaada bulunmuş, müddeiu- muminin talebini ayrı ayrı tetkik e- derek cevaplar vermiştir. Neticede rüşvet cürmünün unsurları tamam Bahtiyar Howard işlerdi. Adı Katha- asız bir kızdı amma pek şımarık bir yet acıdık çocukların birikürüğ rayı aldı. Dükkân açacaktı. OSİĞİ yedi. Geçen cumartesi, işi At zi ölümle tehdit etti. Ekmek üzerime saldırdı. Oğlum Daniel ta gazete okuyordu, Samuel? hilcumunu görünce, yatağındi” dı, zorla biçağı babasının d. Benim bildiğim şey şudur: SÜ eli, oğlum yaralamamıştır.» Daniel, dünkü sorgularda. İserbest bırakılmıştır. Samut sı hafif olduğu için hastaney* rılmamışlır, eski karısı Reynaya veriyor! | | Hâsılı, sinema ve onunla alâkadar ne| Y varsa hepsine bir göz atti. İ sey olacaktı her hal olmadığı için müvekkili hakkmda be- raet kararı verilmesini istemiştir. Muhakeme, karar verilmek üzere Çocukken ona, Holivutta rojisörlük | o Howard onu da. Holivudu da pek çabuk unuttu. Onlar da Howard'ı u. nuttular, Bu unutıma günün birinde genç reji ün adı dünyanm en, seri i dana çıkıncıya | £ Howard'm kendi saatte 600 eden gayet aksi ve sert bir amcadan bahsetmişlerdi. Hatrına amcası gel- di. Howard sinema (gazetelerini boşu boşuna okumamıztı, Bu okuma. ların, seyredişlerin hulâsasmı bir çan para çoğaltma ve doğurtma mütehas 8isi tanırım. Onun içine konulan pa- raları çoğaltan bir makinesi vardır.| Paralar üç gün içinde kaldı mi derhal Re ği çoğalır, Böyle birçok adamlar zengin Tevkif Edildi | oldu. İstersen senin paraları da ç0- v ğaltalım. Ondan sonra birkaç apartı. | Müddelumumilik dün Recep adl man alır, sırtüstü yatarsın. genç hakkında tevkif kararı almıştır. Hilmi sormuş: İddiaya göre Recep, başkasile müna- — Makine paraları bizim evde mi | sebette bulunduğu zannile ve ölüm doğuracak. Yoksa Karabetin evinde | kastile refikası Hamldeyi bıçakla ya- mi? ralamıştır. Birinci sorgu hâkimi tah- Ali, derhal cevap vermiş: kikata başlamıştır. — Sizin evde Azizim, sizin evde. O namuslu bir adam sen paraları ve- rirsen bile götürmez. Paraları maki. neye koyacak. Beraberce mühürliye- Geksiniz. Yedi yüz lira makineye yerleştiriliyor Nihayet, Ali Karabeti Hilmiye tak- dim etmiş, Karabet makinesini getir- © miş. Hilmi de yedi yüz lirasını çıkar- Başka şahitler de varâr. onların ça Zirılması için muhakeme talik edildi. Bostandan Karpuz Çalarken Tutuldu | Modada Fransız mektebi arkasn- da bülunan bir kulübede oturan 17 yaşmda Niko adında bir genç evvelki İ gece Kiziltoprakta bir bostana girmiş iki küfe sebze çalıp kaçarken yakn- taya doldurdu ve günün birinde am- canm karşısına çıkarak: — Ben sizin yeğeninizim, dedi, Ben de film yapmak istiyorum. Amcası Howard'a yarı ciddi, yarı| alaylı bakarken o, çantasmi 'ağarak devam etti: — işte burada senaryolar, mevzu- lar, plânlar, her şey var. Ve Howard Hughes böylece reji- sörlüğe başladı. N Rejisör var, rı ük var. Ho ward daha ilk filn virir çevirmez bıyık altmdan gülen amcasıda bu İşe kapta, ük, dı geni hakikaten birçok ve gırlarık sandığı ye- tecrübelilere İ parmak ısırtacak filmler yapıyordu. Genç rejisör böylece üç sene Holli- vudun şöhret, rekabet ve suni 808Y6- te hayatma karıştı. Sonra günün birinde çocukluğunu gecirdiği güzel tabiati, eski dostunu ptığı Hol livutta yayıldığı zaman rejisör amca, cumartesiye talik edilmiştir. ————.. Yeşilköyde Aile bahçesinde yük müsamere Bir Hırsızlık Su | Mahküm Oldu Asliye birinci ceza mahkeme bir harsızirk davsamı neticel&9” tir. Bir çift ayakkabı çaldığı iy dilen Yorgiyi 3 ay beş gün bel BU GECE başımı salladı, Küçük Katharin de; | — Ne güzel.. Ne güzel. dedi | Bu sırada Howard (artık tayyareci olmustu) Amerikayı bir baştan. bir) boşa beş alti kere geçerek birçok sü- rat rekorları kırdı. Sonra birdenbire | tayyarecilikten | de bıktı. Küçük Katharine Hepburn'u da hatırladı. Yine Hollivuda döndü. Katharine, şimdi büyümüş güzel bir kız olmuştu. Howard buna pek se- vindi, | Bir gün Katharine, Vaşingtona git- | ti, Howard da bir tayyare ile arka- | sından uçtu ve genç KIZs DI hiğan hediyesi götürdü. Howard Hughes, rejisör olmak istemiş, olmuştu, Sos ra dünyanm en seri tayyareci de ele almış, nihayet sevgilisile de ev- lenmişti, * Amerikada ona, dünyanın en bah | tiyar adamı diyorlar. Yalan da değil. a çe” küm etmişti — < 1 — Daimi Encümenin 10/8/937'tarihli 'kararile |. Belediye sınırı içinde sırtta, omuzda ve başta her nevi di gıda maddeleri taşmması ve satılmasının yasak edildiği © ce gazetelerle ilân edilmişti. gir 2 — Bu yasak Eminönü, Fatih, Beyoğlu ve Beşiktaş P* diye Şubeleri mıntakalarında 1 Birinciteşrin ve diğer Beledi?” Şubeleri mıntakalarında 1 İkinciteşrin tarihlerinden nibar*| tatbik edilecektir. - Bu tarihlerden sonra taşıma işleri ve © mazbut ve muntazam el arabalarile veya moi veyahut elde taşmabilecek küçük kaplarla yapılacaktır. 4 — Elde taşımak suretile satılan her nevi eşya V€ maddelerinin bunların nevi ve mahiyetlerine uygun Köl içinde bulundurulması lâzımdır. 5 — Yukardaki N ğından alâkadarlarca bilinmek ve icap eden vasıtalar # ve imlerin tat! ine pek az zaman kalir e koy ar ır. Hiri ivutta her şey suni idi, eye koymuşlar | lanmıştır, Hırsızın geçen hafta Kızıl, | hatırladı. Hollivutta her $ i Fakat Howard, bu saadeti tesadüfle-İN den hazırlı k keyfiyet tel ilân ol , (B) ve İkisi de mühürlemişler. Karabet Hilmiye: Erkeklerin 8on kafilesi geçerken, kadın. lar sokak oköşlerine | birikmişler, | sabırsızla- niyorlar. (Fakat bunlarm resmi geçidi Oev- velkiler gibi sessiz sadasız olmadı. Evvelâ tarpı ba- cısı, dalananın yakın akrabasından bir kadm istedi, Ünce onun geçmesi lâzım geliyormuş. Sokağı doldu- ran keğmlarm arasından Üç beş kişi ileri yürüdü. Hepsi de yakın akrabası olduğunu iddia ediyordu: — Behlim dayımın yeğenidir. — A, gı! Uzak bu. Ben halasınm ilk kızıyım. — O da nesi? Burüda yeğeni durup dururken. Hem baba bir yeğe — Baba bir emme, anasi ayrı. — Ayrı ya.. Bilme miyiz. O ikincidendir. Rahmet- linin Gülsim ondan önce gelir. — Kadın tarafı o gı! Erkek tarafından kimse yok- #a olur, Nihayet güç halde ana baba bir hemşiresinin kızı Emişin en yakın olduğu kabul edildi. Çocuklar ana- Yarının şalvarlarına asılmış, genç kızlar biribirine 40- kulup bir top olmuş, ihtiyarlar: — Yol verin hu! Yol verin! Diye haykıra bağıra bunalmış oldukları halde bin zorlukla tarpıdan geçtiler, Hayvanlar en sona bira- kılırdı, Çünkü hemen hepsi otlamıya gittiklerinden ancak bu vakit dönebilirler. Onları da sahipleri, ço- ban çocukları güderek, kakarak tekmeliyerek geçir- diler. Biçare inekler böğüre böğüre, keçiler öteye be- riye kaça sıçraya, koyunlar, merkepler, atlar, gürül- tüden ürke korka geçirildiler. Güzel de bunların arasında kıpkırmızı bir horo- zun ayağıma uzun bir ip takmış, geçirmeğe çalışıyor- du: — Nalbandm ava götürdüğü it bu sabah saldırdı, bu da geçsin! diye haykırıyor, zavallı horoz yolun “ftasında haykırıyor, çırpınıyor, ne yapacağı bil- fl toprakta Burhanm dükkânmı da soy. | Hattâ kadınların saçları bile. İduğu anlaşılmıştır. ! Ona günün birinde ufacık hoppa re değil, kendi uğraşmalarına borçlu. — KA GUNDUZ —117 — miyordu. Nihayet güç belâ tarpılandı. Kocekarıyı zar zor aşağı aldılar ve tarpı da bitti, Şimdi kazanda kalan suyu boşaltmak lâzım. Onu tekrar yedi kova- ya koyarak ırmağın ayrı ayrı yedi yerinden döktü- ler. Ardıç dalı da kenar bir gübrelik Üzerinde gazla- ip yakıldı. Bir tutam külü simdi. Bu kül üçe bölli- necek ve her kısmı, bir gece olmak üzere mebusun yatağına serpilecekti... Top zamanı yaklaşmıştı. Evlerine scele acele gi- den kadınların hemen hepsi tarpı bacısını methet- vaekte ittifak ediyorlardı. Bu tilsim ona ecdadından kalmış. Gayet kuvvetli imiş. Bire bir gelirmiş. Bir bu, bir de sarı kavuklu şeyhin çekirge tilsimi.. Birçok sene evvel, bilenler hatırlatıyordu, yine böy le bir kuduz vakası olmuş. Hem iki kişiyi dalamış., Bunlardan berber Durak oğlu geçerken s#mirini boz- muş, bu İşe inanmumıştı da tilsim aksi çıkıp adam cağız! kudurtmuştu. Zaten tlsmmm birinci şartı inan mak. Yani zamirini bozmamak, ötekisi ise (tevekkel- tülü) olduğundan bir şeycik olmamış, savuşturmüş. Fakat bu birşeycik olmıyanın adımı kimse bilmiyor« du. Akılda mı kalır ki? Böyle birşey ancak beş on yıl da bir zahir olur, Kimbilir nenin nesi, Mutlaka mem- lekette bir bozukluk olacak ki kadınları doğru yola getirmek için zuhur edecek. Bu gidişle taş Zina şükür. Bu sefer mebüsun başına geldiğine göre, bu mutlaka hükümatcıları ikazlamak içindi, Yoks. ahaliden birisini dalayabilirdi. Emme halkın ne su- çu, ne ginahı vardr... Ertesi gün kaymakam veklletine arzuhaller veril- miye başlandı. Eski müftü ihtiyarlığı öne sürüyor, hacı kızmın hastalığını iddia ediyor, Sarı Bey berber den hacamat raporu alıyor ve hepsi istinabe istida ediyordu. Işin gelişinden anlaşıldığma, Vergicinin verdiği malümata göre divan, meseleye o kadar ©- hemmiyet. vermiyor. Bâhusus bu, mahakimi nizami- ye değildi ki istinabenin şartını şurtunu inceden in- ceye arasın. Bunun için malmiidürü hepsinin arzu- halinden bir tek hülâsa çıkararak vilâyetten istizan etti. Iki üç gün sonra (istidaların divanca makbul görüldüğüne ve posta ile gönderilen suallere göre cevaplarının irsal edilmesine) dair bir telgraf geldi. Bundan da işin tavsadığı bir daha anlaşıldı. Zaten o günlerde Refik Tekin dönlip gelmişti. O da lüzumu kadar izahat verdikten sonra endişeye mahal yoktu. İşlerinden yalnız Vergici ile Deli Osman merkeze git- miye karar verdiler. Ikisi de sözleşmişlerdi: — Bundan âlâ fırsat olmaz Osman Dayı. Beş on gün vilâyette sürteriz. Sinema da gelmiş, onu da se, rederiz, — Sinema da dediğin ne oluyor? — Canlı tasvirler. ş — Ne demezsin? 1 — Tülü! Ramazanda baştan mı çikarmak yaly” j Ali Efendi? gel — Haydi canım sen de. Yan cebime koy! t yutturuyorsun Osman Dayı. 5 Ertesi gün, Niğdelinin yaylısma kuruldular. Alİ sabadaki vazifesini Refik Tekine devretti. Beni j yor, hem Erdene götüreceği kucak kucak ba” düşünüyordu. Erden her mektubunda, servisi& * mizli telgrafla hep Güneri sorup duruyordu. Boşa Giden Son Fişek yüz Ahval bu şekli almca Dünbelek zade istiesle yel gördü. Eğer Erden beract kazanıp dönerse, Ve kuvvetli olacaktı. Hacıyı iftara çağri. Yen* wv sonra ayrı bir odaya çekildiler, Dünbelek mu mey, girizgüha lüzum görmeden doğrudan dl söze başladı: — Hacı “Efendi, artık zamanı geldi sanırım” yırlısiyle şü işi halledip bitiriverelim. öne Hacı davetin sebebini bildiği için cevaplari den hazırlamıştı. Şimdi hiç tereddüt etmedei: gi — Düinizin de fikri bu merkezde, dedi. yak il lümu Âliniz bir müddetten beridir nâmizaçtır. “pi zaç ne demek? Döşekte yatıp duruyor. Bir eksik a ği döşekten kaldırıp baggöz etmek kolay birşey “| sa gerek. mert - Şüphesiz şüphesiz. Maamafih mesele 9 amil beyi bulmayıversin. Bittabi onu bayramın haf d mi talik edebiliriz. Acizin maksadı şu ki lehülha elminne usul ve lenb: ger'isini şimdilik ifa eyler fiyeti mezküre, badelit miskilicra olur. (Arkası ver) pg

Bu sayıdan diğer sayfalar: