27 Kasım 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

27 Kasım 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Asri Hamam ve Fırın Gürün Belediye Reisi Fuat Orhanoğlu Sivas, (TAN) — Gürün kasabasm- da Belediye teşkilâtı 1284 yılında ya- pılmış olmasına rağmen varidatı ge- çen seneye kadar ancak 8 bin lirayı bulmuş, reis Fuat Orhan oğlu ile ar- kadaşlarının çalışmalarile de bu sene 10 bin liraya çıkarılmıştır. l Kasabada imar teşebbüsleri görülü yor. Çarşıderesi üzerine yeni bir köp- rü yapılmış, diğer köprüler tamir 0- İanmuş, bir hayli de yol açilmış ve kaldırımları döşenmiştir. Bu arada bilhassa elektrik fabrikasile kasaba a rasındaki altı kilömetrelik yolu say- mak lâzımdır. Güründe sudan istihsal edilen elek BUFALO BiL (MACERALAR KRALI) TÜRİKCE SÖZLÜ Güründe | TAN YARIN "en SARPA Y 21.10.937 GARİ G00PER JEAN ARTAUR Tarafından Sinemasında büyük macera filmlerinin en büyüğü en ihtiraslı ve en müthişi CUMHURIYET BAYRAMI İÇiN SENENİN BİRİCİK TÜRK FILMI GÜNESE DOĞRU (TURK REJİSORLERİ - TÜRK ARTISTLERİ - TURK MUSIKI USTATLARI VE TURK TEKNİSYENLERİ NIN YAPTIĞI AŞK - GUZELLİK - VATANSEVERLİK - MEYF.CAN ve SERGUZEŞT filmi Yarm matinelerden itibaren Beyoğlunda İPEK Sinemasmiz gg Güme matinelerinden itibaren izmir'de ELHAMRA siremasnda Büyük sinema yıldızı FLORELLE'in Bütün perestişkârları; Yarınki Perşembe sabahı Semplon ekspresile gelecek olan şen ve şuh FLO R E LL E i A İstikbaline p gideceklerdir. Perapalan de FLORELLE'in ikame tine iki apartıman tahsis edilmiştir. Bu Büyük ve dehakâr artislin temsilleri Yarın akşam: Tepebaşı G A R D E N inde başlıyacaktır. ELORELLE Aramızda yalnız 4 gün bulunacaktır. Gala temsilleri: 28 ye 31 Birinciteşrin SUVARE ve 29 ve 31 Birinciteşrin matine olarak: Tepebaşı GARDEN'inde verilecektir, Suvareler için sofralar hemen tükenmek üzeredir, İvi bir yer tedarik için Jütfen telefon ediniz. BU AKŞAM SUMER Sinemasında SESSUE HAYAKAWA PİERRE RİCHARD WİLLM MİCHİKO TANAKA ve Japonyanın en güzel GEİSHA'ları MAURİCE DEKOBRA'nin roma- undan iktibas edilen YOŞIVARA nuhteşem filminde aşkın esrar ve entrikelarmı gözleriniz önünde anlandıracaklardır. ilâveten: EKLER JURNAL Son Dünva havadisleri Eli A Ve, gem ROMEO JULYET'ten, LA DAM O KAMELYA'dan sonrt sinemâ dün- yasmm üçüncü şaheseri şerefine büyük gala gecesi | Leylâklar Açarken AŞK — GÜZELLİK — İHTİŞAM — ve MUSİKİ ŞAHESERİ, Baş rol- lerde: JEANNETTE MAKDONALD — NELSON EDDY — COHN BARRYMORE Numaralı koltukların evvelden aldırılması rica olunur. MELEK gişesi bugün sabahtan itiba ren açıktır. Telefon: 40868 ymm Gedikpaşa AZAK SINEMASI Çaişikapı maun | ,p Cumhuriyet Bayramı şerefine gg Bugün MİLLİ sinemada 2 büyük film birden i. TARZAN KAÇIYOR JOHNNY WEİSSMULLER — M. O'SULLİVAN L VOLGA ATEŞLER İÇİNDE Mustafa Sadıkoğlu'nun Mevlüdu Memleketimizin ticaret ve İktisat hayatında mühim mevkiler işgal eden ve müteaddit teşekkülleri idare et» mekte iken pek genç yaşmda vefat eden mâruf tüccar ve armatörleri- mizden Bay Mustafa Sadıkoğlumun temiz ruhuna itbaf edilmek üzere bu mazından sonra Yenicamide mevlüt okunacaktır. Bu vesile ile de merhu- re, hem küçüklere büyük bir film hazırlamıştır. ni ül atriyal atiye trikle yalnız çarşı ve mahalle arala- | rı tenvir edilmektedir. Evlerin de is- tifadesini temin etmek için çalışıl- « maktadır. Şimdi Gilrlinde asri bir hamam yaptırılıyor. Mezarlıkların tanzimi he zırlıkları başlamıştır. Yeniden üç cad- de açılacak, dere kenarı kısmen koru | haline getirilecek, bir kısmma da ev- ler yapılacaktır. Bir de temiz fırın in gası takarrür etmiştir. yi Çalınan Mikroskoplar | Sinemamız bu büyük filmi almak için hiçbir fedakârlıktan kaçmamıştır. Tren Korsanları emire. Bu sene Beyoğlunda hâsılat rekorunu kıran bu büyük filmin milyonlara mal olmuştur. Bu fırsatı kaçır - mamanızı tavsiye ederiz. lerin bu dini merasime iştirak eyle» melerini annesi ve kardeşleri rica el» mektedir. BARNES Ka VEFAT Şehrimizin maruf kumaş ticaret- banelerinden N, B, BROD ve mahdum larmın valdeleri Bayan VİKTORYA BROD, acıklı bir hastalıktan sonra dünkü gün, vefat etmiştir. Cenaze ALBERT PREJEAN — DANİ ELLE DARRİBUX © Ertuğrul Sadi Tek TİYATROSU (AKSARAY) da Bu gece saat 20,30 da KAYNANA Bugün matinelerden itibaren: Cumhuriyet Bayramı münasebetile Senenin en büyük programı, hem büylükle- | İ ” “ Gelecek hafta KITARALAR ÇALARKEN Tino Rossi ————— İistanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu Bu akşam saat 20,30da TEPEBAŞINDA Cumhuriyet Bayramı şerefine 'Matinelerden itibaren eseri, senenin en muazzam filmi İki sene kadar evvel Üniversite | mebatat ve hayvanat enstitüsünden çalman iki mikroskopla diğer aletler, zabıtanm ski arastırmalart netice - #inde, Zeki isminde birisinde bulun- Muş ve müsadere edilmiştir. Zeki, cekti Kendsini Osanki takip ediyordu. Bu elek trik ışıkları, yarın her şeyi haber verecek Amansız şahit gözlerine benziyorlardı. Lâkin Nüzhet Kapuzda tekmil korkularını teskin etmiş, kendisinin gelmemiş olmasına makul sebepler göstermişti: — Yolda on binde bir ihtimalle bizi birinin görebi- leceğini düşündüm. Halbuki bu adamlar için kocamın girketinde uşak dersen derhal inanılır ve bü gece gez mesini tefsir edecek bir yalan bulunabilir. Hem herif lerin ikisi de bana köpek gibi sadıktırlar.. Dedikleri gibi ser verir de sır vermezler. Kendilerine tamamen güvenebilirsin! Gece sabaha karşı ve güneşin doğacağma ait ilk haberciler camlarda bejirirken Mükerrem döndü. Nüzhet yine beraber değildi. Fakat dönüşte genç kadın artık iki muhafızmdan korkmamış, hattâ Nüz hetin beraber olmayışına içten İçe memnuniyet bile duymuştu. Nüzhetin dediği gibi görülecekse bunlarla beraber görülmek daha âz şüphe uyandırabilir, buna dair bir yalan uydurmak daha kolay olabilirdi. Bun- dan başka, herhangi bir taarruz karşısında kalmdı- ğı takdirde de Nüzhetin kendisini müdafaa ve muhar İaza için herhâlde bu adamlar kadar nefsini tehlike- ye atmıyacağını düşünmüyor değildi. Şerife yatağı bile girmeden bir köşeye kıvrılıp kalmış, öyle bek- lemişti. Ve uykusu pek hafif olduğu için genç kadı- nin cama indirdiği ilk fiskeyi duyarak hemen çıktı, kapıyı açtı. Ortalık henüz alaca karanlık oluyordu. Mükerrem bir kere yukarı çıkıp odasının kapısını İçinden sür- meleyince geniş bir nefes aldı. Soyunup yatağınm İçine girdiği zaman hazzinden gülümsüyordu. Hâl& HACI Baş rollerde 29 - 10 937 Cuma o Sinemasmda film sanayiinin en muhteşem 'Türk film YOSUN RAT Vatan ve istiklâl aşkının en büyük destanı Tolstoi'nin meşhur eserinden, İVAN MUJİKİN - LİL DAGOVER - BETTY AMAN türkce olara ktertip edilmiştir. yarı mestti. Sahih, bu işte bir güçlük olmamış, hiçbir aksilik çıkmamıştı. Haftalarca tereddüt ve korku i- cinde vakit geçirdiğine, Nüzhetin teklifini ilk günden Kabul etmediğine yandı. Yatağa girişinden bir iki dakika sonra ise derin bir uykuya dalmış bulunuyor» du. Kapuzda hiç uyumamış, omuzuna başımı koyarak uykuya dalan Nüzhetin sevgili yükünü taşıyarak o- nun sâkin ve bep muttarit nefeş alışlarmı bir mu- sikiyi dinler gibi dinlemişti. Bu, herhalde bir saatten fazla sürmüştü. Ve bu esnada, beraber geçirdikleri bu ilk gecenin çok kıymetli dakikalarını Nüzhetin böyle uykuya vermesi kendisini çok mahzun da et- memiş değildi... xxm Nüzhet bir teviye: “Hiç bir kadınla münasebetim bu kadar uzun sürmemişti.” diye düşünüyordu. Aşkı altı yıl kadar evvel ve ilkönce bir mutfak köşesinde, o zaman nisbeten mütevazi bir manzara arzeden €v- lerinin ahçılığını yapan kart bir muhacir karısından öğrenen çocuk, bu beş altı yıllık zaman içinde o ka- dar çok macera geçirmişti ki, yaşını başını almış ve bütün hayatında gönül ve sinir zevklerine epey 7a- man ayırmış bir erkek derecesinde denecek kadar görgü ve bilgi sahibi olmuştu. Ve biliyordu ki: “Hiç bir kadınla münesebetim bu kadar sürmemişti.” diye hayret uyandıran münasebetler artık yük halini ai miş ve Âdeta, bir zincire benzemiştir. Kapuzdn geçiri zen gecelerin de kendi evindeki buluşmalardan bir farkı kalmamıştı. Elinde olmadığı için geceleri daha erken gelemi- yen Mükerrem, ertik sabahları evine dönmek bilmi- yordu. Ve bir taraftan masum aşkın derinliğinden ve ebediliğinden bahseden ve bahsederken en hülyal bir genç kızın şairane edalarını alan bu kadın, diğer taraftan da bütün hayatlarını aylık, haftalık ve hat- tâ gecelik dostlarla geçirmiş en günahkâr mahlüklar kadar sevdanm et ve sinir tarafına düşkündü. Ve buna Nüzhet çok hiddetleniyordu. Çünkü çocuk her şeyden Zâyade ve yalnız kendini severdi. Mükerre- min ihtireslarma mağlüp olarak geçirdiği saatlerden sonra epey yorgun düştüğünü ve renginin #oluklu- ğunu farkettikçe hiddeti âdeta kine dönüyor, kine benziyordu. Mükerremle aralarında bir münasebet kalmadığı- na annesi inanmış görünüyor, yalanmı yüzüne vur- muyor, küçük düşmekten çekiniyordu. Fakat Kapuza yine o kadmla buluşmak için gittiğini, haftada hiç OPERET KISMI Bu akşam saat 20,30 da İNTİKAM MAÇI 3 perde 1 tablo | SİZE ÖYLE GELİYORSA | merasimi bugün öğleden sonra saat Türkçe 3 perde ikide Yüksekkaldırımda Aşkenazit Sözlü Fransız Tiyatrosunda sinagonunda icra edilecektir. , Bu ilânm davetiye makamına 18 lâkki edilmesi rica olunur. PT değilse bir geceyi onunla ge yordu. Ve Kapuzda geçmiş her gecenin sabahı Nüz- het eve döndükçe oğlunun ellerini tutuyor, yüzünü uzun üzün tetkik edip okşuyor: — Rengin çok soldu yavrum... Pek zayıfladım Niix hetçiğim.. Allah vere de hasta filân olmasydm! gibi sözler söylüyordu. Nuriye nazlı ve kıymetli oğlunun tatlı canmı ne ka dar sevdiğini bildiğinden onu bu kadından soğutmak için başka bir çare görmüyor, bir yol bulamıyordu. Fukat Nuriyenin bu telâşı biraz da fazla idi, Çün- kül Nüzhet te bu münasebetin yakında nihayet bul- masma artık karar vermişti. Imtihanlar biter bitmez annesile İstanbula giderek yazı orada geçirecekti. Ve giderken bu aşk rabıtasını, kalın zincirlere bensiyen bu rabrtayı koparmıya kati karar vermişti. Mükerre- min araksından İstanbula gelip orada da kendisine musallat olmasına imkân birakmıyacaktı. Fakat Ka- puzda geçirilen geceler de çoğalınca, o vakte kadar bekliyemiyeceğini anladı. Mükerremin sinsi ve miü- rayi ihtiraslarma öfkelenâ)ği kadar da o ihtirasları açığa vurmadan önce her sefer yaptığı kıskançlık sahnelerile çileden çıkıyordu. Ancak, bu sahneler ve bu roller esnasmda öteki üstüne yürüme, çılgın bir hiddetle sarsarak türlü tehditlerini haykırsa, gerip ve âdeta dişi bir hazle memnun olmesı mümkündü, Lâkin Mükerrem yorgun ve bitkin bir hüzün içinde gözlerini havaya kaldırıyor, başmı matemli matem Ji sallıyor, kollarını âciz ve biçare İki tarafına salt- vererek İncelen bir sesle mi mril söyleniyordu. Ve bu hal Nüzhetin müthiş surette sinirine dokunu- yordu. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: