January 15, 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

January 15, 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'TANm Çocuk İlâvesi N Vaktiyle bir “Yel »ni,, vardı. Yani rüzgârla dönen değirmen. Yıl lardan beri dönmetken bıkıp usan- — Dönmiyeceğim, dönmiyeceğim, Ne yapsalar artık dönmiyeceğim. Tepesinden bir bulut. geçiyordu. Bunu duydu, güldü: — Sen akılaızın birisin değirmen. Hiç seni kendi isteğine bırakırlar mu, be yapar yapar döndürürler. — Ne yapar yapar döndürürler mi? Yapsınlar da bir görelim. — Görlirsün. Bak beni kimse ken di keyfime bırakıyor mu Bulut bunu dedi, gecip gitti. De- ğirmen sözünde durdu. O sabah hiç dönmedi. Zavalir ihtiyar değirmenci 6 yaptı, ne ettiyse nafile, onun kanat larını yerinden oynatamadı. Ihtiyar dı. Beli bükülmüştü. Iyi yürekli bir adamdı. İyilik etmediği kimse yok- tu. Sade insanlara değil, hayvanlara da elinden geldiği kadar yardım eder di Kan ter içinde çalışıp çabalayıp bir gey yapamadığını gören tavşanlar 0- pa pek acıdılar. Biribirlerine: — Çocuklar, dediler, Ihtiyar de- Hirmenci bugün pek yorgun. Deği. menin inadı tutmuş, dönmüyor. Gelin, biz elbirliği ile ona yardım. edelim. Şu imatçı değirmen dönstin, İhtiyarın. Yüzü gülsün. Hepsi el çırptı. Yalnız biri: — iyi amma bunu nasl yapa. Am? Biz senki değirmenciden dahamı İkuyvetliyiz? Diye sordu. Bupa baş tavşan cevap verdi. — Değiliz arma o bir kişi, biz sa” yasını. — Peki, nasl olacak bu iş? —Çok kolay, Arka arkaya dizile- beğiz. Biribirimizin kuyruklarini tu- İacağız. En sanda kalan ayaklariyle tan geçiyorlardı. Küçük: — Ağabey, dedi, çabuk geçelim, Bu ormanda a değirmenin bir kanadına sarılacak. Bizim ne yaman kuştuğumuzu dünya bilir. Ondeki arkadaş koşunca arka- Gakiler de ister istemez ardından gi- decek. Değirmenin kanadı da yerin- den oynıyncak, Bir oynadı me iş ta- mem. Kanatlar biribirinden ayrıla. maz, hepsi birden dönmüye başlar. Tavşan başının bu dilgülncesi pek beğenildi. Bütün tavşanlar değirme- ne koşuştular, Önünde srralandılar. Yeldeğirmeni onları gördü, bir kahkaha attı: i — Hah, hah, hah?... Güleyim be- İri, şunlara bak, o kadarcık canlariy- 16 beni yerimden oynatacaklar, Aman ne akıl! Tavşanlar ona aldırmadılar. Yüz- leri pek elddiydi. Çünkü mühim bir iş görüyorlardı. Hepsi dizilince en arkadaki tavşan değirmenin bir ka. nadına sıkı sıkı sarıldı. Baş tavşan “Bir, iki, üç!,, derdemez hepsi bir- den yerlerinden fırladılar, Fakat bir Yanlışlık yapmışlardı. En öne koy- Bukları tavşan en tembelleriydi. Ö- bürleri kadar koşamazdı. Arkadaki- ler hizla yerlerinden fırlayınca onun üstüne düştüler. “Bir kargaşalıktır başladı. Değirmenin keyfini sormayın Ar tik, Bu sefer de kuşla çi değirmeni döndürmiye uğraşıyorlardı: Derken oradan geçen bir kus, gör. düklerini arkadaşlarına anlattı. — Hani bize kışm karlı havalar. da ekmek kırmtıst veren ihtiyar des Birmenci yok mu, işte o zavallı bu sabah pek yorgun, Değirmeni dön- mek istemiyor. Tavşanlar yardıma gitmişler amma birşey yapamamış lar, Boşuna bağırışıp. çığırışıyorlar. Geçerken gördüm. Değirmen de on- Yara gülüyordu. Kuşların bu haber pek yüreklerine dokundü.. İyilik edene iyilik etmeden durulur mu hiç. Hemen toplandılar Köcamân bir kafile oldular. Yine iç- lerinden biri, galiba bir serçe; — Ayi amma kuş arkadaşlar, de- NEZ, Salıncak Tek Diye mi küvvetliyiz Baş kuş; — Değiliz amma dedi, onlar uçar maz, biz uçâbilirir. Hep birden değir menin bir kanadına konarız. Kanat- aramızı çırpa, çırpa onu döndürürüz. Olur mu? Hepsi bir ağırdan cevap verdi: — Olur, — oyleyse durmayıp pyola çıka m, Çıktılar. Ve az sonra değirmene vardılar. Tavşanlar hâl orada: — Sen yaptın, ben yaptım, diye biribirleriyle kavga ediyorlardı. Gök te bulut gibi süzülen kuş yığını gö Tünce şaşırdılar, sustular, ağızları 2- çak durup baktılar. Onlar da gösteriş yapar gibi birkaç Kere değirmenin tepesinde düne döne uçtular, Son'n hep birden'en tepede ki kunadın üstüne kondülar. Kanat hiç tnmadı bile, İçinden kıskıs gül dü. Kuşlar hep birden kanat çırpmi- ya başladılar, Hani salıncakta kolan Vururlar. Onun gibi. Güya onlar da sü yaparız? Bin erik onlardan daba | böyle yapa yapa koca kanalı döndü receklerdi. Nerede? Işi beceremiye- ceklerini anlayınca ister istemez vaz; geçtiler. Birer birer uçup gittiler, Gi derken de şöyle cıvıldaşıyorlardı — Hızır değirmen, inatçı değir. men! Arkamızdan kah kah gülüyor. Gelin guna bir oyun edelim. Tavşan larla bisi yendi amma atlara da di- yeceği yok ya... Gittiler, köyün bütün atlarına ha- ber verdiler. Nafile! Değirmeni atlar döndüremiyorlardı: — Cesur atlar, siz bu kadar kuv- vetil olun da şü pis değirmen inat et- Sin, hiç olur mu? Gelin de onu ina- dından döndürün. Zavallı ihtiyarın keyfi gelsin. Bu sözlerden atların koltukları ka bardı, Çayırda otlamayı. bıraktılar. Kişniye kişniye biribirlerini çağırdı lar. Hep birlikte koşa koga değirme- pe geldiler, Tavşanlar artık kavgayı kesmişlerdi. Onları böyle dolu dizgin (Arkası 4 üncüde) Kertenkelenin en büyüğü ne kadar olur sanırsmız? Çok çok on, on begi Santimetre. Haydi diyelim yirmi. Şimdiye kadar gördüklerinize baka- rak bundan daha büyüğü var diye- #ıezsiniz ya, Halbuki vardır. Hem de (ne kadar daha büyüğü. Bunlara (Dev kertenkele) demek daha doğru Olur. Çünkü boyları bir buçuk metre İyi bulmaktadır. İste gu resmini gördüğünüz bilyük İ kertenkele Cenubi Amerikan sicak yerlerinde yaşıyan bir hayvandır. Büyüklüğüne bakıp ta onu saldırır sanmayınız. Insanlara hiç zararı do- kunmaz, Çok korkaktır. Insan gördü. mü hemen kaçar. Bunlardan bir cinsi | e siyah renki, sarr noktalı, Başları altın beneklerle süslü, Uzun kuyruk- ları, siyah, sarı halka balkadır. ge- zerlerkeni başlarını daim dimdik tu tarlar, Düileri çatal tıpkı bir ok gibi sivri Böcek, kurt, kurbağı, kuş yiyerek Yaşarlar, Yumurta İle balı da çok se Serlermiş, Bu kertenkelelerin etleri yendiği için avcılar peşlerinde dolaşır durur. TBu kuponun kesilerek bilme- ce hal kâğıtları le beraber gön. İİ mektaplar gelmemiş sayılır.) İTE BUNU BİLMİYORDUM ? Ses Veren Kaya Büyük boş bir odada, kırlarda fi- in şarkı söylerseniz ne olur çocuk- Jar? Siz bağırır bağırmaz sanki #24 ka biri de size cevap veriyormuş gi- 'bi sesiniz tekrar size döner, Yani ak- seder değil mi? Bu ses dönüşü bazan insanı ne kadar eğlendirir. “A... derseniz biri sanki “A... der, Bir gar, Kı tutturursumuz. İkinci bir ses te hemen sizin arkanızdan ayni garkıyı Amerikada “Arizona, da böyle 9€8 verep meşhur bir kayalık var. Bu Kayalıkta biri şarkr söyledi mi be ger kı bizim bildiğimiz gibi hemen akse- diverip geçmez. “Uzun uzun çınlar. Hem de bağıranm sesinden çak daha yüksek perdeden. Bunun için musiki sevenler, güzel Şarkı söyliyen artistler bu kayalara giderler. Şarkı söylerler. Çalgı ça: larlar. Kayalar bu sesleri büyütür, çoğaltır, uzatr ikinci bir defe sahip erine tekrarlar. Bu kayalık “ses veren kayalar, diye anılır. Resimde orada şarkı söy Byen birkaç artist görüyorsunuz! Bu gördüğünüz, rastgele bir akar su değildir. Odun dolu bir ırmaktır. Yüzünde Su yerine hep ağaç parça- ları görünür. Bunun için ona (odun ırmağı) demek dalın doğru olur. Bu ağaçları ormanlardan keserler. Irmağa atarlar, Su, onları kolayca taşr, Gittikleri yerde ezilip kâğıt ha muru olurlar. Bu hamurdan kâğıt İ | İğ) derilmesi Yânmdır. Kuponsuz | yapılır. di, tavşanların yapamadığını biz na kurtlar varmış diyorlar, — Yalan, Oyle geylere aldırına sen İki Akardeş Yolcuyu Kurtların keselim. 3 — Çabuk ağabey ge dallardan 4 — Kektikleri dalları uçlarını düler. tutuşturup kurtların Üstlerine yürü- 5 — Ateşten korkan hayvan sürü. 2 a ç — Otamobilimin kornesi bozuldu. Sana beş kuruş vereyim de gel kor- me lâzım oldukça boru çal, Filler, çok zaman akıllı, uslu ve gok diyüncelidirler. Fakat bazan de işte onların böyle müziplikleri tutar. doğru yanyana üç eğri değüek uza- nıyor. Aşağıya doğru da (yani sol ya mında) bir tanecik değnek yere ka- dar uzanıyor. Acaba ucu yere değen bu, tek değnek yukardaki üç tane, den hangisinin ucudur? Ne kadar dikkatli bakarsanız bakı RESİMLİ EĞLENCE: nz muhakkak enalttaki değneğin w- .cudur diyeceksiniz. Çünkü: Bu resim: gözü aldatır. Doğrusunu bulmak içini elinize bir cetvel alıp yukarıdaki Uç, çizgiyle aşağıdakini düz bir cizgi giz bi birleştrmye çalişmız. Göreceksniz ki ancak ortadaki değneğin uca yere Kadar uzanacaktır. Şu çizgili parçaları dediğim renkle- re boyaymız, Bakmız ne güzel bir sabah tablosu çikacak Kendini kurtaran çocukları bütün köyü imrendiren güzel hediyeler aldı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: