20 Ocak 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

20 Ocak 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——— 20-1-938 TAN Gündelik Gazete TAN'ın hedefi; Haberde, fikirde, her şeyde temiz, dürüst, samimi olmak, karlin gazetesi olmuya ,Gülışmaktır. ABONE BEDELİ Türkiye 1400 Kr, 1 Sene 750» Ay 40» 3Ay 0 » 150 » Ay m » Milletlerarası posta ittihadma dahil ol. meyan memleketler için 30, 16, 9, 3.5 lira dır, Abone bedeli peşindir: Adres değiş tirmek 25 kuruştur, Cevap için mektup Tara 10 kuruşluk pul ilâvesi lâztmdır, ———————— (seen MESELELERİ Yenicamiin Kemeri (Yazan: M. Zekeriya) Eminönünün açılması kararlaşınca ortaya yeni bir mesele çıktı; Yenica- miye merbut kemer ve mahfil yıkıl- malı ma, yıkılmamalı mı? Salâhiyettarlar bu işte tereddüde düşmüşler. Bir kısmı bu kemerin son- radan yapılıp kıymetsiz bir ek oldu- ğunu iddia ediyor, bazıları da bura- nın kiymetli çinilerle müzeyyen bu- lunduğunu söyliyerek © yıkılmaması | fikrini ileri sürüyorlarmış. Ben, mimar değilim. Hendeseden| de bir mühendis kadar anlamam. Fa- kat bü işten anlaması lâzımgelenler- den bazılarile konuştum. Bunların id- diasına göre bu kemer ve mahfil en minin bir nevi mesnedidir. Caminin inşa edildiği yer eski bir bataklıktır. Yapılacak binanın kaymaması için bu kemer inşa edlimiş ve bina bu ke- mere dayatılmıştır. Birkaç sene evvel Türkiyede mev- cut asarı atikanın resimlerini almak üzere buraya gelen bir Alman müte- | hassısı bu kemerin mimarlık ve mü- hendislik bakımından büyük bir bu- Muş olduğunu söylemiş. Bu zat, keme. rin içiçe üç kemerden mürekkep oldu Kunu, büyük bir hendesi hüner teşkil ettiğini iddia etmiş.Kaldı ki, mahfilde | idden misline nadir tesadüf olu- nur kiymetli çiniler ve camlar bu- Ecnebi 2800 Kr, 1500 » lunduğu muhakkaktır. Bu sebeple | Yenice: ri me; di- güüys vaz iş LERLE iğ miri güç bir hataya düşmekten sa- kınalım ve karar vermeden evvel bu İşte söz sahibi sayılan mütehassısla- rın fikirlerini dinliyelim. iy e 500 Milyar Lira Dünyada rakama meraklı İnsan- lar pek çoktur. Bu meraka kapılan- lar bazan hakikaten insanı şaşırta- <ak rakamlarla önümüze çıkarlar. Bu rakam meraklılarından biri de Amerikanın omeşhur simalarından Kolombiya üniversitesi doktoru Nico- la Muray Butler, Cihan Harbinin in- sanlığa kaça mal olduğunu hesap et- miş ve şu rakamı bulmuş: 500 mil yar lira, Bu paranın ne demek olduğunu | anlatmak için şa mukayeseyi yapı- | yor: Bu para İle Amerika, Kanada, Fransa, Belçika, Rusya,Almanya ve Avusturyada her aile için 5 döntim- Mik arazi, her biri 3000 lira kıy- metinde bir ev ve 1500 lira kıyme- Istanbul “Nasıl . Imar Edilecek? NM malâmat, İstanbul şehrinin yeni plâna gö“ SARAP İİ ebircilik mütehassısı Prost'un ha- 9 zırladığı ve İstanbul ile Beyoğ- lu yakalarma ait olan avanproje ve ma- ketler Ankarada alâkadar makamlar tarafından inceden inceye tetkik edil- miye başlanmıştır. Önümüzdeki Hazi- randan itibaren bu projeler kısım kı- sım tatbik mevkiine konulacak, bu su- retle İstanbulun çehresi hemen hemen tamamile değişmiş olacaktır. psa yakasmda yapılacak yenilikler arasmda bilhassa şu noktalar mevcut. tur: Eminönü meydanı açılacak, Yenicami dört tarafı meydan halinde bütün heybetile ortaya çıkarılacak, yeni meydanm sağ cihetinden ve Yenicamiin tam yanından 20 metrelik geniş bir yol açılacak, bu yol müstakim bir hat üzerinden Kumkapıya doğru uzanacak, diğer bir yol 30 metre genişliğinde olarak eamlin #ol yanından şimdiki Sirkeci tramvay yolunu takip suretile Sultanahmede kadar gidecektir, Yine Eminönünden Üçüncü bir yol sahili takip suretile Sarayburnuna kadar uzıyacaktır. Bu yolun beş metre gerisinde birer katlı antrepolar yapılacak ve antrepoların üzerinden beton bir yol uzanacaktır. arayburnundan itibaren şimdiki park, parkm yanındaki askeri binalar, Gülha. ne hastanesi, Ishak Paşa, yanan Adliye Sarayı yeri, Kücük-Avasofya, Ahırkapı semtlerini ihti. Va eden gayet geniş kısım arkeolojik mıntaka olacak, “burada. yalnız müzeler, parklar Sulta. Dahmet camii ve diğer fbideler bulunacaktır. Yalnız bu meydanın cephesinde şimdiki tapu, hapisane binalarının olduğu yerde İstanbulun resmi daireleri sıralanacak, ve şimdiki Ticaret mektebinin bulunduğu yere 140 metre yilksekli. Binde bir İnkilâp âbidesi yapılıcak, Sultanah. mette Bizanslılardan kalan #itunlarla Alman geşmesi biraz daha yukarıya kaldırılacak, bu meydandan denize kadar inen kısım tarhı ve tan xim olunacak, Sultanahmet cami'nden Akbiyik semtile Ahırkapıya kadar denize uzanan kisim. da anfiteatr şeklinde ktçlik sayfiye tarzı bina. lar bulmnacaktır, Sultanahmetten Beyazıda uza nan cadde genişletilecek bu caddenin deniz ta- Taft anfiteatr şekline konulacak ve binalar bu anfinin Üstünde sıralanacaktır. ni hususi surette aldığımız bu ; re alacağı müstakbel vaziyeti toplu bir $ ; halde anlatmaktadır. ( ra İstanbulun yeni imar plânından bir parça Dpi meydanlara gelince; Sirkeci meyda. ni da açılacak, düzeltilecek, burası Çek. mece - Sirkeci banliyösünün merkezi halinde bırakılacak, bütün büyük camilerin etrafları geniş birer mey'dan halinde açılacak, bunların her taraftan görülebilmesine engel olan Binalar kaldırılacak, bütün caddeler 30, 20, 10 metre ol. mak üzere ehemmiyeline göre İlç şekilde geniş- letilecek, Kapalıçarşı muhafaza edilecek, Beya- git “ilim sitesi,, ve Silloymaniye “Sinan sitesi, hakne getirilecek, her iki semtte taşıyacakları ismin icap ettirdiği bütün tesisat ve yenilikler Yücuda getirilecektir. * Şehir içindeki mezarirklar tamantile kaldırı. lacak, âsariatikadan olan tarihi bina, medrese ve tiirbeler restore esaslara göre tamir olunarak muhafaza edilecek,Prminönt-Byüp yolu açılacak Eyüp mezarlıklarmın olduğu yerde amele mahal leleri kurulacak, Bahariyede Silâhtarağa ve Ka- raağaç müesseseleri eçkânma mahsus oturma yerleri yapılncak, Gazi Köprüsünden Eyübe ka. darki kısım sanayi mmtakasma, bu köprüden Karaköy köprüsüne kadarki kısım ise İstanbu. lun dahili iştihlâk işlerine ait maddelerin toptan muhafaza ve alışverişine tahsis olunacaktır. Buraya bir rıhtım yapılacak, rrhtım üzerinde soğuk hava depoları tesis edilecek ve asri tesi. sat vücuda getirilecek, belediye her türlü mad. delere sit hal binalarmı bu iki köprü arasındaki mıntakaya sıralıyacaktır. Yalnız Ayvansaray - dan Marmaraya şimdi yapılmakta olan geniş yol, bir ana yol halinde muhafaza edilecektir. Yenikapıda ihracat limanı tesisâtı yapılacak, Gazi bulvarı tamamlanâcak Beyazıt - Aksaray ve Beyazıt - Fatih yolları genişletilecek, Gazi bulvarı ayni genişlikle Gezi köprüsünün Unks - panı tarafına kadar indirilecek ve büyük köp. rünün başında yapılacak geniş, muntazam bir meydanda nihayet bulacaktır. Bet yakasına gelince, Mecidiyeköyü bir sayfiye yeri olacak, Gazi köprüsünün. Azapkapı cihetinde geniş bir meydan açılacak, bu meydandan havuzların yanmdan şimdiki as kerlik şubesinin önünden Tozkoparana ve ora. dan Taksime kadar uzanan otuz metrelik bir yol açacak, tramvaydan gayri İstanbula inecek bütün nakil vaartaları yalnız bu yolu takip ede. ceklerdir, Azapkapı . Karaköy yolu genişletilecek, Bo . ğaz tramvayları Karaköy köprüsünü geçmiye - rek Azapkâpıya kadar gidecekle, Karaköyde geniş bir meydan yapılacak, bu meydandan Azapkapısına gidecek tramvay yo. lundan başka şimdiki Fermeneciler yolu da ge. nişletiledek, Iki köprü arası küçük deniz sanayi. ine tahsis edilecek, burası asri şekilde ıslah olu. nacaktır. Karaköy meydanmın sağ cihetinde biri Gala ta rıhtım boyu, diğeri 20 metreye çıkarılacak o. lan Kara Mustafapaşa yolu, üçüncüsü otuz met. re açılacak olan Necati Bey caddesi olmak üze. re Boğaza doğru üç yol gidecektir. Karuköyden Kemeraltı Kumbaracı yokuşu tarikile Yüksek. kaldırıma müvazi olmak üzere 30 metrelik yeni bir yol açılacak, Beyoğluna inen ve çıkan tram- vaylar yalnız bu yolu (akip edecektir. Bu yol TL nelin Beyoğlu tarafında açılacak geniş bir mey. danda nihayet bulacaktır. u meydan için Tünelin karşı tarafındaki binalar istimlâk edilecek, Şişli, Harbiye, Maçka ve Kurtuluştan gelen tramvaylar Tozko.. parandan Tepebaşı bahçesinin yanından Asmalı mesçitten bu meydana çıkarak aşağı inecekler, aşağıdan gelenler ise bu meydandan şimdiki istiklâl caddesini takiben Galatasaraya çıkacak. lardır, Galatasaray lisesinin karşısındaki köşe, yani dörtyol ağzı genişletilecek, Şişhane, Voy- voda, Tepebaşı caddelerinde mevzii düzeltmeler yapılacak, Taksim meydanı buradaki âbidenin gerefle mütenasip bir hale sokulacak, Taksim de bir taraftan Sürpagop mezarlığı, diğer taraf tan stadyomun bir kısmından itibaren Dolma. bahçede denize kadar uzanacak kısımda asri bir Lunapark kurulacak, bunun yanında daimi ser. $i binası yapılacak, Sürpagop ile civarı ve Har. biye okulunun yan tarafları sayfiye yeri haline getirilecek köprüden Boğaza giden yol 25 metre olarak açılacaktır. Beşiktaşta Barbaros türbesi... Din etrafı açılarak meydan yapılacak, bu meyi danm bir tarafında, Eminönü ve Galatada ol. duğu gibi nakil vasıtaları parkı açılacak, Beyoğ. lu yakasmda mevcut tarihi binalarda restöre esaslara göre tamir edilerek etrafları açılacak, muhafaza olunacaktır. Avrupa ve Anadolu trenlerinin birleştirilmesi ve güzergâhı meselesi hakkında hükümetçe kati karar verilecekse de trenin Yenikapıdan itiba. ren Silâhtarağa, Şişli sırtlarından Rumelihisarı. na indirilerek Hisardan karşıya yapılacak bir köprüden geçirtilip Haydarpaşa trenlerile birleş tirilmesi şıkınm tercih olunması muhtemeldi; Mithat Paşa Nasıl Boğdurulmuştu ? M ithat Paşa nasıl bo- guldu? ç Okuyucularım, — birçokları KAPA A $ Anlatan: Kemal Emin Bora Bir yüzbaşı geldi. Aldığı emir mu- cibince bunların odalarını ayırdı. Mahmut Paşayı yanındaki odaya Mitat Paşa, eski odasında kaldı, | gibi benim de tarihten bir par- ça alarak romancı sanatile sayfalar dolduran bir tefrika yazacağımı o zannetmesinler, Tesadüfün bana öğrettiği bir hakikatin gizli kalmaması için onu basın meydana atıyo- rum, işte o kadar. Bundan tahminen kırk sene ev. vel Yemende idim. Bilmem hangi şeytan dünyanın unutulmuş bu kö- şesindeki biçareleri hayatla biraz alâkalandırmak için başta kanunt Hacı Arif olmak üzere bazı musiki erbabını oraya fırlatmış, bize, haf- tanın bir iki gecesini hoşça geçi ren bir musiki âlemi icat etmişti. Bu nefis sanatin güya ayrılmaz bir arkadaşı imiş gibi daima yanı- başında bulunan alkol şişelerini ek- seriya kapı dışarısında bırakmak İ- çin gösterdiğimiz gayrete rağmen bazan girecek bir delik bulur ve 80 kulurdu. Yine böyle dumanlı gece- lerden birinde saat epeyce ilerle- miş, dillerde serbesti, tavırlarda lâ übalilik başlamıştı ki, mensup ol duğum alaydan Yüzbaşı Memiş A- ğa yanıma sokularak samimi bir e- da ile teveccüh göstermiye başla- dı. Ben bu adamdan katiyen hoş- tinde mobilye eşyası temin edilebi- lirdi. Ayrıca bu memleketlerde nü fusu 20 binden fazla her şehir için birer kütüpane ve birer üniversite Yapmak mümkün olurdu. Bütün bunlar yapıldıktan sonra artan'para ile Belçika ve Fransa Bin bütün arazisi satın âlınabilirdi. Rakamların belâgati meşhurdur. Fakat bu kadar beliğine az tesadüf olunur. . İspanyada İspanyada Tervel'in hüktmetçiler alından zaptındanberi hava değiş. İ ti. Asiler arasında mevcut ihtliâflar | daha ziyade keskinleşmiye başladı. j Alman ve İtalyan kuvvetleri ile yer- li İspanyollar arasındaki ihtilâf arttı | ve France, dünyadaki itibarını kay- | betmek tehlikesine düştü, (, Şimdi Franco, bu tehlikeyi atlat- | Mak için yeni bir taarruza teşebbüs #miş bulunuyor. Fakat Franco saf- | arındaki haleti ruhiyeyi bilenler bu Marruzun muvaffakıyetle neticelen- Mesine pek ihtimal vermiyorlar. Teruel, İspanyadaki dahili harbin Şİ dönüm noktası olmuştur ve bun- sonra İspanya harbi Avrupada Yeni değişmelere yol acacaktır. ; : ç lanamamıştım. Onun bir katil, Mi- tat Paşayı boğanlardan biri olduğu nu ötekinden berikinden işitmiş- tim, Ikolün buğusu içinde ben bü duygumu — saklıyamadım. Memiş ağa beni bir köşeye çeke rek “öyle ise dinle,, dedi ve bu &- cıklı hikâyeyi şöylece nakletti: “— Ben Taifte mülâzim iken Mi- tat Paşa ile Damat Mahmut Paşs- yı İstanbuldan getirdiler ve Taif kalesine hapsettiler, beni de mu- hafazalarına memur ettiler, Bu iki bllyük adem o köhne kale nin bir odasında hiç akıllarına gel miyen bir vaziyette yaşıyorlardı. Guz sandığı tahtasından yapılma bir masa, yine o cinsten ili iskem- le, birer sedir üzerine serilmiş, al- ta ot, üstü İki parmak pamuk ya - taklarının üstünde ömürlerinin son . günlerini sürüklüyorlardı. İnsanlar hiçbir zaman ümitten kurtulmuyorlar. Bu sefil yaşayışın İçinde o karanlık istikbalde yine bir ışık, ne kadar uzak, ne derece sö- nük olursa olsun bir aydınlık görü- yorlardı. Mitat Paşa bir şey söyle- mezdi, Fakat Mahmut Paşa, her sabah uyanışında Abdülhamidin vefatını duyacakmıs gibi âcele a- TT cele sorardı. Beşinci Muradın tek- rar tahta çıkmasında parlak ati- ler görür, o mesut günü beklerdi. Mahmut Paşanın bu hayallerine mukabil Mitat Paşanın dudâkların- da aci bir tebessümden başka bir şey görülmezdi. Belki onda da bir ümit vardı, lâkin hiç izhar etmez, mukadderata tamamen boyun eğ miş gibi dururdu. Mahmut Paşanın her fikri, her düşüncesi onda (cebin, alçak) der Gİbi bir bakış uyandırırdı, H iç unutmam... Bir gün Mah. mut Paşa yatağında uyu - yordu. Mitat Paşa birkaç dakika, onu tetkik ediyormuş gibi baktık- tan sonra, bana döndü de dedi ki: “— Memiş, şu adamı görüyor mu- sün? İnsanlar içinde bundan daha aşağı bir mahlüka tesadüf etmek mümkün değildir. Bir gün gelirse bu Hakikati tanıdıklarına söyler - sin.,, © Mahmut Paşanın mütemadi şi- kâyetleri, küfürleri karşısında Mi- tat Paşa, kendini tamamen #ofulu- ğa vermişti. Namazını muntaza - man kılar, boş vakitlerini Kuran o- kumakla geçirirdi. Günler, aylar böylece akıp gi- derken birdenbire bir hâdise oldu. naklettiler, Ben bundan bir şey anlamamış- tım. Fakat Mitat Paşanın çok şey anladığı, bu vakayı takip eden iki gün esnasında söylediği imalı söz- lerden anlaşılıyordu. Ben o imala- rın da bir zaman sonra ancak far- kına varabildim, u oda ayrılımından iki gün sonra bir sabah Binbaşı Be kir Bey (bilâhare ferik olmuş, Ye- menden hasta olarak Beyruta ge tirilmiş, ora askeri hastanesinde. | ölmüştür.) Yanında iki çavuş ile geldi. O çavuşlardan birisi, dör - düncü taburdaki yüzbaşı Arap Ali Ağa idi. (Simsiyah bir yüzbaşı olan Ali Ağa Haşitlilerle yapılan bir mu harebede Arapların eline düştü, kafasını kestiler ve tandırda pişir diler.) AH Ağanın elinde bir ip var- dı. Bekir Bey bana Mitat Paşanın odasını açmamı emretti. Ben hâlâ işin farkında değildim, Odadan içe- ri girilince henüz kendisine bir şey söylenmiyen Mitat Paşa, hazırla - nan mukadderatını zaten biliyor - muş gibi Binbaşı Bekir Beye: “Mü- saade ediniz, iki rekât namaz kıla- yım.,, dedikten sonra ibrik ile sec- cadeyi istedi. Suyunu döktüm. Ab- (Arkası « incide) Hırçın WA KOŞE Şehidoğlu İsak Eskinazi Bana Bir Mektup Gönderdi. (Yazan: Aka Gündüz) Bay İsak eski bir Musevi va- tandaşımdır. Sanıyorum ki bir deli kanlıdır. Baba tarafından da silâh ve savaş arkadaşım olduğunu öğrendim. Bu; ırı beyaz, kalbi beyaz, dü- şüncesi beyaz vatandaşım bana bir mektup gönderdi. Ben tahta - adam olmadığım için ömrüm daima hareket ve heyecan İ- çnide geçmiştir, ve ölümümde bile canlı adam olarak tabutuma uzanaca- gum. Bu mektup, görüş zaviyesi geniş, anlayışı berrak bir gencin coşkunlu- Kunu - musiki âhenginde - ifade edi- yor. Aferin sana İsak Eskinazi! Bana heyecanlarımın en tatlısından beş ta- ne mesut dakika yaşattın. Mektubunu olduğu gibi şuraya ge İçiriyorum : Sayın Bay, Tan gazetesinin 10/1/938 tarihli ve 970 No. hı sayısında Hırçın Köşe sü- tunundaki makalenizde “Cemaat İle- ri gelenlerinin ifadelerine bakılırsa Avrupa görmüş birtakım gençleçin aralarında (inat için türkçe konuşmu- yanlar cemiyeti) diye bir cemiyet kurduklarını yoziyorsunuz, ve (bu- na inanmak'çok zor) diyorsunuz. İnanmak değil, aklına bile getirme; çünkü asıl Avrupa görmüş gençlerin ekserisi şehrimizdedir. Ve şehrimiz- de ancak iki tane Musevi cemiyeti vardır. Bu klüplerin birinde ben aza- yım ve öbüründe ise böyle bir cemi- yetin mevcut olmadığını pek iyi bili- rim. Bizim klübümüze gelince; biz klüp üyelerinden, on kişiden mürekkep bir grup bir (Gürkçe gösterit kolu) vücude getirdik. Bunu da sırf soy- daşlarımıza türkçeyi konuşturmak kaygesile yaptık. Ben; Şeref meydanında şehit düşen Musevi bir askerin evlâdı yım. Babam şehit düştüğü za» man ben ancak altı ayıma bas- mıştım. Ve şimdi askeri vazife- mi yapmak için bir, bir buçuk sene gibi bir şey kalmıştır. ı Bununla demek istiyorum ki be- nim gibi, babaları şeref meydanında şehit düşen birçok arkadaşlarım var. Ve obabalarımızdan bahsederken; bü vatan için kanlarını akıtarak biz- lere bahşettikleri şereften iftihar du- yarız.Bizim de içimizde kaynıyan aşk, bu vatanın aşkıdır; ve bu vatanın öz dili olan türkçeyi konuşmak ve ko- nuşturmak için daima çalışırız. Zan- nedersem benim gibi (ocnebi lisan ko- nuşan bir takım züppeler hariç) bir çok gençler vardır. Klübümüzde ilk temsilimizi verirken, açılış töreninde hazır bulunanlara birkaç söz söyle- mek vazifesi bana düştü. Ben de bu fırsatı kaçırmadım, söyliye bildiğim en ateşli sözleri söyledim. Bir fikir edinmeniz için, içimde kaynıyan aşkın ateşile ilk defa olarak söylediğim sözlerin birkaç tanesini yazayım. “Eroğimiz ana lisanımız olan türk- çeyi yaymaktır, sözleri ile başlıya- rak: Aziz soydaşlarım! dedim, tram- vayda, vapurda, tünelde, yolda, veya herhangi umumi bir yerde türkçe ko- nuşurken hem yanınızda bulunan va- tandaşlarınıza, hem de saadet ve re- fah içinde * yaşadığımız Cümhuriyet rejimini bizlere bağışlamak için kan- larını akıtmakta bir dakika bile te- reddüt etmiyen yüce Mehmetçikleri- mizin ruhlarına, ve şanlı bayrağımıza hürmet etmiş olursunuz. (Bu son keli- meyi arkamda bulunan dekorların ka panması için koyduğumuz bayrakları işaret ederek söyledim.) Tahsilim çok yüksek olmadığı için (Zaten öksüz olan birinin yüksek tah- sili olamaz, çünkü genç yaştan beri hayatını kazanmıya mecburdur) söz. lerimde veya yazımda bir yanlışlık yaptıysam hoş görmenizi diler, derin saygılarımı sunarım. İsak Eskinazi Not: Bir şehit oğlu İsak Eskinazi. nin bu mektubunu okudum, birde bana İşiten, gören müstear imzasile fransızca külür mektubu gönderen «Lütfen sayfayı çeviriniz)

Bu sayıdan diğer sayfalar: