5 Şubat 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

5 Şubat 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SPOR Yugoslav Takımı Geldi İlk Müsabaka Bugün Pera İle İlk oyununu bugün göreceğimiz Yugoslav takımı yarın da Galatasa- raya karşı çıkacaktır. Bu ecnebi ta- kımın tehlikeli oyuncularını, müda- faa ve hücum tarzlarını bugünkü 0- yunda tetkik edebileceğiz. Bugün yapılacak olan Pera maçın dan edineceğimiz kanaatlerle Gala- tasaray takımının ne şekilde bir kad- ro ile misafirlerimiz önüne çıkması icap edeceğini Pera - Yugoslav ma- çının tafsilâtından sonra bildireceğiz. Fakat muhakkak olan bir şey var- #a, yani şimdiden söylenebilecek bir fikir olarak şunu hatırlatmalıyız: Oldukça vücutlu olan Yugoslav ta- kımma karşı Galatasarayın musvin hattının zayif kalacağı muhakkak- tar Hücum hattının dahcılığını ve de- rinlemesine oynayış tarzım durak- laştığı muhakkak olan sağ için de zannederiz ki, bu karşılaşmada yeri değiştirilmelidir. Dün saat 10,30 da konvansiyonel ile şehrimize gelen Yugoslavya klü büne, bu seyahatte, Afyon inhisarın da Yugoslav delegesi olarak ş:hrimi- de uzun zaman bulunan B. Miahilo- vie riyaset etmektedir. Gelen sporcular 15 futboleü 2 ida- röci olmak üzere 17 kişilik bir kafile halindedir. Haftanın 'Ma ları Bugün Beşktaş Yapılacak Sol açık Dobrivoy kapı B takımları karşılaşacaklar. dır. Yarm da Beşiktaş stadında Beyler beyi - Galata gençler, Fener Yılmaz . Altınordu, Kasımpaşa . Beylerbeyi, Hilâl . Boğaziçi takımları, Fenerbah çe stadndada Anadolu . Ortaköy, Kara. | Fenerbahçe . Anadoluhisar takımla. gümrük . Davutpaşa, Vefa . Top-İrı çarpışacaklardır. Yeni Japon Taarruzu Başlarken (Başt 1 incide) Bir Çin fırkası Pengpü civarında tamamile ihata edilmiştir. Bu fırka mahvolmaktan kurtulmak Yçin Yapon çemberini yarmıya uğraşmış ve kuv- vel külliyesini Pengpu'dan çekerek Kuchende tahassün ettirmiştir. Şanghayda bu sabah Amerikaya ait olan Evening gazetesi binasına bir bomba atılmıştır. Bomba patlamış, bütün camları kırmış hölün dıvarlarının bir kısını- mı tahrip etmiştir. Kimseye bir şey ol mamıştır Mütearriz kacmıstır. Japon Mecli.inde Japon mebusan meclisinde bir su- &le cevap veren Harbiye Nazırı, Çin- Japon ihtilâfının başındanberi ordu- dan zabit ve nefer olarak 20 bin kişi öldüğünü ve muamafih bu rakamın asgari bir tahminden ibaret bulundu- ğunu söylemiştir. Çin ve Japonya arasında bir mukayese Paris, 4 (A.A) — Büyük Okyanus meselesi hakkında bir konferans ve- ren meşhur iktısatçılardan Luclen Renich Çinin ve Japonyanın başlıca vasıflarını tarif ederek demiştir ki; “— Dört yüz elli milyon nü- fusu ile muazzam iktisadi bir kütle olan Çin, felsefe ve an'anesi dolayısile şimdiki ilmin haricinde kendi arzusile yaşamakta ve asırlar- danberi her türlü inkılâba mukave- met etmektedir. Bilâkis taşkın. ihti- raslı bir faaliyet ve yorulmak bilmi- yen bir tecessüs ve hararetli bir ta- assupla çalışan Japonya ise adaların- da hiçbir iptidai madde mevcut ol- madığı halde bir garabet eseri olarak dünyada üçüncü derecede bir sanayi imparatorluğu haline gelmiştir. Bu memleketlerden bangisi diğeri- ni parçalıyacak? Çin terakki etmiş ol saydı Japonya mevcut olmıyacaktı, Fakat Çin başka bir oyun oynamak- ta ve (su daima ateşe #alebe calar) diyen feylesofun bu sözünü tatbik e- derek yutucu kudretine güvenmek- tedir." KANADA: Silâhlanma İçin Tahsisat Kondu Ottova, 4 (A.A.) — Kanada hükö- meti milli müdafaası için 34 milyon dolarlık tahsisat kabul etmiştir. Ka- BAŞMAKALEDEN MABAT Neme Lâzım Zihniyeti ve » (Başı 1 incide) rekete geçmek, yalnız içtimai bir va- zifeyi yerine getirmek değildir. Ayni zamanda kendi mesleklerini ve fer- den kendi" geçinme imkânlarını Ko- umak demektir. skiden kalma itiyatlar dolayı- E sivle bazı vatandaşlık vazife- lerinde babayanilik o derecedir ki Istânbul şehrinde yalancı şahitliğin bazı nevileri bir meslek diye yaşıya- biliyor. Modern bir Evliya Çelebi çi- kp ta İstanbuldaki meslekleri kay- detse yalancı şahitliği de bir meslek diye saymıya mecbur olacaktır. Sırf bu yüzden geçinen adamlar vardır. Hattâ yalancı şahitliğin bazı nevileri ni iş sahibi de, memur da kırtasi u- sullere karşı zararsız bir kolaylık di- ye karşılar. Meselâ kadastro daireles rinin koridorlarında ücretli şahitler emre müheyya beklerler. Ücretleri muayyendir.. Hiç pazarlık edilmez. Memurlar bu şahitleri tanırlar. Ba- zan bir iş sahibini: «Şahitlerinizden biri sabıkalıdır, bir diğerini bulu- nuz.» diye nezaketle ikaz da ederler. Kanunun meselâ bir muamelede şa- hide lüzum göstermesi, bir hakikati; bilen, anlıyan vatandaşların yardı- miyle aydmlatmak içindir. Hiçbir şey bilmiyen bir adam, ücret muka- bilinde şahit diye kullanılırsa haki- kat aydınlatılmış olmaz, aksine ola- rak karanlığa sevkedilir ve kanunun hakiki icabı boğulmuş olur. Işte bu yalancı şahit mesleği de sırf vatandaşların nemelizim zihni- yetinde olmasından ve umumi vatan- #aşlık terbiyemizde noksanlar bu- Tunmasından dolayı yaşayıp gidiyor. Cümhuriyet Müddeiumumiliği bu sahaya el uzattığına göre, öyle ümit ederiz ki, tam bir temizlik yapa- cak, kanunların hükmünü ve mâna- sım hükümsüz bırakmak maksadile iş gören gerir unsurlara Cümhuri, yet Adliyesi karşısında kendilerine varlık hakkı ve imkânı olmadığını fiilen ispat etmiye muvaffak olacak. tır, Ahmet Emin YALMAN ————————— nada, büyük Okyanus sahillerinin müdafaası için İngiltereden 75 tahe yeni tayyare ile 2 muhrip satın ala- Şe EŞ Hitler a a Başında (Başı 1 incide) de bir grup, Alman ırkının safiyetini ihlâl edecek Yahudilere idam ceza- sı verilmesini istiyor, diğer bir grup bu hareketin aleyhinde bulunuyor. Anlaşılan Mareşal Blumberg de a - leyhtarlar grupunu takviye ediyordu. Rayiştağın 20 şubat pazar günü toplandığı sırada vaziyetin tavaz- zuhu bekleniyor. Von Blumberg, Mareşal Hindenbur gun ölümünden birkaç saat sonra or- İduya B. Hitler için sadakat yemini İ ettirmişti. Ve B. Hitlere sıkı bir suret te merbut bulunmakta idi. Böyle bir şahsiyetin istifası pek tabii olarak rejim içinde ciddi bir buhran işareti olarak tefsir edilmektedir. Hitlerin emirnameleri Berlin, 5 (A.A) — Führer aşağı- daki emirnameyi neşretmiştir: Ordunun başına bizzat ben geçiyo- rum. Harbiye Neazretindeki askeri büro, askeri genel kurmay mahiyeti- le, doğrutlan doğruya benim emrim altına konulmuştur. Başkumandanlık genel kurmay riyasetine, Alman dev | let nazım ve ordu başkumandanlık daire şefi sıfatile, ordu dairesi reisi geçecektir. Başkumandanlık daire şe fi. benim namıma Harbiye Nazırı va zifesini görecektir. Başkumandanlı- ğın vazifesi, benim emrim sltında her sahada milli müdafaayı organize etmektir. Berlin, 4 (A,A.) — Führer, asağı- daki ikinci emirnameyi neşret- miştir. Harici siyaset işlerinde mü- şavere için,, kabinemde bir hususi “gizli - komite - konsey” ihdas edi- yorum. Bu konsey reisliğine Alman devlet bakanı B. Von Neurath tayin edildi. Konsey azalıklarına da Hari- ciye Nazırı B. Von Ribbentropu. Prus ya Başvekili ve Hava Nazırı Mareşal Göringi. Alman * devlet bakanı Dr. Hess'i. propaganda nazırı Dr. Jozef Göbbelsi, devlet bakan: ve Başvekâ- let dairesi şefi Dr. Hans Lammersi. ordudan General Von Braucbitehz. Bahriye Başkumandanı Amiral Rae- deri ve Başkumandanlık dairesi şefi Geners! Keiteli tayin eyledim.. Orduda yeni tayinler Berlin, 4 (A.A) — B. Hitler, ordu ilama ri Gopamal, Keiteli Ordu Baskıumandanlık daire şefliğine tayin etmiştir. Askeri hava kuvvetle- ri şefi General Göring Maereşallığa terfi etmiştir. General Von Brav- chitsehz. General Von Fritchin yeri- ne kara ordusu şefliğine tayin edil- miştir. Mareşal Von Blomberg ve General Von Fritseh. sıhhi sebeplerden dolayı istifa etmiş telâkki olunmaktadır. Reichstag, 20 Şubatta Berlinde iç- timaa çağırılacaktır. B. Hitler ayni zamanda Roma Bü- yük Elçisi Von Hasseli Tokyo Büyük Elçisi B. Von Diereseni ve Viyana Bü yük Elçisi B. Von Papeni geri çağır- mış ve nezaret emrine vermiştir. Üç mektup Berlin, 4 — B. Hitler, Mareşal Biumberge, eski Hariciye Nazırı Von Neurath ve General Frice ayrı ayrı mektuplar göndererek hizmetlerini takdir etmiştir. İtalyada Faşist Fırkasında da İhtilâf Paris, 4 (Radyo) — İtalyada Fa- şist fırkasının başlıca şefleri arasın- da bazı meselelerden fikir ayrılıkları başgösterdiğine datr Romadan akse- den haberler, burada ehemmiyetle karşılanmıştır. Bu ihtilâf, bilhassa Is | panyaya gönderilen gönüllüler mese- lesinden doğmuştur. Faşist Partisin- de bir kısım şefler Ispanyaya gönül lü gönderilmemesini, çünkü şimdiye kadar gönderilen gönüllüler için 40 milyon frank harcandığını. bu para- nın İtalya bütçesi için mühim bir yük teşkil ettiğini ileri sürüyorlar. Bunların fikrine göre, bu kadar (e- dakârlığa rağmen hiç bir istifade el- de edilmemiştir. İngiltereden İtalyaya çok acı sesler Londra, 4 (A.A.) — Mali gazeteler, İtalyan hükümetinin 2 şubatta kabul ettiği bir kararnamenin Romada ça- lıştırılacak sermayelere pul ve ka - zanç vergisi muafiyeti temim ettiği hakkında Romadan gelen haberden tekrar bahsediyorlar. m Şehrimizde (Başı 1 incide) kile izahat vermişlerdir. İktisat Vekili B. Şakir Kesebir de dün bazı tetkikler yapmış ve akşam | Ankaraya dönmüştür. İ İktisat Vekilimiz, öğleden sonra parti merkezinde vali Muhiddin Üstündağla etin ucuzlatılması işi et- rafında görüşmüştür. Vali, Ankarada ki toplantıdanberi yapılan hazırlıklar ve alınan kararlar etrafında izahat vermiştir. B. Şakir Kesebir, Partiden ayrıldık tan sonra akşam üzeri saat'17,30 da ticaret odasına gelmiş burada, Iktı- sat Vekâletine bağlı dairelerin bir İaraya toplanması meselesi etrafında bir toplantı yapılmıştır. Denizbank © Umum (müdürü Yusuf Ziya Oniş, oda ikinci reisi ve denizbank idare meclisi reisi Ziya Taner, oda umumi/kâtibi Cevat Ni- zami, İktisat Vekâleti teftiş heyeti re isi Hüsnü Yaman, sanayi umum mü- dürü Reşat, bu toplantıda bulunmuş lardır. B. Kesebir. Denizbankın ku- ruluş hazırlıkları etrafında ayrıca de- nizbank umum müdüründen izahat almıstır Iktısat Vekilimiz, o dün kendisile görüşen bir muharririmize, derhal Ankaraya döneceği için bu defa uzun boylu tetkikler yapamıyacağını söy - lemiş, vekâlete bağlı daireleri birer birer gezmiye devam ettiğini ilâve et miştir, Korsanlığa Karşı Harp (Başı 1 incide) görülecek tahtelbahirleri batırmayı kabul etiğini bildirmiştir. İtalyanın da esas itibarilö “bu, hâttiharekete müzaheret edeceği anla iWMwitadı;. Fakat Italyan güretelöriingiliz Endimon gemisinin batması Hakkın. da bambaşka mahiyette mütalealar serdediyor. Corrierra della Sera gaze tesine göre, Ingiliz vapurunun torpil battığı meçhuldür, belki vapur deniz lerde mutat olan bir kazaya uğramış ve içinde infilâk maddeleri bulund. Bu icin betraştır. ——— ——..in d'Ttalia gazetesinde bir makale yaza- rak Avrupa demokrasilerinin Italya ya kârşı umumi bir taarruz hazırla. dığını fakat Ita'yanın Bolşevik ta. arruzlarına karşı vaziyetini tahkım edeceğini anlatıyor, Ayni gazeteye göre, İtalya Ispanyadaki gönüllü as kerlerini geri almıyacaktır. Çürkü bunlar Bolşevik!'ğe karşı faşizmi mü le mi, yoksa bir mayine çarparak tar)” dafaa icin kendi isteklerile hereket etmişlerdir. Fakat Ita'ya, Isnanyıya karşı yeni kuvvetler de gönderecek değidir. ” Mister Ederin yarm akşam veya hafta başlangıcında korsanlığı niha- yet vermek için tatbik tasavvurün- da bulunduğu tedbirler hakkında be- yanatta bulunması bekleniyor. Ademi Müdahalede Şimdilik sdemi müdahale tâli ko- mitesi gönüllülerin geri çekilmesi meselesinin mali cephesini tetkik et- miştir. İlk tahminlere göre, geri çekme a- meliyesi, iki milyon dört yüz bin li- raya mal olacaktır. Bütün murahhas- lar bu kadar masrafı çok fazla bül. muşlardır Franco'ya göre General Franco, gazelecilere be- yanatta bulunarak hükümetinin ko- münizmi kökünden imha ettikten sonra İspanyanın imarına girişmek tasavvurunda bulunduğunu söylemiş tir. Memlekette krallığın iadesi husu- sunun temenniye şayan olup olmadı. Bina ancak bu imar işi yapıldıktan sonra karar verilecektir. Madridin dünkü bombardımanı €- nasında büyük bir obüs Fransa sefa» reti binasını ciddi surette hasara uğ- ratmıştır. Obüs patlamamıştır. Nü- fusça telefat yoktur, Bombardıman bir saat sürmüştür. Bombardımandan bilhassa merkezde ki mahalleler müteessir olmuştur. Ölü ve yaralıların miktarı henüz malüm değildir. ——— a. Financial Nevs gazetesi, bu kolay- lik ve imtiyazların “haysiyetten mah rum,, olduğu mütalcasını bildiriyor. Bu liberal gazete diyor ki: “Yeni kararname, omali zorluk- lara herne isterlerse o vadetmiye lâmade olduğunu gösterir mahiyette- dir. İtalyan hükümeti yabancı ser - mayeyi celp için, bir örta Amerika devletine yakışahilir. büyük bir Av- rupa devletinin prestijine ve vekarı- lar içinde bulunan hükümetin, ken-|na pek a2 uygun olan şartlar ve va- disine lütfen itimat gösterecek olan- | ziyetler ihdasına mecbur değildir. Sersesezez Prf. Akil Muhtar Nasıl Yetişti, Neler Yaptı? ise P rofesör Akıl Muhtar, kitap dolu çalışma odasında, kü- çük, mütevazı masasının başına geçmiş, kalın bir cildin yaprakları- nı karıştırıyordu. Beni büyük bir nezaketle karşılıyan üstat, bulun- duğu heyecanın verdiği zevkle gü- lümsüyordu. Şu dakkada, Paris Tıp Akademi» sine ilk Türk âza olmak şerefini ta- şıyan doktor Akıl Muhtar, Fakül teden yeni diploma almış bir deli- kanlı hekim kadar neşeli idi. Akıl Hocayı - talebeleri kendisi- ni bu isimle anarlar - tebrik ettim: — Serefli bir ilmi nâvevi Türk bilgisinin de kazanabileceğini ispat etmiş olmanız dolayısile memleke- tim nârmna gurur duyuyorum, de- dim.. kıl Hoca, küçük bir mektep çocuğu gibi, ezildi, büzül- dü. Pembeleşen yüzünde âdeta bir mahcubiyet vardı. Konuşmak iste- Yip te, heyecandan dudakları titri- yen toy bir lisansiye kadar müte- halik festlerle. âdeta özür diler, a! &ler bir hali vardı. Mülüklenk ki, doktor Akıl Muh- tar, hayâtiiimen mesut dokikaları- nı yaşıyordu. Yeni Tip Akademisi. nin yeni âzası, masasının üzerinde- ki kâğıtlara bakarak: — Çok memnunum, dedi, size nasıl tarif edeyim.. Fakat. beni ko- nuşturmak İsteyişiniz aısında bir karar verem''-rum. şahsımı a- Jâkadar eden böy. mevzu etrafın- da pe ölen: — Size suallerimi sıra ile sora- yım... Cevap vermek lütfunda bulu- nunuz. dedim., Bu suretle, sizi yor mamış olmaz miyım?. eki doktor gülümsedi: — Nesil isterseniz, dedi... Sonra, ilâve etti: — Bu, benim mesai hayatımın en güzel bir mükâfatı idi. Çok ü- mit ederim ki, bundan sonra, diğer Türk arkadaşlarım da, bu, nihaye- ti güzel olan yola girerler. Akade- mide Türklerin adedi çoğalır. Şunu da ilâve edeyim: Biz bügün, böyle yalnız biribirimize bakmakla ikti- fa edemeyiz. Bizim gayemiz Avru- pa ilim adamlarile beraber olmak ve onların en iyileri arasına karış- maktır, Bizde Tıp gittikçe tekâmül ediyor. Yeni yetişen gençler ara- sında cok kabiliyetlileri var. Akil Muhtar, tamam 35 senedir hocalık yapıyor. Şimdiye kadar 3-4 bin talebe yetiştirmiştir. Kendisi- nin nasıl yetiştiğini öğrenmek is- tedim Evvelâ kendi calısmasını bizzat kendi ağzından söylemesini tuhaf buldu: — Bu şekilde yazmasak daha iyi olur. dedi. Fakat, ben, muhterem ve üstat profesöre. verdiğim söze rağmen kendi hayatını bizzat yine kendi ağrından yazarak. yeni yetişecek gençlere iyi bir örnek gösterebili- rim. düşüncesile, tutmadığım sö- zümden dolayı, hisseme bir teselli payı çıkarıyorum. kıl Hoca, ilim hayatını kısa- ca şöyle anlatıyor: — 1878 senesinde doğdum. Tıp tahsilimi Cenevrede ve Pariste yaptım. 1002 de Cenevre Tıp Fa- kültesinden çıktım. Bir sene Paris- te enstitü Pastörün kurlarına de- vam ettim. Pariste bircok hastane- lere devam ettim Bu arada profe- sör Dejrin. Vidal. Choffard'in ser- vislerinde çalıştım. 1903 te profe- «ör Bard'ın asistani oldum. 1906 da profesör Mays'nin poliklinik asis- tanı oldum. Öğleden sonra da pro- fesör Kristiani lüboratuarında asis- tanlık yapıyordum. 1908 de profe- sör Mays'nin terapötik lâboratua- rında asistan oldum. Ayni setle, do- çent olarak, Cenevre Tıp Fakülte- sinde tatbiki tıp müfredat dersle- İlim Dünyamızda i YAZAN: REŞAT FEYZİ zmn rini vermiye başladım. Artık Ce- nevrede çalışıyordum. 1909 sene- sinde beni Istanbuldan davet etti. ler. Tıbbiyel mülkiyede Hijiyen hocası tayin ettiler Darülfünun ku ruldu, sonrada Üniversite oldu. Farmako dinami ve Terapötik ders lerini veriyorum. kil Muhtar, tereümei halini böyle anlattıktan sonra, garp kültürleri mevzuu bahsoldu: — Benim kültürüm Fransız kül” türüdür, dedi, Almanyada ancak sekiz ay kadar bulundum. Daha zi yade Fransız kültürüne bağlıyım. Akil Muhtar, otuz seneden faz la, ilim hayatında bir insan boyu- nu aşan kitap yazmıştır. Eserleri ekseriya fransızcadır. Fransızca ve fransızca - türkçe olarak yazdı- ih travail'ların yazısı 65 tir. Yalnız türkçe olarak yazdığı eserler ise yüze yakındır. 60 yıllık bir ömür ki mütemadiyen çalışmakla geç- MİŞ... Akıl Hoca, bunları anlatırken: — Kolay değil, dedi. Bütün bu işler, bir ömür törpülüyor. Paris Tıp Akademisi âzasından profesör döktor Akıl Muhtar, daha birçok beynelmilel ilim cemiyet- lerinde âzadır.. Bu cemiyetlerin i- simlerini kendisinden rica ettim. Şöyle siralıyabilirim; 1921 de Cenevre Eutha tine. 1924 te Paris hastaneleri W. tibbası Cemiyetine, 1930 da Paris tedavi cemiyetine, 1932 de Viyana bakinlem semiyetine, 1057 de Per olmuş. Nihayet 1938 de de Paris Tıp Akademisi âzalığına seçilmiş- tir. Muhtelif dünya Üniversitele» rinden aldığı şeref diplomaları ve doktoraları bu hesaba dahil değiL, İyi aris Tıp Akademisine seçile- bilmek nedir, bilir misiniz? Bütün dünya Tıp otoriteleri için den kırklara dahil bulunmak 18- am. Yani kırklara karışmak.. Pa ris Tıp Akademisinin 40 mahdut âzası var. Bunun 20 si Fransız, 20 si de yabancıdır. Bir yeni âza seçi- lebilmek için bir vefat vukubulma- lıdır, Böyle bir münhal karşısında, Akademi toplanmakta, namzet lis- tesine oradaki profesörler tarafın- dan bazı İsimler yazılmaktadır. Bir komisyon, bu isimlerden beşi» ni seçmekte, bunlar üzerinde etüt yapmaktadır. Bir başka komisyon da bu beşlerden birini intihap et- mekte ve bu zat Akademiye öza olmaktadır. Akıl Muhtarın ismi 1934 senesin de namzet listesine bazı profesör ler tarafından konmuştur. 1936 yi- ında Akademinin umumi kâtibi profesör Achard bizim Akıl Hoca- dan tezlerini ve travail'larının lis- tesini istemiştir. Geçen sene de bir travailı Akademide okunmuştur. Akıl Hoca Akademi âzalığına se çildiği haberin: nasil karşıladığı. nı şöyle anlatıyor: — Geçen salı günü idi. Akademi profesörlerinden ve Paristeki dost- larımdan telgraflar aldım. Tabii çok sevindim. Doktor Akıl Muhtar. Paris Tıp Akademisine âza olan ilk Türk âli- midir. Bunun sevincini yalnız ken- disine hasretmiyen kiymetli vel muhterem üstat, gururlanmak, if.) tihar etmek haklarını da. biz, mem leket cocuklarına bırakıyor. Kaçak Tütün Yakalandı Tahtakalede oturan Arap Refet, k) çak sigara satarken suç üstünde ” kalanmıştır. Refetin evinde yapı! arama neticesinde 10 kilo kadar çak tütün bulunmuştur. Suçlu. ye beşinci ceza mahkemesi müdde umumiliğine verilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: