17 Mart 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

17 Mart 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Resimde gördüğünüz köpek, Fransa futbol şampiyonasının son haftaki maçında bir uğursuzluk İşareti o- larak telâkki edilmektedir. Meşhur Rasing İle Soşo takımı arasındaki maçtan on dakika önce bu köpek Ra- sing kalesinden geçmiş ve maç bu takımın aleyhine neticelenmiştir. Bu sebeple köpek uğursuz sayılıyor. Spor Kurumu Gazetesi“ Kulüplerin Profesyonel Türk Spor kurumunun gazetesi o- lan (Spor Dergisi) son nüshasında bellibaşlı spor klüplerimizin açık pro fesyonellikten daha feci bir şekilde gizli profesyonellik yaptıklarını yaz- maktadır, Böyle umumi bir itham yapabil - mek için, mühim ve kuvvetli vesika- lara istinat etmesi lâzım gelen bu mecmuş, iki kişi arasında geçen mu- sahabe şeklindeki bu yazısında, klüp lerin, sporculara birtakım menfaat ler temin etmekte olduklarını ve bu- nun yalnız futbole değil, az çok bü- tün diğer şubelere de sirayet etmiş bulunduğunu, salâhiyettar bir şekil de dahile ve harice ilân etmektedir. Sırasına göre bizim takım ve mü- sabıkların amatörlük vasıflarına ya- pılacak itirazları önlemiye ve onların dışardaki temaslarında amatörlükleri ni tasdik etmiye memur olan teşki- lât kendi resmi gizetesımaö idare er tiği sporcu camiasının “feci şekilde, profesyonel olduğunu ifşa ettikten sonra, sporcuların amatörlüklerini nssıl tasdik ve müdafaa edebileceği, meselâ yakında Avrupa güreş şampi- yonasına çıkacak milli takımımıza, ilkbaharda Atinaya gidecek futbolcü Jerimize nasıl amatör vesikası verile- ceği sorulabilir, Bu yazi yüzünden, amatör sporu- muzun hariçteki kredisi sarsılmış ol- mak, hattâ beynelmilel spor toplan- tılarına göndereceğimiz murahhasla- rın bu neşriyat yüzünden reddedil- mek ihtimalleri doğmuş bulunuyor. Bu kötü ihtimalleri hemen ortadan kaldırmak için, her şeyden evvel spor kurumu umumi merkezinin resmi bir tekziple bu yazının kendi fikri olma- dığımı ilân etmesi lâzımdır. Sonra da eğer bu neşriyata sebep olan bazı vakalar sezilmiş ise, bunu, ima tarikile ve işi herkese bulaştırı- « bir şekilde ilân edecek yerde, spor Olduklarını Yazıyor dan menfaatler temin eden ve etti-| mel b # ğe, Spor Kurumu mecmuasını idare eden Kurum erkânından B. Nizamettin renleri, eldeki itiraz dinlemez nizam- name ile cezalandırmahdır. Çünkü bile bile süküt etmek, ha- reketi teşci eylemek ve hattâ ona iş- tirak demek olur. Bunun için de her şeydene vvel “bütün teşkilât mensup ları fabri çalışır, diye anayasada da mevcut olan hükmün, umumi merke- zin muhtelif namlar altında teşkilât- tan para alan bir kısım azasına tat- bikile işe başlamak lâzım gelir, ada- İlet bunu icap eder. Basketbol e Letonyalılar Alman Milli Takımını Yendi Geçenlerde Pariste Fransa milli ta- kımına mağlüp olan dünya basketbol şampiyonu Letonya milli takımı pa- zar günü Rigada Alman milli takımı ile karşılaşmış ve 15 - 50 sayı ile ga- lip gelmiştir. Büyük bir sporcu kalabalığı önün- de yapılan bu karşılaşmanın daha ilk devresinde rakiplerini büyük bir sa- yı farkı ile aşan Letonyalılar oyunun nihayetine kadar bu tefevvuku mu- hafaza ederek galip gelmişlerdir. Almanlar ikinci devrede aradaki farkı kapamak için çok çalışmışlarsa da cüsse itibarile çok iri olan Leton- yalılar karşısında muvaffak olama - maşlardır. ——— Hendbol: İstanbulda bulunan Gazi Terbiye Enstitüsünün beden şubesi mezunları aralarında hususi mahiyette bir hent- — —- Dünya 'Kupası : Arjantin Milli Takımı Girmiyor Pariste yapılacak olan dünya ku- pası maçlarına iştiraki hakkında ev- velce birçok dedikodular yapılmış 0-| lan Arjantin milli takımı, son daki. kada Parise gelmekten vazgeçmiş ve | bu kararını da Fransa federasyonuna bildirmiştir. Arjantin federasyonunun bu kara- rı vermesine, mali güçlük ile takımın hazırlanamaması sebep olarak göste- rilmektedir. Pariste yapılacak olan maçların en kudretli elemanlarından olan Arjan- tinin bu hareketi Fransada fena bir tesir bırakmıştır. Dünya kupası dömi final maçları için Lüksemburg milli takımı ile Bel çika mili takımı arasında Lüksem- burgta yapılan karşılaşmayı Belçika milli takımı 2-3 kazanmıştır. bol takımı teşkil etmişlerdir. Bu ta- kım Kuleli Hisesi hentbol takımile bir &österi müsabakası yapacaktır, Galatasaray Güneş Maçının Hakemliği Pazar günü Taksim stadında yapı- lacak olan Güneş - Gulatasaray maçı- nın bâkemini tayin ve diğer hususlar- da anlaşmak üzere her iki klüp mu- |rahhasları futbol ajanlığı nezdinde toplanmışlardır. İ Maçın ehemmiyeti gözönünde bu-| Tundurularık Türkspor kurumunca Ankaradaki yerli antrenör kursunu i- dare etmek için Avusturyadan getir- itilerek baş antrenör tayin edilen M. Frastinen'in bu müsabakayı idare et- mek üzere şehrimize davet edilmesi- ne kârar verilmiştir. Bu karar futbol ajanlığı tarafından Ankaraya telefon la bildirilmiş ve antrenörün bü mü sabakayı idare etmesi için müsaade istenmiştir. Güneş ve Galatasaraya Tenbihler Milli küme maçlarının olduğu ka- dar şehrimizde yapılan futbol karşı- | İasmalarının en ahemmivatlilerinden olan bu haftaki Güneş - Galatasaray İmüsabakası dolayısile Türspor kuru- mu her iki klübe birer mektup gön- dererek yapacakları maçta Türk spor cularına yakışır bir şekilde dürüst ve temiz bir oyun çıkarmaları için oyun culara lâzım gelen tenbihlerde bulu- nulmasını, aksi halde maç esnasında| İkasdi tekme atan, favul yapan oyun | cuların Spor kurumu nizamnamesi - nin 22 inci maddesi mucibince şid- detli bir şekilde cezalandırılacağı res men tebliğ edilmiştir. © Klüpler: Fenerbahçeye Cezası Tebliğ Edildi Saha ihtilâfı yüzünden oynanilma- mış olan ( Fenerbahçe - Üçoki mü- sabakasına gelmediğinden dolayi u- mumi merkez tarafından Fenerbahçe klübüne 230 lira para cezası tarhedil- diğini ve bu maçta da hükmen mağ- lp sayıldığını evvelce bildirmiştik. Umumi merkezin bu kararını İstan bul mıntakası vasıtasile tebellüğ et- miş olan Fenerbahçe klübü, karara i- tiraz etmiştir. Klübün idare heyetin- den bir zat; bize bu bapia şunları söyledi: “— Umumi merkez, malüm saha hüâdisesi dolayısile bize milli küme talimatnamesine tevfikan 250 lira pa- ra cezası (tarhetmek istiyor. Halbuki bu talimatnamede yalnız cu martesi maçlarının Taksim stadında yapılacağı sarihtir. Bu sarahat hilâ- fına hareket edip sahamızda maç yap tırmıyan ve pazar maçlarını da Tak- sime alan umümi merkezden biz za- rar ve ziyan talep edecek yerde onun bizden 250 lira istemesi doğru mu- dur? Bir taraftan milli kümedeki maç-| larımıza, talimatname dairesinde de- vam ederken, diğer taraftan teslim edilmek istenmiyen haklarımızı arı- yacağız.,, Tahkikatımıza göre, Fenerbahçe klübü milli küme talimatnamesi mu- cibince kendi sahasında oynanması İ- cap eden maçlar, Taksime verildikçe müsabakaya gelmemiye karar ver - miştir. İta Sandet caddesinin bakımsızlığından gi- TAN OKUYUCU İ İ | Mektupları i Samsunda "Saadet,, Caddesi ından aldığımız bir oku yücu mektubunu meşmetmiş'ik. Bu mektup Geçenlerde & kâyet ediliyor ve bu caddenin hali bir ka- rikatürle tasvir olunuyordu. bu yözi üzerine ya - kın bir alâka göstermiş ve adı geçen cad-| denin fotoğraflarını çektirerek güzetemize | yollamıştır. Fotoğraflarin beraber gönderi- len mektıfpta şu satırlar var. “Evvelce basılan kârikâtörle bu resim- ler yanyana konulursa, şikâyetçinin büyük haksızlık ettiği meydana çıkar, Belediyo- miz, senetlerin ihmal ettiği birçok işleri kav ve düzenli bir programla yürütmek in bâtün varlığı ile çalışmaktadır. Sarsu- etle yollarının ve bilhassa Sa- in tasvir edildiği şekilde bir vaziyeti yoktur. Anlaşılıyor ki, Sumstnlu okuyucumuz fszla bedbinlik göstermiş ve biraz da işl i- zâm etmiş. Yukarıya koyduğumuz fotoğ- raftan da anlaşılıyor ki, “Saadet caddesi hiç te “felâket caddesi,, vaziyetinde değil dir. Bilâkis, İstanbulun birçok caddelerini bile imrendirecek bir mükemmeliyettedir. AMARE EAA LILAR AAA ERAS Caddenin himayei etfal hina sı önünden bir görünüşü * Ft satışları hakkında Okuyucularımızdan Özkan yanıyor "12.3.1908 cumartesi akşumı İstanbul Ba ıkpazarında bir kasaplar yarım kilo et âlı- yördüm. Câmekfnda güzel, yağlı etler asıl- İeri küçük şekilde yağ ve kemik 0 parçaları hemen nlelâcele bir kâğıda sara- rak elime sıkıştırdı. İtiraz etinek istedim, Kabadayıca bir cevapla, ne yapalım, dedi. Acaba bu ziyıf fena etleri, bü kastp ne- reden alıyor?. Bu hususta belediyenin na- zarıdikkatini celbetmenizi rica ederim... Yeni Şapkalar —Şun ren o kadar gürültü yapmı- ya başlar ki, ihtiyarın di ha neler gevelediği duyulmaz olur; fakat bu onun daha uzun zaman söylenmesine, iç çekmelerine engel olmaz. Vağonun içinde soğuk hava daha kesif, daha boğucu bir hal a- lir. Taze tezeğin ekşi kokusu sön- dürülen mumun yaptığı pislik ha- vayı öyle keskin, aşındırıcı bir ha- le sokar ki, uyumuş olan delikan- knın boğazı ve göğsü rahalsızla- mar, Aksırır, öksürür, tükürüğü ge - lir. Fakat böyle şeylere alışık o - lan ihtiyar hiçbir şeyler yokmuş gibi göğsünün bütün kuvvetini sarfederek nefes alır ve Zaman Za- man içini çeker. Vagonun sarsıntı ları, tekerleklerin sesi trenin hızla fakat intizamsız bir helde gittiği- ni anlatır. Lokomotif solur ve tre- nin gürültüsünden ayrı fasılalarda nefes alır ve verir ve bundan bir gürültü, çalkantı peyda olur. Si- gırlar endişe ile biribirine sokulur, a yel yale amor yüzünde vâğönün âraliklarından ve küçük pencereden gün doğacağı sa ate mahsus alaca bir mavilik görü nür. Adamcağız iliklerine > kadar üşümektedir; “Bele ayaklarında, böbreklerinde bir ağrı duyar. Va- gor durur delikanli suratı tama - men asık olarak gözlerinden uyku aktığı halde sığırlarla meşgul olur. İhtiyar ters tarafından uyanmış tır. Yüzü sert, kaşları çatıktır, öksürüp sesini bulmıya uğraşır. Yavaş yavaş bir sığırın göğsünü kaldırarak hayvanın kösteklenmiş olan bir ayağını kurtarmıya çal- şan oğluna bakarak kızar: — Ben sana dün akşam kayışla- rı uzun tutuyorsun, demedim mi? Kulak asmadın, hayır, baba, çok uzun değil, dedin. Seni yola ge- tirmek kabil deği, hep bildiğini okursun. Sersem!.. K apıyı delicesine sürer, vago- nun içine aydınlık dolar. Karşılarında bir yolcu treni uzan- mış durmakta, tenteli kırmızı bir bina arkasında büfeli büyük bir gar görünmektedir. Çatı, vagonla- rın üstü, yer, traversler, her taraf oralara daha yeni yağmış hafif bir Bu senenin şapkaları, geçen senenin aksine olarak alçak ve düzdür Yeni sapkalardan bir örnek kar tabakasile örtülüdür. Hava ta- ze ve hafiftir. Yeni kara mahsus güç hal ile duyulur ince, ratıp bir koku vardır. Duran trenin araba- larının bağlandığı aralıklardan ö- tede birtakım yolcuların gidip gel- dikleri ve kırmızı yüzlü bir jandar ma göze çarpar, Resmi giyinmiş, kar gibi beyaz önlüklü, lâzım oldu- ğu kadar uyuyamamış, tallinden galiba hiç memnun olmıyan bir garson elinde bir tepsi üzerinde bir bardak çay ve iki bisküvi ile şi- mendüferler rıhtımında koşmakta” dır. İhtiyar ayağa kalkar, gözünü do ğuya çevirerek ibadet eder, delikan lı küreği bırakır babasının yanına seğirtir, onun ibadetine iştirâk & der. Yaptığı dudaklarım kımıldat- maktan ibarettir; halbuki babası- nin sesi az çok çıkmakta ve velyev- milahiri gibi bir şeyler mırıldandığı farkedilmektedir, Nihayet Hayrihi ve şerrihi filân diyerek temiz bir hava yutmustur... İşler Tıkırında Gidiyor! Yazan : Anton Cekhof — Çeviren: H. Rifat D elikanlı duasını bitirdikte sonra ihtiyara dönerek: — Bana beş kapik veriniz: Dedi. Parayı alınca kırmızı bakı? bir çaydanlık kaparak kaynar sü bulmak üzere gara seğirtti. Bacak” larını açarak traversleri, rayları af lıyor, taze, hafit kar üstünde iri # yak izleri bırakıyor, çaydanlıkts” bir gün evvelden ne kalmışsa yol rdu. Büfeye gelince Büfecinin, Tek beş kapiğe semaver için lâzu olan kaynar suyun yarısını bile vermediği görülür. Fakat, delikam li musluğu kendi açar ve rahat kak mak için dirseklerile büfecinin ei” gel olmasını önler, kabını doldi” çaydanlığı (o ite” rur, O, vagona doğru seğirtirken bü” feci arkasından bağırır: — Utanmaz çapkın! 3 Çayı içen ihtiyarın bozuk yü * zü yavaş yavaş düzelir: — Hepimiz yer içeriz, buna 8“ lımız erer, fakat çalışmayı unut” ruz. Dün, bütüm-gün yeyip içmel nızı bile Kayi sim Ah, ne kafa; Yarabbi!. Şimdi ihtiyar bir gün evvelki s8f fiyatını defterlerinden yüksek 96” le okumuya başlar, orada şefdötre lere, makinistlere, şuna buna ne V8 nasıl vermişse işaretlidir. Onlar b halde iken yolcu treni çekti” kalkmıştır. Bir manevra lokomotif serbest hattın üzerinde muayye” bir hedefi olmaksızın, güya hür maktan mernum, bir ileri, bir gitmektedir. Güneş yükselmiş VW karlar üzerine durarak oynamakt garın ve vagonların parlak su damlaları düşmekteğif- Pptiver çayını bitirince vag? dan inerek gara doğru rür. Birinei sınıf bekleme 88” kondüktör ile, iliklenmiş, göğü bir pardesü giymiş küçük güzel 9” kallı genç bir şefdögar bulunur. 76 rinde bir türlü rahat duramıyâf genç, iyi bir koşu atı gibi ayaği” durduğu yeri dövmekte, dört bir ** rafına bakmakta, her gelen elini kasketine götürerek selâmi”” makta, gülümser gözlerile işarf vermektedir. gibi bir teni vardır, s hati tamamen yerindedir, şendi” Siması gökten yeni yeni düşmek” olan kar taneleri gibi terutazedi”” İhtiyarı görünce, suçlu olduğun” anlıyormuş gbi, başkondüktör ni çeker, kollarını açar: — 14 numaralı tren olarak gid” miyoruz, bu numarayı başkâ tren almış... Der. Şefdögar hemen bazı kâğ; dara bakar; mavi, üyeyi yesili ihtiyara çevirir, dudakları gü! bir sürü sorgular sıralar, — Hayvanların sahibi siz m niz? Sığırlar sizin mi? Şimdi.“ Yapmalı? Sizin tren geç kaldi. numara olarak bu geceki trene verdim. Şimdi ne yapmalı? Delikanlı yine parmaklarile © yarın esvabının kürkünü okşaf” * ne ayağı ile yere vurarak filân lân falan trenlerin da geçmesi © falan trenlere yol verildiğini V£ zım geldiğini ve halbuki mümkü” olan her fedakârlığı yapmıya we disinin hazır olduğunu nazik da ile anlatır. ) (Devamı v0” İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: