8 Mayıs 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

8 Mayıs 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ni i İngilterede $3 bin seyirci önünde yapılan Kral kupası maçlarında, maçın bitmesine 30 saniye kala. Preston takımının penal- tdan kazandığı gol kaleye girerken Milli Küme Maçları - Alsancak Takımı | 3-2 Mağlüp Oldu Ankara, 7 (TAN) — Şehrimize ge İlen İzmirin Alsancak takımı ilk kar- şilaşmasını bugün şehir stadyomun- da Ankara ikincisi Muhafızgücü e yaptı ve 3/2 mağlüp oldu. Saat 16,30 da hakem Galatasaray- ih Eşrefin işareti üzerine sahaya cv- velâ İzmir, biraz sonrada Muhafız. ilar alkışlar arasında çıktılar. Yapı Jan mutat merasimden sonra takım- Jar şu suretle sıralanmış bulunuyor- Jardı: İzmir: Hilmi, Cemil — Ali, Fethi, Enver, Necmi, — Sait, İlyas, Saim, Basri, H. Hakkı, Muhafızgücü: Fuat, Saffet — Sar ih, — Lütfi, Hüsnü, Ahmet — Naci, İzzet, Rıza, İbrahim, Şahin. Oyuna Alsancak soldan bir vuruş- Ja başladı. Muhafızın muavin hattın- da kesilen bu hücum teşbbüsü der- 'hal iade olundu. İlk dakikalar daha ziyade İzmir lehine bir cereyan arze diyor. Nitekim beşinci dakikada Mu hafız kalesini tazyik çemberi içerisi- ne alan İzmirli muhacimler İlyasın çektiği sıkı bir şütle ilk golü kaydet- tiler, Raha ilk dakikalarda yediği golün telâfisi için hazırlanmıya başlıyan Muhafızın göz açmasına meydan ver imiyen İzmir takımı yeniden Ankara “kalesini ablukaya almış bulunuyor- du. Bu esnada Fuat, Saimin sıkı bir şütü ile gelen topu İyi bloke edeme- 'diğinden elinden kaçırdı. Hakkı, bu fırsattan istifade ederek iki bekin g- rasından sıyrılarak yavaş fakat isa. betli bir şütle takımına ikinci bir gol daha kazandırdı. Çok kısa zamanda arka arkaya ye- miş oldukları bu golün telâfisi için harekete geçen Muhafızlı oyun- cular tam bir anlaşma ile İzmir kale sini sik sık ziyarete başladılar. 11 inci dakikada İzmir kalesi önle- Tindeki kargaşalıktan istifade eden İzzet Muhafızın ilk gölünü yaptı. Kazanmış oldukları bu golden son ra büsbütün açılan Muhafızgü ci beraberlik sayısını da yapmak için canla başla çalışarak İzmir kalesini iyice tehdide başladılar. İzmir müda faası ise Muhafızın bu bunaltıcı hü- cumlarını ancak kornere atmakla bertaraf edebiliyordu. Fakat arka arkaya yapılan kornerlerde birçok müsait fırsatlar elde edildiği halde “Muhafızlı akıncılar bunları da ya dı- şarıya atmakla veyahut fazla drib- ing yaparek ayaklarından kaptır- makla istifade edemiyorlardı. 44 üncü dakika: Devreyi 2 —1 mağlüp bitireceğine muhakkak naza riyle bakılan Muhafız Birdenbire parlıyarak sağdan sıkı bir hücuma geçti. Şahin karşılaştığı bütün müş- "külâtlara rağmen topu İzmir kalesi- sne kadar yaklaştırdı. Ve kaleye çok yakın bir mesafede olduğu halde ken dinden daha müsait ve demarke va- ziyette bulunan Rızaya güzel bir pasla topu geçirdi. Rıza, bu enfes fırsattan istifade ederek sıkı bir völe şütle takımının ikinci beraberlik sa yısını kayde muvaffak oldu. Ve gölü müteakıp devre 2 — Z olarak” nihs- yetlendi. ! iha sert olan bu devrenin ilk dakika- mak azmiyle oyuna başladılar, Bu se beple ilk devreye nazaran biraz da- larında beklenmiyen bir kaza oldu: İzmirin gol ile neticelenebilecek çok tehlikeli bir akınından kalesini müdafaa etmek istiyen Salih, sağ göl zünün üstünden aldığı bir yara ile| sahadan çekildi ve bir daha gireme- di, Bir kaç dakika sonrada İzmir a- leyhine verilen bir firikik cezasına itiraz ettiğinden dolayı, hakem, sağ- Açık Hakkıyı sahadan çıkardı. Ta- kımlar arasında bu suretle yeniden tevazün hâsıl olmuş bulunuyordu. izmirin, ilk devredeki gibi ener jik oynayamayışından istifade eden Muhafız canlı ve teknik bir oyunla izmir kalesini fasılasız bir surette ziyarete başladı. Lütfi kaleye kadar yaklaştırdığı topu yine Rızaya ver - di. Rıza bu fırsatı da ganimet saya- rak kuvvetli bir vuruşla 35 inei da- kikada topu üçündü'defa İzinir'ağ - larına takmıya muvaffak oldu. Bir dakika sonra tekrar kaleci ile karşı laşan Rıza bir dördüncü gol daha ya pıyordu, Fakat kaleci Hilmi, Rızanın ayaklarına atılarak topu yakaladı ve gole mâni oldu. Son dakikada Muhafız aleyhine verilen frikik cezası da direğe çarp- tığındar: dolayı netice üzerinde bir değişiklik husule getirmedi ve maç ta bu suretle 3—2 Muhafizgücü le - hine neticelendi. Alsancak takımı ikinci karşılaş - masını yarın yine şehir sladyomun » da Harbiye idman yurdu ile yapa - caktır. e ay Barutgücü Sahasında Bugünkü Maçlar Bugün Bakırköy Barutgücü sa- hasında saat 9 da: Beyoğlu Yeniyol Rum A takımıyle Barutgücü genç ta kımları.. Saat 10,30 da Pera A takımı ile Ba kırköy A takımları, Sast 12 de Beyoğlu Yeniyol B ta- kımı ile Bakırköy Rum genç takım- ları, Saat 14 te Galatasaray mektebi B takımı ile Barutgücü B takımları. Saat 16 da Galatasaray lissi ve Ba rutgücü A takımları karşılaşacak. lardır, Atletizm : Final Müsabakaları İstanbul Atletizm Bayramı Tertip Heyetinden: İstanbul Atletizm Bayramının de- kuzuncusu bugün öğleden sonra saat on dörtte Bebekte Kollej sahasında yapılacaktır. Geçen hafta seçilerek finale kalan bütün atletlerin bugün saat on üçte Bebekte Kollej sahasın- da hazır bulunmaları rica olunur. Bu sene müsabakalara Atletizm Federasyonun tensibi ile diğer bölge lerden gelecek atletler de iştirak e decektir. Müsabakalar dühuliyesiz ve her- kes davetlidir. İki senedir tatbik edi- len yeni program mucibince müsaba Bugünkü Spor Hareketleri KOLLEJ SAHASI: İstanbul Atletizm bayra- | mı finalleri saat 14 | TAKSİM STADI: | Galatasaray - 6 klüp muh- | teliti saat 15 Güneş « Beşiktaş milli kü- | me maçı saat 16,30. Futbol : Bir Y unan Takımı-—-— Davet Edildi Galatasaray ve Beşiktaş Klüpleri tarafından o Yunanistanın kuvvetli klüplerinden Panatinaikos üç maç yapmak üzere şehrimize davet edil- miştir. Yunan tâkimı muvafakat ettiği takdirde 27, 28 ve 29 Mayıs tarihle- rinde şehrimizde Galatasaray, Beşik- taş ve alınacak neticelere göre iki klübün muhteliti ile kartılaşacaktır. Galatasaray B Takımı İle Çıkacak Milli küme maçlarından çıkarılan Fenerbahçe yerine kümeye alınan al tı klüp muhteliti bugün Galatasaray il karşılaşacaktır. Federasyonun kararına göre, Altı p Muhtelitinin müsabakaları mil- ıma tesir etmiyece- k li küme puvan! ği için bu takımla yapılan omüsabe- Kalsra milli küme klüpleri elitmmi- yet vermiyorlar, Nitekim geçen haf- ta Güneş bu mühtelite karşı B takı- mı oyuncularile çıkmıştı. Haber al- dığımıza göre, bugün Galatasaray da ayni vaziyeti yapacak ve Altı klüp muhtelitine karşı B takımı ile oyniyacaktır. Gayrifedere Maçları Gayrifedere klüpler arasında ter- bu sabah Taksim Stadında devam e- lardır. Niyazi İstanbula Getirildi Fenerbahçe Klübünün geçen hafta Ankarada yaptığı maçlardan bahse- derken sağaçık oyuncusu Niyazinin sakatlandığını ve Ankara Nümune hastanesine yatırıldığını kaydetmiş- lik. Niyazi, evvelki gün “Ankaraya giden arkadaşları tarafından şehri- mize getirilmiş ve Cerrahpaşa hasta- nesinde tedaviye alınmıştır. — Bisiklet Yarışları Neticelendi izmit, (TAN) — Bölge seri bisik - let yarışlarının sekizincisi 114 kilo- melre mesafe üzerinde İzmitten A- dapazarına gidip gelme olarak yapıl mıştır. Bozuk ve arızalı olan bu yol- da yarışa iştirak eden beş koşucu da müsabakayı muvaffakiyetle bitir - mişlerdir. Neticede Akyeşil klübün- den İbrahim birinci, Kadri ikinci, Mithat üçüncü gelmişlerdir. Bu ya - rışla mıntaka seri bisiklet müsaba- kaları bitmiş bulunmaktadır. Umu - tip edilen stadyom kupa maçlarına dilecek ve Galataspor ile Esayan, Ar navutköy ile Kurtuluş karşılaşacak- mi puvan tasnifine nazaran 14 pu - 'Kalara başladıktan sonra, ara veril- İkinci devrede “© İkinci devreye her iki takım da ç muhakkak galibiyet sayısını çıkar- miyecek, bir müsabaka biter bitmez diğeri yapılacaktır. di vanla Kadri birinci, 12 puvanla İb- rahim ikinci, 29 puvanla Salih üçün cü, Mithat dördüncü, Şükrü be - İşinci olmuşlardır. TAN Vatanmci Mülüikat Türbede Pis ve Bakımsız Bir Cadde Bir okuyucumuz şunları anlatı yor: “Türbedeki belediye © dairesini karşısında eskiden bomboş olan ai salar şimdi birçok o apartımanlarla doldu. Burası da Taksim meydanı gibi, şimdi güzel bir manzara arze- diyor. Fakat hemen her cadde ve s0- kakta karşılaşılan bir çirkin âdet, buradada göze çarpmaktadır. Bele- diyenin sağına düşen harap bir ye- rin elrafı bir aptesane halini almış- tır. Burada bulunan iki küçük çöp sandığı da günün her saatinde dolu- yor ve mütemadiyen etrafa pis ko- kular neşrediyor. Akşam üstleri de bir takım yoksul çocuklar gelip o sandıkların içinden ekmek kırmtıla- ri.portakal kabukları vesaire çıkarıp yiyorlar. Burası bir tifo membaıdır. Belediyenin tâ yanıbaşındaki bu manzara hiç yakışık almıyor... OKUYUCU Mektupları , Otobüslerde sigara yasağı Büyükdereden N. M. imzasile mektup gönderen bir okuyucumuz diyor ki: “Taksimden geceleri dn ikide Yenima- halleye kalkan otobüslerde istiyen sigara içmekte ve buna hiç ses çıkarılmamakla dir. Zaten küçük ölan otobüslerde 45 da- kika süren yolculuk sırasında hava bö - gilurken sigara dumanları ile büsbütün! tshammül edilmez bir hele gelmekledir. Alâkadarların bu nokta üzerine nazarı dik katlerini ceibetmenizi rlen ederim. (Başı 5 incide) memleketlerdeki nisbet bu civar- dadır. Ve bizden umumiyetle bi- rTaz fazladır, 25 ile 29 yaşı arasında bizim yüzde 8,3 nisbetimiz de normal sa- yılabilir. 30 ile 34 yaş arasında biz- de yüzde 7,6, 35 ile 39 arasında yüzde 6,2 nüfus vardır. Bunlar da, az çok normaldir. V kırktan sonra aleyhimize dönmiye başlıyor. 40 ile 44 yaşları arasınduki nüfus bizde yüz- de 4,9 dur. Yalnız Rusyada yüzde 4,7.şeklinde bundan aşağı bir nis- bet vardır. Diğer memleketlerin çoğundaki nisbet sözleşmiş gibi 6 | Me 6,5 arasında değişiyor. | 45 ile 49 arasında vatandaşların nisbeti yüzde 3.5 derecesine dü - şüyor. Olgun adamlarımızı ie yayar İlik. buretin “Köhdisis Hİ gösteriyor. Bize yakın yalnız Rüsya ile Bulgaristan vardır. Di - ğer memleketlerde bu faal ve ve- rimli Yaşta olanların nisbeti yüzde 6 eotrafındadır. İngilterede yüzde 64 tür ki, her yüz İngiliz arasın- daki 44 ile 49 yaşları arasında ©- lanlar bizim ikı mislimiz demek. tir, 50 il& 54 yaşları gresındaki va- tandaşların bütün nüfusa nisbeti yüzde 3,8 dir. Yalnız Rumanya, Rusya ve Bulgaristanda bize yâ- kın şartlar vardir. Diğer birçok memleketlerde bu yaştakiler yüz- de beşten fazladır. İngiltere ve Fransada yüzde 6 yı buluyor. 55 ilâ 59 arasında bizim nisbe- timiz yüzde 2.2, dir. Meksika, Mı- sir ve Hindistan bize yakındır. Dün- yanın başka her memleketinde bu olgun ve kıymetli yaştaki vatan- daşlar bizim iki, üç mislimiz dere- sine çıkıyor. Fransada yüzde 5.5, Avusturyada “5.4, Almanya, İn- giltere, Belçika ve o Ayusturyada 5,2 dir. Altmiş yaşından yukarı olanlar bizde bütün nüfusun yüzde 6.9 nis betini tutar, Bizden aşağı olahilar yalmz Hindistan ve Mısırdır. Nis- bet Fransada yüzde 14, İsveçte 12.8, Belçikada 11,8, Almanyada 114, İngilterede 11,6, Danimarka da 11.2, Yunanistanda 8,9, Bulga- ristanda 8,1, derecesinde bulunu- yor. İçtimai şartları biribirine ya- kın olan memleketler arasındaki benzerlik hayret verecek bir dere- cededir. Bu yaş grupunun vaziyeti de gösteriyor ki, bizim olgun adamla: rumz vaktinden evvel ölüyorlar. Bunun sebeplerini aramak ve koru yucu tedbirler bulmak mühim bir milli dava sayılmalıdır. SAA EAMA GAMA BA EAA ASAN & Bale ilkini > ekli idle idil ERMAN AE YAAA» Yegor İvaniç Glotov İsminde bir mujik, beygir satın almak için iki sene para biriktirdi. Nafaka- sından kesti, kötü yemek yedi. Si- garayı bıraktı. Votkanın tadını bi- Je unuttu. Yani sizin anlıyacağınız Yegor İvaniç, para biriktir. mekle meşgul olduğu bu iki sene içinde ağzına bir damla bile votka sokmadı. Halbuki, mujiğin canı şi votka istiyordu. Fakat içmedi, da- yandı. Çünkü bir beygire çok ih- tiyacı yardı. “Şöyle bir beygir alayım da, di- yordu, ondan sonra doya doya İ- iz. Şimdilik biraz dişimizi sıka- Neyse, Yogor İvaniç, durmaca- sına iki sene hep para biriktirdi. Ücüncü sena hoslansınında narals- rını saydı ve beygir satin almak i- çin şehre gitmiye hazırlandı. Tam şehre gitmek üzere iken ei- var köylerden bildik bir mujik zi- yaretine geldi ve kendisine bir at teklif etti. Fakat Yegor İvaniç, bu teklifi reddetti. Hattâ butekliften korktu bile: — Aman yahu, dedi; sen ne ya- pıyorsün? Ben bügünü iple çektim. Şimdi Ben” Selen BEYE BİLDİ lacak olursam bu &lış,.verişin ne kıymeti olur? Tam istediğim gibi bir alış veriş yapmam için mühak- kak şehrin pazarına gitmeliyim. Yok kardeş, ben burada at satın al- mam... Yeğor İvaniç, bunları söyledik-. ten sonra son hazirliklermida bi- tirdiParılafı çorabının içine sak- Tadı. Çizmelerini g iy Elinesso” pasım alarak şehrin-yolünu tuttu. Şehrirr Bazarına gelir >*lmez derhal gözüne bir at kestirdi. Bu, alelâde bir beygirdi; şiş ka- rınlı bir köylü beygiri. Rengi de bir acayipti. Kurumuş kil rengin- de bir şeydi. Beygirin sahibi de oracıkta du -, ruyordu. Fakat beygiri alıp alma- maları ile, hiç alâkadar değilmiş gib bir tavır takınıyordu. Yegor İvaniç, ayağını çizmenin içinde oynattı, Paralarının yerin- de durup durmadıklarını kontrol etti ve hayran hayran ata bakmı - ya başladı. Kendini tutamadı, sor- du: — Nasıl; şu beygiri satıyorsun, değil mi? İşte şu yanıbaşında du- ran beygiri!, Beygirin sahibi kayıtsızca sordu: — Beygiri mi? Mademki isti yorsun, satalım. Tabii satıyoruz. Yegor İvaniç te güya beygire ih- tiyacı yokmuş gibi bir tavır takın. mak istedi. Fakat kendini tutama- dı. Adeta heyecanlanarak: — İki gözüm, dedi, benim bir beygire şiddetle ihtiyacım var... Ben bir beygir satin alabilmek i- çin üç sene saman yedim. Anla, bak. Beygire ne kadar ihtiyacım varmış! Bu senin beygire ne isti- yorsun? Fakat insaflı bir fiyat söy- le”, Beygirin sahibi muayyen bir fi- yat söyledi. Yegor İvanic, bu söy- lenen fiyatın hakiki fiyat olmadı- ğını, alış veriş kâldelerine | göre, söylermiş bir fiyat olduğunu bil diği için hiçbir pazarlığa girişmek” sizin beygiri muayeneye koyuldu. Beygirin dişlerine baktı. Dilini çek- ti. Göz ve kulaklarına üfürdü. Hay- vanın ötesini, berisini o kadar kur- caladı ki, nihayet uslu ve sessiz hayvan bile ürktü. Çifte atmıya başladı... e PE ŞA FELAKET Türkçeye Çeviren: B. Tok 8-5 - 1938 ME AREREAAAEA KARA SEAS DAA AE DEE ODAYA ARAS OEM ALDAN 00 AYARA EAA Muayene faslı bittikten sonra Yegor İvaniç çizmelri içindeki pa- raları bir defa daha elledi ve bey- girin sahibine döne-ek: — Demek ki, dedi, beygiri sati- yorsunuz? Beygirin sahibi, biraz cani $i- kılmış bir halde: — Satıyoruz, dedik a, diye tek- rarladı. — Peki, sen şimdi bu beygire ne istiyorsun? Beygirin sahibi bir fiyat söyle - di ve hemen oracıkta pazarlık baş- Jadı, Yegor İvaniç, iki defa çizmeleri- ni çıkardı. İki defa paralarını or- taya döktü. İki defa yine giydi Birçok defalar yemin etti. Birk: defa göz yaşlarını sildi. Bu beygi alabilmek için altı yıl saman ye - “öinden, böyle bir beygire şid- detle ihtiyac olduğundan bahset- ti. Beygirin sahibi iyatı yavaş ya- yaş indiriyordu. Nihayet "üyuştu. lar.. Beygir sahibi; — Haydi hayırlısı, dedi, al gö- tür! Doğrusu güzel beygir. Tüy- leri de, rengi de güzel. Bak şu ren- ge: Ne çekicl!, Yegor İvaniç: — ece irem gir len ya, dedi. Bu renk beygirlere pek yaraşmaz!, Şunun fiyatını biraz da- ha kırsana!. — Rengini ne yapacaksın? Bey- girin rengile mi çift süreceksin? Bu kuvvetli delil-Körşisında mat olan-KoYTü şapkasını yere'attı, 0- nu birkaç defa çiğnedikten sonra: Haydi bakalım, dedi, senin dediğin olsun!. Sonra bir taşın üstüne oturdu. Çizmelerini çıkardı. Uzun, uzun pa ralarını saydı. Başını hafifçe bir yana çevirerek, büyük bir acı ile paraları teslim etti.. Beygir sahibi, paraları koynuna yerleştirdi. Artık “siz,, üzerine ko nuşmıya başlıyarak: — Beygir sizin oldu, dedi, götü- rebilirsiniz! Yegor İvaniç, beygiri yedeğine alarak götürmiye başladı. Büyük bir sevinç içinde idi. Dilini şapır- datıyordu. Beygire Marusya adını taktı. Ancak meydanı geçtikten ve yan sokaklardan birihe saptık- tan sonra hayatında ne mühim bir hâdise cereyan ettiğini anladı. Birdenbire kasketini o başından çıkardı. Yere atarak çiğnemiye ve ne kurnazca pazarlık ettiğini dü- şünerek gülmiye başladı.. Şapkayı tekrar başına geçirdi, Yoluna de- vam etti. Hera gidiyor, hem sevinç içinde söyleniyordu: — Nihayet benim de bir beygi- rim oldu.. Yaşadık. Herifi adama- kıllı kafese koyduk. Sevinci biraz yatıştıktan sonra sağına soluna bakmıya ve gözleri- le geleni, geçeni, atı seyretmiye, çağırmıya başladı. Fakat gelen, ge- çen onun bu davetine aldırmadı. “Allahim ne olur, şöyle hmşe- rilerden birine rastlasak!,, diye ak- lından geçirmiye başladı. Derken, yakın köylerden bildik bir köylü gözüne ilişti. Sevinçle: — Hemşeri, hemşeri, diye ses- lenmiye başladı. Biraz buraya bak- sans! Esmer mujik, selâm vermeksi * zin Yegör İvaniçin yanına yaklaş” tı. Beygiri seyretmiye başladı. Yegor İvaniç: — Bak, dedi, işte bu beygiri s0 tın aldım. (Devamı 8 incide)

Bu sayıdan diğer sayfalar: