27 Mayıs 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

27 Mayıs 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© binlerce lirm temhhük alter güreş 5 Fenerbahçe ile oynayacak olan Tamşvar takımı F. Bahçe rekabet aleyhine yayılmamasmı sinde bulunduğu hafif çatlaklardan gazetelere sızmakta olduğunu görmekle müteessiriz. Kazandıkları veya kaybettikleri zaman kendi sporcularını müdafaa- da gıptaya şayan bir beraberlik gös- teren İzmir gazetelerini bu yüzden takdir ederken, körü körüne bir ta - kımın leh veya aleyhinde bulunma- nın memlekette teessüsünü istediği- miz sporcu zihniyetile tezat teşkil ettiğini bir kere daha — hem de — meslekdaşlarımıza hatırlatmaya mec bur olduğumuza doğrusu hayıflanı- yoruz. © “ Mesele şudur: Türkiyenin en muntazam, en mü- terakki ve en kuvvetli spor klüple- rinin başında gelen ve şüphesiz baş- ka şahsi hisler taşımıyan her Türk için iftihar edilmiye değen Fener - bahçe klübü, bu pazar Rumanyanın Tamşvar takımiyle maç yapacaktır. Bunun için bu yabanci takıma karşı tir. Fenerin bu teşebbüsü spor âle- minde rakip veya taraftar olsun her Sporcu veya spor muhibbi için ancak takdirle ve teşvikle karşılanır bir şeydir. Bu gibi teşebbüsler olmasa «nebi takımlarla temas imkânları bulunabilir mi?, Bu böyle İken bir iki gündelik ga- zetede Fenerbahçenin federasyondan izin almadığı için Rümenlerle maç yapamıyacağı nizamı iyi bilenlere mahsus bazı avukatça tafsilâtlâ ya - zılmaktadır. Nizamın sporu formaliteye feda e- dercesine taraftarı görünen bu arka- daşların spor kurumunun göz göre göre Fenere haksızlık yaptığı za - Basketbolde Fransızlar Yenildiler 21 Mayısta Litvanyanın merkezi o- lan Kaunas şehrinde 12 bin kişilik bir seyirci kitlesi huzurunda Fransa mağlüp olmuştur. Fransızlara olan mağlübiyetlerinin a- cısını çıkarmışlardır. Fransiz oyun- cularının atletik mezayalarına rağ- men Litvanyalılar vücut faikiyetlerin den kazanmışlardır. ———— Hakem Komitesi Yeniden Seçilecek Futbol Federsyonu tarafından şeh rimizde teşkil edilmiş olan hakem ko mitesi azaları arasında bazı değişik- likler yapılmış ve heyete yeniden a- zalar seçilmiştir. Yeni hakem komitesine - riyasete Nüzhet Abbas, azalıklarına mıntaka ikinci reisi Muhtar, futbol ajanı Ab- © dullah, hakemlerden Basri ve Nuri seçilmişlerdir. li Hapisanede Yatan — Tenis Şampiyonu Almanların en iyi tel şaznpiyont | kadar sartesi olabilecektir. Gramm bir sene hapse mahküm ol-| Fransız gazeteleri, son çarpışmalar i muştur. Gazetelerin yazdıklarına ba-|da Alman takımında Gramm'ın bulu © kalırsa, Almanyayi Davis kupasında | nacağını kuvvetli bir ihtimal olarak birkaç kere temsil eden bu meşhur teİ yazmaktadır. ii Rumen Takımile Karşılaşıyor Klöpçülük ismi verilen kötü hastalığın, klüpler arasmdaki asıl milli basketbol tekımı Litvanya ile karşılaşmış ve 24 e karşı 36 sayı ile Bu suretle Litvanyalılar Pariste Bu Hafta isterken, bunun matbuat cephe- /manlar bir Istanbul gazelesi sıfatile | telâşlanması ve sarı - lâcivertlileri kurumun kara kuşi kararlarına kar-| şı müdafaa etmesi gerekmez miydi?, Fenerbahçenin bu seferki temas - tan futbol federasyonunu baberdar etmediğini iddia eden bu gazetenin bu malümatı ve buna ait nizami taf. silâtı nereden aldığını biliyoruz. Bu İyer Istanbulda spor ahenginin tees- İsüsü ve mümkün olduğu kadar spor hareketlerinin artmasını temin için kurulmuş bir yerdir. Harekâtının başlıca kılavuzu, klüplere -kolaylık, sporun inkişafına muavenet ve her- kese dostluktur. Üstü örtülü yazdı - gımız bu satırlarla vermek istediği - miz nasihatlerden hisse almasını te- menni ettiğimiz bu yerin hikmeti vü. cudile taban tabana zıt hareket ve hallerde bulunmamasını umumun binlerce lira taakhüt «altına girdiği sıralarda onun ziyanını mucip ola - cak neşriyata girişmelerinde hınç al- mak hissini söndürmek zevkinden başka bir fayda olmadığını da hatır- latırız. Bu da sportif bir şey değil- dir. Hulâsa muhakkek bir şey varsa: Fenerbahçe bu hafta Rümenlerle İoyun oynuyacaktır ve maç Fenerin kendi sahasında olacaktır, Bir Ru- men takımına karşı oynıyan Fener- bahçeye muvaffakıyet dileriz. Rumen takımının bugün limanı - miza muvasalat edecek olan Ruman- a vapuruyla gelmesi beklenmekte- idir. * Belgrada Gidiyor Üç ay evvel şehrimize gelerek Ga- latasaray ile bir müsâbaka yapan Yu goslavya klübünün yirmi beşinci yıl | dönümü münasebetile Belgrada gide | eek olan Galatasaray birinci futbol takını seyahat hazırlıklarına başla- mıştır. Uçü Belgratta, ikisi muhtelif şe - hirlerde elmak üzere beş maç yapa- cak olan Galatasaray takımı sekiz Ha ziranda Belgrada hareket edecektir. Zile Sl Atatürk Altın Kupası Güreşleri Edirne, 26 (A.A.) — 4 ve 5 hazi- randa Ankarada yapılacak Atatürk altın kupası güreşleri için Trakya - nın Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ vilâyetlerindeki pehlivanlar arasında seçme müsabakaları yapıldı. Bu seç- melerde ayrılan yedişer kişilik gü- reşçi gruplar Edimeye gelmiştir. Bunlar arasında bu akşam halkevin- de yapılacak olan Trakya bölgesi grup birincisi ayrılacaktır. Bu müsa- İzmir Mıntakası Val NOTLAR: Şeyhin Kerame Türk spor kurumunun işleri en ufak memnuniyeti bile çekemi- yecek hale geldiği için istisnasız olarak Türk matbuatında bu mü- &sseseyi sena eden bir satıra te- sadüf etmek mümkün olamamak ta, buna mukâbil kurumun neş- retmekte olduğu (Dergi) de ai sira işlerin pek parlak gittiğine dair satırlar görülmektedir. Bu a- rada bilhassa iki senedenberi baş aşağı gitmekte olduğu riyazi bir hakikat olduğu için hiç bir mu- galataya tahammülü olmıyan bir sporu parlak göstermek için o- nun başında bulunan bir zat müs tear İsimlerle kendi yaptığı işleri sık sık medhetmektedir. Bir adam karakteri müsait 0- lunca kendi kendini methedebi- lir. Bunu bir başka imza altına- da saklıyabilir. Arkadaşlık ve dostluk hislerile kurumca da bu- na müsamaha olunabilir diyelim. Lâkin işin garibi şudur ki bu zat kendini methetmek için yazdığı makalelere mukabil yazı ücreti almaktadır. Bütün bu acı gülünç vaziye- tin yegâne teselli noktasi şudur: Bereket, bedava dağıtılan bu der giyi kimsenin okuduğu yoktur. Burdurda Serbest #asasanasaaaemse2. : Güreşler e Burdur güreşçileri bir arada Burdur, (TAN) — Haziranın ilk haf tasında Ankarada yapılacak olan ser best güreş müsabakalarına edecek Burdur güreşçilerinin seçme- leri nihayete ermiştir. iştirak Ağır siklette Ahmet, 87 kiloda Mu sa, 72 kiloda Mustafa, 66 kiloda Hur şit, 61 kiloda İsmail, 56 kiloda Hik-| met kazanmışlardır. Seçilen güreşçiler önümüzdeki haf ta içinde Ankaraya hareket edecek - lerdir. gp MOSKOVADA m TÜRKİYE İCİN RADYO KONSERİ 29 Mayıs 1938 Pazar günü $ant 18,30 da Moskova Radyo istasyo nu 19,76 ve 24.88 “KISA dalan üzerinden, vaktile (Türkiyede konser vermiş olan meşhur sanat kârlardan Viyolonist OYSTRAH ile ŞANTÖZ BARSOVA'nın iş- tirakile Türkiye için tertip edi- len bir konseri neşredecektir. Bu konser ayni zamanda Ki- ev 1210, Simferpol 360,6. Erivan ve TB radyo istasyonlarile de . Konserin tek nil al tam saat 19 de baslı- B yacaktır. « hyi'nin Cezalandırılmasını İstedi Evvelki İzmir, (TAN) — hafta burada muvaffakıyetsiz Perl maç ya- pan Galatasaray takımının kaptanı eski İzmirli Vahyinin İstanbula avde tinde Izmir sporu ve hakemleri a - leyhinde gazetelere verdiği beyanat, burada infial ve teessür uyandırmış. Bunun neticesi olarak hilâfı hakikat TAN arayan Ermeniler (Başı 1 incide)) Balkan Birliğini yaratan ruh,'na- sıl Yakın Şark davalarını kökünden teşhis ve tasfiye etmişse Ermeni me- selesi denilen meseleyi de öyle bir tas fiyeye uğratmıştır. Bu işin bütün me suliyet yükü sömürgeci devletlere git İtir. Bizim gözümüzde Ermeniler, sırf bu devletlerin emelleri yüzünden iğ- fale ve gadre uğrayan ve çok felâket gören bir unsurdur. ömüre ve istilâcı devletle- rit hepsi, dünkü çirkin usul» lerden elçekmişler ve Yakın Şark in- sanları arasında kurulan birliği ve âhengi barış ve insanlık adına alkış lamışlardır. Bunun bir istisnası var- dır. O da Fransadır. Fransız sömürgecileri, Hataya o ka dar Ermeni doldurmuşlardır ki Er- menilerin mikdarı Arapları geçmiş- tir. Açıktan açığa itiraf ettikleri gibi, bu Ermenileri ayni zamanda silâhlan dırmışlardır. Bundan maksatları ne? Maksatları İşte şudur: Sadece dünkü mürteci, ba İyağı usulleri tekrar etmek, sömürge- cilik menfaatleri namına Ermenileri ön safa sürerek top yemi diye ez- dirmek, sonra bütün dünyaya karşı: “Türkler Ermenileri eziyorlar” diye eski usul propaganda yaygaralarını kullanmak... Fransızlar, bütün siyasi hesapları- nın irtica ruhuna dayanan harici si- Yasetleri neticesinde çöktüklerini gör | dükleri gibi bu oyunları da boşa gi- decek ve kendi aleyhlerine dönecek- tir. Ermeniler zeki insanlardır. Gözleri açılmıştır. Dünkü dolaplara bir defa daha kurban olmalarına ihtimal ve- rilemez. ütareke, Ermeniler için en bü- yük imtihan meydanıydı. Bü- tün dünya âleyhimize dönmüştü. Her Da ELEĞİ Yes KİĞÜYRLİ, rm PE heri gözlerini kararlımıştı, Böyle şartlar arasında başlıyan Türk istiklâl mücadelesine Ermenile- rin en büyük düşman kesilmeleri bek lenirdi, değil mi?. Halbuki İstanbul- da büyük mücadelemize en çok hiz- met edenler arasında bir Pantikyan görüyoruz. Yarın mücadelemizin mu» fassal tarihi yazıldığı zaman bu Pan- tikyanın hizmetlerine hiç şüphesiz hakkı olan yer verilecektir. Pantikyan, bizden hiç bir menfaat beklememiştir ve görmemiştir. Ana- doluya yapılan silâh sevkiyatını giz- lemek ve kolaylaştırmak için mev- kiini, menfaatini, canını tehlikeye koymuştur. Niçin? Çünkü doğduğu yer diye sevdiği Edirnenin Türk ida- resinden başka bir idareye düşmesi- İne gönlü razı olmamıştır. İstiklâl mücadelesinin tarihinde yurda derin bağlılıklarını isbat eden birçok fedakâr Pantikyanlar vardır. Umumiyetle Ermeniler arasında gözü açılanlar ve Franâız sömürge siyase- tinin takip ettiği - kahbece “emellere karşı şiddetli bir isyan duyanlar da çoktur. iz Ermeniletin bir defa daha iğfal edilebilmeleri ihtimali ü- zerinde değil, Fransız müstemlekeci- lerinin hazırlamaya çalıştıkları oyun üzerinde durmak istiyoruz. Bize in- sanca bir vazife düşüyor: Fransızla- rın dünkü mânada bir Ermeni mese lesi kurmaya ne gibi bir zihniyetle, ne yolda üsullerle çalıştıklarını bü- tün âleme duyurmak... Bunu yapmakla ayni zamanda Fran sız sömürge siyasetinin maskesini de koparıp atmış, bütün çirkinliğini in- sanlık âlmine göstermiş oluruz. Ha- tayda Yakın Şark istikrar ve barışı- nın ne yolda düşmanlarına karşı, ne gibi maksatlarla mücadele ettiğimi- xi bütün dünyaya duyurmak için bun dan uygun bir vasıta tasavvur etmek beyanatta bulunduğundan dolayı 1z- mir mıntakası Galatasaray kaptanı- nın teeziye edilmesini Spor Kurumu Umumi merkezine yazmıştır. ——— Fenerbahçe Spor Klübünden: Rumanyanın “Ciubul Atleti Münsite- Feso Timişnara,, takımı 29 ve 31 Mayıs ta- rihlerinde iki maç yapmak üzere şehrimi- 70 gelecektir. 25 kuruştur. 29 Mayıs DİR pazar günü (lk maç fenep| o Numerote biletler bir Hrüdir. Gişeler sa bahçe ile Rumen takımı arasında saat 14 da'at 13 te açılacaktır. güçtür. Bu suretle Fransız sömürge siyasetinin en kuvvetli sandığı silâhı, doğrudan doğruya * kendilerine karşı kullanmış oluruz. Ahmet Emin YALMAN ——— — Kadıköyündeki Fenerbahçe stadında ya- pilacaktır. Biletler: Kapalı *ribün 50, açık tribün bakalara iştirak etmek üzere Edirne ye başpehlivan Tekirdağlı Hüseyin de gelmiştir. mmm EE İ nisçi bu seneki nihal çarpışmalara eaeemrine / ESMER H ans er ee onu bir gün o- telin holünde gördü. Zayıf, uzun boylu, simsiyah saçlı solgun tenli bir kadındı. Gözleri çok iri idi, Renkleri öy- le kara, öyle kapkara idi, ki dört beş senedenberi damarlarındaki ari kanının safiyetini muhafaza etmek için sarışın ve mavi gözlü- den başka kadına bakmıyan Hans, — çünkü çok dürüst ve İçten ibanmış bir ırkçı idi — otelin ho- lünde esmer kadını görür gör- mez bütün vücudünün garip bir a- teşle tutuştuğunu hissetti. Bu kadının kara gözlerinin ta derinliklerinde bulunan bir mana sami ırkına mensup eski maşuka- sını ona hatırlatıyordu. Sara Tolls- tein, Berlinin şimal mahallelerin- de oturan bir Yahudi ailesinin kı- zı idi, Çok dindar ve sofu olan baba- sının, erkek eşyası satan küçük bir dükkânı ve annesinin muuz- zam bir burnu vardı. Fakat Sara ne bu, buruna, ne de baabsının dini taassubuna te- varüs etmişti. Üniversitede felse- fe tahsil ediyordu Sofrada okunan ekmeği ve şa- rabı paylaşmağa erkek kardeşi Ludvig'den tam iki sene evvel is- yan etmişti. Schröder, bu genç kızı Univer- sitede tanımıştı. Ders saatlerinden sonra kol, kola Tiergarten'in ağaç- lıkları altında dolaşmışlardı. O zaman, ne mesut zamanlardı. Fakat uzun sürmemişti. Birden memleketi kaplıyan bir cereyan Sehröder'in de gözlerini açmıştı. Bir Yahudi kızını sevmenin iha- neti vataniye olduğunu öğrenmiş ti, Bu Hans'ın esmer kadınlarla son macerası olmuştu. Memleketi» ne zarar verecek en ufak bir ha- reket yapmıyacak kadar vatana ia Kaşka arışın ari güzelleri ise on- dan bugüne kadar itifat- larını hiç esirgememişler esmer- leri uhutturmak için ellerinden ge- len ve gelmiyen bütün gayretle- ri sarfetmişlerdi. Fakat bu ecnebi memleketinde — Hans, şimdi bir fabrikanın mü- messili idi. Ve ecnebi memleket- lerinde doluşıyordu, iş seyahatle- ri yapıyordu — bir gün için indi- ği otelin holünde bu genç ve es mer kadını gördüğü zaman eski zâfının tamamile dirildiğini his- setti. Evet onun esmerlere kerşi müthiş bir zâfı vardı. * Esasen oteldeki bütün erkekler o kadının etrafında pervane gibi dolaşıyorlardı. Evli ve bekâr ol- sunlar onun karşısında bildistisna hepsi kendilerinden geçiyorlardı. Ne kadar da cinsi cazibesi vardı. Otel defterine mukayyet ismi Ma- dam Bonatti idi. Bir çok lisan ko- nuşuyordu. İngilizce, almanca, rusça, fransızca... Evli mi idi, dulmuydu?. Tek başına bu iş adamlarının indiği otelde ne arıyordu Kimin nesi idi?., Herkes bunu mersk ediyor ve kimse ne olduğunu, kim olduğumu, Çekoslavakyanın bu şehrinde ne aradığını bilemiyordu. Bir cumartesi akşamı, otelin ye- mek salonunda caz ve dans vardı. Kanının fazla hararetile bütün ırk hazariyelerini unutan Hans ye- rinden kalktı. Ona yaklaştı, onu dansa davet etti. Sade bir “dine” elbisesi içinde tek başına oturan A SEA KA A KE HIKAYE 5.038 GÜZELİ yi Dolly — Tercüme Eden: H.H. £ BANA aaa kadın biran tereddüt eder gibi gö- ründükten sonra yerinden kalktı. Beraber: dansettiler, Dansın s0- nunda onu masasına götürdüğü zaman Hans Schröder müthiş su- rette âşık olduğunu hissediyordu. Hemen şarap ısmarladı. Bir kaç kadehi uzaktan onun şerefine içti. Bu her sıhhate içişleri genç kadın tatlı bir tebessümle karşılıyordu. O yerinden kalkar kalkmaz. yerin- den fırladı. Asansörde beraberdi- ler. Biraz konuştular. Yanyana 0- daları vardı. Kapının önünde bi- ribirlerinden ayrıldılar. ki, üç gün rast geldikleri yerde görüştüler. Üçüncü günü, şehrin bir kahvesinde çay içtiler. O gece otelde değil dışarda yemek yediler. Schröder çok yal- vardı ve Madam Bonatti vaadet- ti: “Bu akşam odanıza gelirim, Vaadinde durdu. Ince vücudünü bir yılan derisi gibi saran siyah parlak kumaştan rop dö şambrı içinde odaya girdiği vakit Sehrö- der, bu aşkın hayatının en büyük aşkı olduğunu kendine itiraf et- ti. Başbaşa tatlı bir yarım saat geçirdiler. Ah bu esmerlerin de bambaşka bir hali vardı. Arı aşk Şal App oni Müse yele ziyordu, r Maşukasına neler söylemiyor- du... Genç kadın birdenbire onun kolları arasından sıyrıldı, fettan bir gülüşle: “.— Sevgilim çok susadim, dedi. Canım şampanya istiyor., — Şampanya mı”. Odaya garsonu çağırmağa im- kün yoktu: — Ne yapalım? — Benim odamda şampanyam var, dedi. — Sen kendi kendine şampan- ya mı içersin? — Susadığım zamanlar onu ter- cih ederim. Sen çok soracağına, şimdi git şu bslkondan benimkine atla al şampanyayı getir. Koridor- dan gidersen nazarı dikkâti celbe- deriz. Onu balkon kapısma kadar sü- rükledi ve o şampanya “ile dö- nünce: — Evvelâ sana zahmetinin mü- kâfatmı vermek isterim, dedi. Al şişeyi ağzına götür ve İçe bildiğin kadar iç. Bir defada ne kaşlar iç- tiğini görmek istiyorum. Hem senden sonra içmek bana başka bir zevk verecek!.. Neşe ile gülüyordu. Ve o içtikçe ellerini biribirine vuruyordu. H Ans içtikten sonra şişeyi ka» dına uzatmıştır. — Sıra senin, dedi. Amma ni- çin bana le bakıyorsun?. Kadın müstehzi bir gülümseme ile: — Seni çok güzel da ondan, dedi. O daha bunu söylerken Hans birdenbire elini ulnmna götürdü. Sallandı. Gen; kadın kolunu tut- tu, Hans adım atamıyacak bir hal de idi. — Bana ne oluyor? diye keke Viyordu. Genç kadın, onu yatağına ya- tırdı, Düğmelerini gevşetti. Hans uyuyordu. Çünkü şişedeki uyku ilâcı onu uyutmuştu. O uyur uyumaz, beynelmilel 0- tel hırsızı Elvira Mancetti, bir sa- niyede kurbanının valizlerinde ve « (Arkası: Sayfa 8, sütün 3 te) bulujorum arz a öy onam arza aw uva mann ina

Bu sayıdan diğer sayfalar: