27 Mayıs 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

27 Mayıs 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5-938 ŞEYH ŞAMIiL PAR a Nİ Hiç Kimse - No: 71 Teslim Olmayı Düşünmüyordu Gerek Şamilin ve gerek Aholko- vin hiçbir kayıt ve şarta tâbi adan teslimini istiyor; aksi tak Ni *, merhametsizce şiddet göste *ğinden bahsediyordu. Mil, artık her şeyi, Allaha bı- iştı. Üç gün devam eden mü eden sonra: via İşte!.. Çarlık siyasetinin iha- ü bir daha tahakkuk etti, Ben, lere kendimi nasıl emniyet e- dk General Grabbenin de de- değil, Allahın İstediği olur. iye, son cevabını yollamıştı. itesi sabah (yani, 22 Ağus- ka, , 1o6ta), dayanılmasına im Ye ihtimal olmiyan bir to; ii y p- N ateşi başladı. Ve bu baş kal ygmiyan ateş arasında hücum in her taraftan Aholkoya sal- rd Biz. burada da susuyoruz. Ve dyo, yine Rus raporlarına terke- az. Bu raporlar, bu büyük İ| Bile sahnesini şöyle tasvir edi- Yorlar; İHer taş yığınını, her kaya ko- ru, her mağarayı silâh küy- Yetiyle zaptetmek lâzım geliyor- Hiçbir kurtuluş ümidi kalmı- i her dağlı, hayatını pahalı sat İstiyordu, Hiç kimse, teslim Yı aklından geçirmiyordu. Herkez, çılgınca bir hiddetle ken- İİ Si müdafaa ediyordu.. Kadınlar | © çocuklar, ellerinde taşlarla, Da- | Batan kamalarile kendilerini Rus hin a 1 Süleri üzerine atıyorlar, akıl- bayret veren bir ” pörvasızlık riyoflardı. . Analar, ne-ken- İl rini-we ne de evlâtlarını düş- İİ ana teslim etmiyorlar evvelâ yerin kendi ellerile öldürdük. Sonra, uçurumlara koşuyorlar; yarını boşluğa © terkediyor- * daha ırmaşın girdap gibi kay sularına varmadan, taşlara çarpa parçalanıp gidiyor- Bombardımandan yıkılmış > taş evlerin enkazı arasında, ibirlerine kenetlenmiş olan ai- #fradınn — biribirlerine kenet- miş cesetleri görülüyordu. Her afta, parçalanmış o cesetlerden iyordu. Ve bunların arasın- © Açlıktan, susuzluktan kadide müş olan vücutlerin, daha bâ- Mücadele hirsıyle kanlı süngü- rin karşısına atılması, akıllara İayret veriyordu.) , (Bazıları, ellerindeki silâhı tes- İN ödesekiniş gibi askerlere u- Mtıyorlardı. Fakat, o anda, o as- İ vurup öldürüyorlar... Ondan da dudaklarında acı bir te- N ile ölümü bekliyorlardı. cum kollarından birinin ku— ndanı olan kaymakam (Tara- Vie) te işte böylece bir ölüme “rban gitmişti.) (Aholko kayasının ME ox soğu kadın, Mak üzere, lee Üzerinden, çocuk ve ihtiyar ol pe ancak 900 esir alına- iş Pişti. Hattâ bunlar bile, yara- dey hastalıklarına, artık hal 3, ve mecalden düşümüş olmaları bâkmıyarak. etraflarında kor- “on çeviren nöbetçilerin süngüle- 8 sarılmışlari onları parçala- m, İstemişlerdi... Hiç kimse, © metin zilletini ölüme tercih et- e istemiyordu. Ve herkeste Şa ae mağrur, kahraman, ve fera *kâr ruhundan bir parça görü- ua.) ACABA ŞAMİL NE OLMUŞTUR ?.. ihasara, tam 80 gün devam ty, SEmişti. Ağustosun 29 un- Yay ünü, (İmamlık) ın merkezi o- Yag “Aholko), kanlı bir harabe ha- ©, düşmanın eline geçmişti. akat General Grabbenin mak- Mar $imdi dünyanın en korkunç eyi gösteren bu halle sah Bia ele geçirmekten ibaret de- Tam (3,000) Rus asker ve zabitinin hayatına mal olan bu fe- dakârlık, ancak ve ancak (Şamil) i ele geçirmek için ihtiyar edilmiş- &. Halbuki Şamil, meydanda de- ğildi. Her köşe, her kovuk, her mağa- ra, her kulübe tekrar tekrar aran- miş; Şamil bulunamamıştı, Bütün cesetler, birer birer gözden geçi- rilmiş; bunların oârasında Şamil görülememişti 5 Bütün esirler isticvaptan geçi- rilmiş; Şamilin ne olduğuna dair hiç kimseden hiçbir şey öğrenile- memişti. Şu halde; General Grabbenin bu kadar fedakârlıkla elde ettiği zafer, bütün kıymet ve ehemmiyetini kay- bedivermişti. Ruslar, bu hayrete şayan hâdisenin mahiyetini gün- lerce tahlil ettikten sonra, nihayet şu hükmü vermek mecburiyetini hissetmişlerdi: — Şamilin, kaçıp kurtulmasına imkân yok. Anlaşılıyor ki'o, düş- man eline geçmemek için, ailesi ef- Tadı ile beraber, tenha bir köşeden kendisini uçuruma atmış, parçalan muştır. Gariptir ki çarçabuk muhite de intişar etmiş; muhtelif tesirler husule getirmişti. Düşman lar, sevinmişlerdi. Dostlar ise, de- rin bir teessür içindelerdi. İşte bu sırada, —yalnız Kafkas tarihine değil, hattâ dünya tarihi- ne bile şeref veren — ulvi bir hâ- dise zuhur etmiş. Herkesi hayret- lere garkeylemişti... Şamilin hem- şiresi (Mesedo) Aholkoya iki gün jmesalede, birsavuldaşoturuyor; (Şa mil) in 6 kartal yuvasında cereyan eden kanlı hâdiselerini, büyük bir dikkatle takip ediyordu. Nihayet, © âcı felâket haberini, o da almış, bu büyük facia karşısında, birkaç dakika donakalmıştı, Sonra hiç kimseye bir tek söz söylemeden, evvelâ evinden ve sonra köyden Çıkmış. tıpkı, alelâde bir gezintiye gider gibi, avulun kenarındaki kor kunç uçurumun kenarma kadar sü künetle ilerlemiş. Orada kısa hir istiğrak dakikası geçirmiş. Ve son ra başındaki siyah örtüyü gözleri- rinin üzerine çekerek kendisini, © müthiş uçuruma fırlatıvermişti. Ma may ırmağının köpüre köpüre a- kan sahillerinde parça parça ol- muş bir külçe kanlı kemik balinde bulunan bu (büyük Türk kadını) Bin mukaddes hatırası, (Hürriyet ve istiklâl mücadelesi) nde en şe- refli ölümle can veren kahraman- ların, Türk kalblerine gurur ve if- tihar veren menkıbelerinden da- ha üstün telâkki edilmiş, bütün Kafkas diyarında, bu asil ruhlu Türk kadını fazilet ve fedakârlığa en yüksek bir misal olarak göste- rilmişti, — Fakat... Şamil ne oldu”. Bunun dedikodusu, daha hâlâ de sam ediyordu. Halbuki bu dediko- dular devam ederken Şamil, hiç- bir insan tahammülünün kudretiy le ölçülemiyecek bir hayat geçiri- yordu. O, tam seksen gün, muhassranın fecaatine bir çelik metanetiyle gö- ğüs gerdikten sonra, artık öon ak- şam ümitsizlikle karargâhına gel- mişti. Karargâh; büyük bir kısmı düşman güllelerile yıkılmış olan evinin harap bir odasından ibaretti, Şamil; kapının önünde, bir taşın Üzerine oturarak henüz altı yaşla. rında kadar olan küçük oğlu (Gazi Mohammed) i istemişti. Ve onu ku cağına alıp yüzüne derin bir na- zarla baktıktan sonra, gözlerini se- maya çevirmiş: — Yâ, Ral Evvelâ bana, son- ra bu çocuğa, niçin bir kurşun İsa- bet ettirmedin. Demişti. Artık anlaşılıyordu ki. Şamil her şeyden ümidini kesmişti. Bu sırada, yanına en sevgili hâ- varilerinden (Şeltili Ahmet) ie (Erganili Hacı Salih) gelmişti. Şa- mil ile aralarında şu kısa muhave- re geçmişti. Şamil — E, ne yapacaksınız”, Ahmet — Sen ne yapacaksan, biz de onu yapacağız. — Artık, ölüme atılmaktan baş ka yapılacak birşey kalmadı. — Ölüm, mü?. Bunu (İmam), aklından bile geçirmemeli. Eğer o ölürse, meydanın (Kâfir) lere ka- lacağını düşünmeli. Arkadaşı da buna şu sözleri ilâ- ve etti: — Vâkıa düşman, artık Aholko- yu ele geçirmiş demektir. Fakat, Aholkonun taşını almak, bir zafer değildir. Maksat, seni ya ölü, veya- hut diri olarak ortadan kaldırmak- tı. Sen yaşadıkça, ve serbest kal- dıkça; düşmanlarımız zafer kazan mış olmıyacaklardır. Onun için bu- radan çekilip gitmelisin. Ve kâfir. lerle mücahedeye devam etmeli- sin. Şamil, başını göğsünün üzerine eğmişti. Bir kaç dakika, âdeta de- rin bir istiğrak geçirmişti. Sonra, başını kaldırarak etrafına göz gez- irmiş... Kapısının yanında duran hizmetçisine şu emri vermişti: — Git.. Ahırdaki atımı kes!. Düşmanların eline geçmesin, Uşak, ahira gitmiş. Belindeki büyük Dağıstan kamasini çekmiş- ti. Fakat o anda at, öyle tatlı bir kişneyişle başını ona çevirmişti ki; uşağın elindeki kama, yere düşü- vermis Uşak ata sarılmıştı; Hüngür hüngür ağliyarak hayvanın gözle- rinden öpmiye başlamış: İHRACAT. i Pamuklarımıza Müşteri Çıktı Rumanyanın yurdumuzdan almak üzere talep eylediği pamukları hükü- metin muvafakati ile İş Limitet Şir- keti temin etmektedir. Piyasalarda Akala pamukları üzerinde istekler artmıştır. Bu nevi pamukların fiyatı 43 - 44 kuruş arasındadır. Yerli sar- fiyatı için de tercih edilmekte olan bu nev'in ihracat bakımından da en mak bul bir nevi olduğu anlaşılmıştır. Mısır Piyasası Gevşedi Mısır piyasasında fiyatlarda biraz İgevşeklik başlamıştır: Beyaz mısırlar İS.01 kuruşa ve sarı mısırlar 5,05 « 5,06 kuruşa verilmektedir. Karadeniz için piyasamızdan son günlerde mısır gön derilmemiiştir. Çarşamba mıntakasın dan fazla mikdarda misir yüklene- rek motörlerle Rizeye kadar gönde- rilmektedir. Orada çuvallı olürak ki- losu 5,30 kuruşa verilen mısırlar ta- mamen satılıncaya kadar piyasarızın gevşek devam etmesi tabiidir. Bun- dan sonra Bandırma ve Adapazar mı sırlarının tekrar yükseleceği tahmin ediliyor. Bandırmada stok mal bulun maktadır. Av Derileri Piyasası Durgun Anadolunun iç piyasalarında av de risi kalmamış ve hemen hepsi şehri- mize gönderilmiştir. Av derilerine el- verişli fiyat bulamıyan tüccarlarımız bu derileri sandıklara yerleştirerek naftalinlemişlerdir. Son günlerde yal nız sansar ve kunduz derileri üzerin- de biraz iş olmuştur. Sansar derileri 6 isk u olarak çifti 1910 - 3000 kürüş ve kunduz derile- rinin de çifti yüzde 5-10 iskontolu o- İlarak çifti 1000 - 1500 kuruş afasın- İda Amerika için satılmıştır. (Devamı var) ÜSTÜBEÇLİ BOYA İzmirde, mesleğinden — dolayı, senenin en büyük kısmında, üstü. beçli derilerle çalışmıya o mecbur olan bir okuyucumuz, bundan za- rar görmiye başlamış, gazeteye mektup göndererek —tabii mesle- ğini bırakmamak şartiyle— ne Yapması iyi olacağını soruyor. İstübeç, kurşun karbonatı ol- duğundan, onunla yahut boyasiyle çalışanların zarar görmesi kursun. la zehirlenmek demektir. Kurşu- n kendisi yahut tozları üstüpeç- en daha başka şeylere de girdiği için, kurşunla çalışmıya mecbur 0- lan daha başkşa okuyucularımız da bulunsa gerektir. Ondan dola- yı İzmirdeki okuyucumuzun sor- duğuna burada cevap vermek fay dasız olmiyacağını sanıyorum. Eş zehirlenmenin o bir seki vardır, fakat onu burada söylemiye lüzum olmaz. En çok de fa bir kaza eseri olarak kurşunlu bir maddenin vücude girmesinden ileri gelen bu türlü birdenbire ze- irlenme kendisini çabuk belli e- der... En çok görülen sekli, O kurşun tozlarile calısanlardaki müzmin ze hirlenmedir. İnsan her gün pek e- hemmiyetsiz bir miktarda, bir, iki miligram kurşun tozu yutsa bir. kaç hafta içerisinde zehirlenme. nin alâmetleri meydana cıkar, Kurşun tozunun yutulması en ziyade onun tozla karışmasından. dır. Fakat ellerde yahut vücudün açık bir tarafında göze görünmi- yecek kadar kücük bir acıklık bu- lumursa oradan kurşun tozları vü- cude girer. Müzmin zehirlenmenin alâmet- leri, hele ihtHâtları burada yazıla» mıyacak kadar çoktur. Yalnız, en mühim alâmeti olan karın ağrısını hatırlatacağım. Zaten karın ağrısı kurşunla zehirlenmiye | başlıyan. ların en çoğunda hemen hemen ilk olarak meydana çıkan alâmettir. Kurşunla çalışanın karnı ağrımı başlayınca hekime müracaatte ih- mal etmemelidir. Daha iyisi, şüphesiz, karın ağ- rsi meydana çıkmadan, kurşunla zehirlenmemek için tedbir almak- tar. Kurşunla, yahut onun tozlarile yapılan maddelerle çi bur olanlar, bir kere, çalışmalıdır. Atelye ne kadar ha- valandırılırsa kurşun tozlarını yut mak ihtimali o kadar azalır, Ellerde, vücudün açık yerlerin. de, en küçük bile olsa, yara bere belunması tozların vücude girme- sine bir yol olur. Ellerile çalışan- lara da, kendilerinde böyle küçük bereler hulunmıyacağını kimse te minmin edemez. Onun için kurşun Ta çalışanların ellerine ince bir el- liven, mümkün olursa, lâstik el. diven takmaları pek tedhir olur. Herhalde çalışırken bir iş göm- leği giymek şarttır. Calısılan yer. de yemek vemek tehlikeli olur, iş- ten çıkarken, hele yemeğe gider. ken elleri sabunla yıkamak, tır- nakların arasını fırçalamak mut- Taka lâzımdır. Vücude giren kurşun tozu ağız- dan, deriden. karaciğerden ve böb reklerden çıkar. Onun için günde İki defa ağzı ve dişleri temizlemek lâzımdır. Deriden cikmasına kar- $ı haftada hiç olmazsa iki defa kü- kürtlü banyo, sonra da vücudü sa- bunlamak iyi olur. Kükürtlü ban- yo, biraz külfetli olmakla beraber, evde de yapılabilir; Trisülfür dö potasyom denilen kükürtlü maddeden 50 gram bir litre kadar sıcak su içinde eritile- rek banyo suvuna karıstırılır. Hem karaciğerden çıkmasını ko laylaştırmak icin, hem de kurşun inkıbaz verdiği için ahları 50 gram, İsterseniz daha ziyade, zey- tinvağı. Böbreklerden cıkmasını kolay- lastırmak için çokca süt. Karın ağrısı gelirse, ona karşı da —hekimgörünciye kadar— ka- rın üzerine sıcak suya batırılmış bavlu, ihtiyatlı bir GÜNLÜK PIYASA Ziraat Bankasının yumuşak buğ - daylarından o 715 bin kiloluk bir parti kilosu 5,28 kuruştan de- ğirmencilere ve sert buğdaylarından 75 bin kiloluk bir parü de kilosu 540 kuruştan tüccarlara satılmıştır. 23 bin kilo sert tüccar malı 5,03.5.28 kuruştan ve 103 bin kilo yumuşak buğday 6,25-6,05 kuruştan satılmıştır. * Adapazarı misirlarının kilosu 8,06 kuruştan ve Bandırma mısırlarından kilosu 8.19 kuruştan çuvallı olarak Zonguldak için yüz çuval salılmıştır. * Kars arpalurından 38 bin kilo çu- vallı olarak kilosu 4,32 kürüştan Ak şehir mallarından 15 bin kilo 4.21 ku ruştan ve Akşehirle Yerköy çavdar- larındın 39 bin kilalıke iki parti 5.07. 507.5 kuruştan verilmiştir. * Dünkü satışlarda bir miktar güz yö nü 73-75 kuruştan, mal cins tifük 104.50 kuruştan, kızıl yapak 55 ku- ruştan satılmıştır. ÇETE EEE eee ; ZİRAAT: Kuru Baklaya Müşteri Çok Yeni mahsul kuru bakla için şim- diden piyasamıza müracatalar olmak tadır. Kuru bakla için alivre alıcılar artmıştır. Bu arada kilosu dört buçuk kuruşa külliyetli mikdarda kuru bak la istekleri olmuştur. İzmirde ilk bak İla piyasası kilosu dört kuruştan açıl İ mıştır. Düne kadar bir ay sonunda teslim şartile iki yüz bin kilo kadar alivre satışla bakla alanlar olmuştur. Fiyatlar 4 - 4,20 kuruş arasındadır. 4,25 kuruşa satıcı teklifleri yapılmak tadır. Bu sene kuru bakla rekoltemiz çok İyi tahmin edilmektedir. Hava- ların müsait gitmesi ve zeriyatın faz lalığı mahsulün iyi ve bol olduğunu göstermektedir. Çok PeynirGeliyor deki buzhanelere külliyetli mikdarda peynir getirilmektedir. Getirilen be- yaz peynirlerin mikdarı her gün 500- 1000 teneke arasındadır. Her teneke- de 18-20 kilo bulunduğundan tene- kesi 625 - 650 kuruş arasında satılı- yor. Buzhane masrafı olarak teneke başına elli kuruş alındığından bu 8€- neki peynirlerin en iyilerini toptan 35 - 38 kuruştan almak mümkün o- labilecektir. BORSA | 26 —5 — 1938 ÇEKLER Açış Kapan 23.585 0.1905 15.010 4683 BTM 24720 84.08 14380 2208 1312 19108 42144 .— 285728 0.100180 18.01 4.8033 871405 341 640043 1446 2287 13115 191 42125 3.9004 100.60 1065175 3484 © 3ABA6O 271465 27455 31632 3.1020 İ Budapeyte Bükreş Belgrad Yokohama Stokhalm Londra 625.— 62825 Moskova 20045 23855 PARALAR mm a Muhtelif mıntekalardan şehrimiz-; SANAYI : Yapağı Fiatları Biraz Düştü . İ Piyasalarımızda yapak üzerine iş İolmamaktadır. Yalnız yerli fabrika- larımız birer mikdar mal almışlardır. İhracat için satışlar durmuştur. Sur! yede fazla yapak istihsal edilmiş ve fiyatlar 24 - 25 kuruşa düşmüş vidu- ğundan bu düşkünük piyasamıza da tesir etmiştir. Dünya piyasalarından gelen haberlerde fiyatların umumi şe kilde düşkün olduğu kaydedilmekte- dir. Anadolu yapaklarımızdan ancak iç piyasalarda satışlar olmuştur. Trak yanın kıvırcık yapakları en makbul bir cins olduğu için ihracata çok el- verişlidir. Ancak fiyatlar ismen 44 - 46 kuruş arasındadır. Sovyetler piya samızdan mal almak fikrinde jseler de fiyatların 40 kuruşa düşmesini beklemektedirler. Son günlerde fazla mikdarda tiftik alan Sovyetlerin ken dilerince müsait gördükleri fiyatları bulurlarsa yapaklarımızdan da bir hayli mal alacakları haber alınmıştır. A ga İTHALÂT: Ithalâtımız Son Ayda Epeyce Arttı İstatistik Umum Müdürlüğü 1938 senesi Nisan ayına âit harici ticaret is tatistiklerini tamamlamıştır. Alınan neticelerden geçen senenin ayni ayı na nazaran ithalâtta 6 milyon iki yöz bin lira, ihracatta da 1 milyon beş yüz elli iki bin lira artış vardır. İtha- Mt ve ihracat kiymet yekünlarının 936 - 037 sentlerile mükayesesi aşâ- gıda gösterilmiştir. (Rakamlar üç si- fır ilâvesile) 1908 1997 1906 İthalât 14585 8064 OTMSR İhracat 94 7856 6612 Başlıca ithalât maddelerinin 4 aylık ra- kamları: (Rakamlar üç sifir ilâvesile) ima (1957 1830 1562 2509 34 323 00 203 4737 1336 4528 Yün, kit ve iplikleri Yün mensucat Pamuk ipliği Pamuk mensucat Demir ve çelik Makineler 0.084 Kara nakliye vasıtaları o 2868 Başlıca ihracat maddeleri, kamları: (Rakamlar üç sıfır iâvesi 1908 12.300 3.014 3.645 1400 1834 Tütün Kuru üzüm Pamuk (ham) Krom cevheri Arpa Pındık (kabuklu, ka- buksuz) 34T3 3685 Ham deri 1138 871 Harici ticaretin başlıca memleketler fi. barile Inkısamı şu veçhiledir: (Rakamlar üç sıfır ilâvesile) İmalat 1san 1937 Almanya oo 688 3483 Çekoslovakya 1.168 94 İngiltere 1695 420 Amerika 1729 1523 İtalya 405 o 66 İsveç 5 17 Polonya 6 49 Zeytiny. Geliyor İki gündenberi şehrimize muhtelif mıntakalardan fazla mikdarda zeytin yağı getirilmektedir. Fiyatlar bu son mevrudatın fazlalığından dolayı ya- vaş yavaş düşmeye başlamıştır. Eks- tra yağlar 41 « 43 kuruşa kadar alı- nabilmektedir. Mevrudat daha ziya de genişliyecek olursa zeytinyağların da daha ucuzlayacağı tahmin olunur. İKİNCİ DÜNYA YAZAN: SAMİM KOCAGÖZ Çok beğeneceğiniz bu “ROMAN” ş “YENİ KİTAPÇI, dan isteyiniz, Fiyatı: 40 kurüeterr, 1474 2.70 1.059 1543 İhracat 198 1087 2121 1080 1m 76 08 402 406 “ “

Bu sayıdan diğer sayfalar: