7 Haziran 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

7 Haziran 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AR za BRL AAN RAN — 7-693 TAN Gündelik Gazete TAN'in hedefi: veyde kartin Haberde, fikirde, hars temiz, dürüst, samimi elm gazetesi o olmıyan © çalışmaktır. a. ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi Mo Kr, 200 Er, 0 Er, 1599 Kr, 400 Kr, SAY 800 Kr, 150 Kr, 1Ay 300 Kr, Milletlerarası posta İftihadına dahil ol- Miyan mersleketler icin 30, 16, 8, 3,5 ira dir. Abone bedeli peşindir: Adres değiş- Hirmek 25 kuruştur. Cevap Için mektap Jara 10 kuruşluk pulilâvesi lâzımdır. 1 Sene BAY GÜNÜN MESELELERİ Iki Aylık Bilânço Yazan: M. ZEKERİYA Son bir iki ay içinde yapılan işle- te şöylece toplu bir göz attınız mi? Günün hâdiseleri içinde yaşadığımız için, bunların toplu manzarası gözü- müzlin önüne gelmiyor. Tıpkı, orma- mın içinde bulunan bir adamın or- manı görmemesi gibi, Halbuki son İçindeki hâdise- | eri şöyle bir sıralayınız: 1 — Yunanistanla ittifak muahe- desi imzalanmıştır. 2 — İngiltere ile mtmasebetlerimiz sıklaştırılmış ve 100 milyon liralık bir kredi temin edilmiştir. 3 — Maziyi tasfiye eden bir af ka- munu hazırlanmıştır. 4 — Hatay meselesinin silâhsız halli temin edilmiştir. Yalnız bu dört büyük mesele, bir devletin birkaç senelik hayatını dol- duracak kadar büyük birer hâdise- dir, Sessiz ve gürültüsüz çalışan Celâl Bayar hükümeti, memleketin istikba- Mi üzerinde mühim inkılâplar yapa- cak olan bu muvaffakıyetlerinden dolayı cidden bütün milletin sevgi ve #iikranını kazanmıya liyakatini isbat etmiştir. * Harp Tehlikesi Uzaklaştı Avrupada, bir müddet ortalığı pek dağılmıştır. Çekoslovakya, “Südet Almanları meselesini halletmek üzeredir. Bu- rada İngiltere ve Fransanın müdaha- lesi bulanık havayı düzeltmiş, harp ihtimallerini bertaraf etmiştir. İngiltere, Çekoslovakyadaki Sü- detler meselesinin hallinden sonra Almanya ile müzakereye girişmek niyetindedir, Bu müzakerelerde bil hassa iki meselenin halline çalışıla- caktır. Biri Almanların müstemleke iddiaları, diğeri İspanya harbinde bir mütareke temini, - Filhakika, dünyayı tehdit eden iki tehlike kalmıştır. Birincisi Almanlar | rin büyük Almanyayı kurmak ve müstemlekelerini geri almak iddiası, diğeri İspanya harbinin beynelmilel bir karışıklığa meydan vermesi ihti- Mali. o İngiliz O Başvekilinin ga Yesi bu tehlike © ihtimallerini de ortadan kaldırmak ve dün Yayı İngiltere kuvvetleninceye ka- dar sulh içinde yaşatmaktır. İngilte- ?e kuvvetlendikten sonra da arzusu. Mw herkese zorla kabul ettirecek ve harbin önüne geçmiye çalışacaktır. Bu, madalyanın yalnız bir tarafı dır ve hâdisatı pembe gözlükle gö- Tenlerin görüşüdür. Temenni edelim ki hu tasavvurlar akikat sahasına çıksın ve dünya ra- bat yüzü görsün. Yalnız şu var ki, İn- #iliz Başvekilinin siyaseti ortada Mevcut ârizi davaları halledip ergeç İr dörtler misakına varmaktır. İn #iltere, Fransa, İtalya ve Almanya- *n mürekkep bir misak. Öyle bir Misak ki, bütün dünya dört büyük devletin bir müstemleke sahası hali. Belsin. Büyükler birleşince kü- tüklere söz kalmasın. K Maamafih, bugün için daha bu ha- den çok uzaktayız. Bugün İNYanın sulh içinde yaşaması kâfi ettir, bununla müteselli olalım. Mütecaviz Talebe Tahliye i Edilmiyor nü >mir, (TAN) — Boca kültür lisesi Se silihla makamında tehdit | Zakiniş ebe Sabahattin, Ahmet ve n tahliye talepleri asliye ceza Mal hkemesince reddedilmiştir. Bunla- mı Bin bagi uhakemtelerine 15 Haziranda anacaktır. TAN Münasebetleri Türk - Fransız Tarih şunu gösteriyor ki, Türkler, Fransız- lara her devirde sonsuz lütuf ve yardımlar- da bulundukları halde, Fransızlar zayıf ol- dukları zaman ayaklarımızâ kapânmışlar, kuvvetlenince de bizi ısırmışlardır. Fransız murahhasları en son 1921 de An- kara İtilâfnamesi imzalanırken de yine bu ananevi rollerini oynamışlar ve dost gözü- küp Türkü arkadan bıçaklamıya kalkışmış- lardır. arihte Türk » Fransız müna sebetleri 16 ıcı asırda baş lar. Alman imparatorluğu tacı için rakibi Don Karlosla harbe mecbur olan Fransa Kralı birinci Fransu- va, Poitlers önünde mağlüp ve esir olmuş bulunuyordu. Valdesi Mar- guerite de Savoie'nın delâletile gön derilen Frankipan adlı elçi Avru - palıların Magifigue lâkabile an - dıkları Kanuni huzuruna çıkmış ve Fransa Kralının valdesinin istir - hamlarını atzetmişti. 1526 da karadan bizzat Kanuni, iki yüz bin kişiyle Muhaç önlerin- de Şarlkenin eniştesi Lâptşu maj lâp etmiş ve Macar Kralının ölü- mile biten bu hezimet, Osmanlı or dularını Budine sokmuştu. Ayni s8 ne Barbarosun kumandasındaki Os manlı donanması kendisini Marsil- ya önlerinde karşılıyan Fransız do Banmasını da peşine takarak Balear adalarını ve İspanya sahillerini döv müş, Şarlkeni mana mecbur etı- Tele Meranis MLİ-3 sile kurtulan birinei Fransuvanın ilk işi, bir haçlı seferde Şarlkenle beraber Türklere karşı muharebe- ye iştirâk taahhüdü oldu. Tarihte bundan daha şâhane bir nankörlük misali asla görülmemiştir. Birinci Fransuvanın bu şerefsiz hareketine, Kanuni daha büyüklük Je mukabele etmiş 1835 te elçi Mar ki de Lâfura capitulations namı verilen geniş müsaadeleri, Fransız tüccarlarına temin eylemişti. Fran sanın riyakârlığına Türk Jütufla mukabele eyliyordu. 17 inci asırda Fransa Krallığı ile yine iyi münasebetler idame eden Osmanlı İmparatorluğu bu lütuf ve imtiyazları daha geniş bir çer- çeve içinde büyütürken Fransayı ne on altinc: asrın sonunda kemi- ren mezhep mücadelelerine karış- miş ne de 17 inci asırda 30 sene harp lerinde onu bir husumet çenberile saran Avrupa devletlerinin ittifa - kına karışmıştı. Bilâkis yirmi se- kiz Mehmet Çelebi ve oğlu Sait | Efendiyi Fransaya elçi göndermek le oranın (Rokoko) tarzını taklide ve Fransız kültürüne yer vermiye çalıştı. 14 üncü Lül devrinde ise Osmanlı İmparatorluğu Avustur - ya ile giriştiği bir sürü muharebe- ler yüzünden Fransayı ezilmekten ve tam bir hezimete yuvarlanmak tan korumuştu. 18 inci asra gelin- ce; Lehistan veraseti harpleri Fran sayı Avusturya ve Rusya karşısın da bıraktığı zaman Osmanlı dev - leti dostunun imdadıma koşmuş A- vusturyayı tam bir hezimete uğra- tarak Lehistan tacını 15 inci Lüinin kayınpederi İstanislas Leççenskinin başına koyabilmişti. Halbuki bu a- sırların sonunda Fransız inkılâbı. nın hürriyet ve ihtilâl dolu fikirle. ri Balkanlarla İmparatorluğun gay ri müslim unsurları üzerinde çok fena bir tesir icra etmiş Fransa ge rek Sırp gerek Rum isyanlarına mü zaheret eylediği gibi on sekizinci asrın sonunda üçüncü Selime hür- metkârane mektup yazarak onu 0- yalıyarak birinci Napolyonun, Mi- sıra ani tecavüzü ve Suriyeyi isti - teşebbüsü gibi hareketlerle karşılaşmıştı. YAZAN: —— Kanuninin lâtfiyle milletinin ve kendi hayatını kurtaran, bilâhara ilk iş olarak Türklere karşı bir Haçlı sefere iştirak etmeye kalkışan Fransız Kralı Birinci Fransua Samih Nafiz Tansu 10 uncu asrın Başında Fransaya Napolyon Fransasına karşı yardım etmiş hattâ general Sebastienin el- çiliği sirasında bu dostluğu İngiliz lerin Ruslarla beraber olmayı teşvik ve tazyik eden siyasetine karşı mu hafaza eyliyerek bu yüzden bir har bi göze almıştı. İstanbul önüne ge - len İngiliz donanmasının tehdit - kâr vaziyetini 1808 senesi kurban bayramının heyecanlı günlerini ya şıyan nesiller pekâlâ görmüşlerdi. ine 19 uncu asrın yarı evve- linde Fransa bu âlicenap harekete çok çirkin bir mukabele- de bulunmakta gecikmedi. Kavala- 1 Mehmet “Aliyi Osmân'i İpara- yana teşvikle işe başlamış ve Os- manli devletini Rus Çarlığının ağu şuna (Hünkâr iskelesi muahedesi- le) atılmıya mecbur etmişti. Bere- ket versin Mısır meselesi, İngiltere nin dürüst müdahalesile düzelmiş, Londra Konferansı aklı selimi hâ- kim kılmıştı, Fransanın bu riyakârlığna bu gizli suikastçılığına karşı Türkler hakikatte Rus - Fransız nüfuzu - Bundan bir müddet evvel, bir ge ce erkenden Yatağıma yatmış yu yordum. Saat on bire doğru, tele- fonun ısrarla çalması beni güzel rüyamdan — uzaklaştırdı. * Hemen kalktım ve “allo,, dememe vakit bulmadan, telefonun diğer ucun- da bulunan ve biraz sonra arka - daşım olduğunu anladığım bir ses: — Yahu poker oynamak yasak mı? diye sordu. — Gevezeliğin sırası değil. Bu gibi sorulacak daha başka sualle- rin varsa bir kâğıda yaz da, yarın tahriren topuna birden cevap ve- reyim, dedim. Telefonu muzip ar- kadasımın yüzüne kapamıya hazır- landığım esnada, © şöyle devam et- 1: — Mesele mühim. Hemen giyin ve kardeşim Recebin imdadına ye- diş. Bu vaziyet karşısında, tabii gi - yindim ve bir otomobile atlayıp söylenen adrese gittim. Meseleyi, kısaca size de anlata - yım: Dostum Recep evine, o ak - şam bir kaç ahbap davet etmiş, E velâ dans etmişler, sonra yemişler, içmişler. Saat dokuza doğru da po- ker oynamak üzere masa başına oturmuşlar. Yalnız, poker oynamak İstiyenlerin adedi beş olduğundan, ve poker oyunu de beş kişiden faz- la kimse tarafından oynanamadığın dan, ev sahibi olan Recep, oyun ha- ricinde kalmış ve oyunları seyret- mekle iktifa etmiş. Oyun zevk ve ne nun şarkta çarpışması demek olar mukaddes makamlar meselesinde Fransayı tercih etmek suretile Kı- rım harbini açmışlar ve müşterek bir harp ile mütecaviz Rus Çarlı- ğını mağlüp etmişlerdi. Paris kon- feransı Osmanlı imparatorluğuna üçüncü Napolyonun elile vurulmuş bir himaye zincirinden başka bir şey değildir. Hele Fuat Paşanın Hariciye Na- zırlığında Suryiede çıkan katolik Maroni « Müslüman dürzü ihtilâfı nı Suriyeyi İşgale bir vesile adde - den Fransanın hareketi bu dostlu- ğun mahiyetini çok güzel gösteren baska bir misal teşkil etmişti İmparatorluğun en feci gerı olan 14 uncu yiz yılda Fransa baştan basa riya, hivanet ve sinsi bir siya- setle şarkı istismare kalkmış ve bu yüzden Rusyanın Balkanlara inme sine hattâ Ayastafanosla Boğazla- ra çıkmasına kendisine Suriye, Tu- Dus, Cezayir, Fas kalır ümldile ses bile çıkarmamıştı. Cezayirle, bir yelpaze işini bahane eden Fransa nın müstemlekeci kafası daha 19'un cu asırda kendisini pekalâ göster- miştir. şe içinde devam ederken, kapı çalın miş ve birdenbire altı, yedi sivil polis memuru İçeri girerek cürmü meşhut halinde masa başındakileri tutmuşlar ve ev sahibi de dahil ol- duğu halde hepsini karakola götür- müşler. Sonra anladık ki, poker suç teş- kil eder mahiyette oynandığı polise ihbar edilmiş, ve tabif olarak polis te vazifesini ifa etmiş. Her ne ise, polis suçluları istic- vap ettikten sonra tanzim ettiği ev rakı cürmümeşhut o mahkemesine sevketti. Recep kumar oynatmakla, di - Ferleri de kumar ovnamakla itti- ham edilivorlardı. Türk Ceza Ka- nununda kumar oynatmak ile ku - maar oynamanın cezsları başka baş kadır, Evvelâ, kumar oynatanların tini tefkik edelim. Binaena- i ele alalım: matmak, Ceza Kanunu nun “567, inci maddesinde yazılı olduğu tarzda cereyan ederse, ka- nunen suçtur. Maddenin bu hususa müteallik kısmını yazıyorum: “Her kim, umuma mahsus veya umuma açık yerlerde kumar oyna- tır veya oynatmak icin yer göste - rir ise bir aya ve tekerrürü halin. de Iki ava kadar hafif hapse ve her iki halde başkaca elli liradan aşa- ğı olmamak üzere hafif cezayi nak diye mahküm olur.,, Şimdi maddeyi biraz da izah ede- 20 inci asır, büyük harp bu zih- niyetin en güzel tezahürü olduğu gibi mütareke yıllarında Kilikyada Ermenileri himaye edecek, Sev tertip ettirecek, Yunanlıları İzmi re musallat edecek derecede kendi ne has siyasetile Fransa hep ayni hedefe adım atmakta bulunmuştur. 1921 Sakarya zaferi Fransanın miyop gözünü ancak açabil, binde imzalanan Ankara it si zahirde 'Türk - Fransız dostluğu nu tazeliyor iddiasile ortaya atıl- dığı halde hakikatte Franklir Bowillon'un iki yüzlülüğüle daha fe- na emellere yol açmış bulunuyordu. Fransız murahhasları yine anane- Yi rollerini oynuyor dost gözüküp arkadan Türkü bıçaklıyordu. İs - tiklâle kavuşacağı takarrür eden Suriye ile tetkik edilecek Hatay Suriyeye peşkeş çekiliyordu. Esaretten kurtulup istiklâle ka- vuşacak her millet gibi Arapları da alkışlıyacak olan Türkler, bu büyük günde Türk kardeşlerinin esaret altında ezilmesinde dipçikle caniyane öldürülmesine elbette sus mıyacaklardır. Elbette ki, tarih sonuna kadar dost ve asil kalmış bir Türk mille- tini, sözünde durmamış zayif oldu ğu zaman ayaklarımıza kapanmış kuvvetlenince bizi ısırmış olan bir Fransız siyasetini asla unutmıya - caktır. / BİZE SORUNUZ CEVAP VERELİM Poker Oynamak Yasak mıdır ? lim: Demek oluyor ki, her kim an- cak umuma mahsus veya umuma a- çık yerlerde kumar oynatırsa veya kumar oynatmak için yer gösterir- se, suç İka etmiş farzolunur.Ve an- cak bu hallerin vukuundadır ki, kumar oynanan yerde bulunup ku mar oynamıya yarıyan veya kumar oynamıya tahsis olunan mevat ve alât ile ortada bulunan eşya ve pa- ra zapt ve müsadere olunur. Yukarıki maddede yazılı “umu- ma açık yerler,, den maksat ise 0- yun oynamak istiyen herkesin gire bileceği mahallerdir. “ Bundan maada Ceza Kanununun “569,, uncu maddesi mucibince de* Ceza Kanununun tatbikinde ku mar, kazanç kastiyle icra kılınıp kâr ve zarar baht ve talie bağlı bu lunan oyunlardır. Nazarı dikkatinizi maddede ya- zılı “kazanç kasti, kelimeleri üze- rine celbederim. Kumarda para ka zanmak gayesi de olmalıdır. Yoksa sırf vakit geçirmek için masa başın da toplanılmışsa, kanunda yazılı suç irtikâp edilmiş olmaz. Birkaç kelime de, oyun oynıyan lar hakkında söyliyelim: Türk Ceza Kanununun “568, in- ci maddesi diyor ki: o “Her kim, yukarıdaki maddede beyan olunan kabahate iştirak etmeksizin umu- mi veya umuma açık mahalde ku- (Arkası: Sayfa 8, sütun 5 tej A OL mmm GÖPÜŞLEP Kızılay Haftası 7.4.3 Yazan? Sabiha Zekeriya Sertel “Vatandaş, Kızılaya üye ol!” İstanbulun duvarlarına, mağaza ca mekânlarına, işlek ve göze görünen yerlerine asılan, beyaz kâğıt üzerine, İtina yazılan bu yazı, bütün bir milleti düşündürmeye sev- kedecek bir ikazdır. İtiraf edelim ki içtimai yardım hissimiz, şuurlu, bir yardım hissi değildir. Hayir müesse- selerine iane vermek, âdeta üzerimi- ze yüklenmiş bir angaryadır. Fırsat bulup ta bundan kurtulmanın çare- lerini arayanlar çoktur. Geçmişte, hattâ halde bu yardım vazifesini fena kullanan cemiyetlerin, halkın kafasında bıraktığı bir istif- ham yardır. “Acaba kimin cebine gi- decek?,, Bu endişe bir milletin yük- sek yardım hislerini öldürmeye kâ- fidir. Millete, verdiği paranın yerine sarledildiği kanaatini veren müessese lerin başında Kızılay gelir. Bu cemi- yele gözünüzü kapayarak, ve hiç böy- le bir endişeye düşmeden, kalbi insanlığınızın ianesini verebilirsini Bu sizin içtimai vazifeniz ve insanlı kırmızı ayın İğunızın ifadesidir. Mevcut bütün ce- miyetlerin herşeyden evvel halka bu itimat ve kanaati telkin etmesi lâzım- dır. Bugün Kızılay, Çocuk Esirgeme Kurumu, ve bunlar gibi belli başlı yerleşmiş cemiyetler yavaş yavaş halkın bu kötü şüphesini dağıtıyor- lar. Bu mesele üzerinde çok titiz 0- lalım, çünkü hayirdan kaçan Türk milleti değil, kaçırtan bazı lekeli ce- miyetler olmuştur. Bunun neticesi 0- larak, diğer memleketlerde “Türkle- rin içtimai yardım ve İnsanlık hissi kuvvetli değildir” zehabı uyanmıştır. Halbuki son zelzele faciası, Türklerin hayırsever bir millet olduğunu en son ve en bariz bir delilidir. Vatandaş, Kızılaya üye ol. Çünkü, Kızılay, yalnız sulh zama- nında, felâket zamanında ferdin ve kitlelerin yardımcısı değil, harp zama nında, insanların insanlıklarını muha faza ettiklerini gösteren yegâne bay- raktır. Harp, hele son harpler, insan | geçinenlerin insanlıkla bütün alâka- arım çözdüklerini isbat etti. Şimdi. ye kadar devletler hukuku, milletler arası unlaşmalar, açık limanların bombardımanını, sivil halkın kurşun ve bomba yağmuruna tutulmasını menediyordu. Harplerin İnsani ölçü- lere uydurulan nizamları, hudutları vardı. Şimdi bu yoktur. İspanyada, Çinde, tayyare hücumlarıa uğrayan harp sahasının gerisindeki şehirler. de, kadınlar, çocuklar, ihtiyarlar mil. yonlara varan adetler halinde öldü- rüldüler, Son harpler için harp mın- takası, cepheönü, cephe gerisi yek- tur. Her yer harp cephesidir. Hudut- taki asker ne kadar ateşe karşı ise, vatandaş, sen de aleşe karşısın. Bü- tün bu badirede yaranı saracak tek bir insaniyet sembolü kalmıştır, o da Kızılay veya Kırmızı Saliptir. Kızılayın, bugünkü devirde üzeri- ne aldığı bu büyük vazifeyi, kadın, çocuk, ihtiyar, bütün halk kitleleri. nin maruz kalacağı faciaları, bugün gözünün önüne getirirsen, şuurla bu- nu kavrarsan, yarın gökten kafata- sına inecek bombanın yarasını sara- cak eli, şimdiden temin etmiş olur. sun. Bunun için : “Vatandaş, Kızılaya üye ol!” ———— Yakacık Verem Sanatoryomu Hakkında Bir İzah Geçen gün Yakacıktan bir mektup aldık. Bir gencin Yakacıkla Kartal srasında bir kazaya uğradığı, Yaka- cıktaki bir hastaneye götürüldüğü, orada bakılmadığı, bu yüzden Hay - darpaşa haslanesin» nakledildikten bir saat sonra öldüğü yazılı idi Bir vatandaşın bakımsızlık yüzün- den canını kaybetmesine çok tabit olarak teessür duyduk ve gazetemiz- de bu teessürü ifade ettik. Yakacık sanatoryomu £ başhekimi ve mütehassısı doktor İhsan Rifat Sabardan bu meseleye dair bir mek- tup aldık. Mektupta şöyle deniliyor; “Müessösemize . getirilen kazaya uğramış gencin yüzünde gözü hiza - sında bir bereden başka bir şeyi yok- tu. Bu da kendi ihtisasım haricinde olduğundan kazazedeye daha nafi ol- mak üzere Haydarpaşa hasta gönderilmesi edi Orada yapılan müdavattan sonra iy olarak evine dönmüştür, Oldüğünden bahsedilen bu genç sıhhatte olarak yaşamaktadır... tavsiye

Bu sayıdan diğer sayfalar: