17 Haziran 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

17 Haziran 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— 17-6-938 T AN Gündelik Gazete —>— TAN'ın hedefi; Haberde, fikirde, her- seyde temiz, dürüst, samimi olmak, kariin — gözetesi olmıya çalışmaktır. a ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1400 Kr, 1 Sene 200 Kr, 70 Er, SAy 1500 Er, 400 Kr, SAy 800 Kr, 150 Kr, Ay a0 Kr, Milletlerarası posta fttihadına dahil ol- mıyan memleketler için 30, 16, 9, 3,5 Hira dir. Abone bedeli peğindir? Adres değiş- Hrmek 25 kuruştur. Cevap için mektup lara 10 kuruşluk pul ilâvesi lâzımdır. Yazan: M. Zekeriya SERTEL Bulgaristanın Balkanlarda hususi bir mevkii vardır. Balkan ittifakma dahil devletler arasında tekhaşına kal mıştır. Balkan Birliğinden hoşlanmı- yan memleketler Bulgaristanın bu va ziyetinden istifade ederek orasını ken di nüfuzları altına almak isterler. Bu tesirle Bulgaristan Balkan devletleri içinde Alman nüfuzuna en ziyade sah ne olan memleket olmuştur. Bulga- ristan ihracatının dörtte üçünü At manyaya sevkeder ve bütün sınai maddeleri Almanyadan getirtir. İktisadi nüfuzu siyasi istilânın bir mukaddemesi olarak kullanan Alman Jar Sofyada gittikçe kuvvetlendiler. Bu kuvvetlenmenin şimdi aksülümel lerini görmeye başlıyoruz. Almanlar Avusturyayı ilhak edip Balkanlara dayandıktan ve Tunada bir filo ihdasına karar verdikten son Ta Alman gazeteleri Balkanlarda nü: İfuz mıntakasından bahse başladılar, Hitlerin Roma ziyaretinden sonra da Doyçe Algemayne Zaytung gazetesi sında nüfuz mıntakalarına ayırmak Jüzumundan bâhis yazılar neşretti. Bu neşriyat Bulgaristanın gözünü açtı, O vakte kadar Nazi taraftarlığı TAN Muallimle Talebe Arasında Yalnız disiplin kötülüğe ilâç değildir. Her hâdisede sebebi teşhis etmek ve ona göre tedavi çaresini aramak lâzımdır. Esefle söylemek lâzımdır ki, ne ana baba, ne de mu- allimler bu sahaya lâyık olduğu ehemmiyeti vermiyor- lar. Fenalığa göz yummakla, fenalığın ortadan kalköcö- ğını farzederek kendi kendil avutuyorlar. Yazan: Re B ugünkü teri nun istediği şey, talebe ile muallim arasında karşılıklı hürmet karşılıklı sempati ve karşılık sevgidir. Talebe hocasına saygı göster- diği gibi hoca da talebesine ayni gösterecektir. Eski terbi- alebenin saygısı korkuya, hocanın saygısı gurura dayanıyor. du. Modern terbiyede talebenin saygısı sevgiye, hocanın saygısı Ve kara dayanır. Bu esasa göre adam yetiştirmek, bugün tatbik edilen terbiye meto- dunun ruhudur. Sevgi ve vekar, ancak hürriyetin hâkim olduğu 8a- halarda yaşar. Hürriyeti bırakalım, en sıkı zibati tedbirlere başvuralım, sev- ginin yerine derhal korku geçer, ve vekar artık silinir. Sadece gurur etrafa hâkim olmuştur. Bunun ne- eden Mir gazetesinde yine Nazi ta- i yazarak bi Tetiem Meleei,hir makale yarayk bi Yeh, tehlikeye karşı, Balkan ittifa- kına dayanmanın lüzumunu İleri sür- dü. Velçet diyor ki: “Tecavüz ve istilâ tehlikeleri kar- yısında kücük Tuna devletleri kuvvet lerini birleştirmek ve anlaşmak sure- tile mlişterek menfaatlerini müdafaa imkânlarını bulabilirler, Şimdiye ka- dar bu devletlerin menfaatlerindeki iştirak bu derece bariz bir şekilde gö- Tünmemiş, birleşmek ve anlaşmak ih tiyacı hiç bir zaman bu derece anla- Şılmamıştı.,, Bu bir uyanıklık alâmetidir. Bal. kan ittifakının kuvvetlenmesi zarure tini bütün Balkan devletleri kabul- de müttefiktirler. Bu zincirin yegâne bozuk halkasını Bulgaristan teşkil e- diyordu. Çünkü bu küçük Balkan dev leti şimdiye kadar bu birliğe girmek ihtiyacını duymuyordu. Yukarıdan Zelen tehlike ona bu zarüreti göster- Mişse ve bu zaruret milletçe ve devlet $e duyulmaya başlamışsa, © vakit Bulyaristanın Balkan Birliğine girme *İne mâni kalmıyacaktır. Balkan ittifakına dahil devletler ristanı kendi aralarında görmek İstediklerini her zaman açıkça söyle- Mekten çekinmemişlerdir. Tuna ve la hegemonyasını kurmak İtiyen devletler karşısında Balkan devletlerine düşen vazife, ufak, tefek Mtilâfları bir tarafa bırakarak, bire ve büyük bir blek vücude #etirmektir. Bütün Balkan devletleri. Din birleşmesi 70 milyonluk bir blok getirir. Bu blok yedi milyona Yakın asker çıkarabilir. Böyle bir kuv Vet Balkanlarda ve Yakın Şarkta bil- Tün İsiyasi tehlikeleri bertaraf etme Be kari, yy SAM : SAMSUNDA: Çolak Hasan Dün Asıldı aysun, 15 (Tan Muhabirindeni— May, epesinde Bafrada çoban Mah- ta Haşim hocayı işkence yaparak aliren Çete ismile maruf Çolak Ha- yü akkında verilen idam kararı Bü sai Millet Meclisi tarafından tasdik til, vistir. Çolak Hasan bu sabah a- tcesi şu olur! Gi ene alam | hnoasına karsı dalkavukluk eder. Hocası- m karanmak için saygı ifade eme- İile, sahte tavırlar takınır. Bu mü- nasebet şekli de, bugünkü rejimin iğrendiği adam tipini yaratmakta başlı başına âmil olür, Tatebemi- zinriyalı bir saygı göstermesini istemiyoruz. Kendisini saklaması- na taraftar değiliz: Gençler bütün iyilik, fenalıklarile karşımızda ol. duğu gibi görünmelidir. Ancak böylece talebe ruhunun son deh- lizlerine inmek, iyilik taraflarım çoğaltmak ve kötülük taraflarım azaltmak mümkün olabilir. İdealimizin esas hatları bu ge kilde çizildiğine göre; artık disip- lin perdesi altında $ıkı inzibati ted birlerle gençleri yormaktan uzak durmalıyız. ünün terbiye metotlarını gü. den, dünün hocası, talebesinin hür. metle eğilerek selâm vermesine karşı sadece kaşını gözünü oyna- tır, yahut biraz insaf sahibi ise e- Vini ancak 10 santim Kaldırarak mukabele ederdi. Bugünkü genç adamın selâmi karşısında modern muallim, der- hal ayni şekilde ayni saygı ile şap- kasını çıkarıyor. Modern terbiye metotlarını tat- bik eden müallimler için karşılıklı saygı en sarsılmaz bir prensip o- larak zihinde yer alıyor. Genç adam, sınıf içinde herhan- gi bir şekilde hürmetsizlikte buluz nursa, dünün terbiye metodu der. hal bu hareketin ceza ile karşı - lanmasını emrederdi. Modern me- | tot ceza vermez. Bu hürmetsizliği doğuran âmilleri araştırır. Hür - metsizlik istidadının ceza yardı - mile ortadan kalkacağı yolunda bir vehme kapılmaz. Dişi şiddetle ağrıyan bir adamı hapse atınız, zincirlere vurun, ne kazanacaksınız? O adamın sstıra- bını kesmek için dişini tedavi et- mekten başka çıkar yol yoktur. öder o muallim siniftaki bürmetsizliğe karşı cezsi kaideleri tatbik etmez, Bu filli ya- pan çocuğu tetkik eder. Bu fiili (HAYDARPAŞA LİSESİ lerini çok zararlı bir şekilde şat Kaynar TARİH MUALLİMİ) İki nöktâyi dalma gözönünde tu - tar: Bunların biri kendisinin vak- tile çocuk olduğu ve çocuğa mah- sui afacanlık meyillerini duydu- ğudür. İkincisi de çocuğun hareketini ölçerken, şahsi gurur hislerini bir taraf birakmak ve aklın lcabını yap mak lâzım geldiğidir. Eski terbiye metotları çocukla- rıri cinsi hayatlarına karşı dalma lâkayt kalıyorlardı. Düne kadar geceleyin meşum İ- fiyatların tesirile ertesi gün bit- kin bir halde karşımıza gelen bir talebeye, sorduğumuz riyaziye da- Şalarıni bilmediği için sınıf dön- dürülüyor, hakaret ediliyordu. Bu gün bu gibi meşum itiyatlar, bir mevi hastalık diye karşılanıyor, ta- lebenin kurtulması için bütün mo- dern pedagojik kaideleri tatbik et- mek zarureti duyuluyor İstisnai olarak meydana gelen, gayri tabii ve çirkin hâdiseler kar- da Mi3E, Gülü ti lela haaa, i mak ve hisse. kapılmamak Jâzim- dır. Hocasına silâh: çeken çocuğun hareketleri karşısında şiddetli bir infial duymamız çok haklıdır, çok tabildir. Fakat bu harekete sebep olan uzvi, ruhi, içtima! âmilleri ih- mal edersek tedavi yolunu hiçbir zaman bulamayız. GÖN Her sevgi işinde bir zaman gelir ki güçlükler, anlaşmamazlıklar, kav galar başlar. Bu, bazen hâdiselerin sevkile, bazan hissi sebeplerle vu- kun gelir. Eğer bu güçlükler, önü- Be geçilmezse ayrılıkla nihayet bu labilir, Halbuki bu anlaşamamaz « lıklar bertaraf edilirse sevgi daha ziyade kuvvet kazanır, İşte bugün size bu müşkül ve nazik zamanlar da iyi ve fena hareketleri gösteren bir sual Listesi veriyorum. Bu sual- leri okuduktan sonra aşağıdaki iza- , hatı tetkik ederek kendi vaziyeti nizi tayin ediniz. Birinci Grup Bu grupta sorulan beş sualden dördüne “evet,, cevabı verebili - yorsanız sevgi İşinde rast gelece - ğiniz güçlükleri iz bırakmaksızın muvaffakıyetle atlıyabilirsiniz. Me selâ ilk iki suali ele alınız; Sıkıntı Yı arıyan bulur. Binaenaleyh sıkım tı ile karşılaştığınız zaman üz: rinde durmayıp onu görmemezlik- ten gelmiye çalışın. Üçüncü ve dördüncü suallere ge- lince, sevgilinize herhangi mesele- de meydan okumaktan çekinin. Çün kü her meydan okuma bir muka - vemeti davet eder, Mağlübiyet ise sizi fena vaziyete düşürür. Karşı duramıyacağımız bir tehdit karşısın da işi alaya dökünüz. Kendini acındırmaktan kaçını - meydana getiren âmillesi araştı rır, Bütün hükümlerini verirken nız. Kederli ve müteessir görün » mek iyi değildir. arşılıklı Saygı ve B u alçaklığı irtikâp eden çö- cuk, babasından irsi şekil- de aldığı bir hastalığın tesirile mi hareket etmiştir? Çocuğun ruhi durumunda bir bozukluk var mıdır? İçinde yaşa- diğı içtimai muhit, böyle bir tecs- vüze imkân verecek ksdar kötü ve bozuk mudur? Bu üç ihtimalden birinin mev- cut olduğunu farzedelim. Bunlar karşısında hiddet ile şiddet ile ha- reket etmek, talimatnamelere daha sıkı inzibati tedbirler, cezalar koy- mak neye yarar? Modem terbiye metodunu ihmal ederek terbiyede boşuboşuna a doğru gitmiş oluruz. Fakat asıl beklediğimiz müsbet neticeyi alamayız Asıl mesele, kötü itiyatları kö- künden sökmek için çocuğun mu- hitindeki içtimai tesirleri değiştir- mek, ruhi durmunu ıslah etmek, bünyevi ârızaları varsa tedavi yo- unu aramaktır. Sonra, genç adamlarda görülen cinsi bozukluklarla mücadele et- mek lâzımdır. Esefle söylemke lâzımdır ki, ne ana, baba ne de muallimler bu sa- haya lâyik olduğu ehemmiyeti vermiyorlar. Fenalığa göz yum - makla, fenalığın ortadan kalkaca- ğını farzederek kendi kendilerini çok zararlı bir şekilde avutuyor- şi İkinci grup 1 — Geleli ve fevri ha- reketlere eidi 1 Sıkıntıyı gördüğü- nüz zaman sinirlenip ü- müsünüz? ? — Başkaları ortaya le ba siniz? 3—N misiniz? 3 — Galip gelmiş ol - mak için mütecaviz bir v. ziyet alır mısınız? 4 — İleri götürmiyece. e İğinize kani olduğunuz gir“ li veya açık tehditler ya par mısınız? 5 — Kendinize asın - dırmaktar hoşlanır mısr- na? pi İkinci Grup Bu kısımda ilk üç suale “evet, cevabı verebilmelidir. Hissi mese - leleri kavgaya götürecek kadar iler letmeyin. Heyecana kapılmayın, his lerinisin durulmasını bekleyin. Bek lemekten hiçbir zaman zarar gör - mezsiniz. Karar istiyen meseleler- de azimkâr, kararlı ve cesur görün mek sevgiliniz nezdindeki itibarını xı artırır. Tereddüt ve zâf sevgili. yi soğutur. Sizden af dilendiği zaman ya af- fediniz, yahut her tehlikeyi göze a- larak reddediniz. Sevgilinizi eski maceralarını işit tiğiniz zaman kızmayınız. Ve kıs - kanmayınız. Bilâkis bundan ders a- 2 — Müşkülle karşılaş» oğınız zaman mukavı mette azim gösterir pi. derde ciddi ve kararlı olmak tözmgeldi ğini Bilir misiniz? Nadir hataları veliki münasebetlerindeki hareketlerini rehber ola» rak gözönünde bulundu - vur musunuz Sevgi eçen gün, tecrübelerine, bil- gisine hürmetle bağlı bu- Yunduğum bri muallim arkadaş, müşahedelerinden birini şu şekil de anlattı: — Sınıflardan birinde yaptı- ğım hususi konuşmalar esnasında yarıdan fazla çocuğun meşum iti- yatlara bağlı olduğunu gördüm. Bunların emniyetini kazandım. kendilerini söylettim: “Yıllardan - beri bu meşum itiyadın tesirile ya- şadıklarımı, şimdiye kadar ne ana, ne de babalarının bununla meşgul olmadıklarını, fena neticelerini hiç kimsenin kendilerine öğretme- diğini, fena arkadaşların meydanı boş bularak bu itiyadı yaydıklarını söylediler. Bu sınıfa ilk defa girdiğim za- man bana karşı münasebetsiz bir harekette bulunan, yaptığım ih- tarların sonunda bana karşı gelin bir genç vardı. Bu gayri tabil ha- reketini müsamaha ve sabır ile kar sılamayı ve sebebini aramayı da- ba doğru bulmuştum. Kendisi ile yakın alâkamı gören bu çocuk ba- na gün geçtikçe yaklaştı. Nihayet kendisile samimi bir arkadaş ol - duk. Yıllardanberi o müptelâ olduğu meşumitiyatlardan ibaret illetin feci safhalarını göz yaşlarile an- Jattı. Sınıfımdaki hasta talebemi, lArkası: Sayfa 8, sütun 5 te) İm eği SEVGİDE GÜÇLÜKLER BAŞLAYINCA Üçüncü grup 1 — Ne ölürem olsun cağına, ta » mülü terelh eder mi. siniz? 2 — Teciürünüzü ke- iimelere vermemek 1 gözüy » İlimizi tutmasını bilir mi- siniz? 4 — Kavgayı kaybettik den sonra neşenizi mu » hafaza edebilir ve bun- dan müteessir olmadığı: nız hissini verebilir mi- siniz? ımız. Tabiat bir dereceye kadar ta- dil edilebilir, fakat değiştirilemez. Üçüncü Grup Eğer bu suallere menfi cevap ve- rebilirseniz, zeki ve müvazeneli bir kadın olduğunuz anlaşılır. Önünüze bir kava sebebi çıktığı zaman kav ga etmek süsup içinizi zehirlemek- ten iyidir. Çünkü içinizi kemiren kurt gün geçtikçe büyür ve saade- tinizi zehirler. Kuvvetli bir adamla arada sırada yapılacak kavga sev. giyi kuvvetlendirir. Fakat lüzum - süz şeyler için veya mânasız bir şüphe için hâdise çıkarmayınız. Si- ze benden nasihat: Şüphe ettiğiniz zaman bir şey söylemeyiniz. Gönül Doktoru | | yük bir yer vermesi W GÖPÜŞLEP Nüfus Meselesi LE Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel Gazetemizde nüfus meselesi hak- kında yazılan bir yazıya karşılık o- kuyuculardan biri bir mektup gön- deriyor. Diyor ki: “Eski devirle şimdiki devir ara- sında evlât yetiştirme arasındaki bariz farkı'izaha hacet yok. Türk kadım velüddur. Fakat doğurmak bir mesele değil, ancak doğanı mem lekete faydalı bir uzuv olarak ye- tiştirmek lüzum. Böyle olunca biz memurlar, çocukları yetiştireme- mek korkusile çocuk yapmaktan karılarimızi menediyoruz. 84 lira maaştan elime 66 lira geçiyor. Dört fazla çocuk isteyebilirim?” meselelerinden biridir. Bir mem tin istihsalini, iktisadi. refahı arttırmak, büyük sanayi hareketlerini yürütmek, içtimai kalkınmasını, siya si mukavemetini temin etmek için nü fusunu arttırmağa ihtiyacı vardır. İ Hükümetlerin nüfus siyasetlerinde yer alan muhacir getirme, vatandaş- lık hakkı vermede gösterdiği müsa- maha nüfasa olan ihtiyacına göre de- İişir. İktisadi mekanizmaları, mevcut İnlifusu geçindirmeğe kâfi gelmiyen, İişsizliğin günden güne arttığı, rekabe tin çoğaldığı memleketlerde, muha- cir akınına mâni oldukları gibi, nü- fusu azaltma siyaseti takip edenler de vardır. Biz nüfusu çoğaltmağa mecbur bir milletiz. Bizim müstahsil ele, kurucu ve yapıcı ellere ihtiya- cımiz var. Bizde arazi bolluğuna be- İ del nüfus kıtlığı var. İktisadi kalkın. mamızı daha'süratle başarmak için, nüfusu arttırmak meselesi, iktisadi, içtimai meselelerin başında gelenler» den biridir. Bu vaziyet karşısında, okuyucunun bahsettiği çocuk yetiştirme meselesi çok büyük bir ehemmiyet alır. Çe- cuk düşürtmeye karşı, kanunun aldı- İı zecai tedbirler var, fakat bu, me- seleyi halle kâfi değildir. 64 Tira ma aş alan bir memur eğer dört çocuk dünyaya getirmişse, çok büyük bir fedakârlık yapmıştır. Bugünkü hayat pahalılığı ve ferâlerin kazanç mikda- rı tetkik edilirse, bir çocuğun bir ai- le büdcesine kaça mal olduğu ve bu kısa büdeeli ailelerin fazla çocuk yap maya müsait olmadığı anlaşılır. O halde ne yapmalı? Bu içtimai derdin önüne geçmek, ailelerin çocuk yetiştirmedeki bu içtinabını önünü almak için ne çare bulmalı? Hiç kim- seye sen şu kadar çocuk yetiştirecek. sin diye mecburiyet konamaz. Ma işet seviyelerini, aile büdeelerini y seltmek te, cemiyetin ikfisadi refahi- le mütenasip olarak yürür. O halde o muazzam | içtimai bir mesele ile karşı karşıyayız. Nü- fusun artması için alınacak tedbir. lerden biri ve belki de birincisi, ev. velâ doğan çocukları muhafaza et- mektir. Bu çocukların gıdasını, oku- masını, fizyolojik ve dimaği inkişafı- ni temin için, ailelere içtimai yardım müesseselerinin organize bir surette yardım etmeleri şarttır, Bizde içtimai yardım müesseseleri bu sahada cil, || bilhassa bugün Avrupa ve Amerika- || du olduğu gibi ilmi bir şekilde çalış- masım bilmezler. Bu meselenin esaslı İ bir şekilde halli için, bunu bir devlet | meselesi yapmak, hükümetin nüfus siyasetinde içtimai yardıma çok bü- im. 6 çocuk do Zurup. elinde ikisi kalan, bu ikisini İde cılız yetiştiren aile, memleketin nüfusunda büyük bir fuit yapan al- ledir. Nüfus siyasetine muhacir me- selesinden evvel, gocuk ve aile mese- lesile başlamak lâzım. Tedavi vası- talarından en mühimmi de organize içtimai bir yardımdı BITLISTE; Elektrik Tesisatı Yapılacak Bitlis, (TAN) — Elektrik tesisa tının 23 bin 200 liraya çıkacağı an laşılmıştır. Yakında işe başlanılması bekleniyor. ei GÖNENDE : Elektrik Tesisatı Yapılacak Gönen, (TAN) — 50 bin 312 lira sarfile burada elektrik tesisatı vü - cude getirilmesi kararlaştırılmaştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: