19 Haziran 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

19 Haziran 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mardin mintakası futbol maçları harsretle devam ediyor. Bugüne kadar geçen müsar bakalarda en fazla puvanı simde, birinci umumi müfettişlik (Türkgücü) #stbolcüleri kazanmışla upası maçlarına hazı cuların: bir orada görüyoruz. © Fenerbahçe - dir. Yukgrıki re- anan “Türkgücü, oyun. Enosis Karşılaşıyorlar Geçen Sefer Feneri Hayli Sıkıştıran Enosis, Bu Sefer Daha Kuvvetli Bugün Fener stadındaki Fenerbah genin yıldönümü merasimi güzel bir futbol maçıyla çerçevelenecek. Sarı lâcivertliler taraftarlarının gözü ö - nünde bir yaş daha ihtiyarladkıları- m kutlulerken kendilerini sevenlere iyi bir galibiyet te hediye etmek is- tiyeceklerdir. Panatinaykos — Enosis muhteliti şeklinde gelen Yunan oyunculı te Fenerbahçenin bugünkü karşılaşma #ı hayli çetin olacaktır sanırız. Vâ- kia Yunan futbolü Balkanlarda is- tikrarlı dereceler almış bir futbol| değildir. Fakat aradi bir tuttukları mükemmel oyunlarlaen kuvvetli ra kiplerini şaşırtan misafirlerimiz ayni Fener önünde evvelce kazandikları galibiyeti herhalde bu sefer de taze- emek istiyeceklerdir. Enosis'liler geçen defa Fenerle çarpıştıkları vakit bir gol farkla ga- Hp gelmişlerdi. Yalnız o zamanki | Fener kadrosu bugünkü kadar maça susamış bir vaziyette değildi. Milli Kümede gördükleri müşkülât yüzün den maneviyatları epey sarsılmış, 0- yundan bezginleşmiştiler, Bügünkü Fenerbahçe müdafaaya alacağı eski kıymetli elemanı ve taptaze hevesile dünkü geliplerine karşı belkemiği düzgün çıkıyor. Şunu da düşünmeli. dir ki, Enosis de üç ay evvel gelen Enosis değildir. Panatinaykos'lular. le takviye edilmiş kadrosu hemen hemen Yunan milli takımıdır. Yunan milli takımiyle bu kadronun farkını yalnız üç oyuncunun değişmiş olma- sı teşkil ediyor. Yunan kafilesindek!lerin ve İstan buldan Yunan futbolünü iyi takip e denlerin kanaatlerine bakılırsa, Fe - nerin bugünkü maçta da mağlüp ola çağını kabul etmek icap ediyor. Yunan kafilesile gelenlerin galibi- yeti temin edebilecek kudrette bu- lunduklarını iddia etmelerini tabil görmeliyiz. Hiç bir takım yenilmek üzere sahaya çıkmaz. Kendilerinden gok farklı rakiplere karşı oynıyanlar bile tesadüflerden ve şanstan ümit - lerini son dakikaya kadar ayırmaz - ler. Bilhassa Yunanlılar geçen sefer ki galibiyeti haklı olarak hesaba al- mışlardır. Hangisi kazanabilir? Yunan futbolcüleri ve idarecileri ne derlerse desinler, biz bugünkü Fe nerin kolay yutulacak bir lokma ol- duğunu zannetmiyoruz. Sarı lâcivetliler muavin ve hücum hatlarını, ellerindeki oyuncuların o- yun tarzlarını çok iyi tahlil ederek ve rakibinin sistemine göre mevki - lerini seçerek teşkil edebilirlerse misafirlerimiz ummadıkları bir kuv vet karşısında kalırlar, Fenerlilere bir de şunu hatırlat - mak isteriz; Yunan futbocülerinin ekserisi evvelâ atlet sonra futbolcü- | dür. Atletizm Yunanistanda tam ma | masile ana spor olduğundan her gen-| kiplerinin atletik kal Bir Kadro İle Çıkıyor ne koşmaktan yılmazlar. Memleket - lerinin sıcak oluşu bu havalarda da- hi atletik kabiliyetlerini eksiltmiyen bir avantajdır. Yanl maçın son da- kikasına kadar süratlerinden, gayret lerinden kaybetmeden oyanmak has sasına maliktirler. Top kontrol ve paslaşma isabeti bakımından Yunan futbolcülerinin Fenerlilerden üstün olabileceklerini kabul edemeyiz. Saha avantajının da Fener lehine sahadan maada, çok panlılar yabancı madık hada oy -! alışık olmadıkları çi nıyacaklar. Kanaatimizce, Fenerbahçeliler ra Tüklerin telâfi edecek tabiyeyi iyi tat bik ederler ve maçta kuvvetlerini şu ursuz bir gayretle israf edip ikinci devrede süratlerinden kaybetmezler gün gelecek taraftarları da candan bekliyorlar... — imiş Atletizm : (Gül) Kupası Müsabakaları Bugün öğleden sonra saat on dört te başlıyacak olan (Gül) kupası mü- s6bakaları atletlerimiz için bu mev- #imin ilk denemesi olacaktır. Bütün kış çalışarak, marttanberi Pist üzerinde hazırlanan atletlerimi- zin hakiki derecelerini bugün anla - mak kabil olacaktır. Bu müsabakalara seçilmiş atletler iştirak edecekler ve bu atletler tec- rübe tasnifi ile dört grupa ayrılacak lardır. Birinci katagoriye şimdiye ka dar bir kaç defa Balkan oyunlarına iştirak etmiş etletler dahildir. Ikinci katagori ise iyi atlet olma ya nsmzet gençlerin yarışacakları Katagoridir. Uçüncü ve dördüncü ka tagori müptedi ve yeni atletizm he- veskârı gençlerin grupudur. Müsabakalara klüplerin fazla at. letle iştirak letlere verilecek sayılar şöyle tes - pit edilmiştir Birinci gelen atlete: Beş sayı, Ikinci gelen atlete: Üç sayı, Üçüncü gelen atlete: Bir sayı, Bü suretle müsabal da en fazla sayı toplıyan klüp (Gül) kupansını alacaktır. Ayrıca her müsabakanın üçüncü- süne kadar (Gül) biçiminde ısmar - lanmış güzel madalyalar hediye edi- lecektir. Müsabakaların kimler tarafından re tarafı vasattan yüksek kabili - kazanılacağını şimdiden kestirmek iile Meamafih hu müsabakaların Hüyünkö Spor Hareketleri Taksim stadı £ Şişli - Galataspor kupa final maçı saat 9 Gül kupası atletizm müpaba- kaları saat 14 Şeref stadı : Süleymaniye - İstanbulspor hususi pain erene maçı saat 17 Fenerbahçe stadı : Fenerliler bayramı ve resmizeçit sa | at 16, Fenerbahçe - Enosis, Panati - nalfos muhtelisi saat 17,30 Moda banyosu : Futbol : Stadyom Maçlarının Finalı Bugün Apoyematini gazetesi elene elene Şişli lacak ve mev'ut kupayı alacaktır. Barutgücü Sahasında lasak maçlar şunlardır: — Bar kımları S. 17,30 da. Şilt Maçları kozlular bugün şiktaş Klübü İle karşılaşacaktır. taş karşısında iyi bir oyun çıkarı kendi na imkân olmadığını birçok hâdiseler göstermiştir. Halkevi Kupası Maçları Eminönü Halkevinden: yapacakları maçlar: Karagümrük Sahası: (A) takımları saat 15. komiseri: Ziya, —— —— etmeleri için kazanan at | Sal!pleri için yürütülecek tahmin söyle olabilir: 100 metre: Irfan, Raif. 200 metre: Gören, Raif, Melih. 400 metre; Cemal, Gören, İbrahim. 800 metre: Recep, Galip, 1600 metre: Galip, Recep. 5000 metre: Artan. 110 manlalı: Faik, Yavru. Gülle: Veysi, Ateş İbrahim, İrfan Cirit: Melih. — Sırık: Haydar, tarafından tertip edilen kupa maçlarının finali bu sabah Taksim stadında Şişli ile Galataspor arasında oynanacak. Tur nuva halinde yapılan ve iki mağlü- biyetle tasfiyeye uğrıyan takımlar Galataspor fina- le kalmışlardı. Bu iki takımın da bi- rer mağlübiyeti olduğundan bugün galip gelen takım iki aydanberi de- vam eden bu kupanın şampiyonu 0- Barutgücü sahasında bugün yapı- 1 — Barutgücü genç 3 — Barkoh- olduğunu tabiatile hatırlıyoruz. Yu-| ba genç 1 saat 14 de, 2 — Barutgü- cü genç 1 — Barkohba B saat 16 da, | j ohba Asa) kohba güreş takımları saat 17 de 8— etteki üstün | Barutgücü — Barkohba basketbol ta Güneş Klübünün malüm hâdise se birinci maçın acısını çıkarabilir- | dolayısiyle şilâ maçlarından çekilme ler. Onlardan böyle bir neticeyi bu -|si üzerine dömifinalde bekliyen Bey Şeref stadında Be- İstanbulun dört klübünden sonra gelen klüpler arasında en kuvvetli olduğunu 6 klüp arasında yapılan turnuvada şampiyon çıkmakla ispat eden Beykozluların bugün Beşik- ğını ümit etmekle beraber macı ka- Zanacağını tahmin etmiyoruz. Çünkü saha avantaj gibi çok kıymetli bir avantaja malik olan Beşiktaşlıların sahalarında mağlüp olmaları- önümüzdeki Evimize bağlı klüplerin 19-6-1938 pazar günü aşağıdaki fikistüre göre Altıok - Bozkurt (B) takımları saat 9, Akınspor - Alemdar (B) takımları saat 10,30, Altıok - Bozkurt (A) takım ları saat 12,30, Akınspor - Alemdar Saha komiseri: Bedrettin Ataman. Rami sahası: Rami - Yıldız. Saha irfan, hazitzişrar e ies! MEYE Eli | Bu Direğe Bir Bayrak | Asılamaz mı? Kısıklı, Harmanlıkta, A, G- diyor kiz “Üç yıldanberi tatil günleri- mi Kısıklıda geçiririm; dinlen - mek için bu yer ne kadar güzel- 'İ dür. Son günlerde burasının çok zülüyorum: Meydanın tam orta- sında bir iramvay direği vardır. Bu direğin üstüne gayet şık ve İJİ yüksek bir bayrak direği de ve edilmiştir. Kim yapmış veya İİİ yaptırmışsa özenmiş, bezenmiş İİİ doğrusu. Fakat nedense tam iki yıldanberi bu direğe hayrak çe- kilmez. Evet ne tatli ve nede bayram günleri... Alâkadarların | dikkat nazarlarını çelmenizi di- | lerim.,, mi Vapur Seferleri Hakkında Okuyuculârımızdan Beykozda Bakkal Zi- ya yazıyor: “Sapanca - Adapazarı tenezzüh trenle- ri başladı. Köprüden Huydarpsaaya birin- ci vapur 6,29 te kalkıyor. Beykosdan da Uk vapur 545 tedir. Dönüşte isa, son tre- Bin yolcuları köprüye 12'de geliyor. Halbu ki köprüden Bağaza bu saatten sanrâ va- pur yoktur, Acaba biraz da halk düşünülerek Bey - kozdan kalkan tik vapur 6,30 n alınamınz mi? Dönüş seferlerinde İse, haftada bir gün için o da yalnız tenezrüh zâmanlarıns mah sun olmak üzere kalkan son vapurun gü- hüpazar gecesinden alınarak yazar aksa muna tahsis edilse daha yerinde olmaz mı? Bu hususta alâkadarların dikkat nazar. larını çelmenizi dileri Kırıkkaleliler Et Fiyatlarından Şikâyetçi Kırıkkaleli okuyucularımız yaziyor “Nahiyemiz bir kaza kadar büyüktür. 6000 nüfusu vardır. Halk çok şikâyetçidir. Çünkü kış gü 80 kuruştan ve bu mevsimde İse ruştan aşağı et bulmak mümkün deği hiçbir müsbet netice vermi; saplar, eti her neye mal olursa ucuzlatma- mak için aralarında anlaşmışlardır. Me - selenin -Suhafı, ; kasapların, bu husustaki Sli elle SEREN n boş Güşmesile borulurmuş. Koca nahiye halkı, kasapların bi saç» ma İnanışlarına kurban mı olacak? Avcılık Kanunu Ankara, 18 (Tan muhabirinden) — Ka- ra avçılığı kanununa ek olarak hazırlanan Hyiha encümünlerden gecerek Meclise ve- rilmiştir. Birçok yeni bükümleri ihtiva e- den bu İâyihanin 19 uncu maddesine şu ikra Hive edilmiştir: “Memleketimize hâriçlen getirilecek kıy metli cins av köpekleri ve av tüfekleri ve kovanlarile, mukavvaları 25 sene müddet e ber türlü vergiden ve günlük resimden müaftir. Barut ve saçma, askeri fabrikalara mal olduğu fiyat üzerine nakil masrafları ek- İenmek suretile ahaliye satılır; Tüfek ve #uraktan gayri vasıtalarla avlanmak ya-| saktır.., Beynelmilel Fizyoloji Kongresi 11 Ağustosta Zürihte toplanacak olan 16 ıncı beynelmilel fizyoloji kongresine Ordinaryüs Profesör Ke- mal Cenap ile Doçenti Sadi Irmağın gönderilmesi kararlaştırılmıştır. * Edebiyat Fakültesi talebesi bu- gün Doçent Mükrimin Halle bers- ber Büyükdereye gideceklerdir. Bu civarda bazı tarihi tetkikler yapıla- caktır. Denizcili Mevsimin İlk Yüzme Yarışları Başlıyor İstanbul Su Sporları Ajanlığı ta- rafından tertip edilen Su “Sporları programının ilk iki yarışının vesait sizlik yüzünden yapılamadığı ma- Yamdur. İstanbul Ajanımın Anadoluda bir teftiş seyahatine çıkması üzerine ya pılamıyan bu yarışlar Atletizm Fe- derasyonu Başkanı Vildan Aşirin de nizcilik federasyonuna da vekâlet et miye başlaması üzerine bu haftadan itibaren programın aynen tatbikine başlanacak ve ilk olarak Moda yüz- me havuzlarında mevsimin ilk yüz. yarışları yapılacaktır HIKAYE UĞURLU ENTARİ Çeviren Sekizinci sınıf talebesinden Zi- na Noskova, sabahlık kıyafetile gardrobun önünde duruyor, o gün hangi entariyi giymesi lâzım ge- leceğini bir türlü tayin edemiyor- du. Zina Noskova'nın koket bir kız olduğunu, onun için de giyeceği i tayin edemediğini zannet- gardrobun önünde ağır ve zahmet- li tereddüt dakikaları yaşatan şey büsbütün başka idi. Zina Noskova'nın üç uğurlu en- tarisi vardı: Rus dilinde fevkalâde uğurlu saydığı güzel mavi enla- risi, hiç te güzel olmadığı halde matematik dersinde kendisine fev- kalâde uğurlu gelen kahve rengi entarisi, nihayet yazılı imtihan - larda kendisine fevkalâde yardımı dokunan gümüşi entarisi Nihayet Zina Noskova: Mavi entarimi giyerim, de- di. Adelaida Markovna'nın beni bu gün derse kaldıracağı muhakkak- tır. Bahusus bu entari bana çok ya raşıyor. Zina Noskova, mavi entari- eleyin uzattı Fakat o anda, kafasına ge- Ven yeni bir fikirle bundan vaz- geçti. — Ben amma da budala bir ki- zım, diye kendi kendine söylendi. AAdelaida'nın beni bugün derse kaldirip kaldırmıyacağını henüz bil miyoruz. Fakat İvan Kondrotyevi- çin beni bugün cebir dersinz kaldıra cağı muhakkaktır. O kaç gündür ba na dik dik bakıyor. İyisi mi ben kahve rengi enterimi giyeyim. Zina Noskova, kendisine hiç te yaraşmıyan kahve rengi entsrsini askıdan indirdi.. Sabahlığını çı - karmak üzere düğmelerini çözdü.. Fakat yine bu esnada Bengale ate- $i gibi parlıyan bir fikir kafasını aydınlattı... — Ben hakikaten çıldırmışım, diye söylendi. Kızlar daha dün ak- şam, bugün almancadan yazılı im- tihan olacağını söylememişler miy di? Ben budala gibi bunu hiç te düşünmedim. Zina Noskova, kendisine mite « matik dersinde uğur getiren kahve rengi entarisini, tekrar askıya astı. Buna karşılık ta, kendisine alı imtihanlarda yardım eden gümüşi entarisini giydi. Zina Noskova, gümüşi entarisi- ni boşuna giymişti. Çünkü alman- ca öğretmenleri, sadece erkek 60- cuklardan bir tanesini derse kak dırmış, ondan sonra da tâ dersin sonuna kadar gramer kaidelerini an latmakla vakit geçirmişti. Öğle teneffüsünde ise Ninka Kaş tanova bir fırtına gibi Zinanın ya- nına koşmuş, acele acele: — Biliyor musun, Zina, diye an- latmıya başlamıştı. Şimdi emin bir yerden öğrendiğime göre bugün ce bir dersinden müzskere varmış. Herkesi teker teker derse kaldıra- caklarmış.. Derse ayrıca bir de ens- pektör gelecekmiş. İyi ki, ben bu gün yeşil entarimi giydim.. Bu ye- şil entariyi ne zaman giysem mu- hakkak matematik dersini hafif ve İyi atlatırım.. — Fakat Ninka, daha geçenlerde bu entari üzerinde olduğu halde iki meçhullü bir muadele halle - derken sifir almamış mı idin? — Amma, buna karşılık, bir baş- Ka defa h AAA AAAAMAMA SAGA AA GAKABA SAKAR AA SONA AADEAASAN B. Tok sini EMEA AAA gün mutlaka derse kaldıracağını söylediği halde kaldırmamıştı. Hal buki o gün üstümde bu yeşil en- tarim vardı.. Bu mesele hakkında beniml hiç münakaşa etmet Biz ailece yeşil rengi uğurlu sayarız. Gidip büyük annemden sorabilir - sin! Büyük annem seksenini geç- kin olduğu halde daima yeşil en- tari giyer. İyi bir arkadaşın oldu « Bum için ben sana söylüyorum: He men eve koş, kahve rengi matema- tik entarini giy! Aksi takdirde ens- pektörün huzurunda rezil olursun! Ninka sustu, Zina ise, pencere kenarında düruyor, ağır tereddüt dakikaları geçiriyordu. Sonra, ya- vaş yavaş, mütereddit adımlarla merdivenden aşağı inmiye ba dı. Merdivenin, sonuna gelince, bütün hızı ile kendisini vestiyere attı. Yirmi beş dakika sonra, üstünde kahve renkli çirkin entarisi olduğu halde, nefes nefese sekizinet sınıfın kapalı kapısı önünde duruyordu. Öğretmenleri gelmiş ve ders baş” lamıştı. ya miye kadarsaydı/ Sonra, Yüksek sesle: — Yirmit. diyerek ağır kapıyı †t. Öğretmen kürsüsünde, rusça d- li öğretmenleri Adelaida Markov na oturuyor ve “derse kimi kaldır rayım?,, diye, miyop gözlerile sınıf defterini gözden geçiriyordu. Bu vaziyetten, bu değişiklikten fevkalâde şaşırmış olan Zina: — Bonjur, Adelalda Markovna! diyerek yerine geçti. Hesap öğretmenleri asık bir sU” ratla ona çikişti: — Sen yine derse geç kaldın Zi na Noskova? Şu halde tahtay# kalk! Zina, titriyerek tahtaya kalkti- Kendisine sorulan suallerden bif tekine bile cevap veremedi. Öğret” menleri: — Otur yerine Zina Noskov8* dedi. Bunu senden hiç ummazdıM Çok fenal Zavallı bedbaht Zina, Nink* nın yanındaki kendi yerine otüf” du. Ninka Kaştanova, zavallı Zi9* nın haline acıyarak kulağına” — Derslerin yerini değiştirmif” ler, diye fısıldadı. Cebir, bunda” sonra olacakl. Ninka Kaştanova hakikaten Y” lan söylememişti. Bundan 00! ders, cebir dersi oldu. Cebir öğre” menleri, hakikaten £ beraberinÖ? mavi paltolu bir kadınla derse Bİ” di. Bu meçhul kadın. muhakk” kültür enspektörlerinden bir! © gerekti. Cebir öğretmenleri, Me” hul kadının kulağına bir şeyle” sıldıyarak çocuklara döndü: — Çocuklar, dedi, defterlerin”. çıkarınız. Yazılı yoklama yapı" Biz Zindi Nasköva, derin bir abı Se ti — Eyvah, benim üzerimde Yİ” Tâzım gelen entari yok! b Sorulan sualler hiç te gü€ değ di. Fakat rusça dersindeki (679 tundan sersemliyen, ve gümüs” tarisinin, şu dakikada tamam”, dasiz bir halde gardrobunda © Tuşundan müteessir bulunan 2 *

Bu sayıdan diğer sayfalar: