11 Mart 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

11 Mart 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11-3-939 ii TAN'ın hedefli Habar- de, fikirde, o herşeyde temiz, dürüm, samimi olmak, < karlin gazetesi slmıya çalışmaktır. ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi pe vey 2800 Kr. 150, ed Kr. 1 Sene 0 GAy ” 3Ay 800 , »dây 200 Mhetieraras posta ittihadına dahil "Pan memleketler igin abone eli müddet sırasiyle 30. 16 9. > liradır. Abone bedeli pesindir. Sen değiştirmek 25 O kuruştur. eni için mektuplar 10 kurus K Pul Müvesi lirimdır. Hakkında WU ckirdekten yetişme, genç maa- 4,5 Tİİ vekilimizin son tamimin- ki vir mekteplinin mektep dışında- fatlerini nasıl geçirmesi lâzım» EİİRİ güzelce anlatılmıştır. Eğer yama aile elele verip te, bu ha- > İstenildiği gibi tanzim edebilir. ley abaların çocuklarından şikâyet» hiç olmazsa yarı yarıya azala- Saktır, alez bu ehemmiyetli tamimin kardan, güç tarafları da vardır. On- sip, bir tanesi, belki de başlıcası A minde, Hasan Âli Yücel diyor . d, Şcuğun fikri ve hissi inkişafın. Yap Memanın mühim © bir mevkii lir. Yalnız çocukların göreteği leri İyi seçmeleri okul ile aileye Öğcüh eden en mühim vazifedir. “imenin bir filmi talebeye tav - #tmeden önce o filmin çocuk- öğe terbiyevi değeri olup olma- tetkik etmesi lâzmdir. Muzir lere talebenin . -gitmemelerini MZ e in Ein ee “düş vurması icap eder, Bazı tek €vi filmlere talebenin müşte- Slirak gitmesi için okul idarele- tedbir alması da faydalıdır.,, *dbir ve düşünüş olarak alkışla- eğer, Fakat tatbikatında öğ- karşısma çıkacak güçlük- teslim etmemek mümkün Müze frimlere talebenin gitme iş İ öğretmen, hangi tedbirlere Yurarak temin edebilir? Bu, bes- bir kanun işidir. Henüz tatb'ki- kavuşamadığımız terbjyevi film- ta, Bunu bile belki istediğimiz Yyideyi vermiş olmıyacaktır. mebusu, çocuk esirge- reisi Fuat Umay geçen 2HApİ rELİSE, Umay, her gün çeşitleri- ip işittiğimiz hâdise ve vâkta- hulâsası olan eshabı dimağı © henüz inkişaf, bulunan, her gördüğünün et kolaylıkla kapılabilen ticaret metai halindeki çok kötü dersler aldığını Yor, 16 yaşından küçük çocuk- bu filmleri seyretmekten ka - Menolunmasını istiyordu. idun teklifi sahibinin yerden gö- ligyitdar hakkı vardı; fakatı bu tek- uz, Hec iş ve HER lis heyetinde. görşülme - hangilerini çocuğun görmesine olduğunu, teslim etmek lâ - çok giç takdir edecektir. mi gidip filmleri görecek; mi soracak; tenkitlerini mi 1, YE İ; j : ; 8 z R ğ > 7 TAN Sadrettin Celâl bu yazıda orta tahsil işi üzerinde duruyor, meselenin esasını, ilkmekteplerden ortamekteplere geçen çocukların mütezayit bir nisbette çoğalmasında, buna mukabil muallim ve mektep adedi- nin ayni nisbette artmamasında buluyor ve fikirlerini söylüyor uallim, Talebe, ina Bakımlarından rta Tahsil Meselesi statistikler bize gösteriyor ki, Maarif Vekâleti bütçesinin en büyük kısmı, orla tahsile ayrıl mıştır. 1927 maarif bütçesinde or- ta tahsile ayrılan mıktar - yüzde onlarla beraber , umumi maarif bütçesinin yüzde 98 ini teşkil edi. yordu. 1937 senesinde 13.714371 lira olan maarif bütçesinin yüzde 45 i yani 7.440.295 lirası orta tah» sile ayrılmıştır. Böyle olduğu halde, bilhassa son senelerde, Maarif OVekâletini en çok uğraştıran mesele, Orta mektep meselesidir. Bunun sebebi, hiç şüphesiz, ilk mekteplere devam eden çocukların ve binnetice ilk mekteplerden or- ta mekteplere geçen talebenin mü- tezayit bir nisbette çoğalması, fa- kat mektep ve muallim adedinin ayni nisbette artmamasıdır. Filhakika Cümhuriyetin ilâmın da bütün orta mekteplerde 9800 talebe ve 1900 musllim (olduğu halde 1937 de talebe adedi 71.000 e çıkmış fakat muallim mıktarı an- cak 3000 i bulmuştur; yani talebe sekiz misli çoğaldığı halde mual - Jimler ancak bir buçuk misli art - mutştar. Bu kadar az mektepte bü dere- ce az muallimle bu kadar çok ço - cuğu okutabilmek ancak, altmış yetmiş talebeyi bir sınıfa istif et - Mek, hoCülard hallada Zö saat ders vermek, yardımcı muallim kullan. mak ve bazı mekteplerde çıft ted- risat yapmak suretiyle mümkün olmaktadır. 988 yılına alt (İstatistikler henüz elimizde değildir. Fa kat orta mektep talebesinin dok - san bine çıktığı tahmin olunmak» tadır. Muallim ve mektep ihityacı bu nisbette artmış demektir. Maarif Vekâleti orta mektep muallimi ihtiyacını daha on iki se- ne evvel duyarak 1926 da Ankara- da, bir sene sonra Gazi (o Terbiye Enstitüsü ismini alan orta muallim mektebini açmıştı. Bu (müessese kurulduğu tarihten 1937 senesine kadar 380 mezun vermiştir ki bun- lardan büyük bir kısmı da ilk ted- risat müfettişi olarak vazife almış- lardır, Fakat bu tedbire rağmen orta mektepler için muallim ihtiyacı gittikçe şiddetle hissediliyor ve her sene yüz yeni dershane açmak lü- zumu hasıl oluyordu. (1936-1937) senesinde iki yüz yeni dershane a- çılmıştır. Bu karşısında Maarif Vekâleti fevkalâde tedbirler al - mak zaruretinde kalmıştır. Burlardan biri, isteyen” lise me- zunları ve İlk mektep muallimleri için Üniversitede bir imtihan aça- rsk müvaffek olanlara orta mek - tep muallim müavinliği ehliyet - namesi vermektir. (1935-1936) senesinde alınan di- ğer bir tedbir de, dört, beş ve altı senelik muallim mektebi mezunu olup ta iyi sicil alan musllimleri bir imtihana tâbi tutarak muvaf - fak olanların bir kısmma ehliyet - name vererek hemen orta mektep- lerdeki boşlukları doldurmak, di- ğerlerini de Gazi Terbiye Enstitü- sünde bir sene tahsil ettirdikten sonra onlara, Enstitünün diğer me- Zunları gibi orta mektep muallimi olmak hakkını tanımak olmuştur. Bunlardan başka lise mezunla- rını hiç bir imtihana tâbi tutmak » sızın yardımcı muallim sıfatiyle orta mekteplerde çalıştırmak da, muallim ihtiyacını önlemek için â - Jınmış olan yarım tedbirlerden bi- ridir. » Yazan: : Sadrettin Celâl Antel 'akat bütün bu tedbirlere rağ men orta mekteplerin bu - günkü ve yarınki muallim ihti - yaçları tatmin edilmekten uzaktır, Diğer elhetten bina ihityacı da ayni şiddetle kendini göstermekte- dir. Bugün mevcut 125 orta mekte bin ekserisinde odalar ve salonlar sınıf haline konmuştur. Ve bun - larda çocuklar, sıralar üzerinde ya- zı yazamayacak kadar sıkışmış bir vaziyette oturtulmaktadır. Hattâ mektep olarak yeniden yapılmış olan binalarda dahi, re - sim ve elişleri salonlarını, atelye- leri ve lâboratuvarları (dershane yapmak mecburiyeti hasıl olmuş - tur. Bu mekteplerde, bir çok para $arfedilerek alınan tedris vasıtala- rı, âletler, depolarda ve sandık » Tarda muattal kalmaktadırlar. Bugün orta mektep muallim - lerinin, talebenin fikri terbiyeleri- ne ve içtimsi ve ahlâki teşekkülle. rine lâzım olduğu kadar faydalı o- Tamamalarını. onların avni za <a bir kaç mektepte dersleri olm ları neticesi bir mektebe bağlana- mamaları, mektebin terakkisinden içtimai ve manevi hayatından ken dilerini mesul saymamalarile izah edebiliriz. Orta mektep muallim - leri, umumiyetle, vazifelerinin sa- dece ders vermekten İbaret oldü- Bunu sanarak mürebbilik vazife « lerini ihmal etmektedirler, Bunda, yukarıda işaret ettiğim gibi, mu- alimlerin mektepte âdeta iğreti, misafir vaziyetinde kalmalariyle beraber, orta mektep teşkilâtının ve ananesinin tesiri olduğu mu - hakkaktır. İmtihanla orta mektep kadro - suna geçen kuvvetli ilk (omektep muallimlerinin yeni vazifelerini muvaflakıyetle yapmaları bu fik- rimizi teyit etmektedir. Pilhakika, uzun seneler ilk mekteplerde sınıf muallimi olarak talebesiyle daimi temas halinde bulunan, onların fik ri ve ahlâki terbiyeleriyle yakın - dan meşgul olan bu muâllimler - orta mektep ananesine temessül &- dinceye kadar- ilk mektepteki mes- leki faaliyetlerinde Kazandıkları itiyadlarla hareket etmektedirler. Bunun içindir ki bu muallimle- rin orta mekteplere geçmeleri ilk mektepler için ne kadar zararlı ol- muşsa, orta mektepler için o dere- ce faydalı olmuştur. O's mekteplerin muallim ve bina itibariyle vaziyetlerini ve ihtiyaçlarını tesbit ettikten son ra, bunları önlemek çarelerini dü- şünelim, Fikrimizce, ihtiyaç nisbetinde kuvvetli orta mektep muallimi ye» tiştirmek için alınacak en başlıca tedbir, Gazi Terbiye Enstitüsü - nün muhtelif şubelerine alınacak talebenin mıktarını çoğaltmak, ya- mİ bu müessesenin kadrosunu, se « nede üç dört yüz muallim yetişti- recrk surette genişletmektir. İlk mektep mua'limlerinden im- tiharla orta mekteplere muallim almakta devam olunabilir. Üniversitenin edebiyat ve fen fakültelerinden yalmz iki serti - fika alarak lisansiye olmağa mü- vaffak olamayan gençleri, bir kaç aylık bir kursa tâbi tuttuktan son- ra orta mektep muallimi yapmak da, akla gelen ve üzerinde düşü - nülmesi lâzım gelen muvakkat tedbirlerden biridir. Bina dershane ve izdiham me - selesi de, yalnız bugünkü vaziyet ve ihtiyacı değil, yakın istikbalde- ki inkişaf ihtimallerini de düşüne- rek, esaslı tedbirlerle halledilme - si ieabeden bir meseledir. Fikrimce, bu meselenin halli, zannedildiği kadar güç (o değildir. Çünkü bina sıkıntısı umumi mahi- yette olmaktan ziyade bilhassa İs- tanbul şehrini alâkadar eden daha ziyade mahalli mahiyette bir me- seledir. Bütün memlekette mevcut 125 orta mektepten 33 tanesi İstanbul- dadır ve bunlardan 18 tanesi, ki- ralanmış evlerdir; ikisinde de çift tedrisat yapılmaktadır. Diğer şehirlerde ise, bir veya & ki orta mektep bulunduğu için bi- na İtibariyle o kadar sikıntı çekil- mefmektedir. Ğ ina meselesinin en tasarruf- lu ve terbiyevi sekilde hal linin, esaslı bir bina siyaseti takip etmekle kabil olabileceğini santyo- rum, Bu fikrimizi rakamlarla, mü- şahhas olarak izah edelim: Maarif Vekâleti İstanbulda ki- ra ile tuttuğu on sekiz orta mek- tep binası için senede . her birine takriben iki bin lira kira üzerin- den - 36 bin lira vermektedir ki kira ücreti on senede 360 bin lira tutuyor. Altı yüz talebe alacak bir orta mektep binası, en tasarruflu şekil. de 50 bin raya (o yapılabildiğine göre, 18 bina, Vekâlete 900.000 li- raya mal olacaktır. Vekâletin bu- gün kira binalara on senede ver « diği 360 bin lira, bu binaları ye - niden yapmak için on senede sar- fedeceği paranın üçte birinden fazladır. Binaenaleyh Mearif o Vekâleti orta mektep binaları için - on se - ne müddetle - her sene için büt - gesine, diğer vilâyetlerin ihtiyaç- larını da düşünerek sadece 70 bin Jira koyduğu takdirde, bu bina me- selesi esaslı şekilde halledilmiş o « lacaktır. Bu masrafa İstanbul vilâyeti - nin iştirak ettirilmesi de akla ge - J lebilir. Şunu da ilâve edelim ki, bu or- ts mektep binası plânları yapılır - ken - aşağıda izah edeceğim - mü- him bir esasa riayet edildiği tek « dirde, izdikam meselesini | esaslı bir surette halletmek ve ayni za - manda gençlere, terbiye esasları - na uygun kuvvetli bir tahsil ve terbiye vermek mümkün olacak - tar. Bu esas, uzun zamanlardanbe- ri, bazı kalabalık Amerika şehir - lerinde tatbik edilen (iş . ders - o- yun) sistemidir. Bu sistemin ma - hiyetini kısaca anlatalım. Biivoru ki bugün umumi - miyetle bütün mekteplerde mevcut dershanelerin ve salonla- rın bir kısmı bazı saatlerde boş kalmaktadır. (Tabit bütün oda ve salonlarını dershane haline ko - yan mektepler bu vaziyette değil dirler.) Fakat bu şeraitte olan mektep- ler de bu sistemden istifade ede - ceklerdir, Fakat, (oyun « iş - ders) sistemi tatbik edildiği takdirde, ya ni (Valton - plân) da olduğu gibi dershaneler ihtisasileşecek olursa, mektep talebesinin yarısı dersha - nelerde bulundukları zaman diğer yarısı da, atelyelerde, lâboratuvar- arda, jimnastik veya konferans salonunda, diğer terbiyevi faaliyet- lerle meşgul olacaklardır. Eski sisteme göre 600 talebelik bir mektepte - sınıf başina elli ta- lebe hesabiyle - 12 dershaneye ih- tiyaç vardır. Bundan başka diğer terbiyevi faaliyetler için hiç olmaz sa altı salon lâzımdır, z Halbuki (oyun ders - iş) siste - mine göre bu mektepte alti sınıf ve altı iş salonu bu ihtiyaca kâfi gelecek ve her mektebe bir iş atel- yesi, fizik ve biyoloji lâboratuv: m, jimnastik, dikiş ve biçki salo - ru, resim salonu, oditoryom (kon- ferans ve müsamere salonu) Mutfak temin edildigi için bütün talebenin fikri ve içtimai terbiyelerine hiz - met edecek terbiyevi faaliyetlerde bulunmaları mümkün olacaktır. Orta mekteplerin bina ve mu - allim meselelerinin, ekonomi ve terbiye esaslarına uygun olarak na sıl halledilebilecekleri hakkında - ki düşüncelerimi söyledim. Şimdi program ve metot me « selesini gözden geçirelim. Fikrimce, evvelâ orta mektebi yalnız liselere talebe hazırlayan müesseseler olarak telâkki etmek- ten vaz geçerek bu tahsil mücsse « sesinin mütenevvi fonksiyonları - ni ve hedeflerini sarih bir şekilde tesbit etmek lüzimdir. Bunun için de, orta mektepten çıkan gençle « rin nerelere gittiklerini tetkik &t- mek icabeder. Orta mektepten çıkan gençler arasında: 1 — Liselere gidenler, 2 — Me- mur olanlar, 3 — Hususi iş mücs- seselerinde vazife alanlar, 4 — Sa- nat ve meslek mekteplerine gi - renler, 5 — Doğrudan doğruya iş hayatına atılanlar, 6 — Hiç bir şey yapmayıp evlerinde kalanlar (kızlar). Vardır. Binaenaleyh, orta mek- teplerin proğram ve metodlarını, talebesinin istikbaldeki vaziyetle- gözönünde bulundurarak tan- zim ve tertip etmek zaruridir. rta mektebi bitiren gençle - rin ekseriyetinin, daha yük sek tahsil müesseselerine gitme - diklerini düşünerek bu & mektebi, kendi kendine kâfi gelen ve her münevver Vatandaşla bulunması icabeden umumi kültürü, İçtimai kabiliyetleri ve itiyadları kazan - | diran bir terbiye evi olarak kabul | etmek ve bilhassa ana lisanına, ya | ziya ve hesaba en mühim mevkii vermek lâzimdir. Gençlerde doğ - ru düşünmek ve muhakeme etmek kabiliyetlerini tenmiye edecek şah si müşahede, tetkik ve mütalca fa- aliyetlerine bugünkünden çok faz- la bir yer ayırmak icabeder. Bu #- şe, programların yükünü hafiflet - mek, tedris metodlarını değiştir - mek ve her mektebe muhtelif a - telyeler ve lâboratuvarlar temin et- | mek suretiyle mümkün olacaktır. Bunu yaparken, ilk mekteple o - rin e ———— GÖPÜŞLEP : . İçtimai : Sigorta Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel ükümet, kurulması mukarrer olan içtimai sigorta mevzou ile buna dair kanun lâyihası etra - fında tetkiklerde bulunmak üzere, Milletler Cem yeti içtimai © yardım şubesi müdürü Oswalt Ştayin'i da- vet etmiş. Hükümetin hazırladığı kanun Jâyihasının metnini bimi- yorum. Fakat hariçten bu i bir mütehassısın davet edilmesi içtimai yardm faaliyetlerine ehemmiyet ve- rildiğini göstermektedir. İçtimai sigorta, gerek bedeni, ge - rek kafasiyle istihsalde bulunan her ferdin sıhhatini, çalışma şartlarım, istismardan vikayesini, işsiz kaldığı günleri, ihüyarlığını, emniyet altı ma alan içtimai bir emniyet müesse- sesidir. Bizde bu sigorta devlet hiz- metinde çalışan memurlar için te « min edilmiştir. Bundan gayri, İşçi, fikir amelesi, köy amelesi, hususi mülesseselerde çalışın her fert, böy- le bir emniyet süpabından mahram- dur. İş kanunu bu içtimai sigorta meselesine temas etmekle beraber, müsbet bir noktaya varmamış, hele Ekir amelesinin hususi mücsseseler- de çalışın müstahdeminin içtimai emniyeti daha o mevzuu bahsolma- muştur. Oswalt Ştayin, Amerikada, İngil- terede, İsveçte daha ziyade Anglo Sakson © Cemiyetlerinde © kuvvetle müdafaa ve bir dereceye kadar tat- bik edilen içtimai sigorta hakkında, memleketemizin şartlarını dikkat gözünden kaçırmıyarak ne gibi tav- siyelerde bulunacak bilmiyorum, Fa- kat Milletler Cemiyetinin — içtimai yardım şubesi müdürü olmak. içti. mai siğorta meselelerinde ihtisası bulunmak dolayısiyle, tekliflerinin, hususi müesseselere birçok koruyucu külfetler yükliyeceği muhakkaktır. İş büroları fanliyete başladıkları gündenberi, kanuni tatbikata geçir- mek için bu müessese & sahiplerile çarpışıyorlar. Devlete £ verdikleri vergiyi bile bir angarya te- Tâkki eden, imkânını bulsalar bü - tün vergilerden sıyrılmayı cana min- net telâkki eden hususi menfaatle- rin, umumi menfaatler karşısındaki hodgâm telâkkileri, bu kanunun tat- bikatına büyük maniler çıkarıyor. İçtimai sigorta meselesi sievzuu bah- solurken, bunun kanun © maddeleri arasında sıkışıp kalmasına mâni ol- mak için, iş bürolarına daha büyük salâhiyetler vermek, iş verenle alan arasındaki ihtilâfların — hallinde her iki tarafa da müsavi müdafaa im - kânları vermek lâzımdır. Her iki tarafın kuvveti müsavi ol- madığı için, işsiz kalmak tehlikesi karşısında her türlü fedakârlığa kat- lanmak mecburiyetinde olan, pek çok kereler şikâyete bile cesaret edemi- yor, Bu vaziyet karşısında kanunun temin ettiği haklar da kayboluyor. Müztar vaziyette olan, şikâyeti neti- | cesi işsiz kalmıyacağına emin olmalı- nun temadisinden başka bir şey ol. /dır. İçtimai sigorta evvelâ bu emni- mayan orta mektep arasında bu - gün mevcut olmayan ve musllim- lerin şikâyetini mucip olan orga - nik irtibat da tesis edilmiş olacak- tır. Orta mektep teşkilât ve pro - gramlarını, her mahallin o husus Şartlarına, İktisadi ihtiyaçlarına te- kabül edecek tarzda elâstiki yap- mak, fen derslerini mümkün ol- duğu kadar ameli sanat ve mes - lek mevzularına bağlamak da, hâ-| kim kılınması lâzım gelen esaslar- dan biridir. Bu hususta Fransız - ların Ecoles primaires supöricures mekteplernin ve başka memleket. lerde bu vaziyetteki omekteple- rin teşkilâtlarının. tetkiki faydalı olacaktır. İyeti vermelidir. Viki taraf karşı karşıya haklarını mü- Bundan sonra her dafna ederler, en büyük hakemleri kanunlar olur. İçtimai sigortanın bir de cemiyet hayatındaki rolü vardır. Bugün has- tane bulamadığı için köşesinde ölen veremli, hayatın bin bir kahrı için- de, baş vuracak, hakkını ve hayatı- nı müdafaa edecek hiç bir istinatgü- hı olmıyan muhtaç ta böyle bir si - goörta muhtactir, Bunu da ancak devletin kuracağı içtimmi yardım te- şekkülleri temin edecektir. Hususi müesseseler, artık bu ihtiyara cevao veremiyecek haldedirler. Bunu da devletleştirmek şarttır. Buraya ka - dar zahmet edip gelen mütehassıs. tan, bu hususta da istifade edebiliriz. ——— Orta mekteplerden çıkan kız - ların mühim bir kısmının bir müd det sonra bir aile kurmağa nam - zet oldukları gözönünde bulundu- rularak, bunlara, tam bir ev ka - dını için Tâzım olan bütün bilgileri ve iktidarları kazandırmak, orta mekteplerin en mühim gayelerin- den biri olmalıdır. Yapılması zaruri olan ıslahat - tan biri de, muallimleri mektebe bağlayarak. mektebin fikri ve iç - timai hayatından mesul tutmak « tır, Bu, birbirine yakın olan ders- leri ayni muallime vermekle te - min edilebilir. Şüphesiz orta o mektepte. ilk mektepte olduğu gibi, bütün ders- leri üzerine alan bir sınıf mualli - mi olamaz. Fakat her sınıfın me- suliyetini bilhassa üzerine almış, sınıf muallimine benzer bir mual- İimin her sınıfta bulunması, tale - benin fikri ve ahlâki inkişafları bakımlarından çok istifadeli ola - caktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: