11 Mart 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

11 Mart 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a kalemle boyuyın, A DE ye Mi lal O e Sa Zf n Zİ KE Güzel bir resi melde etmek is terseniz, (5) işaretli yerleri birer Bu içi oyunu, iki kişi oynar. Oyun bir zar, altışar tane de taşlâ- şer Her oyuncunun taşlarının il veya renk itibarile diğerini hden ayirt edilebilmesi gerektir. A oyuncu, şekilde gördüğü- mi bi altışar taşını, çıkış yer- e” koyar. Oyunun gayesi şu- Kan Oyunculardan birinin, öte - İ den evvel? altı taşını ALTIGE- © dolaştırıp ilk çıkış noktalarına İlmektir. Eçvela birinci nu- alardaki taşlar hereket ertirile- . Atılan zar, kaç gösterirse, S © kadar hane ilerler. KOŞ YETİŞ OYUNU Öbür beş taşı ilerletmek için bi- Tinci taşın dönüp dolaşıp kendi ha- nesine gelmiş olması lâzım. Eğer zar, bu taşın 1 numara ile güste- rilen yere gelebilmesi için icap eden sayıdan fazla gelirse, bu faz- lalık kadar sayıda kutu arkaya gi- der. Birinci taşın yerine gelmesin- den sonra, beş taştan istenilen oy- nanabilir. Yalnız, her taşı, zarın gösterdiği kadar ileri götürmek şar tile. Düşman tarafın taşı üzerine konan taş, onu olduğu yerde hap- seder. BİLMECE - BULMACA van size sahibini soruyor. e, bakalım! çok memnun ola- Sik, Bu koşucu, size kendisini geçmiş olan koşucuyu soruyor. Bülüverin bakalım! Bu kuşların kini arandıklarını mi soruyorsunuz? Öyleyse harfleri sırasına göre birleştirin' Yolları Gösterin a, 2 o” - Burada, ayrı ayrı biçimlerde beş çift şekil görüyorsunuz. Her şekli kendi benzeri olan şekille, bir çiz gi vasıtasile birleştireceksiniz. Yal- niz, bir şekilden öbür şekle gi- den yolu çizerken, beş ayrı çizgi- nin de hiç bir noktada birbirini kesmemesi, birbirine değmemesi lâzumdır. Tamamlayın! Güzel kedim (—) kedim. (—) Bilsen ne çok sevdim Miyav (—) miyavlama Öyle her (—) yalama Merak (—-) sabah olur Sana annem (—) bulur Yer (—) doyurursun Yatar minderde (—) Aşağıdaki sekiz kelimeden her birini manzumede çizgilerle gös- terilen yerlere koyunuz! Güzel bir kedi manzumesi meydana gelecek- tir: (Miyav), (Seni;, (Minik), «Ye- ri), (Ciğer), (Etme), karnım), (Uyursun). Çöp Oyunu 20 kırmızı, 10 siyah, 4 beyaz çöp alınız. Birinciyi anlamak için taş tuttuktan sonra hepsini karıştı rıp önünüzdeki düz masanın üstü- ne bir avuç halinde biraknınz. Her kesin elinde birer şiş veya tığ bulu- nacaktır. Sıra ile, bu şiş vasıtasile çöpleri birer birer çekmeğe çalışa- caksınız. Bir çöpü çekerken: başka bir çöp oynatmış, kımıldatmış olan Sırasını arkadaşına verir. Kırmız! çöplerin het biri biğ, si- yahların iki, beyazlarınki üç sayı birinci sayılır, — Ne o çocuğum? niçin ağlıyor- sun ? — Baksanıza anneciğim; adam köpeğimi almış götürüyor. lir, Kim daha çok sayı yaparsa, o ahmut on İki,Hasan on üç ya- şinaiki gazete satıcısı idiler. Bunların her ikisi de vukuat de- lisi idi, Tramvay, otomobil, deniz kazası Suydular mı koşa koşa ga- zeteye giderler, yor; na tıkana kazayı anlatırlar. avuçla- rına sıkıştırılan yirini, yirmi beş kuruş ile doğruca pastacıya girip pasta yerlerdi. Bu havadis yetiştirmek İkisinin de biricik zevki idi, Evleri Fatih- ten daha ileride, küçücük teneke mahallesinde idi Mahmudun yaşlı bir babası, Hasanın hastalıklı bir anası vardı. Bu zavallı yavrucuk- lar, çok geceler küçücük kulübele- rine bile gidemezler, yorgunluktan halsiz kalan ineşcik bacaklarını sessiz bir kaldırıma uzatırlar, yır tık ceketlerinin bir ucunu yüksek- çe bir taşın üzerine koyup derin bir uykuya dalarlardı. B u zavallı çocuklar sisko ha- eaklarile İstanbulun gezmedik yerini bırakmazlardı. Bir gün beraber geziyorlardı. Her bir otomobil süratle giden tramvaya çarptı. Otomobilin eam- ları kırılmış, şöförün başından kan lar akıyordu. Bunu gören havadis- me a GÜ Oktay geğmöden geli- diniz mi diye sord' Oktay cevap verdi: — Evet an- neciğim! ben salıncağa bindim. Ak tay da bütün gün beni arkamdan itip sallayarak eğlendi, * Küçük Dilenci Dilenci çocuk — Allah rizası için kardeşimin. gözleri görmüyar. Ba- na, ona ekmek almak için yüz para verir misiniz? dedi. Adam — Nerede kardeşin diye sordu. Çocuk cevap verdi — Arkanızda mağazada kumaşları seyrediyor. * 10 Şeker Verin Şekerci kız Oktaya sordu: — Hangi şekerden istiyorsun kü şük? — Hangisi olursa olsun. Yal nız bana yüz paraya on tane zerin! bir tanesini Altaya vereceğim. * Çok Seviyor — Demek ki kardeşiniz hayvan- ları çok seviyor. — Evet! o kadar çok seviyor ki geçen ay, bir köpeğin canını acıttı diye zavallı bir adamı öldürdü. * Aptal Seyyah Seyyah sordu: — Bana lütfen yemek saatleri- nizi söyler misiniz” Garson cevap verdi: — Sabah altıdan on bire kadar kahve altı, 12 den 17 ye kadar öğ- le, 18 den 24 e kadar akşam yeme- ği saatleridir. Yazısız Hikâye Bakınız akıllı sayyah ne cevap verdi. Gazeteci Çocuk YHAYD Sİ afacanlar var kuvvetlerile koşmi- | ya, bu havadisi herkesten evvel yetiştirmeğe başladılar. Fakat yol- da nasılsa Hasanın ay: olacak ki, önündeki Lir ağaca şid- detle kafasını çarparak yere yuvar- landı. Arkadaşının bu haline canı sıkılan Mahmut bir yandanda bu havadisi yalnızca yetiştireceğinden seviniyordu. o Arkadaşına bir göz fırlattıklan sonra yine fasilasız koşmağa başladı Koştu, koştu, ba- teden yere yuvarlanırcasına içeri caklarında derman kalmıyacak bir hale gelinceye kadar koştu. Gaze- girdi. Hemen havadis! anlatmağa koyuluyordu ki, sekreter: — Vah zavallı yavrucuk. beyhu- de yoruldun. Bu senin getirdiğin havadisi beş dakika evvel tele la Hasan verdi. dedi, Bunu duyan Mahmut hırsından kendini tutamadı. ağlıyarak ora- dan çıktı. Meğer, yolda yarala - nan Küçük Hasan götürüldüğü ee zâhanede yarasından çok bu hava- disi veremediğine üzülmüş olacak ki elinden, kafasından kan aka aka hemen oradaki telefonu kapmış, ga zeteye telefon ederek tramvayla otomobilin çarpışması haberini kadaşın evvel vermişti. — Ben nekadar güzelmişim Yer yüzünde yokmuş eşim. İşte ayna da söylüyor. fön- Dünya güzelisin, diyor o LE LELİM. — Peki amma, şehri gezmek için bize vakit kalmıyor. Ne vakit ge- zeceğiz? — Ben tam severim her şeyi, Bırakınız çerçeveyi. Götürünüz kırık cami, Beklerim pazar akşamı. ui Aptal Haydut İlisi de hayduttu. Hep ayni sa- atte oradan geçtiğini bildikleri bir zengini saymak ıçin ayni yerde bek- Wiyorlardı İçlerinden biri ötekine bakınız ne dedi: — Baksana, iki saattir bekliyo- âlâ geçmedi. Biraz daha bek- yelim mi dersin? ? » Aptal Yolcu Saatlerdir oralarda birini bekli- yen adama polis sordu: — Kuzum siz saatlerdir kimi bekliyorsunuz böyle? Artık benim bayramım var, « Şişmanlamışım ne kadar, Yüzüm ensem olmuş kat kat Aman bu ne şişko surat. — Halamın oğlunu. Saat heş- tenberi buradayım. 7 oldu. Hâlâ gelmedi. — Peki o size kaçta geleceğini söylemişti — Saat dörtte. — Bilemedin aptal köpek, Beni kendin sandın demek, Yiyeyim de şimdi seni, Görürsün kat kat enseni, BDDK KCAL Bulmacamızda Kazar.anlar Yarınki sayımızdadır. CC Bu dünyanın en büyük tekerle- ğidir. 600 kilogram ağırlığında, Kutrunun (uzunluğu tamam metre gelmektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: