4 Nisan 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

4 Nisan 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ee mağlübiyeti ile neticelenen maçta Demirspor ve Gilidipay oyuncuları bir arada | Kürek Kembriç Bu İki İngiliz Yapılan müsabakalarını hesaplar- sak bir asra yakın ömrü olan Oxford » Kembriç kürek yarışını bu sene Kembriçliler kazandılar. Bu iki İn - Ügiliz üniversitesinin kürek yarışını seyretmiyenlere aradaki rekabetin ne Üşekillerde tecelli ettiğini - anlatmak (pek müşküldür. İÇ Bu yarış, sözle, yazı ile kolayca anlatılır şeylerden değildir. Kembriç - Oxford yarışlarının bi- rinde İngilterenin en uzak köyünde İÜ Yâsletteyin bir çifiçi e görüşmeli İ Yüz metre toprak altında çalışan bir maden amelesinin yarışın tafsilâtını beklerken nasıl ( heyecanlandığını görmeli ki, o rekabetin ne olduğu an- laşılsın... Hele Londrada yarış günü bir sa- at bulunmalı... Nedir, ö ne âlemdir!. ? Tarihi yarışın manevi taraflarını por rekabetinin asil mücadelelerini duyanlara bırakıp maddi ve teknik taraflarını biraz anlatalım. Bu seneki yarışın teknik tafsilâ - tı henüz gelmedi. Geçen seneki ya. Trişin bazı ehemmiyetli (o noktalarını burada tekrarlayacağız. Böylece bu seneki yarışın tafsilâtı geldiği zaman mukayese yapmak ve İki yarışın far- kını anlamak kabil olur. Rekor Meselesi: Bu seneki rekor geçen senekin - den daha iyidir. Geçen sene Oxford kürekçileri ayni mesafeyi 20 dakika i 30 saniyede almışlardı. | Takımların Sikleti: Oxdfordluların geçen seneki sik - Ietleri her kürekçiye vasati seksen kilo isabet odecek tarzda idi, Kembriç kürekçilerinin vasati sikletleri kürekçi başına 77 kiloydu. İ Kürek Çekme Sürati: Kembriç kürekçileri geçen sene lk dakikada 33 kürek darbesi at - İ maşlardı. Kembriçe mukabil galip gelen Öx- fordlular ise, dakikanın sonunda 36 | kürek atmış bulunuyorlardı. Mesafe Faikiyeti: Oxfordlular iki dakikalık kürek | atışlarından sonra Kembrişlileri bir kayık boyu geçmişlerdi. İ Maamafih çırpıntıı sulardan çı - İ kılıp sakin sulara (o girildiği v Kembriçliler son gayretlerini sarfe - | derek aradaki mesafeyi yarım kayık boyuna indirmişlerdi. | Son Dakikalar: © Son dakikalarda Kembriçliler da- 'kikada vasati 33 kürek darbesi ati- | yorlardı. © Galip Oxford takımi dakikada va. Yarışı “Tarihi Yarışı Bu Sefer Kazandı Üniversitesinin Rekabeti Başlı Başına vir Âlemdir Bu senenin müsabakasını kazanan Kembriç kürekçileri sati 294 darbe ile aradaki yarım ka- yık boyu mesafeyi muhafaza etme - ğe muvaffak olarak galip gelmişler- di. Kü ür Dümenciler: Kürekçilerin o müthiş gayret ve kudrete tahammülleri için oldukça cüsseli olmaları lâzım olduğundan takımlar ancak dümencilerin sikleti üstünde oynuyorlar. Bu yüzden dümenciler çocuklar- dan intihap ediliyor. Fakat dümencinin rolü çok mü - himdir. Antrenörün müsabukadan evvel vereceği plân dahilinde kürek- çileri ve dümeni idare etmek küçük dümencilere verilmiş vazifelerdir. Onun için dümencilik en büyük se - reftir, Dümenciler her fedakârlığı göze alırlar. Geçen sene Oxlordun dü - mencisi Massey isminde Kanada âli komiserinin küçük oğluydu. Kembriçin dümençisi Humter ise bacağından sakat olduğu halde kol - tuk değnekleriyle gezdiği halde mev kiini ehliyetle muhafaza etmiştir. Bakalım bu seneki yarışta neler olmuş. E.Ş. İme şampiyonluğunun geçen söneler- İde olduğu gibi kolay kolay İstanbul Milli Küme | Maçları İstanbulun Türkiye | Futbolündeki Derecesi Gittikçe İniyor Milli küme müsabakaları kurula- hdanberi küme şampiyonluğunun ilk derecelerini İstanbul takımları a. detâ inhisarlarına almışlardı. Bu seneki gidişi kü- maçların &lüpleri arasında taksim edilemiye- ceğini belli ediyor. Bu seneki fena neticeler için İs - tanbulluların ileri sürebilecekleri manevi mazeretler yoktur. Mektepli- lerin klüplerden ayrılması ise, An - karada, İzmirde ayni vaziyettedir. İKiymetli fütbolcülerin: hep“ birden başka mıritakalara geçtikleri iddia e- dilemez. Evvelce başta giden klüpler yerlerinde duruyorlar. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş öyni teşek - küllerdir. Şu halde İstanbul futbo - lüne ne oluyor? Bir hakikat var ki, kimse itiraf #tmek niyetinde değildir. Evvelce İstanbulun Türkiye “futbolündeki yüksek derecesini temine uğraşan 1. dareciler eskimişler, bezmişlerdir. İhtiyarlayanların, spordan usananla- rın yerlerine yetişenler “idarecilik mevkilerini eskileri kadar bağlılık ve aşkla başaramıyorlar. Bunda 28- manın hayat şartları da mühim rol oynuyor. Takımın haftada bir defa - bk galibiyetini görebilmek üzere beş gününü oyuncular peşinde dolaşa - rak geçirebilecek vaziyetteki müra- kipler de azalmıştır. Eski zengin mürakiplerin ayak - topuna düşkünlüklerinden hasıl ol. muş bu hayat tarzını bugün devam ettirebilmek güçlüğü karşısında İs - tanbul futboleüsünün maddi kudreti yavaş yavaş düşmektedir. Milli kümede İstanbulun rakiple- ri daha başka şartlar içinde, daha ta- ze gayretlerle çalışıyorlar. Bir An - kara, bir İzmir futboleüsü ve idare- cisinin aradığı zevk ve neşe vasıtal rı İstanbulunki gibi çeşitli değildir. Bu sadelik ve yukarda © anlattığım sebepler yüzünden bu sene değilse, gelecek seneler İstanbul Türkiye ki ee kaybetmeğe Bu akıbeti, İstanbul klüplerinin o- yuncuları idare hususunda verecek- leri toplu ve değişmiyecek bir karar. la belki değiştirebilir. Fakat bu ihti- İ “Komik” gazete var: GAZETELERLE TN Eski Mecidiyeler Artık Geçmiyor Yazan: Naci SADULLAH “Ciddir” gazete malâm. Bir de on Posta” Hitlere nisbeten Mussolini, Mus- soliniye nisbeten “Franko” neyse, “Ciddi!” gazeteye nisbeten, Son Pos. ta da odur. Bu teşbihin manasını erbabı kav rar sanırım, İşbu gazete, sütunlarına yazı yaz- dığım sıralarda, bazı ufak tefek da - valar kazanı » “erbabı” bilir ki, bu davaların kazanılmasına hiz - metkâr olan yazıların hemen hep - $inde, bu satırları yazan muharririn imzası vardı, Fakat - çok kü - çük çapta da olsa - dava kazanmanın zevki, bu “Komik” cerideye aşılan - miş bulunmuyor. O, bu zevki tatmak hevesiyle ikide birde tutturur; İstanbulun filân mahallesine cad- İsın dördüne kadar devam 4-4-939 EKONOMİ Amerika İle Imzalanan Yeni Ticaret Anlaşması Piyasada İyi Karşılandı Amerika ile imzaladığımız yeni ti- caret anlaşması piyasamızda iyi kar- şilanmıştır. Yalnız anlaşmanın mad. delerine ait tafsilât gelmediği için anlaşmanın meriyete gireceği mayı edeceği tabi görülen takas muamelelerinin bu tarihten sonra devam edip etmi- yeceği tereddüt husule getirmiştir. Amerika ile iş yapan tüccarlar, eğer yeni anisşmada takas muameleleri n müsait bir vaziyet bulunmazsa | serbest dövizle Amerikaya mal gön. | dermenin güç olacağını ileri sürmek- vedirler. Bu iddiaya sebep cihan pi- yasasına nazaran mallarımızın yük- sek fiyatla diğer memleketlere de satılmakta olması ve dünya piyasa- de lâzım! Memleket hapishanelerini etmek lâzim! Memlekete kooperatil lâzım. Her sokağa bir helâ lâzım, Her mütekai- de bir apartıman lâzım, Şu lizım, bu lüzem, “Memleket meseleleri” serlevha- sı altında müdafaa edilen bu hafif davalar, malüm meşhurlara, - yâni bermutat Hüseyin Cahide, Mazhar Osmana, Besim Ömere, Fahrettin Kerime, Neşet Ömere, Tevfik Sağ- lama, hulâsa, malöm emsaline mü - nasip şekilde danışılır. O dertmend- ler de bu sualleri soranları darıltmak ve başka anketlere muhatap edil mekten mahrum bırakılmak korku- su ile cevap verirler: “— Elhak, lâzımdır! Hattâ bu saydıklarınız lâzım da değil elzem - diri” ıslah (Bu anketlere de dikkat buyur « manızı dilerim; Her yerde olduğu gi“ bi, bizde de “Söz” parlak bir zekâ - dan değil, geniş bir'şöhretten sadir olduğu zaman kıymet alır. Eğer or - taya faraza “İnsan, en budala hay - vandır!” kabilinden bir saçma atar - sanız, sizi kulağınızdan yakalayıp tı marhaneye sürüklerler. Fakat böyle bir cümlenin, faraza “Volter” gibi, “Göte” gibi, veya “Şopenhayr” gibi bir dâhi ağzından çıktığını söylerse Biz, okuyanları bir düşüncedir Bu arada; “— Yahu... Dâhi diye işte böyle. sine derler. Gördün mü büyük ke - lâmı?" diye, hayret ve takdirle par. mak ısıranlar da bulunur.) Mevzuubahsim olan “Komik” ga- zetenin, dediğim hevesle, ve anlatt ğim biçimde tuttuğu iki yeni ve ha alır. larının bizim mallarımızi dünya pi- yasalarının. fiyatlarına göre almak istiyecekleridir. Halbuki ayni malla. rin takas primleri dolayısile diğer memleketlere satılmasında daha faz- la menfaat görülmektedir, Amerika, i i BORSA İ 3.4.0 ÇEKLEK Uondra 308 | Nevyark 128.8325 Paris 42050 Milâno 6.6625 Cenevre 204625 Amsterdam 07.2425 İ Berlin 50.8150 İ 218160 1.0825 ! 156 14.085 Varşova 23.0025 Budapeşte 24.9675 Bükreş 0.0030 Belgrad 20015 Yokohama 3482 Stokholm 30.525 | Moskova 28.9025 | ESHAM VF TAHYVİLA dan halı imali için alınacak yapakla- | rımızı, Fransa yüzde 40 - 45 takas| primi ile almaktadır ki, yapakları-| mızın dünya piyasalarında 4 kuruş- ten fazla alınmaması bu gibi malla. | rm terelhan diğer memleketlere sa- | Türk borcu I peşin 10.50 Ergani 20— Sıvas-Erzurum V 1937 tılması neticesini mektedirler. vereceğini söyle -* İÇ PİYASA: Dün Buğday Piyasası Normal Hale Geldi Dün piyasamıza tüccar namına 580 ton büğday getirilmiştir. Ayrıca 660 ton buğday da satılığa çıkarılmıştır. Yumuşak beyaz ve 5 - 6 çavdarlı o- lan bu buğdayların kilosu kus | ruştan satılmıştır. Bu kaliteli buğ- daylar evvelce 6.08 - 6,10 kuruştan satılmakta idi. Değirmeneilerin An- karaya yaptıkları bir müracaat fze- rine, piyâsaya sık sık buğday çıka- rılmasına karar verilmiştir. Ancak bu buğdaylar peşin para ile satılmak- ta ve iki vagon yumuşak buğday a- lacak olan değirmencinin bir vagon da sert buğday alması şart koşul. maktadır, Sert buğdaylar 5,20 kuruş tan verilmiştir. Yirmi gündenberi buğday fiyatları üzerinde azar azar başlamış olan te mevvüçler dün durmuş ve fiyatlar normal şeklini almıştır. Yemlik ar- palar 4,17,5 - 4,22,5 kuruştan, Ana- fif dava da şunlar; 1 — Liselerimiz, şair Bâkiyi, “İh- rahim Müteferrika” yı, “Reşat Nu -| ri” yi, “Yahya Kemal” i tanımayan, | Letonyamn mı, Hindistanın mı da ha büyük olduğunu, Mussolininin Vaterloyu () ne'vakit kazandığını, İzmirin düşmandan hangi tarihte is- tirdat edildiğini bilmeyen bir sürü cahil yetiştirmektedir. a 2 — Bizim “Mecidiye” gemisini, Nevyork dünya sergisine, Arjantine, Brezilyaya, Sanfransiskoya gönder - meliyiz: Bahriyelilerimiz, — oralarda konserler () vermelidirler. Bu, bi - zim orada yapabileceğimiz propagan daların en mükemmelidir!” Bereket ki, bu ceridenin, “Ko - mik” bir lisanla yazılan bu, “komik” davalara “erbabı” bermutat gülüp geçiyor... Yoksa, liselerimizin son'sı- nıflarında, şair “Baki” yi, “İbrahim Müteferrika” yı “Reşat Nuri” yi, “Yahya Kemal” i tanımayan talebe- ler bulunduğuna İnanmanın korkunç azabını duyar, İzmirin o düşmandan hangi tarihte, hangi saatte işgal o - lunduğunu bilmeyenleri de “cahil” mal de o kadar zayıftır ki. Eşref Şefik Lar a en Baş, Diş, Nevralji, Kırıklık, ve bütün Sare İcabında günde saymak gafletine düşerdik. Üstelik, (Devamı 10 uncuda) NEVROZİN Nezle, Grip, Romatizma ağrılarınızi derhal keser. 3 kaşe alınabilir. DIŞ PİYASA : Beynelmilel Ticaret Odası Ajanlığı Beynelmilel ticaret odasının şehri- mizdeki ajanlığında umumi kâtiplik vazifesini görmekte olan Galip Bah- tiyarın mebus seçilmesi üzerine bu vazifeye diğer bir zatın intihabı lâ- zim gelmektedir. Galip Bahtiyarin kitabetten,. İstifa etmesine intizar edilmektedir. İstifadan sonra ajan)ı- öü yemi bir Usui Adiy seçik Hurma Sevkiyatı Almanya ( hesabina toplattırilan Karadenizin Rize ve Trabzon mınta- kalarında kurutulmuş olan ve Anado lu hurması denilen meyvalardan bir parti şehrimize getirilmiş ve ihraçı için sevk muamelesi yapılmıştır. ——ğ— dolu arpaları 4,15 ten, çavdar 3,35 - 3,38, sarı mısır 4,28, yulaf 4,26, ke ten tohumu 12, zeytinyağı ekstra 46,. sansar derisi çifti 5200 kuruştan sa- tılmıştır. Sabah, öğle ve akşam her yemekten sonrc RADYOLİ kullanan mesud güzeller RADY Kulandıklarmı söyledikten sonra ra, dişlerin niçin Obu kadar beyaz ve güzel olduğuna şaş mak“ hakikalen & şaşılacak © şey- Sabah, öğle ve akşam OLİN dir. RADYOLİN'le fırçalanan diş- lerin ebedi bir hayata, sıhha- te ve caziheye malik olurlar. her yemekten sonra günde 3 defa Radyolin diş macunile fırçalayınız

Bu sayıdan diğer sayfalar: