19 Nisan 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

19 Nisan 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

19-4-929 19 Nisan | TI AN 2800 Kr. wo " e " || İ 1400 750 400 150. illeti olmıyan memleketler müddet sıras sw " i 10 kuruşluk | bedeli Kuvveti Nerededir ? Term gazetesinin dünkü nüs - hamızda tercümesini meşretti-| ğimiz Türkiyeye ait yazisi şu cümle ile bitiyordu: “Bir Türk size yeni gezdirirken der ki: — Bu daha bir şey değil, siz'bu- nu 10 sene, 20 sene sonra görün. Bugün Avrupada kim bu kadar) ilerisini düşünebilir?” Yalnız bu cümle, yeni Türkiye « nin nefsine ne derece güveni olduğu” mu göstermeğe kâfidir. Avrupa dahili ve harici buhran- lar içinde kıvranıp dururken, Türki- ye, etrafına çevirdiği sulh hudutları ile emniyet ve istikbalini garanti al tna alan, ve bu suretle hütün kuv- vetini dahili İmara sarfeden yegâne fabrikasını nu arıyorsa, onun bu kuvvetine va-! kıf olduğu içindir. Çünkü Avrupada hayat günü gü- nüne yaşanan ve tehlikelerle muhat olan bir safhaya girmiştir. Kimse İs- tikbalinden emin değildir. On sene sonraki inkişafı değil, bugünü nasıl geçireceğini düşünmekle meşguldür. Harici ve dahili müşküller Avrupa- da iktisadi hayatı tahammül edilmez | bir hale sokmu rupalının naza nun, istikbalinden emin, ümitle do-| dır. İşte Türkiye bu memleketlerden biridir. İtalyayı Sağlama Bağlamak İçin İtalya Cihan Harbinde müttefik- lerini yarıda bırakmıştı. Bu defa İngiliz Başvekili Musso. liniyi kandırmak ümüdini hâlâ ter - ketmemiştir. Bir gün İtalyayı kaza- nabilmek ümidiyle, o Arnavutluğun işgaline şiddetle muhalif olduğu ve bu hareket 1935 İngiliz - İtalyan laşmasma uymadığı halde, İngiltere bu hâdiseyi İngiliz - İtalyan anlaş - masını ret için bir sebep olarak ka - bul etmemiştir. İtalya, bütün tlerine rağmen, İspanyadaki askerlerini geri çekme- diği hâlde, İngiltere yine 1935 anlaş- masmı bozmağa lüzum görmemiştir. Çünkü Chamberlain, er geç Mas. soliniyi Hitlerden ayıracağına kani . | dir, Fakat, Hitler mazideki tecrübeyi gözönünde bulundurarak | İngiltere nin bu ayırma siyasetini o akamete) uğratmak için gayet pratik bir çare bulmuştur: İtalyaya askeri yardım - da bulunmak bahanesiyle altı kolor- du Alman askeri göndermeğe karar vermiş ve buna Mussolininin de mu- vafakatini almıştır. Buna mukabil İtalya da Alman, ker bulunduracaktır, bu suretle İtal | yanın yarı yolda Almanyayı bırak - masınm önüne geçmeyi dü: tür, Kadının Yeri Neresidir ? Gazetenin biri Universitede * kız | talebeye şöyle bir sual soruyor: — Kadının yeri ev midir, İş mi- dir? Genç kızlarımızın çoğu kadının yeri evdir, cevabını veriyorlar, | Bu cevabı verirken kadının çalış- | masına muhalif olduklarını pek tas-| rih etmiyorlar, Fakat hayat bu sualin ceyahımı vermiştir. Almanya bile kadını evde tutmağa muvaffak olamamıştır. Ka- dinin mevkii hayattadır, Hayat gpu mercye koyarsa orada | bulunmağa mechurdur. Hayata karşı durup kas) dını eve hapselmenin zamanı çoktan | teçmiştir. Romanyanm zengin petrol kuyuları ve suğda Avrupa merkezlerinde temaslar yopan Romanya Hariciye Nazırı Gafenke H i t l ı R a 5 © cen | € Ir söylüyorum. Bakın nasıl kaçacağım! n İ İ Kazımın heyecan ve” telâş ço- un“ Hakkımda Bmeli © amm m B ir kânun günü, bütün dünya gazetecilerinin o müteaddid defalar tasvir ve tarif ettikleri Berchtesgadende, Nevil Chamber- Isin, Avrupanın iki büyük demok- rat devleti namına Alman devlet reisi Hitlerle görüşmüştü. Bu mülâkatta Hitlere bir kaç müşavir de refakat ediyordu. Hit- ler, salonu geniş adımlarla arşın- lıyordu. Kocaman masanın üzeri- : es lümene Hüeiice ie rilmişti. Mavi Tuna itlerin parmağı, baritada bir mavi çizgiyi takip ediyor - dü: Bratislava Passo, Budapeşte. Ve parmak durdu. Aşağıya doğru Genbos, Belgrat Demir limanları, Galiçya, dünyanın en münbit buğ- day anbarlarından ve petrol hav- zalarından biri... Tuna deltası Ni- hayet, 700 bin kilometrelik bir iç deniz, Karadeniz ki, yegâne kapısı Boğaziçinde olmakla bera - ber, esrarengiz ve zengin Asyaya geçen yallardan biridir. Bu yok dan, Asyaya müthiş muharipler, sel gibi akımlarla Avrupaya doğru geçtiler, Avrupanm yeni siyasi arihine bir bakış K: eri henüz soğumamış si cak bir tarih devrine doğru geri dönelim; : 1923 de: Münihte Hitlerin fiyos ko veren hükümet darbesi. 1925 te: Mâyn Kamf'ın neşri. 1930 da; Hitlerin mütereddit Alman Sosyal demokratlarıma, ve can çekişen ihtiyar Hindenburga karşı ilk zaferi. , 1933 te: Avusturyalı bir eski muharibin Almanyada rnevkii i- tidara gelm 1934 de: Dolfüs'ün katli. 1935 te: Almanyanın Milletler Cemiyetinden çekilmesi. 1936 du: Ren'nin gayri askeri mıntakalarınn işgali, 1938 martında: Avusturyanın tamamiyle boğazlanması. Ayni senenin eylül ayında, m. ahedelerine ve karşılıklı yardım paktlarına rağmen, Çekoslovakya- yı Almanyanın tek başına kıstır - ması, Vo şimdi? Bakalım sıra kimin? Şimdi sıra kimde? itler, Pragda, Bratislavada, H Memelde... Alman motörlü kıtaları Morav- ya ve Hohemyada nöbet bekliyor. YAZAN Andre - J - Taure General Borttehot'un Romanyadaki askeri heyeti fzasından yapteste mratarsian Küz duduna varmış olacaklar, ve”M”7 carlar, galibi alkışlamaktan başka çare bulamıyacaklar. Daha sonra sira kimde? yaşayacak? Romanya, ne acayip bir mem- lekettir ki, adı bile âtinceyi hatır- latır, Coğrafi vaziyeti: Macaristanla Karadeniz arasına yerleşmiş, di - ğer taraflarında da Rusya ile Bul garistan var, Kim Transilvanya Yaylası merkez < dedir, ve üç yanından Karpatlar « la dördüncü cephesinden de, Apu- senti tepesiyle müdafaa edili; Bir tarafı denizdedir. Ve için - den de, Tuna ile Dinyester nehir- leri geçer! Romenlerin vatanı olduğu gibi R dir. 295 bin kilometre murabbaıdır. Bu surttle Avrupa kıtasında bu - lunan 28 memleketin onuncu sı - rasında sayılır. Nüfusu, bügün 20 milyondur ki, kilometre murabbama düşen nüfus mıktarı ile, Avrupada sekis zinci gelmektedir; ve yüzde yet » miş beşi Romen olan ahalinin bir kilometre murabbama düşen #ik- tarı 66 kişidir. Romanyahılar, Neo - Lâtin bir Jisanla konuşurlar, Romanya, 1848 Fransız hare 5 kâtından mülhem olarak, istiklâli- ni, harici yardımlarla temin ele - bilmiş bir millettir. İlk müstakil idaresi, 1859 da yâni Kırım harbinden sonra, dü - veli muazzamanın himayesi altın- da, ve Osmanlı İmparatorluğuna zımnen bağlı olarak Moldavyada kurulmuştur. 1881 de, Romanya (krallığı, müstakillen teşekkül ettiği zaman, tahtında bir Alman prens © otur- muştu. Romanyanın bugünkü krah Sa omanyanın mesahaj sathiyesı 295000 kilometre murabbar- Majeste Timer Kurol İse? töpraği- ww'altı ve iü zengin olan bu memleket ahalisini, muvaffakıyet- Je idare etmektedir. Hitlerin Romanya üzerindeki gözü det itibari Mhl bir muhakkak k çok ve iyi si. t, eğer pek fa- den da - nil kirse, ha az kalabalık ve daha fena silâh # komşularının elindeki nimetle- Te, topraklara göz koyar. Bu bir tarihi hakikattir ki ger rinden hiç bir millet yakasını kur- taramamıştır. Bu itibarla, eğer Hit- Ter, Orta Avrupadân sonra hede - fini Romanyaya doğru bunun sebel Romanyanın tabii servetlerinde aramalıdır. İşte bir kaç rakam daha; Bir Zirsat memleketi olan Ro- manya, Arjantin Cümbhuriyetin - den sonra, dünyanın ikinei musır müstahsilidir. Ve son senelere ge“ linceye kadar da, dünyanın birinci savdar yetiştiren memleketidir. İstihsalâtının yüzde 32 si gıda maddeleridir. Yüzde on üçü sına- yi ve hayvancılığa aittir. ü on üç nisbetinde sanaat ve hayvan- cılık, yüzde on dört nisbetinde me- ra ve yüzde yirmi bir de ormancı- hak istihsalâtı yapmaktadır. Kenevir, yün, tütün, pamuk, pirinç ve saire yetiştiren Roman - ya, gün geçtikçe, ileri bir sanayi memleketi haline de girmektedir. 330 bin hektarlık bağlarından Yetişen nefis üzümlerden her se - ne, on milyon hektolitre şarsp imal olunmaktadır. Ve 13 milyon baştan müteşek - kil muazzam davarlarile, Roman - Ya, - İngiltere ve İspanyadan son- ra - Avrupanın üçüncü ziral mem- leketidir. Buna, 2,200,000 beygiri, 4.400,00 sığırı ve 3 milyon domu zu da ilâve edelim. Romanyanın, orman sanayii ise, hakik»ten çok iyi organize e - dilmiş vaziyettedir. Ve Romanya ormanlarında 1919 dan 1925 tari. hine kadar, 50 milyar ley kiymet tutan tam 24 milyon ton ağaç iş - lenmiştir. çevirdise 8 rar | şose... 22, $S FIKRA | desaeeesameseeererareseei Kuvvetimiz İkileşti Yazan: Şüküfe Nihal Ha sonu... On beş yaşındaki kızım Gü - nay, apartımanın kapısından, bir mızda geçecek olan samimi selâm laşmaya bu defa ehemmiyet vermis yerek, heyecanlı jestlerle nefesi tı- kana tıkanı konuşmağa başladı. uharebe olacakmış, öyle mi? Ben de gidiyorum. Vallahi, © billâhi ben de gideceğim. Katiyen mani ol - mayın. Ne var, sanki, ben adam de- ğil mi, ğer yaşım küçük diye almazlarsa gönüllü yazılırım. Eğer siz İzin vermezseniz kaçarım. Vala - nıma hizmet etmek için evden ka | çarsam beni kimse ayıplamaz ki... İzin vermezseniz siz vatan halni sa. yılırsınız. Kızımın bu vakitsiz telâşma gay- ri ihtiyari gülmeğe başladım. O, var tanseverliğini ciddiye almadığımı sa“ narak gücendi; hıçkırıklar içinde de- vam ettiz — Benim erkeklerden ne far < kım var? Onlar gibi ben de silâh kullanabilirim, Hiç bir şey yapamaz- sam hastalara, yaralı Askerin yemeğini pişi yacaksınız değil man girerken ben hainler gibi evim- İşte, şimdiden size vatanıma düş mizin bütün genç kızları gibi; yaşı - nin, tahsilinin, zekâsının O müsaade ettiği nisbette vatanın, vatan müda « faasınım ne demek yor; son günlerin bi dislerini öğrenmiş; Balkan ittifakın» dan, bizim harbe girmek © ihtimali. mizden, Arnavutluk işgalinden kav-. rayarak bahsediyor, £ kendine göre muhakemeler yapıyordu. il Çocuğun heyecanını teskine uğ « raştım. Bir harbe girmeğe mecbur kalırsak, erkeklerle beraber, kadın- ların da vatanlarını müdafaa etme leri tabii olduğunu söyliyerek vata- na gösterdiği muhabbet ve alâkadan dolayı kendisini tebrik ettim, d Büyük Harbin başında, ben de kızım gibi, vatanı müdafaa etmek, yaşamağa bak kazanmak için bu toprağa kanım verenlerin © arasına karışmak beyecanımı duymuştum: Haşmetli petrol hazretleri Romanya Petrol Kuyulariyle - Almanyanın Gözlerini Çekiyor omanya tabfi servetlerinden Ra ye mektedir. Bu memleketin kudreti ancak Amerika ile kabili mukayesedir. Romanyada bulunan petrol, kö- mür, su kuvveti gibi kuvvei mu- harrike, Avrupanın diğer hiç bir memleketinde mevcut dı r Bundan başka, , Romanya. ,top- Yaklarında, altın, gümüş, demirli veya demirsiz madenler, mi nez, krom, Boksit, bakır, kurşun, pirit ve tuzda fazlasiyle mevcuttur. Fakat petrol hepsinin başında gelir. Bu meşhur, ve dehhaş siyah al- tın, muharip ve gayrimuharip bü- tün milletlerin ağızlarını sulandı Tarak mertebededir. 1936 yılında, 8,700,000 ton petrol istihsal edil- diğini söyler ve yeni yeni bulu- nan petrol kuyularının da, bu ade- di, yakın bir istikbalde bir kaç misline çıkaracağını ilâve edersek, vaziyet anlaşılmış olur, Bu rakamlardan sonra, Hitle, niçin Romanyaya teveccüh ettiği. nin, ve 23 Martta imzalattığı tica- ret muahedesiyle Rormanyayı İkti- saden kıskıvrak niçin bağladığının esbabı anlaşılmış olur kanastinde- yiz. Romanya için sulh veya harp ya, senelerdenberi *ek silâh patlatınadan zaferler kazanıyor. Bunlardan en mühim. mi, istihkâmlarına ve silâhlarına rağmen, hakikaten mütehassıs bir milleti —Çekoslovakyayı— en ile- ri fabrikalariyle beraber ilhak et- mesidir. Ayni metodla, Romanyaya da göz koyması, ve bü suretle geniş bir erzak ve enerji menbar ele ge- tasarlaması, tabii görül melidir, Romanya buğdayı, bugün, açlıktan kıvranan 86 milyon Al manı doyuracak Prahova ve Mol davya nefti ise, tayyare motörle- rini. mitralyözlü otomobillerini, kamyonlarını ve tanklarını hare kete getirecektir. Bu yeni zafer tahakkuk ederse, vaziyet ne olacak, ve Almanyanm Jürüyüşü nerelerde duracak! İşte yakın istikbalin sakladığı esrar!,. Fakat, Fransanın İngilte- renin de bu meselede söylenecek sözleri olacaktır. Ancak bu Iki de- mokrat devletin alacakları tedbir- lerledir ki, Ayrupanm mukaddern- tı taayyün edecektir! sk İharbi gibi harikayı İLâkih o zaman, bir çok haklarından mahrum olan kadın siyasi ve askeri haklarından, şereflerinden de mah» rumdu, Böylece memleket de yari kuvvetini kaybetmiş oluyordu. Bu « gün, elimhuriyet idaremiz, İstiklâl yaratmış olan kahraman Türk çocuğunun yanında onun kadar kahraman ruhlu Türk kızına da yol verdi. Kızım gibi, bi” ün memleket kızlarınm O ruhunda tan aşkı, en mukaddes bir Oülke- dir. Cümhuriyet kadını, hem beşik, hem silâh kullanmasın: biliyor. Kuv vetimiz ikileşti; artık kumuz yoktu —— m. Kozan Köylerindeki Felâket Kozan, (TAN) —On beş gün ka- dar evvel bu havaliye düşen şiddetli doludan Tokatlık, Igklı, Çukurören, Ideri, Bastıçalı köylerinde ceman yekün on bin yirmi dokuz dönüm mezru arsizinin harap olduğu amia- şılmıştır. Zarara uğrıyan yurddaşlara hükü- metin yardımı beklenilmektedir. S1 En Kozanda Bir Katil v Mahküm Kozan, (TAN) — Salmbeylinin Karakuyu köyünden Ahmedi ansızın bastırarak öldüren ayni köylü Dal Ali, Ağırceza mahkemesince idama mahküm edilmiştir. Ancak Ahmedin, Alinin metresini yanma alması, kat- le sebep olan husumetin ömili görül müş ve ölüm cezasi, otuz sene ağır hapse tahvil edilmiştir. Kati, 500 lira da tazminat verecektir. ——5 Antalya Maarif Müdürlü Sivas (TAN) — Maarif müdü Cemal Gültekin, Antalya maarif mü- dürlüğüne neklolunmuştur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: