7 Haziran 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

7 Haziran 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

N i GEKA TAKE KER A 2 3 Di —— 7.6939 BUGÜN Türkiye İle Mısır Arasında Yazan: Ömer Rıza DOĞRUL Bi kaç gün sonra Misir Harlelye Nazırı Abdülfettah Yahya pa- tayı karşılamak ve izaz etmekle bah- Üyar olacağız. Yeni Mısirm bu çok setli mümessilinin aramızd abur acağı günlerde, kendini en sıkı t, en kayu kardeş ve en sıcak aile içinde hissedeceği, şüphe gö- türmez. İki memleket Akdenizin iki| iki beraber yaralan - Müş ve üzülmüş, ikisi de birer şanlı #avaşla istiklâlini kurtarmış ve yeni İf hayat kurmuştur. Bugünkü Mı - #irn kalkınmasını tamamlamak için yatını her vadide yükselmek için Marfettiği gayreti görüp te, genç Mi- Wim azmini ve enerjisini takdir et - Memek, insafsızlık teşkil eder. Biz İ- ** aziz dost ve kardeş memlekete kar böyle bir insafsızlığı göstermekten *n derece uzağız. Biz bilâkis, bu bü- Yük gayretleri ve yüksek himmetleri *A derin sevinç ile takip ediyor ve #enç Mısırın her yolda en büyük mu- Yalfakıyeti kazanmasını biliyoruz Çünkü (Mısırın kuvvet lenmesi, — sulh nama, emniyet tamına, istikrar namına çok büyük İr kazançtır. Mısırın mazisini, âtisi- De gıpta ettirecek bir şekilde ilerle - Mesi ve yükselmesi insanlık ve me- deniyet için bir şereftir. Bu kardeş memleket hakkındaki bizim hislerimiz bu merkezde olduğu #İbi onun da bize karşı hislerinin a; *İ merkezde olduğunu ve ayni sami- Miyeti taşıdığını yakinen biliyor ve İsserdiyoruz, Dünyaya emniyetsizlik havasını Yayan devletlerin Misira karşı da ta- ) Mısırda öyle bir uyanıklıkla karşılan İdi ve Mısırın bütün yurtseverliği ve l bir zaman içinde çok büyük hazır - Tile yapılmış, bütün halk her (eda- ârlığı göze almış, ve Misirin yeni Ordusunun teşkili yolunda en kati a- ginlar atılmıştır. Bilhassa memleke- İN münevverleri ve en yüksek ele - Münları ile halkın her sınıfı, dakika *Ytetmeden, askerlik hizmetine kaş- Mas, bu da Mısırlılarm hü iklâllerini, bütün kuyvvetlerile mü- aya hazır olduklarını göstererek, *tâvüz taraftarlarının ardım etmiştir. Mısırın Akdeniz emniyetini sağ - Nmlamak bakımından vaziyeti ise n derece mühimdir. Akdenizin en Mühim kapılarından biri de Misıra *İltir. Ve yakında buranın müdafaa- W da kâmilen Mısıra geçecektir. Her bakımdan birbirinin öz dostu «öz kardeşi olan e ile Mısır Tasında çok derin, ve sürekli sinmelerine ziyaretle bir kere daha ken yüksek bir tezahür ve İfade ve- e , Nesi bulacaktır. * Sehie Filistin! ag Berlin radyosunun mahut arap » Neşriyatı arasında sık sik İşitilen ha “öz varsa “şehit Filistin” dir. Fi- tin dı geçtikçe, Berlin radyo - da çalışan ve halis muhlis arap in Uğunu iddia eden Alman propa - Mdacısı bu kanlı canlı arap memle- tine “şehit” sıfatını vermekte te - Bösteriyor. Ümit içinde çırpınan tarpışan bir memleketi ölmüş v Yatından her ümit kesilmiş gibi termek, apayrı bir propaganda i: ey, gerektir. Filistine mutlaka bir *€ vermek lâzımsa, ona “Gazi Fi - denilebilir. Fakat ona “şehit ” demek, canlı bir varlığı öl â,, Föstermektir. Alman propagan- üç in arapça konuşan dili Filistin Ürmekle, bir taraftan tahrik et - y istediği arapları, diğer taraftan Mi düşürmek istiyor acaba? Irakta İntihabat t, 614. A) — İntihabat bü- bir sükün içinde devam ve Nuri 1,1 kübinesine geniş bir ekseriyet Yen, *tmektedir. Bütün — nazırlar, ilen intihap edilmişlerdir. Ye la Yük y Aruz niyetleri beslemeleri ihtimali Bulgaristan ve Mihver Devletleri Bulgar Mekteplerinde İtalyanca Mecburi Olarak Okutulacak Soyfa, 6 (A.A) — Bulgar Başve- kili ile İtalyanın Sofya orta elçisi, dün bir kültür anlaşması imza etmiş- lerdir. Bu anlaşma, Bulgaristanm diğer memleketlerle akdettiği ben- zeri anlaşmaların hududunu geçme- mektedir. Bununla beraber şurası kayda şayandır ki, ortamekteplerde İtalyan lisanı bu anlaşmada mecbu- ri olarak kabul edilmiştir. Bundan başka anlaşma İtalya ve Arnavutluk kralı namma imza edilmiştir ki bu da Bulgaristanın Arnavutluk işgeli- ni fiilen tanımış olduğunu göster- mektedir. 5000 Bulgar "Almanyaya gidiyor Sofya, 6 (Hususi) — Almanya fle yapılan anlaşma mucibince 5000 ki. şiden mürekkep Bulgar zirai smele- si, önümüzdeki haftadan itibaren Al manyaya gitmeğe başlıyacaklardır. Bulgar ameleleri Almanyada ayda 1400 - 1200 leva Ücret alacaklar ve ibate iaşe de Almanlara sit olacak- tır, Ayrıca Bulgar ameleleri, Alman messi kanunu himayesi altında bu- lunacaklar ve Bulgaristandaki aile- lerine Almanyadan ayda 35 mark göndermek salâhiyetini de haiz bu- lunacaklardir. Süveyş Kanalı Macalaci Paris, 6 (A.A) — Süveyş kanalı kumpanyasının beyeti umumiye İç- timamda beyanatta bulunan rels De Vogue, şirketin tarifelerde yapılan yüzde 50 tenzilâta ve tesisatın iyileş- tirilmesi için sarfedilen 7 müyar İranga rağmen çok iyi bir vaziyette bulunduğunu ehemmiyetle kaydet- miştir. Kanal meselesi hakkında, menba- ini bilmek hiç te güç olmuyan İtal- yan matbuatınn neşriyatını mev- zubahs eden reis, İtalyanlar tarafm- dan #leri sürülen iddiaların asılsız bulunduğunu, çünkü kanal plânını İtalyan mühendis Negrelli değil, Fransız mühendisi De Bellefontun il- ham etmiş olduğunu söylemiştir. De Vogue, kanalın küşadında İtal- yanın bu işe pek az alâka gösterdiği- ni, İtalyanın Süveyş tahvilâtının yüzde 0.5 ini, Fransanın ise yüzde 52 sini satın aldığını kaydetmiştir. Reis, 1683 tenberi İdare meclisin- de Fransa, Holanda, İngiltere ve Al manya mümeşsiileri için yedi san dalye verildiğini ve sistemin tev hususunda yegâne karar verecek ma- kamın şirket olduğunu söylemiş ve böyle bir kararın asla şirketin işle-| mesini işkâl etmemesi lâzım geldiği- ni tebarüz ettirmiştir. leğesi Mayiskinin bir teşbihle Bu resi ra Fransızlar. iki ribirlerine yaklaştı Fransa, İngiltere ile Rusyanm anlaşmasma İngiliz — Sovyet müzakerelerinde Ik! tarafın müşterek Kanı atte oldukları noktalar üstünde de biribirini bazan anlıyamadık- » İngiliz karikatürist 8 anlaşamamazlıklara İngiliz | Harisiye Nazırı Lor& Halifaksın çok üzün beyü ile Sovyet de | tavassut ediyor çok kısa boyunun sebep olduğu seklinde mi yapmıştır. Karikatürde de görüldüğü üze- diplematı | biribi işitenek — şekilde bi- iniyorlar, bu da Fransız tekliflerine imadır. Hitler Dün de Bir Nutuk Söyledi İspanyadaki Alman Mücadelesinin İhatacılar İçin Bir Ders Teşkil Etmiş Olduğunu İleri Sürdü için bir ders teşkil eder.” İtalyada Berlin, 6 (A. A) — İspanyadan dönen lejyonerlerin geçit resmi mü- nasebetiyle mareşal Göring, bir mu *| Napoli, 6 (A. A.) — Kral saat 10,40 ta buraya gelmiş ve saat 11 de İspanyada harbetmiş olan. yirmi bin İtalyan lejyoneri ile üç bin İspanyol tuk söylemiş, Hitler de söz alarak,| 1936 da İspanyol meselesinin kısa bir tarihçesini yapmış ve demiştir ki: “— İtalya ile tamamiyle anlaştık- tan sonra temmuz 1936 da Frankoya yardım etmeğe karar verdik, Bunu askerinin geçit resminde hazır bu üc ispanya meri da kurtarmak için yaptık.” Hitler, © Pluto - demokrasilerin tarzı hareketini tenkit etmiştir. Mu- maileyh “memleketini bolşevizmden kurtaran bir kahramana” yardım et- miş olan “kondor” lejyonuna teşek- kür etmiş ve Almanyaya taarruz et- tikleri takdirde başlarına gelecekler| hakkında “ihatacrlar” da hiç bir şüp- he bırakmadıklarından dolayı lejyo - nerleri tebrik etmiştir. Hatip, demiştir ki: “.- Mücadelemiz düşmanlarımız m a ——— rinde bulunan kanalın idaresini hu- susi bir şirkete tevdi eylediğine işa- ret ederek demiştir ki: “ — Kendi haklarımızı müdafaa © derken Mısırın da haklarını müda- fan ediyoruz. Mısır, imtiyaz ahkümi mucibince bize ssrbestçe hareket et- mek imkânını vermekle bugünkü ve yarınki menfaatlerini de bize ema- net eylemiştir. İngiltere en büyük sermayedardır ve tahvillerin kısmı âzamı da Fran- sızların elinde bulunuyor. Binaena- leyh İngiltere ve Fransa kendi men- faatlerini ve tebaalarınmn menafiini korumakla mükellef | bulunuyorlar. Haksız ve boş tehditler karşısında ano hazır bulunuyordu. İmaştar. İspanyada riel ve iktisadi sahalardaki yeni si yasetini tarif etmiştir. setmiş ve şöyle demiştir: - Bizim davamıza düşünci bariyle çok bağlı olan kardeş mil yuz. bati bir surette ve bizim iktisadi ettirilmiştir. dan firarlarının son günlerinde teş kil edilmiş olan “hayır cemiyeti icraatımızı değiştirmemek azminde-|bekası yüzünden sökestre edilmiştir Reis, Mısırın kendi toprakları üze- | yiz.” ve münaziünfih bulunmaktadır. esmi, İki saat kadar devam ye nazırı Sefrans Suner ile Kont Ci- İ Büyük bir halk kitlesi, lejyoner- İleri ve İspanyol askerlerini alkışla » Bürgos, 6 (A. A) — İspanyol Fa- İlanjı milli meclisinde bir nutuk söy- liyen general Franko, İspanyanın ha- İspanyanın kendilerinden yarârm görmüş olduğu milletlere teşekkür e den Franko, evvelâ Portekizden bah- iti yâni Portekize ve bizimle mesai bir- liğinde bulunmuş olan aziz Alman ve İtalyan milletlerine şükrana borçlu- Fransa ile münasebetlerimizin ilk esası olan Jordano Berard itilâfı pek tımıza zararlı bir şekilde tahakkuk İngilterede bankalarımız eshamı- nın büyük bir kısmı, kızıllar tarafın- Varşova Istasyonu Yandı Varşova, 6 (A. A. — Bu sabah ye- ni Varşova istasyonunda çıkan yan- gın, binayı hemen kâmilen tahrip et- miştir. Yangın dört saat uğraşıldık - tan sonra söndürülebilmiştir. İtfaiye elradından biri ölmüş ve 14 kişi ya - ralanmıştır. Başvekil, dahiliye nazırı, polis müdürü ve münakalât nazırı muavi- ni yangın yerine giderek tahkikat yapmışlardır. Yangının lehim lâmba- larından çıkan kıvılcımların bir ok - sişesini teri geldiği anlaşılmaktadır. Ölenlerin dedi belli değildir. Hasar milyonlarca Zlotiye yükselmektedir. Çin Kadınları Japonları Mağlüp Ettiler Çungking, 6 (A. A.) — Çin kadın kıtaatı Taihu gölü civarında düşma- ni altı defa mağlüp (etmiştir. Çin kuvvetleri Nankin ve Tathuda mü - him muzafferiyetler kaydetmişler - dir. Şimdiye kadar 21 şehir ve köy is- tirdat edilmiştir. Şanside muharebe- ler devam ediyor. Bir müsademe es- nasında Fengçeng - Linfeu arasında 900 Japon askeri ölmüştür. Dün 18 Japon tayyaresi Kawan- tungun şimalinde Kiukiang (şehrini bombardıman etmişlerdir. İtalyan ki- lisesinin üzerine bir bomba düşmüş- tür. Çinliler üç Japon tayyaresi dü- şürmüşlerdir. Dönen şayialara göre, Japonya - daki Alman ve İtalyan büyük elçile- ri, Japon hükümeti yeni İtalyan - Al. man ittifakına girmediği takdirde is- tifa edeceklerdir. <iden patlatmasından e RAMA Şİ, YUZ çekilen yegüne nokta, Baltık garanti meselesidir. Sovyetler bu garantinin verilme» e israr ediyorlar. İngilizler böyle bir garanti istemediklerini ileri sürerek bu tek- lifi pratik görmüyor. Fransa bu görüş farkını hallede- rek İngiliz - Sevyet anlaşmasını temin için İngiltereye yeni bir formül teklif etmiştir. Bu formüle göre, Bal- Almanya da dahil, bütün alâkadar sil tık devletlerine, İngiliz - Sovyet müzakerelerinde, anlaşmada güçlük devletlerine verilecek Baltık devletlerinin devletler garunti vereceklerdir. Belçika bu şekilde bü- tün devletler tarafından garanti edilmiştir. Bu şekil- de bu woktaların da halledileceği ümit olunmaktadır. Prens Pawl Berlinden dönmüştür. Almanya ile Yugoslavya arasında bir ademi fecavüz misakı imzalanması kararlaşmıştır. İtalya ile de ayni mahiyette bir muahede imzalanacaktır. Berlin « Roma mihveri Yugoslavyanın mevcut hudutla- rını garanti edecektir, den büyük bir ihtilâf baş göstermiştir. Sovyetler, ara- na vaki olacak her taraftan da Sovyet miştir, © Son günlerde, Romanya ile aktedilen iktisadi an- laşmanın tatbikatına geçmek vesilesiyle, Roman- yaya mühim miktarda bir Alman akını başlamış- tır. Bükreşte bütün oteller Almanlarla dolmuştur. Sokaklarda almanca işitilmektedir. Romanya bir nevi Alman istilâsına uğramaktadır. * Sovyetlerle Japonlar arasında dış Moğolistan yüzün- larmdaki ittifak muahedesi mucibince, dış Mogolista- hangi bir taarruzu kendilerine va- ki olmuş gibi telâkki edeceklerini ilân etmişlerdir. Bir hükümeti Karadenizdeki filosunu Uzak Şarka göndermeğe karar vermiştir. Filo, Gene- ral Mihailof'un kumandasında Odesa'dan hareket et- || İ Şehir mecli İbu muamele beni FELEK Hava Parası Yazan: B. FELEK E skiden bir kiracı bir dükkân - dan çikip yerini diğer kiracıya verirken ondan bir hava parası alır- dı. Buna esnaf arasında peştemallık ta denirdi Bu parayı meşru göstermek isteyenler oraya müşteri alıştırmış olduklarını ileri sürerler ve parayı İs ter İstemez alırlardı. Eskiden hamallar, kayıkçılar da birbirine gedik satarlarken buna ben- zer paralar alır verirlerdi. Ben bugünkü yazımda bu çeşit haya parasından bahsedecek değilim, Benimki büsbütün başka hava parası, Sular idaresi müdürü bir kısım saatlerin hava tazyikiyle — işlediğini de söylemek suretiyle İstanbullulardan bir kısmının hava ya para verdiklerini itiraf etmiş de - gil midir? Bu bir! Bunun yanında bir de havaga - xi bahsi var, Okuyucularımızdan, tanıdıklardan bir haylisi bana havagazı sarfiyatının gitgide arttığından şikâyet eder du - ur, ben de bunu masal diye dinler - dim. Derken İşin hizim evde de ayni şekilde olduğunu haber alınca cinle- rim başıma çıktı. İnsan kısmı işte böyledir. Âfet kendi başma gelme - den aldırış etmez. Biz gazeteciler de hep o hamur - dan yuğrulmuş değil miyiz? Neyse, anladık ki; havaşazı fatu- raları baştan yukarı bir mıktara çık- miş. Havagazı denilen şey elektrik gibi, su gibi açık bırakılınca kimse - ye zararı olmadan akip gitmez kil Öyle bir şey olsa hep zehirlenir- dik. Şu halde sarfiyatımız normal ama faturalarımız uçı E, bunun bir çaresini lim, dedik ve şirkete bizim saa muayene ettirmesini rica ettik: — Elli kuruş harcı var. Dediler. Harçsız olur mu yal? Bir yeşil kâğıt parçası müukabi - Tinde elli kuruşu suladık. Bir iki gün nra elinde katranlı bir saatle bir memur geldi, Mutfağın kapısı üze - rinde bir hafiye gibi duran bizim sa- ati muayene etti ve bizzat duacınıza: — Saatiniz yüzde üç fazla yazı - yormuş. Yüzde iki olsaydı, mukavele mucibince müsamaha derecesine rerdi. Lâkin madem ki yüzde üçtür. Faturadan tenzilât yapmak lüzumdir. Dedi. Ben: — Bizim elli kuruş ne Dedim. — Onu da tabii iade ederler. Ce- İvabını verdi ve gitti. Aradan bir kaç gün geçtiği halde ses çıkmadığını görünce şirketin Doğ ruyoldaki yerine baş vurdum. Ve işi anlattım. Yabancı olduğu ( türkçeyi yadırgayarak dinlemesinden anlaşı « lan yaşlıca bir zatla müracaatimi din leyen bir memur görüşerek: — Saatin vazmdanberi tediye et- tiğiniz fatura bedellerinden yüzde üçleri hesap edip matlubunuza ala - cağız. Dediler, Bir kaç lira da olsa - ne yalan söyliyeyim - haklı çıktım diye sevin- dim. olacak? Aradan beş on, yirmi gün geçti yine ne ses var, ne $i İstelik tah- sildar kapıcıya gelip para İstiyor. Tekrar havagazı şirketinin Beyoğ- lu dükkânına gittim. Ayni memurla görüştüm: — Ha! Dedi. Sizin saat yüzde üç değil, yüzde yarım eksik Oo yazıyor- muş. Onu da hesabetmeğe mukavele mucibince mecburiyetimiz yok! — Canım: Hani yüzde üç dediniz- di. — Biz demedik! Siz yanlış anla « mişsiniz. Alenen söylemeğe mecburum derhal şüpheye sevketti. Saatin tekrar muayenesini istedim. İkinci muayenede kendim de bulunacağım, Bakalım ayinei devran ne süret gösterecek? Bu böyle ola dursun, ayni şekil - de havagazı sarfiyatının artmasın - dan şekvacı olanlardan bir zat bana #rarla şü noktayı izaha çalıştı: — Şirketin bize verdiği havagazı mukavele mucibince vermeğe mec - bur olduğu kaloride yâni sıcaklıkta değilmiş. Böyle olunca da meselâ bir litre suyu 100 dereceye (o çıkarmak (Lâtfen Sayfayı çeviriniz.)

Bu sayıdan diğer sayfalar: