7 Haziran 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

7 Haziran 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 71-6-939 TAN Gizli Bir Harp: Siyah Alfın Harbi Gelecek cihan harbinin temeli petrol olacak ve muzafferiyet, galibin sar- fedebileceği benzin ga lonları ile taayyün ede- cektir. Bugün petrol sulh. te de harpte de bir mem- leketin ticaret, münakale ve müdafaa sistemlerine tamamile hâkim bulunu- şüren büyük meseleleri biraz eşecek matlakâ petrol gelir. olursanız kokusu YAZAN: Faik Sabri Duran B ugünlerde hangi Avru- pa mecmuasını açarsa - Bız petrol hakkında bir yazı ile karş yorsunuz. Bu ya- ların mevzuunu ekseriyet - İe ya bir ihtilâf zuhur edecek “lursa petrol kuyularının na- Sil muhafaza edileceği mese - ©si, yahut büyük devlet - erin tamamiyle makineşmiş bulunan imüdafaa kuvy uzun müddet işler abılmek 1cın ahı; kındaki tah Minler teşkil ediyor. şüphesiz ki gelecek ızaferiyet, galibin Bar?, benzin galonları edebileceği ve ölçülecektir. İSTİHSAL Bunu t YÜKSELİYOR vur için petrolün son Mheler içindeki mü“hiş istihlâk İttecesini göz önline getirmek kâ- Üdir: 1857 de bütün dünyada el- “e edilen petrol 286 tondan ibarct- N Bu miktar 1897 de 8.000.000 to- Bu bulmuştu, halbuki 1937 cihan istihsali 280.940.000 e yük- *elmiştir. Bugün petrol sulh za- Münında olsun, harp içinde olsun, dir memleketin ticaret, münakale Ve müdafaa sistemlerine tamami- * hâkim bir vazi myonlar ve traktörler, Üller ve y Tuvazörler, şilepler ve transat- İihtikler hep petrol bekliyor. Sa- Mâylin her şubesinde seneler geç- ikçe eski buhar makineleri kaldi- Ülarak yerlerine petrole işliyen Motörler konuyor. Iş bu kadarla a kalmıyor; Petrolün kimya sa- Bayiinde de mühim bir rolü var: dan terebentin, parafin, vaze- gibi maddeler, hidrokarbür- » katranlar ve ağıryağlar cıka- Rliyor, CİHAN HARBİNDEN SONRA iyon asır kadar ovvel petro- lin büyük bir kıymeti yok- Nu Onu yalnız lambalarımızda yak k için arardık. Cihan Harbine #*linciye — kadar müharebelerde betrolün hiç bir rolü mevcut de- #ldi, Fakat Cihan Harbinde pet- *olün ehemmiyeti N harbin en sıkıntılı bir devrinde i George Clemen- çetu Washington'a çektiği meşhur *igrafında: “Bir damla petrol bir *mla kandır., diyor ve Ameri. in, bu lüzum. Avrupa liman- etiştirecekleri yerde, daha bir yol teşkil eden Büyük Okyanusu tercih ederek notrolleri- anlaşıldı. 1917 Cihan siyasetine hâkim petrol kuyuları a Çinlilere taşımaların dan “şikâyet ediyordu Hariciye Nazırı Lord Curzon da, meşhur petrol kralı Deterding'den bahsederken: “Her şeyi ona borç- tevuz TGİAf devleti ' petrol dalgaları üzerinde o çulka- andırdı İngiltere derdi PETROLÜN TARIMI P etrol pek lümdu mize göre karşılaşmı neft ile kal, &skidenberi cilden öğrendiği- ti Nuh tufan ile gemilerini iştı. Eski Misir. alarında kullanır Inkalar ve Aztekler gibi anın eski kavimleri de p: bilirlerdi. Iranlılar Bakünur z ateşgedelerini derlerdi. 1850 de Amerika Birle. şik Devletlerinde ilk defa olarak petrol bulunduğu zaman Ameri- kallsr bunu karaciğer ve göğüs bir ilâç di. ye tanıdılar. Bazı açıkgözler pet- rolü küçük şişelesiçinde satarak para kazandılardı. Beyazlar bu ilâ- cı Amerika yerlilerinin sihirbazla. rından öğrenmişlerdi. Dü ilk petrol kuyusu 1859 da Eriâ gö. lü civarında Titusville de açıldı. burada *re derinden ilk muvaffakıyot tm için olduğu gibi bir petrol hücumudur başladı: Her e- line kazmayı kapan, petrol ara- mıya çıkıyordu. Yeni bulunan zen- gin kaynaklar a bir kaç hafta içinde şehirler doğup büyü- yor, talii olanlar az zamanda mil. yoner oluyordu. Petrolün lâmba- larda yakılması insanların tenvir ihtiyaçlarında büyük bir yenilik olmuştu. Böylece uzun müddet petrol yalnız bu iş için arandı, sonra 1900de petrolile. işliyen motörlerin otomobillere tatbiki ve 1912 de ağır.yağların gemi kazan- larında sı usulünün ke: petrol isteğini pek arttırdı. Bu ih- tiyaç karşısında büyük sanayi memleketleri petrol peşinde koş- mıya ve bir petrol siyaseti takip etmiye başladılar, PETROL REKABETİ İngiliz ve Amerikan mühendis- leri dünyanın dört köşesinde pet- rol aramıya çıktılar. Uzak mem- leketlerde keşfedilen kaynakları işletmek için imtiyazlar ve inhi- sarlar arayan büyük devletler a- rasında müthiş bir rekabet başgös- termişti. Her tarafta muhtelif he- yetler dolaşıyor, gizli alani ma. lılar onu mum gönderdikleri dosyalar koca dos. yalar teşkil ediyor, entrikalar dö- nüyor, fesatlar kuruluyordu. Ade- ta gizli bir harp başlamıştı Bu harbi idare edenler iki büyük gru- İlelrin kurduğu Standard Oil A: merikan tröstü, bi Deterding'in idare et a Dutch Shell Ingiliz ve Holanda grupu. Bu iki grup bütün diğer şirketleri etraflarına toplamışlardı Bütün nin arkasında rine ve göre ikisine varılıyordu. PETROL HARBİ ünyanm de milletleri bi yerine şüren büyük meseleleri biraz cek olursanız burnunuza 7 bir petrol kokusu ik Meksikadaki dahili harple lerce kimler kundakladı? cüler... Amerikan ve İngiliz petrol şirketlerinin rekabeti olmasaydı Meksika çoktan rahata kavuşurdu. Biribiri peşinden iktidar mevkiine gelen Diyaz'lar, Modöro'lar, Hu talar, Carranza'lar hep Ingiliz ya oAmerikalılardan gördükleri yardımlar ve aldıkları silâhlarla senelerce memleketlerini kana bo- yadılar. Nihayet geçen sene yeni Cümhurreisi Cardenas 17 Ingiliz, Amerikan ve Holanda petrol şir- ketinin imtiy, feshetti de memleket rahata kavuştu. Fakat petrol işinde alâkadarları kolayca alt etmek mümkün olamıyor. Son- radan öğrenildi ki Meksika meti ile bu senenin 18 Birinci rinine kadar 15,000,000 varil pet- rol teslim edilmek üzere bir mu- kavele imzalamıya muvaffak olan Francis Rickett ismindeki esra- rengiz şahsin arkasında Ingiliz menafii vardır. Petrol zarını Bir misal daha.. Cenubi Ameri- kada haritaların beyaz gösterdikle. ri tanılmyan bir ş Gran Chaco.. Burası sik ormanlar ve srt. malı bataklıklarla kaplıdır sahada Bolivya ile Paraş var bi ayrılmış değildi. Betbahtlığa baki- nız ki buralarda dolaşmıya kalkı. şan petrol arayıcıları bu kiymetli maylin izlerine tesadüf ettiler, ve bu yüzden Bolivya ile Paraguay senelerce boğaz boğaza geldiler, Sebebi (İngilterenin Paraguay'a Amerika Birleşik ( Devletlerinin ya müzahir olması idi. Hat (Devamı 10 uncuda) Bahriye Nezaretinin bu tedbiri. faclanm dehşetini bir kat daha art- turmıştır. bir ümitle kurtarı- lacakları beklenen efrat hakkında bütün ümitlerin kesildiğini anla- tan © şamandıra, çelik tabutları i- çinde nefessizlikten b uş ge micilerin müşterek mezar taşları olacaktır. tan ve ekseri efradı anı,, denilen âletle ıkları halde bu İngiliz irinden ancak dört kişi- nin kurtulabilmiş olması herkesi hayretlere düşürmüştür. Neden kurtarılamadılar? Kazazede denizaltı. Thetis. İn- Geçende Tahtelbahir Şamandra Sallanıyor Ölü Haline Gelmiş Olarak Son Kurtulan Gemici Batanların Kurtarılması İçin Sarfedilen Bütün Gayretler Boşa Gitti 8 ngiltere Bahriye Nezareti Thetis tahtelbahirinin battığı I mevkie tehlike şamandırasını altırmıya karar vermiş ve bu kararını icra ettirmiştir. Şamandıra o civardan geçen gemilere altında korkunç bir çelik tabutun yattığını göstermiye yarıyacaktır. giliz donanmasına teslim olunan i gemilerdendir. Ger ım olunduğu için, kabul e- dilir bir halde olup olmadığı tet- kik edilmekte idi minin içinde kendi mürettebatm- Bu yüzden ge- dan başka gemiyi görmek isteyen er, bir pilot, gemiyi inşa 6- den kumpanyanin yirmi mütehas- sısı da bulunuyordu. 'hetis, geçen perşembe günü saat 1,40 geçe Liverpol'önünde de- nize daldı. Su altında yalnız üç sa- at kalacaktı. Üç saat geçtikten sohra geminin kaybolduğu anla- İlngiliz Bahriye Nezaretinin tahtelba hirin battığı mevkie atlırmağa karar verdiği tehli ke şamandırası i Neden Kurtarılamadılar? Çelik Mezarda Olduklarını Bildiklerini Anlattı Denizaltmda kaybolan kolacarı için ağlıyan iki zavallı kadın Kalanlar: , Ölüme Mahküm YY spilan ilk iş bugünün fenni vasıtalarını kullanarak ba- tan denizaltının yerini tayin için çalışmaktı. Bütün fenni cikazlar- dan istifade olunduğu gibi en sü ratli gemiler faaliyete geçirildi Muhriplerden müteşekkil bir filo- tillâ dakika fevtetm, ışı. yordu. Fakat kazazede gemi ancak cuma sabahi erkenden bulundu. Fakat gemiye herhangi yardımda bulunmak için tesadüf olunan güç- lükler, yenilemiyecek o mahiyette idi. Gerçi geminin hull'ü. su üs- tünde idi. Fakat cereyanm şiddeti ona yaklaşmağa imkân vermiyor- du. Daha sonra su! yükselme- si yardıma mâni olmuş. suların al inin tekrar görün. mesi beklenmişti. Fakat bu inti- zar da boşa gitti Amerikan tahtelbahiri ile İngilizin batış farkları Hâdise, Amerikada vuku bulan Sgualus hâdisesini takip ett. Bu Amerikalı tahtelbahir daha derin ir yerde batmış ve deniz dibine muştu. Thetis'in burnu di boyunun nisfı ola de, kuma ba kısmı, sular indiği zaman hariç- te kalmıştır. Gemi dahilinde bu ç 1 ve ger ise, anların Yerinde Balan tahtelbahir efradının kurtarı lamamasına bu vaziyet sebep olmuş. tur. Denizaltı gemisinin kuma sap- lanan kısmı ile yukarıda kalan kısmı metrelerile gösterilmiştir. Davis cihazmı kulla, kür bekleniyordu. Fakat bu cihaz sayesinde ancak Halbu- gemide ( bulunanlarm (her biri için bu cihazdan bir tane bu- lundurulmuştu. Ve bu cihazlar, bütün gemiyi de su istilâ etse, su- dan uzak bir yerde hıfzolunmak tadır, Bu cihazı kullanarak gemi dahilinde bulunanları ikişer ikişer kurtarmak dımın kıymeti, hariçten Imdadı beklem etmesinde id labilmiştir kullanmann da kendine göre bir takım güçlükleri vardır. Cihan kullanmak için bir daireyi yavaş yavaş su ile doldurarak hariçteki tazyik ile dahildeki tazyik mü vileştirmek, dahs sonra arada ka- lan hava ile birlikte geminin i- çinden fırlamaktır. İki adam. bu daireyi kullanıp kaçtıktan sonra buradaki suyu boşaltmak ve bunu tahtelbahirin içine almak | dır. Tahtelbahirin içi su kurtulabilecek ların pek mahdut olabilir. Thetis'in i çindekiler de bu güçlük karşısın da kalmışlardır. Bâhusus geminin içinde tecrübelere iştirak ederle- rin çok olmaları vaziyeti büsbütün güçleştirmekte idi. Geminin içini su İle doldurmak ve teneffüs için lâzım olan havayı İsraf etmek kor- kusu Davis cihazından istifadeye mâni olmu şah Bütün kurtarma ümitleri boşa çıkmıştır. Davis cihazını kullanarak su ü- zerine çıkan kaptan Oram ile mü- lâzim Woods, su üzerine çıktık rı zaman bütün arkadaşlarının sağ olduklarını söylemişler, bunun ü zerine araştırmalar hızlandırılmış, fakat bütün bu çalışmalar boşa git miştir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: