7 Haziran 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

7 Haziran 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m. 7-6-939 “7 Haziran 19 TAN ABONE BEDELİ Türkiye Senesi | 1 Sena 8 Ay sAy vAy 2800 Kn | 100 * 200 | 300 s posta ittihadına dahil olmıyan memleketler için abone bedeli müddet sırasiyle 30, 10, 8, 3.6 Iradır. Abone bedeli peşindi mek 25 kurur plarz 10 kuruşluk Devlet Dairesi İş Dairesi lektrik, tramvay ayaz, gibi, şimdiye kadar hususi şi ketler tarafından idare edilen mües - seselerin belediyeye geçmesi İstan - bul belediyesi için yeni bir mesele çı- karmıştır. Bu müesseseler nasıl ida- re edilecektir? Bir devlet idaresi vardır: Bürok- Fasi ve formaliteden ibarettir. Mesu- liyetten kurtulmak için icat edilmiş bir çok merasime tâbidir. Hayatın hergünkü seri seyri ile batışamaz. Onun içindir ki devlet iktisadi işleri beceremez kanaati hasıl olmuştur. Bir de iş idaresi vardır, elâstiki - dir, ihtiyaçlara uymasını bilir, seri - dir, Bu müesseseler evvelee birer ti- cari müessese gibi idare edildikleri için, bazı can sıkıcı © formalitelerine rağmen, seri işlerdi. Şimdi belediye- ye geçtikten sonra bir devlet dairesi halinde işlemeğe başlarsa halkın şi- küyetine sebebiyet verebilir. Nite- kim telefon idaresi, hükümete geç - tikten sonra bir iş dairesi olmaktan çıkarak, devlet bürosu olmuş, ve hal- kı rahatsız eden bir takım formalite- lere boğulmuştur. Evvelce bu mevzua temas ettiği- miz zaman, bu müesseseleri belediy. nin ayrı bir idareye tâbi tutması lüzumunu ileri sürmüştük. O Noktai nazarımız şuydu: Âmme müesseseleri di müessesedir. Bel 5. itler Bendliyeri yecilikten ayrı bi şeydir. Yeni belediye bu yeni telik- kiye göre ayrı teşkilâta muhtaçtır. Şimdi hükümetin elinde bulunan bu müesseselerde de halkın istida ile Müracaati mecburiyetinin konmuş olması şimdiden halkın şikâye mucip olmağa başlamıştır. Belediye- min bu meseleyi iyi tetkik ederek müesseseleri devir alırken, onla; bugünkü mekanizmasını da muhafa- 74 etmenin çaresini aramalıdır, İspanyadan Ayrıldılar, RL yaln il Fakat... Alman ve İtalyan kıtaları İspan - yadan ayrıldılar. Ayrıldılar fakat İs- panyayı iktısaden hâlâ işgalleri al - tenda bulunduruyorlar, İspanya Fasında ve Bask mınta - kasında bulunan madenler Almanla- Tın elindedir. Pasajes, Elferrol, Vil lâgarçia ve Huevlada Almanlar de - mizaltı gemileri için üsler vücude ge tirmişlerdir. İspanyanın £ şimalinde Ye Cebelitarıkın etrafında Alman topları ve Alman mühendisleri çalış- maktadır. Majurka ve Balear adaları da İtalyanların hissesine düşmüştür. Güya gönüllüler İspanyadan ay- rıldılar, fakat iktesadi kıtaları da birakarak. Yerli Çay Memleket dahilinde yerli çay, Yerli muz gibi, tenup memleketlere has ve ancak o iklmilerde yetişir Mahsullere o ehemmiyet © verilerek bunları burada yetiştirmeğe karar| verdikleri zaman doğrusu garihimize £itmiş ve bu hareketi bir nevi züppe- lik telâkki etmiştik. Halbuki cenap £ vilâyetlerimizde kaç senedenberi mükemmel muz Yetiştiğini görüyoruz. Şimdi de yerli SAY yetiştirmeğe muvaffak olunduğu- Ba şahit oluyoruz. Filhakika dün İdarehanemize Ri. #eden bir paket içinde iki kutu çay #öndermişler. Merak edip ptırdık VE içtik. Lezzeti hariçten getirtmek- © olduğumuz çaylardan farksız, bel- ki do daha iyi. Bu çayı kahvehane» "de, ve evlerde rahat rahat kulla LA U .. Iman matbuatı, siyasi hislere bütün mülâha - | zaları kurban ederek, neşri - yat yapıyor: Gazetelerimiz ta rafından lâyık olduğu muka- beleyi gören bu neşriyat mü- nasebetiyle zihinleri kurcala- İ yan bir nokta hakkında bazı | malümat vermek isterim. Geçen hafta İzmirdeydim. İs - tihsal ve ihraç işleriyle uğraşan r çok tanıdıklarım, Almanların garip neşriyatını ele alarak, in- eir ve üzümün âvakibi hakkında benden istizahta bulundular. Bu yazım hemo İstizahlara o cevap teşkil edecek, hem de incir - üzüm zim, ciheterine dokunacaklır. Üzüm mâhsulümüzün mukadderatı tek pazara bağlı Şar Üzüm © Kurumunun, 1936 yılında İktisat Vekâle- tine gönderilmiş bir © raporunda, “mahsulümüzün mukadderatı tek pazara bağlanmıştır; bu vaziyet bugün değilse bile yarın tehlikeli bir şekil erzedebilir” deniliyordu Üç sene evvel söylenen veya düşünülen o “tehlikeli şekil” “İşte | bugün geldi, çattı, Filhakika üzüm ve incir mahsulümüzün dörtte ü- çünü Almanya alır. Meselâ bü”#&5 heki 74 bin tonluk üzüm rekolte - sinin takriben 60 bin tonunu Al - manyaya yolladık. | Alman ve İtalyan matbüatının İ neşriyatına bakılırsa Almânlar bi. zimle olan iktisadi münasebetleri- ni kesmek üzeredirler, Bu tahak - kuk ederse incirin, üzümün hali ne olacak?. Mahsuilerimiz, müşte- risizlik yüzünden, sokaklarda mı gürüyecek? İngiliz pazarlarının mübayaat mıktarları meydandadır. İngiltere. ye her sene vasati 11 bin ton üzüm yollarız. Holanda piyasasının çek- tiği mıktar ise bundan 3 bin ton noksandır. İncirin de vaziyeti &şa- Bı yukarı budur, O halde? İzmirliler hiç telâş etmesinler Almenya Türk, mahsulâtımı, istese nabiliriz. Binaenaleyh tecrübe müs bet netice vermiştir, Rizede yapılan hu tecrübe mem lekete yeni dıracaktı kil her sene hariçte bir buçuk milyon kilo çay ithal edi. yoruz. Hariçten getirttiğimiz bu çay içli verdiğimiz belki milyonlarca liral, dövizi tasarruf etmek imkânı hasıl olacaktır. Rizede bu ilk tecriibe üzerine bı sene 15,000 dekar çay bahçesi vile de getirilecektir. Bu faaliyet böyl devam ederse iki sene sonra bir çay fabrikası kurmak, ve memleketin bü tün çay ihtiyacını karşılamak müm. kün olacaktir. ir servet kaynağı kazan: İzmirde üzümlerimizi dikkat ve itina ile işliyen kadın ve kızlar Almanlar Bizden İncir Almayabilirler mi? » Yazan: — ZEYNEL BESİM Eski Hizmet Gazetesi Başmuharriri de, istemese de, almağa o mecbur değil, mahkümdur; çünkü 1 — Almanya “gda” ya muh. taçtır ve tereyağ gibi, et gibi halk tan esirgediği gıda maddelerinin, &z veya çok, yerini tutacak yiye - cekten vaz geçemez. 2 — Almanya dövizsizdir; Ka- liforniyaya döviz ödiyerek İncir, üzüm satın alamaz. Ay uuum yiyemeyu , miktarlarını a - lıkla satamaz ve bu mamulâtı bu başka memleketlerde maddelerle tebdile im - fiyatlarla parılan bügünkü yaygaranm yarin daha başka ve daha mülâyl aliasına bihakkın intizar e iz. Almanya olsa, olsa müm- kün olduğu kadar az o mübaya yüzde üçten ibaret bulunan Türk zaltmağa ve fiyatlarını kır. İhracatı çoğaltma tedbirleri mağa çalışsa dal Almanyanın Türk incir ve üzümlerine karşı tamamiyle müstağni bir vaziyet almasına maddeten İmkân yoktur Aç adam yiyeceği reddedemez. Kaldı ki bu alış verişte Alman yanın da, Türkiyenin de menfaat- leri iki cephelidir; bir farkla ki a- ramızdaki Kliring işlemezse Tür - kiye muhtaç olduğu malzemeyi İn- giltereden kolaylıkla temine muk- ya sınai mamulâ - Ve yeti böylece teşrih ve tes- bitten sonra “incir ve üzüm meselesinin, halli behemebal lâ - zım” cihetlerine geleyim: İncirde esas “adet” tir; yâni ma- hin kıymeti tanelerin büyüklüğü &- le mebsuten mütenasip olarak ar- tar. Halbuki istihsalâtın yüzde sek seni “birinci ve ikinci mal”, yâni süzme ve elleme değildir. ük mallarımızı Amerika ve İngilterenin kibar o müşterilerine Hitleri rahatsız eden ve onu çeviren tehlike: Sulh müzakereleri, sulh muahedeleri, tecavüze karşı anlaşmalar kolaylıkla ve değer fiyatlarla sa - tıyoruz. Bu incirlerin yer yüzün - de rakipleri yoktur. Küçük mallara gelince: Bun lar pazarlarında Kaliforni - ya, Cezair, İspanya, Yunaistan ve İtalya gibi rakiplerle çarpışıyor - lar. Gerçi rakiplerimizin incirleri Türk incirleri kadar nefis değilse de halk arasında nefasetten evvel dikkat nazarına alınan şey fiy: tır. Bu itibarla biz, bir taraftan cirin kalitesi: kselimeğe çalış - makla beraber diğer taraftan da a- şağı malların bir kısmını, adet tas nifinden kurtararak, © Avrupanın her tarafında kullanılan o “İncir kahvesi” şekline sokmak ve inci - rin bir kismini 6 şekilde ihraç et- mek yoluna gitmeliyiz. İne 1 — Kaliteyi 2 3 miş pastalık pat halinde satmak, Yollarından başka şeki Fakat üzüm için kaziye sadex ve sadece bu kadar değildir İstihlâk artmıyor vvelâ bilmeğe ve İinanmağa mecburuz ki üzümü sirf “kuru üzüm” halinde satmağa ça lışmak yolu, katiyen çıkmaz yol- dur. En iptidal, en az istifadeli ve nihayet katiyen çıkmaz olan bu yoldan biran evvel £ kurtulmağa mecburuz, Size misal olarak Fran- sayı gösteriyorum; Fransa müaz - zam bir bağ memleketi olduğu hal de iki kilo dahi kuru üzüm ihraç etmez.. Rekoltemiz günden güne yük - seliyor. Daha düne kader 40 - 50 bin tonu aşamıyan | İstihsalâtımız 100 bin tonun yolunu tutmuştur. | Bu sene bir â a uğramazsa E- ge bölgesinin özüm rekoltesi bizi büyük sürprizlerle karşılaştırmak istidadındadır. Bu âzim rakamların yüzde yet miş beşini 7, 8 ve 9 numaralı üzüm teşkil eder; yüzde yirmi beşini de | iyi kalite 10, 11 ve pek cüzi olarak 12. İncirde olduğu gibi üzümde de iyi kalite malları kolaylıkla elden çıkarmak mümkündür; fakat di- ğerlerinin incirinkinden daha ezi- si rakipleri vardır. Biz bu malla - Tı, imkânı yok, kuru üzüm hali de satıp kâmilen eritemeyiz; çün- kü: 1 — 220 bin tonluk Kaliforni- Ya rekoltesi, çok müsait (İstihsal şartlariyle elde edilir ve bizimkine nazaran maliyeti daha ucuzdur. 2 —Ottava konforansının neta- yiciyle mukayyet olan © İngiltere herkesten ve her yerden evvel. A- vusturalyanın üzümlerine merbu- rİ müşteridir. 3 — İran otuz bin tonluk rekol- tesiyle piyasalara girmiştir. 4 — Yunanistanm ve bilhassa t adasının genç bağları verim- lerini arttırmaktadır, Bütün bunlarla beraber yaç, adeta, standardizedir. he. İstih - Kendi Yarattığı İle Ölen Kafa! Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel peer gemisinin içinde yüz kişi idiler. Bu gemide çalış « mak salâhiyetini almak için, mektep sıralarında, lâboratuvarlarda, kazan karşısında ömürlerinin yarısını tü » ketmiş işçisiyle beraber, İngilterenin sek mütefenninleri de var. İmparatorluğun yüksek menfa « ini korumak için ölünceye ka « İdar bu gemide sadakatle çalışacak « larına hepsi yemin etmiştiler. Lâbo- ratuvarda, senelerce bir harp zama- ninda düşmanı süratle o öldürmenin çaresini arayan kafalar, denizin dibi- ne yuvarlanan insan kardeşlerini kur tarmanın yolunu da senelerce araş » tırmışlardı. Fenni kurtarma dalgıç teşkilâtı, hava verme v her şey mükemmeldi. Bunların bep- sini kendileri bulmuş, kendileri icat etmişlerdi. Öldürmek te onların, kur. tarmak ta onların elindeydi. Thetis denizin altma gömüldüğü zaman, bütün medeni vasıtalar, ken- t ettikleri âletle faaliyete geçti, Facianın haberini alan bütün dest gemiler, imdada koştular. Thetis'in bu felâkete nasıl sürüklendiği nasil bir sır kaldı ise, yüz kişiden ancak otuzunun kurtarılahilmesindeki hik» met te meçhul kaldı, Ölen yetmiş kişinin içinden İn - gilterenin en büyük mütefenninleri, deniz aygırlarının ağzına girerken, bu sırrı şöyle anlatacaklardır: “Biz insanlar, bu denizin dibinde gördüğünüz yer yüzünün © aygırını keşfetmek, akıllara dehşet veren fen- nin harikalarını bulmak için, bu diş- lerinizin arasına sıkışan kafalarımızı senelerce yorduk. Beşeriyet tekâmül için, ölüm vasıtalarını icatta ne ka» dar ileri giderse, o kadar medeni te- kâmülde sürat kazanır. “Yaratma kabiliyeti, icat kabiliye- ti bu kadar yüksek kalalarınızı İn » sanları yaşatmağa niçin sarfetmi - yor da, ölüm çareleri bulmağa has « vediyorsunuz? diye sormayın. Bizim buraya inişimiz sizin için nasıl bir sır sa, bu da bizim için bir sırdır” | o Yer yüzümün yeni harp tehlikele- İri içinde kıvrandığı bir zamanda, bir denizaltı gemisinde yetmiş — kişinin /ölmesi belki de çok küçük bir hâdi - İsedir. Yarın.belki de milyonlar öle - cek... Fakat harikalar yaratan bu ka» faları, istilâcı hırsları tatmin için fe- da eden insanlık, tekâmülünden ve terakkisinden neler, neler kaybede » cektir, Yaratan kafa, kendi yarattığı ile ölen kafa... Ne yazık! a Aksaraylılar, İyi Su İstiyorlar Konya Aksarayı (TAN) — Egecik dağından eski künklerle buraya ge tirilmiş olan içme suyunun, künkle- rin bozukluğu yüzünden fona sular la karıştığı anlaşılıyor ve bu içme suyunun halkın sıhhatine sultesir et. tiğr söyleniyor. Kasabamızın yakınlarındaki Ha « sanda Belediyenin himmet edip bunu isaje etmesi bekleniyor. hı eteklerinde iyi bir su vardı: Ankara Elektrik Şirketi Satın Alındı Ankara, 5 — Ankara elektrik şir- keti imtiyazı ile tesisatının satın alın masi için Nafia Vekâleti ile şirket mümessilleri arasında yapılan müza- kereler neticelenmiş ve satın alma mukavelenamesinin esasları tesbit e- dilmiştir. Hükümet ilk olarak şirkete 400 bin lira verecek ve mütebaki bedeli muayyen taksitlerle ödiyecektir. Ve- kâlet elektrik işini bilâhare Ankara belediyesine devredocöktir —— Kütahyada Suni Çiçek Kütahya, (TAN) — Şehrimize, sevyar bir suni çiçek ve çeltik mü- tohassısı gelmiş! Halkevi bundan istifade ederek, bir hafta süren bir kurs açmış, yüzlerce vatandaş. suni çiçek ve çeltik yapmasını öğrenmiştir ————— salle beraber istihlâk artmıyor: bi- lâkis her yıl surprodüksyonun a vakibiyle karşılaşılıyor. O halde ne yapmalıyız? Bu sualin cevabını ikinci yazımda arza calısacağım bir

Bu sayıdan diğer sayfalar: