12 Temmuz 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

12 Temmuz 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i Ii LR. a Ankara Mektubu: Gazi Lisesinin Söğüt Ozündeki Kampı Bizim foto muhabiri Naim yeni bir etomobil aldı. Artık nerede bir iş olsa biç üşenmeden, naz etmeden bir kaç dakika sonra istediğimiz yerde hazır e nazır bulunuyoruz. Yine böyle uzaklarda görülmesi, yazılması lâzım olan bir iş hatırıma | geldi dedim, hazırlar. e gidiyoruz? Söğütözüne, kampa | retimizi daha evvelden mek- tep müdürüne haber vermiştim. O- tomobile atladık, ver elini Söğütözü diyerek yola revan olduk Ben on senedenberi Ankarada bu- lunuyorum, Bu kadar bir zamandan- beri nasıl olmuş ta Arkaranm bu en güzel mesire yerini “görmemişim, hayret Söğ Orman ÇI karı tarafına düşüyor. Ağaç k, serin, rahat bir'sayfiya yeri. Orman çiftliği gibi özenilmiş, beze. | nin su Kampa girerken saçlar kesiliyor | Bilmiş bir yer. Talebeler yemyeğil a- | gaçların altına arkâ üstü uzanmış is- tirshat ediyorlar. Günün bu en sıcak | saatinde böyle sessiz, sadasız. soğuk bir imonata kadâr insanı ferahlık | veren bu tatlı havayı teneffüs ede. | rek burada şöyle bir öğle uykusuna | dalmak bir ömüre bedel, Biraz ileride bir havuz var. Genç bir arkadaş akan su ile elini yüzünü! yıkıyor. Biraz daha il, e hafif bir armonik sesi geliyor. etrafta zormış istirahat öden kamp talebe. | ni tatlı im otomobilin gürültüsü biri 1 kaçırmış olacak ki büş'ni, irarak bir gözü açık, diğeri ka-| pah baktı | — Arkadaş, kamp komutanlığı ne- | rede? ! Eliyle ilerideki çadırlara işaret e-| derek, ! — Işte, orada, dedi. i obilden indik. Yürüyerek ka! oğru ilerliyoruz. Defne dal-? miş üç direkli bir kapı.- Biraz ileride duran siyun tahta üze- rinde “Gari Lisesi, yaziyor. Kapinin #nünde bir er nöbet bekliyor, onun| fanında duran diğer bir ere doğru rah YAZAN: Emin Karakuş yaklaşarak sordum: — Kamp komutanı burada — Burada, siz kimsiiz? n gazetesi muhabiri sizi görmek istiyorlar, yin, dedim. O yürüdü, arkasından biz de İlerle dik. Bir yüzbaşı, İki teğmen ayağı kalkarak bize “hoş gi dediler zi gel diye söy- din, Oturduk. Kamp kömutanı yüzbaşı A. | rif Güvenç çok kibar, terbiyeli bir zat, gülerek: — Kokuyu aldiniz galiba, dedi. Biz Naimle hirihirimize bakıstık. Ne ke — Cümhurreisi da idi. — Yok canım, gördün mü, keşke biraz daha evvel davranmış olsaydık, fakat kim ne bilir? Ben havadisi al dım Akşam bunu telefonla söylemek isten bile değil, Fakat ber mesut da- kikâaları telefonla tesbit etmek imkâ nini elde edemedikten sonra neye yarar? Çok üzüldük. Her neyse, olan olmuştu. Ben daha fazla dayanamı- yarak sordum. biraz evvel bura- — Ne zaman teşrif ettiler? — Saat on bir buçukta — Refakatlerizde kim vardı?. — Retikaları ve maiyetleri erki. m — Nereleri gezdiler? — Çadırlar, yemek piş yenen yerleri. — Başka ne yaptılar? — Talebe ile ayrı ayrı konuştu ar. Onlara ilifat ettiler. Daha sonra nidalari arasında tslebenin “sağol, kampı terkettiler. — Naim, dedim, benim işim oldu, sen kendi haline bak. Onun üzüntüs yüzünden belli idi. Gözlerini kırpa- rak cevap verdi: - Allah Kerim. Sonra birdenbire hatırıma geldi, sordum. — Omer, Ömer Inönü nerede — Burada, arkadaşları arasında — Nerede yatiyor. E Necati Aksu ile beraber çadırlar- dan birine yaklaştık. Bir yatağı işa- ret ederek: yatak onun, dedi. ğa serilmi zerinde kalın bir bat ye. Bir çadırda beş kişi ya Çadırın direğine asili duran fener, işte hepsi bu Kadar. ines bir vorlar, r de | Cadırdan cıktı. Bir borazan sesi Toplan!,, emrini veriyordu. Ağaç rın a'tından, su kenarından, tepele- İrin arkasindan, “çadırların . içinden yüzlerce genç fırladı. Boruzancı arkadaş daha ağzından boruyu yeni indirmişti, manevra ke. merlerini, tüfeklerini, bütün malze- melerini tamam olarak alan genç as kerler bir anda sıralandılar. Başların da dolaşan çavuşları sert ve sesle: * — Sağdan sayı — Bir iki. üç,, Manga çavuşları tekmil haberini verdiler. Teğmen bölüğün baş tara. fından ayni şidetli sesle (komut) ver- Giz — Hazırol!, Sağa.. Bak! İ Yüzbaşı ağır ağır bölüğüne yak- laştı, teçhizatları muay: etmek ü. zere ilerledi: — Merhaba asker! — Sağpl! — Nasılsınız? | — Sağol izler şimşek gibi çakıyor, çocuk- yüzbaşıya sert nazarlarla bakı- rorlar. Bölük komutanları üç adım İ geçtikten sonra başlar birden istika. metlerine dönüyor. İ Tefliş bitti. Onlar takım halinde biz de beraber tepelere tırmanmıya başladık. Bir kırk beş dakika kadar talebe bir sene zarfında mektepte in burada tatbikatını hemen her İ öğrendiği şeyi İ yapiyor. Nazari, ameli .Jettiği kazanı geri almıya gitmi TAN GAZETELERLE ZN 200 Liranın 4000 Oluşu Yazan: Naci SADULLAH k fe azinde, Bay Refi Payar, ? göndermiş, tanın garip macerası, düşmüşt | bahsederken Evvelki gün, hu 200 li. sonradan, nasıl 4000 anlıyamadım.” Bunu okuyunca, Malik Kevkebin elindeki keramete ben de akıl erdi. rememiş, ve tatlı bir ümide kapıla- Tek, okuyucularımdan, Ray Malik Kevkebin adresini öğrenmek iste- miştim: Zira o eli uğurlu zata, 200 İlira da ben yollamak istiyordum. Dün, bir okuyucumdan bir mek- tup aldım: “ Ben, diyor, size Malik Kevke- | hin adresini söyliyevim: Kendisi, ha- len İstanbul tevkifhanesindedir. Fa- kat, size, kendisine 200 lira gönder- menizi hiç tavsiye etmem o rat İ simdi yaya kalmıs bulünuyor: Bu i- tibarla, paranızı, üzerine binmek zere, deve yanmasından korkarım” Ben Malik Kevkebin adresini, bu lira olduğunu nu almadan evvel öğrenmiş, fakat bereket ki, henüz 200 lirayi ted. İ edip gönderememiştim. Bana sev: bına, yukarıdaki tavsiyede bulunan kariimin mektubunu okuyunca, 200 lirayı bir araya getirip yollıyamadı. ğıma bin kere şükrettim. Ve Nasret- Gn Hocanın meshur kazan fıkrasını hatırladım; Bilmiyenler, unutmuş bulunanlar vardır diye, anlatıvere. İyim: Bir gün, Hoca, bir dan çamaşır kazanını istemiş. Kom- u, hir hafta sonra, komşusun- Hocaya ş. Hi ca komşusunu, bir kazanla, bir tane de külüstür tencere vermiş. Komşu sormuş: “— Hocam, ben sana, sade bir kaz çıktı? Hoca, bu suale, kemali ciddiyetle cevap vermiş: “ — Senin kazan gebeymiş, doğur- du” Komşu, havadan gelen tencereyi, külüstürlüğüne bakmadan ve büyük bir sevinçle alıp gitmiş. Aradan bir müddet geçince, Hoca komsusunun kazanını tekrar İstet- miş, Üç gün sonra da, komşusu, iare kazanı, - y'te bir yavruyla ©) birlikte geri almak ümidile - Hoca- nın kapısını çalmış. Fakat bu seler Hoca, komşusuna: “— Sizlere ömür... demiş, senin kazan, hastaymış, dün gece öldü!” Komşu suratını hiddetle buruştu- rup: “— Canım, kazan mü imiş?” Sualini sorunca, Hoca, hiç istifini bozmadan cevap vermi yorsun da, öleceğine niçİn İnanmı- yorsun?” Okuyucumun tavsiyesinden anlı, cevap budur. Vi p gön- na verebileceği ben, 200 lirayı bir araya ge deremiyeceğim için, maktan kurtulmuş nı? Ya maazallah 200 liram olsay- dı? türlü askeri mevzular nde tale- benin bilgi ve kabiliy Talebe derhal cevap verdi: — Disiplin, kanunlara, İzamıara, lerine mutlak bir itaattir. Yüzübaşı Arif Güvenç yanıma yak laşarak: li arkadaşlara talim yaptırmak kadar zevkli bir şey yoktur esek derhal öğreniyorlar. Tatbik ediyor. Kıtada bir senede erlere öğret- ne 5 iğimi bunlar burada yirmi günde öZ reniyorlar dersem katiyen mübalâğa yapmadığıma emin olunuz, dedi. Muvaflakıyetler diliyerek kampı terkettik. Bay Malik Kevkebe 200 lira gazetelere Refi Bayar, bu paradan | Ben, diyordu, bu 200 liranın, | hayır sahibi okuyucumun mektubu- | “— Kazanın doğuracağına İnanı- yorum ki, Bay Malik Kevkebin ba. e ge e bu cevabı ak bulunuyorum. Gördünüz mü züğürtlüğün faydası- erinin yük- seltilmesine çalışılıyor. Bu arada teğ- men talebeye bir münasebetle 59£-| euniar da vardır. çi DI Osman Elmacı, Ali Aysan, Galip — Disiplin nedi Müftü Oğlu, Kemal Akın, Haydar telimatnamelere ve âmirlerin emir. — Böyle müstait, çalışkan mektep- Alman ithalât ve permi büroların- | dan piyasamıza gelen haberlere göre Alman ticaret mllesseselerinin Tür- | kiye malları için verdikleri fiyatlar üzerinde her gün tebeddüller yapıl. maktadır, Almanya piyasalarında ba- zan alıcı görünenlerin mal almadık- bazan da verilen fiyatların denbire indirildiği vâkidir. Bununla manya mevcut ticaret an- ir#naden yurdumuzdan | her türlü mal almak izterarında bu-| lanmaktadır. Dün de piyasamıza gelen malik göre yeniden-iki firmamıza üç yüz J eh bin kiloluk tiftik permisi gönd riltniştir. Bir kaç gün evveline ka |dar piyasa vaziyeti hareketsiz olan tiftikler için tutkunlaşmıya müsait fiyatlar verilmektedir. Almanya Için yemlik beş yüz bin kilo arpa ve beş yüz bin kilo buğday talebi geli tir. Arpalar için hazır mallar sif ola rak tonü 47 lira ve Ağustosun on be- şinde teslim sif 45 lira fiyat veril-| Koza Satışları İ Busenenin ipek kozası mahsulü İ yaş olarak tamamen satılınıştır. Bur- sa mıntakasının kozaları 70--75 kı ruş arasında toplanmış ve kurutul- mak üzere Sekatör makinelerinden geçirilmesine başlanmıştır. Trakya mıntakasının kozalarının da yüzde sekseni satılmış ve yüzde yirmisi he- nüz köylünün elindedir. Bu kozala- rın kilosu 58 — 60 kuruş arasında verilmiştir. Tüccarlarımızlı — yerli ipek fabrikaları tarafından alınan bu malların bir kısmı ipek mensucat sâ- nayil ve diğer kısmı da kuru kozs o- | larak ihracat içindir. Hatay mınte- | kasının bütün kozaları da yerinde | satılmış ve stok olarak hiç mal kal l mamıştır... > | Zeytinyağı, Sabun Fiyatları Zeytinyağ ve sabun piyasularında toptan satışlar hararetlenmiştir. Mev sim İtibariyle yerli sarfiyat arttığı gibi devlet müesseselerinin taahitit miletarda | işleri için de -ehemiyetli tışlar yapılmaktadır. Sabunluk Zey | tınyağlar 37 — 38 kuruş arasında ol- makla beraber piyasa gevşeklir. Ye- meklik Ayvalık ve Edremit zeytip- yağları 5İ — 53 kuruytan verilmi ir, Halis Ayvalık sabunları da 20 kuruştur. Zeytin ve zeytinyağ mmtakaları mızdan olan Ayvalık, Edremit, ve Bürhaniyede iktisadi Kelkitimanın canlı izlerini müşahede eden Osman- lı Bankası bu mıntakanın merkeyi yılan Edremitte yeniden bir şube a mmişter Buğday Ofisi Buğday ofisinin yalnız müstansi den buğday mübayaa edeceği, mu- tavassıtlardan hiçbir suretle buğday mübayaatnda bulunmıyacağı dün slâkadarlara tebliğ edilmiştir. Kayseride Terfi Eden Muallimler Kâyseri — Vilâyetimiz içinde bir- çek muallimler, birer derece terfi et tirilmişlerdir. Bunlar, eyiülden itiba- ren yeni dereceleri üzerinden maaş alacaklardır. Terfi eden müslimler. arasında Erdinç, Yusuf Büyükburç, Osman Coşkun, Bekir Parkan,' Hakkı Polat, Zeki Karadadaş, Ömer Yağan, Enis Develi,oğlu, Nafiz Soysal, Ahmet Baytaş, Cahit Şaman, Mustafa Koçer, Abdullah Özgüner, Ahmet Sümer, Cmer Develili Oğlu, Şevki Göker, Adil Arıkan, M. Sıtkı Tolunay, Ke- mal Atacık, Ali Rıza Ozcan, Osman Gültekin, Vasfiye Aksel, M. Münir Akşehirli, Ismail Sabri, Cengiz Du- rukan, Mehmet Atilâ, Sabri Ozanoğ- Emin Eravşar, Taki Cebeci, Şüx Yararbaş, Aziz Eryiğit, Uğuz Ka- ramuk, Zeki Koçak, Hayrullah Al 12-17-9309 e B>»EKONOMİ<s& Almanya Piyasadan Buğday ve Arpa Istiyor miştir. Bu mallar 64 — 65 hektolitre lik ve yüzde dört analizli 3 — 6 çav- darlı olması şartiyle tonuna elli dört lira fiyat verilmiştir. Diğer muhte- lif hububat ve bakliyat ile mütefer- ik ihracat malları için de ayrı ayrı sbit edilen fiyatlar piyasamızda a- lökadarlara bildirilm Garip bir piyasa vaziyeti Londra zahire ve hububat piya» sasından şehrimize gelen haberlere göre son hafta içinde bu piyasaya hiş bir Türk malıhm gitmemiş uldu- ğu anlaşılmıştır. hesabına yüklerien bazı hububatın başka bir memlekete sevkedildiği anlaşılmak- tadır. Bununla beraber İngiltereden muhtelif mallarımıza fiyat talep e- dildiği ve nümüneler istenildiği ci hetle bugünlerde işlerin açılacağı mitleri vardır. Bu ümitler ayni za- manda İngiliz takas primlerinin 7: 78 ya yükselmesinden dolayı kuvvet lenmektedir, Ingiltere Bir Haftalık İhracat Temmuzun ilk haftası içinde pi- yasamızdan ihraç olunan mallarm kiymeti 358,370 liradır. Bu mikla- rın 296,477 lirası Almanyaya satılan malların o kıymetidir. o Mütebskisi Fransa, Isveç, Italya, Polonya, In- giltere, Belçika, Rusya, ve Mısıra- dır. Almanyanın aldığı mallar tiftik, yapak, balık konservası, yün paçav- Fa, balmumu, deri, mısır, mikset, kes çi kılı, barsak, nebat kökleri ve acı bademden ibarettir. Pirinç Rekoltesi Bu sene Pirinç rekoltemizin çok iyi olacağı tâhmin (edilmektedir. Mersin pirinçlerinin kilosu 21 - 22,5 kuruştan ehemmiyetli miktarda sa- a 23 kuruştur. Antalya makineli pis rinç 24, Mesya « 1 26, Bombay tohumu yerli “makihelenmiş olarak Finikede istihsal edilen çeşidinin ki. losu 25 — 27,5 kuruştan verilmiştir. Devlet taahhüt işleri için son on beş gün içinde mühim miktarda pirinç satılmıştır. Görelede Fındık Çok Görele, (TAN) — Bu yıl fındık mahsulü geçen yıllardakinden bere- ketlidir, Mahsulün 4,5 milyon kiloyu bulacağı tahmin edilmektedir. Trakya Köy Muallim Okulu Lüleburgazda Lüleburgaz (TAN) — Geçen sene başında Edirne Karanğacmda açılmış üzerine bulunan ve görülen lüzum muvakkaten Alpultuya naklen Trak. a köy öğretmen okulu tsm kadrosu ile buraya gelmiş ve şimdilik kazamı- zın birinci Sk okul binasını işgal et- miştir, Mektebin mutbağı, çamaşırha nesi ve hamamı talebeler tarafından yapılmağa başlanmıştır. emre Taa 0 '( BORSA İl Temmuz 1939 İ ÇEKLER İ Konâra 593 Nevyork 12087 Paris 3,158 Milâno 040 Cenevre 28.306259 İ Amsterdam İ Berlin İ erine Atina Sotya İ rg i Madrid | Varşova 2.8123 İ Büdupejte 248425 İ “eükreş 0,905 Belgrad 28025 İ Yokohama 34,62 İ Stokholm 20,855 Moskova 2,9029 ESHAM VE TAHVİLÂT 10,90 9,— İ Sıvas - Erzurum WI Bank, hâmil, peğin bayrak, Behire Tan.

Bu sayıdan diğer sayfalar: