31 Ocak 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

31 Ocak 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e rm e — re Yarın Akşam Sinemasında hari- İPEK bük Pemın Arslan - Kaplan - “Timsah - Fil - Gergedan - Müthiş yılanlar gibi hakiki olarak hiç bir filmde görülmesi kabil olmıyan 10 binlerce vahşi hayvar ve dünyanın en meşhur avcıları ESRAR VE MACERA ÜLKESİ OLAN AFKİKADA Akla hayret ve dehşet verecek binbir muazzam sahne) ila dolu TÜCCAR HORN | Sinema #leminin İSA MİRANDA - Aşkın yaratıcı kudretini yaşatan Gözleri' yormayan ve bozmayan, FERAH Sinemada Telefon: 21359 (TÜRKÇE SÖZLÜ) Vahşi kabileler arasına düşmüş Avrupalı bir kızın korkunç maceraları Dünyanın 3 Dâhi artisti m $ Dal ALEMDAR Giherles Boyer - CEZAYİR SEVDALILARI genclik ve B Filminde mucizeler yaratıyor. U Ayrıca : assssassz Dünyanın 2 Dâhi Komikleri LOREL - HARDİ | & HOVARDALIKTA oi“ | Kahkaha Tufanları... sexsex. BU AKŞAM FREDERİC MARCH İ MELEK 7 Sinemasında JOAN BENETT Gibi iki büyük yıldız tarafından nefis bir surette temsil edilen İİB AHAR YAĞMURU Fransızca sözlü filmi takdim edilecktir. Aşk ve heye- can dolu sahneler . Zevkli ve neşeli bir mevzu Filme ilâve olarak METRO JURNAL en son dünya ve muharebe haberleri. DİKKAT: Bu akşam için loca kalmamıştır. Numaralı koltuklar sabahtan satılmaktadır. NE ŞEKER ŞEY ki Bu matreyem ye, FERAH'da Janların, Kaplanların, May. munların ve Tarzanın İ90l ma seralara sahne olan TARZAN ADASI seyredenleri meraktan çıldırta acak Bö a roMANI Musikinin çıldırtıcı balalaykalarını... bir yerde eşi bulunmayan son sis Senenin en levaaade en m 1) 3 KIZLAR BÜYÜDÜLER 3 MODERN KIZ... 100 ERKEĞE BİR KIZ... RAY MİLLAND 'ın Casuslüğun bin bir kayı bu şaheser yarın akşamdan iti LÂLE Sinemasında Numaralı biletler şimdiden satılmaktadır. Telefon: 43595 leri yüzde yüz tabilleştiren hi, | mükinele rig REN ÇEMBERLİTAŞ Sinemasında Tel ; 29513 mücehhez İstaı emine super bum ... İLK UYANIŞ Filimlerinin kahramanı DEANNA DURDBİIN İn en muvaffak olduğu neşe filmi ÇEMBERLİTAŞ 'de YIVLANE ROMANCE ve EU VİRE POPESCO nun MACERA KADINLARI (Aristokratlar kulübü) acera perest kadınların lüks 'e ihtişam içinde geçen haya Önümüzdeki CUMA Mmatinelerden itibaren TAKSİM Sinemasında Mevsimin en heyecanlı ve binlerce kişinin iştirakile yapılmış en büyük FİLM Beşiktaş Halkevindan: Evimizde yalniz orta okul sekimmes s1- mf kız talebesi için matematik, fizik, kim- ya, İngilizce kursları açılmıştır. Derslere İ3 Şubattan itibaren başlanacaktır. Devam etmek isteyenlerin hergün idare memurlu- Rumuza müracaat ederek kayıtlarını yap- trmaları lâzımdır. Ben Bir Pranga Kaçağıyım | e i Edebiyat Hakkında Konferans Beyoğlu Halkevinden: Yarın saat 18,30 da Evimizde Ede- biyat Fakültesi Doçentlerinden B A. li Nihat Tarlan tarafından yat” mevzuunda mühim bir konfe- rans verilecektir. Herkes gelebilir, "Türkçe sözlü ve şarkılı VEDAD Filminin son günlerinden istifade ediniz. Yalnız 2 gün kaldı. l “Edebi. Türkçe filimierin en güzeli AYNAROZ KADISI Son dünya haberleri Yal. | nIZ 4.30 matinesinde Yaşamak Zevktir. İRENE DUNNE ve D. FAİRBANKS ir. —— Çay Tehiri Parkotelde tertip ettikleri çay İl kinel günü akşamına tehir edilmiştir. Derüşsafakalıların 8 Şubat akşamı için in ie Asktan ilhamını... Harpten Ateşini... Tarihten kudretini... en Heyecanını alan SENENİN EN EŞSİZ SÜPER FİLMİ ÖTEL EMPERYAL Fransizca sözlü en sevimli iki yıldı ANKARA RADYOSU Türkive Radvodifüzven Pe Türkiye Radvese Ankara Ra , Dalsa Uzanladra İkram sr vie kes: l 1048 m. 189 Ka © l Çarşamba, 31. 1. 194) 1330 Program Ve'memisket saat 233 Ajans ve meteoroloji haberler İ mi (PL). 1880 - 1400 İ Küçük örkesira (Şe& Necip Aşkır 1 — Gretehaninov: Ninni, # — Erich Tropp: Pujisanın et 3 — Sehmalstich: Ormanda aşk. 4 — Humepbhrles: Piyeremun vedal 18,00 Program 1805 Türk müziği, G şen Kam, Cevdet Çiğla, 1 — Okuyan: Mefk İzzettin Ok 1 — İbrahim et ak: Hicaz Aşiren şarkı ÇAcıli tezan etmede bülAN). 3 — Şehnaz (Ben perişanım), 4 — Üçüneli Selim nar şarkı (Bir nevcivana dil müpte ? — Okuyan Nesmi Riza Ahiskâ 1 — Haşim Bey: Bestehiğâr gerki ima mecbururdan), 2 — Mahmut C Hn P3. Bestenisir şarkı (Eyler & jmül), 3 — Udi Cemi: Bestenigir (İstedin de gönlümü verdim), 4 — Bestenimir şarkı (Ben seni sevdim 9 Safiye Tokay: Hüzzam şarkı (A açamam), 2 — Bimen Şen: Hüzzam ünda Erçer), 3 — Sadettin Ka rkü (Çıkar yücelerden), İzmirli Haşr; Hüzzam şarkı (Ölürse yıktı). 18,55 Serbest saat, 19,10 Memleke ayarı, ajans ve meteoroloji haberleri, Türk müziği: Fasıl heyeti, 20,15 Kor , 20,30 Temsi . Yazan: Sanda Sayit 21,10 Konuşma (Ha posta kutusu), 21,30 Müzik: Riysseti bur bandesu (Şef İhsan Körçer): 1 —J. W. Bansfeld: Sant 1 —.1. Fucik: Kış rüzgürlari (Ve 4 — G, Pare Konser uvertürü. 4 — Teebaikoveky: Havin şarkı, 5 —J. Massenet LE CID operi anir'akt ve bale havaları, 22,15 Memleket past ayarı, ajanı berleri, ziraat, e$hem » tahvili, amk N ZAM BACH» rinden (PL), 23,09 M Cözband (PL), 23,35'- 23,30 Yarınki ) Tem ve kapım Bir Köylü 24 Yerinden Vurulup Öldürüldü Tarsus, (TAN) — Tekirköylü seyin oğlu Ziya, ötedenberi kav olduğu 'Yusuf oğlu İzzeti. köy € İrindaki köprü başında altı kurşı müş. bundan sonra kemesile İsette 24 yara açmış, maktulün k &ını da dişlerile koparmıştır. tutulmuştur. TİYATROLAR Şehir Tiyatrosu 3 Şubat Pazartesi felâketzedeler Büyük müsamere PEMBE SOKAK 46 No, Tepebaşa Dram Kısmında Bu ösen van BüğU da © KADIN Komedi Krem istikisi emddesind Bugün saat Mde © çocuk oyunu 6 Bu akşam saat 2030 da goğLumuzea Halk Opereti Bu skşam saat 9 da ZOZO DALMASLA KEDİYE PEYNİR Ne güzel bir kotra İdi görsen Belkis. Hai yası ve yelkenleri gibi içi de bembeyaz! Daha içe: ayak basar basmaz ilk işim ortalıkta bir dolaşmak ci. du. Bu tefrişimin neticesinden pek memnun kaldığı" m ve bu kotra İla gezmekten hoşlanacağımı hususi yatını teftiş eden bir Ingiliz ciddiyetile söylediğim zaman dayun da, Mehmet Bey de kalıkala ile yül- düler, — Demek benim seyyar sarayımı beğehdin Ay. şe? — Evet Amiral, — O halde seninle uzun gezintiler yaparız. Bilsen ne nefis bir akşamdı! Yavaş vavaş kızar. diktan sonra koyulaşa koyulaşa kararan gök ve deniz insanın ruhunda çilgin arzular yaratiyordu Bana öyle geliyor ki, yaşadığım müddetçe bu güze: akşa- mın hatırası bende silinmiyecek, haltâ ölürken göz bebeklerimin üzerinde bile bugünün hulyularının resmi kalacek! mun içinde hiçbir üzüntü, hiçbir düşünce ştı. Saçlarım rüzgârla uçarken, dünyaya ölt ları da beraber alıp götürmüştü, bu kadar mesuttsum! Bilmiyorum bir rahatlık ve hırçınlığım yok olmuş, onun yerine her şeyi beş gören, her even derin bir şefkat kam olmuştu. Dayım gçik havanın getirdiği gevşeklikle uzuk. larken biz. cnunla uzun uzun konuştux. Ne kunuş- tuk? Bunu sana anlatmıya imkân yok is, çünkü bugün ben de bunu hatırlamıyorum; fakat çok şey. ler söylediğimi biliyorum. Mehmet bey sadece bana #waher soruyor ve beni dinliyordu. Onâ çocukluğu. mu, meklep senelerimi, İsviçrede geçen zamanları. mı, üniversitedeki çalışma günlerimi uzun uzun ân» tattım. Hattâ, senden bile bahsettim. Evet, senin en samimi dostum olduğunu, üç senedenberi bir evde yaşadığımızı söyledim. Dur, şimdi Pp bir şey da- ha uaurlıyorum; ona bakalorya tezimi bile anlattım. Yazan: MUAZZEZ TAHSİN BERKAND Hiç kimse ile inceden İnceye konuşmadığım bu mev- züu, onun yanında sükünetle teşrih ostum. Hatta ba. zı noktalara İtiraz ettiği için, onunla münakaşa bile ettim. Bütün ömrüm onunla beraber geçmiş gibi, bende ona karşı sonsuz bir itimat uyanmıştı ve onu bir yabancı södetmeden her şeyi söylemeyi çox ta- bii buluyordum. Biz Pendik açıklarında iken, ay doğdu. Lâci- vert atlas öezrine sırma ile işlenen incecik hilâl, Bunu evvelâ o gördü ve yüzüme baktı: — Bu ayım mesut günlerle dolu geçecek. — Neden bildiniz? — Ayı gördükten sonra, ilkin senin yüzüne bak. Bu şok görmüş, çok yaşamış adamın böyle boş geyler» inanmusına şaştım. — siz böyle çocukça efsanelere inanır mısınız? Dudaklarındaki tebessüm derinleşti, acılaştı: — Bazan insan, kendi kendisini aldatmak ve mesut etmek İçin bilerek, istiyerek, çocuklaş'yor ve boş bildiği şeylere bile inanarak, kendi kendisini al- datmak ilemi duyuyor. Fikretin meşhur mısramı biliyorsun: “Inan Ha. Mik, ezeli bir şifadır aldanmak!,, Onun bu sözlerile kasdettiği mânayı pek kavra- yamadım Belkis, fakat bu adamin, sütün zahiri ne- gesine rağmen, çok meyus olduğunu ve içinde onu üzen bir derd' bulunduğunu anlıyordum. Bazı daki, kajar oluyordu ki, ben gayet cıddi bir mevzu üzerin. de sönüşurken. onun bana bakan gözlerinde mucidi bir wuraba benziyen bir büznün dolaştığını görü- yordum. Demek beni dinlerken bile içinin acısı onu bırakmıyor Onün meyus sözleri keyfimi biraz kaçırmıştı. Az uzakta, koltuğuna gömülüp, uyuyan dayıma buk- tıktan sonra, lâfı değiştirdim. — Dönelim mi amiral? — Nasıl istersen Ayşeelk. Biraz çebuk ve sert bir manevra ile çevlir. ken, koirn o kadar yana yattı kı, korkumdan kendi. mi tutemıyarak: — Ay. diye bağırmışım. Beik. de manevradah, belki de benim ferya- dımdan telâşlanan dayım, gözlerini yarı açarak sor- — Ne oldun Ayşe? Korkuyor musun, yoksa? Korku nedir bilmiyen bu denizcinin yanında, birdenbire zayıf bir çocuk derecesine indiğime u- tandım, yanaklarımın kıpkırmızı olduğunu hisset- tim. Oyle ya, biraz evvel onunla karşı karşıya cid. di şeyler konuşan, ciddi mevzular üzerinde onunla münakaşaya kalkışan koskocaman bir kız. kotra ya- na meylettiği için, böyle haykırırsa, pek gülünç ol- maz mı? Kalbim çarpıyor, onun yanıma geldiği za. men, birkuç , saat evvelki zalimliğimin intikanılı benden almak için, bana on yaşında bir çocuğu görülen bir muamele yapmasını bekiiyerek, tittiyol dum İereker versin ki, gece karanlığı basmış, yi zümün rengi ve heyecanı pek farkeduemez vimuğti kat korktuğum gibi olmadı; o, ilk görüştüği ikalarda aramızda geçen sözleri tamvmi Eiviydi. Manevra bi yanıma geli Büyük bir şefkatle avuçları arasına alar müz de — Cok mu korktun Ayşecik? Gözlerimin tâ yakınında bir çift yıldız gibi pat Uyan gözler. beni büsbütün şaşırtmıştı: Ona cevi veren sesim tltriyordu: — Hayır... — O halae niçin bağırdın? — Birdenbire kotra yana yatınca, kendimi t tamadın.. Sesimderi tereddüde. belki de gözlerimdeki gı Tura aciyorrmu i — Kubahat bende oldu, birdenbire çevirmemi liydim.. Telâşk yerinden fırlamış olsan, maazalla denize üşerdin İrarlemı ve metanetimi toplamağa muvalfak o muştur — Ne münasebet!, — Demek seni suyun içine düşürmemden kor) madın öyle mi? si o kadar tatlı. gözleri o kadar kudretli hâkimdi ii; mıçın ve nası) olduğunu bilmeden gelsl derin bir emniyetle cevap verdim: — Sizınle beraberken, hiçbir şey beni korku müyor. Yüzü birdenbire karıştı. Bir şey söyliyecek, b nim bu münasebetsiz sözlerimle xlay edecek Sarı) yordum, (akat o bir şey söylemeden, elinde tuttuğl elimi, yüzüne kadar kaldırdı ve avucumun içini ö mw “Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: