21 Şubat 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2

21 Şubat 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: Merhumun Oğlu Dr. Kâmil Yazgıç Gazeteler “Ey Kâfiri Bidin,, Diye Hücuma Başlamışlardı iğ Hattâ, o konuşmalarımızdan evvel “Bedir, gazetesinin beşinci sayı“ sında, Namık Kemale bir açık mek- tup yazmıştım. Fikirlerimi hulâsa eden bu makaleyi buraya kismen iktibas eyliyor, ve okumak zahme. tine katlanmanızı diliyorum; “Namık Kemal Bey... “İbret"in fik nüshasında, “İstikbal” serley. bali yazınız, istikbal! öyle bir su- Tette tasvir etmiş ki, zerre kadar hamiyeti olan her “Osmanlı”iş. tikbali ince ince düşünmek lüzumu- nu duydu. Bu makaleniz üzerinde kafa yo. yanlardan birisi de benim. Bütün Osmanlılar, “istikbale *Bakiyorlar. Fakat sizin makalenizde tahayyül ettiğiniz istikbalin husulüne mâni sayabileceğim bazı vâk'alar var, Meselâ, biz âsarı terakkiyi kabul etmek mecburiyetinde değil miyiz? Ve bu âsarı terakkiden birisi de demiryo'ları değil mi? Halbuki bi." zim, demiryolu yapma arzüsunu nasıl kurşıladığımızı biliyorsunuz. Her âsarı terakkiyi böyle telâkki eder isek, sizin tahayyül eylediği- niz mesut istikbale, hangi yoldan varabiliriz? Rumeli şimendiferleri için akto- İunan İlk mukavelenameyi fena bulduk. Haydi, bu görüşümüzü değiştirmiyelim, Fakat sonrakinin #yi olacsğına ve iyi görüleceğine dair bir ümidimiz var mı? ayr aney Aş yu dolaşmız: Bir çok kim- #selerde; içlerinde hiç olmazsa birer tabanca harbisi bulunan birer si. Iâhlk görürsünüz. Fakat, bu kah. Taman zadelerin babaları, “Şevketi Osmaniye” âdâsınm başında parala. dıkları yatağanları kendileri yapar- Yardı. Vâkıâ top imalini, bize Ve. nedikliler öğrettiler. Fakat sonra. Yarı, biz, bütün dünyaya, en mi. kemmel topları yapmanın dersini verdik. Havan topunu, yağlı paçav yayı ve muhasara topunu, bir Os. man padişahı icat ett. Biz, ne zaman yeniden: *— (Hanri martini) yi ml müba. yaa edelim, şaspoyu mu?” suali ye. gine: *— Şu vatandaşımızın icat et tiği nümuneyi mi, yoksa, şu vatan. daşımızın icat ettiği nümüneyi mi tercih edelim!” sualini sorabilecek Yaziyete kavuşursak, ancak o Za. man, istikbalimizin parlaklığından emin olabiliriz!, Silâh, bizim silâhımız olmalı ki, ona güvenelim! Vâkıâ şimdiki has dimizden, arzu-eylediğimiz hale bir adımda sıçrayıp kavuşamayız. Fa. kat, şimdi, o istikbale vermanın yollarını, vasıtalarını, çarelerini ya Tratabiliriz. Eğer bu mülâhazalarımda hata varsa, ltfen tashih buyurun: Ben, her kusurumuzu bilmemize taraf. tarım: Çünkü bir “hastalığı gizle. mek, hiç kimseyi © hastalıktan kurtulmak Oümidine ve imkünma kavusturamaz!” Namık Kemal bey bu makaleme bir cevap yazmadı; fakat, ondan sonraki konuşmamızda, beni haklı bulduğumu #iraf etmek dürüst. Yünü göstermekten de kaçınmadı!” Namik Kemalle © zamanki münakaşası vesilesile yazdığı bu mmâkalede, siyasi ve içtimai düşün. eelerinin bir kısmınıda tebarüz ettiren babamı, “menfa" isminde. ki çok şayan dikkat eserinden size sırası gelince, yine bazı parçalar okutacağım. Şimdi, bu münakaşayı müteakıp babamın başından geçen garip vakalardan bazılarını anlat. mama müsaade buyurun: Ahmet Mithat, bu münakaşayı müteakıp, Namık Kemalle yaptığı konuşma esnasında, fenni eser yok Yuğundan bahsetmiş. Namık Ke- malin de teşvikile “Dağarcık”; çi. karmağa karar vermiş. Ve çıkardı. ğı bu fenni mecmuanm ilk nüsha. sna yazdir bir yazıda, İnsanlar, maymundan geldikleri iddiasıni L zah etmiş, Vav efendim? Sen mi, sin bunu yazan? Bu ilmi makalenin intişarından sonra çıkan bir gazete, babama: “— By kâfiri bidin!" hitabile ve Şiddetle hücum etmiş. İnsanların maymühdan geldiği iddiası, bir müslümanın ağzına v kışmazmış; Bir frenk kaçığının he- zeyanlarını fikir diye âleme de o. kutmak, düpe düz dinsizlik. densiz. likmiş. Ve babamın, din düşmanı bir papastan farkı yokmuş. Bu makaleyi yazan zat, celili cenabı meşihatpenahi müracaat etmiş, ve babam, bü muzirra"” yazdığını da iddi derek, şiddetle tecziye ve tedip 0. İunmasını istemiş, Babam, bu gerip farma! yüzün- den çok ağır cezalara uğramaktan yakasını çok zor kurtardığını ayni eserinda yazıyor. Ben, bu vesile ile, babamın ba. Şından geçen çok garip vakalardan birisini daha hatırlıyorum: Ahmet Mithat efendi; bir zx lar, matbaayı ümre müdürlüğünü de üzerine almıştı. O vazifesinde bulunduğu sıralarda. bir gün, bir mektup almış. Mektubun zarfı, Ad İiye Neraretinin resmi zarfıymış ve bu zarfın içinde, bir de resmi tah. rirat varmış. Fakat babam, zarfın içinden, o kâğıtla birlikte, bir de yüzlük banknot çıktığını görünce, heyret dırymuş. Hele. meselenin iç yüzünü öğreninee, duyduğu bu hay vat. hilehükilm. hölaiinmie, Meğer, bu zarfın muhtevyatı, ba bama, bir Türk kızmın tıpkı bir romana benziyen macerasını anla. “Bâbı ye de tıyormuş. Mevzuu bahsolan'kızca. | ğ:zin, güzel sanatlara, ve bilhassa resme karşı büyük bir hevesi, isti. dadı varmış, Kızcağız, babası hayatta fken, bu hevesini tatmin imkânmı bulabil. miş, ve çalışıp çabalayıp, resim öğ. Tenmiş, Fakat, günün birinde, babası öl. müş, ve babasından başka kimsesi olmayan zavallı kızcağız da, sefa. letle yüz yüze gelmiş, aç kalmış. Perişan olmuş. Elinde kalan boya- larla bir manzara tablosu yapmış. Kapı kapı dolasarak, bu tabloya müşteri aremış. Fekat, hemen her yerden İstiskal görmüş. Ve'uğrasa didise, özene bezene yarattığı eserine, metelik verecek kim: bulamamış. Sefalete, ümitsizliğe her gün bir parca daha görülen kızcağız, nihayet, son çare olarak, ihtimal Rafaelin meşhur hikâyesini hatırlıyarak. sulu boyayla bir sah. te yüz liralık yapmava, ve onu sür, meye çalışıyor, Banknotu muvaffa- kıyetle yapryor, fakat tam piyasa. ya süreceği sırada yakayı ele riyor, Adliyeye gönderiliyor. Te kifine karar verildiği için, tevk haneyi de boyluyor. O sırada, mah. keme o banknotun sahte olup ol. madığı (fhtisasma binaen); “mat. baayı âmire" müdüründen soru- yor. Babam, mahkemede şüphe uyan dıran banknotu, dikkatle evirip çe. viriyor. Ve onun sahteliğini anla. makta çok büyük bir güçlük çeki. yor. Bu güçlük, babamı genç kızın | sanatkârlığına İkna ediyor. Derhal zarfı cebine koyarak tev- kifhaneye koşuyor. Ve orada, genç kızı, yalnız bir köşede, içli içli hıç. kırarak ağlarken buluyor. Hayatı. nı, bankonotu yapışınm, yakalanı, şının, tevkifhaneya girişinin acı macerasını bir de kendisinden din- İiyor. Genç kızın, müessir bir 'fade ile ve ağlayarak anlattığı bütün bu vâkıllar, babamın yüreğini büs bütün paralryor, Gidip adliye na- zırını buluyor. Vaziyeti ona da an. latıyor. Ve kızm tevkifhaneden çı. .karılmasını temin ediyor. Sonra kız: da yanıma alarak, bir arabaya atlıyor ve arabacıya şu erari ve- rTiyor: *— Saraya çek!” (Devamı vam Bu Yıl Köy Enstitüleri Açılıyor. Maarif Vekâleti, memleketin mub. telif mıntakalarındaki “dokuz eğit men kursunun önümüzdeki nisan a. yından itibaren köy, enstitüleri ısmi- Je fanliyete geçeceklerini “alâkadar. iara bildirmiştir, .Vekâletin vermiş olduğu yeni bir kararla. bu dokuz enstitüye yeniden üç onastit Tâve edi'mek suretli, İecektir. Şimdiye kurslarında münhasıran, ask. yapmış genç köylüler yetiştirildiği ha'de, köy enstitülerinde, köy mek. teplerini bitirmiş köylü çocukları 0- | kutturulacak ve bunlara köy me! bi ravallimliği vazifesi verilecektir. İ Köy enstitüleri, şu vilâyetlerde'â- çılacaktır: Kars, Trabzon,? Malatya, Kayseri Samsun, Kastamonu, Eskisehir, Ko. | İzmir, Kırklareli, Seyhan ve Bu enstitülerde mecceni ve leyli olarak, okutulacak köy mektep- leri mezunlarının miktarı 2000 ki. $idir. Bunlardan 200 ü Kars, 50 si İTrabzon, 250 si Maletya, 250 si Kay- seri, 50 si Samsun, 150-si Kastamo. nu, 200 ü Eskisehir, 100 Koeaeli, 250 si İzmir, 100 Kırklareli, 200 Sey- han, 100 ü Isparta vilâyetinde açıla. cak çenstitülere kabul edilecektir. Enstitülerin tahsil müddeti 3 sene- dir. Bu müddetin hitamında mezun olacak gençler, köy mektepleri mu. allimliklerine tayin edileceklerdir. Vekâlet, enstitülere alınacak genç lerin seçilmesi hususu “için bir de. | talimatname hazırlamış: Bu tali- mâlnameye gö beş sınıflı köy mektepleri mezunlarile, bi mektep. lerin dördüncü sınıfını bitirip te, be- şinci sınıfa devam etmek hakkını İbâlz olanlar içinden, fikri, bedeni, İshhi kabiliyete malik çiftçi iları enstitülere sevkedileceklerdir. mermer mini yine Ai arif doktorlarile, enstitü müdürleri ve köy mektepleri muallimlerine ve. rilmiştir. İstanbul vilâyeti bu sene bu 'ensti- İtülerin ilk sınıflarına, köy ve ka ba mektepleri mezunlarından 30 ki- İsi gönderecektir. Bunlardan 20 si A- nadolu yakasındaki mekteplerden, 20 si de Rumeli yakasındaki mektep- lerden seçileceklerdir. Anadolu yas kası mekteplerinden #eçilen tale- Jar, Kocaeli vilâyeti köy enstitü. süne, Rumeli yakasından seçilenler de Kırk'areli vilâyetine tâbi Kemar- burgaz kazasında açılan enstitüye devam ettirileceklerdir. Yeniden Dört Mimar İşten Menedildi Belediye yeniden, ruhsatneme hi, İâima inşaat yapan dört mimarı da. ha birer sene müddetle inşaat yap. maktan menetmeğe karar vermiştir. Bu mimarlardan birisi, Cihangirde Güneşli sokakta, dokuz metre geniş- liğinde bir eadde üzerinde iki katlı bir bina yapması icap ederken, ruh. satname hilâfına üç kat yapan Feh- mi kalfadır. Fehmi kalfanın, bu ha. reketine göz yuman Beyoğlu beledi- ye şubesi fen memuru Tefviğe de, bu sebepten dolayı işten el çektiril. miştir. Diğer mimarlar da, Kurtuluş cad- lesinde 139 numaralı evde oturan İ | ; .Türk Tıp Tarihi | l | Cemiyetin mllessixleri Prof Genera) san Önal'dır. #li Cemiyetin umuru tahririyesini. & burada yapılacaktır. müessisleri ilk ietimalarını yaparak tezine yardım eden ve neşriyatla bul la alâkadar ilim milesseselerire hldi Mallardan Hazine 2.1 Aydın (TAN) — Adliye Vekili De beraber, memlekette tetkik seyana- tine çıkmış olan tapu ve kalastr. mum müdürü Halit Ziya Tü şunları söylemiştir: “. Şimdiye kadar Bursa, Aydın. Denizli, Konya; Mülatya, Mudanya, İle İstanbulun bir kısmının ve dört adasının, İzmirin Karşıyakasının ka- dastrosu tamamlanmıştır. Kadıköy ve Beyoğlunda geçen senedenberi kadastro © yapılmaktadır. İzmirin dörtte üçünde kadastro tamam ol. muştur; Ankarâda kadastroya devam ediliyor Manisada bitirilmiş Ve Ba- lıkesirde işe başlanmıştır. Kadasttoyu, “gayri menkulün sa- diye tarif etmek, en güzel bir tarif olacaktır. Bizlerden sonrakiler, pek eminim ki, gayri menkuüle yatırılmış azim serveti, kadâstro, sayesinde, mütedavil bir sermaye haline koya. çaklardır. Memleketimizin - kadastrosu kaç senede tamam olacağını soruyorsu- nuz. Kadastro yapmak, yalnız bârila yapmak olmadığına, tasarrufa tasl. suslin cevabı, zuhur edecek ihtilâfa- ta mal sahiplerinin alâka ve hassusi- yetine, bu işte çalışacak olanların malümat ve tecrübesine (tâbidir. Panayotu, Bankalar caddesinde Va. nup handa 25 numarada mimaf Sa- | rafim, Galatada Agopyan hanında| İyüksek mimer Ara İstefandır. Bun. | lar da, birer sene müddetle Inşaat! yapmaktan menedilmişlerdir. Belediye riyaseti, ruhsatname Hi- lâfına inşaat yapan mimarların ço. galdığmı ve bundan mütevellit me- suliyetin, bu inşsatı murakebe eden fen memurlarına da teveccüh etme. si Jenp edeceğini gözönünde : bulun- durarak, şehrin bediiyatına ait kon. trollerin sıklaştırılmasını ve bu hu- susta kendilerine vazife tevdi edi. lenlerin, bu vazifelerinde tekâsül et- tikleri görülürse; isimlerinin derhal merkeze bildirilmesini kaymakam. ıklara yazmıştır. Su Tesisatı Taksitle Yapılıyor Sular İdaresi, halkın evlerine ko- layca su alabilmelerini temin mak. sadiyle, ana borudan evlere kadar yapılacak tesisat bedelinin ödenme- si için taksit usulünü kabul etmiştir. Taksitler, asgari on beş, azami yir- mi liradan hesan edilmektedir. 'Tahsisat, bundan sonra hesaba kat. lacak bir faktördür. Her halde, mem. leketimizde Oo kadasiroyu tamamla- mak için, para ve eleman mezcedile. rek. muntazam yürüyüşle, elli sene- yi göze almak İâzimdir. Kadastronun bugüne kadar mey- dana çıkardığı mahlül, mektum, gayri menkul kiymetlerle hârç ve rüsum masrafları imukayese edilin- ce, devlet lehine iki milyon yüz elli 8 — Güzel sesi bir adam hangere- inde hiç hastalık olmamasına rağrien aktan müteemirdir. Bu gicığı tedavi için bir ilg var midir? G — Gicik sebepsiz olmaz. Mutlaka bir sebebi vardır. Tedavisi da müm- klindür. Ancak bir doktorun muaye- Desi ve İcap eden tedaviyi bizzat dok- torun yapması lâzımdır. Sağlıkla, ev de llçları le yapılacak tedavi fayda ye- rine sarar verir, Yurdun Kadastrosu 50 Senede Bitirilecek Kadastro Neticesinde Meydana Çıkan Mektum vu. hih bir tercümci balini. yapmaktır. | 9 lük 'eden bilcümle #btlâfları hallet-) e mek te berübör olduğuna göre, bu! meli Kurumu Kuruldu Türk Tıp Tarihi Kurumunu kuranlar Beynelinile! tıp tarihi Cemiyeti Türk âzası toplanarak Türk Tıp Tarihi Kurumunu tes's etmişler ve niznmnamesini Iükümete bildirmişlerdi, Besim Ömer Akalın, Prof, Akil Mun tar Özden, Prof. Fuat Kâmil Beksan, Prof, A, Süheyl Ünver, Dr. Rus. suklu Halkı Üzel, Dr. Veridun Nafiz Uzluk, Dr. Metine Belger ve Dr. İh- Prof. Besim Ömer Akalın ve Âkil Muhtar Özden b'rinel ve lere seçilmiştir. Veznedar Fuat Kümildir. Tıp Tar'hi Enstiti. edvir edecek ve icabinda içtimalar Türk Tıp Tarihi ve Biyoloji tarihlerile iştizal edecek olan cemiyetin cemiyete şeref verecek olan yerli ve €cnebi Tıp Tarihi âlimlerinin geçilmesine ve bu ttp tarihine kıymetli me saide bulunanlara bir hatıra takdimine karar verilmiştir. Türk Tıp Tarihi lanan yerli hekim ve hekim olmıyan bir çök Alimlerimiz kuruma âza seçileceklerdir. Kurum beynelmilel ilmi münasebetler teminine hemen baslıvacak ve bu teşekkülü birer mektup. irecektii 5o.ooo lira Kazandı bin lira fazla menfaat temin edilmiş olduğu görülmüştür... Kadastro umum müdürlüğü, fen Mithatın, imar haritası ha- | müşav zır olan şehrimizin imar plânlarını yapmasına muvafakat etmiş ve he. men Aydına gelmesi için kendisine telgrafla emir vermiştir. Mitk Darüştadda 36 talebe İ- çinde şehireilik ve mimariden birin. cilikle mezun olmuş bir mütehassıs- tır, bu itibarla işin ona verilmesi Mmemruniyet uyandırmışır. İyi riyaziye bilen lise mezunu Ay. dınhı bir genç te, kadastto mektebi” Fırtına Kesildi Denizlerde iki gündenberi devam eden fırtına durmuştur. Limanlara ğınan vapurlar denize açılmışlardır. Sis yüzünden Boğaz dışında bekliyen Karadeniz vöpuru da limana girmiş. tir. . Karadenizdeki .şiddetli fırtına yü. zünden kereste vüklü Demirtaş mo. İ kalmışlardır. Motör müteaddit yerle. ri parçalanmış olarak Boğazden içe. ri girebilmiştir. Liman tarife komisyonu Liman târife komisyonu dün top. lanmış, deniz naki) vasıtalarının tâ. rifelerini tetkik etmiştir. Dünkü top. lantıda bir kısım târlfeler kati şek. Vini elacaklardı. Fakat komisyon âza. sından liman reisi Refik henüz An. kavadan gelmediği için şimdiye ka. dar tesbit edilen rakamlar üzerinde nihal karar Hman relsinin Arıkaradan avdetinde yapılması kararlaştırılan üetincü toplantıya hırakılmıstır. DM 8 — İnsanın kendi kel “a öğrenmesi mümkün müdür? C — Mümkündür. Kendi kendine İransızca Öğreten kitaplar vardır. Pa- kat bu şekilde fransızen öğrenmek çek müşktildür. En iyisi iki arkadaş bir a- rada çalışarak aa DİKKAT: Sorulacak sunller sarih resi ve okunaklı imzayı ihtiva dikçe cevap verfimer, Tü , Cinayeti || Aydınlandı Geçen salı giinü Tünelbasmda LAât. fuliah apartımanında gırtlakları ke. silmiş olarak bulunan Fatma ile Ha. lil hakkındaki zabıta ve adiiye tah. kikatı neticelenmistir. Morg da ra. porunu vermiştir. Bu rapor da zabi. tanın vardığı neticeyi teyit etmekte. dir. Varılan kati neticeye göre Fatma. nın evvelce bir müddet Halil ile be. İraber yaşadığı, bilâhare ayrıldığı Jsolaşılmıştır. Vaka günü H mayı Aksarayda hizmet etti bankaya götürüp para yatırmak va. #dile kandırarak çıkarmış va Lüt. tullâh apartımanına, hemşerisi kapı. cı Rüştünün odasına götürmüstür. Burada otururlarken bir aralık Rüş. tünün kendilerini yalnız bırakarak yukarı çıkmasından İstifade eden Hali), Fatmaya tekrar beraber yasa. mak teklifinde bulunmuştur. Fakat Fatma muvafakat etmemiş, Halil de sanki Fatmanın tekliflerini kabul et. memesinden müteessir olmuş ta in. tihar ediyormuş gibi yaparak bıça. ği kendi karnına birkaç kere saplar gibi yapmıştır. Fakat kadının aldırış etmediğini görünce üzerine hücum edip bıçağı olanca hizile Fatmanın iki küreğinin arasına saplamıştır. Fat. ma bu darbe ile sırtüstü yere düşmüş Halil de hemen üzerine çullanarak kadının gırtlağını kesmiştir. Bu yara çok derindir ve kadının başının göv. deden ayrılmaması ancak ense derisi. nin kesilmemiş olması sayesindedir. Fotmayı hakikaten çılgm bir ask ile sevdiği anlaşılan Halilin, Fatma 5. Yünce teessüründen ne yaptığım bil. mez bir hale geldiği ve intihara te. şebbüs ederek çok keskin olan biçak. la bu defa kendi boğazını kestiği an. laşılmaktadır. Helilin yarası Fatma. nın yarası kodar ağır değildir. Ve onun gırtlağı yarıya kâdar kesilmiş. tin Mane band en laati ber area Halil bundan sonra can acısı fle kendini dışarı atmış ve evvelce de yazdığımız gibi apartman kapısn. dan birkaç adım ayrıldıktan sonra düşüp ölmüştür. Bir Adam Karısını Kesti Kasımpaşada Hacı Hüsrev mahal lesinde oturan kunduracı Ahmet ile karısı Hüsniğe arasında geçimsizlik yüzünden çıkan bir kavgada Ahmet, Hfsniyeyi kunduracı bıçağı ile viler. dünlün üç yerinden yaralamıştır. Ka. dm Haseki hastanes'ne kaldırılmış ise de yarası pek hafif olduğundan ya. trılmamıştır. Vakayı müteakip firar eden suçlu aranmaktadır. Yakalanan Eroinciler Balatta kahvecilik eden Ahmetle kardeşi Mehmet, Yenişehirde Talât, Karagümrükte Bahriye ve gene.Ka. ragümrükte Jirayirle Abdurrahman esrar ve eroin satarlarken Suç Üstün. de yakalanmışlardır. ADLİYEDE : Emin, Abbası Nasıl Öldürdüğünü Anlatıyor Tophanede Osmanın kahvesinde Mehmedi yaralıyan ve Abbasi öldü. ren Eminin mahkemesine dün 2 nci Ağırcezada devam edilmiştir. Dün. kü celsede suçlu kendisini şöyle mü. dafaa etmiştir: — Kahvede oyun oynarken Abbas gelerek benimle iki İlrasına kumar oynamak istedi, ben kabul etmedim. Bunun üzerine benimle kavgaya baş. ladı. O sirada arkadaşi Mehmet ge. lerek üzerime biçakla hücüm etti. Ben de kendimi müdafaa maksadile Mehmedi vurdum. Kapıdan çıkarken de önüme Abbas çıktı. Kurtulmak & çin onu da yaraladm. dedi, Muhakeme, yerinde keşif yapılmak wrere duruşmayı baska güne bıraktı, 21 Şubat 1940 ÇARŞAMBA Kanım: 108

Bu sayıdan diğer sayfalar: