10 Aralık 1934 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 7

10 Aralık 1934 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— İW İLKKÂNUN 1931 PAZARTESİ — Makine ve . medeniyet M. Leon dö Pusen'in maşinizm üze- Tine yaptığı büyük anketten aşağıdaki Barçaları Merkür dö Frans gazetesin - alıyoruz: Acunun Üzerinden iki yüzyıllık bir sanayileşme devresi geçti. Bu tecrü- be, doğurduğu netiyceler hakkında bir hüküm vermemizi mümkün kılar. Makine iyi midir, fena mıdır?, Görünüşte çok basit olan bu sual ve buna verilecek cevabların biribirlerine benzermemezliği maşinizm'in ortaya at- lelerin ne kadar karışık oldu - gösterir. Makineyi koruyanlar müdafaaları - rken epi tereddüd ediyorlar: ük âlim Dük dö Broğli'nin de bize anlattığı gibi umumiyetle onların başlıca delik şudur: Sanayileşmenin çok - genişlemesinin büyük bir karışıklık doğurduğu şübhe - Sizdir. Fakat unutmıyalım ki daha önce bize, yüzyıldan fazla bir zaman büylük bi yefah verdi. Zaten bugün de işlere | Dot o kadar fena denemez. Asıl büyük ük, makineleşmenin çok çabuk iler- lemesinden ve insanların soysal bakım- dan buna çabuk uyamamalarından geli- Yörz. Kriz de bundan dağuyor. Buna karşı makinenin aleylıdarları Mdaha çoktur ve söylediklerini daha İyi İsbat ediyorlar, savaşlar, ihtilâller, öko- Homik krizler, sefalet, işsizlik, Asyada- ki kucıgıklık karşısında bunlardan bazı- harı, hattâ Lord Lymington gibi yüksek diplomatlar modern endüstriyolirmi bir TP 0> ve bir afet telakki etmekten çe- kinmiyorlar Makine taraftarlarının ve aleyhtar - barının gösterdikleri başlıca delilleri kı- Saca anlatalım: Makine taraftarları: makine mütead. Üid zaferleri sayesinde insana maddi Günyaya hâkim olmak imkânımı verdi, diyorlar. İbtidaf maddeler zaferi: madenler, Gemir, font, çelik bronz, nikel, alümin. Yüm, manganez, kömür, petrol, pamulr, Mistik, sellüloz, nebati ipek ve diğer su- Ai maddelerin gittikce büyüyen listesi, fabit meddeleri geçti dendi. Küdret zaferi: buharla, motörle ve #lektrikle meydana getirildi. Mi safe ve zaman zaferi: yeni nakil ve düşüncelerin, duyumla - Tn çabuk yayılmasiyle elde edildi. üstemlekelerin İstihsa- itülerek açlık Zirantın ve Fennin biz- verdiği bin türlü çare € iklimler de ortadan kalktı. Kısaca, Henri Ford'un dediği bigi. Makine, insanın kendisini ihata eden İsbiatın üzerindeki bükimiyetinin bir Bembolüdür. Bu bakımdan, makine düşlüncenin zaferidir. Fakat makinenin düşman. hr buna karşı şöyle diyorlar: Biz fennf kkinin hakiki oluşunu değil, mühim Yluşunu İnkâr ediyoruz. Jorj Duhamel eski meselenin bütün lüklerini, acılıklarını olduğu gibi or- bırakan bu zaferin ehemmiyeti hak kında kendisini aldatmağa çalışmak, iyi, ' olur mu? diyor. Büyük müsteşrik Röne Genon da: İnkişaf için feda edilen ve değeri hakkak daha yüksek olan şeylerden ahi bile etmiyoruz; unutulan yüksek b.tilmıeu. yıkılan — entellektüaliteden, Ybolan spiritüalite'den bahsetmiyo - * Medeniyetin kendisini olduğu gibi ::ı’mııı. Eğer medeniyetin iyilikleriyle Alıklarını karşılaştırırsak, elde ede - İmiz neticenin menfi olması çok muh ldir. h“aünku insanların, çabuk nakil va- Sihar d, a ve buna benzer şeylere malik dukl, & lTı yaşayışları daha hareketli ve ı.:' karışık olduğu için eskiye göre Ün daha mesud oldulkları sahi midir? * Öyle geliyor ki bunun aksi doğru ı: Muvazenesizlik hakiki saadetin bir Ü, değildir. Modern medeniyet suni g“ı'“:lın çoğaltmağa çalışıyor. Bu gi- tep ,” kadar çok ihtiyaclar icad ede- Ni bunları tatmin edemiyecek; bir Büçey,” Pu yola girildi mi durmak çok T ve hattâ müayyen bir noktada k için hiç bir sebeb de yoktur. ha “Hinenin faydaları çabuk ve aşi - vağ Evelce uzun ve zahmetli olan & , #abuk ve kolay yaptrrarak böyle- di bir rahatlık doğuran - veya Prens meselesi LUS Perns'in ölü bulunduğu demiryolu üzerinde polisler araştırmads Skotland-Yard'ın eski şeflerinden Sir Basil Tomson, Prens meselesini ay- dınlatmak için Paris'te büyük bir gere- te tarafından tahkikat yapmağa memur edilmişti. O zaman tahkikatının neti- cesini neşretmesi, Sir Bazi! Tomson'a müsaade edilmemişti. Mumsileyh ge çenlerde intibalarını Londra'da çıkan İvining Standard gaztesine yazmıştır: Feci bir buluş 20 şubat tarihinde Laroş'dan kalkar rak akşam saat 9.51 de Dijon'a varan bir marşandiz treninin makinisti loko - motifin alt kısımlarını yağlamak için ma- kineden aşağı Inmişti. O sırada frenle. re takılı, kanla lekelenmiş bir kumaş parçası görünce tabil çok şaşırdı. Makinenin diğer parçaları üzerinde de araştırmalar yaparak, tenderin altın. da koyu kurşunt renkte bir kumaş par- çası, ve onun hemen yanında da, insan beynine benzeyen bir maddenin artık- larını gördü. Bunun Üzerine trenin ta. kib ettiği yol boyunca araştırmalar ya. pılması emredildi ve saat 10.50 de yol üÜstünde bir İnsan kafasile cesedi bulun- du. Kafa ve bir kol, gövdeden büsbütün kopub ayrılmışlardı. Gövdeden kopan kısımlarla elbise parçaları, tahminen 15 metrelik bir me- safe Üzerinde dağınık olarak bulunuyor. lardı. Difon polis müdürlüğüne hemen bir telgraf çekildi. İki jandarma, cese. din bulunduğu yere gelerek arada yir- mi dakika kadar kaldılar. Ceset Dijon garajma — götürüldü ve Üzerinde bulunan bir kart dö vizitle bir mektubtan, ölünün kim olduğu hemen anlaşıldı: Bu adam, Paris istinaf mah - kemesi müşavirlerinden olub allesile be. raber Babilon sokağında 6 numarada o. turan M Alber Prens idi. Mösyö Prensin cesedinin bulunduğu yerin adı Komb-o-fe idi. Burada demir. yolunun bir imlası vardı. Karanlık olduğu için polis o gece başka bir araştırma yapmadı. Ertesi ga. bah her yer çok büyük dikkatle gözden Beçirilerek bir takım eşya bulundu. Bun. lar da A. P, markalı — bir mendil, 250 franklık kâğıd para, ağzı dört santim w zunluğunda ve bir tarafı kanlanmış bir biçak, beş dane anahtar, bir gazete, için- de bir mektub bulunan meşin bir el çan. tası, bir kese icinde iki dane dini madal- yon ve bir meşin kılıf içinde bir podra pomponu idi. Tuhaf araştırma metodları Ölü olarak bulunan M. Prens'in âmi- « M. Lekuve idi. Çantadan çıkan mek. tubta M. Lekuve, M. Prens'e bir rande vu tayin ediyordu. Bütün bu bulunan şeyler polise çok faydalı bir ipuct vermiyordu. Fakat işi biraz aydınlatabilecek blr şey daha bu. lundu. Sa gayağı raylardan birine bağ. —x türemesi gereken - makinelere malik ol mak iyidir. Zararları ise çok uzak ve çok İnce- dir, buna rağmen gene korkunçtur. Bu- gün bu anlaşılmağa başlanıyor. Maki- nenin kudretinde, iyilik ve fenalık im- kânları gizlidir. Son yüz elli yılın tec- rübelerine bakarak hüküm vermek ge rekse, makine ilerledikçe fenalıkları iyi- liklrine nazaran daha çabuk artıyor. lamak için bir sicim parçası kullanılmış. tı. Bu sicim çok kısa idi. Elleri bağla - mak için kullanılmış olması muhtemel olan başka hiç bir sicim pârçası yoktu. Ölünün şapkasının bulunduğu vaziyete bakdarak, Jokomotifin vücuda çarptığı gırada şapkanın M. Prene'in başında ol. duğu anlaşıldı. Kazanın olduğu yerde bu müşahede- lerin yapıldığı andan itibaren, Dijon po. lisinin yapması gereken şeylerden hiç birini yapmadığı ve yapmaması gere - ken bütün şeyleri de yaptığı anlaşılıyor, Polisler oraya gelenlerin hepsinin( bu arada bir gazete muhbirinin) Komb.o fe'de bulunan bütün eşyayı ellerine alıp bakmalarına müsaade ettiler — ve M. Prens'in ailesi üyeleri Dijon'a geldiği ra- man, oteldeki bavulile beraber, demiryo. w üzerinde bulunan bütün eşya da ken- dilerine verildi. Hadiseden ancak altı ay sonra polis, bu eşyayı kendistine vermesini M. Pren. sin alilesinden istedi. Bu da Fransanın taşra şehirlerinde polisin kullandığı a - raştırma metodlarınım tuhaflığını göe- termek bakımından dikkate değer. Esrarengiz bir telefon konuşması M. Prens niçin Dilon's gitmişti? O sıralarda izini olmadıktan başka, öğle - den sonra saat beşte gelin kendisini gör. mesi için evinden bir mektub da almıştı. M. Prenas'in karısı, 20 s“bat salr günü öğleden evel saat 11 de M. Prensin tele- fonla arandığını, ve kocasmın adli: rayına gittiği ceva verdiğini söyle « di. Telefondaki ses ayrıca şumları da söylemişti: “Siz Madam Prens misiniz? Ben doktor Hallinger'im, Kayın valde. niz hastalandı. Bağırsaklarında bir tıka- nıklık var. Kendisini bu sabah hastane. ye götürdük. BFazla merakı mucib bir şey yok. Yalnız, acaba kocanız öğle tre- nile Dijona harelest edebilir mi? onu öğ renmek istiyorurm.., Madam Prens kocasının adliyeye git- tiğini tekrarlıyarak onun yerine cevab veremiyeceğini söyledi. Bunun Ezerine telefondaki ses: (M, Prens'in hemen gel- mesi lazımdır, çünklü yarın sabah bir a. meliyat yapmağa karar verdik. Dijon'a warınca gardan bir otomobile binerek doğruca hastaneye gelebilir,, dedi. Bunun üzerine Madam Prens, (Ben de onunla beraber geleceğim) dedi. Ses cevab verdi: — Haâyır, sizin gelmenize hacet yok, çünkü hasta bu yüzden rahatsız olabilir. Önce oğlunu görmesi basta için daha iyidir!. 'Telefonla konuşan kimse, telefonu kapatmadan önce, Dijon'daki kendi nü- mâarasımın 147 olduğunu söyledi. Ses o kadar açık geliyordu ki, Madam Prens telefonla konuşan adama, Paris'ten mi telefon ettiğini sordu. Ses: (Hayır, de . di, Dijon'dan telefon ediyorum.) Madam Prens kocasını bulmak için dışarıya çıkmağa hazırlanırken, M. Prens ansızın evine döndü. Telefon konuşma- sile onun eve gelişi arasmdan on daki. kalık bir zaman geçmişti. M. Prens, tüzdanını evde unuttuğunu, onu almağa geldiğini söyledi. Madam Prens, telefon- la bildirilen fena haberi kocasına söyle. di. Kosası bunu duyunca, heyecanını. Böstererek, düşer gibi bir tavurla kar - yolanım üstüne oturdu. Karısı, doktorun isteği hilafına ola. rak, M. Prens'le beraber gitmeyi teklif Pa etti. Fakat M. Prens s: (bayır, dedi, sen daha h sın, sonra treni kaçırırım.) Bunun üzeri. ne Madam Prens çabucak bir bavul bi zırladı. Ayrıca M. Prena, yanıma boş bir çanta da aldı. Gitmeden ö M. Lekuve'nin kendisinden müstace! bir rapor istediğini söyliyerek canının sıkın. tısını anlattı. Tlanı de, âmiri Uydurma bir muhavere O sıralarda Paris'te taksller grev yapmışlardı. M. Prens (metro) ya bine- rek gara gitti. Gardan evine telefon ©- derek, Dijon'a gidip gelme bir bilet al. dığı ve karısının da kendisile birlikte gelmesini istemediğine şimdi pişman ol. duğunu söyledi. Ayrıca karısından, gay- bubetinin sebebini adliye dairesine bil. dirmesini istedi ve Di lan telgraf çe- keceğini de ilâve etti. Bu telgraf ak- şamın saat yedisinde geldi. M, Prensin 20 yaşındaki oğlu da an. nesinin söylediklerini tasdik ederek, büyük annesinin 76 yaşında olduğunu; Dijonda bir manastırda oturduğunu; bu manastırın baş rahibesinin, M. Prens Dijona gitmezden bir gün önce öğle ye- meğini Paris'te kendi evlerinde yediği. ni ve baş rahibenin, büyük annesinin sıhhatinin çok iyi olduğunu söylediğini ilave etti. Okuyucularımız ne M. Prensin, ne de karısmının, telefonla bildirilen şeylerin döğrü olup olmadığını anlamak için Di- jonda 147 numaraya, yahut M, Prensin annesinin oturduğu manastıra telefon etmemelerini tuhaf göreceklerdir M. Prens ikinci mevki bir komparti. manda seyahat ediyordu. Yolculuk ha- disesiz olarak geçti. Tren Dijona saat 16.44 te vardı. M. Prens doğruca garm postahanesine giderek karıama şu tel. grafı çekti: (Geldim. Saat altıda yapıla- cak konsültasyon için hastaneye gidiyo. rum. Doktor Hallinger hastanın sıhhati- nin çok eyi olduğunu söylüyor.) Bu telgraf, trenin gelişinden altı da. kika sonra gişeye verilmişti. — Yazınım M. Prensin olduğundan — şübhelenmek bile calz değildi. M. Prens yalnız başına gardan çıkarak Moro oteline gitti ve dördüncü kattaki 4 numaralı odayı tut- tu. Otelden saat beşe döğrü çıktı, ön . dan sönra da kendisini bir daha gören olmadı. M. Prensin annesini tedavi eden dok- torun deml Hallinger değil, Ehringer idi. Bu ismin telaffurundaki yanlışlığın, ne M. Prensin, ne de karısının, isminin yazılmış şeklini hiç görmemiş olmalarına atfedildi. M. Prensin annesi şubat ayı içinde dolktoör Ehringer'i çağırtmamıştı. Dok - tor, Paris'e telefon da etmemişti. 147 nu. maralı telefon, Kürtil iaminde bir tuha- fiyecinin idi. Bu adam doktor Ehrin . ger'i ve Pretms ailesini hiç tanrmadığını ve o gün öğleden sonra telefonile kim - senin konuşmadığını söyledi. M. Prens gaat 5 ile cesedinin Bamb. o-fe'de demiryolu Üzerinde bulunduğu saat olan 10,$50 arasında — nerede idi? doktor Ehringer'i hiç görmediği halde, onunla konuştuğunu ne İçin uydurmuş. tu? Sıyasal karışıklıklar Halk arasında bu işin doğurduğu çok büyük heyecanı anlayabilmek için M. Prensin ölümünün, Daladye kabinesi - nindüşmesinden ve 6 şubat kargaşalıkla. rından ancak 14 gün sonra vukua gel- diğini hatırlamak gerektir. O sırada ahali, herhangi bir şeye inanrverecek bir halde idi. Eeki savaşcıların nümayişi. ne sebeb olan Staviski rezaletine M. Prensin doğrudan doğruya karıştığı pek sanılmıyordu. Fakat gazeteler bu İşi Staviski rezaletiyle alakadar göstermek için her şeyi yapıyorlardı. Görünüşe göre M. Prena çok iyi, dindar bir adamdı. Buna karşı Daladye kabinc- sinin üyeleri arasında layik düşünceli bir çok fran.masonlar vardı. Sol kanad gazeteleri M. Prensin kendini öldürdü - günü ve karısma telefon edenin de ken. disi olduğunu söylediler. Boni'nin dalavereleri Bir çok şahidler sorguya çekildiler. Esrarlı cinayet işlerinde daima görül- düğü gibi, yalancı şahidler de eksik de. ğildi. İstintak hâkiminin boğazına ka- dar çıkan dosyalar içinde bütün bütün şaşıracağı sırada, hiç beklenilmiyen bir hadise oldu. Bunun kahramanı bir kaç hafta önce. tam zamanında çeklerin dip koçanlarını ortaya çıkaran Boni adlı polis komiseri idi. Prens işinde bu adam daha ileri git Amerika ile İngihtere: — Acaba hangisini seçmeli? (Leningrad'ta çıkan Leningradskaiz Pravada'dan) Japonye arasında kalan mekten çekinmedi; üç kişiyi tevkif etti. rerek onları M. Prensin öldürülmesine âlet olmakla ittiham etti. Bu adamların Üçü de sonradan serbest bırakıldılar. Her şeyi bilen doktorlar Doktorların yaptığı keşfi de sükütla geçiştirmemek gerektir. Keşif yapan doktorların mahkemede şahidlik edere - ken kendiliklerinden aşmadıkları hadle. ri az çok bilen bir kimse için bu keşif çok hayret verici idi Parisli altr adliye doktoru, M. Pren- ” sin lokomotif tarafından ezilmeden önce zehir içtiğini gösteren izler bulduklarımı Tokamotif ona çarptığı sırada henlz şamakta olduğunu fakat bayılı araştırmalarının verdiği neticenin, inti- har faraziyesine tamamen muhalif oldu. Uluslar kurumunda, ev sahibi: — Aman takımlara dikkat edin, pek naziktirler.. ( Kopenhag'da çıkan Politiken'den) ğunu raporlarında yazıyorlardı.! Bu doktorlar bir defa bile kaza ye- rine gitmemişlerdi. Ölünün kaza yerinde ne vaziyette olduğunu bizzat görmemiş. ler ve ceplerinden çıkan eşyayı gözden geçirmemişlerdi. Bununla beraber, M. Prensin baygın bir halde (şapkası da başında olduğu halde!) birisi tarafından demiryolu boyunca sürüklendiğini ve bir sicimle raya bağlandığını söylemek- ten çekinmediler. Doğru görünen bir düşünce Cinayete benzeyen bütün intihar va kalarında, tabil önce intiharın sebebini araştırmak gerektir. M. Prensin ise in- tihar etmek için bir çok sebepleri vardı. 15 şuhatta M. Prens, âmiri olan Lekuve ile konuşmak istemişti O sıralarda çok heyecanlı bir halde idi ve vicdanını ra. hat ettirmek istediğini söylüyordu. Öte- 1914 Karmen'i (Prag'da çıkan Der Simpl'de»)

Bu sayıdan diğer sayfalar: