6 Haziran 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

6 Haziran 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYIFA 4 KAMUTAYDA kBaşı 1. ci sayıfada) Gele köyünden Mehmet karısı dul Kâmile ile Ali Çavuş karısı Ruki- ye'yi boğarak öldürmekten suçlu Piraşuvalı Mehmet oğlu Arabacı Halil ile Maksud oğlu Çabacı Sad- ri'nin ölüm cezalarına çarptırıl - ması hakkında Başbakanlık -tez . — keresi ile Tüze komisyonu raporu görüşülürken söz alan Hasan Fe - rid Perker (Kayseri) bu mesele ü- “zerinde yaptığı tetkikleri uzun — boylu izah etti ve Halil ve Sadri' - nin, ölüm cezalarına çarptırılma - ları, suçbulardan Kâmil'in, öteki- lere suç atmak suretiyle ilk gerçin- leştirme sırasında yaptığı itirafa /— dayandığını, sonradan hakyerin - — deöteki suçlular gibi Kâmil'in de yadısadığı bu itirafı haklı göste Plecek ortada kuvvetli - başka bir — ipucu bulunmadığı yolundaki ve — Tüze komisyonu raporunda yaz - dığı düşüncelerini anlattı. Tüze — komisyonu raportörü B. Salâh — Yargı yargutayca onaylanan hük — Mün hafifleştirilmesi ve değişti - — rilmesini gerektirecek bir sebeb görülemediğini uzun boylu ve hâ- disenin bütün evrelerini aydınla - tarak izah etti. Sonunda Hasan Ferid Perker'in cezanım 24 yıl hapse çevrilmesini isteyen dilerge- si oya konularak kabul edildi. Kamutay yarın saat 15 te top- hanacaktır. Her gün beş kelime (Başı 1. ci sayıfada) 3- Kavanini müdevvene - miz — Dergin kanmunları - miz. $. — Fayal — Hayal (T. Kö.) Mehayyile — Sanay Örnek; Siz be haberi sana - yınızda icad etmiş olmalısı - nız. Not: Gazetemize gönderilecek yazılarda bu kelimelerin osmanlı- îuı Kkullanılmamasını rica ede . Z. Finans işyarları kanunu projesi Finans işyarları kanunu proje- — Bi bakanlar kuruluna vınlmıgm Projenin esaslarma göre, yedinci — dereceden başlayarak işyarlar yük- sek okullarda okumuş olanlardan seçilecektir. Bu dereceye kadar okumamış ve çalışmakta olan işyarların edi- nek hakları saklıdır. Bu gibi işyar- ların barem kanunu esaslarına gö- re ilerlemeleri de gene saklıdır. Projeye, iş sahiplerinin işlerini ça- buk bitirmnmeyen veya kayıtları ka- patmayan ,ikinci bir defa vergi a- miasına sebep olan işyarlar için gezaları konmuştur, Proje- önemli esaslarından biri de, işyarlarının ertik işyarları ine sokulmasıdır. N Tü servislerde iş gören iş- yarların başka bir servise geçebil- | meleri için, beş yıl o serviste bu- aları ve o işte bilgi sahibi ol- alarına bağlı bulunacaktır. i Bugünkü sayımızda ge- çen kılavuz kelimeleri Adamak — Vâdetmek Aktı — Ücret Aytışma — Münakaşa Bilge — Malümat Çevenler & Mahafil Durluk — İstikrar Endüstri - Sanayi Btki 7 Tesir “Genoy — Kikârı umumiye * — Öy — Rey Önerge — Teklif Süecl — Askeri — Tinel — Mancvi 'Tören «« Merasim Romanımızın bugünkü — parçasında geçen kelimelerin osmanlıca karşılık- — Başarık — Muvaffakiyet Umusa — İnkisarı hayal Görenek — ÂAdet Belgrad mektubu Skupçina açılırken Belgrad, 31 daki zorlu seçim savaşının sonuçlarını herkes biliyor. B. Yevtiç'in listesinde ki adamlar, oyların yüzde 68 ini topla- dı. Öteyandan ayrış listelerinin hepsi yüzde 32 den aşırı oy alamadı. Seçi- min kesin sonuçların: saptamağa ayrı- lan (devlet komisyonu) işlerini bir iki güne kadar bitirerek seçim yasasına göre saylavlıkları dağıtacaktır. B. Yev- tiç hükümetinin elinde 305 kişilik bir çoğunluk bulunacağı ve muhalefet yal- nız 60 kadar kişiden ibarct şimdiden anlaşılıyor bu şekilde kurulması kimseyi şaşırt- maz. Bu, çoğunluk beşte Üç nisbetinde başarığa götüren J'Honte usulile seçim yapıldığını bilenler için önceden belli idi. Pakat seçmenleri n çok şaşırtan Yey: ayrış şeflerinden hiç birinin yasa- nın tubaf bir baylasiyle parlamentoya girememeleridir. Ne eski sırp tarım partisi başı B. Yovan oYvanoviç, ne de eski müslüman örgütü şefi B. Mehmed Spaho, ae 'de eski sırb demokrat parti- *i başı B. L. Devidoriç parlamemtoya giremeyeceklerdir. Hele B. Davidoriç, Sırbistanın iki seçim çevresinde aday- Yığımı koyduğu halde, B. Maçek'in li tesine girdiği için “her iki tarafta da yenilmiştir. Ayrış listesinin başında bulunan ve Radiç'in yetiştirmelerinden biri olan B. Maçek, yalnız olarak parla- mentoya giriyor. Bu, eski partiler başlarının — genel bir düşmesi, sıyasa! yıldızların batma- sıdır. Hariranın üçünde toplanacak 0- lan yeni parlamento artık, göğüsler kordon ve nışarla kaplanmış ihtiyarlar Halkın banlardan bik- 1 ve değiştirmek gerektiğini duydu- mayıs — Yugoslavya- olacağı Parlamentonun göcmi yecektir. Bu anlaşrlıyordu. Beki parlamento say- davlarından ancak yüzde — yirmisinin yeni parlamentoya girebilmeleri düşün dürecek bir noktadır Heanüz genç olan ve saylavlıklarınıı parti kulüblerinde hazırlanmış bulmuş olmayaon yeni say- lavlar, halkm oyunu kazanmak için çok çahalamak — yükümünde Bunlar, eski yöntemin hep doğdukları yerlerde adaylık ilân ettiler. Bu yüzdendir ki şündiye kadar kuzey Sırbistanı adaylarını seçmek zo- runda bulunan güney Sırbistanı, kendi yerlilerini seçebilmiştir. Böytlece parlamentoya “müsbet so- ravlarln,, giren taylavlar, oraya bir y ratrer kuvvet de getireceklerdir ti bu nu hesaba katmamak imkânsırdır. Bun- dan başlca bu saylavlar, seçmenler kö- mesine dayanarak #yasal durumun a- mahtarın: almalarını onaylamıyacaklar- dır, Bu bakımdan dölen ve irde adam- larr olarak gözükecekleri umulur. Öyle görülüyor ki on senelik se- rüven ve tarihsel hadiseleyden — sonra sıyasal durum merkezi gene parlamen- toya dönecek ve ileride doğacak hadi. seler burada gelişecektir. Ayrış da bu- nu görmüştür. Fakat yeni çoğunluğu hesaba katmak yükümündedir. Seçimin sonuçlarından sevinen Yev tiç bükümeti artık programını kaldılar. tersine olarak tapta- mağa koyulacak, bu programını başlıcı noktası sıyasal hayatm — her alanında nomal durmuma dönüştür. B. Yevtiç bun- dan birkaç gün önce bükümetin kov>- iayacağı direktiflerin değişmiyeceğini ve bükümet bulranı olmadığını bildi- rirken nomal duruma dönüş meselesi- ne de dokunmuştu. Ne türlü olursa ol- #un herhangi yugoslav hükümeti, Kı- ral Alcksandı'ın vasiyetinde işaret et. tiği direktifler dışına çıkamaz. Yugos- lavya içeride bir ve ayrılık — kabul et- mez, dışarıda barışa — hizmet eder — bir Ülke kalnalıdır. Türlü sıyasal zümreler- le iş birliği ancek bu esas üzerine ka- bu edilebilir. Tarım Bakanı B. Dragutin Yan- koviç ise tarım ürünleri değerlerini yükseltmeğe elden geldiği kadar çalı- Şacağı ve köylü sanıfını dirliğe, düzen- liğe kavuşturmağa uğraşacağını söyle- miştir. Öteki bakanlar da parlamentoya sunulmak üzere bitçok kanunlar hazır- lamış bulunuyorlar, Finans Bakanı Dr. Milav Stoyadinoviç, aylık büdcelere bir buc verecek olan yeni büdeeyi ta- mamlarnaktadır. Görülüyor ki hükümet Allm .—lan(lardı Ş meselesi hyas tarikli Deyli Herald gare- tesi altın meselesi hakkında yazmış ol- duğu bir baş betkede diyor ki: Fransadaki finansal bulran, altın standardının tabutuna yeni bir çivi da- ha çakmış oldu. Bu böyledir standardının güllnçlüğü bir yol daha ve bü süretle altın kendini göstermiştir. Bir bükümet sallan: rumları bocalamakta ve finas ku- n bir wlus sıkıntı çekmektedir. Bütün bunlar, frank değerinin tu- tulması ve aitınla başabaş kalması için verilen karardan ileri geliyor. Altının sarı renkte bir akıntı. halinde Fransa bankasından çıkmakta ve dışardaki ban- kalara doğru akmaktadır. Fransa hükümetinin hâlâ altın stan- dardını muhafazada ayak — diremesin- den ve bir taraftan da eldeki altının azalmasından dolayı Eransız ulusu elin- deki paranın satın alma değeri eksil- mektedir. Bu yüzden yıllardanberi Fransada para azalmış, ve memleketin üretim kaynıkları gereği gibi sömürülememiş- ür. Bunu arttırmak için frank değeri- nin düşürülmesi gerekti ki bu da düşü- nulmemiştir bile Bunun yerine eşya değerleri zorla indirilmiştir. Tecim sarşılmış, sasyal bizmetlere durgünlük gelmi,; v Bu memleket halkı bubran içinde bulunan Fransaya karşı sempati duygü- Biz de böyle bir buhran ge- e. su besler. çirdik. Biz de altın standardını kurtarmak için tedbirler aldık. Fakat bereket ver- sin bu tedbirler para etmedi —de başı- mıza felâket gelmedi. Felâket gelmek şöyle dursun, duru- mumur: günden güne dahâ eyi bir hal aldı. Fransızlar da bunu kendilerine ör- nek etmeli, bu yolda yürümclidirler. —————————T— kınavla çalışmaktş olup çe kileceğinden babsetmek oldukça yersizdir. Hele sı- yasal şef olmak dolayısiyle B. Yevtiç, ordu ve deniz bakanı olmak — itibarile General P. Civkoviç ve nihayet finans alanında düzeltmeler yapan bir adam olarak B. Milav Stoyadinoviç gibi kim- selerin her noktada dü: leri bir o). ması ve tam bir beraberlik içinde çalış- uzaklağ: tırdığı gibi Yevtiç kabinesinin sanıldı- ğından daha uzun zaman — süreceğine bir beldektir. Görülüyot: ki azlıkta kalan karşın- lar yönetimden uzaklaştırılmış bulunu- yorlar. Böyle olduğu halde kendierine ©y verenlerin sayısı İle övünüyorlar. Bunların seçimde bir milyon oy aldık- ları doğrudur. Dört parti birleşerek kararsızları ve boşnud olmayanları de- magojileri ile kendi taraflarına çeke- bildi. Ağır bir ekonomik buhran geçi- ren bir ülkede dursuzluk ve boşnud- duk bulmak güç bir iş değildi. Fakat bu B. Yevtiçi'n elde ettiği başarığın değerini bir kat daha arttırdı. Çünkü B. Yevtiç eski veya bugünkü partile- rin hiç birine dayanmadığı halde 1,740,000 öy almıştır ki bu oylar Yü- göslavya — için ne içeride, ne dışarıda herhangi bir serüven istemiyenlerin sesidir. B. Yevtiç bu 1.740.000 seçme- ni hir araya toplayacak ve bu suretle Yugoslavyada şimdiye kadar benzeri görülmiyen bir yüce sıyasal örgüt ku- racaktır. Parlamento açıldıktan — sonra başbakanın koyulacağı başlıca — işler- den biri budur, maları bu çekilme iktimalini M. Svetovsky Mısırdaki dur ım Sön posta ile gel isırda dursuzluk,, ığı bir betkede diyor ki: Misırdaki durumda dursuzluk de- vam ediyor. Bir yerde durumun sonu- na kadar dursuzluk ve belirsizlik de sürüp gitmesine imkânsız gözü ile bakılır. On Üç yıllık erkinlik hayatın- da Miısir iki ana yasa, birçok dağılma ve teçim kanununda dört, beş defa de- Çişme geçirmiştir Bütün bunlar, bu memleketin daha ana yasaya uygun bir hayat sürebilecek derecede olgunlaşmamış olduğanu gös- termektedir. Bu durumu incelemek için Mısırın 1923 ve 1930 yıllarında yapılan ana ya- saları arasında bir kıyaslama yapılma- $7 akla gelebilirse de asıl gereken Mı- sırın on iki, on üç yıllık erkin hayatın- da bütün kanun değişmelerini ve bun- Jarın sebeblerini araştırmaktır. Miıster da bütün öteki ölkeler gibi elindeki en eyi kereçlerden kurulmuş, yetkeli ve namuslu bir hükümete ihti- yaç duymaktadır. Misirin bügüne kadar bu işi yap- mafa elverişli hükümet ve devlet ada- mı yetiştiremediği göze çarpryor. Bir örnek olarak ulusun — çoğunu- Şunu kendisine yardımcı ve yardıkçı olarak gösteren Vefd partisini alalım. Bu parti bile son defa İş başına geçtiği zaman bu yönetim erkini gösterebil. miş midir? O ğgün bugündür, bu parti de en eyi üyelerini kaybetmiş — bulunmaktadır. Yazın, eğer Vefd bir hükümet kuracak olursa o zaman bunun içindeki bakan- larin memlekette en eyi kafa sahibi kimseler olduğu savında — bulunamıya- caktır. O halde Mısır kendisine gereken bir hükümeti nasıl bulacaktır? Eğer bir partl üyeleri - bir memle- kette gereği gibi bir kabine kuramaz- larea akla ilk gölen partilerin karışık olarak bir kabine kurmaları olur. Böye bir kebineye giren bütün ba- kanlacın parti ayrılığı düşünmeksizin, eşit olarak çalışmaları ve bütün varla- tını memleket hizmetine vermeleri ge- rektir. « Eğer bu düşünce doğru ise o za- man Miışirin güdeceği yol ve aryasa açık demektir. 1973 ve 1930 ana yasalarıma gelince bunların memlekete gerekli olan yöne- getiremediği ortadadır. Böyle bir nisbet içinde seçim yap- mek bakrmından Misir seçmenleri si- yasal eğitimleri çok kıt ve geri bulun- maktadır. Köyler, bütün sosyetenin Özü ve çe- kirdeği olduğuna göre buradaki hal- kın ileride kuvvetli ve bilgili saylav- lar seçebilecek ikinci seçmenlere oy vermeleri gerektir. ««Sonra patlamentoya nasıl bir bi- Çim verileceği de bir meseledir. Şimdi- ye kedar parlamentonun (mebusan) ve (âyan) diye ikiye ayrılmasından da bir asığ ve başarı çıkmadığı anlaşılmıştır. Onun için Mısırın yeniden seçece- ği parlamentonun yalnız bir tek kamu- tay olması daha doğru olacaktır, dü- şüncesindeyiz. Bu kamutayda sena'nın yerini tutmak üzere Yaşlı diplomatlar ve eski bakan ve başbakanlar da bulun- durulabilir. Böyle bir kamutayın 150 kişi, ola- cağını kabul edersek bunun üçte ikisi serbest seçimle yapılabilir ve getiye ka- lanlar da bu yaşlı ve eski devlet adam- ları arasından atanabilir. O zaman, bir ulusun asığlarını gereği - gibi koruya- bilecek bir kamutay elde edilmiş olur. Yeni ana yasa ile yeni seçim kanu- nu bügünkü hükümet tarafından kalı me alınabilir. Fakat bunun gereğince hareket etmek yeni kamutayın ve o- nun güvenini bildireceği hükümetin işi olmalıdır. Eğer bu esas üzerinde ve bu yolda bir Masır kabinesi kurulacak olursa o zaman bundan memleketlerine ve ulus- larına yakışan ve onlara asığ veren biz- metler beklenebilir. İ!aıhaı - Habeşisltan 27 !ı::)'ıx 935 caribli Taymis ve H ğu tesi, “uluslar sosyece başlığı altında yazı betkede diyor ki Cenevrede bundan önce Ge olduğu Bibi, son dakikada — vardan bir ma, Avrupada tehlikeli sonuclar vere- anlaş- bilecek olan bir ilgi kesiminin Beçmiştir. Uluslar sosyetesi aldığı bir kararla İtalya ile Habeşistan arasınd anlaşmazlıkları kesin olarak kaldırmıştır dinemezse de özel bildir- menimizin de söylediği gibl. aradaki bütün ayrılıkları, çapraşıklıkları bütün olarak kotarmağa yol açmış bulunmak- tadır. Herhalde sosyete konseyinin verdi- ği karar, bundan biraz daha ileriye git- miştir. Bu karar, Avrupadaki kollektif sis. temi, patlak vermesi imkân içinde bu- Tunan bir gerilemeden, bir bozulmadan kurtarmıştır. İlkönce, Habeş — İtalyan —anlaşa« mazlığı uluslar sosyetesinin yargıçlığae na bırakıldığı zaman, İtalya, bunun iki devlet arasında — kotarılabileceğini, bunda uluslar sosyetesinin karışacağı bir taraf olmadığını söylemiş, İtiraz et- miş ve 1928 de İki taraf arasında imza- lanan anlaşmanın bu işi yatıştırmağa yarayacağını ileri sürmüştü. İş, pek sonlarına vardığı ve yaklaş- tığı sırada bile italyan hükümeti işin uluslar sosyetesine gönderilecek tarafı olmadığı noktasında ayak — diremekte idi. Bu türlü düşünüş, son zamanlarda bırakılmıştır. Bu yolda ingiliz delegesi Bay Eden İle onun yardımcısı olan #ransız delegesi Bay Laval'in büyük gabalamaları görülmdlş ve onların böye le bir anlaşmazlığı kotarmak — uluslar sosyetesinin bir bakkı değil, bir ödevi olduğu yolundaki savları italyanlara da ir kanağat vermiştir. Sosyetenin bu kararı, İtalyan — Habeş anlaşmasının herhangi bir anlak şamazlıkta eğer iki taraf kendi aralak rında ve nomal diplomasi yolu ile bir iş kotaramazlarsa o zaman uluslar soa- yetesinin yargıçlığına başvurulacağını bildiren beşinci maddesine dayanmak- tadır. Bu meseleyi uhuslar sosyetesi önüne de anlatacak olan komisyon üyeleri hem İtalya, hem de Habeşistan terafın- dan önceden atanmıştı. İtalya hükümetine, habeş uyrusu ok mayan dört habeş delegesinin orada bu- lunması ve dört kişi aralarında bir baş- kan seçilmesi esasları kabul ettirilmiş. tir. Bununla beraber, sınır meselesi gö- rüşülmeğe başlandığı zaman — Cenevre ile Roma arasında bir düşünüş ayrılığı olacağı görülüyor.,, Taymis, bu baş betkesinde uluslar sösyetesinde bu kararın nası) vetildiği bakkında izahlarda bulunduktan sonra, Bu kararın ardından son anlaşmaların da yapılıp işin yatıştırılacağını umdu- ğunu söylemekte ve yazsını böylece bi- tirmektedir. önüne bütün ortadan Kısa haberler. Amerikanın hava kuvvetleri Noye Zürher Saytung — gazetesina Vaşington'dan bildirildiğine göre Ame- rikada neşredilen yeni istatistikler Birleşik Amerika hükümetlerinin hava kuvvetlerinin 12.000 uçağı, 18.000 uçma- ni olduğunu göstermektedirler. Bu sayıların içinde sivil uçakçılık Ga vardır. Sücl uçakçılığın 2900 uçağı ve 4400 uçakçısı olduğu, 13886 - sivil uçakçının 7083 ü bomba atan uçak'orr kullanabilecek erkte bu ğu bildi. rilmektedir

Bu sayıdan diğer sayfalar: