18 Şubat 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6

18 Şubat 1937 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ULUS - EDEBİ MESELELER :6 Tahdidçi zihniyet ve tedbirler Edebiyat için daima zararlıdır DD ea erişen ital edilen eei Heolojilerin ve doktrinlerin yar bancı memleketlerde telâkki ediliş tarz. Jarını, tatbikatta gösterdikleri muvat fakiyet veya muvaffakiyetsizlik dere- eelerini, yabancı estet ve politikacıl Fın bu tezler üzerindeki — görüşlerini nütalca ederken bir dakika bile muha- kememizden uzaklaştırmamız doğru ol #mayan bir nokta vardır ki o da memle ketimize hâs hususiyet ve şartların bu. dıp tesirlere muvazi olarak daima göz önünde tutulmasıdır. Çünkü, memleke- timiz, edebiyat sahasmda, — hakikaten kendine hâs ehemiyetli renliterele sa- bib bulunuyor. En başta, edebi mazimizin son dere cede ferdei, realizmden ve hattâ beşeri- Tikten uzak vasıfları gelir. Şarktan ge Jen bütün kötü itiyad ve ananelerimizi, ileri hamlemizde ayaklarımıza takılma- Maları için, silkip atarken, edebi anane- derimiz için bir istisna kabul edemez. dik ve etmedik de. Medeniyet bir dür. Kültür de bir medeniyetin temel Sütunu addedilebilir. Şu halde kültürü. Müzün garbe dönmesi bir zaruretti. İmparatorluk devrinin edebi mira- sından bizi faydalanmaktan — alıkoyan sebebler arasında en mühimlerinden bi yi de dil ayrılığıdır. Osmanlıcanın türkçeden geniş ölçüde ayrılan bir baş- Jt ölü dilleri arasına tasnif edebili Ve bu hakikat, mazinin kültürel t derinden küçük de olsa bir iz taşıyan bugünün nesilleri kaybolduktan sonra daha küvvetle hissedilmekten geri kal- anıyacaktır. PF zt becün ditin değişmiş ve va- B etmiş olmasına rağmen, şeklen garplılaşmış olan edebiyatımızda, eski edebiyat ananemizin - daha mahdud bir ölçüde - hâlâ hâkim olmakta devam etti- ini inkâr edemeyiz, Garbı ne kadar o kumuş ve ne kadar onun tesirinde kal- mış olursak olalım, Divan edebiyatıyle Edebiyatı cedidenin zevkimiz üzerine de mahkük izleri eserimizde akisler bırakmaktan hâli kalmıyor. - Bu izler, bilhassa bugünkü edebiyatımızın umu- miyetle ferdci olan vasfında göze çar- par. Bugünkü edebiyatçılarımız arasın. da nazma karşı rağbetin nesre nazaran olmasının sebebini bile mazi irel mirasiyle izah etmekten başka bir yol tutabilir miyiz? Neden meselâ, uzun zaman idaremiz altında yaşamış olan komşu Bulgarise tanda edebi rönesans kuvvetli bir rea- lizm ve-hesi alıyor da, bizde, realizm, ancak tektük ferdi hamlelere münhasır kalıyor? Edebi mahsullerimizin hayat 've cemiyetle, onun sayısız meseleleri de alâkası neden bu derece azdır? Edebiyatta realizmin, Kasının lüzümunu burada kalkışmıyacağız. Garb edebiyatlarının geniş tesirini yaratmakta ve garbın sa- yılı büyük şöhretlerini tesiste bu vası cemiyet alâ- ah etmeye Jarın oynadığı büyük role işaretle ikt fa edeceğiz. Şunü da ilâve etmeliyiz ki- tamamiyle ferdci ve reel hayatla rabı- talarını kesmiş bir edebiyat, yalnız de- korasyondan ibaret bir resim - sanatına benzetilebilir. Dekorasyonun, —saf şiir gibi bütün teferruatından tecrid edil. miş saf sanat olduğu — id Kolkırmıyacağız. Fakat hayatla mezcol- muş bir sanatın, daha insani, daha ulvi oldudunu da kabul etmek şartiyle. Demek oluyor ki memleketimizde edebiyatçıların lüzumundan fazla fildi- Şi kulelerine çekilmiş bir halde yaşa- dıklarını kabul etmek / mecburiyetinde kalıyoruz. Şu halde, realizme doğru, cemiyetçi edebiyata doğru, fildişi kue deyi terkederek yığın arasına karışma- 'ya doğru bir temayül yaratmanın nasıl bir ihtiyaç haline geldiği derhal göze garpar. Hususiyle ki, memlçketimiz bü- Yük inkılâblar yapmış ve halâ da inkı- İâb içinde yaşamakta bulunuyor. Bütün kiymet ölçüleri yıkılmış, yerine yeni- lerinin konulması işine — girişilmiştir. JBu kadar muazzam bir sosyal değişme esnasında şüphesiz ki, daima ileri fi- nt cerhe kirlerin bayrağını elinde tutmuş oaln edebiyata da düşen bir vazife olmak zım gelir. Bü vazifeyi ise, cemiyetle ve muhitiyle rabıtalarını kesmiş bir ede- biyatın göremiyeceği âşikârdır. Thtiyaca uygun yeni bir edebiyat te- lâkkisi yaratmak, yeni telâkkilerle mü- cehhez edebiyatçılar forme etmek lüzu- munu düyarken, bu gayeye hangi va- Sıtalarla, hangi tedbirlerle — varmak mümkün olduğunu araştırmamız — icab eder. (M e ki, diyor bazıları, cemiyet- gi ve realist bir edebiyatın lü- zum ve zarüretini kabul ediyoruz, şu halde bu hedefe erişmek için bütün va- ıları seferber etmeliyiz ve bu husus- ta her vasıta meşrü olmalıdır. Bu telâkkide olanların meşrü say- dıkları vasıtalardan biri de, gaye bakt. mnından faydasız her türlü eserlerin ve çalışmaların kıymetini tamamiyle in- kâr etmek olduğunu görüyoruz. Edebi- yatın içinde olmayan politikacı ideolo- jistlerin belki samimiyetine inandıkla- t bu neviden hükümler, onlar tarafın- den kurulan dogmaların esiri olan bazı Sanat adamlarının ağzında, riyakâr bir tekerleme haline geliyor. “Faydalı olmayan güzel — değildir., hükmü, hattâ, bazen, “şu çerçeve için. de faydalı olmayan güzel değildir,, ka- aati gibi müfrit şekillere bürünüyor. Bazı ideallerin ateşiyle beraber ya- gıyan ve bu ateş küllenmeye başladığı zaman unutulan ve hattâ şiddetli ten- kdilere uğrayan bu gibi müfrit nazari- yelere kapılmak hakiki aydınlar üze - rinde yapacağı reaksiyonla, bizzat ga- yemiz için bile zararlr neticeler doğu- Tabil Sanat ölçümzün güzellik olması şart- tır. Faydayı güzellikten ayrı ve müsta- kil bir ölçü halinde kabul edebiliriz. Şu halde bir edebi mahsulün sanat kıymetini tayin etmeye çalışırken gü- zellik ölçüsünü, ve gayemize hizmet ba- kımından kıymet derecesini araştıı ken de fayda ölçüsünü ayrı ayrı tatbik edebiliriz. cemiyetin manevi sıhati için zararir veya gaye bakımından faydasız çalışmalara mani olacak şe de bir sansüre tâbi tutulmasını, her e- intişar vizesi verilmesi- izledikleri usulün hakiki sanatı öldürmek ve kalitesizliğe sevket- mek için en iyi çare olduğunun farkın- da değillerdir; veya farkındadırlar da bunu kasten inkâr etmektedirler. Sanatkârın dış alâkalara karşı son derece uyanık olan hassasi- yeti, onu yalnız bir alâkasızlık - karşı sında bile süküta mahküm edebilecek kuvvettedir. Edebi hürriyete karşı tah- didei bir siyaset bütün hakiki edebi yatçıların üzerinde mâküs bir tesir yap- maktan hâli kalamaz. Hattâ bu tahdid Pek dar bir çevreye münhasır kalsa bi le. Sanatkârların, edebiyatın, örf ve detlere mugayir telâkki edilen yollar. da bile tam bir neşir hürriyetine sahib olabilmel lere girişmiş ve hürryetlerini diım, ne büyük cidaller bahasına elde etmiş olduklarını tarih bize anlatmak. tadır. Sanatın terakkileri - hürriyet ve toleransın genişlemesine muvazi bir se- yir takib etmiştir, denilebilir. Şu hal- de, yeniden tesis edilecek bir tahdidei. in edebiyat sahasında — zararir neti- celer doğuracağını inkâr etmek- i doktrinlerin dar duvarları içinde mah- Pus bulunmak veya, ideolojik gayelere aanattan daha büyük bir ehemiyet ver- mek lâzımdır. Bu takdirde de, alına- cak tedbirlerin edebiyatın yükselmesi uğrunda alınmış olmıyacağı kendiliğin den tezahür eder. 'Tahdidei zihniyetin bir başka mah- Zuru da, sanat kıymeti olmayan dema- Eojik bir edebiyata yol açması ve bu e- debiyatın, sunt surette şişirilmiş mah- sülleri altında hakiki istidadları aka- mete mahküm etmesidir. Bu mevzu ü- SEza B het yarmtlnda kasiajkci adım a 'YAŞAR NABİ |Deniz ticareti için yeni gemilerimiz İstanbul, (Telefonla) — Deniz yol- Jarı, Akay ve İzmir körfezi için yaptı- rılacak gemilere aid sipariş mukavele- namesi bugün öğle üzeri - Perapalasta İktısad Vekili Celâl Bayarla Krop fabri- kast mümessili Hegemen arasında im- zalanmıştır. İmza esnasında deniz yol- Jarı umum müdürü B. Sadettin Akay müdürü Cemil ve İzmir Liman şirketi müdürü Haşmet ile denizcilik müesse- #eleri erkânı hazır bulunmuşlardır. E- velce mukavelesi imzalanmış olan ve üçü Mersine, üçü de Marmara hatları- na tahsis olunacak altı vapura - Mersin hattı için dördüncü bir vapur daha ilâ ve edilmiştir. Bu suretle ceman yedi vapurun katr sipariş mukavelenamele- riyle Karadeniz hattına mahsus üç va- purun avan projeleri de bugün imza e- dilmiş bulunuyor. On vapurun mecmu sipariş bedeli 9 milyon türk - lirasıdır. Bu para karşılığı kliring usuliyle ay- nt mikdarda türk malı satılması sure- tiyle ödenecektir. Taksitler faize tâbi tutulmıyacaktır. Marmara tipindeki ilk vapur 13, Mersin tipindeki ikinci va- pur 15 ve Karadeniz tipindeki üçüncü vapur da 17 ay sonra teslim edilmiş 0- dacaktır. İmzadan sonra krop mümessili ile görüştük. Bize şunları söyledi “— İktısad Vekili Celâl Bayar'la bir mükavelename imzaladım. Bundan do- Jayr memnunum. Bu mukavele iki mem- deket arasındaki samimı irtibatı — daha kuvvetlendirecek ve daha fazla geniş- detecektir. Yeni mukavelenin — İktisad Vekâletinizi de memnun ettiğini umu- yorum. İlerde daha büyük işler yapa- cağımız kanaatindeyim. Esasen krop 6-7 senedenberi Türkiye ile birçok iş- ler yapmıştır." İktısad Vekili B. Celâl Bayar imza formalitesi tamamlandıktan sonra mu- kavelenameyi alarak Dolmabahçe sara- yına gitmiş ve Başvekil İsmet İnönüne arzetmiştir. İsmet İnönü — esaslarını evelden bildiği bu mukavelenameyi tas- vib etmiştir. B. Celâl Bayar cumartesi gününe kadar burada kalacaktır. Krop inin bir iki gün içinde Anka- raya dönmesi muhtemeldir. Sırt hamallığı ve İstanbul Belediyesi İstanbul, (Telefonla) — Sırt hamal- lığının ilgası hakkındaki parti kararı- için 'nın süratle tatbikine geçilmesi tekrar teşebbüslere başlanmıştır. Bu - 'nun için bir proje hazrlanması lüzumu hasıl olmuş ve tetkiklerden sonra - bu proje meydana getirilmiştir. Dahiliye Vekâleti aile matbahların. daki müstahdemlerle bazı gıda madde- derini sırtlarında atşıyarak — satanların da aynı memnuiyete tâbi tutulmasını bildirmiştir. Ancak İstanbul belediye- Si belediye zabıtası — talimatnamesinde sarih bir kayıd görmediği için memnu- i hususunda kendisini sa- iyetin tatbil lâhiyetli görmüyor. Maamafih ilk plân- da sırt hamallığının ilga edilmesi için icab eden tertibat tesbit edilmiştir. Bu haftaya kadar ge- kararın tatbikine gilecektir. ULKU HALKEVLERİ MECMUASI Müdürü M. Fuad Köprutu yazıları: Musahabe (Ş. A, Kansu), türk kobuz'u ÇA, Caferoğlu), Tuhfetül mahdum (Orhan - Şa: ik), İslâm coğrafyasında Antak. ya (Sadi Selen), Prehistorya (H. Bruil), Özlenen âlem - Şüphe #şiir” (Coşkun Ertepmar), köy tetkiki (A, Süreyya), Orta za- man islâm dünyasında maliye ÇA, Mez), Merkantilirm (Said Aydos), 'notlar ve iktıbaslar bah toplanmıştır. Kabinenin milli müdafaa meselesi teşkil den sonra avam - kamarasında zuunu teşkil edecektir. Bundan başka kabi falete uğ bir kanun lâyihası da verilmiş- tir. Kabine ingiliz kömürü ih- racatını arttırmak — maksadiyle devlete nakdi yardımlarda bu- Tunmak meselesini de tetkik et- miştir ye, se- amış mıntakalara aid lâhlanma programı- İngiliz teslihatı hakkındaki / beyaz kitab, ingiliz hükümetini millt müda - faayı takviyeye sevkeden sebebleri tah- lil ettikten sonra, mevcud 15 büyük zırhlıdan ancak üçünün umumi harb - tan sonra yapıldığını kaydetmekte, 1936 proğramına iki büyük zırhir ve yedi kruvazör ve dört tayyare gemisi konulduğunu bildirmektedir. Bu kitaba göre, şimdiki büyük kü- çük bütün harb gemilerinin de modern bir hale getirilmesi lâzımdır. 1936 senesi deniz inşaatı 50 milyon terlinge baliğ olmuştur. 1937 - inşaatr ise bu rakamı haylı geçecektir. essans ve mühimmat idhar - olunacak - tır. Deniz tayyarelerinin sayısı da gene, mühim surette arttırılacak ve hava kuv- vetleri yeniden teçhiz edilecektir. Orduya gelince, yeni harb cüzütam- Jarı vücude getirilecektir. Bu meyan- da yeniden iki tank taburu ve - birçok yardımet teşkilât kurulacaktır. Aynı zamanda askerlik şartlarını iyileştir - mek için de yeni tedbirler alınacaktır. Sahra topçusu ve piyade modern bir hale getirilecek ve bunların motörleş- tirilmeleri tesri olunacaktır. Diğer taraftan, bir harb takdirinde fabrikaların istihsal kudreti arttırılıı caya kadar ilk ayların ihtiyaçlarına te- kabül etmek üzere muazzam mühimmat ihtiyatı vücude getirilecektir. Hava kuvvetlerine gelince, yeni bir. çok hava meydanları ve 75 talim kam- pi tesis olunacaktır. Yeniden bir. çok ayyareler inşa olunacağı gibi mühim- at fabrikaları da kurulacaktır. Hava kuvvetlerinin mevcudu — 1936 da elli bine çıkarılmıştı. 1937 de bu mikdar mühim surette arttırılacaktır. Havalar ısınıyor enstitüsünden verilen malümata göre dün şehrimizde hava u- mumiyetle bulutlu geçmiştir. Günün 'en düşük suhuneti sıfırın üstünde 2 en yüksek suhuneti de 5 derece olarak kaydedilmiştir. Dün yurdun — Karade- niz sahillerinin şark kısmiyle, Gazian- teb, Kilis, Malatya, Elaziz ve Kars çev- resi yağışlı geçmiştir. Yağış Karadeniz sahilleriyle Anteb ve Kiliste yağmur ve diğer yerlerde kar şeklinde olmuştur. Hava cenub ve şark - mıntakalarında 1-3 derece arasında ısınmış ise de diğer yerlerde evelki günkü vaziyetini muha- faza etmiştir. Dün yurdda en düşük su- hünetler sıfırın altında oBluda 1, Ma- Jatyada 2, Erzurumda 3, Karsta $ de- recedir, En yüksek suhunetler Sıfırın üstünde olmak üzere Antalyada 17, A- danada 19, Dörtyolda 23 derecedir. Meteoroloji Çocuk Dergisi Çocuk Esirgeme Kurumunun ilk ve orta okul öğrenicileri için çıkarmakta olduğu haftalık Çocuk dergisinin son sayısı matbaamıza — gelmiştir. - İtinalı, zengin yazı ve resimlerle çıkarıldığını gördüğümüz bu güzel dergiyi almaları- n bütün çocuk ana ve babalarına tav - siye ederiz. 18. 2.1937 —— Ingilterenin silâhlanma programında neler var? İngiliz kabinesinin toplantısı Londra, 17 (A.A.) — İngiliz kabi yesi mutad üzere bu yaptığı görüşmelerin mevzur etmiştir. Bu mesele, bugün öğ! yapılacak müzakeratın da mev- İngiltere Başveki POLİS| Eve girdiler ve kadını döğdüler Mukaddem / mahallesinde Şerifenin evine gelerek kızma aid bazı eşyaları husust sebeblerle almak isteyen Zeki ye ve Lütfü, kendilerine mani olan Şe- rifeyi döğmüşlere Polis her ikisini tahkikat evraklari- le birlikte Cumhuriyet Müddelumumi. ğine teslim etmiştir. B. Baldvin Sarhoş hamal Sarhoş olduğu halde Gar dahilinae p açğırdığı görülen hamal Hazım istasyon karagoluna davet edilmiş ve umumf istirahati bozduğuna dair tan - zim edilen zabıt varakasiyle adliyeye gönderilmiştir . Biribirine hakaret eden kadınlar Çocukları yüzünden kavga ve biri- birlerine hakaret eden Yenihayat ma - hallesinde Lütfiye ve Fatma hakkında Cumhuriyet Müddeiumumiliği cürmü - meşhud kanunu hükümlerine göre tah- ta başlamıştır. Akala cinsi pamuğ: çoğaltılmasına çalışılyor. Ziraat Vekâleti Eskişehir muhitine de yetiştirilen ve memleketimiz için ve- rimli neticeleri olacağı anlaşılan akala cinsinden pamuk tohumlarının Manisa havalisinde de teksi: e karar vermiş - tir. Bunun içi 200 ton tohum satın al narak maliyet fiatiyle Manisa ve hava- lisi pamuk müstahsillerine ucuz bir be- delle dağıtılacaktır. Çankırıda yeni dershaneleri. Çankırı, 17 (A.A.) — Dördü mer. kezde olmak üzere on iki halk dersane- Si açılmıştır. Bu dersanelere 150 si kas dın olmak üzere 760 talebe devam et - mektedir . Ulus'un yeni Rotatif gazete baskı makinesinin nakli ULUS'un yeni rotatif gazete maki- netiyle teferrdatı Hamburg'dan Kjtare apuru İle yola çıkmıştır. Vapur yuba- 'tın son haftasında İstanbul Timanında bulunacaktır. ( 63 ) ton ağırlığındakl makine ve teferrüatının İstanbul lima- 'nından supalar alınarak Ankara'ya nak- Ji ve gümrüklenmesi münakasaya - ko- nulmuştur. Şartnamesinin mizde görülmesi

Bu sayıdan diğer sayfalar: