14 Mart 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

14 Mart 1937 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ULUS—— 14 -3. 1937 ——— Politika bahisleri Hlammaddeler Sömürgeler Cenevre'de toplanmış - olan “harnmaddeler komisyonu” na Almanya ile İtalya katrılmak iste- mediler. Çünkü bu iki devlet, hammaddeler meselesi üzerinde milletlerarası bir anlaşmaya, ken- dilerine sömürge verilmesini ter- cih ediyorlar. Yani “hammadde - ler meselesi,, nin ekonomik değil politik olduğuna kani bulunuyor- lar, İngiltere ve Fransa ise, işe sa- dece ekonomik bir mana ve ehe- miyet atfediyorlar. Cenevre komisyonunun müza- kerelerinde, alman ve italyan tez- lerinin müdafaası Polomya tara- fından yapılmıştır. Adeta, Alman- İarı takdirde öne sürebilecekleri itirazları, Polonya murahhası bir bir saymıştır. Bunlara karşı ingi- liz murahhası, şu esaslar dahilin- de cevablar vermiştir: — Hammaddeler işinin politik hiç bir tarafı yoktur. Bu iş sadece ekonomiktir. dde istihsal eden memleketlerde tam bir “açıkkapı” politiaksı ilân edemeyiz. Aksi tak- dirde bu memleketler fazla zarar görecekler ve kendi iç kalkınma- larını temin edemiyeceklerdir. Meseleyi etrafiyle takdir ede - bilmek için, “sömürgeler,, mefhu- muna iki ayrı karargâhm verdiği iki ayrı manayi izah etmek lâzım- dır. Zengin ve varlıklı büyük devlet- ler, “sömürgelerin yeniden payla- şılması,, tehlikesini iki bakımdan önlemek istiyorlar: 1. “Sömürge” mefhumunu orta- dan kaldırmak yani geçen yüzyıl içinde sömürge olarak tanınmış memleketlere tedrici bir istiklâl vermek ve bu memleketleri birer birer Milletler Cemiyeti'ne almak suretiyle; 2. Hammadde - sıkıntısı çeken Romen gazetecileri geliyor Dost ve müttefik Romanyanın Hari- ciye nazırı Ekselans B. Viktor Anto- nesko ile beraber gelecek olan romen gazetecilerinin şehrimizdeki misafir- liklerine aid ptogram hazırlahmıştıt. Gelecek olan meslekdaşlarımız BB. Poposko Neşeşti ve refikası, Huptiğ (Rador ajafısı müdürü) ve Mipceo Gri- goresco'dur. 17 mart çarşamba günü matbuat ta- rafından bir öğle yemeği verilecek, öğ- leden sonra İsmetpaşa Enstitüsü, Hal- kevi, müze ziyaret edilecek ve Çankaya ve şehirde dolaşrlacaktır. Aynı gün A- radolu kulübünde matbuat umum mü- dürlüğü tarafından bri ziyafet ve pece Hariciye köşkünde balo verilecektir. 18 mart perşembe günü Yüksek Zira- at enstitüleri ziyaret edilecek, matbuat birliği tarafından Karpiçte bir öğle ye- meği verilecek, baraj ve filtraj istas- yonları ziyaret edilecek, Romanya el çisi tarafından yemek ve suvare verile- cektir. 19 mart cuma günü, Gazi Terbiye Enstitüsü ve yapı mektebi ziyaret edi- leçek Babada öğle yemeği yenecek ve Orman çiftliği gezilecektir. Misafirlerimiz; Ekse'ans Antones- ko ile beraber aynı gün akşam gidecek- lerdir. büyük devletleri hammadde kay- naklarından istifade ettirmek su- retiyle. Buna mukabil, karşı tarafın da kendine göre güttüğü iki esas var- dır: 1 “Sömürge” leri kaldırmağa lüzum yoktur, çünkü sömürgeler - de oturan halk, istiklâle kavuş- mazdan önce hakiki medeniyete kavuşmalıdır. Bunu ise Avrupalı- lar temin edecektir. Yalnız, sö- mürge sahibleri sömürgesiz büyük devletlere bir mikdar sömürge ver- meği kabul etmelidirler. 2. Hammadüz'lerin sadece eko momik telakki edilmeleri davayı halletmez. Çünkü bir memleket sömürge sahibi oldu mu, kendisi ile sömürge arasındaki ticaret ay- nı para esası üzerinden yapılır. Yani iç para mekanizmasına. tâbi olarak işler. Eğer hammaddeleri yabancı sömürgelerden tedarik et- mek icab ederse, o zaman orlaya, gene döviz meselesi çıkar ki, 8ö- mürgesiz büyük devletlerin sö- mürtge istemeleri esasen bu döviz sıkıntısını duymamak içindir. Görülüyor ki, bu hammaddeler meselesinin arkasmda yatan ye- gâne ve en büyük hakikat, gene, varlıklı ve varlıksız, paralı ve pa - rasız, altınlı ve altınsız büyük dev- letler arasındaki ihtilâftan ibaret- tir. 1914 de vaziyet gene bu idi. Yalnız bugünkünden daha az ger- gin idi. Gerek İtalya gerek Al- manya'nın bir mikdar sömürgeleri olduğu gibi kâfi mikdarda serma- yeleri, altınları ve servetleri vardı. 1914 de az varlıklı taraf ile çok varlıklı taraf arasında - ve liberal bir çerçeve içinde cereyan eden mücadele bugün otarşi taraftarı faşizm'ler ile liberalizm tezaftarı demokrasi'ler arasında devam ey- lemektedir. Burhan BELGE vv A AAA G LA SD TT AD OT A C T LT Balkan antantı Bugün İstanbulda ekonomik konsı_e_!i_ Konsey 18 martta toplanıyor. Heyet dün gitti 18 martta Atinada toplanacak olan Balkan ekonomi konseyine iştirâk ede- cek olan heyetimiz dün akşarn İstanbu- la hareket etmiştir. Heyet Trabzon me- busu B. Hasan Sakanım reisliğinde 'Tür- kofis Reisi BB. Burhan Zihni, Maliye vekâleti nakid işleri umtm müdürü Ha- liğ Nazmi, Hariciye Vekâleti Ticaret ve ekonomi dairesi şefi Atıf, deniz yol- ları işletme müdür muavini Nihad ve Türkofis Balkan masası şeflerin len Ayet ve Hasandan mürekkeptir. Maarif Vekilimizin tetkikleri İstanbul, (Telefonla) — Maarif ve- kilimiz B. Saffet Arıkanın İstanbulda- ki tetkikleri devam etmektedir. Vekil Üsküdarda Valdebağında öğretmen ve talebeler için yaprlacak olan yüz yatak- lt provantoryomun temel atma törenin- de bulunmuştur. Binanın kırk yataklık kısmı cumhuriyet bayramına yetişecek- tir. Bina 180 bin liraya mal olacaktır. Arazi tahrir komisyon'arı Maliye Vekâleti erazi tahrir komis- yonlarınım faaliyetleri hakkmda vali- liklere bir tamim yapmıştır. Vekâlet bu tamiminde kış dolayısiyle faaliyet- leri tatil edilmis olan yerlerdeki erazi tahrir komisyonlarının, yeniden kurul. masr için vekâletten emir beklenilme- Yesini ve bti komisyonlara tayin oluna- cak şahısların istenilen vasıfları haiz ve bu işleri düzgünce yapabilecek olanlar- dan seçilmesini bildirmektedir. Sandal nakli işinin mçtörleşmesi İstanbul, (Telefonla) — Sandal na- kil işinin motorlaştırılması üzerinde tetkikler başladı. Sandalın yalnız spor ve gezinti işlerine ayrılması düşünül- mektedir. türkkuşunun büyü hava gösterileri var Bir sovyet gazetesinin Türkkuşun- daki hamlelere dair yazdığı yazı Istanbul, (Telefonla) — Yarın Türkkuşunun bayramı, şehrimizde büyük tezahürlerle yapılacaktır. Bugün Ankaradan iki motorlu tayya- re ile iki plânör daha gelmiştir. Bugün tayyareler uçuşlar yaparak çağ« rılar atmışlar ve İstanbul halkını yarm — Yeşilköydeki hava demon- trasyonlarına davet etmişlerdir. Trenlerde yüzde elli ucuz bir tarife tatbik edilecektir. Ayrıca o- tobüs seferleri de temin edilmiştir. Bugün bilhassa sporcu gençliğin de hava tezahürlerinde bulunabil- mesi için yarın başlıyacak olan milli küme maçları geri bırakıl- mıştır. Türkkuşunün filoları bugün şehir üzerinde muvalakıyetli uçuşlar yap-« mMışlardır. Bu uçuşlar sırasında akropa- tik hareketler yapan Vecihi'nin tayya- resine bağlı plânörün madeni halâtı kopmuş ve plânör Gülhane parkı üze- rindeki ağaçlar üzerine inmiştir. Plâ- nörde bulunan Türkkuşu üyelerinden B. Âli Yıldız, soğuk kanlılığı ve bilgi- Bİ Sayesinde bir kazayı önlemiş, yalnız gözlüğü kırılmıştır. Yarınki hava tezahürlerinde bütün İstanbul halkının bulurması - bekleni- yor. Türkkuşu çalışmasının uyandırdığı alâka Türkkuşunun, bütün memleket genç. Hiğini kanadları altına alarak, büyük bir faaliyet göstermesi, enternasyonal havacılık âleminde büyük bir alâka ile takib edilmektedir. Gençlerimizn en kısa bir zamman içinde çok iyi netice- ler alması bilhassa takdir uyandırmış- tır. Bu İlgiye bir misal olarak Sovyet Rusyanın Assoyohakim kurumunun organı olan Na Straje gazetesinin 28 şubat tarihli sayısından şu yazıyı alı- yoruz: Türkiyede merkez hava kulübü vücuda getiriliyor Geçen sene “Türkkuşu” teşekkülü öğretmen heyetinin ihtisas ve bilgi iti- bariyle yükseltilmesine büyük bir e- Zekânın Bir erkek bir başka ölçüsü Kaçırma vakan Bir toplantıda, - — Z L L Zora dayanan zun bir koridorda ku sevgi tezahürleri- rulmuş üç yüz kişilik bir sofranın ba- şında idik. Yemek sonunda, toplantı vesilesini mevzu ittihaz ederek çok güzel, çok etraflı, çok bilgili konuşan oldu. Söy- lTenen sözleri hepimiz can kulağiyle, de- rin bir haz duyarak, hayranlıkla dinle- dik. Bütün söylenecek sözler bitmiş oldu- ğu sanılırken davet sahibi, bir arkada- şından - lâzım olan kelimüyi kullana- Tam - bir hutuk istedi. Bu zat, davet sa- hibinden o kadar uzakta idi ki nutuk söylemesi arzu olunduğunu bile antak diğer davetlilerin delâleti ile haber 2la- bildi. Fakat çekinmeden kalktı ve şu hikâye ile söze başladı: “Eski zaman- larda, günahkârlar aç hayvanlara atıla- rak cezalandırıldığı devirlerde, dört gün aç bırakılmış bir arslan böyle bir günahkârı yimedi, etrafında dolaştı ve nihayet sessizce çekilip inine girdi. Herkes buna şaştı ve hâdisenin sebebi « cinlere, perilere, ilâhlara atfedildikten sonra - günahkârdan eoruldu. — Arslan beni yiyecekti, fakat ku- lağına fıstldadım: “beni yimekle ken- dine ziyafet çekmiş olacaksım. Ancak, işün ki her ziyafetin sonunda bir de nutuk söylemek vardır/” Yerinde kelimeler ve uygun teşbih- lerle anlatılan bu hikâye on dakika, top- Tantı mevzuunun izahı bir o kadar sür- dü ve hazirliksız söze başlamış olan bu zat en güzel nutuklardan birini söylemiş oldu. Münevverin zekâsı başka ne ile öl- çülür? 130:0000 liralık bir davâ Garabetler Amerikanın iç ve dış pi- yasalara mahsüs mamüllerindendir. Ge- ne Amerika şu haberi veriyor: “Mis Bacon, 1936 da meşhur Ziegfield tara- fından güzeller güzeli olarak seçilmiş bir genç kızdır ki Şikago tiyatrosunda, cazibesi kendi güzelliği olan bir numa- ra yapar. Bu güzel kız, geçenlerde, bir numarasını yapmak - için çıktığı yerin birden bire çökmesi üzerine düşerek kalçasnıdan yaralanmış olduğu için ti- yatro müdürlüğünden 130.000 Jliralık tazminat istemiştir. Bu hâdiseden bahseden fransız ga- zetesi ilâve ediyor: “Çok güzel bir ka- dın bacağının kıymeti hakkındaki müş- külümüzü Mis Bacon halletmiştir.” Yeni bir makine Venedik sanatlar mektebi müdürü, bulutları yarıp ötesini gösterecek bir makine keşfetmiştir. Bu makinenin bu işi nasıl yaptığına dair malümat alamamış olduğunu kay- deden Avrupa gazetesi, bu vesile ile so- ruyor: “Acaba burnumuzun ucundan i- lerisini gösterecek makine icad edilebile- cek mi?” Çocuklarını görmeğe müsaade olunan ana baba Geçenlerde, büyük şehirlerimizde bir filmi gösterilen Beşizler (Kanadada bir batında doğan beş kız) m vasisi o- lan zat bu yavrucukların ana ve babala- rı tarafından ziyaret edilebileceğini ga- zetelere bildirmiştir. Eğer ana babaya çocuklarını gör- me izni de verilecek olursa halimiz ni- ce olur bizim! ni biliriz: erkek kızı kaçırır, ve bu suç mahkeme huzurunda evlenme ile suç olmaktan çıkardı. Bu vakaların yavaş yavaş tarihe karışmakta olduğunu dü- şünmek iktiza eden zamanımız, acayib bir zaman olduğu için midir, bilinmez, mahiyet itibariyle bir, fakat kaçıran ve kaçırılan bakımından başka bir vakayı kaydetmemize imkân vermiştir: Şikagoda bir kadm, bir avukatı, ken- disi ile evlenmeğe icbar etmek kasdiyle, altı şerikinin de yardım ile dağa kal- dırmıştır. A ue gee ada İspanya sınırlarının kontrolü işinde bunun İspanya - Fransa kısmına baş mürakib olarak tayin edilen Danimarka albayı Duhnn'un, Fransa ordusu Pirene kıtalarında staj görmüş bir topçu ve ayni zamanda hukuk doktoru olduğunu gazeteler haber veriyorlar. Askerlik, topçuluk, hukukçuluk ve fazla olarak da Pirene dağları hakkında bilgi ve nihayet, bitaraflık.... Bir insan- da bütün bunlar bulunduktan sonra İs- panya sınırlarını kontrol gibi ince bir işte dahi muvaffak olacağı kabul edil- mek lâzım gelmez mi? 75 senedenberi uyuyan kadın il tunlarına alan bir ingiliz gazetesi Bettina Pieri adında bir kadının 75 yıldanberi, pek nadir u- yanarak, tekrar uyuduğunu bildiriyor. On beş yaşında iken uyku hastalığına tutulan bu kadıncağızın her uyanışında akli melekelerine sahib olduğu görül- müştür. Aklı başında olduğu halde kadının uykudan vaz geçmemesinin sebebi, bel- ki de, etrafına bakmıp dünyanm ne hal- de bulunduğunu gördükten sonra uy- kuyu uyanıklığa tercih etmesindedir. hemiyet vermişti. Evelce yazdığımta gibi, plânörcü ve paraşütçü öğretmen. leri de yetiştirilmişti. Bu öğretmenler tahsillerini İnönündeki plânörcülük mektebinde bitirmişlerdir. 6 öğretmen pilottan mürekkeb olan diğer bir grup ise tahsillerini Sovyet Rusya'daki Koles tebel plânörcülük mektebinde ve Ossü« aviyahim teşkilâtının Kosaref adiyle &« nılan ve pilot Öğretmenlere mahsus merkez hava kulübünde yapmışlardıt, Bu grup şimdiki halde kendi ilttisasla« rını arttırmakla meşguldürler. Bunla« rın talimlerinden maksat Türkiyede tatbik edilen bütün tayyareler üzerife de tetkikat yapmaktır. Bu grupun üg ay için tanzim, edilmiş olan nazari ve ameli programı bitmek üzere bulunü« yor. Programın nazari kısmına yeni tip tayyare ve motörlerin tetkiki de dahildir. Bununla beraber gerek aerodinamik ve gerekse seyrüsefere de büyük bir e« hemiyet verilmektedir. Bu öğretmen pilotlar Sovyet Rusyada iyi yetişmiş olduklarından dolayı dersleri âyi kav« ramaktadırlar. Öğrtemenler daha şinta diden iki yeni tayyare tipi tetkik ede« rek pilotaj hususunda yüksek bir tek« nik göstermişlerdir. Aynı zamanda bu öğretmenler plânörcülükle de meşgula dürler. En iyi öğretmenler Ferit Ors bay ve Âli Yrldız geçen yaz İnönü kamıpında milli rekorlar tesis etmişler« di. Ferit Orbay plânörle kalkış nokta«< sından 3600 metre irtifa almış, Âli Yıls dız havada 14 saat 35 dakika kalmışa tır. Türkkuşunun yetiştirmiş — olduğu bu grupun diğer öğretmenleri de iyl türk pilotları olarak telâkki edilir. İne önü plânörcülük mektebinde çalışart Tevfik Aytan birinci-olarak talebeleris ni yelken uçuşlarına geçirmiş ve ken« disi 9 sant 20 dakika havada kalmak su« retiyle ikinciliği kazanmıştır. Bütün bü grup tahsillerini bitirdike ten sonta Ankarada açılacak olan mer« kez Hava kulübünde mesuliyteli vazi« feler alataklardır. e .e Türkofis reis vekilliği Atinada toplanacak olan Balkan an., tantı iktisadi konseyine giden Türko«s fis reisi B. Burhan Zihninin otada bu« lunduğu müddetçe kendisine teftiş he« yeti reisi B. Hüsnü Yaman vekillik e« decektir. Seçimleriçin defterler İstanbul, (Telefonla) — Belediye mebus ve belediye seçimlerine iştirâk edecek vatandaşların isimlerinde karte şıklığa meydahn verdmemek için munşı- zam bir defter hazırlanmasını tamim etti. ——— |——HTı"A_"| aa ananeaeeaneeieeneeemüenaaane| Dün yurdun bir çok P . yerlerinde yağışlı geçti Dün şehrirmizde hava umumiyetle hafif bulutlu geçmiş ve en yüksek sı- caklık antak 18 dereceye kadar çıkmiş- tır. Meteoroloji işleri umum müdürlü- ğünden verilen malümata göre dün Ka« radeniz kıyıları Doğu Anadolu yeryer yağışlı geçmiştir. Yağış doğu Anadolu- sunda kar, Karadeniz kıyılarında yağ- » mür şeklinde olmuştur. En düşük sı« caklık sıfırın altında olmak üzere Kas« tamonuda 3, Sıvas ve Karsta 4, Erzu- rümda 8 derecedir. En yüksek suhunet« ler sıfırın üstünde olmak üzere An- talyada 19, Silifkede 20, Dörtyolda 21, Adanada 22 derecedi..

Bu sayıdan diğer sayfalar: