16 Mart 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

16 Mart 1937 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——— 16-3- 1937 Düsünüşler Halkevleri neşriyatı Halkevimizin değerli başkanı Fe- rid Celâl, bize, Ankara Halkevinin son zamanlarda neşretmiş olduğu altı cild eserden mürekkeb güzel bir kolleksiyon hediye etti. Doktor Münib Hayri'nin “Lozan,, m hukuki bakım- dan kısa ve veciz izahını yapan bro- şürü, Hamid Zübeyr Koşay'ın ar- şiv hakkında kısa ve faydalı malü- mat veren kitabı, Remzi Oğuz'un “Türkiyede 1935 yılında arkeoloji iş- leri,, ni hülâsa eden ve buluntular hakkında resimlerle etraflı izahat ve- ren eseri, Macar musiki âlimi Bela Bartok'un halk ve köy musikisi hak- kında memleketimizde verdiği kon- feransları bir arada toplıyan kitap gibi cidden faydalı mevzuları işleyen bu eserlerin basılması imkânını ha- zırlamış olan Halkevimizin bu teşeb- büsünü şükranla anmalıyız. Güzel kapaklar içinde çok itinalı bir şekilde basılmış olan bu kitablar hakında teknik bakımdan bir kusur bulmak güçtür. Ancak biz burada dikkatimize çarpan bir nokta üze- rinde durmak istiyoruz: Kitabların hiç birinin üzerinde fiyat yoktur, ve bu yüzden de eserleri her hangi bir kitabcıdan tedarik etmek imkânını bulamazsınız. Yalnız Ankara Halkevi değil, bü- ün halkevlerimiz, neşriyatlarını tiyacı olanlara parasız dağıtmak ü- zere bastırmaktadırlar. Parasız kitab, ilk bakışta bir ideal gil ünebilir. Ancak bu u- iraz — götürmez sulün bazı mahzurlar taşıdığını da ilâve edelim. Bir kitabın parasız dağıtılmasına aleyhtar değiliz. Kabil olsa, tahsil ça- ğında bulunup - büdceleri istedikleri kadar kitab almaya yetecek derecede geniş olmayanların hepsine ihtiyaç- ları olan bütün kitabların parasız ve- rilmesini isterdik. Fakat bir de, kita- bın yayılma cephesi var ki, bizi dü- şündüren nokta da budur. Halkevleri, bastırdıkları eserleri dağıtırken, hiç şüphesiz hatırlarına her şeyden önce devlet daireleri ge- lecektir. Her hangi bir ilmi veya mes- leki mevzu üzerinden yazılmış kita- bın kimleri alâkadar edeceğini bil- mek ve onları bulup kendilerine ki- tab vermek pratik bakımdan imkân- sız bir iştir. Şu halde kitab, bir yandan ona hiç lüzumu olmayanların masasında Uyurken, bir yandan da asıl o kitabı okumak ihtiyacında bulunanlar, hat- tâ neşrinden bile habersiz. kalacak- lardır. Her şeyden önce basılan kitabı - paralı veya parasız - bulmak ve te- darik etmek imkânı mevcud olmalı- dır. Bu imkân mevcud olmadıkça, bir kitabın basılmış olmasından beklenen faydalar mahdut kalmaya mahküm- dur. Memleket içinde ve dışında, bazı kitabcılar, müşterilerinin arzularını yerine getirmek için, neşriyatlarından gönderilmesi hususunda halkevimize müracaat etmişler, fakat para ile kitab satılmaması yüzünden, bu is- teklerin yerine getirilmesine imkân bulunamamıştır. Alıcısı mahdut bulunduğu - için, her şeyden önce kazancı düşünen ki- tabcılarımız tarafından basılmaya mahküm bulunan kıymetli eserlerin halkevlerimizin himmetiyle milli kü- tüphanemize kazandırılması çok de- ğerli bir teşebbüstür. Biz, sadece bu teşebbüsün azami faydayı temin et mesi için bir mülâhazamızı kaydet- tik. Para ile satılacak nüshalar tuta- rının, emeklerine karşılık şimdi ken- dilerine hiç bir şey verilmeyen müel- liflere telif hakkı olarak ödenmesi de ayrı bir fayda teşkil edecektir. YAŞAR NABİ Şuşnig peşteye gidiyor | Viyana, 15 (A.A.) — Başbakan B. Şuşnig'in perşembe günü Başvekil Da- ranyi'yi ziyaret için Budapeşteye gide- ceği resmen bildiriliyor. Başbakan Ro- maya paskalyadan sonra gidecektir. Fakat seyahat tarihi henüz tesbit edil- memiştir. Kafkas federasyonu dağılmış sayılıyor Moskova, 15 (A.A.) — Azerbaycan cumhuriyetinin dokuzuncu Sovyetler fevkalâde kongresi cumhuriyetin ana- yasasınını ittifakla kabul etmiştir. Sovyetler birliği anayasasına ğöre, Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan cumhuriyetleri doğrudan doğruya Sov- yetler birliğine girdiği için, Kafkas federasyonunun ve buna bağlı teşekküllerin tarihi vazifelerini tamam- lıyarak dağılmış sayılmasına karar ver- miştir. kongre, B. Ruzvelt Enternasyonal bir barış plânı verecek Nevyork, 15 (Radyo) — Nevyork - Taymis gazetesine göre Amerika hü- kümeti, silâhların azaltılmasiyle alâka- lr bir barış plânı teklif etmek için bir fırsat kollamaktadır. Bu gazete, tanınmış bir çok devlet adamlarının B. Ruzvelt'in Avrupaya enternasyonal bir barış plânı teklif et- mesinin daima imkân içinde olduğunu söylediklerini yazmaktadır. B. Ruzvelt tam bir silâhsızlanma de- ğil, fakat tatbik edilmekte olan silâh- anma programlarının değiştirilmesini teklif edecektir. B. Behcet Uz geldi İzmir belediye reisi Dr. Behçet Uz şehrimize gelmiştir. Dr. Uz 9 eylül en- ternasyonal fuvarı işleri için alâkalı makamlarla temaslarda bulunacaktır. ULUS Daladiye'nin nutku 40 milyon nereye harcanacak Fransız Müdafaa Bakanı B. Daladiye Paris, 15 (Radyo) — Bay Daladiye , dün akşam, radyoda milli müdafaa ö- düncünün lehinde bir nutuk söylemiş- tir. B. Daladiye, bu paranın yalnız mil- W müdafaaya harcanacağını ve bunun on ay içinde on buçuk milyar franga varacağını, bunun yüzde yirmi altısının hava kuvvetlerine, yüzde yirmi sekizi- nin donanmaya ve yüzde kırkaltısının da orduya ayrılacağını söylemiştir. Bu harcanacak paranın bir çok fran- sız nesillerini garanti altına almak ga- yesiyle yapıldığını söyliyen B. Daladi- ye, bu hazırlığın haklı olduğuna bir belge olarak alman silâhlanmasını gös- termiştir. Bakan demiştir ki: “— Ren'i askerlik dışı bölge olmak- tan çıkaran Almanyanın bugün bir mil- yonluktan fazla bir ordusu vardır. Do- nanması yeniden doğuyor. Tank ve tayyare kuvvetleri azımsanamaz. Sov- 1.300.000 kişilik hazır bir ordusu, binlerce tankı, tayya- resi vardır. Küçükanlaşma, devamlı bir silâhlanma halindedir. İngilterenin ko- yet Rusyanın elinde runmasına harcayacağı para, beş senede 160 milyar frangı buluyor. Hattâ İsviç- re bile silâhlanmaktadır. Ordumuzu yükseltmek, landırmak, şimal ve Jura hududlarımı- zı da, şark hududlarımız gibi garanti ai- tına almak istiyoruz. Havalarımız için kuvvetli tayyare filoları, sömürgeleri- mizi korumak için kuvvetli donanma lâzımdır.” B. Daladiye sözlerini şöyle bitirmiş- tir: “— İç ödüncün başarı ile kapan- ması, herkes tarafından sayılan bir Fransanın, bütün fransızların kalbini her zaman ayni ahenk ile çarptırmış o- lan adâlet ve mantık idealini koruyabil- mesi için lüzumludur.” onu cihaz- B. Antonesko yarın geliyor (Başı 1. inci sayfada) maslar serisine giren Ankara ziyareti, bu suretle bir nezaket gösterişi ve iki memleketi bağlıyan sıkı dostluğun bir perkişmesi mahiyetini almaktadır. Bu ziyarette husust müzakere mevzuları a- ramak güçtür. Romanya ve Türkiye a- rasında halledilecek anlaşılmadık hiç bir mesele yoktur. Bu iki memleketin en- ternasyonal sahadaki işbirliği daima a- henkli olmuştur. Bu dostluk hiç bir za- man yalanlanmamıştır. Türkiye, balkan antantında, kıymetli dış bakanı Tevfik Rüştü Aras vasıtasiyle, barışın organi- zasyonuna içten yardım ettiği ve Anka- radan, kurulmuş nizam lehinde ve hu- dudların değişmesi aleyhinde kati söz- ler söylenmiştir. Cenevrede, Romanya ve Türkiye delegeleri daima bir olmuşlar ve zorluklarda karşılrklı biribirlerine yardım etmesini bilmişlerdir. Son İs. kenderun işi dolayısiyle B. Antonesko tarafından yapılan müsbet hareket, uz- laştırıcı rolü BB. Delbos ve Rüştü Aras arasındaki samimi demarşları türk dost- larımız tarafından ehemiyetle takdir e- dilmiştir. Montröde Türkiye mümessi. li tarafından verilen teminat bizde ay. B. Antoneskonun ziyareti karışıklıklarla dolu şu devrede nı aksi bulmuştur. bu kadar değişik manzara gösteren en- ternasyonal vaziyetin müzakeresi için en iyi bir vesile olacaktır. Küçük an- tantın Belgrad konferansı arifesinde bu temas, biribirine bu kadar sıkı bir surette bağlı olan iki barış teşekkülü- nün yapacakları işleri telif için hususi bir ehemiyet göstermektedir.,, İstanbul'da merasim İstanbul (Telefonla) — Yarın İstan- bula gelecek olan Romen hariciye na- zırı ile yanındaki zatları rıhtımda vali, İstanbul kumandanı, emniyet direktörü ve dış bakanımız adına husust kalem direktörü Refik Amir tarafından karşı- lanacaklar, askeri kıta selâm Tresmini yapacaktır. Misafirler Parapalâsta din- lendikten sonra akşam eksprese bağla. nacak hususit vagonla Ankaraya gele- ceklerdir. İstasyonda askeri tören ya- pılacaktır. İngilterenin hava büdcesi . Londra, 15 (A.A.) — B. Sassoon Avam Kamarasına hava büdcesini ve- rirken, büdcenin bu seneye nazaran 36 milyon bir fazlalıkla 82 milyon 500 bin ingiliz lirasına yükseldiğini bildirerek demiştir ki : “ — 1936 da hava servisi için 11 bin kişi almağı düşündük. - Projeleri- miz tamamen yerine gelmiştir. Önü- müzdeki sene içinde 1175 pilot yetiş- tirmek niyetindeyiz.” B. Sassoon, tayyarelere konulmak i- çin iki yeni top tipinin kabul edildiği. ni bildirmiıtir . *“İran seyahatine devam etmek için baş vurduğum vagonlinin Bağdad mü- messili; — Sir, dedi. İran yolu kapalı.,, — Son Posta'danm “Sir krallara hitab edilirken kul- lanrlan kelimedir. bir de İngilizcenin “sir,, şeklinde yazılan fakat “sör,, oku« nan, aşağı yukarı “bay,, yerinde kulla« nılan sözü vardır. Muharrir, bu kelime- yi kasdediyor. Fakat onu bu şekilde yaza ması iltibasa yol açmaktadır. Hem mu- hatabı her halde “sir” dedikten sonra, diğer kelimeleri türkçe söylemedi. Bu sözleri türkçeye çeviren muharrir, baş- daki kelimeyi de “bay,, demeliydi. Bir de “vagonli,, yerie ne “yataklı vagonlar,, dememek için ne sebeb vardır? l türkçeleştirmeli ve * Bir karikatür altı — Eğer uslu oturmazsan sana reçel vermem. — Peşin şu reçeli tadayım bir defa. — Son Telgrafdan Ne dersiniz bir “mori,, si eksik de« ğilmi? * “İzmirden gönderdiğiniz mektup nazara alınmıştır.,, ı — Açık Söz'den — Nazar değmek, nazara uğramak bi« zim bildiğimiz başka bir manada kulla- nılır. Muharrir, “Nazarı itibara,, terkibla ni bozarak yalnız “nazara,, demekle ya« nılmış, Madem ki bu terkibi kullan« mak istemiyordu, sadece “itibara alın« mıştır.,, demeliydi. “nazarı dikkat,, ye« rine yalnız “dikkat,, dediğimiz gibi. B. Musolini Bingazide Roma, 15 (A.A.) — Bingazide B. Mu« soliniye parlak bir karşılama töreni ya« pılmıştır. Duçe belediyenin balkonunda yerlilere bir söylev vererek Habeşistan harbı sırasında kantlandıkları fedakâr« lıklardan dolayı kendilerine teşekkür etmiştir. | Eski Fransa hava nazırı- ve hava kuvvetleri müfettişi general Dönen bugün Bingazide B. Musolini tarafın« dan kabul edilmiştir. Ölüm Ankara otomatik telefon santralı meurlarından B. İhsanın eşi tutulduğu hastalıktan kurtulamıyarak genç yaşın- da ölmüştür. Yakınlarına başsağı diler acılarını paylaşırız. Hasta Bakıcı Aranıyor Sağlık yurdu Sıhhat Vekâletinden vesikalı bir hasta bakıcı veya ebe aid- 1—1071 maktadır. geee Tefrika No:12 Eügenie Grandet z Yazan: Honor& de Balzac Nasuhi Berri'de, Anjou'da bir genç kız evlenece- ği zaman, ailesi veya güveyin ailesi ona bir çıkın verirler ki içinde, servete göre, on iki tane veya on iki düzine ve yahut bin iki yüz tane altın veya gümüş para vardır. En fakir çoban kızı, kocaman beş santimlik paralar- dan mürekkeb olsa dahi, düzinesiz evlen- meğe razı olmaz. Issoudun'de hâlâ, zengin bir adamın kızına verilmiş olan ve içinde yüz kırk dört tane Portekiz altını bulunan bir düzineden bahsedebilir. Catherine de Medicis'in amucası papa yedinci Clöment 0- nu ikinci Henri ile evlendirir iken kendisine en yüksek değerde bir düzine altın madal- ya vermisti. Türkçeye çeviren: Baydar Akşam yemeğinde baba, kızını yeni bir 9 elbise ile her zamankinden güzel gördüğüne sevinerek: — Mademki bugün Eugönie'nin doğduğu gündür, ateş yakalım, uğur getirir, dedi. Koca Nanon, bir kazın, bu fıçıcılar süğ- lünün artıklarını getirip masanın üzerine koyarken söze karıştı: — Madmazel bu sene içinde evlenecektir, bu muhakkak... Madam Grandet, korka korka kocasına bakarak ve bu suretle de nasıl bir izdivaç esareti içinde bulunduğunu anlatarak: — Saumur'de ona lâyık bir koca göremi- yorum, cevabını verdi. Grandet kızını seyrettikten sonra, neşeli, bağırdı: — Çocuk bugün yirmi üç yaşmna girdi. O- nunla meşgul olma zamanı artık yaklaşıyor. Eugönie ile anası, manalı bir tarzda ba- kıştılar. ,, Madam Grandet kuru ve zayıf, bir ayva gibi sapsarı, beceriksiz, lâgar, tahakküm e- dilmek için halkedilmiş kadınlardan biri idi. Kalın kemikleri, kocaman bir burnu, büyük bir alnı, kocaman gözleri vardı, ve ilk bakış- ta, ne tadı ve fe de suyu olmıyan gevşek et- li meyvelerle müphem bir benzeiyş arzedi- yordu. Dişleri kara ve seyrek, ağzı buruşuk, çenesi pabuç denilen şekilde idi. Mükemmel bir kadın, hakiki bir la Bertelliğre idi o... Papas Cruchot ona vaktiyle hiç de fena ol- madığını söyler ve kadıncağız da bu sözlere inanırdı. Meleklere mahsus bir tatlılık, ço- cuklar tarafından tazib olunan bir böcek tes- limiyeti, nadir bir dindarlık, bozulmaz - bir ruh muvazenesi, iyi kalblilik ona herkesi a- cındırır ve hürmet ettirirdi. Kocası ona ufak tefek masrafları için hiç bir zaman bir defa- da altı franktan fazla vermezdi. Getirdiği drahoma ve miraslarla Mösyö Grandet'ye üç yüz bin franktan fazla para temin etmiş olan bu, zahiren zengin kadın, maruz bulun- duğu tâbiiyete, âdeta kulluğa karşı isyan et- memekle beraber bundan dolayı kendini öy- le hakir hissetmişti ki noter Cruchot'nun imzaya getirdiği senedlere dair ondan ne bir şey sormuş ve ne de on para istemişti. Bu budalaca ve gizli gurur, Grandet tarafından hiç bir zaman sezilmemiş ve daima zedelen- miş olan ruh asaleti bu kadının hareketleri- ne hâkim olmuştu. Madam Grandet, değişmez surette levan- tin denilen kumaştan yaptığı yeşilimsi elbi- sesini bir sene giymeğe kendini alıştırmıştı;| beyaz pamukludan geniş bir atkı ve dıkış'li bir hasır şapka taşırdı. Siyah taftadan bir önlüğü de belinden hiç eksik etmezdi. Ev« den az çıktığı için az kundura eskitirdi. Hu- lâsa, kendisi için hiç bir şey istemezdi. Bun« dan dolayı da Grandet, karısına altı frank vereli epeyi zaman geçmiş olduğunu hatır- lıyarak vicdan azabı duyar ve her sene mah-< sulünü satarken ona hediye alacağını ileri sürerek pazarlığa girişirdi. Üzüm mahsulü- nü satın alan Hollandalı veya Belçikalının bu sebeble verdiği dört beş altın, Madam Gran- det'nin yıllık gelirinin esasını teşkil ederdi. Fakat kadın bu dört beş altını alır almaz ko- cası ona, keseleri vermiş gibi, ekseriya: — Bana borç verecek birkaç paran var mı? diye sorardı. Ve zavallı kadın da, günah çı- karttığı papas tarafından kendisine daima sahib ve hâkimi olarak tanıtılan bir adamın arzularını yerine getirmekle saadet duyar ve eline geçmiş bulunan paradan bir kısmını ona kışın iade ederdi, (Sonu var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: