31 Ağustos 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A V M b ğ UL US ı 31-8-1938 31 Dumlupınar'da şehit asker mezarı başında ( Başı 1. inci sa'y!ada ) “İstiklâl savaşı ve Atatürk,, Kolordu komutanı general Tevfik Özem'in asker, gençlik ve halk kıtala- rını teftişinden sonra törene İstiklâl Marşı ile ve 21 merasim topu atılarak başlandı. Ordu adıma genç bir subay, gençlik adına Ankara hukuk fakültesinden Hayri Aksoy ve İstanbul üniversite- sinden Ekrem Yiğit, halk adına da afyonlu İhsan Açıkgöz heyecanlı söy- levler verdiler ve çok alkışlandılar. Müteakiben törende Cümhuriyet Halk Partisi ve halkevlerini temsil e- den Sinop Mebusu Cevdet Kerim İnce dayı kürsüye çıkarak sıksık alkışlarla kesilen ve umumi bir coşkunluk veren şu nutku söyledi : B. Cevdet Kerim İncedayı- nın nutku “Muhterem yurttaşlar, Çok asırlardanberi dünya durumun- da mühim rol oynıyan muazzam bir hâdise on altı sene evelbugün burada türk eliyle cihan tarihine yazıldı. Dünya tarihi kim bilir daha kaç asır bundan üstün, bund. li bir hâ- dise kaydetmiyecektir. Bu hadise türk kudretinin, türkün ve intikamımın, türk benliginin eseri olan 30 Ağustos zaferidir, kardeşler, biz yetyüzünün en eski bir milleti, en üstün bir ırkı- yız. Tabiatın emeği sadece arzı yarat- makta, beşeriyete vücut verip yer yü- züne serpip bırakmaktadır. Bu haki- kati arayıp meydana çıkaran, bugünkü medeniyete esas ve hız veren biziz. Yeryüzü her şeyiyle daha bir kışır ha- linde iken kafası dinamosu, dişi, tırna- ğı, kolu ve bacağı olan ecdadımız, Asya denen kaynağında, ilk medeniye- ti kurdu, Her sahada, her vasıl olduğu hududun dışında bir âlem arıyan coş- kunluk ve,hızla her tarafa akınlariyle dünyayı doldurdu. Arzın coğrafyası- nı çizdi. Beşeriyeti kovuklardan ür- küttü. Ona insan adını taktı. Tarih de- nen ilim vasıl olabildiği mepdeden bu- güne kadar bunu böyle kaydediyor. Daha ilerisine gelince ondan ötesinde türk varmış deyip bırakıyor. Asırlar geçtikçe akınlar, emekler, savaşlar gücünü azaltıyor, uyananlar ürküyor, korkuyor, mukavemet için birleşiyor, teşkilâtlanıyor. Asırlar daha geçiyor. Bin bir tesir- le idare cihazı da, bozuluyor, baş olan- ların ahlâk ve karakteri de değişiyor. Bu muazzam mazi ve haşmetten sonra yeryüzünün ana bir milleti olan türk- ün bahtı bu suretle kararıyor, Nihayet bundan 22 sene evel bütün hayat ve mukadderatı Çanakkale — açıklarında Mondros denen ada önünde bir gemi- ye girecek kadar küçülüyor ve daha sonra, kurduğu bu medeniyet — âlemi içinde, kendisine en ufak bir hak bile tanınmıyor. Coğrafyasını çizdiği bu arz üzerinde ona sanki bir parça yer de çok görülüyor , İşte biz o muhteşem devirlerden sonra düştüğümüz mihnetli, felâketi, iztirap günlerinin ferdasında 30 Ağus- tos 1922 de Başkumandan meydan mu harebesi zaferini yapıyor ve yeniden hayata çıkıyoruz. Bir el, tarihi sanki bir manivelâ ile çevirmiş gibi, hâdisa- tın çarhını çeviriyor ve bu korkunç cereyana birden yepyeni ve ileri bir istikamet veriyor. ürk olmak” Vatandaşlar, Bunu yapabilmek için bir tek esas ve varlık lâzımdır. “Türk olmak,, işte bugün şu anda 17 milyonluk bir mille- tin türküm diyen her insanın bir vü- cut gibi fahr ile, gurur ve heyecan ile kutladığı zafer bayramı budur, Yurt- taşlar, şimdi size kısaca, bu cihanşü- mul hâdisenin o gün nasıl cereyan et- tiğini arzediyorum : Türk kahramanlığı — Dumlıpınar'a 25 ağustos akşamına xadar — bıriktiği Afyon dağlarının arkalarındaki dere- lerden 26 sabahı seller gibi taşarak yolcu olmuştu. rlasmını saptedücinez sayılan müstahkem ve çetin mevzile- rinden çelik ordulariyle iki gün ıçin- de perişan eden büyük Başkumandan, 29 agustos akşamına kadar Atyon be- lediyesindeki karargâhında mutecakip safhaları tanzim ve idare ederek yük- sek dehasiyle bu vaziyeti — hazırladı. 29-30 gecesi © aldığı Traporlardan hasım ordusunun aksamı asliyesinin ımhasının tahakkuk etmekte olduğu- nu gördü ve geceden icabeden yeni e- mirlerini de verdi. 30 Ağustos sabahı gün doğarken cephenin umumi vaziyetini idare için garp cephesi kumandanı İnönü'nü Afyon'da tavzif, Genel Kurmay Baş- kanı Mareşal Fevzi Çakmak'ı da imha çemberinin şimal ve garbindeki ku- vetleri sevk ve idareye memur etti. Kendileri de iyi neticeyi alacak ve ci ordu mıntakasına hareket buyur- dular. Saat 9 da muharebe meydanına geldikleri vakit vaziyet şöyle idi. Arazi üzerinde izahlar Cevdet Kerim İncedayı, arazi üze- rinde iki tarafın durumunu tafsilâtiy- le'anlattı ve sonra sözüne devam ede- rek dedi ki ; “Derhal kuşatmayı darlaştırmak ve imha edici bir taarruza geçmek emrini verdiler. Akşama kadar çok sert ve çetin bir savaş devam etti. Hasım or- dusu her çarptığı istikametin tıkan- mış, sökülmez bir kale olduğunu, gö- rüyor, çırpınıp duruyordu. Kahraman subay ve erlerimiz görülmemiş bir şe- caatle fasılâsız saldırıyor, her yıkılıp şehit olanın kudret ve kuveti sağ kala- nınkine katılıyordu. Akşam güneşin batmasına bir saat kala devlet kurmak ve milleti idare et- mekte olduğu kadar askerlik sanatın- da da en büyük üstad olan Atatürk, meydan muharebesini karanlıklara bı- rakmadan tam neticeyi almak âazminde olduğu için, bütün toplar, makineli tü- fenkler açığa sürüldü. Top, tüfenk sesleri hudutları devamlı bir uğultu i- çinde bırakıyor, şarapneller sonsuz bir şimşek silsilesi gibi çakıyordu. Bu sırada bütün milletin iradesini kendinde toplıyan o büyük baş, ileri hatlara fırladı, hücum emrini verdi. Tam gün kararmıştı ki, düşman mev- zilerinde birden bire çatıraı koptu ve biraz sonra her ses kesildi. Bu mesut olduğu kadar hazin karanlık ve sükü- net içinde yalnız bir şey duyuluyor ve görülüyordu; “Türk neferlerinin çelik hışıltıları ve türk süngüleriyle yıldızlaşmış ve yere yaklaşmış bir se- ma.,, İşte 30 Ağustos Başkumandan mey- dan muharebesi, Yurttaşlar Biz burada muayyen bir kısım ordu- sunu mağlüp etmedik, biz, burada, bir daha dirilmiyecek şekilde ve bir ordu halinde teşahhüs etmiş, bizi yok etmi- ye matuf dünya husumetini mağlup ettik. Düşmanlara cesaret ve kuvet ve- ren saltanat ve hilâfet idaresini bütün kötülükleriyle tekmeledik. Bu zaferi, istiklâl ve inkilâbimızın temel ve kays nağı yaptık. Yepyeni ve en ileri bir millet olarak bu sayede yeniden haya- ta erdik. El sürülmez, kötü gözle ba- kılmaz bir vatan sınırını bu sayede çizdik. Binbir fedakârlığın mahsulü olan bu zaferle gıpta edilir bir cemi- yet olduk, Bu zafer, bizim aziz cüm- huriyetimizin mayasıdır. Bizim sevin- cimiz burldandır. Ancak, bunun için bayram ediyoruz. Ey âziz şehit, türkün her şeyden â- ziz bildiği istiklâle kavuştuğu gün, mağrur yaşamıya, sevilir ve sayılır ol- mıya başladığı 30 ağustos senin de gü- nündür. Tarih boyunca eşi olmıyan bu gün, cihan tarihine senin al kanınla yazıldı. Yüce şehit, belli asker, türk askeri Mehmet, her ana, her baba evlâdım di- ye seni biliyor. Seni bağrına basıyor. Kız, erkek her genç seni kardeş bili- yor. Seninle öğünüyor. Sen türk kah- ramanlığının, türk değerinin remzi- sin. Yaşasın yaşıyan ölü, cismin aziz türk topraklarında, ruhun temiz türk gönüllerinde, Mutlu ölü, büyük ordu bir istiklâl ve inkilâp müessesesi olan C.H.P. mil- li programında seni türk istiklâl ve inkilâbının ve cümhüriyetinin kolla- yıcı ve koruyucusu diye öğüyor ve ö- ğünüyor. Her şeye lâyik olan kahra- Yeni askeri sanatkâarlar Askeri fabrikalar umum n a sa müdürlüğünde birfören yapıldı Askeri fabrikalar umum müdürlü - ğü emrinde iki senelik staj müddetle- rini ikmal eden 23 askeri sanatkâr ve 34 sanatkâr gedikli orduya iltihak et - miştir. Bu münasebetle dün saat 10 da askeri fabrikalar umum müdürlü- ğünde bir tören yapılmıştır. 'Törene saat tam 10 da istiklâl mar- şiyle başlanmış ve bundan sonra albay Rıza Yavuzalp tarafından mezun tale- beye hitaben kısa fakat beliğ bir söy- lev verilmiş sonra mezun gençlerden birisi buna heyecanlı bir cevap ver- miştir. Bu hitabe bulunanlar tarafın - dan alkışlanmış ve sonra albay Rıza Yavuzalp tarafından gençlere diplo - malrı tevzi edilmiştir. Subay ve dâvet- liler bahçede hazırlanmış olan büfede izaz edilmiştir. Samimi bir hava ve sevinç merasime nihayet verilmiştir. içinde Üniversite ikmal imtihanları Üniversite fen fakültesinin ikmal imtihanlarına 15 eylülde başl k Genç subaylar (Başı 1. inci sayfada) Dün, bu şeref toplantısını ve ora- da kaynaşan 1050 genç subayın ateşli gözleriyle, sırmalı omuzlarını seyre- denler için ihtiyar bir şairin “orduyu hümayunda bir şair” manzumesinin : Nedir şu meşceri ebdân, şu kühsarı hadit Gibi mısraları ne kadar sönük, ne kadar mânasız kalmıştır! Orada 1050 Atatürk çocuğunun ordunun şerefli kucağına birer kahra- man, bir komutan vakariyle nasıl atıl- dıklarını gördüğünüz zaman gözleri - niz vatanı çevreliyen sınırların açılmu sedler olduğıını bin elli defa daha i- ünüz bu cennet tandı huzur ve iyet içinde y bin elli defa daha bel bağlamıştır. Dün, 30 ağustos, vatan kurtuluşu- na ve türk inkılâbına unutulmaz bir bayram günü katan Başkumandan Meydan Muharebesinin yıldönümü idi. Bu büyük bayram gününde Harp Oku- lunda genç subayların andiçtiklerini duyduğ geçit yaptıklarını ve dip- loma aldıklarını sördüğünüz va'rit ina- niyordunuz ki bir gün içinde vatan ta- rihine 1050 (30 ağustos) daha yazıla- bilir. G teshind drğ tır. Üniversitenin bütün fakültelerinde ikmal imtihanları eylülün nihayetine kadar ikmal edilmiş olacaktır. cümhuriyet uğruna canımı fedadan çekinmiveceğime, namıtsum Üzerine andicivorum.,, Bu büyük andı bölük bölük - tek - rarlıyanlar, günün birinde ve her gün bu gönülden gelen sözü yerine geti - man ordu, sana sönmez sevgi ve saygı- lar sunuyoruz. Atatürk, Çocuk, genç, ihtiyar, kadın, erkek gönüllerimizin bütün saffet ve heye- caniyle Dumlupınar'da büyük — eseri- nin huzurundayız. Her yanımız gazi- lerin hatıralariyle, âziz şehitlerin mu- kaddes ruhlariyle çevrilmiş olarak ga- na sonsuz bağlılık ve tazimlerimizi su- nuyoruz. Sağol... Merasim âmirinin nutku Bundan sonra merasim âmiri gene- ral Tevfik Özem, ruhlu ve değerli söy- levini verdi. Hatipler, 16 sene evel bu- gün tören yapılan yerde ve bizzat ateş içinde harekâtı idare ederek savaşın kati neticesini istihsal eden büyük “Başbuğunadımır anarken alkış ve yaşa sesleri çevrede uzun ve heybetli âkis- ler yapıyor ufukları — çınlatıyordu. 'Topların dağları inleten gürleyişleri devam ederken, bir tayyare — filomuz da cevelânlar yaptı ve âbideye Büyük Millet Meclisi ve Başvekâlet, Cümhu- riyet Halk Partisi, vilâyetler ve bir çok müesseseler adına pek çok çelenk- ler konuldu. Abide, az zamanda göz a- lıcı çiçek yığınları içinde kalmıştı. As- keri kıtaların, yüksek tahsil gençliği- nin, izcilerin ve halk teşekküllerinin yaptıkları geçit resmi çok parlak ve muhteşem oldu. Halkın 30 Ağustosun büyük mübdii kahraman Başbuğa bağ- lılık hisleri ve minnet şükran duygu- ları telgrafla arzedildi. Tören bittik- ten sonra tarihi ve milli hislerin coş- kunluğu içinde Afyon'a —dönüldü, Tren harp sahalarını yararak gidiyor. Herkeste 16 sene evelki büyük vaka- lar, yeni olmuş gibi taze bir heyecan var. Sanki arz üzerinde kilometreler katedilerek değil de zaman içinde ge- riye gidilerek bir tarih yolculuğu ya- pılmıştır. Belediye, ordu vekâletler ve vilâ- yetlerden gelmiş olan heyetler şerefi- ne büyük bir akşam ziyafeti verecek- tir. Afyonkarahisar, bugünün akşamı- nı da heyecanla kutlamıya — hazırlan- maktadır. recek kudreti “damarlarındaki asil kanda” bulın ve büyük Başbuğ'un eş- siz tini hâki l alanlar değil miydi? Eğer saçınıza ak düşmüş- se ve eğer savaş boylarına dair olan hatıralarınız, üzerinden geçen yılların örttüğü küllerin altında kalmışsa bu tunç yüzlü delikanlıların erdiği maz - hariyete mutlaka, gıpta ile, imrenmiş- mizdir: Büyük Başbuğ'un millet ta- rihine armağan ettiği eşsiz bir zafer gününde sevinen ve omuzlarındaki sır- manın aksi sevimli gözlerinde gülen bu körpe subayların benzinde yarının Başbuğlarını görmüyor musunuz? — İcabında cümhuriyet uğruna ca- nrmı fedadan çekinmiyeceğime..... Her kelimesi söylenirken yeryüzünün titre- diği ve gök yüzünün sarsıldığı bu an- / dın içindeki “icab” 1 hazırlıyacak iç ve “dış düşmanı ebediyete kadar kendini ölümün, ateşin ve izmihlâlin uçurum - ları kenarında bilsin! Diplomasını eline alan genç ağız- lardan şu minnet dolu cümleyi duyu - yoruz : — Varol komutanım ! Genç asteğmen, eline ılınk ogun- düğün dipl her göze gö yen satırlarında bir gün, senden genç olanları da sana minnettar kılacak kahramanlık, yararlık vazifelerini bir tek noktası eksik olmamak şartiyle, yerine getirmeni buyuran emirler var.. Sen de varol; içine atıldığın kah - raman ordunun küçüklü büyüklü bü - tün kahramanları, bütün o kahraman- ların ve kahramanlığın başı büyük Başbuğunla beraber... Mürekkebi yeni kurumuş - diplo - malarınız, parıl parıl parlıyan sırma - larınızla okulun kurulduğu sırttan aşağı iner ve sevinç dolu gözlerinizi Çankaya sırtlarında dolaştırırken adı- “vatan” dediğiniz sevgili ananın nice kahramanlar yetiştirmiş kollarını boyunlarınıza dolanmış hissetmediniz mi? Bir türk şairi: Toprak, eğer uğrunda ölen varsa, vatandır. Diyordu. Öyleyse, dün siz geçit yaptıktan, andiçtikten diplomalarınızı İstanbul'da yapılan büyük tören İstanbul, 30 a. a. — Büyük kurtuluş zaferinin yıldönümü bayramı, bugün şehrimizde en candan tezahüratla kutlanmıştır. Bütün gazeteler, sayfalarını 30 a- ğustosun tarihf menakibine, doğur- duğu askeri ve siyasi neticelerin e- hemmiyetine ve bu büyük günün ya- ratıcısının tebciline hasretmişlerdir. Vali ve belediye reisi Üstündağ'ın başkanlığında bir heyet sabahleyin komutanlığa giderek orduyu tebrik etmiş ve komutan, muhtelif tebrikle- ri kabul ettikten sonra maiyetiyle be- raber Bayazıd Cümhuriyet meyda- nındaki merasim yerine gelmiştir. İstanbul komutanı burada topla- nan kıtaat ve mektepleri teftiş ettik- ten sonra en kıdemsiz bir subayın bü- yük zafere dair olan nutkuna ve halk namına irat olunan bir nutka cevap vermiştir. Nutuklardan sonra geçit resmi ya- pilmrşwe-merasim alayı, Divanyolu, Köprü, İstiklâl Câütesi yoliyle Tak- sim'e gelmiştir. Yolları dolüaran bü- yük halk kütleleri candan alkışlarta kahraman orduyu selâmlamıştır. Taksim meydanında âbide etrafın- da İstiklâl marşı söylendikten sonra âbideye müteaddit çelenkler konul- muş ve merasime son verilmiştir. Hava filolarımız uçuşlar yaparak merasime iştirâk etmişler ve öğle vakti Selimiye'den toplar atılmıştır. Gece fener alayları ve şenlikler ya- pılmış ve her tarafta halk tezahüratı devam etmiştir. YURTTA BÜYÜK BAYRAM çT İzmir’ci;i;i heyecanlı Ko tan &« iki zü tezahürler —«« ramı olmak münasebetiyle şehrimi: kara ve deniz nakil vasıtalarına dar baştan başa bayraklarla donatıl" mış ve süslenmiştir. Sabahleyin sus baylar büyük üniformalariyle saat $ den sekiz buçuğa kadar ve İlbay F-7 lr Güleç refakatinde mülki erkân, Parti, teşekküller, kurumlar, üye vt mümessilleri olduğu halde tam sekiz buçukta hi mevki £ eTi lığına giderek komutanın şahsiyetin- de kahraman türk ordusunu kutla- mışlardır. Törene saat 9.30 da komu- tanın Atatürk heykeli civarında bir- likleri teftişi ile başlanmıştır. Tef- tişten sonra İstiklâl marşı çalınmış ve marşı müteakip topçu taburundan teğmen Tevfik Tuna tarafından Baş- buğluk meydan savaşının tarihçesini K muhtevi bir söylev verilmiştir. Halk- evi tarafından şehrin muhtelif yerle- | rine konulan hoparlörlerle on binler- ce halk tarafından dinlenen bu söy- levde şahametin timsali olan kahra- man ordumuz ve onun Başbuğu yüce Önderimizin büyük dehâsı sitayişle yadedilmiş ve halkın candan gelen | yaşasın Atatürk, yaşasın ordu avaz- lariyle karşıl ş ve alkışl Büylev biter bitmez geçit resmi baş- lamışttı. Her adımı takdirlerle karşı- lanan bu geçi. sesminden sonra töre- ne son verilmiştir. .. sırada tayya- recilerimiz de uçmak suretiyta törene katılmışlardır. Öğle vakti kışla “xeya danında yirmi bir atım top atılmış- tır. Gece muazzam bir fener alayı ya- pılacaktır. Yer yer eğlenceler, mü- samereler tertip olunmuştur. Neşe ve sürur içinde bu mutlu günü kutla- yan halk bugünü yaratan Atatürk'e sonsuz saygı ve, bağlılıklarını sun- | İzmir, 30 aa. — Bugün zafer hîglu.n he k a n Mi ili a | şıkı maktadır. Memleketin her tarafında Z Uşak'ta Uşak, 30 aa. — Zafer ve tayyare bayramı geniş mikyasta coşkunluk- lar ve yeniliklerle tesit ediliyor. Şe- hirli, köylü bütün halk bayrama bü- yük bir sevinç ile iştirâk etmektedir. Uşak adına bir heyet Dumlupınar'a hareket etmiştir. Bugün askeri me- rasim ve sonra bir geçit resmi ve ge- ce de büyük bir fener alayı yapılmış- tır. Hava kurumu şubesi Uşak şehir ve köy çiftçilerinin hava kurumuna olan zahire teberrularının havacılık haftası içinde ikmal ede- cektir. Hamiyetli çiftçilerimizin hava kurumuna bu yıl yapacağı ve şube- nin temin edeceği yardım 500 bin ki- aldıktan sonra yeni çizmelerinizin te- masından yepyeni bir zevk alan rak için, bin elli kere daha vatanl lo tahmin ediliyor. Ül h “Erzincan'da Erzincan, 30 a.a, — Zafer bayramı (ha 4 binlerce halkın iştirâkiyle —kutlan- |tüzi dı. Merasimde en kıdemsiz ve en yük- (li k sek subaylar tarafından verilen nu- (küçi tuklar hararetli alkışlara mazhar ol- İebil du. Gece orduevinde bir aile toplan- Ruıı tısı yapılmıştır. Caddelerde fener a- İer laylariyle bayram tesit edilecektir. çül Tekirdağ'da zi 'Tekirdağ, 30 a. a. — Zafer bayramı (*& £ canlı bir törenle kutlanmıştır. Gü- i diyebilirsiniz. Gençler, siz, bütün bir milletin za- fer bayramı ettiği bir günde zafer do- lu günler için doğan kahramanlarsı - niz; türk güneşi, cumlıurıyet bıyrııı ve Büyük Başbuğ altında ıızden uzun ve şerefli başarı - lar bekler. Nurettin ARTAM KERAKAAAACAKA KOK UKOKO KA KUK KKO KUKU UKUA GKUK KU UUKU KUUK Mütabakata dair Mekteplerde arap ve fars kâide- lerine türkçe kaidelerinden fazla yer ve ehemıyez veren eski osmanlı dni ok lanlar bilirler; bu kitaplarda bır “mutabakat” kai- desi öğretilirdi; Fars kaidesiyle ya- pılmış ve sıfatiyle mevsufu arapça olan bir sıfat terkibinde eğer isim “müennes” ise sıfatın da müennes olması lâzım gelir diye. Un kat dediğim evin önünde o kadar aykırı duruyordu ki içimden : VA bir tanesi arada sırada “Ankara post başlığı altında bir sayfa — Gidip şu heykellerin yuvarlak çizgilerini keskinleştireyim bari! Maksadımız, burada köhnel! hukümdcn düşmüş eski bir grımer kaidesini diriltmek, yeniden “sarf hocalığı, yapmak değildir. Fakat eski grameri, köhne kaideleri bir tarafa bıraksak da, şurası muhakkak ki, “mutabakat,, denilen kaide ha- yatta da, sanatta da lüzumlu bir şey- dir, Geçen ay Caddebostanı ile Kızıl- toprak arasında ifrata kaçar derece- de modern ve çizgileri itibariyle kübik bir ev gördüm ki bahçesinde hiç olmazsa bir, bir buçuk asır ön- ceki zevke göre yapılmış bir iki heykel vardı. Bu heykeller, belki de, daha bış— — ka türlü l blr evin bah klinde olmıyacak bir temennı geçti. Bir başka gün vapurdan Kadıköy iskelesine çıkan temiz kıyafetli ka- labalığın arasında mavi takkeleri, kordeleleri, nazarlıklariyle iki sün- net çocuğu çıktı. Bir sokaklarımızdaki kıyafet â- hengini, bir de bu işlemeli mavi en- tıtılerı, maşıl!ilz" hı takkeleri ve iyle bu çocukları düşünü- nüz. Muhakkak ki, “mutabakat” deni- len şeye, sanatta ve hayatta riavete mecburuz. — Twİ. Bır resim ve bir başlık! 1'1!" '-ç & MEe r»ım. neşrediyor. Dünkü gazetede çıkan böyle bir sayfada “Yeni Ankara'nın yeni tarafları” şeklinde bir başlık, o- nun yanıbaşında da “İsmet İnönü kız enstitüsü” nün bir resmi gözü- müze çarptı. Bu binanım her iki yanımna bir iki sene önce ilâveler yapıldığını ve önünde caddenin büyük bir kısmının bahçe haline getirildiği- ni bilirsiniz. Halbuki bu resimde ne o ilâvelerden, ne de öndeki bahçeden eser vardı. Dünkü tarihle basılan bu re- sim, muhakkak ki, dört, beş sene önce çekilmiş ve eski bir kollek- siyondan alınmıştır. O halde bu resmin altına da ar- kadaşımız: : V ATUKLGUN rı” kelimelerini yazabilirdi. Berberlerdeki levhalar ! Ankara belediyesi, bütün ber- ber dükkânlarına birer tasdikli fiyat listesi astırmış. Bu listeler, bazı berberlerde göze görünür bir tarafa konduğu halde, bazıla- rında & , köşeye | l tur. Her neyse, maksadımız bu levhaların asılış tarzından bahset- mek, tenkit yürütmek değildir. Geçen gün bir berberde asılı duran levhayı okuyan iki arkadaş da şöyle bir l geçti: — Kadın saçlarını siyaha boya- mak 400 kuruş olduğu halde sarı- ya boyamak 500 kuruş. Aradaki bu fark, neden ileri geliyor? anlı- yamıyorum, Öteki cevap verdi : — Anlamıyacak ne var? Siyah saç, birçok kadınların esas saçla- rının rengidir; sarı saçların çoğu- nun altında ise siyah saç gizli de- ğil midir? Bir saçı bir renkten bir renge doııdumnk dıılıı güç olıı. yt m.m ÜN FDT |hti kutsiyetini anlatan nutuklar bil- || B hassa tümen komutanımızın özlü, şu- | mullü hitabesi şiddetle alkışlanmış | ve parlak bir geçit resmi yapilmış- PFiaç tır. (lüki “Çankırı'da Ki töp-| Çaftıkırı, 30 aa. — Bugün zafer geT bayramı kutlandıkl sonra binler « ce halk hazır olduğu halde şapka in“ kılâbında Ulu Önderimizin Çankırı"- (a yı şereflendirdikleri günün hatırası (tlan olan âbidenin açılma töreni büyük i bir tezahür ve sevinçle yapılmıştır. I İ Çorum'da Ve | Sat) Çorum, 30 a.a. — Zafer ve uçak töz bayramının 16 ıncı yıldönümü şehri- mizde fevkalâde tezahüratla kutlan- mıştır. Binlerce çorumlu coşkun bay- ÇA, ram yapmışlardır. ha Pa Fethiye'de Fethiye, 30 a.a. — Zafer bayramı | coşkun tezahüratla kutlandı. Hatip- (Öe; ler bugünün değer ve ehemmiyetini |tay tebarüz ettirdiler. Şehir baştan başa tiç, donanmıştır. Gece fener alayları ya- (İçi pılmıştır ve müsamere verilecektir. a Halk, neşe içindedir. Safranbolu'da ğ Safranbolu, 30 a.a. — Zafer hayra- 'llt mı bugün halkın coşkun tezahüratı (et ile kutlandı. Gece fener alayları ya- pılmıştır. | bnl Riş Kızılcahamam'da lıi_ Kızılcahamam, 30 (Hüususi muhabi - | rimizden telefonla) — Halk ve civar- hı dan gelen köylüler, Cümhuriyet mey- Ütej danında toplanıp zafer bayramını kut- | g, ladılar ve Büyük Şef Atatürk'e, Baş- bakanımız Celâl Bayar'a genel kür- İnj, may başkanlığına candan gelen sevinç Şa ve heyi larının bildirilmesini bele- | Ye diye ve halk partisi başkanlğından ri- Dp ca ettiler. B& Gece fener alayları yapıldı, Köylü- ler, b:ledıye ve Cumhıınyet halk pa tisi tarafından kazad '_".e,dıldi n

Bu sayıdan diğer sayfalar: