. B Vi SAR z ULUS | 31-8- 1938 KAHRAMAN ORDUMUZUN YENİ TEMELLERİ Harp Okulu'nda 1050 genç subayımıza güzel bir förenle diplomaları verildi (Başı 1, inci sayfada) - binden fazla genç subayın aileleri, yakınları, dostları ve kahraman or - dumuzla alâkalı bütün toplantılarda ve hâdiselerde bulunmaktan zevk du- yan büyüklerimiz, Harp okulunun geniş bahçesini tamamiyle doldur- muşlardı. Bahçede yer bulamıyanlar, okulun pençerelerini doldurmuşlar - dı, Törende Kamutay Başkanı B. Ab- dülhalik Renda, Dahiliye Vekili ve Parti Genel Sekreteri B. Şükrü Ka - ya, Maarif Vekili B. Saffet Arıkan, Gümrük ve İnhisarlar Vekili B. Ali Rânâ Tarhan, birçok mebuslar, bir - çok generaller, Ankara valisi ve be - lediye Reisi B. Nevzat Tandoğan, vilâyet ve belediye ileri gelenleri, Millt Müdafaa bakanlığı ve Genel Kurmay ileri gelenleri bulunmuştur, 'Tören kıyafetleri içinde daha göz alıcı olan genç subaylar, misafirlerini kapıdan karşılıyorlar, hazırlanmış o- lan yerlere yerleştiriyorlardı. Saat tam on beşte İstiklâl marşiyle törene başlandı. Evelâ birinci, ikinci ve ü - çüncü çıkanlara mükâfatları, mektep komutanı tarafından tebrik edile- rek verildi. Bu devrede birinciliği topçu bölüğünden B. Vecihi Akın; ikinciliği piyadeden B. Sami, üçüncü- lüğü topçudan B. Memduh İnce al - mışlardır. Diğer talebeye numara sırası ile diplomaları verilmiş ve kendileri teb- rik edilerek muvaffakiyetler temenni edilmiştir. Diplomaların dağıtılması bittikten sonra, genç subaylarımız andiçmişlerdir. Bundan sonra, her sene tekrarla - narak ananeleşmiş olan “yaş kütüğü- ne sınıf birincisi tarafından sınıf çi- visinin çakılması” yapılmıştır. Boyu fiç metreye yaklaşan hu kütük üze - rinde, Harbiyenin muhtelif sene me- zunlarına ait çiviler bulunmaktaydı. Okul komutanının nutku : Yaş kütüğüne çivi çakılma töre- ninden sonra, Okul komutanı Kurmay Albay Bay —Hâmit söz almış ve çok alkışlanan bir konuşma yapmış tır. Kotnu&an. bugünün meıutluguna işaret ettikten sonra, türk ordusunun şerefli tarihine işaret etmiş, mezun olan gençlerin mesleki kudret ve şah- siyetlerine inandığı ve güvendizği için onları göğsü kabararak tanıtmak is- tediğini söylemiştir. Komutan bundan sonra, iki sene babalık ettiği genç subaylarla çok ve- ciz, çok içli bir vedâ konuşması yap - mış, onların tecrübe ettiği meziyet - leri üzerinde durmuş, kendilerine tecrübesinden ilham alarak tavsiye - lerde bulunmuştur. Komutan nutku- nu, şu güzel sözlerle bitirmiştir : * — Siz, Atatürk evlâtları! göğsü- nüzde, hiç bir devirde, hiç bir mille- tin gençliğine nasip olmıyan, paha biçilmez bir şeref ve iftihar madal - yası taşıyorsunuz. Alnınızdaki vakur ve ilâhi ışık onun nurundan akseden parıltılardır. Kalplerinizdeki sonsuz iman ve irade kudreti onun varlığın- dan doğan bir gurur ve benlik mey - vasıdır. Ve siz bu yüksek vasfınızla milletleri kıskandıracak yeni ve bü - yük bir tarih yapacak, isimlerinizi si- linmez harflerle onun satırları ara - siında ebediyete nakledeceksiniz. Binaenaleyh size vereceğim son ö- ğüt şu olacaktır: Her işinizde, her yerde yurdunu - zun ve ulusunuzun sizden bu milli ve tarihi vazifenizi beklemekte oldu - ğunu bir an hatırınızdan çıkarmayın. O şeref ve iftihar madalyasını göğ - sünüze takan Atanızın sizden neler istediğini ona lâyık evlâtlar olmak i- çin ne yapmak lâzım geldiğini ehe - miyetle düşünmekten bir an geri dur- mayım, İyice bilin ki; Sizin için yer yüzünde başarılamıyacak hiç bir iş yoktur. Bir güçlükle karşılaştığınız zaman azim ve iradenin eşsiz timsali o Büyük Türk evlâdınım hafızalarınız- da yaşıyan hayalini gözünüzün önün- de landırın ve kalplerinizdeki son- suz sevgisini anın! Asil ve temiz ka- nınızdaki tükenmez kudret kaynağı - nın ne zorlukları yenmiye, ne hari - kalar yaratmıya kâfi olduğunu o za - man göreceksiniz. O bize sade hür bir vatan. şerefli ve yüksek bir hayat ve bir tarih vermekle kal Sözüme nihayet verirken hapinizin ve bütün türk ulusunun duygüularına terceman olarak, o yüce, eşsiz ve ben- zersiz varlığın manevi huzurunda, kalbimden taşan büyük bir huşü ve hürmetle eğilir ve bütün dünyanın, insaniyet âleminin daha pek çok se - neler onun nur ve feyzinden, irşat ve işaretinden müstefit olmasını tanrı- mızdan diler ve yeni subay arkadaş - larıma yeni atılacakları hayatta mu - vaffak olmalarını temenni ederim.” Genç subayın sözleri : Okul komutanından sonra yeni me- zunlardan B. Muhtar Taç söz almış ve Atatürk'ün kurduğu türk ordusun- da subaylar arasında vazife almaktan doğan büyük sevincini anlatmıştır. Büyüklerinden aldıkları fazilet, yurtseverlik, feragat hisleriyle çar- pan kalplerinde üzerlerine aldıkları şerefli vazifelerin mesuliyetini bile - rek çalışacaklarını söyliyen genç su- bay, sözlerini şöyle bitirdi: *.. Bizlere bu şerefli günleri ya - ratan Yüce Atatürk'ümüze ve bütün büyüklerimize, sonsuz saygılarımızı sunar, bugün Harp okulundan bizle- ri mezun ederken, yurtta, en yüksek vazifeler almıya hazırlıryan, hamiyet- li babamız okul komutanımıza ve bü- tün hocalarımıza, nihayetsiz, minnet ve şükran hislerimizi sunmayı, en büyük bir vazife bilir, yüksek şahıs- larını hürmetle selâmlarım,” Bundan sonra genç subaylar, se - nelerdenberi büyük bir heyecan ve aşk halinde tekrarladıkları Harbiye marşını mızıka ile, ve son defa ola - rak hep beraber, bir daha söylemişler- dir. Buradan mektebin kapısı önün- deki muvakkat bir kaideye konüulan Başbuğ Atatürk'ün anıtı önüne gidil- miş, Şef'in anıtı huzurunda ve tören- de bulunanların önünde tören geçişi yapılmıştır. Ankaralılar, başşehirde bu sene ikinci mezunlarını vermiş o- lan şanlı genç subaylarımızın dünkü törenin son gösterisi olan çok munta- zam tören geçişlerinde doya doya al- kışlamak fırsatını bulmuşlardır. Kahraman —ordumuzdaki şerefli vazifelerine dünden itibaren başlamış olan genç subaylarımızı gönülden tebrik eder; kuruluş ve saadetini or- dusunun süngülerinin — gölgesinde inşa eden memleketin, dünkü tören münasebetiyle kendilerine bol bol gösterdiği emniyet ve güvenin ebe - diliğini devam ettirecek başarılar di- leriz. Zafer nesli (Başı I. inci sayfada) da bozuşsalar, boğuşsalar ve bi- ze bir kaç sene rahat nefes aldır- ıalar... Bozgunlar yavaş yavaş letin bütün iradı yemiş yıpratmıştır. Halk galeyanları ve isyanlariyle, şuursuzluk basiret- sizliğin tehlikeli alâmetleri gibi ve onun güzidelerinde inanmak küuveti sonuna kadar tükenmiş- tir. Zafer terbiyesinde yetişen bu- -Devlette| Ankara fakımı Fuvar kupasını kazandı İzmir, 30 (Hususi muhabirimiz bil- diriyor) — Fuvar kupası maçları bu- gün neticelendi. Ankara - İzmir ta- kımları arasındaki maç 3 -3 berabere bitti, Fakat, Ankara takımı, bütün maçlarda daha fazla gol attığı için fu- var kupasını kazandı. İstanbul - Trakya maçını da İstan- bul takımı 4 -3 kazandı. Mııafır futbolcular şerefine fuvar günkü nesilden bir genç ile bir , osmanlı güzidesi karşı karşıya -| geldikleri zaman tezat ne kadar göze çarpıyor. Hudutsuz bir ina- nış gururu bütün memleketi kap- lamıştır. Ruhlarda osmanlı ür- küntüsünden eser kalmamıştır. Her tarafta kurtuluş iradesi, ya- lın bir kılınç gibi pırıldıyor. Türk milleti yaşamak hakkı için isyan etmiş: Fakat zafer o- nu başkalariyle beraber kendisi- nin de şüphe ettiği kudretlerine înandırmı;(ır. Zaferı'n sancağı da bir ziyafet verildi. An- kara ve İstanbul takımları yarın bura- dan ayrılacaklardır. İstanbul'da imar faaliyeti İstanbul, 30 (Telefonla) — Eylü- lün on beşine doğru şehrimize gelme- si beklenen şehircilik mktehassısı B. Prost'un şehrimizde bu seferki ika- meti esnasında İstanbul ve Beyoğlu- nun tafsilât plânlariyle Kadıköy ve civarının avan projesini — yapacağını altında yir asır lığı nın en şerefli vatanlarından bı- rini kuruyor, ve onun üstünde garp medeniyetinin ileri devlet- lerinden birini inşa ediyoruz. Temel odur, maya odur. Böyle bir zafer bütün bir milli tarihe kâfi bir şan kaynağı olabilir. Ci- han harbi zaferinin neticesinden türk milletinin hayatını kurtar- mış olan zafer! Cihana rağmen kazanılmış olan zafer! Maddi manevi bütün sebepleri yalnız türk milletine, onun faziletlerine aıl olan zafer! Bu — faziletlerin e. J , DS | ış oıdugu Kurtarıcı'ya çeref bağlılığımızı bir daha ilân edelim. F.R. ATAY Devlet Demiryolları ihracat için tedbirler aldı yi ştık. Kadıköy ve civarının ima- rr iki bakımdan göz önüne alınarak temin edilecektir. Mahalle kısmı ve sayfiye yeri. Haber aldığımıza göre B. Prost, Kadıköy iskelesi ve civarı ile Mühürdar, Rızapaşa'yı mahalle içi; Moda, Şifa, Kalamış, Fenerbah- çe ve civarını da sayfiye olarak ka- bul etmiştir. İşte Kadıköy ve civarı- nın imar plânı bu esasa göre yapıla- caktır. Mahalle içindeki inşaat ile sayfiye yerlerindeki inşaat ayrı ayrı esaslara ve kaidelere tâbi olduğundan nâzım plân yapıldıktan sonra yeni inşaatta bu esaslara riayet edilecektir. Esasen Kalamış, Fenerbahçe ve civarının imar plânı evelce tanzim ve kabul e- dildiğinden bu plân yeni nâzım plâ- nın mütemmimi olacaktır. Erzurum ve Trabzon'un şehir plânı İstanbul, 30 (Telefonla) — Erzu- rum ve Trabzon şehirlerinin plânları- nı yapmağı deruhte eden Fransız mi- marı M. Sambet İstanbul'a gelmiş, ve Nafıa vekâleti, eylülden K vel sonlarına kadar olan üç aylık ih- racat mevsimi için yeni bazı tedbir- ler almış ve keyfiyeti alâkadarlara bildirmiştir. Alıman tedbirler şunlar- dır: Ticari ve sınaf müesseseler, vagon- larını süratle tahliye ve tahmil ede- ceklerdir. Bunun için azami altı saat mühlet tayin edilmiştir. Bu mühlet, Haydarpaşa ve — İstanbul için sekiz saata çıkarılmış bulunmak- tadır. Ticari ve sınat müesseselerin stoklarını tamamlamak için ihracat mevsiminden evel faaliyete geçmeleri kendilerine teblı gedılmıştîr. Bazı mü htelif namlar Aynr zamanda damarlarımızda dola— şan ecdat kanında ne yaman, ne son- uz bir kudret ve kabiliyet olduğunu in altında vagon temin etmeleri mıh:ur— lu görüldüğünden, her mü buradan, plânları hazırlamak üzere şarka hareket etmiştir. Kendisi halen Erzurum'da tetkiklerle meşguldür. Mimarın verdiği avan projeler, iki şehrin yakın bir zamanda güzel bir çehre ile meydana çıkacağını göster- mektedir. Mesut bir nişanlanma Evelki gün harp okulunu bitirerek diploma alan genç subaylarımızdan a- vukat İhsan Deniz oğlu Feyzi Bora ile Bayan Meril Genli dün nişanlan- mışlar ve bu münasebetle İsmetpaşa'- daki evlerinde bütün dostlarının da iştirâk ettiği çok güzel ve samimi bir ancak kendi ihtiyacı kadar vagon te- tören yapmışlardır. Yeni nişanlılara meıut olmalarını te- nwnnı ı:dsnı. Yurdun her tarafında olduğu gibi baştan aşağı donanan Ankara'da Dün geçit resmi ve gece de fener alayları 'Temeli üzerinde bugünkü hür ve mesut Türkiye'nin kurulmuş olduğu büyük zaferin on altıncı yıldönümü, dün Ankara'da, sabahın çok erken sa- atinden gecenin çok geç vakitlerine kadar süren çeşitli ve coşkun teza- bürlerle kutlandı. Sabah saat 8 den 9a kadar Ge- nel Kurmay'da ordu adına tebrikler kabul edildi. Hipodromdaki askeri törenin başlama saati olan 9,5 dan çok evel, tribünler tamamiyle dolmuştu. Onbinlerce halk, bütün nakil vasıta - larından faydalanarak Ankara hipod- romunun geniş çevresi içinde yer al- miş bulunuyordu. Törene, tümen bandosunun çaldı- ğı İstiklâl marşiyle başlandı. Tümko- mutan General Kemal Gökçe'nin, tam teçhizatla törene iştirak etmiş o- lan kıtaları teftiş etmesinden sonra, garnizonun en genç subayı olan B Muhtar Ataç, nutkunu verdi. Bugün- kü zaferin milli hayatımızdaki büyük ve eşsiz yerini belirten genç subay, bu zaferin bitmesiyle doğan mesut hayattan evelki acı günlerin hatıra - larını andı, Büyük Şef'in Samsun seyahatiyle başlıyan milli kurtuluş tarihine ait hâdiselerin kısa bir iza - hını yaptı. Milli varlığı ve milli he - yecanı kurma ve yaşatma yolunda, gençliğin büyük azmine işaret ede - rek dedi ki: *“... Sinesinde şehit erler taşıyan bu vatanın her köşesi bir kâbe baba- larımızın kaniyle yuğrulan bu top- taklar bizce aziz bir varlıktır. O var- lığın milli şerefi için çalışıyoruz. Ya- rın icap ederse hiç bir nisbet ve im - kân şeraitine bakmadan çarpışacağız. 'Türk tarihin zafer tacıdır. Bizce va- tan, millet ve cümhuriyet sevgisi bü- tün sevgilerin üstünde, gönlümüzde, göksümüzde yaşıyan ve bizi yaşatan bir sevgidir. Yarın bu sevginin kay - nayışı ile kanlarımızı akıtacak ve ©o gün ruhlarımız sonsuz huzurun sema- vatına kavuşacaktı. Kurtuluş mücadelesinde şehit olan subay ve erlerimizin ruhlarını hür- metle yadederken, bizler bu şerefli günleri yaratan ve yaşatan Yüce Ata- türk'ümüze ve bütün büyüklerimize sonsuz minnet ve şükran hislerimizi sunarız...” Parti adına nutuk : Genç subaydan sonra Doktor Ra - gip Tüzün partimiz adına bir nutuk söyledi. Memleket tamamlığı ve istiklâli - nin 30 ağustos Başkumandan harbiy- le gerçekleştiğini ve bu zaferin siyasi neticeleri olarak cihan manzumesine hür bir millet ve devlet olarak girdi - ğimizi söyliyen Dr. Rağıp, memle - ketin bütün iş şubeleri üzerinde cüm- huriyet dinamizminin yarattığı eşsiz eserlerin veciz bir bilânçosunu yap - tı, bütün bunları bugüne borçlu ol - duğumuzu hatırlattı ve sözlerini şöy- le bitirdi: *“,. Bugün bu dakikada memleke- tin her köşesindeki alanları dolduran geniş halk kalabalıkları kahraman or- dunun geçişlerini büyük bir heyecan ve minnetle tâkip ediyorlar... Bu arada Dumlupınar sırtlarında yatan adsız kahramanın önünde de büyük merasim yapılıyor, bütün mil - letin sönmez saygı ve sevgisi bir da - ha tekrarlanıyor. Güzel memleketin kurtuluşu yo - lunda gözünü kırpmadan kanını akı - tan İnönü'nün, Sakarya'nın, Dumlu - pınar'ın büyük kahramanları mezar - larında müsterih olsunlar... Bize bı - raktıkları büyük emanetin nöbetçisi, kahraman türk ordusu bütün uyanık- lığı ile vatanı bekliyor. Onu zaferlerden zaferlere ulaş- tıran Büyük Atatürk bütün dinç- liğiyle milletinin ve vatanının başın - dadır. Karası, denizi ve havasiyle bü- tün türk vatanını bekliyen büyük türk ordusuna bütün milletin tam bir inanı ve güveni vardır. Bize kadar gelmiye çalışacak her tehlike kahraman türk neferinin göğ- sünde parçalanmıya mahkümdur. Ne mutlu bize, Bayramımız kutlu olsun.” Hava Kurumu adına konuşma : Bundan sonra B. Şakir Hazım Er- gökmen, Türk Hava Kurumu adına güzel bir konuşma yaptı. Eski devir- lerin sayısız ihmal ve kötülüklerin - den ziyade, bir müddet sonra büsbü- tün yokedilmek üzere lütfen bırakıl- ımş mütarekenin istiklâlsiz Türkiye - SY ÇR G Cei hatip, bu zafer olmasaydı, milyonlar> ca türkün, senenin birçok günlerin - de yabancı bayraklar altında bir ta - kım orduların kendi zaferleri için yapacakları şenliklere seyirci olmak ihtimaliyle karşılaşmış olacağımızı söyledi. “Büyük zafer gününün yıldönü - münde, tarihin eşini yazmadığı bü - yüklükte olan Atatürk'ü ve Onun ar- kasında istiklâl yolunda can, kan ve emek vermiş olanları, onlara neler borçlu olduğumuzu bilerek sayıgı ile, şükranla, minnetle anıyorum.” diyen B. Ergökmen sözlerini şöyle bitirdi: “.. Türk milletinin adına Zafer ve tayyare bayramı dediği ve böylece Türkiye'nin üzerinde — titrediğimiz emniyet ve istikbali için, hava silâhı- nın önsafta bulunduğunu ilân ettiği bu bayram gününde, Atatürk'e olan sarsılmaz bağlılığımızı; candan ve iç- ten olan sevgimizi göğsüm kabararak ve Atatürk adını anarken hıiz ve ku- vetim artmakta olduğu halde bütün yurttaşlarım adına burada da tekrar - lryorüum, Ve bize daha binbir üstünlük ka - zandıracak olan büyükler büyüğü Ata- türk'ün sıhat ve sağlığını yürekten diliyorum. Yurttaşlar! Bu zafer gününe lâyık iki dileğimizi haykırarak sözümü ke- siyorum. Ulu Atatürk bin yaşa!.. Büyük türk orduları bin yaşa!..” General Gökçe'nin nutku : Son olarak söz alan Ankara garni- zon ve sekizinci tüm komutanı Gene- ral Kemal Gökçe, sık ve devamlı al - kışlanan, şu güzel konuşmayı yaptı: “— Türk istiklâl harbını sona er- diren, türkü ebediyen istiklâline ka - vuşturan büyük zaferimizin on altın- cı yıldönümüne yüce Ata'mız başı - mızda, sevinçler içinde kavuşmuş bu- lunuyoruz. Bayramımız kutlu olsun! 'Türkün hayatına | iş düş - yapıldı dığız için, elbette ve haklı olarak siz de duyarsınız. Duymalı ve onları ci - han değer bir emanet gibi hariminiz - de saklamalısınız. Bu zafer, en büyük günümüzdür Arkadaşlar ! Bu zafer günü en büyük bayram günümüzdür. Çünkü türk milletini cümhuriyete eriştiren bu zaferdir. Bu zafer olmasaydı cümhuriyeti id - râk edemiyecektik. Bu zafer olma - saydı sağ kalabilenlerimiz yurt ve is- tiklâl yetimi olarak kimbilir ne za - mana kadar boynu bükük bekliyecek- lerdi. Türlü sosyal, siyasal ve ekonomik devrimler bu zafer kuvetiyle başarıl- dı. On altı yıldır zaferler peşinde koşuyoruz. Her gün zafer dün, bugün zafer, yarın elbette ve elbette zafer! Bütün bu zaferler, bu ilerlemeler | büyük zaferi yaratan en büyüğümü - zün eşsiz dehâsı eseridir. Ne mutlu milletime. Atamız, Atatürk'ümüz var. Yürüdüğümüz yol nur yoludur. Çünkü onu bize Atatürk göstermiştir. Bünyemiz kuvetli, kafamız sağlam - dır, çünkü bizi Ulu Ata yetiştirmiş- tir, Azmimiz şedit, irademiz serttir. Çünkü onu Atatürk bize aşılamıştır. Ey büyük Ata! varlığımızı, şerefimi - zi, istikbalimizi sana borçluyuz. Se - nin bize verdiklerini kutsal tanır, senin aziz varlığın senin bize verdik- lerin için bir an bile düşünmeden can vermeyi canımıza minnet biliriz. Ey büyük Dahi! Sen bir yurdu, bir milleti her xaman varedersin! Fa- kat koca bir millet seni kaç asında ye- tiştirebildi? Ey yapan ve kuran büyük Ata! Sen yaşa! hayat verdiğin milletinle kur- duğun devletinle, yücelttiğin yurdunla sağ ve esen daima yaşa! Arkadaşlar! - O büyük zafer gününde vazifesi manlarla dört yıl savaştıktan sonra, yüce Başbuğ Atatürk, tam on altı yı? önce bugün, Dumlupınar'da düşman ordularını dört tarafından kuşatarak esir ve imha etmiş, tarihlerin kaydet- mediği büyük bir zaferle milletini ve vatanını kurtarmıştı. Dört yıl yurdun dört bucağında iç ve dış düşmanlarla, vara karşı yokluk içinde, vuruştuktan sonra nihayet mağrur düşman ordusunun yenildiği- ni ve bozulduğunu gören galip ve muzaffer türk ordusunun bir ferdi o- larak kati neticenin alındığı o büyük zafer gününde duyduğum heyecanı bugün aynen ve tamamen duymakta- yım: “Sanki sarılmış düşman ordusu, kendini kurtarmak için, işte şimdi yer yer son bir azmile son savletini yapıyor. Sanki her savlet türkün ye- nilmez kahramanlığı önünde kayala - ra çarpan deniz dalgaları gibi kırılı - yor ve geriliyor. Düşman ordusunu saran demir ve ateş çemberi her saat hedefine —yaklaşıyor ve daralıyor. Sanki düşman, durmadan gürleyen topların ölüm saçan makineli tüfek - lerin kırıcı ateşleri altında bunalmış, türk süngüsünün her an yaklaşan korkusu karşısında mukadder akibeti- ni bekliyor. Sanki dâhi Başbuğun, ordular hedefiniz Akdenizdir ileri! emrinin gür ve metin tannanı hâlâ kulaklarımda çınlıyor, ve biz herbiri- miz bu hayat ve memat savaşında va- zifemizin başında yanık terler döke- rek ölmeden öldürmiye uğraşıyor, di- diniyor ve vuruşuyoruz.” Gençler! Genç subaylar! Askerler babalarınızın o gün duydukları bu necip duyguları, onların kanını taşı - şında, yurdu ve milleti uğrunda canlarını veren kardeşlerimizin bu münasebetle de aziz hatıralarını anar ve necip ruhları önünde sayğgı ile eği- lirim, Yaşasın Cümhuriyet! Yaşasın mil- letimiz! Yaşasın sevgili Atatürk'ü- müz.” Merasim geçişi : Nutuklardan sonra merasim geçişi başladı. Evelâ, bu sene orduya yeni -« den 1050 subay veren şanlı Harbiyenin genç mezunları, gönülden ve coşkun alkışlar arasında geçtiler. Genç su- baylardan sonra sekizinci tüm kıtala- rının geçişi başladı. Evelâ 32 inci a - lay ve daha sonra muhafız alayının muhtelif sınıflara mensup kıtaları, milletin kahraman Mehmetçiğe karşı olan hudutsuz sevgi ve saygısını al - kışlar ve yaşa sesleri halinde toplı - yarak geçtiler. Dünkü törene iştirâk eden Türk - kuşu tayyareleri, şehrin ve hipodro- mun üstünde evelâ filo halinde ve sonra teker teker uçarak akrobasi numaraları yaptılar ve havacılık dâ- vamızı anlatan dövizler attılar. Öğle üzeri istasyon tepelerinden 21 top atımı yapılmıştır. Gece yapılan fener alayları: Gece birincisi" Ulus meydanından başlıyarak Adliye Sarayı, Denizciler caddesi, Halkevi, Hariciye Vekâleti, Bankalar caddesini takip eden; ikin- cisi Ankara istasyonu, Sergievi, Or- duevi ve Demirtepeden geçen iki fe- ner alayı tertip edilmiştir. Şehir baş- tan nihayete kadar donanmış ve ay - dınlanmıştı. Halkın coşkun neşesi, ge- cenin çok geç saatlerinde hâlâ devam etmekteydi. Tekaüt ve dul, Ankara Defterdarlığından : 500 ” 1000 » » 1000 ,,, 1500 ” ” 1000 » 1500 — » ” 1500 ” 2000 — », ”» 1500 ,, 2000 — ,, » 2000 — », 3000 — ,, ” ll—. nür. (8486) Mütekaidini askeriye ve mülkiye ile dul ve yetimlerinin bankadan iskon- to suretiyle alacakları Kânunuevel 1938, şubat 1929 aylıkları 1.9.1938 per- şembe günü ve 2.9.938 cuma günlerinde muameleleri yapılacaktır. Vezneden yapılacak tediyeler 1- 1 numaradan 500 numaraya kadar askeri) 1 numaradan 500 numaraya kadar mülki ) 500 No. dan 1000 No. ya kadar askeri) 5.9.938 yetim aylıkları 3.9.938 cumartesi mülki) pazartesi askeri) 6.9.938 mülki) salı askeri) 7.9.938 mülki) çarşamba askeri) 8.9.938perşemvc ” aziz | (ai e) 2 — Maaş sahiplerinin yukarida gösterilen muayyen günlerde bizzat ve- ya bilvekâle Defterdarlık Muhaıebe ınudurluğn ne müracaatları ilân olu- 6154