23 Temmuz 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

t . 23-7.1939 bestsssesşı (DIŞ POLİTİKA Amerika'daki mücadelenin içyüzü Amerika ile Avrupa arasındaki Mnasebetlerin nazımı olacak dere- ede ehemiyetli gibi görünen ka- unln.r etrafında Cümhurreisi ile |Merika'nın teşrii mekanizması a- Asındaki ihtilâf devam edip gidi- Or. Teşri mekani malümd L _lki heyettir: mümessiller meclisi * âyan, Bir ka meri ol A ULUS DÜNYA HABERLERİ Tokyo konuşmaları sabah B fin evelâ n Ki nnı-ı_dı âyandan geçmesi ve niha - Sümhurreisi tarafından da tas- edilmesi lâzımdır. Ümhurreisi, muharip devletlere ve harp âletleri satılmasını şeneden bitaraflık kanunlarının ta- ilini istemiştir. Mümessiller mecli- * Sanunu, harp âletleri satılmasın- ân memnuiyeti kaldırmakla bera - » silâh satışı üzerindeki memnui - b Muhafaza edecek şekilde değiş- tir. Bu vaziyette muharip dev- stler Amerika'dan tayyare ve hattâ Mpnepi olmak şartiyle tank satın ıl“lu:elıleı'i halde silâh ve top sa- alamıyacaklardır. Cümhurreisi e “ünun bu şekilde tadiline şiddet- . Muhalefet ettiğinden âyan mecli- enin müzakeresini tatilden Rraya bırakmıya karar vermiştir. akat Ruzvelt bunu da kabul etmi- Ur Ve tatilden evel, kanunun ken- Tistediği şekilde geçirilmesinde 1s- &' etmektedir. Acaba Ruzvelt neden kanunların " şekilde tadilini istiyor? Cümhur- *isine göre, dünya bir harbm arife- 'ndedir. Ve bu harp de otoriter dev .“er arafından provoke edilecek - * Harp çıktığı takdirde otoriter *vletler, denizlere hâkim olmadık At için ve paraları da , olmadığın- ân Amerika'dan silâh satın ala- lazlar. Binaenaleyh silâh satın ala- ilecek olan devletler demokratlar- 3 0 cepheye iltihak edenlerdir. Ruz- *lte göre, eğer otoriter devletler, arp halinde Amerika silâh piyasa- inm demokrat devletlere açık kala- Cağını bilirlerse, bugünden harba irmekten çekinirler. Ve dünya sul- U muhafaza edilsin, Amerika da arba sürükl ua Plsun, ». Piğer taraftan Ruzvelt'in muarız- O » 1914 harbından alınan dersler C ğ ket, « ler, Filhakika Amerika'nın 1917 se- nesşinde harba iştirak etmesine âmil lan sebeplerin başında bu silâh sa- tışı gelmektedir. Bunlar diyorlar ki, *Avrupa, mutlaka bir harba sürükle- necektir. Bu harpta Amerika'nın ta- kip edeceği siyaset bitaraflık olma- ldır. Bitaraflık da ancak her iki tarafa da silâh satmamakla temin —İ_dilehiliı'. Aksi takdirde 1917 sene- tinde olduğu gibi, Amerika Avrupa arbına iştirâk etmek mecburiyetin- de kalacaktır. 3 Burada dikkat edilecek bir nokta #udur ki gerek cümhurreisi ve gerek Meclis, Amerika'nın müstakbel bir vrupa harbımdan kaçınması içap *ttiği noktasında müttefiktirler. Fa- at bu gayeye varmak için takip e- Tecek siyaset üzerinde anlaşamıyor âr: cümhurreisi diyor ki: Amerika- Ya sulhu temin edebilmek için dün- ; h_y. sulhu temin etmek lâzımdır. Ünkü harp çıkarsa, hiç bir devlet bi traf kalamıyacaktır. Şu halde bu 8ünden alacağımız tedbirlerle teca- € geçecek olan devletlerin cesa- Tetlerini kıralım. Muarızları diyorlar ki, biz ne ka- dar uğraşsak gene Avrupa bir har - ba girecektir. Şu halde bu defa ke - a kalmıya çalışalım. İki taraf A noktai nazarında ısrar ettiğinden erika'nın devlet mekanizması bir maza girmiştir. Parlâmanter sis- *mlerde hükümetle teşri kuveti “9yle ihtilâfa düşünce, ya hükümet Stifa eder ve yerine teşri kuvetinin h?klıi nazarını kabul eden bir ka- I_"le gelir."Yahut da meclis feshedi- İT ve yeni seçim yapılır. İhtilâf da t  imin neticesine göre halledilir. Merika'nın sistemi parlâmanter |*lmadığı için böyle bir düğümün çö- Ki “ilmesi de mümkün değildir. Fakat gariptir ki, bu ihtilâf, A- erika'nın müstakbel harpta tâkip €ceği siyaset ile alâkadar görün- ?'e_kle beraber, hakikatte bu mese - * ile münasebeti olmıyan bir müca- tleden ibarettir. Amerika'nın müs- l:kbel harpta takip edeceği siyaset, ı“"" için aktüel bir mesele değil - y,'fı Bu, harp çıktıktan sonra taay - vmî edecek ve harbın çıkış tarzına l kişafına bağlı olacak bir mese- i;*_"r. Eğer bugün harp, Avrupa'yı del Zümreye ayıran dâvalar üzerin - çıkar ve ümit edilen inkişaf tarzı- ederse, hırmq-, i laşmayı tasvip eylemiştir. Almanlarla Sovy& arasında anlaşma Moskova,'22 a.a. — Tas ajansı bil - diriyor: Almanya ve Sovyetler birliği arasın da kredi ve ticaret mübadelesi görüş- melerine son zamanlarda yeniden baş- lamıştır. Bu görüşmelerde, ovyetler birliği harici ticaret halk komiserli - ğini Berlindeki ticaret mümessili mu- avini Babarin, Almanyayı da Sch - nurre temsil eylemektedir Berlin, 22 aa. — Salâhiyettar mah- filler, Berlin'de ve Moskova'da yapıl- makta olan alman - sovyet kredi ve ticari mübadele görüşmelerini çok ta bi ve şayanı arzu bulunmaktadır. Zi- ra iki memleket arasındaki ticaret mü- mübadeleleri, çok düşmüş bir vaziyet tedir. Büyük elçi kont Von Schulen- burg'un berlin'e dönüşünün tehiri, bu müzakereler dolayısıyle vukua gel - miştir. Konuşmaların tarihi Moskova, 22 a.a; — Havas muhabiri bildiriyor. Almanya büyük elçiliği, alman - sövyet ticaret müzakereleri - nin yeniden başlandığından ancak dün akşam sovyetler tarafından neşre- dilen kısa bir tebliğ ile haberdar ol - duğunu temin eylemektedir. Malüm olduğu üzere, B. Molotov- un 1 temmuzda yüksek Sovyet mecli- si huzurunda bildirdiği gibi, alman - sovyet ticaret müzakerelerine 1938 bi- dayetinde başlanmıştı. Bu müzakere - lerin esasını, Almanyanın Sovyetlere Elde edilen neticeler Almanları asabileştirdi Tokyo, 22 a.a. — Domei Ajansı bildiriyor: Nazırlar meclisi, bu B. Hiranuma'nın reisliğinde yaptığı toplantıda, dünkü gö- iesnasında BB. Arita ile Craigie arasında elde edilen an- B. Arita, beyanatta bulunarak in - giliz ve japon tezlerinin bidayette bi- ribirine ne derece zıd olduğunu fa - kat nihayet İngiltere'nin “Tiençin meselesinin esasını teşkil eden,, mese lehakkında Japonya'nın tekliflerini kabul etmesi üzerine iki tezin birbi - rine yaklaştığını tebarüz ettirmiş ve şimdi yol Tiençin hakkındaki husu - si meselelerin müzakeresi için açık - tir demiştir. Resmi konu, ar Londra, 22 a.a. — B. Craigie'nin B. Arita ile yapmış olduğu son görüşme hakkındaki raporu henüz Londra'ya gelmiş değildir. Fakat diplomasi ma - hafilinde B. Çemberleyn'in pazartesi günü avam kamarasında Tokyodaki müzakerelerin açılmış olduğuna dair beyanatta bulunabileceğei tahmin e - dilmektedir. Pek yakında Tokyo'da resmi müza- kerelerin sahasını tarif edecek ve bu müzakerelerin başlamasına medar ola cak esasları tesbit eyliyecek müşterek bir beyannamenin neşredileceği ümit olunmaktadır. Prensip anlaşmasının teferruatı Tokyo, 22 aa. — Asahi gazetesi, Arita - Craigie anlaşması hakkında şu malümatı vermektedir: BB. Arita ve Craigie arasında dün elde edilen prensip anlaşması, İngil - teren'in aşağıdaki japon taleplerini kabul etmesi üzerine vukua gelmiş - tir: 1 — İngiltere, Çinde halen mevcut filt vaziyeti tanımaktadır. 2 — İngiltere, Çin'de japon ordu - 200 milyon marklık bir kredi vermesi teşkil ediyordu. Fakat Sovyet hükü - meti, Almanyanın koyduğu şartları Şurasını da kaydetmek icabeder ki Moskovadaki alman mahfillerinin u - müumiyetle kanaati , alman - sovyet ti caret müzakerelerine pek muhtemel o- larak ingiliz - fransız - sovyet müza - kerelerinin nihayetlenmesinden sonra başlanacağı merkezinde idi. Mart ayında nihayete eren alman - sovyet ticaret anlaşması da esasen bir sene için uzdtılmış bulunuyordu. ! Batan denizaltı yüzdürülemedi Londra, 22 â.a. — Thetis'in çıkarıl- masi için bu sabahta bir teşebbüs yapıl mış ise de akim kalmıştır. Londra, 22 aa. — Thetis denizaltı gemisinin kaldırılmasına muvaffaki- yet hasıl ölmuüştur. Geminin bu sabah sahile nakli ümid edilmektedir. Londra, 22 a.a. — İki vinçin kopma- sı üzerine Thetis denizaltısının yüz- dürülmesi teşebbüsü id akim sunun mevcudiyetine dokunacak ve - yahut Çin'de sükün ve nizamı ihlâl e- debilecek hareketlerde bulunmamayı Paris'ten ayrılaiı Suad Davaz için Fransız gazetelerinin dostça yazıları Paris, 22 a.a. — Havas ajansı bildi- riyor: B. Suat Davaz'ın Paris'ten ay- rılmasını bahis mevzuu eden Dormes- son diyor ki: ” Başka bir büyük elçiliğe tayin o- lunan B. Suat Davaz'ın Paris'ten ay- rılacağını teessüfle haber aldık., Ne - zaketi, tecrübesi ve yüksek kültürü ile, B. Suat Davaz pek çabuk bütün fransızların- dostluğunu kazanmıştı. Türk - fransız ittifakınin imzası ile vazifesi tetevvüç ettiği bir günde bi- zi terkediyor. Kendisi, Türk - Fran- sız yaklaşmasına çok çalışmıştır, Kendisini unutmıyacağız. Ocuvre gazetesinde Bayan Tabouis diyor ki: Paris mahfillerinde B. Suat Davaz- ın yalnız dostları vardı. Fransız - Türk yardım paktına çok çalışmış o- lan B. Suat Davaz'ın memleketimizi terkedeceği haberi, derin bir teessür uyandırmıştır. Prens Pol'un gezinlileri Londra, 22 a.a. — Yugoslavya naibi hükümeti prens Pol ile prenses Olga, Compins'e gitmek üzere Londra'dan hareket etmişlerdir. Orada hafta tati- lini dük de Kent'in şatosunda geçire- cekler ve pazartesi günü Londra'ya döneceklerdir. Manasız şayialar ! Londra, 22 a.a. — Bu sabahki ingiliz gazeteleri, doktor Wolhtat ile ingiliz yüksek memurlari arasındaki görüş- melerde'Almanya'nın silâhtan tecrid edilmesine mukabil İngiltere'nin Al- manya'ya bir istikraz vereceği mesele- sinin bahse mevzu edildiğini bildiren haberleri, “mânasız şayia,, olarak telâk ki edilmektedir. Times gazetesi diyor ki: Doktor Wolhtat ile Sir Horace * — C. BTÜ>MNİTENÜU ) İSTANBUL CUMHURİYET Hayat sahası adi, bugünkü baş makalesinde, n hayat sahası leketl er mu Yacehesindeki hakiki vaziyetini tasrih ey lemesi lazımgeldiğini, böyle izıl_ı ve tas- rihin milletler arası sulh vaziyetine eğıem miyetli surette hizmet edeceğine şüphe “olmadığını yazıyor . Yunus N Bi Rejim ve mektep Peyami Sefa, hadiseler araıxnğı' sütü- nüunda kemalizmi, fikirde geniş hüriyetçi, harekette sert disiplinçi olarak tarif et- tikten sonra talebeyi, Türkiyede kıfşsı en bağlı ve kolları en çürk vatandaş_dıye tavsif ediyor ve eğer mektebin rejimle bir hizada ayak atmasını istiyorsak baş kaidemiz kitabda hürriyet, harekette di- siplin olması icab ettiğini, kafası bağlı, elleri serbest talebenin çok defa kalem yerine bıçak kullanmış olmasına şaşma - mak lâzımgeldiğini söylüyor ve Maarif Şürasının komisyonlarda parça parça uğraşmasından evel Maarif dâvasını kül halinde önüne koyması lüzumunu. İleri sürdükten sonra “bari Şüranın sonunda müşterek bir maarif siyasetine göre ka- rarları tadil edecek bir vahdete kavuşmak için yapılsa,, isi bulu- nüyor, Hatayda tahrikât Sureti mahsusada Antakyaya giden mu habirinden aldığı bir habere göre, erme- niler arasında panik uyandırmağa ma- tuf tahriklerin tavsadığı görüldüğünü, Vali Şükrü Sökmensüerin beyanatının te- sirini gösterdiğini yazdıktan sonra, alda- tıldıklarını ifade ile müracaat edenler a- rasında Musa dağındaki Bityas köyü hal- kından kâlan beş ailenin de bulunduğu - nu, diğerlerinin yüz kadar silâhı jandar- malarımıza teslim ederek gittiklerini, fa- kat Süadiyede mühim miktarda silâh cep- hane kaçırılmak istenilirken hâdise çI - karak silâhların yakalandığını ilâve e - diyor. Türkiye, İngiltere ve İtalya Nalına mıhına muharriri, kendi sü - tununda, türk - ingiliz dostluğunun git - tikçe kuvetlendiğini, türk - ingiliz dost - luğunun Ebedi Şef Atatürk tarafından te- meli atıldıktan sonra geçirdiği safahati yazdıktan sonra bütün Türkiyenin Ata - türk politikasına ihanet ettiğini yazan italyan gazetelerine cevaben, başta A - tatürk olmak üzere bütün türklerin, 1908 inkılâbından sonra, Türkiyeye ilk saldı- ran müttefiklerini arkadan vuran, türk topraklarına göz diken en büyük ve en sinsi türk düşmanı olduklarını bildirdik- lerini, İsmet İnönünü i zer- Gazeteleri aa. Matbuat Servisi SON POSTE Uzak Şark'ta İngiltere ve Japonya Selim Ragıp Emeç, bu başlıklı yaziı- sında Tiyençin hâdiseleri hakkında Tok- yo'da Japonya hariciye natırı ile İngiliz sefiri arasında yapılmakta olan müzake- relerderi bahsederek hâdiseleri telâkki hususunda iki devletin istinad etmekte oldukları esasların birbirinden çok fark- h olduğunu ve Japonya'nın takip ettiği hattı hareketin mihver devletleri ile an- laşarak İngiltere'yi Avrupa'da mefluç bir vaziyette bırakmağa matuf bir manevra: olduğunu ancak İngiltere'nin arkasından Fransa ve Amerika'nın da söyliyebile- cekleri söz bulunduğunu ve onların he- nüz daha seslerini çıkarmamış oldukları- rını yazmaktadır. HABER Türk milletinin en hayati dâvası Suad Derviş, bu yazısında, Maarif Ve- kili Hasan Âli Yücel'in mühim bir nutku ile açılan Maarif Şürasının faaliyetle- rinden bahsederek eğer türk çoc_uklargnı_ tâ beşikten itibaren tahsilin bir milli müdafaa meselesi olduğunu telkin ede- cek olursak Türk gencinin bütün tahıi_l merhalelerini aksaksız katedeceğine emin olabiliriz, diyor. SON TELGRAF Hayat sahası Ethem İzzet Benice, bu unvanlr baş makalesinde, Almanya'nın hayat sahası nereleri olduğu, bu sahada siyasi mi, yok- sa iktısadi mi olduğu, her iki şekilde de mânasının ne ve hedefinin neden ibaret bulunduğu sualini irad ettikten ve geçen beş ay içinde Alman ve İtalyan matbuatı- nın hattâ bazı ricalin bu sahayı safha saf- ha ve fakat daima birbirine müttezad bir halde ifade etmeğe çalışmış oldukla- rını kaydettikten ve bütün bu ifadelerin Almanya ile İtalya'nın dünyayı kendi gö- rüşlerine göre yeniden taksim etmiş ol- dukları ve bu taksimin içinde istilâ ve ilhak edeceğ memleketler bulunduğu gi- bi iktısadi nüfus bakımından kendileri- ne bağlıyacakları memleketler de buluna- cağı ve bu plânı tahakkuk ettirmek için bederse harp yapacakları inti teve lid etmiş olduğunu yazdıktan sonra ge- rek Almanya gerek İtalya'nın hayat sa- h dan ne kasdettiklerini resmen dev- © siy re kadar ayrılmamış, bilâkis onu ikmal ve intaç etmiş olduğunu izah ediyor. kamlarına bu tarzda talimat göndere - cektir. Diğer taraftan Tokyo'da oturan ya- bancı müşahitlere göre, İngiltere, jJa- pon taleplerini, Japonya'nın Çin'deki ingiliz menfaatlerini tanımakta de - vam edeceği hakkında verdiği kati te minata mukabil kabul eylemiştir. İyi haber alan ingiliz mahfileri ise ingiliz hattı hareketini, bitaraflık va- zifelerinin ve Japonya'nın “Filt mu - harip taraf,, haklarının tanınması ola- rak tefsir etmektedir. Alman mahfilleri asabi Berlin, 22 aa. — Havas Ajansın- dan: B. Arita ile B. Craigie arasında cereyan eden müzakerelere ait Tok - yo'dan gelen haberler ve mühim me- seleler hakkında şimdiden bir itilâf husulünün tahmin edilmesinin müm - kün görünmesi keyfiyeti, siyasi al- man mahafilinde biraz asabiyet tevlit etmiştir. Şimdiye kadar bu müzaketelerin b d kalmıştır. gün cümhurreisi ile muarızları ara - sındaki ihtilâf, gelecek sene yapıla- cak cümhurreisi seçimi etrafında bir mücadeleden ibarettir. Cümhuriyet- çiler partisi ve cümhurreisinin men- sup bulunduğu demokrat partisinin bir zümresi Ruzvelt'in ve yahut da onun tarafından gösterilecek bir kre eee r:;ıi mani- olmıya karar vermişlerdir. Bunlar, Ruzvelt'in halk arasında pek yüksek olan preıtij.in.i sarsmıya çalışıyorlar. Cümhurreisinin yedi se- nelik iktıdarı göstermiştir ki, Ruz- velt gerek kendi partisi ve — gerek aki uğrıyacağı tahmin edilmişti. Ve gazeteler, bu akamet yüzünden Ja- ponya ile İngiltere arasındaki gergin- liğin biraz daha artacağı ümidini giz- Financial Times gazetesi diyor ki: Resmi mahfiller bu şayialara hiç e- hemiyet atfetmemekte ve bunları, on- beş gündenberi Londra'da müşahede edilen teskin propagandasının cüzü- leri olarak telâkki eylemektedir. Çek ordusu Prag, 22 a.a. — Milli Müdafaa neza- reti, Çek hükümet ordusu için asker toplamanın nihayet bulduğunu ilân et miştir. Bü ordu, onbeş bin kişiden mürek- kep olacak ve orduda eski Çekoslovak zabit ve küçük zabitleri bulunacaktır. Bu küvet, büyü: felâketlerde müdaha- le edecek ve nizamı temin eyliyecek- tir. Maarif konferansının tavsiyesi Cenevre, 22 a.a. — Beynelmilel ma- arif konferansı, orta mekteplerde mil letler arasında teşriki mesaiyi temin edecek tarzda coğrafi tedrisat yapıl- ması hakkında tavsiyeleri ihtiva eden bir proje kabul eylemiştir. Wilson arasındaki görüşmelerde yal- w [ esasen her han r ka nma-| mia BU K a mıştır. İçten hücum, içten fetih — * M. Zekeriya Sertel, bu başmakalesin- de, bir kaç gün evel Fransada meydana çıkarılan casusluk meselesini anlatarak, bq hâdisenin bizim için haiz olduğu ehe- ııpyet'm yalman casus ve Propaganda teş- kilâtı mesai tarzı hakında fikir vermesi olduğunu, alman istihbarat teşkilâtımnın Türkiyede bile metodlarını tatbik etmi- ye çalıştığını gösteren binlerce misal bu- lupduğunu yazıyor “Düşmanın bize içi - izden vurup içimizden feth k için elinden geleni yapmakta olduğunu bile- rek uyanık bulunalım, bu kâfidir,, diyor, VAKİT v İlmi hareketler Asım Us, bu baş makalesinde, Manisa Mebusu Refik İnce'nin başkanlığı altın- da Ankara'da teşekkül eden Hukuk İlmi Yayma kurumunun memleket dahilinde ve haricindeki faaliyetini izah ve takdir YENİ SABAH Yaygara siyaseti » Hüseyin Cahit Yalçın, bu baş makale- sinde, Alman propaganda teşkilâtınım al- man matbuatına yaptırdığı mantıksız neş- lememişlerdi. Şimdi Tokyo ile Lond- ra arasındaki münasebatın salâh bül - masının İngiltere'ye Avrupa'da daha bir hareket serbestisi bahşetmesinden endişe edilmektedir. İktısadi bir mecmua olan Witsch- aftsring'in son nüshasında manidar bir mütalea vardır: Bu mecmua, Japonya'dan İngilte- re ile olan muhabbetinden dolayı ko - mintern aleyhine beraberce bir misak imza etmiş olduğu arkadaşiyle müna - sebetlerini tehlikeye koymamasını ri- ca etmektedir. müuhalif parti içindeki politikacıl tarafından “tehlikeli,, bir adam te - lâkki edilmektedir. Bunlar Ruzvelt' te ele avuca sığmaz, parti disiplini- ne gelmez, ne yapacağı anlaşılmaz bir inkılâp adamı görüyorlar. Bina - enaleyh Amerika'nın iç politikasına istikrar verecek bir adam istiyorlar. Şu halde Amerika'da “bitaraflık kanunları,, adı verdiğimiz mesele et- rafında devam eden ihtilâf, haki- katte Ruzvelt ile politikacılar ara- sında bir deledir. Bu d Bu » diyor ki: “Her halde İngiltere ile Japonya arasındaki münasebetlerin sonu, gerek Japonya'nın harict siyaseti, gerek Çin'deki vaziyeti için fevkalâde mü - him olacaktır. İngiltere'de böyle dü - şünülmektedir. Londra'da daha şimdiden Uzak Şark'ta, Japonya lehine bir müdahale icrası derpiş edilmektedir. Buua mü - kabil Japonya, komintern aleyhindeki misaka dahil Avrupa devletlerini hi - maye ve müdafaa etmemeyi teahhüd leyi kim k k? Bu, h iyi- ce malüm değildir. Fakat Ruzvelt, çok kurnaz bir politikacı olduğu gi- bi, şüphesiz efkârı umumiyenin iti- madına mazhardır. Bu şartlar altın- decektir. Bu da Çin'i kendi âkibeti - ne terketmek suretiyle Japonya'nın bitaraflığını zatın almak d ya'nın komintern aleyhindeki misak - tan elde etmekte olduğu fevaidin teh- likeye ilka edilemiyecek derecede mükim olduğunu da göstermektedir. Japonya, aynı neticeyi İngilteresiz de İngiltere ile de elde edebilir. Tiyençin ve Amerika Va?ix_ıgton. 22 aa. — B. Hull, bir ga- zetecinin İngiltere ile Japonya arasın- da Tiençin hakkında yapılan müzake- relerden Amerika'ya muttariden malü- mat verilmiş olduğu suretindeki bir gazete haberi metninde sormuş olduğu suale cevaben muhatabına 19 haziran 1939 tarihinde yapmış olduğu beyana- ta müracaat etmesi tavsiyesinde bu- lunmuştur. O tarihte B, Hull, Amerikanın ihti: lâfın zuhuru anındaki hâdise ile bir güna alâkası olmadığını, bilâhare bu hadiıefıiıj inkişafları dolayısiyle ve ja pon l.ıukumeti namına söz söylemeğe selâhiyettar bir zat ile diğer alâkadar hükümetler tarafından yapılan beya- nata nazaran hâdisenin umumi cephe- leri ile alâkalanmış bulunduğunu söy- lemiştir. g Bundan başka B. Hull, dün Kolom- entsin ablukasının mevzuu bahsetmiş olduğu meseleler, çok geniştir. seleler, Uzak Şarktaki vaziy riyşt," ünden nasyonal - 1 ida- resine faydadan ziyade zarar verdiğini yazarak, İngiltere'yi harp istemekle it- ham eden bu neşriyata misaller göster- dikten sonra, bütün mesele mihver dev- letlerinin lıkları yüzünd. ktığ let şeflerinin dili ile izah etmeleri lâzım olduğu mütal di kted. B Bîfarc;fl;k ' meselesi Ruzveli halkın reyini soracak Hydepark, 22 a.a. — B. Ruzvelt, bi- taraflık meselesi hakkında matbuat mümessillerine beyanatta bulunmuş - tür. Müşarünileyh, bu baptaki müzake - relerin kongrenin önümüzdeki içtima devresine tâliki kararının işlere za- rarı dokunacağını söylemiştir. Reisicümhur, daha geçenlerde iş a- damlarının kendisine müracaat ede- rek kongrenin bu bapta herhangi bir karar ittihazından imtina etmesinin işlerin kendisini göstermeğe başla- mış olan kalkınmasını tevkif etmek- te olduğunu söylemiş olduklarını tas- rih etmiş idi. B. Ruzvelt, iş adamlarının ilerde kongre tarafından kabul edilecek o - lan bitaraflık kanununun ne olacağı- nı sarih surette öğrenmeden evel hiç bir karar ittihaz etmemek arzusunda olduklarını söylemiştir. B. Ruzvelt, bundan sonra bitaraf - izah ediyor. Montrö'nün yıldönümü Her sabah sütunu muharriri, dün, Mnntrq’de boğazların elimize terkedildi. Bi :Şkıım üçüncü yılını idrak ettiğimizi söyliyerek, Türklerin boğazları ellerin- de ğıulundurmılarmm ifade ettiği ehemi- yeti ve bu vaziyetin dünya sulhu üzerin- deki tesirini tebarüz ettiriyor. aa Harp olacak mı? N in Sadak, y ti yghndın takip eder görünenlere soru- lan ilk sualin “Harp olacak mı?,, suali o1- duğ.ıınu ve bu sualin her memlekette ade- tâ “merhaba,, yerine geçmiş bulunduğu- hu yazdıktan ve sonu gelmiyen iddialar- la ortaya atılmış olan iki devletle onla- rın karşısımdaki zümrenin mütekabilen hazırlanmakta olduklarımı, fakat harbin zaruri olarak daima bu gibi hazırlıkların neticesi olmadığını, Almanlarla İtalyan- larım harp edecekmiş gibi hazırlanarak karşı tarafın harp edemiyeceği bir anda hedefini harpsiz elde etmek siyasetini ta- da, vaziye- lik lesini müzakere etmek üzere kongreyi fevkalâde içtimaa dâvet et- meğe kendisini icbar edecek olan şe- yin herhalde alelâde buhrandan başka bir şey olması lâzımgelmekte olduğu- nu beyan etmiştir. Ancak Amerika, silâhlara ambargo konulmasını derpiş eden şimdiki bi- taraflık kanunü varken bu gibi ahval ve şerait dahilinde herhangi bir yar- dımda bulunacak vaziyette değildir. Esasen âyan meclisi âzası, bu hu- susu tamamiyle müdriktirler. B. Ruzvelt, bitaraflık meselesi hak- kında karar ittihazı hususunun tehi- rine karar vermiş olan âyan âzasının harp olmıyacağı ihtimaline istinat et- miş olduklarını ilâve eylemiştir. Reisicümhur, bitafaflık hakkında - ki münakaşa ve cidalin 1940 içtimaına kadar hitama ermiş olacağını söyle - miş ve âyan meclisi kararını nazarı itibare almıyarak memleketin reyine müracaat etmek istemekte olduğunu, çünkü âyandan bazı grupların ikinci- kîp. etmekte olduklarını, şimdi bu siya- seti değiştirerek harbe girmelerinin el- de edilmiş muvaffakiyetleri tehlikeye ko- yabileceğini yazdıktan ve harbi se yüzünden ktir, Ti biya Reisicü u tarafından irad e- dilmiş olan nutuk dolayısiyle fevkalâ- | Tak bir hâdi Bu me- | de memnuni ' har etmiş ve bu nut- | &ini ilâ rika ittihadı : kânundan evel her türlü münakaşa ve imkânsız bir hale sokm Hsakı eyi olduklarını söylemiştir. tu

Bu sayıdan diğer sayfalar: