29 Mayıs 1929 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

29 Mayıs 1929 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

B' üstünde uzunca durulması lâzım ge- len şeyler. dalıınlık- İsra kurban oluveriyor, Ma- arif Vekâletinin, muallim ha- mmlara gerek resmi teskere lerde, gerek her hangi başka sebeplerle yazılacak kâğıtlar- da “hanımelendi, hitabının kullanılması hakkındaki tami- mi bunlardan biridir. Hoca hakkını, ana baba | hakkından üst titan bir mi letin çocukları olduğumuz halde yavaş yavaş muallim- lik talisiz. bir meslek haline girmişti. Bu husufun. sebep- leri derinde: olsa bile balle- dilmez şeyler değildir. Fakat sayılıp dökülmesi uzun sürer- Bir aralık merlekdtii çocuk: | larım daha doğrusu, vatanın mi ellerine verdiğimiz bu aziz ve mübarek insan- lann çok yaralı “oldukları görülü. Gönülleri" alınmak is- tendi. Maddöten döymamış matiçir tamamile aç oldukları göze çarpmıştı. Fakat ucu pa- raya dayandığı için o cephederi başlar çevrildi, daha kolay bütçe kapılarım zorlamıyan ucuz teselliler arandı. Teşri- fâtta onlara yüksekçe yerler veri şe dokanır “bir yeri yoktur. Fakat, pek ehemmiyeti bir Gerçi bu ihsanm di- noktayı işaret ettiği için üs- dünde — durulmalıdır “Başta alunanlar, bu mesleğin kıy- dir ediyorlar, Mes. metini W gelir. Muallim O hasımların hanım efendi oluşları da işte böyle hep; yerinde bir tak dirin eseridir. Yerin elbette bu taltif, o maddi mükâfatlar takip ebecektir manevi Mesele onların © haklarının görünmesinde, herhangi bir vesil ve işaretle tasdik edil- mesindedir. Küçük. bir serlâvha ile, mütevazı, bir. gazete sütunun- du yer bulan o haber, ben- ce çok mümayişli başlıklarla lerin hepsinden daha kıymeti idi.Dünyanm en nankör mes- leğine, gene dünyanın en te miz. aşkile bağlanan zeten <alkıştan utanan azizler- hocalar dir. Unutulmadıklarını mekle de teseli şurlar, gör- erine , kavu- ——— Tevellt Krom Çapraşikol tütün şirketi memurlarından © Cemil Melih beyin bir kırı dünyaya geldiğini memnuniyetle haber aldık. Ner- zadı uzun ömür diler ve ebe letlere yükseliş ve O mes lel lerin “sahiplerine © refah apcık bu takdirden sonra İkimizde — befkiente ing eke bir ayl gk, birden | pere üşür Anası kanı kucağına, akdi | — Oğlumu açti sam | Genk göle aç hayvanın dizgini elimden çıktı. — Âmann giti ve ağaç elrafında toplananlar | dumandır. : b sdilaç ve evler. aşağı ağı eğildi, secdeye Bizim kızl beygir deli deli | bağrışyotlardı. yeğen yaln nahiye kânlbinin | Bundan sora babam beni | kotü Kö baki. - kapanır gibi oldu” lm bal Beygir bu kansına yardım iin gelmilermiş. *| kasabanın öbür ücuna bir de. (| 7 Erde annelerimiz “bii — 7) — Yazan Sadt Ekm | Arık hayvan bizi iştedişi | siyade eki beni olduğum gibi bıraktılar; her-| -mireiye çırak, yerdi. . . .. , ;| bekler Bu pis demirci çırağle os. — Peki dedi... çektim. evin önüne götürdüm . | yere götürüyordu. i konuşacaksın 0 diye havli , buzlu yle Ege enes | Kızcığız pençerede idi hemen İkimiz de bet beniz. almıştı, öyledi. Kiz da boynunu bük. - bizim al beygiri ahırdan | bobçasını ata. İÜ irmediğ Çıplak ve müstehcen nedir? mera Mrt taralı” birleci saylamızdadır) Bedii heyecanda şehvet yoktur. San'atın incelikle- rile terbiyelenmiş bir di- mağ tabii ve ya masnu | çıplak vöcütlarda sırf bir | güzellik görür. Bizim çir- kin dediklerimizde de ta- biat güzeldir. Bu heyeca- nın esasını Fröyt nazariye- lerine göre sırf cinsi ca- zibeye alfederler - isede canlı ve çıplak bir model karş:sında mermerini yon- tan osan'atkâra | sorunuz. Mesaisi anlarında duyduğu lezzet nedir? o Mermere muşambaya can vermek- teki bir halikyet hissidir. Bu ise şehvetten çok yük- sektir. Eseri tamaşa eden- lerde ayni takdir. zevkile mütahassıs olabilirse orta- da çıplak yoktur. Ayıp ve müstehcenlik bu san'at hüdudunun tamamile harı- canda kalır. Fakat bu zevk terbiye- sinden mahrum bir dimağ sahibi böyle *bir eser kar- şısında “bulunduğu zaman, gözleri hemen hicabın per- desinden sıyırık duran açık noktaya dikilir. Yüzü kıza- nr, RL de çarpıntıya tutulur. İşte görüyorsunuz ki terbiye ve telâkkiye gö- Te ayıp namevcut ve mev- cuttur, © Kelimenin şümul ve hududunu, telâkkinin bu iki müntehası arasında aâra- malıyız. Bu bahiste “Volter, şöy- le.diyor: “Sokaklarda çırılçıplak yürümek istiyen bir erkek veya kadını niçin kapatı - yorlar? Büsbütün: çıplak olan heykellerden,. tablo - lardan, bam. kiliselerde gö rülen çıplak Mesihten niçin incinilmiyor?' ' Benibeşerin çok zamanlar elbisesiz ya- şamış olması! ihtimale ka - riptir. “Bazı, adalarda ve Ame- rika topraklarında giyinmek bilmiyen ahaliye tesadüf edilmiştir. En medeniler yapraklar, tüyler ve saire ile setriavret ederlerd”., “ Bu nevi utanma neden ileri geliyor ? Açık görmek! istediğimiz şeyi kapamamız, arzularımızı daha ziyade tutuşturmak insiyakından mı doğuyor ? Bazı kavimler Allaha ibadet etmek için çırıl çıplak soyonurlarmış . Halikın huzuruna bizi ya - rattığı gibi çıkmak daha münasip değil mi ?, Büyük: filosof bazı tafsi - lâttan sonra şu neticeyi çi- karıyor : * Çıplaklık arzuları tez- yitten ziyade doyğunluk istikrahı ( getirerek insânı afifleştirebi Bazı siziyeller çıplaklı- ğin manzarasındaki tesiri arttırır. Vücut mafsallarının kıvrıltılarak adelelerin şişi- rileceğini heykeltraşlar, 55. samlar bilirler. ve heyecan ayari ! leri vardır. Esere en san” pozları onlar tayin ederler. Heyekelde ve resimde her heyecanın pozda vücut ifade- atkârane poz aldırılması mes'elesi gayet mühimdir. Birinci sualinizin sonla- rında biraz düşünüyorum. Söyliyeceğimi bulmak için değil, Düşündüğümü yaz- mağa nasıl cesaret edeceği- mi tayin için... Bütün telâkkilerin altüst olduğu bugünde etrafımızı pak seçmeden fikir bula- * nıklıkları içinde yüzüyoruz. Henüz taayyün etmiş, vüzu- ha ermiş birşey yoktur. Dalgalar arasında çalkanı- yoruz, Bugünün ayrıldığı- mız maziye pek yakın olan zihniyete göre vereceğimiz. hükümler yarının fikirlerine uyınıyacaktır, Sanat eski âdetlerin, ahlâkın © kördü- gümlerinden kurtularak ta- mamile serbestlik istiyor. San'at kendi savletlerine karşı daima bir ejder gibi çıkan riyayı tep: Bugün kopan gürül bu mücadelede kendini pek zayıl gören riyanın yayga- ralarıdır. Efgandaki mücadele TÜM tarafı iriliği sayılamazdadır| Amanullah Hanın rakibi olan Saka zadenin tehlike- li baskınları bu küvveti da: ğıtmağa ve birçok efradını kaçırmağa kifayet etmiş, neticede Amanullah hanın tahtını istirdat için vuku bulan © askeri teşebbusu “akamete Buna ilâve olunacak di-' ğer bir sebep, Amanullah hanın mensup olduğu ha- nedan efradı arasında bir. takım rekabetler hasıl ol masıdır. - Bunun neticesi ölarak © Amanullah © han memleketinden © ayrılmak mecburiyetinde kalmıştır. Taymis gazetesi bu va - ziyeti teşrih ettikten sonra Amanullah hanın en mü - him hatasının, * son derece büyük bir töceddüdü başa- rirken askerlerine iki ay maâş vermemek olduğunu tesbit etmektedir. Bununla beraber Aha- nullah hanın Efganistandan çıksası önun haklarından feragat ettiğini, yahut yeni teşebbüslerde bulunmaktan vaz geçliğini ifade ötmez, Daha evvel birçok Efgan hükümdarları son derece müşkül vaziyetlerâ düçar olmuşlar, meselâ Amanul- lah hanın büyük babası Emir Abdurrahman omrü- nün on senesini Rusyada fakru zaruret içinde geçir- miş olduğu halde sonunda muvaffak olmuştu. Amanullah hanın çekil- mesile Efganistandaki re - kabet- başlıca iki kişiye Sıkı tut içinde bebeklerim var 1 Sonra sessiz sessiz indi. ben baş anak oldum , o sırtıma bası beygire atladı , arkasından ben atladım, Bastım tekmeyi beygire, kalktı dört nala. Kız önde ben (0s raratı birimci, sabkilmmzdadır) Bendeniz O zamün asker lik. işlerinin “hellile möşgul bulunduğum için bu mevzu etrahında uzun uzadıya gö rüşmemişdim. Şimdi, askerliğim daha bir sene için tehir edil- diği cihetle zatı ölinize bu meyzü etrafında bazı teklif lerde bulunmak cür'etini gös- tereceğim.. «Türkiye Ticaret gaze- tesi, ni birisine devrettiğin- den, “yeni sene,, yi kapataca- gından bahsettikden sonra, ser* best kalacağı bu bir yıliçinde “Vakıt, namına Anadoluda bir seyabat teklif çdiyordu, maddeten abone yapacak, manen, Anadolu « şetkikleri gönderecekdi, Hülâsa, şahsına ve şerefine irimat edileceğini bildiği için bu teklili arza cüret ediyor- du vi Müdürümüz bu (teklife, böyle bir seyahatin vakti ol- madığı, cevabını verdi: Ta Nurullah Nalizin çok sevdiği miz bir kalem sahibine kardeş oldukdan başka, Giresunda ve “burada . ticaretle meşgul ve şahsı müdürümüzce ma- rul bir zatın damadı” olduğu anlaşılıncaya: kadar. ! Moralızade Süleyman Na- liz beyin oğlu glduğu ve Yeldeğirmeninde demirtiyan apartmanında üçüncü katda beş numatalı dairede validesi yanında oturduğu , matbaacı tesbit. edilen » Nurulah Nafiz. beyin - her tarafda isabit mu- habirlerinden * başka- Seyyar muhabir kadrosund “Hâvesini İl bilditeni” Ye o güükü seyrise. Jain pöstasile kara denize hareketini haber veren fıkra- mn. 17 kinumnusani,.nusha- mızda çıkması işte bu “şahsa yves gerefi e itimadın mah- ? sl idi. Bu fıkta ile Çanütemizin idari işlerini takip, etmek) de Nurulluh Nafiz Beye va- zife olarak verilmiş oluyurdu. Narullah “Nafiz Bey bun- dan başka abone yazmak da istediğiyden (o İdâre kendisi için iki, cil makbuz hazırla- dı: Bu iki lin İki yüz varakasının ber-bitinin üze- rine o o varakın ” Karadenize giden bu seyyar muhabire sit olduğü basılmış, Vaktin 1,3, 6, 12, aylık ahone be. delleri ayn ayrı gösterilmişdi. Abone “bedelleri gelmedikçe irsaldt başlamamak mukarrer olduğu, her merahtlede kon. tural İmkânı meVdut muhte. mel bir zararı Kisi” neral Nadir han ile Habibullah antik” maruf Sukasinedır! Bütlrden'lğr birinin “taraftarları ve di manları vardır. Henüz iki-' sinden “biri de »kat'i, bir vaziyet alacak halde de O halde mücadele (ve © bugünkü anarşinin bir Zamân daha Hayvan bir bey çarşıyı dolaştı. Hayvanın “arkasından koştur; ar. Kız avaz övaz ayara Hayvan bizi döne * golaştıra Dürriyeletin “övininğ örne ge tirdi. Kan oğla çi iidenler kesmek Emir bugünkü. Nurullah : Nafiz adındaki afet mümkündü; makbuzlar üze- rindeki kayıtlarda abone ya- zllacakların, meselâ, 3 aylık$00 kuruş yerine 5-6 yüz kuruş | verörek zararlanmasına mâni olacakdı, Nurullah Nafiz Bey, mat baaya gönderdiği mektuplara göre, Zonguldağa, İeboluya, Samsuna, Çurşambaya, Hav- zaya, Amasyaya, * Zileye uğ: radı, Ordudan Giresuna, Trab- zona geçdi ve. neden sonra, geldiği vapur- da yolculuk gden bir arka- daşın bir gazete arkadaşına | bahsetmesile haberdar olduk ki bir gün istanbula döndü. hemen her gönderdiği yanında hava- eyi 0 gün Şostaya verdiğini yazıyor; hatta postanın mak- buz numaralarını bile göste- riyordu . fakat bütün bu hvaleler- den topu topu" iki defa” elli- şer lira gelmiş, üstü boyun postahaneden © araşdırılıyor, nahak yere postalar ittiham | ediliyordu. buna mukabil, anuhabirin bu kadar kariyetle, yani ma- kbuz numarası yazacak de recelerde kuvvetli işarın, (Şa- hıs ve şeref) itimadıne baglı- yan idare,“ yazılan müddet terle bildirilen. isimlere — irsa- Mta başlıyordu. fakat muhabir beyin istan- bula geldiği. halle matbaaya uğramaması . hayırlı bir alâ» met değildi öden beriden gelen ve telgraf muhaberelerinde yol- da kaybolmuş mektuplara hamlolunan bazı © şikâyetler Sön bir" beyoglu “telefonu “ile vahim bir mana alıyordu. beyoğlunda dandırya mü siki aletleri pazav mağazasına gelenler taralından yazıldığı Ve. parasım verdiği abonenin bali neden gönderilmediğini soruyordu! bunu bir ikindisi takip ettik burası bir deniz âcentesi; idi makbüzu almış, parayı, şüphelenerek verme- mışdi, “yerim mi? 'diğe soruyordu. buralara verilen makbuz- lar, Nurullah Nafizin Okara denize seyahatinde kullanıl. mak üzere aldığı ciltlere ait- di ve gördük ki hepsinde yeni tarihlerle “Nurullah Na- fiz, imzası var! Nurullah bey uğradığı yerden anadoluyu, daha fazla be- yoğlu, galata mağaza ve dü. kkânlarını haraca kesen ma- but mecmua göstermelikleri arasina (Vak da karışdır. #nak tehlikesi karşısında tdk: derhal © tedbir - aldık, ve nurullah nafiz bey, nihayet bir. gece cilt makbuzdan 136 sının dip koçanmı, Kalanları. da aynen vermek mecburiyetinde kaldı, bu 136 makbuz > nerede, nasıl kullanılmışdı? dip ko- “çanlarından çıkan bir hesap bize kendine irsaldta baş lanmamış bir takım isimler olduğu gi ndi mektuj © Ağaç ve evler , aşağı eğildi, secdeye kapanır gibi bir şey oldu. Yel , kaldırım kayaları dim dik ayağa kalktı . Bir az sonra dut. ağacının “dibinde bir kalabalık cirahmızı sarmıştı larında bildirdiği müddetrler den bağılârı şimdi söylediği abone müdderirine umuyor, bele bu müdderler bazı abö: helerin gedikme © şikâyerile yazdığı. hatta hazen de mak- buzunu gönderdiği müddet leri, mikdarları tutmuyordu. üç abone kaydedildiği halde bir gönderildiğini yazan, dip koçanlarında hiç adı görülmi- ven © veya “postu: parası namile muay- yen öbone bedelinden fazla para alınmış kariler çikiyor. du. şahıs ve şereline ilmat ediler bu genç “bütün bu marifetlere? karşısoğuk kanlı, trabzondan postaya © verdiği altmış Jiranın hâlâ nasıl olup da gelmediğine o'da bizim- le beraber şaşırıyordu! halbu ki bize verdiği mak- buz düpe düz sahte idil kendisineden trabzon postâhanesine Va» kıt namına verdiği bir mek- wp veya tigra mukabi- linde aldığı pullu, mühürlü resmi makbuz © ilmühaberi baş tarallarma: ayni yazıya benzetilerek o “adi havale, “altmış” Hira içindir, “yalnız altmış Jira,, gidi kelimeler ilâve edilerek tabrif edilmiş di. » bu vaziyet karşısında (Vakıt)e düşen vazife ne olabilir ? Vakıt adına, makbuzun gös- terilen itimadın daima yerinde olduğunu göstermek için elimiz ze geçirebildiğimiz vesaikden abone yazıldıklrım öğrenebik diğümiz ve henüz gazete gitme diğini tahakkuk (ettirdiğimiz karilere irsalâta başlamak! işte ( Vakıt) önce bunu yapdı şim- di, bütün. Vakıt karilerinden nurullah nafiz atı genç ile te- masa gelmiş ve Vakit namına bir müamele yapmış olanlara menedilmesi elinizde Olmayan sebeblerle olan bu gecikmeler- den dolayı aflerini, tiça ederek arzediyoruz : Verdikleri para mıkdarlarım aldıkları makbuzların tarihlerini numaralarını bildirmek, müm- kürse birer suretini göndermek lütfunda bulunsunlar. Lâzamsa kayıtlerimizi tashih edelim. » ikinci yapacağımız bü cür'et- kâr adliyeye vermekdi: (Vakit) bunu da yapdı; nurullah efiz aleyhine emniyeti sui istimal, dolandırıcılığ, sahtekârlik mad- delerinden dava açdı. Valnız, ve çareki sot çıkan tecil o kanunu © arzuhalimizin « ifz » ını icab ediyor. adaletin kesdiği parmak âct- maz, dileriz ki afiv kanununun hedef bildiği terbiye tesirini yadşın da bu kapa “maziden temiz bir istikbak çeksi,.. Bununla. Beraber, karilerimi- Zin başımıza gelen şu hadiseden Tüzumunda faydalı ibret levha- İarı' çıkaracaklarından eminiz. kendimize . bir kere daha geç- miş olsun derken başkalarım da bu kabil şeref. ve itibar afet- Terinden allah ve kanun esirze- sin diyorü binde inledim durdum, Sesime aldıran bile olmadı . Sürüne sürüne eye döndüm. ye gelince babamdanda 1e- miz bir dayak yedim. Kızın anası zeptiye ile ba- bama haber göndermiş, demiş ki: Yani bir zam! ürkiyede Zam illetine T müptelâ olan ve bir türlü bu hastalıktan kurulmak bilmeyen şirket- lerden biri de telefon şirke- tdir. Gene gazeteler bu şirketin yakinda yüzde on zam ya Pacağını yazdılar. Öyleyse aziz okuyucuları miz, el birliğile şimdiden ken- dinizi az konuşmağa alıştırı- nız. Yüz kelime yerine dok- san kelime Kullanmıya alişn niz mı, Öte tarafından Ga etmeyi. Hem boğazınız dinlenin hem yüzde on eksik -yani bugünkü kadar- masraf etmiş olursunuz. -— Bir dayak | Nip vilâyet ko- ağının önünde, se- bik kocasum götür görmez otomobilini durdurup indiğine bakılırsa şık ve asri olduğuna hükmetmek lâzım gelen bir “hanım, oracıkta zavallı kocayı sapı kırılıncıya kadar döğmüş. Senelerden beri Kafes ar. , kasında kocalarından dayak yiyen kadınlar” bu haberi duyunca kimbilir ne kadar sevinmişlerdir. Böyle müstesna vakalar ekseriya taklit olunur. Sakın başka; hanımlar da buna im- renip kocalarını döğmek ar- zusunu duymasınlar © Za- man yeni ve eski bir çok evli dostlarımızın bali du mandiri Ferit bey JÜst tarahı birinci sahıfamızdadır? Şimdiye kadar muhtelif sefarethanelerde wevsimin resmi , kabullerinden pek azı verilmiş bulunuyor. Bu- nunla beraber sefirler, elçi- ler, hususi dostlarını mutat olduğu veçhile izaz etmek- tedirler, Mevsimin ilk mühim dip». lomatik. içtimalarından biri 4 Haziranda Türkiye sefa- rethanesinde ki resmi kabul olacaktır. Buçok büyük bir hadisedir, çünkü Londranın içtimai sınıfları ile diple - matları bu içtimaa iştirak edeceklerdir. Türkiye sefarethanesinde verilen ziyafetler azim bir hahişle beklenilmektedir. Abmet Ferit B. ile re- fikaları en mükemmel hane sahipleridir. Türkiye sefaretanesinde verilen şayani hayret Türk yemekleri misafirler için nefis bir zevk teşkil edi- ye N önünden geçerdim. Bazan ğen- dini görürdüm, bir bayram günü nahiye müdürünün oğlu Ve birlikte el öpmeden döntk yorlardı. Yen li ; istedim, Kiz beni görünce du- şemsiyesinin ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: