4 Ocak 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

4 Ocak 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a — 4 — VAKIT 4 Künensani 19390 —— — Senede 600,(00 kutu kundura boyası ha'camwvor ER mini Üçüncü sayılamızdan mabat Gümrüğün bu himayesinden dolayı yerli kundura boyası ima- lâtaneleri gittikçe inkişaf etmiş ve bugün pera boyalarma ih- tiyaç bissettirmiyecek mükem- meliyette boya çıkarmıya başla- mıştır. Şimdiki halde İstanbulda 3 kundura boyası imalâtanesi vardır. Bu üç imalâtane senede muhte lif renklerde ve muhtelif Da likte takriben boya çıkarmaktadır. Bu boyalar İstanbulda sarfe- dildiği gibi Anadoluya da gön- derilmektedir. £ Hatta burada boyacılık öğrenip İzmir ve Balı- kesirde ve diğer birkaç şehirde küçük imalâtaneler açan müte- şebbisler de vardır. Yalnız bu şehirlerdeki boyacılar sermaye- sizlikten dolayı kutu imal ett- rememekte, boyalarını kundura boyacılarına açık olarak ve ek- seriya tartı ile satmaktadırlar. Halbuki şehrimizdeki boyacr lar mallarım şık kutulara koya- rak müşteriye, daha ziyade ho- şa gidecek bir şekilde arzet- mektedirler. Fakat, esefle kay- dedelim ki bu kutular memle- ketimizde değil, Avrupada yap- tırılmaktadır. Memleketimizde bir kutu fabrikası açmak 40,000 li- raya tevakkuf ediyor. Böjacıların temin ettiğine göre, da yavaş yavaş yapılacaktır. Kundura boyalarının imalinde kullanılan iptidai maddelere ge- lince : bunlar mum, boya, reçi- nedir. Balmumu boyacııkta pek mergupsa da pahalı olduğu için kullanılmamakta, onun yerine Avrupadan ik adi ve ucuz bir mum tercih edilmektedir. Balmumu istihsali çoğalıp fiatlar düştüğü takdirde tabii boyacılar yerli malı olan balmumunu kul- lanacaklardır. , Yalnız boyacıların şikâyette müttefik bulundukları bir nokta vardır: Halk sk sık kundura boyatmıyor. Bu yüzden boya sarfiyalımız artmıyor. Bir boya âmili diyor ki : «— Avrupada herkes hemen hergün kunduralarını boyatırlar. Halbuki bizde öylemi ya... En sık gerenlerimiz bile ancak haftada bir, nihayet iki defa iskarpinlerini Oboyatırlar. Hele kundura boyatmasını itiyat etmi- yenleri hiç sormayın |.. İstanbul- da muntazaman kunduralarım boyatanlar on bin kişiden fazla değildir. Halbuki (o şchrimizin 17-8 yüz bindi. Bu nü- fusa göre kundura boyatanlarm ne kadar az bir yekün tuttuğu anlaşı'mış olur. » Kundura cilâları daha ziyade Avrupadan gelmekte, şehrimizde ancak 100,000 kutu kadar imal edilebilmektedir. Bunun sebebi de yerli cilâların Avrupa cilâla- nna rekabet edememesidir. Yarım asır evvelki VAKİT mke e... Satı cedit mflâbesesile heyeti süferanın huzuru hazreti şehripariye kabu! olunmaları rasimesinde İran sefiri devletiâ Bacı Mi'za Mahsin Han haz- refileri nemizâç olmaları cihetile hazır bulunama- d kiarından tarafı eşrefi hazreti şehriyaride” bir yaveri mahsus izam ile setiri müşarünileyh haz- reflerinin hatırları istif- sar buvusu muştur. Güntin siyaseti Çin ve Kapitülasyonlar. Muhtelif merakizden, geçen senenin son günlerinde gelen telgraflar, gayet mühim bir hadiseyi bildirmekte idi: Çin şurayi hükümeti ecnebile- rin Çindeki bütün imtiyazlarının yeni senenin birinci gününden itibaren ilgası emirnamesini ka- leme almıştır. 1858 senesinden beri Avrupa devletleri Çin imperatorluğundan bir takım imtiyazlar almış ar ve bu imtiyazlarından, tarzı hükümetin değişmesine rağmen istifade ede gelmişlerdir. Bu imtiyazlar mucibince muh- telif devletlerin Çin toprağında müstakil mmtakaları olduğu gibi Çin mahkemeleri ecanibe karşı hür bir hakkı kazaya malik bulunmakta ve gümrük rüsumu bir takım kuyuda tabi tutulmak- tadır. İşte Nankin hükümetinin ilgasını ilan ettiği kap tülasyon- lar. 1858 de imza edilen mukave- nin müddeti esasen 1932 de ni- hayet bulduğundan genç Çin cümhuriyeti selefi olan saltanattan kalan kapitülasyon zencirini mia- dından iki sene evvel kırmağa teşebbüs ediyor demektir. Bu kararın haber alınması Çinde alâkadar olan hükümetler mehafilinde, muhtelif (tesirleri mucip olmuştur. İlk itiraz say- hasını Amerika yükseltti. “Va- şington,, hükümeti henüz res- men böyle bir tebiiğ almamış olmakla beraber, Amerkann tebeasına bahşedilmiş olan hu- kuktan asla ferağat edemiyece- ğini kat'iyetle beyan etmiştir. Çinin Paris sefiri delâleti ile istimzaç edilen Fransa hiküme- tine gelince, Nankin hükümetinin kararı hakkında malümatı mu- fassale verilmesini talebetmiş ve ancak bu malümatı aldıktan sonra müzakerata girişebilecegi- ni bildirmiştir. Çin hükümetinin kararı vakimin diğer alâkadar bükümetlerce ne suretle karşılandığı haberi henüz gelmemiştir. Masmafih hiçbir hükümetin müzakeratı mütekad- dime vukua gelmeksizin tebliğ olunan bu ilga kararını bilâ iti - raz tasdik etmiyeceği kanaati mevcattur. Şu halde kararın sene iptida- sından itibaren mevkii mer'iyete vaz'ı biraz müşkül görülmekte - dir; ber ne kadar Çin hüküme- tinin, Kelloğ misakına güvenerek | kararin tatbike başlaması hatıra gelebilirse de, mubtelif devletler tebeasına karşı yapılacak her hangi bir hareketin mukabelei bilmisil Oo görmesi (o keyfiyetini Kelloğ misakı menedememektedir. Bunu daha pek yakın zamanda Mançuri vekayii ispat etti. Binaenaley Çinin kararını na- zari, ve filiyata geçilmesi için istihzarat yapılmasını temin eder, bir teşebbüs halinde telâkki etmemiz doğru olur. Bahusus Nankin hükümetinin dahili bir takım balli müşkül gailelerle boğazlaşımak mecbu- riyetinde bulunduğu şu sırada, verdiği bir kararın cebren tat- bikine imkân göremiyeceği ka- naati bu telâkkiyi kuvvetlendir- mektedir. M. Gayur Tavyareve teberru Kâğıtçılık (Ove (o matbaacılık anonim şirketi tarafından Tay- yare Cemiyeti İstanbul şubesine üç yüz lira teberru edilmiştir. Akdenizde İtalya-Fransa rekabeti —— — — ——— İtalya Je İspanyanın ittifak ederek Cezayir - Marsilya yolunu tehdit etweleri ihtimalı Fransayı endişeye düşürüyor Umumi harpten beri, diplo- matların çantalarında gizli kalan bir takım hakikatler geçen haftanın sonlarına doğru meydana çıkarak her muhitte derin akisler bıraktı. Londrada toplanacak beş deniz devletleri konferansı bu hakikat- lerin tezahürüne fırsat hazırla- mış, Fransa hükümetinin bu mü- | nasebetle takdim ettiği mubtıra bunların âpaçık bir surette mev- zuu bahsolmasını intaç etmiştr. Mesele şundan ibaret; - Fram- sa bükümeti Londrada toplana- cak konferans dolayısile alâka- dar devletlere takdim ettiği muhtırada Akdeniz devletleri arasında ademi tecavüz misakı- nın aktini teklif ediyordu. Bu misak 1921 de toplanan Vaşiny- ton konferansını müteakip büyük Okyanos devletleri arasında im- zalanan misaka (o benziyecekti. Yani Fransanın istediği; İngiltere, Fransa, İtalya ve beş devletler konferansile al#kadar olmıyan İspanya devletlerinin mütekabil emniyet ve ademi tecavüz mu- ahedesi m'zakere etmeleridir. Fransanın bu teklifi ileri sür- mesinin sebebi ne olabilirdi? Bunu anlamak için Akdenizin vaziyet'ni gözden geçrmek !lâ- zımdır. Malüm Oo'duğu üzere Fransamn ew mühim ibtiyat kuvvetler menbai, Şimali Afrika- dır. Afrikanın bu kısmı ile cenu- bi Fransa arasındaki muvasale yolu, Akdenizdir. Avrupada bir harp vukuu tekdirinde Fransa için bu yol hayati bir kıymet ihraz eder, “Halbuki bu yol iki İleri üssülbareke arasında bulu- nuyur. Bir taraftan İtalyanlara sit Sardunya adası, diğer taraf- tan İspanyanın Balear adaları bu yolu tehdit edebilir. Çünkü Cezayir » Marsilya deniz yolu bu iki üssülhareke arasındadır. Ilerde İtalya ile İspanya arasında bir ittifak akti takdirinde bu haltın emniyeti tehlikeye girmiş olur, Diğer taraftan İtalya, deniz kuvvetini ilerletmek için mühim gayretler sarfetmektedir. İtalya Sardunya adasının şimalinde olan Maddalina limanını bırakarak | cenupta olan Kagliyari limanını tahkim etmektedir. Fransa için bu, pek manidar bir hareketti. Bundan başka Sicilyanın garp sahi- linde olan Trapani limanı da mubripler, tahtelbabirler ve tay- yareler için Üssülhareke teşkil edecek derecede asri techizat ile takviye edilmiştir. Cezayir- Marsilya yolunun şark cenahi İ bu vaziyettedir. Garp tarafına gelince, Ispanyaya âit Majorkada Mahon limanı ile Plensa körfezi vardır. Bu itibar ile Fransanın en ha- yati muvasa'e yolu iki tarafın- dan da tehlikeye maruz sayıla- bilir. İspanya ile İtalyanın ittifekı takdirinde bu yol iki taraftan da tecavüze maruz kalacaktır. Gerçi, şimdilik böyle bir ittifak mevzuu bahis değildir. Fakat coğrafi vaziyetin ihmali de doğ- ru olmuyacağından Fransada buna büyük bir ehemmiyet verilmekte, alâkadar omütehassıslar (Kıral Atfonsum (o 1923 te (Romayı ziyaretini müteakip 1926 da iki memleket ârasında mobadenet muahedesinin imzalanmasını na- dikka i içindir ki zarı dikkate alarak ve atiyi dü- şünerek tedbir almaktadırlar. İtalya son seneler zarfında bütün bahri inşaalında azami sürati temine çalışmaktadır. On bin tonluk kruvazör'er 36 mil yapmak üzere inşa olunuyor. Ispanya donanması da canlanma alâmetleri ermiye tır, İlyesyele Yaştan öp ki kruvazör inşa edildiği ikisinin projeleri bazır p dır. 1924 ten 1926 ya kadar inşa olunan gemilere süratli muhripler ilâvesi program da- hilindedir. nevralarında İspanya kıralı da bulunmuş ve manevraların umu- mi plân hakkında hiçbirşey ifşa olunma Bu izahat ile Fransanın ademi tecavüz misakı akti için vuku bulan teklifinin saikleri anlaşı- labilir. O Riza SUTUNL ARDA SEYAHAT Fena atâmetler!.. ların biri, birkaç bafta evveline kadar yirmi beş kuruşa satılan yerli ıhlamurun okkasının elliye fırlaması, öteki, yılbaşı gecesi bütün eğlence yerlerini tıklım tıklım dolduranların kor- kunç sefahetidir. içim sızladı, açılan bayrağın, in ilk adımda, peşini bıra» kanların hıyanetini görmek, beni acı bir inkisara uğrattı. O yer- i renleri dinledim, ei eryakliği yaratmıya çalışan heyecanlı insanların şi- kâyeşlerini duydum. İşte onun bu hareket ere boz- gun, diyorum. Yalnız, biraz dikkatle bozgu- nun iki cephesi old açık görebiliriz. Ihlamuru ticari hiç bir sebep yokken yedi mis- line fırlatan şey, ticaret ahlâkı- mızın me feci bir düşkünlüğe uğradığını da gösteren bir şahit- tir. Kâr yolunu hakikaten ar yolundan ayıran insaf ve ahlâk düşenleri nasıl ve niçin ser- en aziz ve mukaddes saydığı ayelere arkadan hücum eden a soysuzlar kimlerdir? Bunların ibtikârı, ihtikârdan bin kerre daha mel'un değil midir? Ha kın asil hı İstismar edenleri neden ra vicdanlı nahkârlar bi e Ke bu Diziğiz. içimizde yaşa - masına tahammül ediyoruz, Bozgunun birinci mücrimleri bunlardır. Perhiz ahdınmn basarken tam bir sefahetle ken- dinden geçenleri gene mücrim fakat ikinci derecede birer kabahatlı gibi düşünüyorum. Bu iş, bu gayeden ayrılış, davanın bir ed mak duyulmadığına! fena bir işaretlir. Hem niçin mlm Beden üstü kapalı, yürümeli ? Bizde “niletle alâkası hemen hemen hiç kalmamış — hasım vardır. sınıf halinde yaşarlar. Ne ye ei ne Frenk, ne müslüman- || lar, ne gâvur. ve miletlerin azametine 2 hayranlık ran yaşarlar ve bu Ma Lil ni ve an yeri” bei ek e İyi) e li Teşekkür Bika en beri gazete B m er tafsilât ew vel Adliyenin emanet daire giren hırsızlar öte beri arakl mn Bu hadiseyi duyunca 9 fıkra yazmış ve bunda h dönüp dolaşıp götüreleceği rin adliye olduğunu, fakat defa bir hırsızın kendi ken adliyeye girdiğini söylemişti Evelki gün matbaanın telef: caldi: hakkında malümat istiyorlar. Telefonu Refik yi der al ve kendisine mahsus edasi sordu. — Alo, kiminle ol yorum Beyefendi? yereiyap — Ne emir buyru'uyor Efel dim... — Efendim, kaç gündür gaz teler bunun yazılmadık tarafi bırakmadılar. Bu fıkra bu husus yazılan en son yazıdır. Telefon kapandı. İki tar anlaştı. Neticeden ben memnt oldum. İki günden beri gazeti lerde sütun sütun yazılan yazıla okumiyan bu zat, benim sütun mu sıcağı sıcağına okumuştu. Memnun olmakta haklı değ midim? Köprü Kelkiğori imdiye kadar köprü m riyesinin kaldırılması 5 çok alar mevzuu bal&öl Şimdi ise köprünün kaldır! masını teklif ediyorlarmış. Bir pire için bir yorgan ya kanlara dair masallar dinlem şizdir. Kırk para için koca köprünün kaldırılmasını da recek miyiz ? Toplu İğne eva sade bizi gekiştirmiy 3 azamet yeli bir ada! olmak akıllarından bile geçmi Yılbaşı gecesi birkaç ii var'datlarını havaya sa “gran senyör,, lük sayarlar. , sofralarınd. tasarruf umdelerinden birini mış ne çıkar? Bu gayretten, asil ahttan onlara ne? Bunları sade bizden ayrıldı! ları için nefretle anıyor, yo — bizden saymıyoruz. Seyyah “VAKIT gi Cumartesi © Kânunsani i 1930 | Fırtına İ Göneşin batyı | Nama> vakitleri İmre ilem elik eli 558 1219 1440 1S İS l » Bugünkü Ri ll rüngü. poyraz. ear ele ub

Bu sayıdan diğer sayfalar: