30 Mayıs 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

30 Mayıs 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A — 4 — VAKIT 30 Mayıs 1930 WAR İngiliz kabinesi İngilterede amele hükümeti- nin mevkii sarsılmıştır. Sebebi işsizlik meselesinde bu hüküme- tin şimdiye kadar müessir bir tetbir bulamamasıdır. Hindistan abvalinin eksi tesiri (neticesi olarak hergün birer birer kapı- larmı kapıyan yeni fabrikalar- dan bir çok amele açıkta kak maktadir. Yalnız son zamanlar- da bir hafta içinde bu suretle Açıkta kalan amelenin miktarı 27000 i bulmuştur. Bunların esa- sen mevcut işsizlere iltihakile hükümetin iaşelerine (mecbur işsiz (Oamelenin adedi 1,730,000 ne çıkmıştır. Bu ame- lenin üç kişilik bir aileyi temsil etiği farz edilirse bugün Bri- tanya adasında sırf işsizlik neti- cesi olarak hükümet bütçesin- den yardıma muhtaç olan nüfu- sun miktarı 5, 6 milyon kişiyi buluyor demektir. İngiliz nazırlarından Sır Oswald Mosley ahiren işsizlik meselesi hakkında hazırladığı kanun lâ- yıhası kabine azası tarafından ret edileceği için diğer iki refikile birlikte istifasını ver- miştir ve bu hadise başvekil M. Makdonaldın zaten sarsıl- miş olan mevkiini bir kat daha zayıflatmıştır. Eğer diğer fırka- ların kuvvetleri ve mevkileri, daha müsait olsa amele hükü- metinin bir gün bileiktidar ma- kamında kalması mümkün değil dir. Filbakika M. Makdonalt bü- hümetten çekildiği takdirde ne liberalların ne.de muhafazakâr- ların — başlı başıma (o hükü- met teşkil (O imkansız olmak - la beraber bu fırkalardan hiç biri yeni bir intihabat icrası için avam kamarasının feshini de il- tizam edecek vaziyette değildir. Uberaller bugünkü intihabat usu- lile yeni bir intihabat icrasında hiç bir menfaat görmemektedir. Mösyö Loyteorç şimdiye kadar amele (hükümetine göster - diği (Omüzaherete karşı nis- bi temsil esasına göre intihabat kanununa tadilât yapmağa Mös- yö Makdonaldı iknaa çalışıyor- du. Mösyö Makdonald bir aralık Loytçorç ile anlaşır gibi olmuş ise de bilâhare bu ihtimal suya düşmüştür. Onun için Liberallar bugünkü vaziyet içinde yeni bir intihabata gitmek cesaretini ken- dilerinde bulamamaktadır. Muha- fazakârlar himaye meselesinden dolayı kendi aralarında teşettüt devri geçirmektedir. Diğer taraf- tan Mösyö Baldvinin nüfuzu da kendi fırkası içinde zafa düşmüş muhafazakârlar oarasında yeni Yerim özer evvelki ; VAKIT 29 MAYIS, 1680 Dahiliye nezareti celilesine Şu mevsim havalar kurak gitmiş isede lehülhamd bu- günler arasıra yağmur nü zul eylemekte (olmasına mebni Selânik vilâyetince bu sene feyzü bereket me- mul idöği arzolunur, fer- man. Fi 25 Nisan sene 96 Valii Selânik Abidin feliya ai Yeni bir dava B* şoför vali Muhittin Beyi dava etti. Arkasından bir sporcu da bir dava açmış. Eğer hakikaten tokat yemişse şoför Hamdi efendiyi dava etmekte haklı bulabiliriz. Lâkin Kadıköy İttihat spor meydanında oyun oynarken düşen ve ayağı kırılan sporcunun, “ saha temiz değildi, onun için ben tetanos şırınga- sı yaptırıp on beş gün yatakta kaldımı; diye Muhittin Beyden tazminat istemesi biraz tuhaftır. Bu futbolcuyu © meydanda zorla oynatan, ayağına çelme takıp düşüren Muhittin B. midi? O halde, kaldırımlar bozuk olduğu — için iskarpini çabuk eskiyen hanımlar, lâcivert elbi- seleri caddelerdeki tozlardan le- kelenen genç beyler, cübbelerine zifos sıçrayan hocafendiler de Muhittin Beyi dava mı etsinler? x Şehadetnameli köpekler aa şahadetnameli köpekler gelmiş; İstanbul zabıtası tarafından kullanılacak- mış. Bütün tahsilini Almanyada yapan bu köpeklere nasıl dert anlatacağız? Mesele değil mi? Toplu İğne Küçük haberler Şebremaneti su meselesile alâkadar olmağa karar vermiş ve halka te- miz, mikropsuz su içirmek için bir program hazırlamıştır. in sabah sent onda İtalya sefaret- hanesi garajından yangın - çıkmış ve iki ( Lançiya ), otomobili yanarak söndürü'müştür. Almanya ile aramızdaki ticaret mua- bedesi müzakerati bitmiş muahe- de evvelki gün tarnleyn o mürahhatları tarafından parafe edilmiştir. Br iki halta sonra bu senenin ilk buğday mahsulü şehrimize gele- cektir. Alınan baberlere Ogöre geçen seneki mahsul aynen saulmış ve hiç istok kalmamısür. Körü mururiyesinin kalkacağı pa- zar günü iki taraftaki eski kulü- beler yıkılacaktır. bir reis intihap münakaşaları meydan almıştır. Bu itibar ile muhafazakâr fırka da yeni inti- habat (mücadelesine girişecek halde değildir. Amele fırkasına gelince, bir kaç ay evvel Makdonald hükü- metinin İngiliz efkârı umumiye- sine hoş görünen harici ve da- hili bazı muvaffakıyetler umumi bir intihabat icrası halinde bu fırka için ne liberallerin, ne mu- hafazakârların (o muzaheretlerine ihtiyaç kalmaksızm kendi kendi- ne memleketi idare ede - cek bir ekseriyet (kazanmak ümitlerini (Okuvvetle © uyandır. mıştı. O Halbu ki şimdi bu ümit gaip olmuştur. Bunun se- bebi de yukarıda kaydettiğimiz veçhile bilhassa işsizlik meselesi için amele hükümetinin bir çare İ bulmaktaki aczinin kat'i surette anlaşılmasıdır. Bu vaziyete nazaran İngilte- rede amele hükümetinin mevkii tıpkı geniş bir deniz ortasında kuvvei muharrikesi tükenen bir gemiye benzetilebilir. Böyle bir geminin yoluna devam etmesi için yelken açmaktan başka çare yoktur. Açılan yelken ile geminin istediği istikamete yol alabilmesi (Omüsait rüzgârların himmetine kalmış bir şeydir. Fakat buna mukabil akşi isti- pa e Hakikati görelim! pperisten sonra Liyonda da Yunan istiklâli tes'it edil- miş. Bunu oralardan gelen mw- habir mektuplarından anlıyoruz. Bu mektuplarda gurbetin yontup derinleştirdiği bir elem kabili- yeti ile tes'it hadisesinin sebep ve neticesi anlatılıyor. Vatandaş- larımın heyecanları güzel, hassa- siyetleri imrenilecek bir derece- dedir. Fakat her coşkun his ır- mağında olduğu gibi da şuur bulanıyor. Fransız reisicümburunun bü- tün kabinesi, meb'usları, âyanı ile iştirak ettiği bu tes'it şenliği, elbette, (sade propagandanın mahsulü değildir. Bir milletin yabancı toprak ve yabancı ırk- lara bu sevinç ortaklığını vere- bilmesi için yalnız nümayiş yet- mez. Bunun sebeplerini daha derin köklerde aramalıyız. Yu- nanistan (o başlı obaşına idare edileliberi muhtelif devlet ve milletlerden gördüğü yardımları rakamların hududuna sığdırmak kabil olmaz. Bu ianelerin bir itatistiği tu- tulmuş olsaydı, Yunan butçe- sinden daha fazla bır yeküna var- dığı anlışıla bilirdi. Yunanlılığın asırlar arasında geçirdiği istiha- leden, Avrupadaki kuvvet ve idare mümessilleri tamamile ha- Onların h.yallerinde hâlâ mi- İâttan evvelki Yunanistan, Sok- ratın, Eflatunun, ilin, Sofok- lun, Aristofan ve Öripidin va- tanı olan bir kıt'a, bir fazilet ve ilim ve san'at -“ m yaşıyor. Bunu ne on beş, asır- danberi mümlaz eser vermiyen Yunan tarihi, ne büyük adam doğuramıyan Yunan toprağının kısırlığı silebildi. Müspet varlıkların bu yokluğu yanında Yunan sukutu, çirkin ve küçük hareketleri de etrafta menfi bisler uyandırmıyor. Dün İzmir katliamı, Anadolu faciası bile hiç bir değişiklik yapmadı. Kendi aralarındaki (karışıklık siyasi ve idari seciyelerindeki bulanıklık bülâsa hiçbir kusur i onların eski hüviyetlerini silme- di. Yukarda muhabir mektup- larının şaurundan bahsetmiş ve söylemiştim. Çünkü bütün bu hareketler, kıt'aları dalgalandı ran işler, yalnız propaganda mahsulü değildir. Evet doğru tarafları var. Yu- nanlılara talih ufukları hiç ka- panmıyor, amma onlar da bey- nelmilel bir kemmiyet olmak safından ayrılmamağa çalışı- nın hemen her tarafındaki da- rülfünunlarda kürsi sahibi Yu- nanlı profesörler ders ve konfe- rans veriyorlar. Kadim medeniyetlerinin güne- şile ısınırken, kendi kibritlerini de çakıyorlar ve bu kıvılcımları propaganda aynalarında bir yan- gın büyüklüğü ile aksettiriyorlar, Komşularımızın kurnazlıklıklarını sayıp dökerken bu liyakatlerini de unutmı ve hakikati görelim. kametlerden çıkması muhtemel şiddetli fırtınaları da unutma- mak lâzım gelir. Muha Bu mücadeleden vaz geç! “O hançerisenin yatağının başına s8” lıyan senin göğsüne de saplıyabilir » iBOk Bir müddet sonra mülâzma tek- rar uyuşturucu birşey verilir xe tekrar harici âleme götürülürdü. Gözlerini &çar açmaz bhurileri aramıya başlıyan mülâzım için artık hayatta en büyük gaye bu âleme tekrar kavuşmaktan ibaretti. Büyük dailer ona bunun yolunu gösterirler. Bunun yolu bir an evvel Şeyh uğrunda fedayı nefsederek cennete ebe- di bir surette kavuşmaktı. Bunlar buna kanaat getirdik- ten sonra emelleri cennete bir an evvel girmek ve orada ebdiyen kalmaktı. Hasan Sabbahın müritlerine öldürttüğü kıymetli ricalin ba- şında Selçuk devletinin veziri Nizamül mülkü görürüz. Büyük bir siyaset recülü olduğu gibi değerli bir ilim adamı olan Nizamül mülk, Hasan Sabbahın müritlerinden E- bu Tahir namında bir habis es- rarkeş.tarafından hançerlenmiştir. Onu müteakip İsmaililere düş- man olan alimler ve fakihler birer birer ortadan kaldırılıyor- du. Melikşahın ölümünden sonra sultan Sungur, Hasana karşı sevkedeceği * ordunun; tertibile meşgul iken bir sabah uyandığı zaman yatağının baş ucunda bir hançer saplı olduğunu gördü. Bir kaç gün sonra Hasan, Sun- gura bir adam göndererek ona «O hançeri senin yatağının ba- gına saplıyan senin göğsüne de saplıyabilir. O halde bizimle uğraşmaktan vaz geç» demişti. Hasanın daileri (tarafından ifa olunan vazifelerin biri öte- den beriden topladıkları güzel kadınları (omezhebin icabatına göre yetiştirerek onları saray- lara satmak, .sonra onlardan istifade etmekti. Sungurun baş ucuna hançeri diken de bu ka- dınlardan biri id. Sungur bu hadiseden sonra | İsmaililerle uğraşmaktan (feragat ( etmiş, Şeyhül Cebel de istediğini yap- makta serbest kalmıştı. 26 sene içinde Hasan her ta- rafta musallat olmuş, istediği yerde teşkilâtını kurmuş, yalnız yağma ve garetle, ve her türlü cinayet ve irtikâp ile, erkek ve kadınlarının esir edilmesile kar- şılanan bütün etrafı civar ber- bat bir hale gelmiş, 505 te A- nuştekin Hasanın kalesini muha- dürecek derecede muhasarayı şiddetlendirmiş, bunlar mahvola- caklarını 'anlıyarak istiman et- mişler, karılarile çocuklarını ka- leden çıkararak bunların çıkıp gitme'erine müsaade edilmesini ları köklerinden kurutmak, ve insanlığı bu korkunç mikroptan kurtarmak istiyerek bunların da kaleden çıkmalarına ruhsat ver- memiş ve hepsinin açlıktan öl- melerini istihdaf etmiş ise de Melikşahm oğlu Sultan Mehme- din bu sıralarda ölmesi İsmaili- | her tarafa dehşet saldıkta” sara ederek bunları açlıktan öl- | istemişler, fakat Anuş Tekin bün-| rriri: Ömer Rız8 eğerek Tekin muhasarayı idame halde bu işi bitirmek istediği Sultanın ölümünü haber 4l97.. kerler dağılmıya başlamışlar”... Sabbah ve avenesi muhaki lümden kurtulmuşlar ond49 ra daha müthiş mukabele“ j bulunmuşlardı. wi Hasan Sabbah 33 sene ra hicretin 518 senesinde yi ve bu suretle insanlık habif dehadan kurtuldu, yele Hasan Sabbahın ha Hasan Sabbahın sonra onun yerine ya büzürk geçti.Ve onun tığı bütün teşkilâtı id Kiya büzürk üstadının yolda devam ederek her cinayetler irtikâbına devâi miş, selçuk saltanatının bu Nasarı katlettirmiş, bel şeyhliğinde ancak üç kalarak makamını oğlu Mehmet büzürke birakmığı şeyhül Cebel Horasana derek binlerce masumu geçirdikten başka 529 de 24 tedayisini gönder dat halifesi Müsterşidi müş, onun fedayileri de s€”€ ve kılıçtan geçmişlerdi. Kiya Mehmet Bözürk nesinde Ölerek mevkimi Hant Hasana bırakmış, bu” pi mezhebinin esrarını yalnız dairelere (Ohasretmeği © görmiyerek bunları asına ilân etmişti. K İsmailliğin hararetli t rı Şeyh Muhs'ni Kişmiri, zaman tanıdığı Hant Hasan” kında derki: y “ Şeyhülcebel ve imamı olan Hant Hasan, Ismailiyf bebine mensup ayan V€ Alamut kalesinde to; dört tarafına kırmızı Y' ve beyaz renkte dört © diktirdi. Ramazanın 17 indi herkes bu meydanda t Şeyhül Cebel minbere sözleri söyledi: Ben imamıyım. Dünyada n€, evamir ve nevahi varsâ ilga ediyorum. Bugün koptuğu gündür. Halk “y# barınan Hüdaya merbut gi fakat zahiren bir iste: yn a b ; mn,dedi, ve, minbordak ağ | ui ef er e Gi e Gila. ii ie e e» Nİ e le İĞ e e aa van BE'ER a TANI n >>. —ez 3 vü er

Bu sayıdan diğer sayfalar: