9 Haziran 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

9 Haziran 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 6 — VAKITT 9 Haziran 1530 — Adliye Vekilinin Sinci #ahileden devam tuba hâlâ ihtimal veremiyorum. Fakat daha düne kadar “ zatı seniyeleri ,, gibi padişahlara hi- tap edilen elfaz ile beni muha- tap kılan Haydar Rifat beyin bugünkü vaziyetini düşündükçe bunu müsteb'atda görmiyorum. Beş sene evvelki bir mektubu -hem de şehadeti ciddi bari- cinde,- mevzubahsedecek kadar bana gıyaben kin beslediğini şimdi öğrendiğim - İsmail Sıtkı beyin bilmesi lâzımgelirdi ki bu beş seneden biraz daha ile- risine gidilir ve kanunlar müsa- ade eder de besap görmek lâ- umgelseydi (kendisi gibilerin idamı icap ederdi. İsmail Sıtkı beyin hain Ferit paşa hükümetinde milletin meş- | ru hükümetinin Anadolu orta- smda bulunduğu bir sırada san- dalye işgal etmesinin her saati | bu milletin bir gün daha kan akıtmasına badi oluyordu. Bura- da vatan evlâdı, memleketin şe- refi, mutlak istiklâli için, bütün varlığı için çaylar gibi kan dö. kerken bugün temyiz kararile nakledilmiş bir davayı doğru görmiyecek kadar hassas olan bu ihtiyarın orada düşman ne- ferlerinin Adliyeye tahakkümü- nü kabul ederek makamını mu- hafazasına biz ne diyelim? Cüm- huriyet Adliyesi önünde Ömer Lütfü beyin mevzu harici mek- tubunu okuyamadığından büyük ıstırap duyduğunu anladığım İs- mail Sıtkı bey nihayet bu mek- tabu Yarın gazetesine vererek #ükün bulmıya çalışmıştır. *B — Derhal şunuda kay- detmeliyim ki İsmail Sıtkı bey benim kanuni emrimle takip edilen ve bugün takibat altın- da bulunan ve yarın muhake- meleri ocereyan edecek olan rüşvet omaznunlarından Nesim Mazliyah oefendinin vekilidir.. Müekkilini keyfine geldiği | gibi tahliye eltiremediğinden gücenen | bu zatın ne kadar samimi ola- cağınn (o takdirini (o muhterem hâkimlere bırakıyorum . Haydar Rifat beyin müda- faa şahitlerinden (diğerlerinin şahısları hakkında bir söyliye- ceğim yok. Davacı Mahmut Esat Bey şa- hitlerin şahsiyetleri hakkındaki bu ifadelerinden sonra bunların ve diğerlerinin şahitlik sıfatile verdikleri ifadelere de şu suret- le mukabele etti: Şahitlerin ifadeleri “Haydar Rifat Beyin müdafaa şahitlerile aramdaki vaziyeti bu suretle tesbitten sonra bunların mahkemece sorulan suallere, sor- gulara verdikleri cevaplar etra- fındaki mütalca ve mülâhazala- rımın arzına müsaadenizi rica ederim. Türk ceza muhakemeleri usulü kanunu: “Şahit şahitlik edeceği vakıalara ait bildiği şeyleri söy- lemeğe davet olunur.» der, Madde 62. Ceza alimlerinden |J. A. Ro: « Şehadet suçu bilen şabısların hâkim huzurundaki ifadeleridir. Şehadetin mevzuu sadece vakı- anın naklidir yoksa şahidin his- siyatını veya efkârını bildirmesi değildir » der. Hukuku ceza kursları. 2 cilt, 283 S. Sualler hakkında 1 — Mahkemenin birinci su- ali şudur: Irtişa davası dolayısile Istan- bul gazetelerinin neşriyatından müteessir olan Adliye vekili Mahmut Esat bey sırf şahsi iğ- birarından dolayı efkârı umumi» yeyi tehyiç maddesinden gâze- teler aleyhine ikamei dava ettir- miş ve Yavuz havuzdan çıkıyor ve hırsızlık çoğalıyor gibi neş- riyat dolayısile ikame olunan davayı Bursaya naklettirmiş. Bu sual ile mahkemenin bil mek istediği cihet- benim anla- yışıma göre - Adliye vekili bu davayı o neşriyattan (mütevellit teessüründen ve gazetecilere olan şahsi ( iğbirarmndanmı açtırmış ve iğbirarın neticesi hilâfı ka- ! nun Bursaya nakletttirmiş mi? Bu sualin-muhtevasına göre: A — Adliye vekilinin neş- riyattan mütevellit teessürü. B — Gazetecilere şahsi iğ- rarı bulunması, D — İğbirar neticesi davayı hilâfı kanun Bursaya naklettir- miş olması lâzımdır. Şehadetin bu esaslar etrafında cereyan etmesi icap eder. Müdafaa şahitlerinden Cevat bey bu suale karşı mahkemeye verdiği cevapta: o “Malümatım vardır diyemem, fakat mahsu- satım şudur ki işin asârı zahi- riyesine göre iğbirar vardır de- silebilir —Hissiyatının esbabı muci- besi olarak ta » çünkü buna mü- masil bazı davalar nakledilme- diği halde bu nakledildi, Di- yor. / Cevat bey bu garip şehadetle de iktifa etmiyor, mahkeme hu- bir şahit olduğunu unu- tarak herkese. ders » vermek payesini kendisine izafe ediyor ve “bu nakil hakimlere hürmet- sizliktir, hâkimlere hürmetsizlik etmeğe kimsenin hakkı yoktur, diyor. Bunlardan sonra da san- ki kendisine sorulmuş imiş gibi şüpheyi dai esbabı kununiyenin ne olduğunu cümhuriyet mahke- mesine öğretmek İstiyor. “Şüp- heyi dai esbabı kanuniye kara- bet, menfaat ve husumettir.Baş- ka bir şey olmaz, diyor. Bissi şahitlik Cevat Bey birinci o süalin cevabına (başlarken malü - matım yok demekle şahitlik va- zifesini ifa etmiş ve sorulan vak'a etrafında ademi malümat beyan eylemiştir. Esasen kanun kendi- sinden vak'a etrafındaki malü- matı almak istemiştir,bu da bil- gisizlikle neticelenmiştir. Alt ta- rafı budut ve mevzu dışında ka- lan gayretkeşliklerden ibarettir ki fikir ve hissiyattır şehadet de- ğildir. Bunların kanuni ve ilmi bir kıymeti yoktur. Kendi ifade- sile de sabit olduğu veçhile bun- lar hissi şeylerdir. Hissi şehâdet yukarıda tesbit ettiğimiz ilim ve kanun prensiplerine göre de ma- kul değildir.,, Adliye vekili bu sözlerinden sonra bir müderrisin şahitliği hissiyat ile birleştirmekte beis görmediğini, bu zevatın mantığı- na göre davasının naklini istedi- ği her şahısa kendisinin iğbirarı olması lâzımgeleceğini, esasen gazeteciler davasının nakli ken- di talebile değil, Istanbul müd- dei umumisinin talebi ve temyi- zin kararile olduğunu ve Cevat Beyin hissi şehadette © bulundu ğunu, gene Cevat beyin telâk- kisine göre her nakil işinden hâ- kime hakaret gibi garip netice çıkarmak icap edeceğini, ayrıca mahkeme huzurunda şüpheyi cel- bikini m an) sanalda süzen Mz Se se vi te zili beden sebepleri saymakla Fuzuli vaizlik etmiş olduğunu söyledi ve sonra Kenan beyin ifadeleri- ne geçerek şöyle mukabele etti: Kenan ve Münip beylerin sözlerine gelince... “Müdafaa şahitlerinden Kenan bey: “İğbirardan malümatım yok nakil salâhiyeti Vekilindir. Nakil esbabı mucibesi doğru değildir. Çünkü Vekilin açtığı dava An- karada pek âlâ görülüyor. Da- vanın nakli sui istimaldir, diyor. Kenan bey de sorulan birinci suale Cevat B. gibi ademi ma- lümat beyan ediyor. Fakat Cevat beyin hissi şehadetine mukabil bu müderris bey de fikri şeha- dette bulunuyor. Bu yolda şeha- detin caiz olmadığını biraz evvel tevsik etmiştik. Vakıa değil fa- kat fikir şahidi Kenan bey fik- tince gazeteciler davasının Bur- saya nakli sui istimaldir diyor. Temyizi ve müddel umumiyi fikrine uymadığı için sui istimal- le ittiham ediyor. Fakat acaba kendi müsteşarlığı (zamanında yapılan nakil taleplerini unutu- yor mu, düşünelim ki bunları söy- liyen Kenan B. bugün Darülfü- nunumuzun (tatbikatı (cezaiye müdetrisidir. Biraz evvel Rudan ve Garo dan istişhat ettiğim il- mi mütalealardan tamamen bi- haber kalan ve kalması daha evvel bahsettiğim sebeplere bi- naen tabii bulunan bu zatın ağ- nndan bütün bunları işitmek benim değil, memleket hesabına acı bir şey olur. Daii şüphe ah- valden dolayı takdir temyizin mutlak hakkrdır:Tekdirler sui niyete makrun olmadıkça mes'- uliyeti mücip olmaz, bunlar o basit hakikatleridir ki bir Darül- fünun profesörü değil, talebe- si bile bilir., Müddei Adliye vekili bu hu- sustaki ifadelerine devam ede- rek Kenan beyin mevzu dahi- linde bir şey sövliyemeyince kin ve garezine mebni sakat müta- lealar serdettiğini, müdahaleden şikâyet ettiği halde mahkeme kararma müdahale hakkını ken- disinde nasıl bulduğunu söyledi. Ve Abdurrahman Münip beyin sözlerini tahlile geçerek bu za- tın da “iğbirar malümum de- hil, fakat (gazeteler davasının nakli oOhâkim için tahammül edilmez bir şey ,, demekle ilim değil, fikir şahitliği ettiğini, mü- talealarının hiddetinden bunalmış bir adamın gayri Şuuri sözleri olduğunu ifade etti. Havri ve Ismail Sıtkı bey- lerin ifadeleri Vekil B. şöyle devam etti; “Müdafaa şahitlerinden Mustafa Hayri bey, «İğbirar, teessür ma- lümum değildir. Fakat Bursaya nakli dava kanunsuzdur. Çünkü kablelhüküm (hâkimden şüphe edilemez.» Diyor. Bilmem ki şu sadet harici mütalealar üzerinde yeniden durmağa lüzum var mı? Cevaplarını biraz evvel verdim. Müteakiben Mamut Esat bey İsmail Sıtkı beyin ifadelerini tahlile başlıyarak bu zatın nakil işinden duyduğu teessürün sebe- bini anlıyamadığını söyledi ve dedi ki: « Gazeteciler davasının alâka- dar ve salâhiyettar makamlarca Bursaya nakledilmesi keyfiyetine her hangi bir vatandaşın dava- sınm nakledilmesinden fazla bir ehemmiyet atfedemem; matbua- tın hürriyetini, hakkını, en sade açtığı davaya dün de devam edild bir vatandaşın, en kimsesiz sayı lan bir vatandaşm hak ve hür- riyetinden fazla görecek cibilli- yette bir insan değilim. Senede yirmi otuz vatandaş davasının nakline bir şey demiyenlerin, bunu tabii kanuni bulanların Bursaya; nakledilen davadan mütevellit zahiri teessürlerindeki mananın iç yüzünü bilmez deği- liz.. Hâzır bu dava vesilesile adliyeden ati için teminat alın- mak isteniliyorsa bu teminatı vermeğe ne Adliye vekilinin ne de adalet omakanizmasının salâhiyeti vardı. İcabında sa lâhiyettar makamlarca kanunun tatbik edileceğinde ve yeniden nakli davalar yapılacağında kim senin şüphesi olmamak lâzım gelir. Demagoji kanunun ve haki- katlerin o altında © çiğnenmeğe mahkümdur. Diğer şahitler mutlak ademi malümat beyan ettiklerinden, budut harici başka bir şey ilâve etmediklerinden kendilerine söy- leyecek küç bir şey yoktur. Hülâsa: Kendilerine (tevcih edilen birinci sorguya şahitlerin verdikleri cevaplar hudut harici olan kısımlar istisna edilirse, resmi ifadelerile de sabit oldu- ğu veçhile ademi malümattan ibarettir. Mahmut Esat B. istinabe ve- rakasındaki diğer suallere karşı şahitler tarafından verilen ifa- deleri de ayrı ayrı tahlil etti ve hepsine mukabelede bulunarak Nâzım beyin Kadriye hanımın vüzümu Munakeme kararına İşt” rak ettiğini, bu sebeple © hüsus- taki ifadelerin tamamen çürük olduğunu, Nâzım beyin Kadriye hanım beraet ettikten 6 ay son- ra terfi ettiğini, maaşınm 55 li- radan 70 liraya çıkarıldığını, bunun da zat işlerinin mütalea- sile olduğunu, Hikmet beye gelince bu zatın Kadriye hanım işinden değil, burada mevzu harici kalan başka sebeplerden dolayı mahkemeye verildiğini, eğer bir yolsuzluğu görülseydi Kadriye hanım işinden de malh- kemeye verilebileceğini, bu zatın başının taştan taşa vurulduğu hakkındaki iddiaya karşı söyle- nen sözlerin de ancak indi mü- talealardan (o ibaret olduğunu, irtişa meselesi etrafındaki sual- de de Haydar Rifat beyin mü- dafaasız kaldığını, Jak Basadın daha evvel tahliyesinin ve ken- disinden diğer omevküflardan daha az kefalet parası alınma- sının (sebeplerinin her halde kendisinden evvel müstantikten sorulması icap ettiğin, bu da hâ- kimin ve müstantiğin kanuni sa- lâhiyeti ve takdiri cümlesinden olduğundan salâhiyet sahiplerire ku hareket etrafında sualler sorula- mıyacağını, müdafaa şahidi Hay- ri Beyin bu tahliyenin kanuni olduğunu söylediğini, tecil ka- nununun rüşvet filini tecilden is tisna eltiğini, buna dair temyiz içtihadı ve meclis tefsiri oldu- ğunu etraflı bir şekilde anlatarak sözlerini şu cümlelerle bitirdi: “Müdafaa şahitlerinin sualler mevzuu haricinde kalan mülâ :a- zalarma bu suretle cevap verdik- ten sonra müsadenizle bir cihe- te ilişmeliyim ki şehadet bizim ahkâmı kanuniyemize göre ya görülen veya bilinen vak'a üze- rine olur. Garo Fransa usulü muhakematı cezaiyesini şerheder- ken bufikri müdafaa ede” Ves işitme üzerine şehadeti Fi rk kanunu menetmiyorsa da N ediyor da denemez. Fal yl man usulü muhakemati eni bunu kabul değil hatta ş yor.,, Der. Nazari ve tatbiki ceZâ . kemeleri usulü cilt iki 8 al Türk ceza muhakemeleri da tamamen varittir. ki Fransız usulü mke zaiyesinde işitme üzerin€ memnu olmadığı halde bunu tehlikeli buluyorlar *€ nun bunu menetmiyorsa dö, i viç te etmiyor,, diyorlar. w Türk usulü cezaiyesine göre i nun kabul edilmesi lâzım 8.5 Zini anlıyoruz. Nerede #8 yalnız Cavat Beyin hissi 99 ti, Nesim Mazilyab E naklettiği haber ve bir Haydar Rifat bey lehinf il telâkki o edilebilsin. W mahkemece sorulan suali hitlerden cevap Maznun müdafaasız çi Suçlarına temas etmezd söylemek isterim ki dar i fat bey yalnız değildir. | sında gizlenenler, ve yani | da maskeli duranlar vardifiği / makta olduğum haberler İ müeyyittir. Bunlar. namufii İ damlarsa benimle millet hi mesi huzurunda yüz yü ) melerini, benden hesap 4d rını Türk milleti müva | kendilerine teklif ediyoroff tanlarını seviyorlarsa işe yapsınlar. Bu davetten ki rn hükmünü milletime rum. ç, Mahmut Esat B. ifad şu suretle devam etti: «ği lüyor ki Haydar Rifat B. #8 surette m Maznunun lehine kullanıl tek bir mesnet mamışir.. suretle bürünmek istediği " şimdi kırılan müdafaa içinden Haydar Rifat B. © bir demet iftira, bir tuta? karet ve tehdit mekti kanun müvacehesinde Ki Maznun bu ane kadar b* tediği gibi iftira etti, 7 | leni söyledi, doya doya * Artık yeter. Şimdi bunla & lerini Türk hâkimlerine da onları dinliyelim.» i Adliye vekili müteakibe9 terinin kanuni tarifini YU gf Haydar Rifat B. hakkındaki vanın C. K. 285 inci 1 nin birinci fıkrasına da 2 Reisicümhura ihbarnam€ 5 ğini bunların ihbarname dığı hakkındaki mezun” sg alarının (o varit (oolamı”. Sie Emil Garsona göre Wİ ay bir ifadenin bile kâfi 9. mektup bile olsa me mahiyetini hususta Fransa çok kararları barnemeleri o meclis ötede

Bu sayıdan diğer sayfalar: