4 Temmuz 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

4 Temmuz 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> : > : > Türkiyenin ikli- mıni tanımak için Ankaradaki meteoroloji enstitüsü yüze yakın istas- yonile sükün ve fevazu içinde çalışıyor Ağır ceza mahkemesi esra- rengiz bir katil davasını rü'yet ediyor. İddiaya göre maznun, aralarında kavga çıkan arkada- şını tarlada elinde bıçak olduğu balde kovalıyarak yetişip öldür- müş. FE enstiş Me or su müdürü Ahmet Tevfik Bey Bir şahit: « — B,, gördüm, elinde bıçakla tarlada dul»—diyor. Maznur, ri Yalan; hem o gece ortalık | zifiri karanlıktı, yağmur vardı, göz gözü görmiyordu; beni nasıl görmüş ?» koşuyor- reddediyor: Şahit cevap veriyor : * — Gördüm o gece mehtap vardı!, Haydi bakalım, gelinde çıkın bu işin içinden, UC Müammayı o kalledecek yalnız bir yer vardır. Ankara- | daki meteoroloji enstitüsü. Meteoroloji müessesesi, hemen deiterlerini açar, cinayetin vuku- bulduğu mahal istasyonundan gelmiş olan malümatı bulur, ci- nayetin vukubulduğu sit kayıtları çıkarır, o gece mehtap mi Vardı, hava kapalı mıydı, değilmiydi, size şıppadak cevap verir. geceye Avrupadan gelen mütehassıs mimar Yansen, Ankaranın plânını yaptı; Ankarayı imar komisyonu bu plânı tasdik etmek için önce meteöroloji | enstitüsünün fik» rini sordu: pPlânın fenni şart- ları haiz olması için Ankaranın rüzgârları hakkında esaslı malü- mat edinilmesi lâzımdı, bu ma. lâmatı verecek olan da ancak meteoroloji enstitüsü idi, Bir binada kalorifer yapılacak; bina sahibile müteahhit muka- vele aktediyorlar ; fakat işin sağlam olması için kalorifer te. sisatı yapılacak, yerin sühunet şartlarınm bilinmesi lâzımdir, şu halde mukavelenamenin hukuki temamiyeti o ancak meteoroloji | enstitösünden alınan malümat dahilinde yapılmış olmasile te- essüs edecek. Devlet müesseselerile inşaat mütealıhitleri arasındaki mesai günü ibtilâfları da buradan alı- | nan malümatla hallediliyor: Müteahhit inşaatı şu günde bitirmeyi teahhüt fakat bitirememiş. — Bu inüddet zarfında on | gün yağmur yağdı, çalışılamadı; Bu on günü hesaptan çıkarın! Diyor. Hadi bakalım meteoro- loji enstitüsünün kayıtlarına... O mevzuu bahsolan günlerde mevzuubalısolan yerde yağmur yağmışmıdır? | Meteoroloji malüraatı, o saydı- ğımız gibi adli işlerde. beledive- | kadar etmiş, ! kanaatindedir. “'Tam enstitü on Meteoroloji enstitüsü kulesinde rasat cilikte, alelümum inşaat mesai- | linde işe yaradığı gibi havai seyrüseferde, askerliğin bil'umum hususatında iktisadiyatta, şömen- döfer hatlarının ve şosaların güzergâhlarını tayinde, ziraatte bu malümattan istifade ediliyor. Tayyarelerin geçecekleri mınta- kalardaki hava vaziyetini, nakliye kollarının o geçecekleri yollara yağmur düşmüş olup olmadığını meteroloji ilmi haber veriyor. Memleketin diğer bir çok işle- rinde rasat malümalının derece derece alâka ve tesiri var. Muh- telif nevi hastalık tedavihanele- | rin n, istirahat kamplarının mev ki ve mahallerini oroloji enstitüsünün © vereceği malümat müessir olacak; sıhhiye vekâleti sıtma mücadelesi işlerini bu enstitüden aldığı malümatla idare ediyor. Sahası bu derecede şümüllü hizmeti bu kadar geniş olan meteoroloji enstitüsü Ankarada esbitte mete- i şehir dışında sükün ve tevazu içinde çalışıyor. Ankaraya giden bir gazeteci için burası alâka ile ziyaret edi- İ lecek bir yerdi. İktisat vekâletine merbut olan müessese, 1925 de kurulmuş, bir müddet burada | bir ecnebi meşgul olmuş, eski bir muallim ve kiymetli bir âlim olan Ahmet Tevfik Bey, 1927 de müessesenin başına (getirilmiş. Yeni müdür işe başladığı zaman enstitüsünde muvuzzaf memur vele tu, bazı ziraat mektepleri mual limleri yaptıkları rasatları mües- seseye bildiriyorlardı. Yeni mü- dür,önce müessesenin karakterini İ tayin etti: Türkiye iklimini tesbite, mahsus enstitü. Ahmet Tevfik Bey, mahallin vasati iklim şartları tesbit oedil- medikçe istidlâl yapılamıyacağı | şube ile çalışır, iklim enstitüsü de bu on şubeden biridir, di- yor İ etmişlerdir. i yonlar bilhassa yağmur ve karla İ ve havanın azami asgari sıcak- Lüleburgazda birinci sınıf, diğer yirmi . vilâyet merkezinde ikinci sın:i. bunlardan başka muhtelif yerlerde de otuz tane üçüncü sınıf istasyon tesis edilmiş. Birinci sınıf rindeki 15 nevi aletle bütün hava hadiselerini tetkik ediyor- lar, memurları yüksek mektebi (O mezunudarlar. sınıf istasyonlar tazyikten başka bötün hava badiselerini tetkik ziraat | etmektedirler ; bunların memur- | ları orta Ziraat mektebi mezu- nudurlar, mektepten çıktıktan sonra pa kursuna devam | çüncü sınıf istas- lığı ile meşgul (o olmaktadırlar. Bu vazifeler munzam bir ücretle köy muallimlerine yaptırılmakta- dır. Meteoroloji enstitüsünün te- şekkülündenberi on iki bin li- ralık rasat alâtı alınmıştır. Mü- essese kırk istasyonun rasatla- | Devamı 3üncü sayıfamızda | gi VAKIT 4 Spor ve Tıp Dr. Osman Şevki B, federas- yon reislerine cevap veriyor Temmuz 1932 — “ Spor münakaşasına girmediğimi ve girmiyeceğimi evvelce söylemiştim, gene girmiyorum. Yanız.. , istasyonlar elle- | İkinci | Federasyon reislerinden Eşref Şefik ve Burhanettin B.ler Boks Federasyonu reisi Eşref Şefik Beyefendiye cevap: Dünkü (Vakit) gazetesin- de bana verdiğiniz cevabı oku- dum. Görüyorum ki benim etıbba | odasma verdiğim küçük bir takrirden çıkan ve bilâhare dal budak salarak beni bir çok zatlar ile karşılaştıran meselenin esasındaki maksat ve gayem her nedense sui tefehhüme uğra- maktadır; bütün yazılarım bu sui tefehhümü izale ve tashih gayesine matuftur, Zira mesele- | deki hakkım o kadar bariz ve okadar kavi ve kanuni müeyyi- | delere müstenittir ki müdafaasına özi ll eğ e e MM ml Nümunei imtisal olacak bir faaliyet... Istanbulda Fort fabrikasının Şleri; şeyanı hayret faaliyeti ile zahiren gayrı kabili iktiham görünen işleri başarabilmesi ve dalma muvaffek olmek katiyen tareddüt etmemesidir. Bu prensipin en bahir delili, Tophanedeki döhne binaların as- ri ve her türlü vesaiti fenniye ve mihanikiye ile mücehhez bir otomobil fabrikası haline kalp olunabilmiş olmasıdır. Esasen Fort fabrikasının tesis | edildiği günden bu ana kadar geçen pek az müddet zarfında gösterdiği inkişaf ve meydana çıkardığı büyük işler nazarı iti- bara alınırsa terakkıyat sahasın- daki parlak muvaffakiyeti cid- den şayanı iftihardır. Fabrikanın mücehhez bulun- duğu azim vesaiti fenniyeve mi- | hanikiye sayesinde en son te- | kemmülâti sınaiye tatbik emdilek- i te ve bu suretle fabrikada çalı- Ankarada meteoroloji enstitüsü binası Bu noktai nazarla işe başlan- | mış ve İstanbulda Halkalıda, İzmitte, Bursada, Erzurumda, Mağnisada, Ediruede, Antalya- de, Diyaıbekirde, İzmirde, Kon- yada, Balıkesirde, Rizede, Sıvasta, Trabzonda, Ur- fada, Adanada, Malatyada, | şan yüzlerce Türk san'atkârları- mız bu sahadaki tecrübe ve me- melekelerini (o arttırmaktadırlar. Bilhassa yapılan işleri görmek, sarfedilen himmetlerin mahalline masruf bulunduğu müşahede et- mek hakikaten insanı hayrette bırakıyor, meselâlevha halindeki çeliklerin bir kaç dakika içinde | munlazam ve mükemmel otomo- | Erzincanda, | bil karoserileri şekline kalp olunmas mucibi hayret olan fevkalâdeliğin küçük bir tecrübesini görmekle bu (Omemlekette gayri kabili tatbik gibi zannedilen sanayiin artık yer tuttuğuna ve mütemadi i bir inkişafla terakki etmekte olduğuna kanaat hasıl olmaktadır. Tophanede Ford fabrikası dahilinde her bir kısım ve tefer- ruatın lâyıkı veçhile yerli yerin- de bulundurulması sayesinde ve imalâtata sarfedilen itina ve ihtimam (meticesinde (vücuda getirilen otomobil ve kamyonlar ayapiyas pek mükemmel surette çıkarılmaktadır. her iş gayet mükemmel bir sistem dabilinde ve fennin en son terakkiyatına imtizaç edilen intizam ve disiplinin mahsulüdür, | Binaenaleyh o memleketimizde | yapılan otomobil ve kamyonların fazla satılması refah ve saadeti | umumiye olan tesiri de o nispette | tezayüt edeceğini | duğundan alâkadaranın tercihen | Ford mamulâtını iştira oelmesi serveti milliyemiz namına bir vazifedir. Bütün fabrika adeta dakik | ve muazzam bir saat gibiişler, | tabii bulun- | bile lüzum yoktur. 1 — Yazılarım arasında ( fizi- yoterapi ) kelimesinden başka ilim çerçivesi içine girebilecek bir kelimeye tesadüf etmemişsi- niz. Tuhaf şey, bir mevzuun | ilmi olabilmesi için mutlaka onu ifade eden yazıda bir sürü ıstılahatın Oyan yana dizilmiş olmasımı lâzımdı? Bir yazıda ( fiziyoterapi, mekanoterapi, ma- saj, elektroterapi... ) gibi keli- meler sık sık satırların arasına karışmamış olursa o yazının gayri | ilmi olduğuna m hükmedeceğiz? Halbuki benim efkâr ve müda- faalarım - ıstılah değil - mevzu itibarile & evvelâ tıp âleminin sarsılmaz (direklerine, suniyen onu teyit eden kanuni müdewWe- nata müstenittir, 2 — Müddeanızın ispatı ve soracaklarınızın ilim ve fenne istinadı için nerelere müracaat edeceğinizi soruyorsunuz. Beşe- rin uzviyeti mezuu bahsolunca yegâne salâhiyettar söz sahibi olan tababet ilmine koşacaksınız. Her hangi bir müdahalenin uz- viyet için zamanlı veya zaman- sız, lüzumlu veya lüzumsuz, zararlı veya zararsız olduğunu tayin edebilmek için tababetin dabiliye, asabiye, bevliye, hari- ciye, enfiye ve hançereviye, hıfzıs- sıhha, ilâb... gibi şubelerindeki vücudün fiziyoloji, biyouloji, ve bilhassa patolojisine vakıf olâ- caksınız. oOralardan alacağınız ilmi müeyyidelere istinat ede- | cek ve davanızı onlarla müdafaa ve ispat edeceksiniz. Bu müey- yidelerin vatanı yoktur; yahut bunun vatanı bütün medeniyet âlemidir ve medeniyet âleminin ilmi ve tıbbi neşriyatıdır. 3 — Spor münakaşasına gir mediğimi ve girmiyeceğimi ev- velce sarih olarak söylemiştim. Gene girmiyorum. Yalnız evvelki beyanatınıza cevap vermek za- ruretinde bulunuyorken “ tıbbın bu işlere müdahalesi zaruridir, tarımdaki (o beyanatıma vesile veren bizzat zatı âlinizdir. Siz memlekette bu gibi işlerde tıbbın o müdahalesini lüzumsuz görüyorsunuz. Bunda ne düşündüğünüzü ve neye istinat ettiğinizi bilmiyo. | rum. Fakat ciğer, kalp, beden faaliyetlerinin mukavemet ve sıai bayatiyesi tıbbi ve ilmi mikyaş- larla ölçülmeden futbol, koşu, boks...ilâh.. gibi sporlara atılan ve birçok bastalıklarn esbab, Lwtfen sahileyi çeviriniz

Bu sayıdan diğer sayfalar: