19 Ekim 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

19 Ekim 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

. > sx 6 —VAKIT 19 Teşrinevel 1930 devam Kazanan taraf muhafazakâr taraf mıdır ?! intihabın kabulüne imkân ve ihtimal vermiyo'um ! Fuat Bey. Edebiyat fakültesi reisi Fuat B. Darüifünun Enzlalıği için yapı Jan intihap dünkü o sonra cidden günün mühim ve merakı toplıyan bir meselesi ha- line girmiştir. © kadar mevcut hadise bütün maarif muhitinde de tam bir hararetle münskaşa edilmiştir. Dünkü vaziyette. evvelki güne nazaran henüz bir düğişiklik İlel Edebiyat ve ilâhiyat fa- İteleri intihabın kanunsuz ol © duğu noktasında katiyetle ısrar | mekte, Hukukçuların intihabın anuni olduğu iddiasma adim “adın mukabele halinde maktadırlar, Edebiyat (fakültesinin “ yersiz olmadığı anlaşılan kararı - se noktai nazarı vekâlet tarafın- dan yarın öbür gün elbette hal- İedilir, Hangi tarafın haklı ol - duğu, icap eder ve lüzum görü- lörse Devlet Şurasımn tetkiki bulun- © neticesinde tezahür eder. © kallı, Bizim üzerinde biraz durmak istediğimiz nokta asıl işin şahsi ve hissi cihetlerine taallük eden kısımdır. Darülfübunu ikiye ayı ran cereyandır, ve ber biri bi VAKIF ın tefrikası: 5 Yazan : TE NA Gs ginberi ilk defa rast geliyorum, dedi ve sözünü, tiyatroda imiş gibi “yüksek istidatl, diyerek © bitirdi. Bir kapı açıldı ve içeriye sa- uzun gömlekli bir adam irdi. Merter: Gün aydın, Ogüst. Bu iki ar- kadaşımızı Ruhiyat Enstitüsüne gönderiyorum, Vize etmen lâzım. Adam bir gözünü kapayarak a'ya birde bana baktı EM — Madam, dedi, Güzeldir... Ziyayı kendine mal- eden güzel bir teni var... Benim © zevkime göre değil; fazla ingi- iz tipi, fakat tabii benim kendi © zevkim mevzubabis (olamaz... i Mösyö, madam kadar Seren de neticeden | İntihabın neticesi | dün Da- | rülfünun muhitinde olduğu kadar | pekte | i usulü Maarif vekâletinin haiz ol i duğu tercih hakkım, ekalliyetin i ma benziyorsunuz. Bir fenalık i rak; | Denizde aylar geçirip karaya şüphesiz... | çıktıkları zaman da sallanan ve ediyor diyor.. m 7 alınmamıştır. Ekseriyetin bu ka- | Darülfünunda fırtına rarı çok doğrudur. İS inci mad- de sarihtir. Bu her müderris ve muallimin iki namzet göstermeğe hakkı vardır demektir. O teklifin tat- bik kabiliyeti bile yoktur. Far- zedelim ki reye iştirak edenler müttefikan rey puslasına bir za- tın ismini yazdılar, O halde ve- kâlete bir tek namzet gösteril- mek lâzımdır ki talimata muga- birinden garip dedikodulardır ki | yirdir. kuvvetli iddialar asıl bunların perde altında rol oynadığını gösteriyor. Bu dedikoduları kay- detmeden evvel asl meseleye | gelelim. Bir muharririmiz dün | intihap (meselesi üzerinde iki | tarafın da salâhiyet sabhiplerile görüşmüştür. Fuat B. ne diyor? Köprülü zade Mehmet Fuat Bey şunları söylemiştir : — Edebiyat ve ilâhiyat fakül- teleri dün intihap vaki olduğunu kabul bile edemezler. Bu mua mele. bu intihap namile yapılan | hareket tamamen gayri kanuni ve binaenaleyh batıldır. Maarif | vekâletine müracaat ederek gay- | ri kanuni olan bu intihabın fes- | hini talep ettik. — Vekâlet kabul etmezse? — Bizim bu kanuni talebimi- zin sihhat ve kat'iyetinden o kadar eminiz ki vekâletin bunu terviç etmiyeceğini İasavvur bile edemeyiz. — İntihabın gayri kanuni ne- residir? — Reylerin çift isim olarak yazılmasındadır. Bu 18 inci mad- deye mugayirdir. — Taamülden bahsediyorlar? — Gayri kanuni hareketler hiç bir zeman taamülteşkil edemez. Taamül . ancak Kanunun sakit kaldığı ahvalde mevzubahistir, Iki fakültenin iştirak etmediği bir intihabın o kabulüne imkân yoktur. Biz hakkımızdan eminiz. Hukukçular ne diyor? Hukuçulardan bir müderris te şunları söylemiştir: — Fuat B. tarafından verilen takrirde teklif ettikleri intihap fikrini de nazara almak suretile islimal etmesine imkân vermek i . Darülfünun talimatname- sinin ari 18 inci maddesinin ibaresine ve 10 senedenberi mevcut taamüle tamamile muha- : G£ olan bu teklif nazarı itibare m Artikötler adasına seyahat Andre Moruva Memet Reha mediyordu)... Peki, muvafıktır «efendim. İkisini de götüreyim. Marten ayağa kalkmamızı rica etti, Anna, Ruçko'ya: — Efendi, dedi. Eyi bir ada» Çeviren: gelmiyeceğine teminat verin Ruçko, Aanna'pın ellerini ala- — Sizi benliğinizden kurtara- cağımızı vadediyorum, dedi. Kılağuzumuz hızlı yürüyordu. doğru yürüyemiyen insanlar gibi idik. Hatta gibisi fazla.. Şehir pek garipti. Fasın çi- çekleri ve muntazam, yeni şe- hirlerinden birine o benziyordu; yalnız burada daha ziyade, insa- ni hayrete düşürecek şekilde evlere tesadüf olunuyordu. Yolumuzun üstünde şaşkın | tur. Belki 25 müderrisin Sonra iki fakülte müderris” lerinden obazıları intihap $a- lonunu terketmiş rey vermemiştir. Bu noktadan obstrüksiyon yok- müs- Darültünun intihab; darülfünunda emin intiha- bı yapılırken fen edebiyat ve ilâhiyat fakültesi müstenkif kaldı. dünkü VAKITın ver- diği izahat nizamnameyi an- lamakta edebiyat fakültesi tarafının hukukçulara nazaran haklı olduğunu gösteriyor. talimatname, en fazla rey alanlardan iki kişinin ismi vekâlete bildirilir dediğine, intihabın mevzuu da bir kişiden ibaret olduğuna gö- re birer isim yazılacak rey pusulalarının tasnifinin neti- cesinde en fazla rey alan iki isim tefrik edilerek bil- dirilecek demektir. her yerde intihap taamülü böyledir. aksi hal vekâletin icabında akalliyete teveccüh suretile kullanacağı intihap hakkını daraltır. eğer talimatnamenin mak- sadı hukuk fakültesinin an- ladığı gibi olsaydı, o vakit « iki namzet intihap, ikisin- den biri ovekâletçe tayin olunur,, denilirdi. Evvelki intihaplarda böyle yapılmamışsa yanlış olmuş, bu da itiraz sesi çıkmama” sından olmuştur. Vekâlet kendi hakkıma dokunan bu yanlış. taamöle şimdi mut- tali olacaktır; muameleyi tashih için inde etmesi za- ruri olur: Hususile üç faköl- te haklı bir itiraz ile inti- haba iştirak etmemiş dinen .t şaşkın, sokak isimleri ol ipin oki Flober sokağı, Rossetti parkı, Prust caddesi, Öpalinos bahçe- leri, Babbit meydanı, Baring | taraçesi, Fürster sokağı... Anna: — Bunlar nekadar okumuş insanlar | dedi. Insana bir kütü- pane içinde dolaşıyormuş hissi geliyor | !| Bize yol gösteren adamı istic- vap etmek istedik, Ingilizce ko- Duşuyordu, bizi tenvir etmek istemediği de belli idi. Bütün suallerimize : Ben bir emir almadım. Madam Aleksandr her şeyi anlatır; o buna alışıktır. Diye cevap veri- yordu. Az sonra, bir meydanın öte tarafında bulunan otele benzer bir binayı göstererek: iz Ruhiyat Merkez enstitüsü, Yeni müstakbel ikametgâhımız. nde il çiçekler ve lsenk ağaçları İle dolu bir b bir ük ricli ortasındaydı. l — Bahrimuhit ortasında böyle ! bir cennete ne dersin, Anna? ————————— —————— —— ————> tenkif kalması vaziyeti mevcut. tur. Müderrisler meselesi vardır. | Fakülte meselesi mevcut değil- dir. Hukukçulardan (o müderris Zühtü B. de: — Dünkü intihapta itidal ile #frat mücadele etmiş ve bunda itidal kazanmıstır. o Gençliğin maz'si ifratı inkâr eden şeklide tecelli etmektedir, demişlerdir. Mukabil taraf © hukukçuların ileriye sürdükleri bu noktaları pek garip (O bulmaktadırlar. Me- | selâ müderris Şekip B. : Mukabele — Merak etmesinler. Bizdeki ilmi konfeksiyon o derece ileri- lemiştir. Darülfünun aspirasiyon- larında mütecaniz değildir. Da- rülfününda iki kısım vardır. Bi risi Darülfünunu olduğu gibi ister, diğeri olması lâzın geldiği gibi olmasını düşünür. şu halde rey pusulasına bir isim yazılınca ittifak hasıl olmaz tabii demiştir. Diğer bir müderris te: — Fakülte meselesi nasıl ol- maz, obstrüksiyon nasıl olmaz. Ortada iki fakültenin kararı vardır. Fakülteler olduğü bunun- la da müsbettir. Sonra ya kendileri toptan gel- mediler mi, hep birden karar verdik demediler mi?... O ne... Bu ne?! Dedikodular ve iddialar Yukarıda işaret ettiğimiz de- dikodular ve iddialara gelince bunlar kısım kısımdır: Bir kısım şöyle düşünüyor: Akalliyet tarafı yaşlı başlı a- damları ortadan atmak, kendi maaşlarını yükseltmek gayesini takip (etmektedir. İhtiyarlara yedirmemek... ketin şirazesini bozar, Binaena- leyh intihapta aklı selim ve ni- zam galebe etmiştir. Ekalliyet yıkmak, atmak, kazanmak diğe“ ri aklı selim ve dirayetle yap- mak iddiasındadır. Bir kısmın da böyle düşünü- yor: Akalliyet iddiasında bulunan- lar mubafazakârlar her şeyin ol- duğu gibi kalmasını istiyenler- dir. Gençlik, ihtiyarlık meselesi | iddiası gölünçtür. Yaşını doldu- ranlar tabii çekilir. Fakat tabii dir ki Darölfünunu olması lâzım geldiği gibi yapmak istiyenler | gençlerdir ve gençler elbette galebe edeceklerdir. Çünkü — Deliler için bir Harbans içinde bulunanları ferahlatmak için çiçeklerle süslenmiş. İşte bukadar.,. Enstitünün dabili hem bir has- taneyi bem de bir müzeyi andı. rıyordu. Her şeyin üstünde bir etiket vardı. Her tarafta zaman ve nöbet cedvelleri, pilânlar, ve ok işaretleri... “Müsaade edilen Mevzular, “Hususi Mevzular, “Roman mubharrirlerinin xiyaret saatları,, “Ressam ve heykeltraş- ların ziyaret saatları,,... Buraya bizi getiren adamın bir işareti Üzerine, kapıçı edalı bir zile tiç defa bastı. Zil edalı bir sesle çalmağa başladı. Kakıcı : — Madam Aleksandr şimdi iner, dedi. Madam Aleksandr'ın bir za- manlar güzel olduğu gürülüyordu. Tip itibarile de ingiliz ve Tahiti tiplerinin bir mezcine benziyor- du. Şu kadın bâna pek sempatik geldi. Kendisinde misafire hür- met eden terbiyeli bir evsahibi tavurları vardı. Bu görünüşünün arkasında da, sözlerinin o canlı Belki hayatın ka- | Dunu budur. Fakat bu, memle- | l Hindisterdaki mwücidele | Bombay. 18 CAY — Kongre me | tarihinde köngrenin harp mec'isi reis biğine intihap edilmiş Olan manlarından o Osman | Sünhanide s*bah hint müslü- bu €vkif olunmuştur mel iie Aİ İisırde tevkifet Kahire, 18 (A.A.) — Vefk fırkasını İdare edenler tarafındun Persembe günü | millete kitepen bizi beyannameler neş- #ödilmesi üzerine zabıta fırka merkezinde dün bizi taharriyat yapamş ve bu beyan- t nüshalarını ele geçir azasından bir kişi nameletin mev. miştir. Vaft tevkif edilmişti lak Eüyük bır zelzele Santiago du Chili, 17 (A.A) Dikike- larci devam etmiş olân zelzele Santisgo nik husele germiş kaçmışur.. Bir binanın divar rüölfünun terakkiye mecburdur. Fransız müderrisler niçin rey vrmeemişler? Salonda kalıp rey vermiyem- lerin bir kısmı Fransız müder- risler imiş. Bunlardan biri riva- yete göre, Fen fakültesinin inti- haptan evvelki içtimaında Emin namzedi gösterilen hukuk fakül tesi namzetlerinden birisine bir içtimada tesadüf ettiğini, kendi- sile görüşmek istediğini, fakat lisan bilmediği için kendisile görüşemediğini söylemiştir. Kim yuha demiş? Hüsnü Hâmit Beyin, salonu terkederken arkasından bir iki sesin yuha dediği yozılmıştır. Rivayete göre yuba dive haykı- ranlar iki tanınmış ve isimlerinin ilk harfleri S ile başlıyormuş. Istifa yok! Hüsnü Hâmit beyin istifa et- tiği haberi doğra”değildir. Server Kâmil B. niçin çıkmış? Salonu terkedenler arasında tp fakültesi omüderrislerinden Server Kâmil beyin de olduğu yazılmıştı. Rivayete göre tıp fa- költesi müderrisleri mültefikan hukuk namzetlerine rey vermeğe karar verdiklerini Sprver beye söylemişler o da: — Bu doğru değil karar yok yalan söyliyorlar diyerek içtimar terketmiştir. Tek rey verilseydi Dün yapılan bir hesaba göre puslalara tek isim yazılınası ile intihap yapılsaydı hukuk ve Ede- biyat namzetleri birbirlerine ya- kın reyler almış olacaklardı. bırsızlık göze çarpıyordu. — Telefonda sizi bana tarif ettiler, dedi. Her şey hazırdır. Odalarınızı görmek ister misiniz? Anna: — Her şeyden evvel etrafı mızı anlamak ve anlaşmak iste” riz. Madam Aleksandr tebessüm ederek: — Anlayacaksınız, fakat bif kere odaları görelim. Asansör bizi üçüncü kata Şi” kardı. Uzun bir koridordan ge” tikten sonra Madam Aleksand” bir kapı açtı. Şaşırıp kalmıştık” Bu kadar ferah bir oda be” | kendi hesabıma şimdiye kadi” hiç görmemiştim. Renklerin ld kadar güzel imtizacı (kurşuni *€ menekşe mavisi), eşyanın tar” dıvarların hafif gölgeli boy Annanın çoktan öğrendiğim 20“ kine okadar uyğundu ki, bun? ! ona söylemekten kendimi ala dım, Ev sahibimiz: — Bu od sizin için Mös olmasını temin eden hoş bir sa | | murlarının tevkil üzeire 1S Teştiptevvel

Bu sayıdan diğer sayfalar: