16 Ekim 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

16 Ekim 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Li Müstemleke sesler .. Müstemleke topraklar demiyorum, müstemleke olan vatanlardan bahset. miyorum.. Müstemleke seslerden bah. setmek istemiyorum.. o Bu ne biçim şey, böyle bir şey olamaz diye dü. şünmeyiniz! İşlenmiş toprak mah. sulleri nasıl makinenin. obuharin, elektrik prizinin, balyozun müstem. lekesi ise son zamanlarda da memle. kette yeni bir müstemlekeçi, yeni bir koloni kuruldu. o Bu koloniyi kuran plâk, müstemlekesinin esiri Türk san. atkârınm sesidir. Edebiyat yapmıyorum. Plâk kar. şısımdaki o Türk san'atkârınm ilik lerine kadar o emilen Hint toprağın- dan hiç farkı yek! Kısa hesap, zurna çalan bir sanat- kârın sesi plâğa alınır, (60) bin plâk basılır. Bualtmıs bin plâk Türkiyede ve şark memleketlerinde satılır. © Kür, masraflar çıktıktan! sonra (25) bin liradır. Bundan Türk saralkârına düşen medir bilir mis: niz? “— Hiçbir şey bilmiyorsan yarısı m söyle derler. 1258 Tira- derseniz size çıldırdınız mu derim. “— Hele, hele., beş bin derseniz si- ze güleceğim.. “— Pardon beş yüz derseniz. Size hayret edeceğim. . Anlıyorum ki siz bu 25 bin Tiralık safi kârdan san'at kâra düsen paranın ne olduğunu bir türlü hesap edemiyeceksiniz.. Ben si- ze söyliyeyim. “.— Sadece beş lira! 95 bine karşı sadece beş lira. Toprağa musallat olamıyanlar sa-| dece sesimizde müstemleke kurabili- yorlar,. SADRİ ETEM mmm Aİ —ğ—ğ— Gelenler gidenler Maarif müsteşarı Salih Zeki B.dün akşam Ankaraya git miştir, Ş Tetmikat yâpmak uzere Bir M# gün evvel şehrimize gelen Şiller akademisine mensup 63 kişilik heyet dün akşam kon- vansiyonelle Sofyaya gitmişlerdir. Heyet Sofyadan Belgrada gidecek ve oradan da Alman- yava dönecektir. $ Yeni ordu valisi Nazif B. dün akşam Konya vapurile ma halli memuriyetine gitmiştir. $ Birkaç gündenberi Edirnede 'unan mülkiye baş müfettişi Hacı Hüsnü B. dün teftiş seya- batinden dönmüstür. Şark musiki cemiyetinde Şark musiki cemiyeti, gazete- | mize gönderdiği bir mektupta İ Gemivette sui istimal vukuuna ve idare heyeti azalarından bir | istifa. ettiklerine dair yazılan haberle #onu bildirmektedir “s7 oldu- Sesil Yazan: Jacgues La Guerche — Tuhaf, dedi, daima vak gelir, halbuki saat 95. Say Çalışmağa başladı. O Pakat aklı dikri yerinde değildi. Süat 1) de, Sü.! zan daha gelmemişti. Mendini tuta. madı ve sordu: — Sakın hasta filân olmasın, — Zannetmem efendim. Dün pek iyi idi. — Geç geleceğini size haber verdi mi? — Bir şey söylemedi. Her halde â- pi bir mâni çıkmış olmal ki, — Haber vermemiş olması garip. Dedi. Sonra gitti, sordu, Süzanın haber gönderip O gündermediğini tah. kik ettirdi. Kimsenin haberi yok- tu. Öğle oldu, Belki bir sey öğreni- rim ümidile eve gelmiyeceğini tele fone etti. Lâhoraturata gitti ve et lışmak İstedi; — Bu suretle, vakit daha çabuk | cinayet i tanbul birinci ceza mahkeme- Tölom Adliyede : | - Sporcu Sait B.in ölümü Bahriyeli Cemal efendi, yedi u ay, şapkacı Reşat altı sene üç ay hap” se mahküm oldular Istanbul ağırceza mabkeme- sinde, dün iki katil davasında karar verilmiştir. Bunlardan biri, sporcu Sait B. in ölümü davasıdır. Beyoğ- lunda Bayram sokağında şuba- tin ikinci gecesi icra edilen bu | davasında, mahkeme, | mazmun babriyeli Cemal ve şap- kacı Reşat efendilerden hangi- sinin cinayeti işlediği sarahaten anlaşılmadığı noktasından, gay- ri muayyen fail maddesini tat- bik etmiş, Cemal efendiyi yedi- sene altı ay, Reşat efendiyi da ha yirmi bir yaşım tekmilleme- | diğinden, altı sene üç ay bapse mabküm etmiştir. Cinayetle neticelenen kavga- ya iştirak ettiklerinden Cema- letlin, Kâzım ve Salâhattin efen- dilere de yirmibeşer güne mah- küm olmuşlardır. Ayrıca, mak- tul Sait beyin ailesine babriyeli Cemal ve şapkacı Reşat elen- dilerin müteselsilen alınmak üze- re üç bin İira tazminat verme- leri kararlaştırılmıştır. Baba ve övey oğul Katle teşvik ve katilden mahküm oldular Diğer dava, Beyazıt civarında Osman çavuşu öldürmekle maz- nun o Hösnü ile onu teşviklen mazmun övey babası Hakkı -aley- hindeki davadır. Mübakeme ne- ticesinde, Hakkının övey oğluna bir tabanca vererek “ onunla aram açık, intikamımı all, de- diği ve Hüsnünün de Osman ça- | vuşu öldürdüğü sabit olmuş, | Hüsnü on beş seneye Hakkı 7 | sene 6 aya mahküm edilmiştir. ikisinden varislere tazminat ola- rakta 1500 lira alınacaktır. “Güvercin,, beraet etti «Güvercin» o mizah: gazetesi aleyhine aile birliğini sarsacak neşriyat kaydile açılan dava, İs- sinde neticelenmiştir. Avukat Etem Ruhi B. müda- faa yaparak yazının bu mahi- yette olmadığını, bilâkis aile esasını tarsin edici mahiyette | tır. Bu içtimaada vali musvini i kir, bulunduğunu söylemiş, mahkeme, heticede neşriyat müdürü Bu, | o Nakleden: fa, geçer, Diyordu. Biraz sonra, telefon ©. dasina gidip eğer (O Süzundan haber| ; Olursa kendisine bildirmelerini söyle. di, döndü. Fukat Süzan telefon etmedi, Akşam olunca, madam Düroka: — Her halde, dedi, matmazel Nan- töyün başına bir felâket gelmiş olsa! gerek, yoksa, «id! bir sebep olma. Sie işini birakmazdı. hi bir hastane yatağında, | ii » İşinin başma gelirken bir sokak bien maruz kalmış o olarak tahayyül edi. yordu. Belki de ölmüştü. Ekseri zamanlar sakin olmasına rağmen, Piyer, az kalsın çılliracak.! tı, Fabrikanın paydos düdüğü onu ağır bir yükten kurtardı. Lâboratu. varda (her şeyi yerli yerine yerleş| tirdikten sonra, babasının ölümünden sma girdi, beri ilk defa olarak, müdüriyet oda-| Tasarruf haftası için Dün fırka merkezinde bir toplantı yapıldı 12 Kânunusanide yapılacak olan iktisat ve tasarruf haftası için dün akşam Ç. H. fırkası merkezinde bir içtima yapılmış- Fazlı, belediye ticaret (odası muhtelif teşekküllerin omürah- hasları hazır bulunmuşlardır. Ta- sarruf oOVe iklısat baftasının bu sene daha oşumüllü bir şekilde olması için zengin bir program hazırlanacaktır. Beyazıt civarındaki dişçiler müşterisiz kalmişlear Beyazıt ve civarındaki diş ta- bipleri cemiyetlerine müracaat ederek Beyazıtta dişçi mektebi- nin parasız tedavihanesinde fa- zengin herkesin dişlerine bakıldığından ve bu yözden ken- | dilerinin müşteri bulamadıkların- dan şikâyet etmişlerdir. Mektep tedavihanesinde Avrupada oldu- ğu gibi yalnız mahalleden fakir | olduklarına dair ilmühaber geti- renlere bakılmasını, bunun için | de Darülfünun emanetine cemi- yelin müracaat etmesini istemiş- lerdir. Bu müracaat cemiyet ta- rafından tetkik olunmaktadır. ekilmiş N emrezl Kısa Haberler | Yüksek mektepler — Darülfü- | mun ve yüksek mekteplerde yarın sabah tan İtibaren tedrisaiş başlanacaktır. Muhtelit mahkemölerde — Tüak-Yunan mühteliş hakem mahkemesi dün açılmış (4 demi O mudalassı Yapılmmışur. f Dünkü konferans — Dün sast 17 de İlâhiyat fakültesi “dershanelerinde müderris Şefik p. tarsfından “Felsefe ve din meselesi, aldı bir konferans verilmiş, çok alâka Uyandırmığbır. Yeni bir, 3y değil — Bir sk Şam retikimiz gümrükte bir silâh ka- çakçılığı meydana çıkarıldığını vazmıştı. Bü hususta yaptığımız tahkikaa göre bu kaçakçılık Yak'anı yeni birşey değildir. Geçen sene yaplan ve meydana çıkarı” lah bir meseledir. İ İl , m a a m m hanettin Ali beyin beraetini ka- rarlaştırmıştır. Songurlulu Ayşe H. ın beraeti Cağaloğlu civarında bir evde Hatice isminde bir hanımın yap- tığı ilâçlarla çocuğunu düşürte- rek neticede ölümüne sebep ol- makla maznun Songurlulu Ayşe hanım, Ağırceza mahkemesinde beraet etmiş, serbest bırakıl mıştır, Bir dosyadan memurların gdresle-' rini çıkardı, ve kimYagerler | kâğrdi- nı eline aldı. Orada: “Kolomp (Matmazej ISI, Falgier sokağı.,, yazık idi. Bu adresin mavi kalemle bir çiz; “Kolomp Falgier sokağı, Sesil) 751 üzerinde Bİ çekilmişti. Oalmazel Sesit) 251) yazılı. idi. Dosyayı kapadı ka» sını giydi ve çıktı. erek İz Uzorinde Otomabilden inince, Piyer, şoföre para uzattı ve Üst (arafını almadan Süzanın oturduğu evin kapreranı bul du. Kapie, birisile hararetli hura - retli görüşüyordu. Görüştüğü © kimse yoleu elbisesi giyinmiş, genç birisi idi Piyer, © nun arkasını görebiliyordu, Yanında,| yerde, iki bavul duruyordu kapıcı? | — Ne yapayım, efendim, diyordu, 8ize bir şey bilmediğimi söylüyorum. Matmazel o Nantöy faşınalı bir ay var. Başka bir bildiğim yok. Matmazel Nantöy? Piyer, bu ismi İsitincez — Ben de, dedi, onu sormağa sek) Belediyede: Vali beyle fen heyeti müdürü Dün akşam Anka- raya gittiler Vali ve belediye reisi Muhit- tin bey ile'fen heyeti müdürü Ziya bey Dahiliye ( vekâletinin daveti üzerine dün akşamki tren- le Ankara gitmişlerdir. Muhittin beyle Ziya (o beyin Terkos şirketinin satın alınması hakkındaki hey'eti vekile kararı yüksek tastika iktiran ettiği için bundan sonraki vaziyet hak- kında görüşülmek üzere çağırıl dıkları tahmin edilmektedir. Küprülerdo tamirat Köprü üzerindeki rayların de- ğiştirilmesine devam edilmekte- dir. Belediyeden verilen malü- | mata göre bu değiştirme ame- liyesi daha bir sene sürecektir. Bu işin bu kadar uzamasının se- bebide amelenin ancak geceleri birden altıya kadar çalışabilme- leridir. Aynı zamanda dubalarda Balata götürülerek kızak yerin de tamir edilmektedir. Bu su- retle köprünün rayları, dubaları, parkeleri yenilenmektedir. Diğer taraftan Unkapanı köprüsünün de tek katlı tahtaları çok eski- diği ve üzerinden vesaiti nakli- ye geçerken fazla gürültü çıktı- ğı için çift katlı olarak yenilen- dirilmektedir. Bentlerin tamiri icap ediyor Belediye fen heyeti müdürü ! Ziya ve sular müdürü ihsan bey- le iki mühendis dün Belgrat or- manındaki bentlere giderek tet- kıkat © yapmışlardır. & Neticede bentlerin tamiri icap ettiği an- laşılmıştır. Belediye bütçesinde fasıldan fasla 50,000 liralık bir münakale yapılacaktır. Cesedini denize at- tıran bir hâkim! ( Mubadenet ) gazetesi yazıyor: Iskenderiye mubtelit mahke- mesi azasından bir ingiliz hâkim ölmüş, cenazesi vasiyeti muci- bince denize gömülmüştür. Gembirç ve Soryulu Darülfü- nunlarından mezun olan bu ingi- | lizin cenazesi Ohususi surette | hazırlanan bir kayığa kunulduk- tan sonra dini merasim yapılarak denize terkedilmiş ve bu suret- le vasiyeti yerine getirilmişti: i. var demektir. 3 — VAKIT16 Teşrinevvel 1931 — iMasonluk mesele- sinin akisleri ———— Hizmet, Mahmut Esat B. hür riyeti, insanlığı severse ma- sondur, diyor Masonluk meselesinin akisleri de vam elmektedir. Bu arada İsmirde Hizmet gazetesinde (Mason prensip- leri) başlığı altında bir makale çık- mıştır. Bu makalede ezeümle denili- yor ki: “Masonluğun o Tüskiyedeki adı (Türk yükseltme cemiyeti) dir. Bu isim ya uydurma olacaktır. Veya hakikattir. Uydurma olduğuna gö re; memlekette milleti beynelmileli- yete sürükliyen, yani aha prensiple- rimizden olan mülliyeteiliği obaltala- maya çalışan sahtekâr bir teşekkül Vaziyet bu ise hlikö- metin nazarı dikkatini Mahmut Esat beyle birlikte celbetmeliyiz. Fakat iş böyle değil de bu teşekkül hakika- ten milli ise Mahmut Esat bey me buyuracaktır ki mensup bulunduğu fırkanım bile yüzde doksan sekizi ma- sundur? “Her masonün İyi ve her mason olmıyanın fena olduğunu söylemek masonluğun da reddetliği bir buda- lalıktır. Fakat akideler ve esaslara tanrruz ne çıkmaz bir yoldur. Mahmut Esat bey bu noktaları a- ıkça söylesin, kâfidir. Kal adaleti, müsavatı ve insanlığı seviyor mu, sevmiyor mu? Seviyorsa masondur, kendi kendi sinin aleyhinde bulunmasın. Mason olmak için mutlaka merasim geçire mek şart değildir ya... Sevmiyorsa ne denebilir, boşuna çene çalmaktan- sa süküt eder, geçeriz, e Mahmut Esat Beyin tekzibi || Ankara, 15 (Vakıt) — Mahmut E- sat bey Hakimiyet; Milliyeye bir tek- 75p mektubu göndererek (Cümhuri- yet) te çıkan yazıları tekzip etmiştir. Katil yakalandı... Kasımpaşada vukua gelen ci- nayeti yazmıştık. Garip namında ki bir adamı öldüren ve diğer bir arkadrşını ağır surette ya” raladıktan sonra kaçan Süley- man zabıtanın şiddetli takibatı neticesinde, Galatada, saklandığı bir evde yakalanmıştır. Katil, Kasımpaşada karakaş Süleyman diye tanılan bir kömür amele- sidir. Polis ve müddelumumilik ha- dise tahkikatile meşgul olmak- tadır. İki esrar kacakçısı yakayı ele verdiler Süleyman oğlu ishak, Nuri İ oğlu Nail isminde iki şahıs © rar kaçakçılığı yaparlarken ya- kalanmışlardır. Kaçırmak iste- dikleri esrarın miktarı 9 kilo” dur. Genç yolcu, dönerek Piyeri süzdü; — Siz kimsiniz efendim, dedi. Piyer de: — Ya siz, dedi, siz kimsiniz, — Ben matmazel Nantöyün karde. şi, Andre Nantöyüm, : Piyer, müsterih oldu ve kendisini! takdim etti, | — Ben, matmazel Nantöyün ça. lıştığı o fabrikanın müdürü (Piyer Dütriyö, Dün işinin başımda idi. Fa- kat bugün O gelmedi. Haberde ver. mediği (o İçin merak ettim, bir kaza! olmasın diye gelip bakmak istedim. — Ben de, Hindiçiniden yeni geli- yorum. Şimdi Patise geldim. Bakı. nız eşyam da burada, Halbuki kapı. er, Süzanın bir ay evvel buradan tu şınmış olduğunu söylüyor. — Bir ay mı? — Evet. Hatta, başka kiracılar bile gelip yerini işgal etmiş. — Peki ama nasil olur. Her gün) muntazaman (fabrikaya geldiği hal! de bize hiçbir şey söylemedi. — Öyle ama efendim, İşte taşındı. Burada yok. Onun yerine, bakınız Borden oturu Senad — Peki yeni adresi ne? — Adres bırakmadan gitti. Ikisi de hayret ettiler, — Nasıl olur da adres bırakmadan gider? Kapıe: — Ne bileyim ben? dedi, size doğ- rusunu söylüyorum. o Uydurmuyo- rum yâ! — Evet, hakkınız var amımı, kendi sine gelen mektupları ne yapıyorsu- nuz? — Matmazel Nantöy © gittiği man, arasıra o geçip kendisinin tup varsa (alacağını ve bir aj şına gidip, orada oturacağını söyledi. — O zamandan beri hiç geldi mi? — Pek sık değil, İki veya. tiç defa, Evet üç defa. On gün kadar oluyor. Pek o kadar sık mektup almazdı. Andre sordu: — Şimdi sizde hiç mektup var m? — Galiba geçen gün bir mektub geldi. Gidip bakayım.. Kaprer gitti, baktı, bir mektup bü Tup getirdi, And yerdi, Andre?

Bu sayıdan diğer sayfalar: