17 Ekim 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

17 Ekim 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e VE yim GE ; ç e MA A İL e NA ERA Di ğe «ee 5-4 > Mp sale alis Yem İG A Ma. ği # ri Ar > AMİNA LİME Sm —4-—VAKIT 17 Teşrinevvel 1931 EE ig MeER isminde taliile bir istihza saklıyan adam Garip: bir enmuzeç — Çavuş — Su taşımaktan gazete irat etmiştir. Kral Faysal nut- müvezziliğine — İsim ile müsemma İrem arkasında kunda İrakın bugünkü (vaziyeti bir mazi — İstilâya benziyen bir takarrtip. ile ön sene evvelki © vaziyetini —69— Yazan”: Halit Ziya mukayese etmiş ve İrakın bugün İzmirden (ayrılmak zamana İs-İzalarına ağa bir ömür sahibi hari een e yo karrüp © ederken burada geçen genç-'oldüş “yaltiz'bir seyi tebeddül etme) biç ir permkdi ei ire em lik devresinde, tadılmış, obazan hak-'di: Simasının * bazan kahır ve elem, ve Britanyanın Irakta hava hat- larında kin, daha ziyade (muhabbet bazan gayzti kin ifade eden'manası.. tından ız bir şeyi — ” i duyulmuş Şahsiyetler arasından bir) “Onun halitiden metnun | ve'istik') dığını sö İemiştir. şer “.' ikisini sonraya talik etmiştim; bun-|balinden © imkâm'nispetinde “emin ol- RE all le a lardan biri, ki hatırımda (daima be. maktan tevellüt (öden itminanı mu sakaliilere böcem etmi al şeriyetin “en garip o enmuzeçlerinden|hakkak mazisine (ait bir hatırayı sil- rn bugünkü vaziyeti kal et- biri olarık iz bırakmıştır, gazeteyi te- sis eder etmez müvezzi sıfatile bize in. tisap eden çavuştur. İzmirin en maruf bir siması idi. Meçhul O bir noktadan çkarak gazete- nin tevzi, ve sırası geldikçe, * müşte- rilerden para tahsil (vazifesi onu şeh- rin her tarafına, her köşe ve bucağı. na sevkederek mevkut ve omunfazam miailarda (görülen bir adâm yapmış ti, Onu görmekten haz duyulur miy- d? Para tahsili için müracaat et- tikçe oOme tesir yaptığında tereddüt| edilemezdi elbette, fakat gazete tevzi ederken bile (taze havadis dağıtmak gerefi onu mahzuziyetle görülmek im- tiyazma mazhar etmek (için kifayet eder miydi? Bu pek şüphe ile telâkki olunacak bir sualdir. Öyle bir siması yardı ki onu tam manasile çirkin yap- mamakla beraber daima dargın, das ima kızgın bir.adam yapardı; öyle ki ona türkçede süret (o kelimesine ve- rilön telAtfuzla ve mana ile.(ne sur rateri*hörif )rdedirtird. Hatta kaza en: dudaklarını, dişlerini o ısırmak Istiyormuşçasına, kendini unutarak bir «tebessümle (gösterecek olsa Yi- ne o kelimenin maküs (bir telâkkisi- İe insana: — Surat ediyor! hükmü nü verdirirdi. AL NU Ş e YARIN AKŞAM: “SAAT 9,30 DA M AJikK sinemasında Büyük GALA müsameresile J-—OdlL © ON ARKILE SöYLE BEYOĞLU TELEFON meğer; kifayet etmiyordu. - Bu “mazi İnin . hafayasında ne saklı idi? Bir İcinâyet, ; bir mühkümiyet, yelse va: sıl Solmuş ür aşk, zaman İle acısı nım ateşi küllenmiyen . bir hiyanet, kim bilir ne vardı, O söylemezdi ki, konuşmazdı ki, tecessüsün (o Önlünde, tercümeihalinin o çelikten örülmüş bir İduvar arkasında duran esrar tera- hür edebilsin. Onun nadir sözlerin den mana İstihracı silik bir müsveğ- dede . okunabilen hecelerle mefhum keşfi kabilindendi. Zaten o, vazifeşinaslıkta, ikdamü gayrette, İşine en küçük obir serze nişi bile celbetmiyen intizamı hareki- tmda öyle bimisil idi ki (mazisi pek yokianacak olursa“ belki istihda- mr münselip olur endişesile tamikatn lüzum görülmüyordu. Herkese karşı uzak duran, herkesin etrafında vahşi bir kedi ihtirazile do- Taşan bu adamın bir müddet sonra ba- na yavaş yavaş. tnkarrüp etiğine; dikkat ett'm, ve gariptir. o bana böy- le takarrüp ederken bende de bu vah- $i kedliz'n odırmslar, diş'er bir mah- lük. olmadığına, onun . bilâkis pek munis, o pek merhut bir canavar ola- bileceğine emniyet hasıl olmağa laş Tadı, Bize onu Karataşta dükkünlarm bodrümlürmda yaşıyan, — o civar hak kına su taşımakla (o geçinen bir bet- baht “bir garibüddiyar olarak tavsi ye etmişlerdi. £ Betbaht İdi, şüphe yok. vaktile beyaz İken yavaş yavaş kararan, yaz kış giyile giyile mevsim. Yerin o tehaliifüne (ehemmiyet ver memeğe alışkın Oobezden bir ceketle pantolonu (vardı ki bahtının nev'ine kâfi (delil teşkil (o ediyordu. Garibüddiyar. Bunda da iştibaha| mahal yoktu, fakat hangi diyarın ga-| ribi idi? Nerede Okazaya uğromış | bir geminin © yongası idi ki bir tes düf dalgası ile İzmir kenarma düş müştü?. Çavuş! dediler, çavuş diye aldık, as- kerlikten (Kalma bu unvan bütün si. cilli için kâfi geldi. Onun asıl ismi- Onun kim lir nasıl mahrumiyet- lerle, fütürlarila o hususile dünyada yapayalnız olmak aerrfle nihavet| rapt kalp edecek “bir yer bulmak ih-| tiyacmda takarrüplöri bende terahhuma © müşa-' bih bir emniyet — ihsas etmekten hali kalamazdı. Üyle ki, “yavaş yavaş bütün husu- si hizmetlerimi, evimin hariğle olan münasebetlerini (üstüne aldı; ara sıra . verilen (o bahşişleri nihayet ıs rara mukavemet (o edemiyen sert bir çehre ile kabul eder, usanılmış elbi- seleri yapılan (o işin pahası diye aldı- ğına ihtimal o verdirmemek için teşek-! kür etmeden zorla oalr, ve elinde dalma muntazam hesap (defterinin şüpheye imkân bırakmıyan kuyu dile ispat ederdi ki matbaanm a- ni, bir uzun müddetsonra tesudü- fen ben öğrendim: Nimet! Hayatının mukadderatı ile ( istih za eden bu İsim asri ismi miydi? Öyle! olsa yerek.. Ekseriyet üzere (tali isim) ile müsemma arasında böyle tezat o- yunları yaparak eğlendiğilçin da ha ziyade (Otamika dim. Vakıa (Hizmet) onun için bir ni- met oldu. Burada giyindi, kuşandı, dalma saçlarmı Ootaramuk, tıraş ol mak, yıkanmak, ellerini ove tumak-i larını temiz tutmak ilimlerini öğren- di; hatta evvelce (o birkaç isim oku- yup yazabilmeğe (İnhisar eden oku- ma ve yüözma behresi, abone kuşak-| larını yazneak, Okendine mahsus bir hesap defteri Otutacak kadar oo İleri gitti; yatacak temiz bir yer velhasıl ( beşeriyetin basit GLORYA Bü akşam: GALA ATLANTIK Yerlerinizi tedarik ediniz. Tel. B.O, 1656 lüzum görme|€den hududu ğır işine ilâveten sırtma yüklenen bu fazla zahmet ancak bana hizmet için ihtiyar olunan. manevi bir hazdan ibarettir, Nihayet oçavuş hayatımda müs - tevli bir ruh oldu; (fakat orda hiç bir zaman tecavüz (edilmemek İcap aşmaz bir İçtinap, bende de asla tesirini icra etmekten hali kalmaz bir tebaüt hissi vardı ki, © ruhu: irade daima geniş bir fasıla bırakan « geniş (dairenin haricinde seyrettirirdi. Bâna uzun (bir cümle ; söylediği, bir — saniyeden ziyade imtidat eden s6o Kral Faysal İstiklâl mücadelemizden sitayişle bahsediyor Irak kralı Faysal Hz., yaptığı seyahati bitirerek Bağdada dön- müş ve orada mühim bir nutuk memelerini ihanetle tavsif eyle- miş ve demiştir ki; “Evet biz bugün bukuki nok- tai nazardan henüz manda altın- dayız. Biz bu mandayı hiç bir vakit tanımadık. Fakat bu vazi- yet bizim müstakil bir devlet olarak işlerimizi idare etmemize mâni değildir. Çünkü birkaç ay sonra bu mandada kâmilen zail olacaktır. irak Kralı, kurtuluş için bu- günkü hattı hareketi takip et- mekten başka çare olmadığını söylemiş ve Türkiyenin istiklâl mücadelesinden bahsederek şun- ları söylemiştir: «Türkiye, istiklâl yoluna gir- diği zaman bizim gibi hareket etmedi. Ve öölühedeleri yabut akvam cemiyeti tarikimı reddetti. Ve Gazi Hz. Türkiyeyi kurtuluş cidalinö davet ettiği zarınn'bü- | tün Türk milleti, erkek kadın herkesi canile, Mmalile, silâbile onu takip etti, Biz bunu yapa- madık.,, Kral Faysal, nutkunun sonun- da Irakın siyasi varlığını tahkim eden milletin, iktısadi varlığını tahkim hususunda da kendisine yardım etmesini istemiştir. Darülbedayi Temsilleri olduğuna delâlet eden bu, Bugün akşam san jd. Yavaş yavaş yet hakkı guna fımda haze manasının hip olurak duymasın! çavuş anlamasın!.,, diyen bir çekinme hissinin uyandığına vâkıf olur, narak hiçbir sebebe müstenit olmıyan bir çıkışma ile güya ona mevkiini gös- terirken nefsim; hakkı olan payesine çıkarmış olurdum. yazarken kat ve merbutiyetine karşı bir şükran borcunu ödemek zannındayım ve onu düşünürken tan ayrılmadım ki beni İzmirden ay. rılıyor İSTANBUL BELEDİYESİ ii | Ili İ NN onda bir nevi vesa- tevehhümünün de doğdu- dikkat ederdim. Bazan etra- tasvipkâr olmıyan bir mua dolaştığına bile za») “Çavuş 2130 da Mum Söndü Komedi 5 tablo Yazan : Müsahip- zade Celâl Tenzilatlı Halk gecesi Alu yaşından aşa- ğı olan çocuklar tiyatroya kabul €- dilemezler adeta, içimde ve sonra kendi kendimden uta- âmiriyet Bugün onun hakkında şu satırları bu vahşi ruhun bana süda- nevi hâlâ şu itikat görmekten en büyük acıyı buldu) ey keşfedilir korkusu onu homurdan-|timalinden korktu. mukte-| makta iktifa ettirir, araba fenerinin ikânda (yası gibi mazarmın. -şalesi silinerek Bu aşım GALA iörtülürdü. b Artık ona gazetenin o çavusu değil, A T LI A Rİ Ti I K ibenim çavuşum' derlerdi; © bundan/(i Yerlerinizi tedarik ediniz. nefsine bir milbahat (hissesi çıkarır. Tel, B.O. 1656 bir nazarla baktığı vaki değildi; ağzın- dan iki kelime fazla çıkarsa defteridüyan o olmuştur, fakat İzmire daha ömrünün açılmamış — bir sahifesinden|ziyade merbut olmalıydı ki hiçbir va. bir satır okunabilir, gözleri ziyadece|kit benimle beraber gelmek arzusunu mün'atıf kalırsa — içinde saklanan birizöstermedi: Belki de reddedilmek ih- ve bakarken bir geçerken bir game- akseder etmez sönüveren Zi Helit Ziya : Uşşaki zada GLORYA”ı (Vakıt)ın Teirikası No.:i 9B Bunun neticesi olarak Akiba bün-| lara son derece sert davranmış ve| onları kırıp geçirmek istemişti. Akiba Romalılarla da çete muha. rebeleri yapmış ve memleketi tahrip etmişti. Yahudiler de, Romalılar da mun yüzünden müthiş zararlara du- sar oldular. Filistin çölden farksız bir hale gelmişti. Hadrian, Akibayı mağlâp ettiği zaman zaferini Roma âyan meclisine bildirirken bu gibi ra-! porlarda yazılması mutat olan (Ben! ve ordu iyiyiz) cümlesin; sarfetmeğe| mecbur oolmuştu. Çünkü, kendisi de, ordu da İyi bir halde değildiler. Bu muharebeler neticesinde ele dü- şen Yahudi esirleri o kadar çoktular! ki onları hemen satmak mümkün ol. mamıştı, Halbuki bir insan, bir ati pahasına satılıyordu. Bu uzun ve korkunç Yacin, Akiba! ile nihayet buldu. Kendisi, Yahyâ! nin zuhurundan beri ortaya çıkan ve döğüşen adümların sonuncusu idi, Zaten Yahudilerin mukaddes şeh! ri olan (Kudüs) harabeye dönmüştü. Romalılar mabedin bulunduğu saha- yı tarlaya çevirerek onu ekmeye baş- lamışlardı, Arzı mev'ut kaybolmuş, onun istihkâmları yedulmış, siyasi varlıkların kaybeden Yahudiler, bü-) tün hürriyet müdafilerini, damarla- rında çöl kanı akan eski fatihlerin bütün neslini zayetmişlerdi. Yahudilerin mukaddes kitapların- dan olan Tesniyede şu sözlere tesa- düf ediyoruz: “Arza malik olduğunuz ve orada; ikamet ettiğiniz zaman, siz kardeşi | niz olmıyan bir yabaneryı oraya sok- maâynız!,, Fakat İsrail oğulları, bu arzı kâ- milen yahancıya devretmiş ve'yer yü» zünde tekrar yurtsuz kalmış ve, bun- ların hepsi de, her tarafta ecnebi ta.| hakkümüne ve ecnebi boyunduruğu- na boyun eğmeye (mahküm olmuş Jardı. Kılıç çekerek hareket edenler kı- lıçla mahvolmuşlar, ve mabedin an- kazı altında kan ve ateşe gömülmüş” erdi. Hayatta kalanlarsa, bütün cetle rinin tattıkları esaretten daha acisi m çekmek üzre nefi ve tebit edilmiş- lerdi, Viyana darllfünunu müderrisle rinden dokter Robert Eislerin en es- ki tarihi menabii tetkik ederek, bil hassa - eski İsayı, muasır omüyerrih Joselüsün bütün tercümelerini karşr. laştırarak ve bu eserlerde yapılan bü- tün tahrifleri omeydana çıkararak yazdığı (İsayı) tamamlamış bulunu- yoruz, Bu eserin ortaya koyduğu en bü- yük hakikatler şunlardır: 1 — Başta İneiller (olmak Üzere bütün hristiyan! neşriyat serapa tah. rifler ve tasniler ile doludur, Ban! larm tarihi kıymeti son derece meş. küktür, 2— Hristiyani meşriyatın hepsi, hazreti İst aleyhinde Romalılar ve Yahudiler tarafmdan yazılan yazıla- rı tersine çevirmek esasına (İstinat ettiği için bunlar zerre kadar itimada şayan değildir. 3 — Başta İneiller olmak üzere hristiyani neşriyat, hazteti > İsanın maksatları, hedeflerini, &faaliyet- lerini kâmilen yanlış anlatmışlar, o- nun #özlerini yanlış (telâkkilerine uydurmaya çalışmışlardır. İ Doktor Rohert Bislerin bütün il. EKLE Sineması dahi dünyada meşhur sesli ve sözlü Gelecek Eserin ortaya koy en büyük hakikatler —— enn Büyük Sinemalarda olduğu gibi sesli a ii edilmiştir. Ekler sineması ve en güzel sessiz filmleri gösterdiği gibi sesli makinesile en Birinci programı: Nihayetsiz muvaffakiyetler kazanmış olan MILTON Bedavacılar Şahı am: Marie Bel tarafından Öldüren Adam duğu mi tetkikatr bu hakikatleri katiyetle anlatmış ve ispat etmiş, ondan som ra İsanm hangi şerait altında z& hur ettiğini, Yahudileri Roma es retinden kurtarmak için nasıl bir yol tuttuğu, nasil bir siyaset takip, tw raftarlarına hangi prensipleri telkin ettiğini, hazırladığı kıyan nasıl ida re ve nasil sevkettiğini, nihayet Re malıların ve Yahudilerin bu kıyami nasıl karşıladıklarını ve nasıl bastır dıklarını izah etmiştir. Onun bütün bu tetkiklerin; gör“ dükten sonra bu bahsi tamamla; için profesör Eislerin tetkik etmediği! muazzam ve tarihi bir vesikaya, yani Kur'ana göre İsann ne olduğunu tef kik etmek istiyoruz. Hazreti İsa Kur'anda üç nam fle anılır. Bunların biri, İsa, biri İbei Meryem, yanj Meryem oğlu, üçüm! cüsü (Mesih) dir. GLORYA | Saat 9,45 te | Büyük Gala olarak Müthiş Bir Temaşa Sözlü Sinema San'atının En Kuvvetli Eseri E. A. DUPONT'un şaheseri takdim ediyor Bir transatlantik vapurunda hissi ve müessir bir dram... Cümudiye.. Müsademe.. Kaza,. Programa ilâveten Patajur- nal No. 4 | Ispanyol - şarkı ve danslarını seviyorsanız dünyanın en meş- bur dansözü ROZiTA ,MORENO ile Rio de Janeyro milli tiyatrosuna mensüp ROBERTO REY'İ ŞEN insanlar (Gens Heureux) Tamamen Ispanyolca büyük operetin- de elkışlamaya o hazırlanınız. Yaıkna ELHAMRA'd bütün ZEISS-IKON Sesli makinası olma- dığı vakit en büyük filmleri gösterecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: